süper süper süper okuyamamıştım siteye girip hmn çıkyodum hepsini birden okuyunca daha bi güzel geldi

mutluyumm kısa bir bölüm daha yazdım..Akşama yeni bölümde yazacağım inş.

**********************
--Çok korkuyorum Zencer..
--Tamam Aura korkma bak biz yanındayız...
Ve Zencer'a dahada sokuldum...beni kollarının altına aldı ve Tİran'da üzerime bir batanniye örttü..Daha sonrada kulağıma eğilip fısıldadı..
--Merak etme prenses..Şovalyelerin yanında..Birazdan geçecek söz veriyorum...
**********************
Çok korkuyorum..Uçağımız kalktı evet bu bir çeşit özel uçaktı.Doğrusu bindiğimde hayran kalmıştım..Meyve bar,kocaman bir müzik sistemi..Herşey harikaydı ama işte böyle bir durumda hiçbirşey insanı rahatlatamıyor...
Uçağımız havalanmıştı sadece 7 kişiydik Hiro,Riko,Tiran,Zencer,Keiji,Kari,ben ve Bay Tsuya..İlk başlarda oldukça iyi gidiyorduk ama daha sonra etraf kararmaaya başladı...Uçağımız öyle bir sallandıki birden hepimiz etrafa savrulduk..Hiro ve Riko hemen yanıma koşarak beni önden ve arkadan korumaya aldılar.Biraz sonra her yer karanlıktı..Pencereden dışarıya baktığımda büyük bir çığlık attım etrafta şimşekler çakıyordu...O sırada bayılmışım..Kendime geldiğimde Zencer'ın kucağındaydım..Diğerleri etrafı toparlamaya çalışıyorlardı...Ama ben bir kere korkmuştum..Beni buradan çıkarın diye bağırmaya başladım bir türlü sakinleşemiyormuşum öyle söyledi Kari..Kocaman bir canavara benziyormuşum beni görüne korkmuş çünkü gözlerim kırmızılaşmaya başlamış..Şakacı şey...Son hatırladığım şey Hiro'nun kafamı ellerinin arasına aldığı,bana kendine gel diye bağırdığı ve benimde boşboş bakmaya başladığımdı...İşte şimd burada Zencer'ın kucağındayım...O gerçekten iyi biri..Onu çok seviyorum..Ve oda beni seviyor...Umarım uykumda sayıklamam ve umarım artık sorun çıkmaz..Zaten şimdi İngiltere sularındaymışız..5 dakika sonra orada oalcağız sevgili günlük...Ama galiba benim dinlenmeye ihtiyacım var..
*****************
--Zencer...Benim biraz dinlenmem lazım..Hemen otele gidebilirmiyiz?

Onu çok seviyorum..Ve oda beni seviyor... bu arkadşca bi sewgimi?? sper gdiosunn..

evet galiba arkadaşça sefdii ayhh süper gidiyoo yha

Yok sevme falan Abi-kardeşler onlar

*****************
Aura gözlerini araladığında herkes bambaşka bir alemdeydi.Kari mini buzdolabın içini boşaltmakla meşkuldu.Tiran piyanonun başında birşeyler mırıldanıyordu.Hiro ve Riko kılıçlarını temizliyorlardı.Keiji ise kitap okuyordu saçlarını kesitrmişti ve onları havaya dikmişti.Anlaşılan Aura'nın tavsiyesine uymuştu.Zencer ise Aura'nın başında uyukluyor gibiydi ama Aura'nın gözlerini açtığını görünce gülümsedi..
--Günaydın uykucu...
Birden herkes elindeki işleri bırakıp Aura'nın tepesinde toplanmıştı.
--Oooo demek uyandın uyuyan güzel..Zencer'da bir saniye bile başından ayrılmadı hani..
Kari ve Tiran muzip muzip gülmeye başladılar..Zencer ise huzur verici bir şekilde gülümsüyordu...Konuşan Aura oldu...
--Harika şimdi sizin esprilerinizi çekemeyeceğim dostlar bir an önce hazırlanıp gitmemiz lazım...
Aura yavaşça yataktan doğruldu ve ayağa kalktı..Biraz durup etrafına baktı..Valizlerini buraya koyduklarını hatırlıyordu ama şimdi ortada yoklardı.Aura elleri belinde arkasını döndüğünde Riko ile burun buruna geldiler..Aura kıpkırmızı olmuş bir şekilde arkasını döndü..Birden Tiran ve Kari'nin gülmesi kesilmişti..Riko ise hiçbirşey olmamış gibi gene o etkileyici gülümsemesini takındı ve devam etti
--Valizlerin dolabın içinde...Senin için onları getireyim...
Aura tam giderken Riko'nun omzunda tuttu ve gülümsedi
--Teşekkür ederim sen iyi bir dostsun..
Riko'da ona içtenlikle gülümseyerek karşılık verdi..Riko zaten Aura'ya aşık değildi..Artık Aura ile kardeş gibi olmuşlardı ama yinede bu yakınlaşmalardan çok utanıyordu..
Birdenbire Zencer elindeki battaniyeyi Aura nın üzerine attı
--Küçük hanım üşüteceksiniz..Bir an önce üzerinizi değiştirin oldukça terlediniz..
Aura dalgacı bir ifadeyle geriye döndü..
--Teşekkürler beyfendi tavsiyenize uyacağım..Hımm bu arada unutmadan Keiji..
Keiji ona şaşkınlıkla baktı..Aura ise ona göz kırparak devam etti
--Saçların çok yakışmış...Eminimki buralarda çok fazla kızın kalbini kazanacaksın..
Keiji sadece gülümsedi ama Tiran çocuk gibi oradan oraya koşuyordu
--Peki ya ben prenses buralarda hayatımın aşkını bulabilecekmiyim dersinn????
Aura elini yanağına götürdü ve düşünüyormuş gibi yaptı..
--Hummm... Seni üzmek istemem Tiran ama istediğin benim bakışlarımsa onlar sadece bana özeldir...
Tiran önce şaşırıp kaldı ama sonra gülümseyerek devam etti..
--Ne yaparsın bende ideallerimi değiştiririm..
Hiro bu atışmaların ardında birbirlerine oldukça bağlı dostlukların olduğunu görebiliyordu..Buradaki herkesin amacı aynıydı...Aura'yı korumak ve onunla birlikte olmak..Çünkü Aura herkese kendinin bir ve tek olduğunu hatırlatıyordu peki ama onu bu kadar özel yapan şey neydi?Hiro bunu anlamıyordu ve araştırmasıda hep yarım kalıyordu.Herkes onu birbirinden kıskanıyordu ama o herkesi bir o kadarda birbirine bağlıyordu..
--Ah şu kız..
dedi Hiro ve hazırlanmak için aşağıya indi..Biraz sonra herkes aşağıdaydı...Ama Aura hala ortalarda yoktu..
--Kadınların şu erkekleri bekletme huyundan hiç anlamam..
--Sanki bugüne kadar 30 tane kadınla çıkmış gibi konuşuyorsun Tiran..
diyerek lafı ağzına soktu Keiji..Keiji'de beklemeyi sevmezdi ama böyle saçma şeylerede cevap vermeden duramazdı..Zaten o sıradada Aura otelin merdivenlerinden inmeye başladı..
--Kusura bakmayın geciktim..Hava o kadar sıcakki..Bir suyun altına gireyim dedim..Bu duyguyu Keiji'den daha iyi kimse bilemez değilmi Keiji...
diyerek başparmağını kaldırdı ve gözkıptı..Keiji de aynı şekilde karşılık verince sıra asıl şoka geldi..Ama birden herkes şok oldu..Aura çok güzel görünüyordu..Siyah uzun bir tayt giymişti ve üzerindende beyaz renkli,uzun,salaş bir bluz giymişti. Boynundada Hiro ve Riko'nun ona verdiği madalyon duruyordu.Bu madalyon gerçekten mükemmeldi..Ortasında kocaman bir zümrüt vardı ve zümrütün etrafındada elmas/pırlanta/lal/aquamarin gibi değerli taşlar vardı.Ama işin garip tarafı bu garip madalyon Aura ne giyerse giysin çok yakışıyordu.Aura saçlarını bir kurdeleyle tepeden toplamıştı gene...Siyah ayakkabılarıda çok hoş görünüyordu ve elindede siyah renkli bir çanta vardı.Birdenbire bütün erkekler yakarlını paçalarını düzeltmeye başladılar
--Eeee? Daha ne bekliyoruz hadi yeni okulumuza gidelim..
Ve ön kapıda bekleyen büyük limuzine doluştular..Keiji,Aura binerken onun elinden tutarak yardımcı oldu.Limuzinde Aura heyecanla pencereden dışarıya bakıyordu..Erkekler ise Aura'ya bakıp içlerinden düşünüyorlardı...
"Bu kız çok güzel birşeyler yapmam lazım"
"Hoppalaa bide bu çıktı başımıza tetikte olmam lazım laf atanlar olabilir"
"Hiçbiirde çıkıp demediki çık değiş üstünü fazla güzel olmuşsun diye"
"Humm acaba abisiyim diye benim lafımı dinleyipte üzerine bir şal alırmı"
"En iyisi önünden yürüyeyimde kimse onu görmesin"
"Ufff karnım çok acıktı acaba yemekte ne var..Neden Aura'ya baktıkça aklıma piliç çevirme geliyor acaba?"
Sonunda okula varabilmişlerdi..Oldukça şatafatlı bir binaydı."Eskiden kongre amaçlı kullanılıyor olmalı" diye geçirdi içinden Aura. Daha sonrada öğrencileri incelemeye başladı..Erkekler siyah uzun kollu bir üniforma giyiyorlardı içlerindede beyaz renkli bir gömlek vardı ama üniforma boğazlarına kadar olduğundan gömlek görünmüyordu..Altındada yine siyah renkli pantolon vardı.Üstlerinde sarı renkli okulun amblemi duruyordu.
Kızlar ise erkeklerin üniformasının sarı olanlarını giyiyorlardı ve onların yakaları göğüslerine kadar açık olduğundan içlerindeki beyaz gömlekler belli oluyordu.Boyunlarındada yeşil renkli okulun ambleminin bulunduğu kısa kravatlar vardı.Altalarında ise siyah renkli düz kısa etekler vardı.Hepsi beyaz çoraplıydı ve çorapları dizlerinin üstündeydi..
--Demek ingilterede işler böyle oluyor..
dedi ve dışarıya çıktı Aura..Okulun bahçesi oldukça büyüktü ve boştu..Aralarda yeşillikler vardı ama onlar apayrı bir alandaydı.
Aura arabadan iner inmez ne olduğunu şaşırdı çünkü birden arabadaki bütün erkekler onun önüne arkasına yanına geçmişti..Kısacası onu çevrelemişlerdi..Auar'nın kafasında damlecıklar çıkmaya başladı..
--Ne yapmaya çalıştığınızı sorabilirmiyim?
--Seni koruyoruz yaptığımız şey bu..
--Pardon ama neyden?Güneşten mi? Eğer öyleyse bunun işe yarayacağını sanmıyorum çünkü bugün güneş her zaman yaptığının aksine tepede...
Aura ne kadar dil döksede bir türlü önünü açmadılar ve bu şekilde yürümeye razı olmak zorunda kaldılar...Uzunca bir süre yürüdüler..Tam okulun büyük merdivenlerini çıkacaklardaki yanlarındaki iki çocugun konuştukları bütün planlarını alt üst etti..
--Hey duydun mu? Japonya'dan gelecek olan öğrencilerin içinde bir tanede kız varmış..
--Sevgili dostum, bundan banane? Etrafımda istemediğim kadar çok kız var zaten..Hoş asla gelen bir kzıı geri çeviridğim görülmemiştir ama neyse..
dedi ve bir kahkaha patlattı çocuk..Öteki ise devam etti
--Böyle diyeceğini biliyordum zaten ama duyduğuma göre kız çok güzelmiş..
--Bir japon kızmı hım..Cazibeme 3 güne kalmadan yakalanacağına eminim..
--Öylemi dersin?
--Evet..Kendini kollarıma atıp birlikte eve gitmemiz birkaç günden fazla sürmez hem bende biraz eğlenirim...Yeni şeyleri denemekten hoşlanırım bilirsin..
--Bilmezmiyim..Ama bu se..
Çocuk konuşmasını bitiremeden Hiro ve Riko kılıçlarını çocuğun boğazına dayamışlardı...
--SİZ NE YAPTIĞINIZI ZANNEDİYORSUNUZ!!!
--Bundan sonra ortalık yerde planlarınızdan bahsederken daha dkkatli olun beyfendi..Hiro,Riko bırakın şu serseriyi..
--Ama Aura o senin..
--Bırakın dedim..
İkizler uslu uslu kılıçlarını yerine sokmak zorudna kaldılar..Bu arada Zencer,Tiran ve Keiji'de öbür çocugun boğazına saılmışlardı...
--Sizde bırakın!!!
Başka şansları yoktu ama çocuklar daha neye uğradıklarından bile habersizdiler..Aura kızıllaşmaya başlamış gözlerle yerdeki çocuga baktı..
--Eğer beni eve atmak istiyorsan bunu bir daha düşün...Oldukça çetin bir cevizimdir ve senin gibi serserilerle ilgilenmem..
dedi ve "şovalyeleriyle" birlikte merdivenlerden çıkıp okula girdiler..
Çocuk ise kendine geldiğinde hala yerdeydi..Arkadaşı ona elini uzattı ve gülmeye başladı..
--Anlaşılan bugün şanslı gününde değilsiniz Bay ben dünyadaki bütün kızları tek elimle yönetirim..
Çocuk ise hiçbirşey demedi ve arkadaşının uzattığı eli tutarak okula girdiler..

süperr

bekletip bi solukta okuyunca daha bi güzel
devamını sabırsızlıkla bekliyorum

şimdi bitirdim ve anında gönderdim ^^
**************
--Aura iyi olduğuna eminmisin gözlerin hala kırmızı..
--Ciddimisin?Çok belli oluyormu?
--Hayır canımmm hiç belli olmuyor..
dedi ve Aura'nın yanına giti Riko..Aura'nın yüzünü ellerinin arasına aldı ve gözlerinin tam ortasına baktı..Aura'da ona bakıp gülümseyince Aura'nın gözleri yeşile döndü..
--Her zaman işe yarar..
--Ne dersin Riko sence bu yetenekten para kazanabilirmiyiz?
--Ne diye satışa süreceğiz?
--Zevzekliği kesinde artık müdürün odasına gidelim..
Uzunca bir süre yürüdüler..Çevrelerindeki herkes onlara bakıyordu ama onlar Aura'yı başkalarına göstermemekte kararlıydılar...İngilizce Öğretmenleri kendilerinden önce okula gelmişti zaten..Gerekli görüşmeleri yapmıştı geriye sadece kendilerini tanıtmaları kalmıştı...Aura her ne kadar yol soralım desede şu "erkek gururu!!" yüzünden hiçbiri bunu yapmaya yanaşmıyordu.En sonunda uzun uğraşlarla müdürn odasını bulmuşlardı.Kapıyı tıklattılar ve içeriye yavaşça girdiler...Burası gerçekten harika bir yerdi..Her tarafta altın kupalar ve ödüller vardı.İleride ise okul müdür olan beyefendiyle ingilizce öğretmenleri oturuyorlardı.
--Hoşgeldiniz çocuklar..Buyrun,oturun lütfen..
herkes bir yerlere oturunca Aura'da o boyduardların arkasından görünmüştü sonunda...Okul müdürü gülümsedi..
--Bu kadar güzel bir bayan ve etrafındada 6 tane yakışıklı beyfendi..OLdukça doğal bişey..
Aura kıpkırmızı kesilmişti erkekler ise kahkaha atmamak için kendilerini zor tutuyorlardı...Müdür bey bir süre konuşup yeni öğrencileriyle tanıştı ve onlara okulu anlattı..
--Burası sizin okulunuz gibi bir özel okuldur.Rahatlamanız için etkinlikler yapılır ancak derslerde başarılı olduğunuz taktirde etkinlikleri sürdürebilirsiniz yoksa notlar düzelene kadar etkinlik izni verilmez...Notlar düzelmediği taktirde okuldan dahi atılabilirsiniz ama sizin gibi zeki çocukların bunun gibi bir derdi olacağını sanmıyorum..
--Afedersiniz..Okulunuzdaki en yetkili klüp acaba hangi klüp?
Bu soru karşısıdna müdür bey gülümsedi ve cevap verdi..
--En yetkili klübümüz maalesef yok ancak okulumuzdaki en yetenekli öğrencilerden oluşan bir duyuru klübümüz var..Duyuru klubumuz çeşitli etkinlikler düzenler ve bunlara bizzat katılır aynı zamanda bütün klüp etkliklerinede katılabilirler.Ama klübe sadece özel yetenekli öğrencileri alıyorlar ve klüp şu anda sadece 5 kişi...
--Bu harika...Peki yetenekleri neler?
Müdür bey biraz düşündü ve şöyle bir cevap verdi..
--İsterseniz bunu size klübün kendisi açıklasın..Nede olsa sizinde özel yetenekleriniz var..Bundan sonra siz o klübün sorumluluğunda oalcaksınız...
Hiro somurttu ve sessizce tısladı
--Kendi patronum olmaya her zaman tercih etmişimdir...
Bu sırada müdür bey birine telfon etmişti..
--Alice? Sen misin? Biran önce odama gelemni istiyorum kızım..Evet acil..Tamam teşekkür ederim..
ve telefonu kapattı...Birkaç dakika sonra kapı sessizce açıldı ve içeriye oldukça alımlı turuncu, beline kadar saçları olan mavi gözlü bir kız girdi..Oldukça enerji dolu görünüyordu..
--Beni istemiştiniz müdür bey...
Aura arkasını döner dönmez kızla göz göze geldi..Birkaç saniye boyunca öyle kalmış olmalı ki Kari onu kolundan itmeye başladı..
--Hey Aura ondan etkilenecek biri varsa oda biz olmalıyız sen değil çek gözlerini..
ve kıkırdamaya başladı..Aura ise küçümser bakışıyla Kari'ye öyle bir dönüş yaptıki burun buruna geldiler..Aura bu şekilde çok cüretkar görünüyordu...
--Oooo zavallı karicik...Eğer istersen kızı sana ayarlarım ama bence birine takılıp öteki seçenekleri unutmaa...
Kari birden neye uğradığını şaşırdı Aura'nın gözleri siyahlaşmaya başlamıştı şimdide birden kendine gelircesine kafasını salladı.
--Ah çok özür dilerim Kari bana birden ne olduğunu anlayamadım..Sen iyimisin..
--Evet..galiba şimdi iyiyim..
************************
Müdür bey Japonya tayfasını Alice'ın "güvenli" ellerine teslim ettikten sonra herkes yeni klüplerine doğru yürümeye başlamıştı...Alice sürekli Aura'ya sorular soruyordu..
--Japonya nasıl bir yer? Yemekler nasıl?Saçlarını nasıl bu kadar uzattın?Gözlerin lensmi?Aslen nerelisin?Niçin hiçbirinizin gözleri çekik değil?
Aura gülümseyerek bu soruları tek tek yanıtlıyordu ama erkek iflas etmek üzereydiler..
--Japonya çok güzel bir yer..Yemek fena değil...Saçlarımı en son 7 yaşındayken kestirdim 10 yılda bu kadar uzadılar...Gözlerim kendi gözlerim..Aslen nereli olduğumu ben bile bilmiyorum...Gözlerimiz çekik değil çünkü...
Biraz düşündü ama bulamadı..
--Bilmiyorum genetiksel birşey olmalı hepimiz meleziz...
--Hep çekik gözlü bir erkek arkadaş istemiştim ama bunların hiçbiri çekik gözlü değil püffff...
Aura gülmeye başlamıştı..Birkaç saniye içinde birbirleriyle ilgili herşeyi öğrenmişlerdi ve arkadaş olmuşlardı...Aura zaten insanların karakterlerini okuyabiliyordu bu nedenle hemen Alice'ı çözmüştü..İyi kalpli,azıcık geveze,açık sözlü,dürüst,güvenilir,çocuk ruhlu ve oldukça sevimli biri...
En sonunda yürümeyi bırakıp bir odanın önünde durmuşlardı..
--İşte burasıda bizim çalışma odamız..Klüp odası temizlikte bu nedenle burayla idare ediyoruz..
Ve kapıyı açtı içerisi oldukça büyük bir salondu ve her yerde farklı farklı eşyalar vardı..Kraliyet dönemine aitmiş gibi dekore edilmişti..
--Burayı şahsen benim annem dekore etti..Kendisi soylu bir bayandır ve benimde bir gün öyle olmamı istiyor ama maalesef öyle olmayacak kadar hareketli bir kişiliğe sahibim..
dedi ve gülmeye başladı Alice...Daha sorna arkası dönük koltukta oturan iki çocuk gördü ve oraya doğru ilerledi..
--Hey Suzaku!Leonard! Bakın misafirlerimiz var..Tahmin edin size kimi getirdim...
İki çocukta birden ayağa kalktılar ve
--Gene kimi ge...
birdenbire ortalıkta sessiz rüzgarlar esmeye başladı...
Hiçkimse konuşmuyordu..Alice ise şaşırmıştı ve bir o yana bir bu yana bakıyordu..
--Siz tanışıyormusunuz?
Aura ellerini çapraz yaptı ve genelde yapmadığı bir şekilde dalgalı konuşmaya başladı..
--Evet..Bu beylerle sabah karşılaşmıştık ve onlara iyi bir hayat dersi vermiştik...Öyle değilmi çocuklar..
dedi ve yarım ağız gülümsedi Aura..Arkadakiler en ufak şeyde saldırmaya hazırdılar..Suzaku öne çıktı ve konuştu.
--Bakın arkadaşımın suçlu olduğunu biliyorum ama o hep böyle salakça konuşur...
--NE DEDİN SENNN!!!!
--Her neyse..Eminim sizden özür dilemeyi kabul edecektir sevgili prenses..Öyle değilmi Leo?
Leo dedikleri çocuk etrafa baktı ve ilerlemeye başladı..
--Pekala küçük hanım sizden özür dilerim ama kabul edinki çok yakışıklı olduğum su götürmez bir gerçek...
Aura gülümsedi..
--Evet yakışıklısın ama benim asıl ilgilendiğim şey ruhtur..Şu arkamdaki erkekleri görüyormusun? Onlar çok çirkin olsalardıda onlarla gezerdim..Çünkü onlar benim kalitemi bozmaz yüceltirler çünkü kalpleri çok temiz ruhları iyilikle dolu...Ama seni henüz tanımıyorum..Her neyse bunlar ayrıntı...Ben..
Ama sözünü bitiremedi çünkü o sırada zil çaldı ve biri kapıyı açıp anında Suzaku denilen çocuğun boynuna atladı..
--Suzaku!!!! Geometri sonuçları açıklandı en yüksek not benim bir daha bütün sınavlarıma seninle çalışacağım..
--Bu harika birtanem..
Bir müddet birbirlerine sarılı şekilde kaldırlar..Birbirlerinin gözlerinden aşık oldukları çok belli oluyordu...Ama bu romantik manzarayı bozan Leo oldu..
--Öhömm.. Şey Rose.Misafirlerimiz var..
Kız birden misafirlere döndü ve anında kıpkırmızı olup Suzaku'yu itti ve yaramazlık yapmış çocuklar gibi başını öne eğip yere bakmaya başladı..Kalbinin çok hızlı attığı belli oluyordu..Oldukça utanmıştı..
Zavallı Suzaku ise yerden kalkmaya çalışıyordu...Leo onun kalkmasına yardım etti..Kıs kıs gülüyordu..Rose dedikleri kız ise hala kırmızydı ve bunu gidermek için orayı burayı düzeltiyordu..Alice'de onun peşinden koşuyorud birdenbire arkadan birinin konuşmasıyla Tiran ve Kari'nin ödü patladı
--Sizde kimsiniz?
Arkalarında omuzlarına kadar dökülen kahve/siyah saçlı bir kız duruyordu..Etrafında gizemli bir hava dolaşıyor gibiydi..Alice onun geldiği görünce yanına koştu
--Hey Misty misafirlerimizi korkutma...
Aura şöyle bir etrafa baktı..Alice,Misty dedikleri kızla konuşuyordu kız onu dinlemeyip bizi inceliyordu..Leo ve Suzaku yerde birbirlerini yiyorlardı ve Rose'da deli gibi orayı burayı toparlıyordu...
Aura parmaklarıyla saydı..Hepsinin yüzüdne aynı ifade vardı..Daire yapıp durumu değerlendirdiler..Tam 5 kişiydiler ve oldukça çılgınlardı...
--Siz orada ne yapıyorsunuz???!!!
Arkalarını döndüklerinde bütün klüp üyelerinin bir düzene girdiklerini gördüler.Kızlar koltukta oturyorlardı erkeklerde köşelerde duruyorlardı...
Leo gülümsedi..
--Her ne kadar tartışmayla başlamış olsakta aramıza hoşgeldiniz..
Bu ani değişiklik karşısında bütün Japonya takımı donup kalmıştı ama sonra zorla gülümseyerek bunu gidermeye çalıştılar...İlk izlenimleri bir grup çılgın oldukları yönündeydi ama şimdi normal görünüyorlardı...Aura sessizce fısıldadı..
--Çok dengesizler..
Anlaşılan bu okul dönemi oldukça ilginç ve hareketli geçecekti...

sölenck söz yok...ne diim