Güldestem...
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 11, 12, 13 ... 17, 18, 19, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 
Yazar
Mesaj
*JaSmİnE*
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)

Avatar

Yaş: 28
Kayıt: 26 Arl 2008
Mesajlar: 55
Favori Anime & Manga: Sailor Moon
Cinsiyet: Kız
Nerden: EsKiŞeH!R

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
*JaSmİnE*
Otaku (Level 2)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
hadi yorum yap kuzum geldi 2.bölüm kuzum:)ilk yorumlar senindi yaa:)

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
11 Oca 2009 20:23
JEANNE D'ARC
Misafir

Avatar





Avatar
JEANNE D'ARC
Misafir
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel çok beğendim
Spoiler:


En Yukarı Git
 
13 Oca 2009 19:33
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 06 Tem 2008
Mesajlar: 499
Favori Anime & Manga: sailor moon
Nerden: Eskişehir

Durumu: Çevrimdışı

ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
Teşekkür ederim Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
13 Oca 2009 20:04
seras
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 32
Kayıt: 24 Nis 2008
Mesajlar: 260
Tanıtımlar: 8
Favori Anime & Manga: helsing,lovehinna,aysavaşçısı,elfenlied,death note,basilik,naruto
Nerden: bir bilene sorun U_U
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

seras
Otaku (Level 4)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
ah ah ah gene enson ben gördüm ama benim suçum yok bu sefer.Çok istedim girmeyi ama bilgisayar çoktü vallahi bir suçum yok benim Üzgün ya da Ağlıyor

Birgül güzelleşiyor wawwwwwwwwwww Kahkaha Atıyor sonunda prensesimiz yine yazıların prensesi olduğunu belli etti Hayranlık Besliyor

ama acaba o merdivenlerin sonundaki o odada ne var Şaşırmış Durumda

İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
15 Oca 2009 5:23
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 06 Tem 2008
Mesajlar: 499
Favori Anime & Manga: sailor moon
Nerden: Eskişehir

Durumu: Çevrimdışı

ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
Önemli değil, yorum yapman bile yetti bana. Hayranlık Besliyor Teşekkür ederim Hayranlık Besliyor

Seras... Kahkaha Atıyor ...Ya ama çok çabuk merak ediyorsun ya. Şaşırmış Durumda O merdivenlerdeki odada...Bişeyler var işte. Çok Mutlu Ama bunu böyle PAT diye söyleyemem.Öğrencen de...bakalım ne zaman? Şık (Çok kötüyüm...Biliyorum)
Şu Birgül'ün güzelleşmesine de değinecek olursam, walla benim bi suçum yok.Aslında senaryom böyle değildi.Biraz daha beklerdi bu mesele.Ama yazarken aradan kaçırıverdim Şaşırmış Durumda artık öğrendiniz, yapacak bişi yok.Ama şunu söyliyim. "Birgül'ün,(yani özü) gerçekten harika Hayranlık Besliyor "

Ay ama çok ipucu verdim bak.Bi de kızarım vermeyin diye. Madde Kendime inanamıyorum. Madde Gaza getirdin beni seras... Şaşırmış Durumda

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
15 Oca 2009 9:34
'DeStiNa
Mangaka
Mangaka

Avatar

Kayıt: 27 Arl 2008
Mesajlar: 568
Teşekkür: 5

Durumu: Çevrimdışı

Avatar
'DeStiNa
Mangaka
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
gerçekten de güzel bir hikaye olmuş emeğine sağlık... kısaca "bazı" insanların dış görünüşe önem verdiğinin resmidir bu hikaye,, ne kadar geri kafalılık böyle düşünenleri hakikaten kınıyorum Çılgın devamını bekliyorum tekrar teşekkürler Hayranlık Besliyor ayrıca en son ben gördüm yhaaa Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
15 Oca 2009 11:49
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 06 Tem 2008
Mesajlar: 499
Favori Anime & Manga: sailor moon
Nerden: Eskişehir

Durumu: Çevrimdışı

ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
Önemli değil canım. Hayranlık Besliyor Okuman bile yetti, asıl ben teşekkür ederim.Dewamını ne zaman koyarım bilemiyorum. Şaşırmış Durumda Ama yarısı hazır.Yetiştirmeye çalışacağım, söz Dil Çıkartıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
16 Oca 2009 9:30
seras
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 32
Kayıt: 24 Nis 2008
Mesajlar: 260
Tanıtımlar: 8
Favori Anime & Manga: helsing,lovehinna,aysavaşçısı,elfenlied,death note,basilik,naruto
Nerden: bir bilene sorun U_U
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

seras
Otaku (Level 4)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
biz anlamayız isyan yapacağız Dil Çıkartıyor heheh nası gaza geldi ama işte biz böyle gaza getiririz Dil Çıkartıyor

bu arada yakışıklıları kenarla artamayalım lütfen onlarsız bu hayat çekilmez Dil Çıkartıyor

xunlaide sende iyi ce saldınız haa yeni bölüm isteriz yoksa yemeklerinizi çalarız Çok Mutlu

aç kalırsınız bende doyarım hep Şık nede olsa bir sürü fanfic aşkım var karşılarına kara kuru çıkamam demü Madde

İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
16 Oca 2009 19:30
Near's Toy
Mangaka
Mangaka



Yaş: 29
Kayıt: 25 Eyl 2008
Mesajlar: 1,210
Cinsiyet: Kız
Nerden: Black Order... Off yeni görevden geldim çatmayın kardeşim!
Teşekkür: 9

Durumu: Çevrimdışı

Near's Toy
Mangaka
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
Ahh bebeğüm de benim gibi sınav kurbanı. Şaşırmış Durumda Rahat bırakın, bakın o bi elecek ki, rüzgarları bizi bile alıp götürecek artsitimizin. Kahkaha Atıyor Hayranlık Besliyor


''Haruki suzukeru, Allen!''
''Zavallı şeytan, ruhunun kurtarılmasına izin ver!''
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
16 Oca 2009 23:55
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 06 Tem 2008
Mesajlar: 499
Favori Anime & Manga: sailor moon
Nerden: Eskişehir

Durumu: Çevrimdışı

ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Güldestem... Konu: Yanıt: Güldestem...
Alıntıyla Cevap Gönder
Garip bir arkadaş...

O gerilim dolu saatlerin ardından neredeyse dört gün geçmişti. Tüm okulun gözleri Birgül’ün üzerinden ayrılmamış, her attığı adımda arkasından anormal bir durumu inceler gibi bakan meraklı gözler eksik olmamıştı. Özellikle de Lerzan… Her fırsatta irdeleyici sözlerle onu rahatsız etmeye çalışıyor, her fırsatta can damarına basarcasına kırıcı alaylarda bulunuyor, insanı ister istemez huzursuz eden sinir edici bakışlarını, her saniye Birgül’ün gölgeli gözlerine dikiyordu. Birgül’ün dikkat çekici tepkileri de bu esnalarda ortaya çıkıyordu. Daha doğrusu bu tepkisi dört gündür sürüyordu. O günden beri basit diyaloglar ve derslerde öğretmenlerle yaptığı tanışma muhabbetleri dışında tek kelime bile etmemiş, Lerzan’ın soğuk esprilerine kulak asmamıştı. Hatta umursamaz gülüşlerle kıkırdamıştı yüzüne karşı. Herkesin onu gördüğünde gözlerini dikmesinin sebebi buydu. Anlaşılan imalı bir şekilde Lerzan’a bakarak söyledikleri doğruydu; ona yaptıkları şeyler umurunda bile değildi. Tek istediği hayatına karışmamalarıydı. Başka bir şey istemiyordu…
*******************************
Teneffüs zili çalalı çok olmamıştı. Birgül yine umursamaz, sakin tavırlarla sandalyesine oturmuş, elindeki kitabı okumakla meşguldü. Teneffüse çıkmamaya niyetliydi ki, kitap sayfaları arasına gözlerini gezdirmekten başka bir refleks göstermiyordu. Onun peşinde ilginç bakışlarla dolaşmaktan sıkılanlar, birer ikişer dışarıya çıkıyordu. Lerzan ise, her zamanki kibirli ve huzursuz edici bakışlarını Birgül’e dikmiş, somurtarak sıranın üzerinde oturuyordu.
O sırada beklenmedik bir yüz belirdi kapıda. Alara sınıfa gelmişti. Birkaç meraklı kişi başına toplandı:
— Pınar nasıl?
— Durumu iyi, merak edilecek bir şeyi yok.
Sırasına doğru ilerleyerek, sözlerine devam etti:
— Kötü bir şey çıkmadı ama üç gün gözetim altında serum tedavisi gördü. Dinlenmesi için dün tabu-
Gözleri sırasına kaydığında, dört gün önce kardeşine yardım eden, yabancı yüzü görmüştü. Şaşkın bakışları, sözlerini kesmesine yetti:
- Bizim sınıfa mı gelmiş yani!?

Lerzan ani bir hareketle, oturduğu masanın üzerinden kalktı. Ortamın gerildiğini fark edenler de, kendini dışarı atmıştı. Şimdi sınıfta üçü dışında kimse yoktu.
—Hadi, git kurtarıcı meleğinin yanına, yalaka cevaplarla teşekkür et. Yoksa ayıp olur, değil mi? Olanlarda önemsenecek bir şey yok tabi. Olan bir tek sana, çevrene ve yakınlarına olur. Allah kahretsin ki, bu hayattaki bütün felaketler, sevgili arkadaşımı bulur zaten. Bu geçmişte de böyleydi, şu an böyle devam ediyor ve eminim ki gelecekte de değişen bir şey olmayacak. O felaket dediklerin, hani hayatın kuralları sayılanlar, pardon sen bilmezsin tabi. Sadece ve sadece senin başına geliyor. “Hatayı şurada yapıyorsun” demeyeceğim bu kez. Ben seni defalarca uyardım. Ama şimdi daha iyi fark ediyorum ki, hatayı bulamazsın. Çünkü sen, başlı başına bir hatadan ibaretsin. Sen büyümeyi hiç öğrenmeyeceksin!.. Hiç!

Lerzan, o incitici bakışlarını Alara’nın üzerinden çekti. Buruşturduğu yüzünü önce Birgül’e, sonra Alara’nın gözlerine dikti. Ardından arkasına bile bakmadan, hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Alara ise adımlarını Birgül’e doğru atmaya başladı.
— Merhaba!
Birgül, kitaba gömdüğü kafasını hiç kaldırmadan, gözlüklerinin üzerinden Alara’ya baktı. Muzip tavırlarla cevap verdi:
—Merhaba. Alara…
Elini uzatıp devam etti:
— Soracağını biliyorum, ben Birgül. Birgül Candağ… Tanıştığımıza sevindim.
Birgül’ün uzattığı eli hafifçe sıktı:
— Adımı nereden biliyorsun?
—Bunu sen değil, ben bile anlıyorum. Sanırım sınıf arkadaşların, değişik maceralar peşinde koşup, her olan şeye hayretle inceliyorlar. Tesadüfen buraya oturdum. Herkesin kafasında ünlemler belirdi. Umarım seni rahatsız etmemiştir. İstersen sorun değil, farklı bir yere geçebilirim. Sınıftakilerin benden pek hoşlandığını söyleyemem. Özellikle de Lerzan. Sen ne düşünürsün bilemem. Sanırım Lerzan… Aranız nasıl bilmiyorum ama olanlara üzüldü galiba. Dört gündür somurtarak, önüne gelene çatıyor.
—Şaka yapıyor olmalısın. Lerzan bu hayatta beni sevecek son kişi. Kendileri genelde yüksekten uçar. Böyle davranmasının sebebi etkilenmesi falan değil, normal hali bu. Etkilendiyse de sebebi ne ben, ne de Pınar değil. Okan’a üzülmüş olabilir. Olanların sebebi olan kişi diyeyim, anla. Aynı sınıftayız ve abisi. Çatık kaşla dolaşmayı, hava sananlardan o. Senden hoşlanmaması normal. Olanları tahmin edebiliyorum gerçi ama. Aranızda bir şey mi geçti?
—Aslına bakarsan evet. Ama bu sadece onunla ilgili değil. Tüm sınıfla ilgili. Geldiğim ilk gün… Canım zaten sıkkındı. İleri-geri konuştu biraz. Zaten sınıfın tepkisi malum. “Hiç biriniz umurumda değilsiniz! Bana karışmayın yeter” dedim.
—Seni tebrik ederim. Buna pek cesaret eden olmaz. Aslında sen ilksin diyebilirim. Bu arada… O günkü tepkim için öncelikle özür dilerim. Umarım canın çok yanmamıştır. Pınar adına da, teşekkür ederim. Hayatını kurtardın diyebilirim.
—Önemli değil. Kim olsa aynı şeyi yapardı. Canım yanmadı, gerçekten sorun değil. Sadece küçük bir sıyrıktı. Bu konuyu kapatalım, hatta unutalım. Hiç olmamış bil. Kötü başlamak senin suçun değildi. Seni anlıyorum, kardeşine bir şey olmasına dayanamazdın sonuçta. Karşında tanımadığın bir kız…
Birgül yine o hüzünlü bakışlarını yere indirdi. İster istemez güzel gülümseyişi oturdu yüzüne. Aralarında kısa bir sessizlik hakimdi şimdi. Alara, Birgül’ün yüzündeki o umut dağıtan gülüşe dikti yeşil gözlerini. Aslında yan durunca, hiç de fena sayılmazdı. Diş telleri fazla dikkat çekmiyordu şu an. Gözlüklerinin olmadığını farz ederse, karşısında gerçekten çok güzel bir kız duruyordu. Anlaşılan Birgül’ün gizli yüzünü fark edebilen tek kişi, Alara olmuştu. Sessizce, düşünceleri sözlerine yansıdı istemeden:

—Çok güzel gülümsüyorsun doğrusu. Tellerinin olması fark etmez. Gözlüklerinin de olmadığını düşünürsek, dalgın da dursa, çok tatlı bir ifade beliriyor yüzünde. Bence hep böyle olmalısın.

“Gözlerin hüzünle baksa da, o yorgun yüzünü görenler hâlâ mutlu oluyor. Tellerle sıkışan gül dudakların, ne kadar umutsuz gülümsese de, hala umut saçıyor istemeyerek. Sen özünde hala benim biricik Gül Destem’sin. Bunu sakın unutma…”

Birden irkilerek gözlerine baktı yüz ifadesini değiştirmeden. Sanki onun sesini duymuştu Alara’nın sözlerinde. Sonra hiç bozuntuya vermeden toparladı kendini. Yüzündeki buruk ifadeyi, muzip bir gülümsemeye çevirdi. Kıkırdadı. Ve sözlerine devam etti:

—Gerçekten güzel espriydi. Uzaktan daha ciddi duruyorsun doğrusu.
—Ben… Özür dilerim. Ya-yani. Şey. Ben seni kırmak istemezdim. Yanlış anlattım. Demek istedim ki şey…-
—Önemli değil, gerçekten. Yanlış anlamadım. Demek istediğini biliyorum. Ama lütfen. Asıl bu şekilde üzersin beni. Açıklaması çok zor. Gözlüklerim, sadece dinlendirici. Tellere gelince. Takmam zorunlu değil ama… Kendimi mecbur hissediyorum işte. Bir kaza sonucu oldu. Yani asıl sebebi bu da değil de-
— Anladım, zorlamana gerek yok. Ailen böyle istiyor. Yani endişeleniyorlar, biliyorum. Kaza her neyse, bilmek zorunda değilim, değil mi? Umarım canını çok yakmamıştır. Kimseye söylemem, aramızda. Söz veriyorum.
Birgül, sessizce hüzünlü sözleriyle cevap verdi:
—Maalesef, canım çok yandı…

Ama bu cevabı ne Alara, ne de kendisi duyabilmişti. Ya da kimsenin duymasını istememişti. Tek bildiği, benliğinde bir yerlerde, kendini bunu söylemeye mecbur hissetmesiydi…
************************************************************
Mert ve en yakın dostu Deniz, bilişim sınıfında herkesten gizli bir şeyler peşindeydi. Zaten boş olan sınıf, Mert’in çığlığıyla yankılandı:
- Sonunda buldum, yaşasın!!!
Ama bu sevinç naraları fazla sürmedi:
-Ne!? İki yüz seksen yedi sayfa mı? İyi de bunu yüklemek, bu bilgisayarla aylar alır…
Edebiyat ödevleri için araştırma yaptıkları internet sayfasındaki “TANZİMAT DÖNEMİ” başlığından anlaşılıyordu. Ama yaptıkları bununla sınırlı değildi. Zaten yavaş ve sürekli kesintiye uğrayan internet bağlantısında, iki yüz seksen yedi sayfalık dosyayı yüklemeye çalışmalarıydı.
— Başka şansınız yok!
Deniz çoktan “Download” butonuna tıklamıştı.
- Biliyorsun Deniz, eğer hocalardan biri fark ederse, bu kez de yaşama şansımız olmayacak.
Yaklaşık on beş dakika sonra, tekrarlanan bir kesintiyle, çalışmakta olan bilgisayarın ekranı kilitlendi. Şimdi gördükleri tek şey, olduğu yerde donup kalmış olan fare simgesiydi.
— Seni tanımak güzeldi arkadaşım. Bana yaşattığın harika günler için sana teşekkür ederken, hayatımın son dakikalarını seninle geçirmekten onur duyduğumu belirtmek isterim…
İkisi de donmuş bir şekilde ekrana bakarken, arkalarından gelen “öhöm” sesiyle irkildiler. Deniz gözlerini hafif yana kaydırarak fısıldadı:
- İşte bittiğimiz an geldi.
Okulun sert ve keskin bakışlı müdürü, şimdi arkalarında duruyordu:
— Burada neler olduğunu sorabilir miyim gençler?
— Şey hocam… Biz… Yani şey oldu…
Tam o sırada kapıdan nefes nefese giren beklenmedik biri, beklide hayatlarını kurtaracaktı.
— Hocam! Demek buradasınız. Ben de sizi arıyordum. Kantindeki makineler küçük bir kaçaklık yapmış. Elektrik yüklenmesi bilgisayarı kilitledi. Biz burada araştırma yapıyorduk. Ciddi bir şey yok, hallederim. Ama bilginiz olsun diye haber vermek istedim.
Şüpheli bakışlarını şaşkınlıktan ağzı açık kalan Mert ve Deniz’e çevirdi. Birgül arkadan göz kırparak devam etti:
— Değil mi arkadaşlar? Hani biz araştırma yaparken…
— Iıııııı evet… Yani öyle oldu. Evet, evet, arkadaşımın dediği gibi oldu.
— Anladım. Eğer olmazsa haber ver. Bir çaresine bakalım. Dürüstlüğün için teşekkür ederim.
Müdür bey kapıdan çıkarken, Mert ve Deniz hala Birgül’e bakıyordu.
— Evet, burada ne yaptığınızı öğrenebilir miyim?
— Biz bir şey yapmadık canım. Makineler arıza yapmış işte…
— Hadi ama… Eğer sizi ispiyonlamak gibi bir niyetim olsaydı, az önce yalan söyleyerek büyük bir risk altına girmez, çoktan bir bir her şeyi anlatmış, disipline gittiğinizi tüm okula duyurmuş olurdum. O dosyayı gerçekten indirebileceğinizi gerçekten düşündünüz mü?
— Sen… Bunu nereden biliyorsun?
— Mert, sevinç naralarını yan sınıftan duymak, iki kere ikinin dört olduğunu ispatlamaktan daha kolay. Hangi dersin, hangi konusu?
Birgül, bilgisayarın başına oturmuş, arkasını dönmeden sorularına cevap veriyordu.
— Sanırım söylemeden kurtuluş yok. Edebiyat Dersi, Tanzimat Dönemi… Evet, şimdi mutlu musun? Peki, bunu neden yaptığını sorabilir miyim?
— Anlıyorum. Elimde can sıkıntısına yaptığım araştırma konusu. Şanslısınız, ansiklopedik bilgileri de eklediğim, indirmeye çalıştığınız dosyanın özet hali elimdeki bir CD içinde kayıtlı. Eğer yararlanmak isterseniz getirebilirim. Bunu neden yaptığıma gelince… Herkesin dik bakışlarına umursamaz tavırlar veren, bu bakışlara rağmen diğerlerinin hoşlanmadığı ve basit hareketleriniz yüzünden size ihtiyacım olmadığınızı söylesem de, sonuçta arkadaşız. Her ne kadar istemeseniz bile, sonuçta yüz yüze bakıyoruz. İnsanlar karşındakine “her şeye rağmen” yardım edemedikten sonra, hayatta olmanın ne anlamı var. Benden hoşlanmıyor olmanızın önemi yok. Önemli olan birbirimizi tanıyor olmak.
Birgül arkasını dönerek kollarını birbirine kenetledi. Sözlerini bitirdiğinde, bilgisayar çoktan normale dönmüştü.
— Ama… Ama… Bunu nasıl yaptın?
— İki yüz seksen yedi sayfalık bir dosyayı, kesintili bir internet üzerinden yükleyecek kadar cesaretli olmasam da, “RESET” tuşunun bilgisayarı yeniden başlattığını biliyorum…
Birgül kollarını birbirine kenetlemiş, sakin ve bilmiş adımlarla sınıftan çıkarken, ne kadar garip olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı…

************************************************************

Ya biliyorum, çok uzun oldu.Okumaktan bıktıracağım artık sizi.Söz, bi dahaki bölümler daha kısa olacak ama napiyim... Şaşırmış Durumda Yazmaya başladı mı duramıyorum. Şaşırmış Durumda

Hepinize iyi okumalar.

NOT: 15 tatilin gelmesiyle beraber, yeni bölüm aralarının kısa olacağını belirtmek istiyorum Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
17 Oca 2009 22:48
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 11, 12, 13 ... 17, 18, 19, Sonraki
12. sayfa (Toplam 19 sayfa) [ 187 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız