Fear Fairy [2.bölüm gibi bişey...] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 |
|
Yazar
Mesaj
Uzun zaman sonra. ilk bölümü yazarken animenin 103 bölümü birden hikaye haline getirme hayalim nasıl bir saçmalıktı şimdi anlıyorum. Bu komui Allen'ın noah olduğunu açıkladıktan bir süre sonra yaşanıyo. nası bir ruh halindeysem...
-------------------------------------------------------------------------------------
They call me cheerful.
They call me nice.
They say that I am like the light.
And like the light, I've blinded them to see my true self.
Fighting for a God that i do not believe in, cursed, and somewhat lost. That’s the REAL me, Exorcist Ren Walker, a.k.a. Noah of Fear, nice to meet you.
-------------------------------------------------------------------------------------
Black Order, inanmadığım bir tanrı adına savaştığım yer, hayat bana gerçekten garip oyunlar oynuyor, tanrı, hayatta en değer verdiğim insanı öldüren, bir diğerini lanetleyen tanrı adına savaşıyorum. Ve şimdi o ölmesin uğruna lanetlendiğim insanın ruhunun bir gün yokolacağını ve vücudunun noah tarafından ele geçirileceğini öğreniyorum.
Annemi unutmamak lazım.
İnsanın içine Noah mühürlenmesi kötü tabii, ama mühürlenen noah kendi annesi olunca daha da kötü.
Teşekkürler anne, bir gün kendi kızının vücudunda dirilip Allen’ın vücudundaki on dördüncü’yle birlikte milenyum kontunu öldürmek gibi muhteşem bir plan yaptığın için teşekkürler.
Keşke bu plan yüzünden Allen ve ben yokolmaya mahkum olmasaydık.
Keşke bu plan yüzünden aşık olduğum ilk ve son kişi benden uzaklaşmasaydı.
Üzgünüm Kanda, içimdeki kötülük seni korkuttuğu için çok üzgünüm.
-------------------------------------------------------------------------------------
Antreman sahasındaki işim bittikten sonra lavabolara gidip aynada kendime uzun uzun baktım. Mor ışıklar yansıtan siyah saçlarım duştan dolayı hala ıslak, straplez siyah bluzumun açıkta bıraktığı çıplak omuzlarıma yapışmışlardı. Artık onları örmeye bile uğraşmıyordum. Şaşırtıcı bir şekilde her zamanki parlaklıklarını kaybetmişlerdi, eski güzel örgümde olduğu gibi ışıl ışıl parlamıyorlardı. Parlak turkuaz gözlerim ise mat mavi rengine dönmüş hayattan bıkmış şekilde aynadan bana bakıyorlardı. Soluk ten rengim kağıt beyazı ölümcül bir renge dönmüştü.
O günden beri yavaş yavaş görünüşüm bu hale gelmişti. O günden beri…
-------------------------------------------------------------------------------------
Cliffhanger. Bu hikayeye devam eder miyim? belki.
-------------------------------------------------------------------------------------
They call me cheerful.
They call me nice.
They say that I am like the light.
And like the light, I've blinded them to see my true self.
Fighting for a God that i do not believe in, cursed, and somewhat lost. That’s the REAL me, Exorcist Ren Walker, a.k.a. Noah of Fear, nice to meet you.
-------------------------------------------------------------------------------------
Black Order, inanmadığım bir tanrı adına savaştığım yer, hayat bana gerçekten garip oyunlar oynuyor, tanrı, hayatta en değer verdiğim insanı öldüren, bir diğerini lanetleyen tanrı adına savaşıyorum. Ve şimdi o ölmesin uğruna lanetlendiğim insanın ruhunun bir gün yokolacağını ve vücudunun noah tarafından ele geçirileceğini öğreniyorum.
Annemi unutmamak lazım.
İnsanın içine Noah mühürlenmesi kötü tabii, ama mühürlenen noah kendi annesi olunca daha da kötü.
Teşekkürler anne, bir gün kendi kızının vücudunda dirilip Allen’ın vücudundaki on dördüncü’yle birlikte milenyum kontunu öldürmek gibi muhteşem bir plan yaptığın için teşekkürler.
Keşke bu plan yüzünden Allen ve ben yokolmaya mahkum olmasaydık.
Keşke bu plan yüzünden aşık olduğum ilk ve son kişi benden uzaklaşmasaydı.
Üzgünüm Kanda, içimdeki kötülük seni korkuttuğu için çok üzgünüm.
-------------------------------------------------------------------------------------
Antreman sahasındaki işim bittikten sonra lavabolara gidip aynada kendime uzun uzun baktım. Mor ışıklar yansıtan siyah saçlarım duştan dolayı hala ıslak, straplez siyah bluzumun açıkta bıraktığı çıplak omuzlarıma yapışmışlardı. Artık onları örmeye bile uğraşmıyordum. Şaşırtıcı bir şekilde her zamanki parlaklıklarını kaybetmişlerdi, eski güzel örgümde olduğu gibi ışıl ışıl parlamıyorlardı. Parlak turkuaz gözlerim ise mat mavi rengine dönmüş hayattan bıkmış şekilde aynadan bana bakıyorlardı. Soluk ten rengim kağıt beyazı ölümcül bir renge dönmüştü.
O günden beri yavaş yavaş görünüşüm bu hale gelmişti. O günden beri…
-------------------------------------------------------------------------------------
Cliffhanger. Bu hikayeye devam eder miyim? belki.
Arbeit macht frei.
3. sayfa (Toplam 3 sayfa) [ 21 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |