İşte geçen yılın Nisan'ından beri üstünde çalıştığım one shot
9 sayfa ama... Deal with it.
Spoiler:
ÇİKOLATA VS KARPUZ
Konoha'da bir sabah daha günlük hayatın telaşlarına atılmak üzere uyanıyordu insanlar. 6 hokage kafasının üstünden görünmeye başlayan güneş, mevsim kış olduğundan olsa gerek, sanki bir hayaletmişçesine solgun parlıyordu. Bu güneş artık yorulmuş, yaşlanmıştı... Çokça döneme şahit olmuş, çokça savaşa tanıklık etmişti. Tanıklık ettiği son savaşın, 4. Büyük Shinobi Savaşı'nın üstünden 1 yıldan biraz daha fazla geçmişti ve insanlar toparlanabilmişlerdi artık. Bu insanların iyiliği ve dünya barışı için çarpışan binlerce shinobinin sayesindeydi.
Tabii ki bu shinobiler diğer insanlardan farklı olarak daha erken kalkıp antrenman yaparlardı. İşte yine daha güneş doğmadan kalkıp çalışmaya başlayan 4 kunoichi, antrenmanlarını bitirmiş sohbet ediyorlardı.
"Ay valla bittim. Bir de daha stand hazırlayacağız... İstemiyorum yaa..." dedi Hinata'nın saçlarını ören Ino. Zavallı Hinata'nın bütün itirazlarına rağmen "Bugün bir kız için çok önemli! Bugün güzel görüneceksin!! BENDEN İYİ Mİ BİLECEKSİN??" diye diye kızcağızın başının etini yemiş ve daha önce kaybetmiş olduğu bir iddianın da gücüyle kızın saçını örülü bir çiçek bahçesine çevirmişti.
Tenten "Ben heyecanlıyım aslında... Kakashi-sama'nın Sevgililer Günü'nü bu şekilde kutlamak istemesi çok güzel bence. Bu arada siz ne standı yapacaksınız? Ben ramen yapacağım." dedi ve bütün kızlar ona "Ben derken?" diye bağıran bakışlar attılar...
"Gai-sensei'yle Lee'yi uzaklara yolladım. Standımın çok güzel olmasını istiyorum ama o ikisinin 'Gençlik Ateşi'yle bunun imkânı yok!!!" diye yakındığında da bütün bakışlar bir anda sempati ve acıma yüklendi.
"B-biz onigiri ve bento yapıca-Ah!!!! Ino-chan acıdı..."
"Ay pardon Hinatacığım."
Sakura "Naruto'nun ne istediği umrumda değil!!! Sai'yle kararımızı verdik... Biz kek ve pasta standı yapacağız." diye cevapladı.
Ino'nun "Ah,ah!~ Bir Sevgililer Günü daha geldi ve benim hâlâ sevgilim yok... Bu seksilikle buralarda harcanıyorum..." yakınması kızları güldürdü.
"Ya bizim çocuklar?" Tenten'in bu sözüne Ino poker-face'iyle "Iyy... Bizimkiler mi... İstersen sen alabilirsin..." diyerek kafasını salladı.
"Yok, istemez..."
Hinata'nın gözü ister istemez çantasındaki çikolata kutusuna kaydı. Bu kez utanmayıp bunu Naruto'ya verecekti.
"Biraz daha Hinata... İşte bitti Hinata! Bak sakın bozmuyorsun günün sonunda bu saçı aynı şekilde göreceğim."
"Ta-tamam..."
Sakura ayağa kalktı ve "Tamam kızlar! Artık yola koyulalım. Kış olduğu için standları erken açıp erken kapatmamız lazım. Hadi, hepimize başarılar."
Kızların sesi ormanda yankılandı: "HEPİMİZE BAŞARILAR!!"
"Pekâlâ!" dedi Tenten çantasını sırtına alırken. "Siz önden gidin. Benim uğramam gereken bir yer var."
"Peki. Hadi bay bay! Çok geç kalma ama..."
Bir saat sonra Hinata evden stand malzemelerini almış köy meydanına doğru yola koyulmuştu. Tenten'in Neji'nin mezarına gittiğini gayet iyi biliyordu. Sonuçta bugün Sevgililer Günü'ydü ve Tenten Neji'yi hep sevmişti. Bu onu çok üzüyordu. Bazen kendini Tenten'in yerine koyup Naruto'nun öldüğünü düşünüyor sonra gözleri dolunca salak durumuna düşüyordu.
"Ama bu sefer kesinlikle Naruto'nun karşısında duracağım!"
Evet, Hinata içinden kendi kendisini cesaretlendirirken bu gerçekleşmişti; ama cidden kafasını kaldırır kaldırmaz Naruto'nun masmavi gözleriyle karşılaşmak da çok ani olmuştu.
"A!! Hinata!!! Günaydın!"
"Gü-günaydın Naruto-kun, Sasuke-kun."
Hinata iki kahramanın karşısında eğilerek selam verdi.
"Siz onigiri ve bento standı yapıyordunuz değil mi? Duydun mu Sasuke? Onigiri yapıyorlarmış. Sen seversin... Onigiri..."
"Kapa çeneni, gerizekalı..."
Hinata Sasuke'nin onigiri sevdiğini hiç bilmiyordu. "Cidden onun hakkında bilmediğim çok şey var." Evet, bütün hayatı boyunca Sasuke'yle toplamda 5 dakika bile konuşmamıştı. Onun hakkında bildiği şeyler adının Uchiha Sasuke olduğu ve erkek olduğu gibi yüzeysel şeylerdi.
"Acaba daha fazla konuşmuş olsak arkadaş olabilir miydik."
Sasuke'nin gözlerini üzerinde hissetmesiyle kendisine geldi ancak bu kez de Naruto ortada yoktu. Naruto'yla karşılaşmak istemesindeki asıl nedeni hatırladı ve hemen çantasında çikolatasını çıkardı. Sasuke'nin gözleri irileşti ve duyulması neredeyse imkânsız bir sesle "Ben aslında tatlı şeyler-" derken.
"Sasuke-kun; Naruto-kun nerede acaba?"
Sasuke'nin yüzü o sıkılgan haline geri döndü. Cümlesini tamamlamasına izin vermediği için Hinata'ya minnettardı. Başıyla sokağın bir diğer ucundaki Naruto ve Sakura'yı gösterdi. Sakura birşeylerden dolayı bağırıyor, Naruto da itiraz ediyordu. Lila gözlerinde hüzün belirdi Hinata'nın.
Sasuke az önce kararlı bakan gözlerindeki bu değişimden nefret etti. Bu kızı böyle üzdüğü için Naruto'ya iyi bir sopa çekmek istedi.
"Ama benim onlarla ne ilişkim var ki?"
"Sasuke-kun"
Dikkati yine Hyuuga'daydı. Hinata çikolata kutusunu ona uzattı. Sasuke'nin gözleri yine irileşti.
"Ben aslında tatlı şeyler-"
"Bunu Naruto-kun'a verir misin?"
Ve Sasuke tekrar o sıkılgan suratına geri döndü. İstemeye istemeye kutuyu aldı.
"Bunu kendin-"
"Görüşürüz!" Sasuke koşa kızın ardından bakakalmıştı. Başka kızlar onun ağzından laf çıksın diye gözünün içine bakarken, Hinata 3 kere üst üste sözünü kesmişti. Hem de sesi Naruto'nun yanındaki gibi kırılgan değil, oldukça güçlü ve kararlıydı.
"Sasuke-kun! Ah! O elindeki ne? Yoksa hayranların şimdiden çikolata vermeye mi başladı. Haha... Çok salaklar... Sen çikolata sevmezsin ki."
Sakura bunu söyleyebiliyordu çünkü yıllar önceden bir Sevgililer Günü'nden tecrübeliydi.
"Hayır, bir hayranımdan değil." Sasuke bunu söylerken üzülse mi sevinse mi bilemiyordu. Hinata'nın arada bir de kendisine bakmasını istiyordu ama bu diğer kızlar gibi olmadığı içindi. Eğer hayranı olsaydı bu sefer anlamı kalmazdı. "Paradoks" diye mırıldandı.
"Efendim?"
"Birşey demedim. Herneyse... Sakura! Şunu Naruto'ya ver."
Sakura bir çikolata'ya bir de eskiden âşık olduğu çocuğa baktı. Kafasında kurmaya çalıştı. Sasuke, Sevgililer Gününde, Naruto'ya, çikolata veriyor...
"EEEEEEEHHHH????!!!!"
Sasuke arkasını dönüp giderken belirtmeliyim ki Sakura hakkında, onun kendisi hakkında bildiği kadar şey bilmiyordu. Mesela onun iflah olmaz bir fujoshi olduğunu... Sakura'nınsa beyninin devreleri yanmış, son 5 yıla ait içinde Naruto ve Sasuke olan bütün anıları tekrar tekrar gözünün önüne geliyordu.
"Hayır bunu kendim yapamam!" dedi ve sarışın arkadaşının yanına koşmaya başladı.
Köşeyi dönerken yanlışlıkla kızıl saçlı kunoichi'ye çarptı. "Özür dilerim!" dedi koşmaya devam ederken. Şuan onunla uğraşacak vakti yoktu.
"ÖNÜNE BAKSANA BE! ÇATLAK KADIN!" Karin Sakura'ya olan nefretini bu cümlelerle kustu. Sasuke'nin ardından o da Konoha'ya yerleşmişti. Sakura, Sasuke'ye olan duygularının artık olmadığını defalarca söylese de hâlâ ondan nedensizce nefret ediyordu.
"Bütün çatlaklar da beni buluyor..." dedi standlarını kuracağı alanda kılıcını bileyen Suigetsu'ya bakarak. "SUIGETSU!!! KIÇINI KALDIR DA STANDI KURMAMA YARDIM ET!"
"Eehh~ Ne gerek var ki? Zaten sadece meyve salatası yapacağız...~"
"KARŞILIK VERME BANA!!!"
"İyi de sen birden gelip bana çatt-"
"KARŞILIK VERME DEMEDİM Mİ BEN SANA?"
"..."
"SANA BİRŞEY SORDUĞUMDA BANA CEVAP VER!!!"
"Eh?~"
Juugo taşıdığı karpuzları yere bırakırken "Bazı şeyler asla değişmeyecek galiba" diye mırıldandı ve kavga eden ikiliye bakıp içini çekti. "Bunlar da birbirlerine iyice bağlandı." Onları rahatsız etmeden standı kurmaya başladı. Hayvanî gücü bazen işe yarıyordu ve Juugo aslen kibar bir insan olduğu için böyle anları seviyordu.
Ve öğlene doğru şenlik başladı. Tenten ayak altında dolaşmamaları için "Okyanusun diğer ucuna en önce giden kazanır!" diye kandırdığı takım üyeleri olmadan oldukça iyi idare ediyordu. Çin eriştesi sunan sevimli Çinli kız konsepti bayağı müşteri çekmişti. InoShikaChou, Chouji'nin üstün barbekü yeteneklerini ekonomiye taşımaya karar verip barbekü standı açmışlardı. Romantik çiftler tarafından pek tercih edilmese de müşterisi hiç de az değildi.
Diğer yandan Takım 7'nin pasta standı için işler hiç iyi gitmiyordu çünkü Naruto kendi istediği stand yapılmadığı için pasta işini sabote ediyordu. Mesela elinde ki pastaya bakıp "Aeeeeyyyyy!!! KIL!!!!"diye bağırması bile sokağı boşaltmaya yetmişti. Sonuçta köyün güvenilir (!) kahramanı bir şey diyorsa doğrudur, değil mi?
Takım Taka'da ise herşey çok farklıydı. Herkes tek bir iş yapıyordu. Suigetsu meyveleri özel bıçağıyla şekillice keserek şov yapıyor Karin de kesilen meyveleri tabağa güzelce dizip soslarla servis ediyordu. Juugo insanca davranan müşterilere centilmence siparişlerini getirirken, sorun çıkaranlar hayvanî yüzüyle karşılaşmak zorunda kalıyordu. Sasuke de çıkışta oturup salataların parasını cepliyordu.
Hinata bir bento'nun daha parasını alırken Sakura'nın Ino'ya bir şey verdiğini gördü. "Sakura'yla aynı çikolata kutusundan mı almışız?"
"Demeye ya? Oha... Sasuke'den bunu hiç beklemezdim... Sevdiğin çocuğun seni seven çocuğa Sevgililer Günü hediyesi vermesi nasıl bir duygu? Ha? Hahahaha!!"
"Saçmalama Ino ya... Bu ciddi bir mesele. Ben bunca zamandır bu ikisindeki potansiyeli nasıl keşfedemedim? Ay... YA BEN GİDİP BUNU NARUTO'YA VEREMEM!!!"
"Sasuke hediyeye pembe kurdele mi takmış? Bu arada neden veremezmişsin ki?"
"Deli misin? Şimdi bile çok utanıyorum... Karşısına geçsem bayılır giderim. Fujoshi ruhum dayanmaz, anlatabiliyor muyum?"
"Ya benim de işlerim-"
"AEEEEYYYYYY!!! PASTAMDAN BÖCEK ÇIKTI!!!!"
"NARUTO! SHANNAROO!! O PASTALARI YAPANA KADAR CANIM ÇIKTI!!!"
"...var."
Ino pembe saçlı kunoichi'nin arkasından elinde çikolata kutusuyla bakakaldı. İçini çekerek "Offf... Napacağım şimdi ben bunu?"diye hayıflandı.
"Ino... Bıçakla işiniz bittiyse geri alabilir miyim?"
"Ay, birazcık bekle Sai..."
"Tamam..."
Ino bıçağı deterjanlayıp güzelce duruladıktan sonra havluyla kurulayıp beyaz tenli çocuğa uzattı.
"Buyur Sai! Bu arada bu çikolatayı Naruto'ya verir misin? Sasuke, Sakura'dan Naruto'ya vermesini istemiş. O da utanıp bana verdi ama benim de çok işim var."
"Tabi... Hadi kolay gelsin..."
Sai tam arkasını dönüp gidecekken "BAM!" diye nir ses ikisinin de dikkatini çekti. Bu Takım Taka'nın standından geliyordu.
"Ne demek artistlik yapma Sasuke!!!! Benim buradaki işim bu!!!"
"Şov yapacağım diye işi yavaşlatıyorsun!! Burada kimse senin hızına düşmek zorunda değil!!!"
"Bu zaten gerçek bir iş bile değil!!! Sadece insanları eğlendirip daha fazla meyvekesmem gerekiyor!!!"
"ÇOCUKLUK YAPACAKSAN BAS GİT SUIGETSU!!!"
"KALMAYA MERAKLI DEĞİLİM ZATEN!"
Suigetsu sokaktan fırtına hızıyla geçip gitti. Karin ve Juugo arkasından bakakalmıştı.
"Şu salak... Şimdi bütün iş bana kaldı." diye iç çekti Karin.
"Tamam sadece artık meyveleri de ben keseceğim... Ne kadar zor olabilir ki?"
Evet... "Ne kadar" zor olabilirdi ki?
Sai az önce şahit olduğu kavgayı düşünerek standlarına doğru yürürken, Kiba'yla karşılaştı.
"Yo! Sai, adamım! Naber?"
"İyiyim Kiba, ya sen?"
"İyidir... Eh~ Elindeki ne? Çikolata mı? En azından senin şansın döndü galiba koçum. Kızlar sana bakmaya başladı ya, bizi de tanımazsın artık!"
"Hayır, benim değil. Naruto'ya gidecekmiş."
"Naruto'ya mı? Bi dakka ben bu kutuyu biliyorum. Hinata'nın kutusu lan bu!! Versene bi!"
"Hayır bana bunu Ino verdi. Ona da Sakura vermiş. Ona da Sasuke vermiş. Veremem. Naruto'ya götüreceğim"
"Versene oğlum!! Hinata'nın bu! Sasuke niye Naruto'ya çikolata versin? Manyak mısın? Naruto'ya bir Hinata çikolata verir."
"Orası öyle ama... Sen niye istiyorsun?"
"Hinata'ya vereceğim tabi. Öyle elden ele verilmez böyle şeyler. Kendi vermesi lazım. Bak vallaha çok sinirlendim ha!"
"Peki, sorumluluk almıyorum...
Kiba Hinata'nın yanına dönerken kendi kendine söylenmeye başladı. "Sinir hastası edecek bu kız beni! Tam artık cesaretini toplayabiliyor, konuşabiliyor derken "Hop!". Yine başladığımız yerdeyiz, Hayor herşeyden önce Sasuke'ye vermek ne lan? Sasuke'ye vermek ne?"
"Yo! Kiba! Adamım!"
"Ah! Yo! Sui! Adamım!"
*brofist*
Suigetsu ve Kiba örtüşen kişilikleri ve vahşi ruhları sağolsun, son 1 yıldır sıkı kankiydiler. Hatta arada sırada erkeklerin şu meşhur "kafa tokuşturması"nı bile yaptıkları görülmüştü.
"Kanki nereye?"
"Bizim Hinata'ya birşey vereceğim de. Ee sen neden standında değilsin."
"Ya boşver kanki ya..."
"Ne 'Boşver kanki ya...'? Ne oldu oğlum söylesene."
"Sasuke'yle çatıştık da biraz, ben de çektim gittim."
"Eh~ İyi etmişsin zaten o Sasuke'yi de hiç sevemedim. Ama senin işini kim yapıyor şimdi?"
"Ben nereden bileyim. Zaten özel bıçağım olmadan kimse o kadar iyi kesemez. Bana ihtiyaçları var ama ben geri gitmeyeceğim. Şimdi onlar düşünsün..."
Suigetsu duraksadı. Bariz bir flashback'e şahit oluyordu. Bıçağını orada unutmuştu.
"Has... Kanki ben bıçağımı orada unutmuşum gidip alayım. Maazallah Karin bulursa kesin kırar. Hadi güle güle."
"Ne güle güle lan? İkimiz de standlara gidiyoruz, beraber gidelim."
"Ah~ Tabi."
Standlara ulaştıklarında hava kararmak üzereydi. Bir yarım saat sonra herkes evlerine dağılacaktı. Suigetsu sessizce içeri girdi ve Karin'i birşeyler kesmeye çalışırken gördü. Karin'in omzunun üstünden kafasını uzatıp:
"Yanlış tutuyo-."
"KÜT!"
Karin şoktan bıçağı koluna indirmişti.
"Bİ-Bİ-Bİ-BİRDEN ARKAMDAN ÇIKMASANA HAYVAN!!" diye bağırdı yaralı olmayan eliyle gözlüğünü düzeltirken. Sui ne yapsın? Hem suçlu hem de karşısındaki Karin... Pıstı yavrucak.
"Ö-zür dilerim..." dedi fısıltı gibi bir sesle.
Gözü Karin'in koluna kaydı. Kesik çok küçük olmamakla birlikte çok da büyük değildi. Hemen müdahale edilebilirdi. Ancak sorun o değildi. Karin'in her iki eli de yara bantları ve sargılarşa doluydu.
"Bıçağı tuttuğun elini nasıl kestin lan beceriksiz?"
Bunu yüksek sesle söylemek istememişti ancak sesinin düşündüğünden daha yüksek çıktığını suratına inen bir uçan tekmeyle Karin'in "SANA NE BE???" şeklindeki narasıyla kavrayabildi.
"TA-TA-TA-TAMAM! KARİN!! SAKİN OL!! SAKİN OL!! ACI YOK!!! ACI YOK!!!"
"SUİGETSU SENİ HAYVAN!!!!"
"KARİN KAN KAYBINDAN ÖLECEKSİN!! OTUR DA SARALIM ŞUNU!!"
Karin'i sakinleştirme evresinden 2 dakika sonra ikisi de sessizce oturmuştu. Suigetsu Karin'in kolunu tutmuş, Karin'in yönlendirmeleriyle yaraya müdahale ediyordu.
"Keşke şuan senin yerinde Sasuke olsaydı." diye mırıldandı Karin.
"He? Şuan benim yerimde Sasuke olsaydı kolun hâlâ kanıyor olurdu."
"HÂLÂ KANIYOR ZATEN!!"
"SARGILI EN AZINDAN!!"
Suigetsu içini çekti. Neden Karinle ne zaman konuşmaya başlasa ikinci cümlelerinden itibaren bağırmaya başlıyorlardı ki? Suigetsu Karin için ne hissettiğinin farkındaydı. Açıkçası bunu gizlemek için de uğraşmıyordu. Konu bir şekilde açılsa gayet rahat açılabilirdi bile. Zaten sorun konuşmalarının eninde sonunda bir kavgayla bitmesiydi.
Acaba şimdiki sessizliği bunun için kullanabilir miydi?
"Baksana Ka-"
"Karin-chan?"
Kafasını kapı niyetine asılmış olan perdeden çıkaran Hinata, Karin'in sargılı kolunu görünce hemen yanlarına koştu ve
"KARİN-CHAN! KOLUNA NE OLDU?" dedi endişe dolu gözlerle Karin'e bakarak.
Karin gözlerini Suigetsu'yadoğru kısarak "Hiç birşey; Suigetsu'nun hergünkü hali falan..." diye cevapladı.
Suigetsu çok bozulmuştu. Öyle böyle değil, baya bozulmuştu.
"Tamam gideyim o zaman."
"NEREYE GİDİYORSUN LAN GERİZEKALI? STANDI TOPLAYACAĞIZ DAHA!!! JUUGO KENDİNİNKİLERİ TOPLAYIP GİTTİ BİR SEN BİR BEN KALDIK!! ZATEN KOLUM YARALI YARDIM EDECEKSİN BANA!! OTUR OTURDUĞUN YERDE!"
Suigetsu donup kalmıştı. Karin ona resmen "Suigetsu beni bırakma! Sensiz yapamam!" demişti. En azından Karin dilinde yaklaşık olarak bu anlama geldiğini düşünüyordu. Suratında beliren o şapşal gülüşü gizlemeye çalışarak "Hava alıp geleceğim" diyip dışarı çıktı.
"Off... Napacağım ben bu çocukla?" diye hayıfkandı Karin. "Umarım geri gelir..."
Hinata'nın kıkırdamasıyla dikkatini ona verdi.
"Ne-ne-neye gülüyorsun.?"
"Hiç birşeye..."
"Hadi oradan! Boşu boşuna gülmezsin sen! Ortada Naruto varken bile zar zor gülüyorsun. ANLAT BANA!!"
"Peki... Bunu söylediğim için bana kızabilsin Karin-chan ama..." dedi parmaklarıyla o karakteristik hareketini yaparak. Lila gözlerini kırmızı gözlere dikti ve:
"Bence Suigetsu-kun seni seviyor olabilir..."
"HİNATA!!"
"Ah~ Kiba-kun çağırıyor gitmeliyim! Geçmiş olsun Karin-chan!" diye kibarca güldü ve aynı Suigetsu gibi dışarı fırladı.
Göremediği şeyse Karin'in saçı gözü ve yüzünün aynı renk olduğuydu.
"SUİGETSU BURAYA GEL!!!!"
"Hinata.. Bu senin değil mi?"
"Kiba-kun...Sen bunu nereden buldun?"
"Elden ele dolaşıyordu. Ama sorman gereken soru bu değil. 'Neden' elden ele dolaşıyordu?"
"Be-ben..."
"Artık bunu aştığını sanmıştım Hinata. Bunu kendi ellerinle Naruto veremiyor musun? Eğer sen vermezsen ne anlamı kalır?"
"Ama ben..."
"Hinata... Bunu bu şekilde yapmaya vicdanın elveriyor mu?"
Hinata başını eğip ayaklarına baktı. "Hayır..." diye geçirdi içinden.
"Hinata... Bunu al ve verebiliyorsan kendin ver..."
Bu konuşma yapılalı yaklaşık 2 saat olmuştu. Hinata ise hâlâ Naruto'nun evinin arkasındaki sokakta bir banka oturmuş kendisini hazırlamaya çalışıyordu. Aslında kendisini hazırlama evresini çoktan bırakmış, kendi kendisine mazeretler uyduruyordu.
"Ben onu ne kadar zamadır sevdiysem o da Sakura-chan'ı seviyordu..." dedi kutunun kapağını açarken.
"Zaten hiç şansım yoktu ki..." kırmızı kapli çikolatayı aldı.
"Sakura-chan çok güzel, bana bakmaz bile..." çikoltanın kabını soyup eliyle buruşturdu.
"Hem Sakura'yla çok vakit geçirdi, birbirlerini çok daha iyi tanıyorlar..." buruşturdu kabı kutuya attı.
"Ben..." dedi çikolatayı ağzına doğru götürürken. Saçındaki birkaç çiçek kucağına düştü.
"... zaten en başından kaybetmiştim..." dedi ve çikolatayı ağzına attı. Çiğnemeye başlarken kucağındaki çiçeklerin üstüne gözyaşları düşüyordu.
"Bu da başımıza kaldı! Ne yapacağız şimdi bu karpuzla?" dedi Karin.
"Lan taşıyan benim şikayet eden sensin! Zaten organik de değil ki bu! Allah için kışın ortasında karpuzu nereden bulduk biz? Ne alaka yani?"
"Yazarı sorgulama!!!"
"Şu koca hormonlu karpuz için bir de para mı verdiniz? Ne güzel kışın portakal var, elma var, armut var... Ama illa olmayanı arzuluyorsun değil mi Karin?"
"O karpuz sadece bir karpuz değil! Önemli bir karpuz o!"
"Hmm... Bi dakka Suigetsu ve Karin'deb couple ismi yapınca SuiKa (Karpuz) oluyor... Owww! Çok romantiksin Karin~♥"
"NE-NE-NE? ŞİMDİYE KADAR BUNU HİÇ FARKETMEMİŞTİM BEN! SASUKE'YLE ALDIĞIMIZ İÇİN ÖZEL O..." Karin şok olmuştu. Hinata'nın söylediği şey aklına geldi.
"Salak..." dedi uzaklara bakarak.
"Öyledir öyledir. Ama aşkımızı inkâr edemezsin Karin~♥"
"LAN BANA BAK! -"
"Hıck... Hıck..."
Kavga etmekle meşgul ikilimiz bir anda duydukları bu hıçkırıklarla sessizleştiler. Tam önlerindeki bankta koyu renk darmadağın saçlarında çiçekler asılı bir kız beş saniyede bir çikolata yiyerek ağlıyordu. İkisi de en poker-face'lerini takınıp "Ağlama krizini ve şeker komasını aynı anda yaşayan kıza bulaşmama" kuralına uyarak sessizce oradan tüydüler.
"Ay... Ne oldu acaba..."
"Kıza mı... Sevgilisinden ayrılmıştır belki."
"Sevgilisi yok ki onun salak..."
"Oha tanıyor musun?"
"Sen de tanıyorsun gerizekâlı!! Hinata o..."
"Vay anasını Karin! Sen galiba cidden zekisin"
"Bunun zekâyla ilgisi yok, kim olsa farkedebilirdi. Anlayamaman senin kişisel gerizekâlılığın!"
Suigetsu somurttu. Hinata olduğunu yeni anladığı kızın potansiyel görüş açısından kaçmak için en yakın parka sığınmışlardı. Salıncaklara oturmuş dinleniyorlardı. Karin, Suigetsu'nun kucağındaki karpuza baktı ve:
"Karpuzu ne yapalım?"
"Yiyek bari..."
"'Yiyek bari' ne lan, düzgün konuş!"
"Anladın ama, değil mi? Neyse..." Suigetsu Boğaz Doğrayan'ın sapını kavradı.
"AFİ-"
"DUR SUİ-"
"YET-"
"DUR!!!"
"OL-"
"HAYIR!!!!!"
"SUN!!!"
Suigetsu karpuzu ortadan ikiye bölmüştü.
"NE YAPTIN SEN SUİGETSU!!! İNSAN KESİYORSUN SEN ONLA!!! ÇOK PİSSİN YA!!"
"Ne? NE? Anlamadım? BU KILIÇ BULABİLECEĞİN HERHANGİ BİR BIÇAKTAN BİN KAT DAHA TEMİZ BE! SENDEN BİLE TEMİZ!!!"
"Nasıl benden temiz oluyormuş lan?"
"Günde 5 kere yıkayıp cilalıyorum ben bunu!!"
"Günde 7 kere de adam kesiyorsun"
"7 değil en fazla 4!!!
"BİR DE SAYIYOR MUSUN? Aman ya... Boşver..."
Karin karpuzu eline alıp cebinden çıkardığı kunaiyle kılıcın değdiği yerleri kesip atmaya başladı.
"Sanki o kanui benim kılıcımdan daha temizmiş gibi..."
"Sana laf ettiğimde bile bu kadar kafaya takmıyorsun!!! Kılıcını ne kadar da çok seviyorsun!"
"Seviyorum tabi! Bebeğim o benim! Bunu bulana kadar neler çektim! Canım, ciğerim, aşk tanem..."
Suigetsu kılıcı okşamaya başladı. Karin gözlerinde resmen saf sevgi görüyordu.
"Bu çocuk nefreti de sevgiyi de hep hat safhada yaşıyor galiba..." diye düşündü.Sonra Hinata'nın dedikleri aklına geldi. Cesaretini toplayıp Suigetsu'ya baktı.
"Peki beni de seviyor musun?"
"Evet."
Karin bu soru karşısında afallayacağını düşündüğü Suigetsu'nun hızlı ve net cevabı karşısında afallamıştı. Suigetsu'ysa resmen "sülalem rahat" moduna geçmişti. Konuyu Karin'in açması resmen işine gelmişti.
"Eh? Be-ben ciddiyim Suigetsu!!! Doğru dürüst cevap ver!"
"Evet'in neresi yamuk cevap? Evet, seviyorum. Ne var? Niye sordun? Haaaa~ Anladım aslında sen de hep beni sevmiştin değil mi? Hatta Sasuke'ye yürümek ayağına aslında bana ulaşmaya çalışıyordun değil mi?"
"DA-DA-DAHA NELER? KAFANDAN BİRŞEYLER UYDURMA!!" diye bağırdı Karin, Bir yandan da gözlüğünü düzeltiyordu.
"Ya~ Ama sen yalan söylediğinde de aynı şekilde gözlüğünü düzeltiyorsun Karin~♥ Yoksa, yoksa... Bir dakika!! Sen bana Sevgililer Günü çikolatası veremediğin için böyle oldun birden... Sorun değil Karin~♥ 4 gün sonra doğum günüm var... İkisini de o zaman verirsin."
"Sevgililer Günü'nde sana çikolata vermem için sevgilin olmam gerek!"
"Ol o zaman..."
"A-AMA... Önce seni sevmem lazım!!!"
"Sev o zaman..."
Sasuke Karin ve Juugo'nun üstüne yıktığı stand işinden sıyırmış çoktan "Geleneksel Uchiha Sasuke Konoha Turları"na başlamıştı. Birkaç mahalle sonra evinin sokağına girmiş olacaktı.
"Hıck... Hıck..."
Suigetsu ve Karin'in imtihan olduğu o hıçkırık seslerini duydu. Karşısında hayranı olduğu ipek gibi saçlarında çiçeklerle Hinata vardı. Sasuke onun hıçkırıklarını duyunca kendisini kötü hissetti.
"Kutu neden yine ona dönmüş?" diye geçirdi içinden.
"Hinata."
Buraya bir parantez açalım okuyucu. Sasuke kesinlikle "Ağlama krizini ve şeker komasını aynı anda yaşayan bir kıza bulaşmama" kuralını bilmiyordu. Zaten hayatı boyunca en fazla 10 kızla tanışmışlığı vardı. Ve Hinata ona yüzünü dönünce Sasuke hiç farketmek istemeyeceği birşey farketti.
Ağlarken Hinata hiç güzel değildi.
Gerçekten shoujo mangalarda ağlayan kızlar karşısında afallayan onun için herşeyi yapmaya hazır hâle gelen erkek imajı tamamiyle yalan. İstediğinizi yapıyorlarsa da daha fazla çirkin görünmenizi istemedikleri içindir. Bir kız yalnızca yalandan ağlarken güzel ağlayabilir. Suratı şişiş kızarmış, gözleri kısılmış, kaşlarını kontrol edemediği için alnı kırışmış ve her yanı gözyaşı ve sümükten parlayan bir surat ne bir erkekte ne de bir kızda hoş bir görüntü teşkil etmez.
Ama yine de bu görüntüye rağmen onun yanında duran yiğit, çirkin göründüğünün zaten farkında olan kadın için bir cengâverdir.
Aslında Sasuke neden hâlâ burada olduğunu bilmiyordu. Hinata'nın bu halini görünce bir miktar da korkmuştu. Gitmeye de korkuyordu, kalmaya da... Sorunun Naruto'yla ilgili olduğu zaten kutudan açıktı. Dişlerini sıktı. Hinata gibi güzel ve kibar bir kızın bu hallere gelmesi hep o dangalağın suçuydu demek...
Ama hiç birşey yapmadan öylece dikilmek de işe yaramaz hissettiriyordu. Hinata'ya moral vermel istedi.
"Naruto biraz maldır... Önündeki fırsatları hiç farkedemez..."
Hayır, Hayır, HAYIR!! Daha da güçlü ağlamaya başlamıştı. Sasuke'nin korkusu yerini paniğe bırakmıştı.
"Yani o hep böyleydi!!! GİTTİĞİMİZ GÖREVLERDE DE BÖYLEYDİ!!! AVANTAJLARI DEĞERLENDİRMEYİ HİÇ BİLEMEDİ!!!"
Kapattığını bile hatırlamadığı gözlerini açınca Sasuke, kendisine deliymişçesine bakan bir Hinata'yla karşılaştı.
"Demeye çalıştığım... Off... Sen Sakura'dan çok daha beceriklisin bir kere... Mesela standınızdaki onigiriler güzeldi..."
Sasuke sırf konuşmak için konuşuyordu. Bu normalde hiç yapmyacağı birşeydi ama Hinata'nın ağlamayı kesip onu dikkatle dinlediğini farkedince saçma sapan şeylerden konuşmaya devam etti. Sevgililer Günü'nün çok saçma olduğundan, akademide çikolata yemese bile kızların hep çikolata verdiğinden, aslında onigiriyi sevme nedeninin yapabildiği tek yemeğin o olduğundan, onu da annesinin öğrettiğinden, İtachi'yle en fazla onigiri yeme yarışı yaptıklarında hep İtachi'nin kazandığından ve onu öldürdüğü için pişmân olduğundan...
Artık Sasuke de bankta ağlayanlar kulübünün bir üyesi olmuştu. Hinata da onu dinlerken yavaş yavaş ağlıyıp eliyle Sasuke'nin omzuna patpat yapıyordu.
"Eğer... Hıck... Eğer bana herşeyi daha önce oturup anlatsaydı şuan burada olabilirdi..."
"Hm-hım..."
"KYAAAAAAAAHAHAHAAHA!!!!!!" İkisi de duydukları bu çığlıkla doğruldular. Sokağın sol tarafından birşey üstlerine doğru geliyordu...
"Neler olu-"
Suigetsu ve Karin oluyordu. Karin bir alışveriş sepetine oturmuş, Suigetsu da onu arkasında itirek yokuş aşağı kayıyorlardı.
"ÇEKİL!!!"
"ÖNÜNE BAKSANA BE!!!" diye bağırdı Sakura kendisine toslayıp geçen çiftin ardından.
"Bu ne biçim fantazi?" diye söylendi ne yaptıklarını farkettiğinde. Sonra sokağın diğer ucundan gelen kahkahaya doğru döndü.
Sasuke yanında Hinata'yla kahkahalar atıyordu...
"Bu çocuk da bildiğin manyak gibi gülüyor..." dedi. Sonra Hinata'ya bakıp gülümsedi. Şu ana kadar Hinata'nın kahkaha attığını hiç duymamıştı.
"Senin de ondan aşağı kalır halin yok Hinata..."
Yalnız spo'dan bir açtım maşşallah dedim kendime. Ben ne yapmışım be?
Neyse Deal with it+ Ganbatte!
<font color="#01DFA5">2015 Manga Tr Renkli Nick Savaşları</font>
Şekilde görüldüğü üzere renkli yazmaya çalıştım ama olmadı. Çok üzücü. Nasıl renkli yazı yazacağımıza dair de yardım konusu açmalıyız bence. HTML kapalı diyor ama nasıl açabiliriz ki onu? İşte öyle her neyse.
14 Arl 2014 19:23
Bu mesaja teşekkür edenler (4 kişi): Kelan, aypericik, Şeyh Pir, SanJi
Ahahaha gülmekten öldüm yalnız o nasıl güzel bir sondu Tam SuiKa'dan beklenilecek bir şey, alışveriş sepetiyle kaymak Sakura'nın ''bu çocuk da manyak gibi gülüyor'' lafına öldüm Saske'ye yazık konu Itachi olunca hemen yumuşuyor tabii Bu olayların sonunda bir SasuHina mı seziyorum ne
Yalnız Sui ve Kiba arasındaki dostluğa bittim, eğlenceli bir ikili olmuşlar
Kızların ağlamasını güzel anlatmışsın u__u Ağlayan hiçbir insan güzel görünemez ki canım. Kaşlar bükülmüş surat salya sümük Animelerdeki gibi yürümüyor o işler u__u
Kışın ortasında hormonlu karpuz yiyen SuiKa çok tatlıydı Bu fic çok tatlıydı yahu! Tekrar okuyacağım sanırsam *-* Yakın zamanda buna bir fanart da çizeceğim hazır ol
Ay teşekkürler
Ben de forumun derinliklerine gömülecek sanmıştım.
Alında bunu eğer yetiştirebilirsem Sevgigliler Günü'ne resimli fanbook yapmak isterim ama hadi hayırlısı
<font color="#01DFA5">2015 Manga Tr Renkli Nick Savaşları</font>
Şekilde görüldüğü üzere renkli yazmaya çalıştım ama olmadı. Çok üzücü. Nasıl renkli yazı yazacağımıza dair de yardım konusu açmalıyız bence. HTML kapalı diyor ama nasıl açabiliriz ki onu? İşte öyle her neyse.
Oh my oh my.... Very good!!!
Aralıkta 6 sayfanın resimlerini bitirmeyi düşünüyorum, bitirimce ben de atarım. Sonra 14 Şubat olunca.... SuiKakkoi!!!!!!
<font color="#01DFA5">2015 Manga Tr Renkli Nick Savaşları</font>
Şekilde görüldüğü üzere renkli yazmaya çalıştım ama olmadı. Çok üzücü. Nasıl renkli yazı yazacağımıza dair de yardım konusu açmalıyız bence. HTML kapalı diyor ama nasıl açabiliriz ki onu? İşte öyle her neyse.
Az önce oynadığım korku oyunundan dolayı titrerken bunarı yazmak... Müthiş.... Dorothy... You are it... Acaba bir de SuiKa horror fiction mı yazsam? Kiba'yı kurtadam yaparım, Sui vampir olur, Karin de klasik fanfic kızı olur... Sonra titrerler...
Harika bence, bayıldım.
<font color="#01DFA5">2015 Manga Tr Renkli Nick Savaşları</font>
Şekilde görüldüğü üzere renkli yazmaya çalıştım ama olmadı. Çok üzücü. Nasıl renkli yazı yazacağımıza dair de yardım konusu açmalıyız bence. HTML kapalı diyor ama nasıl açabiliriz ki onu? İşte öyle her neyse.
İşte resimler...
Kıyafetlerini değiştirdim. Bazılarının da saçını...
Allah'ım çok mutluyum. Bu arada bunları basitçe tabletten boyamak istiyorum da kolay bir teknik gösteren bir site ya da öyle bir şey biliyorsanız gösterebilir misiniz?
Ve resimler belli bir sırada değil.
Spoiler:
Suigetsu'nun üstünü değiştiriyim saçını da at kuyruğu yapıyım dedim. Sonra da oturup Suigetsu'nun bir Bleach karakteri olmadığı her güne ağladım
Keep crying
Ayak bileği bildiğiniz ters dönmüş bu arada... Onu düzelteceğim. Ve daha büyük bakınca farkettim koca kafa olmuş. Onu da hallederiz...
<font color="#01DFA5">2015 Manga Tr Renkli Nick Savaşları</font>
Şekilde görüldüğü üzere renkli yazmaya çalıştım ama olmadı. Çok üzücü. Nasıl renkli yazı yazacağımıza dair de yardım konusu açmalıyız bence. HTML kapalı diyor ama nasıl açabiliriz ki onu? İşte öyle her neyse.
22 Oca 2015 14:27
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Zaraki_NanoLy
aypericik Otaku (Level 2)
Yaş: 22 Kayıt: 29 Oca 2015 Mesajlar: 50 Teşekkür: 12
Durumu: Çevrimdışı
aypericik Otaku (Level 2)
Konu: Yanıt: Çikolata vs Karpuz
ayyy bayıldım çokkk güzel mantıklı ve romantik bir hikaye çizimlerde çok güzel eline sağlık
30 Oca 2015 20:02
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Crazy Cat Lady
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız