Anime Meleğinden bir macera...
Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 31
Kayıt: 16 May 2008
Mesajlar: 127
Favori Anime & Manga: kamikaze kaitou jeanne,elfen lied,sailor moon
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
ben yazdım bunu
bakalım beğenecek misiniz?
BİRİNCİ BÖLÜM
Mangaka Olmak-Kalemimin Ucundaki Melek

Saat çoktan gece yarısını çoktan geçmiş olmalıydı. Gölgelerle dolu oda, pencereden gelen ay ışığı da olmasa zifiri karanlık olacaktı. Sahra yatağında zapt edilemez bir öfkeyle döndü. Öfkelerin en büyüğü çaresizlikten ve adaletsizlikten doğan öfkedir herhalde, haklı öfkedir… O şimdi çaresizlikten duyulan öfkeyi duyuyordu, hırslanıyor, ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. Gözlerini odada dolaştırdı bir süre, uzayıp kısalan, bazen hareket eden gölgeleri izledi. Eskiden ne kadar da çok korkardı onlardan.

14 yaşındaydı Sahra ve sekizinci sınıf öğrencisiydi. Yani OKS başta olmak üzere, tüm o bitip tükenmeyen sınavların ufukta göründüğü zamanlardaydı. Ellerini koyu kahverengi saçlarında gezdirdi bir süre, sonra odayı tekrar gözlüğünün üzerinden taradı ve hızla toparlanarak yatağında oturdu. ‘’Benim yerime, benim için karar verme hakkını kim verdi ki size?’’ diye düşündü, ‘’Kim verdi?’’ İstemediğim bir şeyi bana yaptırabileceğinizi mi sanıyorsunuz gerçekten, istemediğim bir geleceği bana verebileceğinizi?’’ Derin bir nefes aldı ve ‘’Hayır’’ diye fısıldadı, ‘’hiçbir zaman ders çalışmamak ya da ya da dersleri boş vermek gibi bir şeyi kastetmedim ben… Ama benim istediğim gelecek avukat, mühendis, doktor, gazeteci gibi bir şey olduğum bir gelecek değil… Hayır, gerçekten de … Benim istediğim gelecek harika bir mangaka olduğum, harika mangalar çizdiğim ve harika animeler yaptığım bir gelecek…’’

Hüzünle pencereden dışarı baktı, içinde ne zaman mangaka olmak gibi bir istek doğduğunu pek hatırlayamıyordu. Tek bildiği çizgi filmlere bayıldığıydı, adlarına anime dendiğini bilmediği çizgi filmlere.. Sonra hayatına internetin girmesiyle pek çok şey değişmişti Sahra için. Animeler ve mangalar… Mangakalar… Beyninin sınırlarını zorlayacak kadar çok Japon çizgi filmi ve çizgi romanı… Anime manga fan siteleri, anime hayranlarından oluşan bir internet çevresi… Hepsi de Sahrayı anlayamadığı bir hızla, adeta büyülüymüşçesine sarmışlardı. O zaman yaptığı resimlerin konusunda da ani bir değişiklik baş gösterdi. Önce en favori animelerinin kopyalarını çizmeye başladı; Ay savaşçısı, Kamikaze kaitou jeanne, Tokyo mew mew… Sonra kendi anime karakterlerini çizdi. Bu arada yedinci sınıfa gelmişti ve ‘’Hangi meslek?’’ sorusu onda da belirginleşmeye başladı, ve ‘’Hangi lise?’’ sorusuyla, güzel sanatlar lisesi denen liselerin olduğunu fark etti. Bu liselerden birine giderse üniversitede animasyon tercih edebilirdi ve hayalini bir köşesinden tutmuş olurdu. Annesi bu isteğine güldü geçti. Sahra’nın bu hayali gelip geçici bir hevesti sadece onun için, o kadar… Kızının dersleri iyiydi ve bu hevesin gelip geçeceğine emindi. Ama sekizinci sınıf ufukta görününce kadını da bir endişe sardı, Sahra dershaneye gitmek istemiyordu, mangaka olacağım diyordu. Anime, manga, mangaka olmak??? O zaman Sahra ve annesi kavga etmeye başladılar.

Sahra, yine ‘’Ders çalışmamayı kastetmemiştim ki!’’ diye düşündü, evet, asla kastetmemişti. Türkçe’ye edebiyata ve tarihe bayılıyordu. Ve dersleri de hiçbir zaman kötü olmamıştı, hatta çok iyi olmuştu-belki matematik hariç. Ama güzel sanatlar lisesine gidecekse dershaneye gitmesine ya da ders çalışıyorum diye kendini yırtmasına gerek yoktu. Bunun yerine resim yapmak çok daha mantıklıydı… Ama annesi onun güzel sanatlar lisesine gitmesini istemiyordu.

Odada öfke içinde dolanmaya başladı. Beyni sorularla çalkalanıyordu. Şimdi ne olacaktı? Ne yapacaktı? Özellikle annesiyle bu kadar inatlaştıktan sonra kalkıpta trigonemetri çalışmayı düşünmüyordu hiç. Planlarını da bambaşka yapmıştı. Planları… Hayalleri… ‘’Bunun eğitimini almazsam hayallerimi gerçekleştiremem’’ diye düşündü, çizileri çok iyi de olsa çizgi film yapmak çok daha başka, çok daha farklı bir şeydi. Bir an OKS ye hazırlanmayı, kazanmayı ya da kazanamamayı, annesinin istediği gibi bir liseye gitmeyi düşündü. Ya sonra… Evet, ya sonra… Sonra ne olacaktı? Ondan sonrası tam bir boşluk ve belirsizlikti. Herhangi bir üniversiteye gitmek… Herhangi bir meslek… Ama hiçbir meslek ‘’mangaka olmak’’ düşüncesinin Sahraya hissettirdiklerini hissettiremiyordu. Komodinin üzerinde duran çizim defterini aldı ve sayfalarını karıştırmaya başladı. Birbirinden ilginç giysiler içindeki, birbirinden ilginç anime karakterleri… Sahra’nın animesi… Sahra’nın animesinin kahramanları… Bir an hepsi canlanmış gibi geldi Sahra’ya, sanki sitemle bakıyorlardı kıza. Sahra ürperdiğini hissetti. Mangaka olmak. Kendisinin bu işi ne kadar ciddiye aldığının kendisi bile farkına varmamıştı anlaşılan. Kendi kurguladığı animeler… Ve onların kağıtlarda can bulan birbirinden canlı karakterleri… Defteri yatağının üzerine fırlattı, derin bir nefes aldı ve kendi kendine ‘’Aptallaşma’’ dedi, ‘’Aptallaşma.’’ Tekrar yatağına oturdu, elbette hayallerinden vazgeçmeyecekti. Elbette.

...birinci bölüm henüz bitmedi...
DEVAM EDECEK


harikasın White Moon

harikasın jeanne'm
[Bağlantı]
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
20 May 2008 10:29
ReiLa~
Mangaka
Mangaka



Yaş: 31
Kayıt: 06 Şub 2008
Mesajlar: 1,346
Teşekkür: 34

Durumu: Çevrimdışı

ReiLa~
Mangaka
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
süperrr yaa biraz beni anlatıyo sanki ama benim güzel sanatlar lisesi hayalim suya düştü pek hayal de sayılmazdı da.çünkü animeyi 9. sınıfta tanıdım izlediklerimin.çizdiklerimin anime olduğunu öğrendim.dewamını merakla bekliyorum

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
20 May 2008 10:47
usagi_rei
Otaku (Level 1)
Otaku (Level 1)



Yaş: 30
Kayıt: 10 May 2008
Mesajlar: 41
Favori Anime & Manga: sailor moon
Cinsiyet: Kız
Nerden: düşlerimin derinliklerinden

Durumu: Çevrimdışı

usagi_rei
Otaku (Level 1)
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
çok hoş olmuş canım. Hayranlık Besliyor



imza ve avatar için BULUT'a çook tşkrler
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
20 May 2008 12:03
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel olmuş gerçekten burda sanki kendini anlatıosun gibime geldi Çok Mutlu 1. bölümün devamını heyecanla bekliorum valla ne yalan söyliyim Hayranlık Besliyor


süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
20 May 2008 13:01
Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 31
Kayıt: 16 May 2008
Mesajlar: 127
Favori Anime & Manga: kamikaze kaitou jeanne,elfen lied,sailor moon
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
aslında üçüncü bölüme kadr faln yazdım ama şimdi bilgiayara yazıorum Şaşırmış Durumda deftere yazmıştım çünkü Şaşırmış Durumda birinci bölümü worda geçirir geçirmez koycam
bi de evt burdaki kız biraz bana benzior 8)


harikasın White Moon

harikasın jeanne'm
[Bağlantı]
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
20 May 2008 13:21
Kanlı Kontes
Mangaka
Mangaka



Yaş: 30
Kayıt: 10 Arl 2007
Mesajlar: 644
Nerden: Elizabeth Bathory-Sensei'min yanından *-*
Teşekkür: 1

Durumu: Çevrimdışı

Kanlı Kontes
Mangaka
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
Anammm süperr olmuşş canımmm hayatıı sankii birass sana benziyo bazı kuşlar bana senin edebiyatı ne kadar çok sevdiğinden bahsetmişti betimlemelrin ve kurgun harikaa ama anime demek mucize demekk bazılarıı her ne kadar çocukların izlediği çizgi filmlerle de karıştırsa da Çılgın Çılgın beii de koyy hikayene falann Kahkaha Atıyor Kahkaha Atıyor harika yasmışsınn falla sıkı takipçinimm dewam dewam Dil Çıkartıyor Dil Çıkartıyor


Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim

Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 May 2008 10:17
nyuu chan
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)



Kayıt: 20 May 2008
Mesajlar: 84
Favori Anime & Manga: elfen lied,sailoor moon,kkj,pokemon
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

nyuu chan
Otaku (Level 2)
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
harika olmuş canım bir yazar olmalısın çok beğendim devamını bekliyorum Çok Mutlu


Müthişsin Sweet
Spoiler:
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 May 2008 15:37
Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 31
Kayıt: 16 May 2008
Mesajlar: 127
Favori Anime & Manga: kamikaze kaitou jeanne,elfen lied,sailor moon
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
işte birinci bölümün devamı....

‘’Ama’’ diye düşündü, ‘’Bunu nasıl yapacağım?’’ Evet, gerçekten de annesi dershaneye gitmesi, sınavlara hazırlanması için bas bas bağırırken ve asla istediği liseye gitmesine izin vermeyeceğini söylerken nasıl yapacaktı? OKS ye girmese bile annesinin izni olmadan güzel sanatlar lisesine gidemezdi ve sonuçta yine amacına ulaşamamış olurdu. Dizlerini karnına çekip kollarıyla sardı ve düşünmeye başladı. Kendini bu konuda inanılmaz yalnız hissediyordu. Annesine karşı Sahra’nın yanında duracak hiç kimsesi yoktu. Öfkeyle homurdandı. Annesini ikna etmesi için başvurabileceği hiç kimse yoktu. Büyükannesi ve dedesi… Teyzesi… Öğretmenleri… Hatta arkadaşları bile… İçindeki hiç de sempatik olmayan bir ses ‘’Belki de haklılardır.’’ Dedi. Sahra, ‘’Hayır’’ diye fısıldadı ve yine homurdandı. Ama ses susmadı, ‘’Sen kaç tane mangaka tanıyorsun ki?’’ dedi, ‘’Çevrende tanıdığın kaç mangaka var?’’ ‘’Hayır yok, ama…’’ dedi Sahra, ses devam etti, ‘’Tanıdığın animasyon okumuş hiç kimse de yok’’ dedi, ‘’Hatta güzel sanatlar lisesine gitmiş hiç kimse de.’’ Ama Sahra hemen ‘’Var’’ diye fısıldadı. ‘’Burçin’in ablası…’’ Evet, Burçin’in-Sahra’nın en yakın arkadaşı-ablası vardı, zaten güzel sanatlar liselerinden ve animasyon okumaktan da Burçin bahsetmişti Sahra’ya. Ama yine Burçin bahsetmemiş miydi, iş bulmak ve para kazanmak çok zordu bu alanda. Evet, gerçekten de Sahra hiç Türk yapımı çizgi film görmemişti. Belki de sadece ben rastlayamadım, o kadar diye düşündü. Ama animeler sayılamayacak kadar çoktu ve en sevilen çizgi filmler de hep animelerden çıkıyordu.’’Eh’’ diye düşündü, ‘’en kötü ihtimalle Japonya’ya gitmek zorunda kalırım, o kadar’’

Zıplayarak yatağından indi ve lambayı yaktı. Saat sabahın üçüne geliyordu. Odasına göz gezdirdi. Sonra kitaplığına doğru ilerleyip en sevdiği romanlarının arasına karışmış olan Winx Club ve W.İ.T.C.H dergilerini aldı, winx de witch de anime değildi ama annesi Sahra’yı onları yakmak konusunda tehdit etmişti. Sonra odada bulunan animelerle ve diğer tüm çizgi filmlerle ilgili nesneleri topladı. Bunların arasında bilgisayardan çıktı olarak aldığı düzinelerce anime resmi, anime ve manga çizim dersleri ve içlerinde anime müziklerinin bulunduğu cdler de vardı. Bunun yanında resim malzemeleri ve Sahra’nın anime çizimleri de cabası. Tüm bunları bir dolaba doldurdu ve dikkatle kilitledikten sonra anahtarı küçük bir peluş ayıcığın sırtındaki yırtıktan içeri soktu. Ayıcığı da giysilerinin arasına sakladı.

Sıra tüm o OKS savaşı cephanesine gelmişti, hazırlık kitapları, dergiler, soru bankaları, deneme sınavları, çıkmış sorular ve cdler… Hepsini topladı ve atılmaya hazır çöpler gibi odasının ortasına yığdı. Sonra da iç rahatlığıyla gülümsedi. ‘’Yarın, hepiniz bu evden gidiyorsunuz.’’ diye mırıldandı.

Eline bir resim kağıdı, kalem ve silgi aldıktan sonra çalışma masasına oturdu ve kağıda bir şeyler karalamaya başladı. Bu Foton’un-Sahra’nın köpeği- anime tarzı, yani biraz ‘’olağanüstü’’ bir resmiydi. Yarım saat kadar uğraştıktan sonra ne kadar çok uykusu geldiğini fark etti. Gözkapakları düşüyor, gözlüğü başını masaya koymak istediğinde onu rahatsız ediyordu. Kendini yatağına attı.
Kahkaha Atıyor
birinci böülüm henüz bitmedi
devamı var....


harikasın White Moon

harikasın jeanne'm
[Bağlantı]
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
22 May 2008 16:14
Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Otaku (Level 3)



Yaş: 31
Kayıt: 16 May 2008
Mesajlar: 127
Favori Anime & Manga: kamikaze kaitou jeanne,elfen lied,sailor moon
Cinsiyet: Kız

Durumu: Çevrimdışı

Anİme MeLeğİ
Otaku (Level 3)
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
kalanı da geliyor...

Uyandığında, saat sabahın sekiziydi. Her zamankinden daha az uyumuş olmasına rağmen kendini son derece zinde hissediyordu. Tam odadan çıkacakken annesi odaya daldı. Yüzünde Sahra’nın pek tanımadığı, garip, acı bir ifade vardı. Sahra konunun yine aynı şey olduğunu sanarak gardını aldı ve kendini savunmak için ağzını açtı. Ama annesi ondan önce davrandı ve: ‘’Sahra’’ diye buyurdu, ‘’Çabuk hazırlan, Afyon’a, teyzenin yanına gidiyorsun!’’ Sahra, garip, ne olduğu belirsiz bir ses çıkardı ve şaşalayarak ‘’Ne?’’ dedi, ‘’Ne demek bu!’’ Kadın bir an kızına baktı ve usulca ‘’Sakin ol’’ dedi, ‘’Aslı’dan bir telefon aldım, o…. O… O, kanser olmuş… ‘’ Sahra hiçbir şey anlamadan annesine bakıyordu. Aslı annesinin en yakın dostuydu ama… Kadın devam etti: ‘’O, kanser olmuş ve ben, onun yanında olmalıyım’’ Sahra ‘’Ama’’ diye karşı çıktı, fakat hemen pişman oldu, annesi çık öfkelenmiş gibiydi, ‘’Aslı’yı yedi yaşından beri tanıyorum’’ dedi, ‘’İlkokulda, lisede, hatta üniversitede bile beraberdik biz… Ve o kazayı geçirdiğimde aylarca hastanede başımda bekledi… Ve biliyorsun ki yanında olacak bir ailesi yok’’

Bir an çok rahatsız edici bir sessizlik oldu ve Sahra usulca ’’İyi, iyi o zaman… Ama…’’ dedi. ‘’Ama o kadar uzun mu sürecek bu?’’ Annesi: ‘’Kanser tedavisi’’ dedi, ‘’Ne kadar sürer bilmiyorum, o süre içinde de yalnız kalacak değilsin ya!!’’ Bir an düşündü Sahra, beyni hızla çalışıyordu. Teyzesi Mine Hanım Afyon’da yaşıyordu, Sahra’nın annesinden farklı olarak çok daha serbest ve özgür bir kadındı. Sahra, onun kendisini desteklemeyeceğini biliyordu, ama ders çalışması için baskı da yapmayacaktı. ‘’Tamam, o zaman’’ dedi ağır ağır, ‘’Aslı’nın senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ne zaman gidiyoruz?’’ Kadın sevinçle gülümsedi ve Sahra’ya sarılıp onu iki yanağından öptü, ‘’Anlayacağını biliyordum’’ diye fısıldadı, ‘’Hemen hazırlanırsan öğleye doğru yola çıkabiliriz.’’

Sahra, bu habere çok hazırlıksız yakalanmıştı. Ama annesine hayır dese de annesi onu dinlemeyecekti nasıl olsa. Aslı, onun için çok önemliydi, her zaman yanında olmuştu annesinin ve Sahra’nın babasının ölümünde de annesine çok destek olmuştu. Bunun yanında buradan ayrılmak da Sahra’ya çok zor gelecekti. Okulunu, evini, arkadaşlarını bırakmak, üstelik ne kadar süreliğine olduğunu bile bilmeden… Burçin’den ayrılmak… Ama Sahra çok iyi yönler de görebiliyordu bu sürpriz haberde. Bir kere özgür olacaktı, teyzesinin hiçbir şeyine karışmayacağını, ders çalışıp çalışmadığıyla bile ilgilenmeyeceğini biliyordu. Bu da Sahra’nın resim yapmak için pek çok zamanı olacağı anlamına geliyordu. Ve Aslı’nın tedavisi beklenenden uzun sürerse… Mesela Sahra liseye başlayana kadar… Belki de Sahra teyzesini ikna ederdi ve oldu bittiye getirip güzel sanatlar lisesine giderdi.

Afyon’a geldiklerinde neredeyse akşam olmuştu. Mine Hanım garip bir neşeyle karşıladı onları, bir yandan ne zamandır gelmediklerinden, yalnızlığından sitem ediyor; bir yandan da onları memnun etmeye çalışıyordu. Kah Sahra’yı, kah kız kardeşini ikide bir öpüyor, konudan konuya atlayarak neşeyle konuşuyordu. Sahra’nın eşyalarını görünce şaşırdı önce, anlaşılan hiçbir şeyden haberi yoktu. Ama yeğeninin yanında kalacağını öğrenince çok sevindi. Gerçi Sahra’nın kangalı Foton’dan pek hoşlanmamıştı ama yeğeni için ona da katlanmaya razıydı. Mine Hanım kız kardeşi Ceylan Hanım’ın tersine hayvanlardan hoşlanmazdı. Belki de bu yüzden Ceylan Hanım veteriner olmayı tercih ederken Mine Hanım doktor olmuştu.

Gece geç saatlere kadar sürekli konuştular. Mine Hanım’ın nişanlısı Okan’dan, Aslı’nın hastalığından, Mine Hanım’ın da Ceylan Hanım’ın da hastalarında, anılarından, Sahra henüz beş yaşındayken olan ve babasının öldüğü kazadan… Sonra albümlere baktılar. Siyah beyaz, ya da renkli onlarca çehre, bazıları sahte, bazıları gerçek, onlarca tebessüm, dondurulmuş anılar.. Sahra’nın hiç görmediği, ama haklarında mutlaka bir şeyler bildiği insanlar.

Sahra, teyzesinin gösterdiği odaya çıktığında gecenin geç saatleri olmuştu. Fena halde başı ağrıyordu ve çok canı sıkkında. ‘’Yeni odası’’ daha da canını sıktı. Teyzesi bu odayı ne için saklıyorsa artık, her yer toz içindeydi. Sahra, öfkeyle ‘’Toz tavşancıkları’’ diye fısıldadı, teyzesi her ne kadar ev dekorasyonunda çok zevkliyse de ya hiç vakti yoktu temizlik için, ya da çok tembeldi. Sahra kapıyı çarpıp kapadıktan sonra öfkeyle tozlu yatağa oturdu. Kendini niye bu kadar kötü hissettiğini bilmiyordu. Hasta gibiydi ve çok da öfkeliydi. Bahçeden Foton’un inlemelerini duyabiliyordu, belli ki köpek de Sahra’nın duygularını paylaşıyordu. ‘’Zaten tek o anlıyor beni’’ diye düşündü kız, ağlamak istiyordu. Işığı kapattıktan sonra’’toz tavşancıkları’’ na aldırmadan yatağın içine girdi, usuldan usula ağlamaya başladı. Niye ağlıyordu ki şimdi? Foton’un inlemeleri havlamalara dönüşmüştü. Sahra köpeği için endişeleniyordu. Bir ara teyzesinin-Sahra karanlıkta tam seçemese de- boyalı sarışın başı kapıdan uzandı. ‘’Sahra, uyudun mu canım?’’ diye fısıldadı. Kız ağladığını belli etmemek için nefesini tuttu ve teyzesi de gitti. Sonra kapı tekrar açıldı. Bu annesi olmalıydı.. Sahra bilmiyordu.. Uyumak üzereydi çünkü.

Sahra, ertesi sabah çığlıklar atarak geri dönmek istediğini söyledi, Foton’u beslemek için bahçeye çıktığındaysa köpeği bulamayınca bu çığlıkları daha da arttı. Neyse ki Foton sahibinin çığlıklarına havlayarak karşılık verdi ve teyzesi de Sahra’yı alışverişe götürerek sakinleştirdi. Alışverişten döndüklerinde annesi toz tavşancıklarını temizlemişti ve gidip Sahra’yı yeni okuluna yazdırdılar.

Akşama doğru annesi Sahra’ya sıkıca sarılıp öptükten sonra gitti. Kız bir süre arkasından baktı onun, teyzesi içeri girmişti: sonra sararmaya başlamış olan otların ve çimenlerin üzerine çöktü bu arada Foton inlemeye benzer sesler çıkararak kızın yanına sokuldu, burnunu onun koluna dayadı. Kocaman bir köpekti Foton, kocaman bir kafası, kocaman patileri, kocaman bir midesi ve Sahra’ya göre kocaman bir kalbi vardı.

Sahra, o akşam yemekten sonra, yatana kadar sürekli telefonla konuştu. Annesiyle ve arkadaşlarıyla. Ertesi sabah okul vardı ve bunu hiç de iple çekmiyordu. Yatmadan önce bir şeyler çizmek istedi, kağıdı önüne çekti ve elinde kalemle öylece durdu. Ne kafasında bir hayal canlanıyor ne de elleri kıpırdıyordu. Ne olduğunun pek farkında değildi, oda gözlerinin önünden silinmişti, gözleri resim kağıdının sonsuz ve beyaz derinliğinde öylece durdu. Bir an sonra kağıttan kendisine bakan yeşil gözler gördüğünü sandı. Büyük, yeşil, ürkek, meraklı gözler. Sevimli bir surat ve siyah, uzun, düz saçalar. Ürpererek başını saldı ve bir çığlığı son anda engelledi. Arkasında bir şeyin hareket ettiğini hissettiğini sanmıştı. Sandalyesinin devrilmesine ramak kalarak arkasına döndü, ama hiç kimse yoktu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve yüzünün kızardığını hissediyordu. O şekil o kadar canlı gelmişti ki. Dikkatle odayı gözleyerek pijamalarını giydi. Sonra gördüğü bu kadını ya da her neyse hiç kimseye anlatamayacağını düşündü. Belki Burçin hariç. Ama bunun için yarın akşamı beklemesi gerekiyordu.

Sahra, yeni okulunda sorun çıkarabileceğini ummuştu. Evet sınıfın kapısından girerken niyeti buydu. Tabi sonra annesinin onu bu okuldan alıp eski okuluna yazdırması. Ama hiç kimse ters bir hareket etmedi ki, ters bir söz söylemedi ki Sahra’daki bu kötü dürtü kayboldu.

Okulundan, evinden ayrılırken kendini çok garip hissetmiş, içinde pek anlayamadığı, bilemediği bir duygu uyanmıştı. Yalnızlığa benzer bir duygu ama yalnızlık değil. Sanki kendisi için çok önemli bir alışkanlığını bırakmış ya da çok sevdiği bir eşyasını yanına almamış, unutmuş gibi. Sonra Burçin’in yokluğunu hissetmişti. Ama, Sema Burçin’in yokluğunu pek hissettirmeyecek gibiydi. Çünkü Sahra ilk defa animelere kendisi kadar tutkun biriyle karşılaşıyordu. Sema da animelere bayılıyordu ve zaten sarı olan saçlarını Usagi’ye benzemek için boynuz şeklinde bağlıyordu. En sevdiği anime Sailor Moon’du. Sonra da Cardcaptor Sakura. Hemen Sahra ile ikisi bu konuda konuşmaya başladılar ve Sahra ona daha okulun ilk haftası tüm hayallerini, sırlarını, mangaka olma hayalini anlattı. Ve ilk defa biri onun bu hayalini saçma bulmadı.

Annesiyle ve Burçin’le yaptığı telefon konuşmaları, dersler, yeni okul, Sema, resim yapmak derken Sahra ilk haftanın nasıl geçtiğini anlayamadı. Cuma akşamı yemekten sonra hemen odasına çıkmış, bilgisayarın karşısında KKJ’nin İngilizce bölüm listesini Türkçe’ye çevirmeye çalışıyordu. Aniden sırtında derin bir ürperme hissetti. Eli farenin üzerinde terlemişti. Gözleri o daha farkında olmadan duvardaki aynaya kaydı-dilinin ucuna kadar gelen bir çığlığı engellemek için iki elini de ağzına kapattı ve PAT!

Teyzesi gelmiş Sahra’yı yerden kaldırıyor, yere düşmüş olan klavyeyi ve fareyi masanın üzerine koyuyordu. Sahra yüzüncü kez ‘’Yok bir şeyim’’ dedi. ‘’bir anda dengemi kaybettim’’

‘’İyi o zaman’’ dedi teyzesi, ‘’Dikkat et de bir daha ki sefere kafanı ya da bilgisayarı parçalama’’ Sahra homurdandı ve aynada gördüğü görüntüden kurtulmaya çalıştı. Kesinlikle biri vardı odasında, biri girmişti, genç bir adam. Siyah saçları vardı adamın ve siyah gözleri. Saçlarının üzerine gemici şapkalarına benzer, siyah, üzerinde Sahra’nın seçemediği bir amblem bulunan bir şapka takmıştı, Sahra onun siyah üzerine oturan gömleğini ve yine siyah kravatını görmüştü. Genç adam gözlerini öylece dikmiş Sahra’ya bakıyordu ve Sahra daha ne olduğunu anlayamadan, sandalyesiyle beraber devrilmişti.

Bir süre adeta bastırılamayacak bir dehşetle odada dolandı, sonra gene masanın başına döndü. Bir şeyler çizmeliydi, mutlaka… Belki de o adamı çizmeliydi… Ama kaleminin ucu, kağıdın üzerinde çok daha farklı kıvrımlar yapıyordu.. Daha önce gördüğü biriydi bu… Siyah saçlı yeşil gözlü bir kadın…

‘’Sakin ol canım’’ dedi duru bir kadın sesi ve Sahra omzunda bir el hissetti. Ama ne bağırdı, ne de korktu. Sadece usulca arkasına döndü. Siyah, uzun düz saçlı ve yeşil gözlü, genç bir kadındı bu. Başındaki beyaz denizci şapkasının üzerine kocaman bir ejderha işlenmişti. Üzerinde beyaz, denizci yakalı bir tişört ve boynunda beyaz bir kravat vardı. Tişörtünü belinin üzerinde sımsıkı tutan siyah kemerde yine aynı ejder sembolü vardı ve beyaz bir kapri giymişti. Sahra onun beyaz kanatlarını görünce irkildi ve fısıltıyla ‘’Sen bir peri misin?’’ dedi. Kadın gülümsedi, bu sözden çok hoşlanmışa benziyordu, ‘’Hayır’’ dedi, ‘’Melek- eeeee, yani benim adım Melek.’’ Sahra, ancak ondan sonra kadının kemerinden ayaklarına doğru uzanan kılıcı fark edebildi ve umursamazca yatağına oturmuş olan siyah giysili adamı. Onda da aynı kılıçtan vardı, ama onun kanatları yoktu.

Melek, sanki bir sohbet başlatmak istercesine neşeli, ‘’Eeee’’ dedi, ‘’Bizden korkma, benim adım Melek ve o da Kayra.’’

Sahra bir birine bir diğerine baktı. Neler olduğunu anlamıyordu ama bu giderek artan öfkesini bastırmak için yeterli bir sebep değildi. ‘’Tamam’’ dedi salakça, ‘’Sonra? Yani ne demek bu? Niçin buradasınız?’’

‘’Bunun için’’ dedi Kayra, elinde bir kağıt tutuyordu.


birinci bölüm bitti ama asıl her şey burada başlıyor 8)


harikasın White Moon

harikasın jeanne'm
[Bağlantı]
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
24 May 2008 16:38
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
Anime Meleğinden bir macera... Konu: Yanıt: Anime Meleğinden bir macera...
Alıntıyla Cevap Gönder
ay çok güzel olmuş düşler ülkesindeymiş gibi ellerine sağlık :lol:bu en güzel bölümdü çünkü heyecan uyandırıo Hayranlık Besliyor


süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
24 May 2008 18:55
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, 3, Sonraki
1. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 28 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız