___Işığın Kalbi___ Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 ... 11, 12, 13, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
ehehe öyle mi dersin zavallı kızın hiçbirşeyden haberi yok asıl karakter aura değil basın açıklaması yapıyorum asıl karakter hiro riko ve tiran dır falan dermişim en yakın zamanda yeni bölümü yazacağım vampire princess sende olmasan hiç beğenilmediğini düşünücem hikayemin
Ya cnm rakipler ikiyken birden bire sayı çoğaldı. Bu beni iki arada bi derde bıraktı. Riko mu Hino mu dicemi şaşırdım. Aura gibi bi kıss karekter daha ekleler misin?!!
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
bu daha neki siz durun daha buyrun arkadaşlar...Müzik klubunun ve dövüş klubunun düşmanlıklarının asıl sebebi...
------------------------------------
--Bu güzel akşamda tek başına burada ne yapıyorsun prenses?
Tiran elleri cebinde göl kenarında oturan Aura'nın yanına çömdü.Aura hiçbirşey demeden saçlarını arkasına attı.Gecenin rengi gözlerine yansıyordu.Derin bir nefes aldı ve Tiran'a döndü
--Gördüğün gibi...Sadece düşünüyorum.
--Hahaha işte buna gülerim..Senin gibi güzel bir prensesin bile böyle derin derin düşünecek konuları oluyormuş demek..
--Eevt.Düşündüğümüz kadar varız.Bazen düşünmek çok iyi geliyor inan bana...Sanada tavsiye ederim.
--Teşekkürler ama benim yerime herşeyi düşünen bir ailem var zaten.
--Emin olki kimse seni kendin kadar düşünemez.
--Pekala söz..Senin için bişeyler düşüneceğim..
--Hala düşünecek beynin kaldıysa tabi..
dedi ve kıkırdadı Aura.Tiran ise sadece ufak bir tebessümle
--Emin olki seven bir kalbimin olduğu kadar düşünecek beynimde vardır.
İşte bu ufak konuşmadan sonra Tiran çok dalgın olmuştu.İstemedende olsa düşünüyordu ve düşündüğü şey Aura'nın söylediklerinden kaynaklanıyordu.Onunla ilk zamanlarda sadece Hiro ve Riko'yu sinirlendirmek için ilgileniyordu ama şimdi onunla ilgilenmesinin sebebi başkaydı...Aura,Tiran'ın bazı şeyleri anlamasına yardımcı oluyordu..
Hiro ve Riko...Bir zamanlar iyi arkadaşlardı...Arkadaştanda öte...Dostlardı onlar...Aileleride sürekli görüşürdü ancak daha sonra bir takım olaylar oldu.İkizlerin ailesi bir katliyama kurman gitti ve onlarda büyük anneleriyle eski bir apartman dairesinde yaşamaya başlamışlardı.Artık zengin değillerdi.Ailelerinden kalan büyük parayada 18 yaşına gelene kadar dokunamayacaklardı.
Bu sıralar Tiran oldukça düşüncesiz bir insan olmuş,ikizlere kötü davranmaya,onları küçümsemeye başlamıştı.Nede olsa artık onlarla aynı seviyede değildi...Ama bunu isteyen kişi Tiran değildi..Tiran'ın ailesi idi.Tiran,ailesine asla karşı koyamazdı koyamadıda...Tiran artık en iyi dostlarını kaybetmişti..Bir hiç uğruna...
Ama Hiro ve Riko kendilerini kanıtlamış süper zeki insanlardı.Bu nedenle "çok zenginlerin gittiği" lisede burslu okumaya başlamışlardı.Ancak bu haber,kimsenin kulağına gitmedi..Sadece Tiran bütün gerçekleri biliyordu.Ama Tiran'ın bu ihaneti ikizleri hırsla doldurmuştu.Kolay birşey değildi bu.En yakın dostum dedikleri insan ünvanlarını kaybeder kaybetmez kendilerini satmıştı.Ailesi ile olan durumlardan haberleri yoktu tabi..
Zaten ikizler yeni öksüz kalmıştı.Birde kaybettikleri dostlarının acsıı..Güvensizlik duygusu...Zaman geçer,bazı şeyler unutulur..Yada kalbine,beynine gömülür insanların.Tiran'da bu vicdan azabını her zaman çekiti.Ancak bunu asla dışarıya vurmadı..Aksine dahada kötü davrandı ikizlere..Diğer dostlarınıda kendine uydurdu...Bir zamanlar 6 kişi olan Müzik Klubü,artık sadece 4 kişi kalmıştı...Peki şimdi ne olmuştu? Ne değişmişti? Adı Aura olan güzel bir kız gelmiş ve grubu tekrar bir araya getirmişti.Eskisi gibi olmasada...Ve sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdi bu kız Tiran'a ailesini dinlememesinimi söylüyordu? Ama...Hayır...O böyle birşey dememişti..Bunu Tiran kendisi çıkarmıştı...Düşünerek..Ve beynini kullanarak..
Tiran hışımla ayağa kalktı ve var gücüyle bağırdı..
--Tanrım ben ne yaptım?!!En yakın dostlarımı sorgulamadan,ailem öyle istedi diye terk ettim.Nasıl bir pisliğim ben böyle?
Ve işte o anda..Hiç beklemediği birşey oldu..Yakışıklı,güçlü Tiran oturdu ve ağlamaya başladı...
Kaybolan yıllarına...
Ve kaybolan dostlarına...
------------------------------------
--Bu güzel akşamda tek başına burada ne yapıyorsun prenses?
Tiran elleri cebinde göl kenarında oturan Aura'nın yanına çömdü.Aura hiçbirşey demeden saçlarını arkasına attı.Gecenin rengi gözlerine yansıyordu.Derin bir nefes aldı ve Tiran'a döndü
--Gördüğün gibi...Sadece düşünüyorum.
--Hahaha işte buna gülerim..Senin gibi güzel bir prensesin bile böyle derin derin düşünecek konuları oluyormuş demek..
--Eevt.Düşündüğümüz kadar varız.Bazen düşünmek çok iyi geliyor inan bana...Sanada tavsiye ederim.
--Teşekkürler ama benim yerime herşeyi düşünen bir ailem var zaten.
--Emin olki kimse seni kendin kadar düşünemez.
--Pekala söz..Senin için bişeyler düşüneceğim..
--Hala düşünecek beynin kaldıysa tabi..
dedi ve kıkırdadı Aura.Tiran ise sadece ufak bir tebessümle
--Emin olki seven bir kalbimin olduğu kadar düşünecek beynimde vardır.
İşte bu ufak konuşmadan sonra Tiran çok dalgın olmuştu.İstemedende olsa düşünüyordu ve düşündüğü şey Aura'nın söylediklerinden kaynaklanıyordu.Onunla ilk zamanlarda sadece Hiro ve Riko'yu sinirlendirmek için ilgileniyordu ama şimdi onunla ilgilenmesinin sebebi başkaydı...Aura,Tiran'ın bazı şeyleri anlamasına yardımcı oluyordu..
Hiro ve Riko...Bir zamanlar iyi arkadaşlardı...Arkadaştanda öte...Dostlardı onlar...Aileleride sürekli görüşürdü ancak daha sonra bir takım olaylar oldu.İkizlerin ailesi bir katliyama kurman gitti ve onlarda büyük anneleriyle eski bir apartman dairesinde yaşamaya başlamışlardı.Artık zengin değillerdi.Ailelerinden kalan büyük parayada 18 yaşına gelene kadar dokunamayacaklardı.
Bu sıralar Tiran oldukça düşüncesiz bir insan olmuş,ikizlere kötü davranmaya,onları küçümsemeye başlamıştı.Nede olsa artık onlarla aynı seviyede değildi...Ama bunu isteyen kişi Tiran değildi..Tiran'ın ailesi idi.Tiran,ailesine asla karşı koyamazdı koyamadıda...Tiran artık en iyi dostlarını kaybetmişti..Bir hiç uğruna...
Ama Hiro ve Riko kendilerini kanıtlamış süper zeki insanlardı.Bu nedenle "çok zenginlerin gittiği" lisede burslu okumaya başlamışlardı.Ancak bu haber,kimsenin kulağına gitmedi..Sadece Tiran bütün gerçekleri biliyordu.Ama Tiran'ın bu ihaneti ikizleri hırsla doldurmuştu.Kolay birşey değildi bu.En yakın dostum dedikleri insan ünvanlarını kaybeder kaybetmez kendilerini satmıştı.Ailesi ile olan durumlardan haberleri yoktu tabi..
Zaten ikizler yeni öksüz kalmıştı.Birde kaybettikleri dostlarının acsıı..Güvensizlik duygusu...Zaman geçer,bazı şeyler unutulur..Yada kalbine,beynine gömülür insanların.Tiran'da bu vicdan azabını her zaman çekiti.Ancak bunu asla dışarıya vurmadı..Aksine dahada kötü davrandı ikizlere..Diğer dostlarınıda kendine uydurdu...Bir zamanlar 6 kişi olan Müzik Klubü,artık sadece 4 kişi kalmıştı...Peki şimdi ne olmuştu? Ne değişmişti? Adı Aura olan güzel bir kız gelmiş ve grubu tekrar bir araya getirmişti.Eskisi gibi olmasada...Ve sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdi bu kız Tiran'a ailesini dinlememesinimi söylüyordu? Ama...Hayır...O böyle birşey dememişti..Bunu Tiran kendisi çıkarmıştı...Düşünerek..Ve beynini kullanarak..
Tiran hışımla ayağa kalktı ve var gücüyle bağırdı..
--Tanrım ben ne yaptım?!!En yakın dostlarımı sorgulamadan,ailem öyle istedi diye terk ettim.Nasıl bir pisliğim ben böyle?
Ve işte o anda..Hiç beklemediği birşey oldu..Yakışıklı,güçlü Tiran oturdu ve ağlamaya başladı...
Kaybolan yıllarına...
Ve kaybolan dostlarına...
Ulaaa, okumamak için direndim ama nafile okudum gene tekrar okuyacağım ve kesinlikle kydedeyim bari. Koleksiyon olarak
Ya pardon zaten senin hikayeni kaydediyormuşum ben
Ya pardon zaten senin hikayeni kaydediyormuşum ben
Spoiler:
Appleseed XIII Ova -> PekYakında ve
Kamisama no Memo-chô Güncelleniyor...
Sadomi -> ilk 4 sayfa çıktı
Sakasama no Patema Özel; ilk 3 bölüm çıktı
Sakasama no Patema Movie çevriliyor
[Bağlantı]
Kendi Çevirilerim Aktif artık... *-*
Öğlen yemeğinde kantin tıklım tıklımdı.Aura ve ikizler hışımla kapıdan geriye döndüler.
--Şimdi ne yapacağız?
--Galiba bugün aç kalacağız
--Ama ben çok azıktım.
Hiro bir çocuk gibi mızmızlanıyordu.Aura gülümsedi ve elini şaklatıp şöyle dedi;
--Ben nerede yiyeceğimizi biliyorum!
Aura gene ikizleri kolundan çekip bir yere sürüklüyordu.En sonunda okulun büyük bahçesinde ağaçların altına geldiklerinde durdu.
--Burada bekleyin!Ben hemen geliyorum!
dedi ve koşarak uzaklaştı.
--Onun enerjisine bazen çok şaşırıyorum.
--Evet,bende öyle.Acaba bunu nasıl başarıyor?
--Neyi?
--Her zaman mutlu olacak birşeyler bulmayı.
Hiro onaylar manasında kafasını salladı
--O bir iyilik meleği..Buna eminim artık.
--Öylemi dersin_
--Evet...Kesinlikle..
Biraz sonra Aura elinde kocaman bir hasır sepetle gelmişti.
--Şimdi mideleriniz bayram edecek çünkü bunların hepsini kendi ellerimle hazırladım..
Aura vakit kaybetmeden sepetten küçük bir örtü ve yiyecekleri çıkardı.Pastaşar,börekler,çörekler...Hiçbiri Japon yemeklerine benzemiyordu.Hiro ve Riko yiyip yememek konusunda kararsız kalmışlardı.Bilmedikleri şeyleri yemek pek onların tarzı değildi.Ama Aura o kadar sevimli bir şekilde gülümsüyorduki ellerine birere hamur aldılar.Ağızlarına attılar ve anında yüz ifadeleri değişti.Bunlar enfesti..Gözleri ışıl ışıl parlıyordu.Aura gülümsedi;
--Bu sefer Türk mutfağı denedim.Dünya'nın en iyi ve benimde en sevdiğim mutfaklardan biridir kendileri.Doğrusu yapmakta çok eğlencelidir.
--Ne dersin prenses..Bir gün hep beraber yemek yapalımmı?
Birden herkes arkasını döndü.Konuşan Tiran idi..Ağaca yaslanmış kendilerini seyrediyordu.Daha sonra yanlarına eğildi ve devam etti..Zincirli kemerli pantolonu ona çok yakışmıştı..
--Size katılabilirmiyim?
Aura gülümsedi.Onaylar manasında kafasını salladı ama Tiran hemen örtüye oturmadı.İkizlere bakarak konuştu
--Eski bir dostu sizde kabul edermisiniz?
İkizler sinirli bir bakış fırlattılar Tiran'a...Artık peşlerinde dolanmasından sıkılmaya başlamışlardı..Ama konuşan kişi Aura oldu..
--Pekala aranızda eskiden ne odlu neler geçti bilmiyorum ama bu birbirinize karşı olan tutumunuz beni artık çok sinirlendirmeye başladı!!Ne olduysa oldu herpsi geçmişte kaldı artık herkes yeni bir sayfa açmalı ve geleceğe bakmalıdır beni iyice anlayabildinizmi??!!!!
Birden herkes Aura'nın bu ani çıkışına şaşırmıştı.Güzel,nazik,sakin Aura gitmiş,yerine ölümcül,sinirli ve gözleri kırmızılaşmaya başkamış bir ölüm tanrıçası duruyordu karşılarında.Hepsi birden irkilmişti.Riko'nun yumuşak sesi ortamdaki sert ortamı delip geçti.
--Aura?
İşte onda Aura'nın gözleri yeniden yeşile dönüştü ve kendine gelirmiş gibi silkelendi.Hafiften dengesini kaybetti ve sendeleyerek yanındaki kiraz ağacının gövdesine tutundu Aura...Birdenbire fenalaştı ve etrafındakilerin adını sayıklayan bağırışmalarıyla birlikte yerdeki kiraz ağaçı çieklerinin yapraklarının üzerine düşüverdi..
--Şimdi ne yapacağız?
--Galiba bugün aç kalacağız
--Ama ben çok azıktım.
Hiro bir çocuk gibi mızmızlanıyordu.Aura gülümsedi ve elini şaklatıp şöyle dedi;
--Ben nerede yiyeceğimizi biliyorum!
Aura gene ikizleri kolundan çekip bir yere sürüklüyordu.En sonunda okulun büyük bahçesinde ağaçların altına geldiklerinde durdu.
--Burada bekleyin!Ben hemen geliyorum!
dedi ve koşarak uzaklaştı.
--Onun enerjisine bazen çok şaşırıyorum.
--Evet,bende öyle.Acaba bunu nasıl başarıyor?
--Neyi?
--Her zaman mutlu olacak birşeyler bulmayı.
Hiro onaylar manasında kafasını salladı
--O bir iyilik meleği..Buna eminim artık.
--Öylemi dersin_
--Evet...Kesinlikle..
Biraz sonra Aura elinde kocaman bir hasır sepetle gelmişti.
--Şimdi mideleriniz bayram edecek çünkü bunların hepsini kendi ellerimle hazırladım..
Aura vakit kaybetmeden sepetten küçük bir örtü ve yiyecekleri çıkardı.Pastaşar,börekler,çörekler...Hiçbiri Japon yemeklerine benzemiyordu.Hiro ve Riko yiyip yememek konusunda kararsız kalmışlardı.Bilmedikleri şeyleri yemek pek onların tarzı değildi.Ama Aura o kadar sevimli bir şekilde gülümsüyorduki ellerine birere hamur aldılar.Ağızlarına attılar ve anında yüz ifadeleri değişti.Bunlar enfesti..Gözleri ışıl ışıl parlıyordu.Aura gülümsedi;
--Bu sefer Türk mutfağı denedim.Dünya'nın en iyi ve benimde en sevdiğim mutfaklardan biridir kendileri.Doğrusu yapmakta çok eğlencelidir.
--Ne dersin prenses..Bir gün hep beraber yemek yapalımmı?
Birden herkes arkasını döndü.Konuşan Tiran idi..Ağaca yaslanmış kendilerini seyrediyordu.Daha sonra yanlarına eğildi ve devam etti..Zincirli kemerli pantolonu ona çok yakışmıştı..
--Size katılabilirmiyim?
Aura gülümsedi.Onaylar manasında kafasını salladı ama Tiran hemen örtüye oturmadı.İkizlere bakarak konuştu
--Eski bir dostu sizde kabul edermisiniz?
İkizler sinirli bir bakış fırlattılar Tiran'a...Artık peşlerinde dolanmasından sıkılmaya başlamışlardı..Ama konuşan kişi Aura oldu..
--Pekala aranızda eskiden ne odlu neler geçti bilmiyorum ama bu birbirinize karşı olan tutumunuz beni artık çok sinirlendirmeye başladı!!Ne olduysa oldu herpsi geçmişte kaldı artık herkes yeni bir sayfa açmalı ve geleceğe bakmalıdır beni iyice anlayabildinizmi??!!!!
Birden herkes Aura'nın bu ani çıkışına şaşırmıştı.Güzel,nazik,sakin Aura gitmiş,yerine ölümcül,sinirli ve gözleri kırmızılaşmaya başkamış bir ölüm tanrıçası duruyordu karşılarında.Hepsi birden irkilmişti.Riko'nun yumuşak sesi ortamdaki sert ortamı delip geçti.
--Aura?
İşte onda Aura'nın gözleri yeniden yeşile dönüştü ve kendine gelirmiş gibi silkelendi.Hafiften dengesini kaybetti ve sendeleyerek yanındaki kiraz ağacının gövdesine tutundu Aura...Birdenbire fenalaştı ve etrafındakilerin adını sayıklayan bağırışmalarıyla birlikte yerdeki kiraz ağaçı çieklerinin yapraklarının üzerine düşüverdi..
4. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 125 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |