yeni bir fanfictiona başladım geçen hafta,bir haftadır koysam mı koymasam mı diye kıvrınıp duruyorum,en sonunda o medeni cesareti kendimde buldum
başarısız bi fanficim olmuştu,onun da olumsuz etkileri oldu tabi.koyduğum bölümleri giriş sayfasında birleştiririm,huyumdur.
azıcık uzun oldu,ama lütfen üşenmeyin,beğenmezseniz devamını okumazsınız,devam etme konusunda tereddütlüyüm,eğer olmulu yorum(lar) alırsam ederim.
Felaket Zinciri Bölüm 1
Spoiler:
Aslında kaderin gerçek olduğuna inanmam,ama olaylar beni buna inanmam için zorluyor.Özellikle de geçen haftaki olay benim üzerimde derin mi derin bir iz bıraktı.
Öncelikle ben Ryuusuke Otani,Tokyo'da lise eğitimi almaktayım.Harika bir izci olduğum gibi oldukça başarılı bir öğrenciyimdir.Arkadaşlarım bana Rai diye seslenir.Çünkü hem yıldırım kadar hızlı anlayan hem de yıldırım kadar hızlı düşünen biriyimdir.Yıldırım anlamına gelen bu sözcüğü rumuzum yapmaları işten bile değildi zaten,ben yıldırımın öz kardeşiyim.
Pek sayılmasa da azıcık yakışıklıyım,rezil olmayacak kadar.Genelde sınav öncesindeki bir hafta beni görmelisiniz,uzun siyah saçlarım dağılmış,mavi gözlerim bir tek kitapları görüyor...Bu doğru,siyah uzun saçlarım var; ve mavi gözlerim.Aslında turkuaza yakınlar,yeşile kaçan türden.
Söylediğim gibi,olaylar beni hiç yapmayacağımı düşündüğüm şeyleri yapmaya zorladı.Ama onları anlatmadan önce bu hikayemde yer almış arkadaşlarımı tanımalısınız.Yoksa anlatamam olayları,daha doğrusu,anlamazsınız.Konuşmalarımdan kibirli biri olduğum sonucu çıkabilir,ama değilim.Kibirli olduğuma inanmıyorum,çünkü kraliçe böyle söylüyor.Kraliçe asla yalan söylemez!
Kraliçe dediğim kişi,bizim lisemizin öğrenci temsilcisi Sakura Kyo'dur.O tam bir işkolik.Gerçekten de böyle,onu ders çalışma veya okul işleriyle ilgilenme haricinde hiçbir iş alakadar etmiyormuş gibi davranıyor.Çalışmak için her şeyini verir.Onu (biz sevgili arkadaşım Amagiri ile yemek yerken) kantinde sevgili yardımcısı Nanase Hanabi ile ders çalışırken görürüz.Gözleri yemekleri bile görmez.Bir deri bir kemik iki kızdırlar.Ama,güzellikleri insanda darbe etkisi yaratır.Nanase kalçalarına kadar uzanan sarı,dalgalı saçlarıyla ve yemyeşil gözleriyle hep bizi ağzı açık bırakır.Aynı zamanda o biraz sosyal etkinlik içerisinde olan biridir.En azından Sakura'dan daha iyi...Sürekli olarak olan tenis turnuvalarının çoğuna katılır..Nedense çok saçma olduğunu düşündüğüm bu spor okuluuzda aşırı rağbet görüyor.Nanase de Miyuki adlı şaheserin yarışmaya katılmadığı zamanlarda birinci olur.Miyuki demişken,ondan bahsetmedim değil mi?Aman Tanrım,onu her düşlediğimde farklı bir aleme dalıyorum.O gerçek bir spor dehası ve gerçeğin de gerçeği bir güzellik abidesi.Nanase'ye benzese de yüz hatları onu çok daha harika kılıyor.O konuda en iyisi Miyuki,okulun gözdesi.Dersleri o kadar iyi değil,ama yeni atanmış genç öğretmenleri bile bazen kendine aşık edebiliyor.Sakura da genelde o harika derslerle öğretmenlerden bir alkış alıyor.Kısa kızıl saçlarını gururla savuruşları gözümün önünden hiç gitmiyor.Ve tabi ki kahverengi gözleriyle,sivri burnuyla aynı bir tilki gibi gülümseyişi...Nanase,Miyuki ve Sakura,az sonra anlatacağım maceramızın ana karakterleri,ve tabi ki arada bahsettiğim en iyi arkadaşım Amagiri.Şakalarıyla ünlü Amagiri,bize bu macerayı yaşatan Amagiri...
Okul sonrası eve dönecektik.Zilin çalmasıyla herkes dağıldı.Aynasına bakıp saçlarını yapan Miyuki,derslerine devam eden Sakura ve ona yardım eden Nanase kaldı.Amagiri ve ben de çıkıyorduk,ancak Amagiri bir anda durdu.Ona baktım,gözlerinde şeytani bir parıltı vardı,bunun anlamını biliyordum:
Kötü şaka zamanı!
Evet,Amagiri'yi ne zaman o şeytani bakışını etrafa fırlatırken görsem şeytani bir fikri olduğunu anlarım.Ama tabi ki bu seferkinin bu kadar kötü olacağını bilemezdim.
Çift kişilik sırasından kalktı.Ama öylece durdu.Planlıyodu.Sıraya bıçakla "R,A" yazmıştık."Ryuusuke ve Amagiri,sonsuz dostlar..."Son zamanlarda beraber okuduğumuz bir kitap bizi etkisinde bırakmıştı.Bu saçmalığı bu yüzden yapmıştık.Sarı sıramız kahverengi bir oyuk bulundurma zorunluluğunda kalmıştı."R,A"...
Biraz düşündü ve bir anda hareketlendi.Sırayla masa arasından çıktı.Sıranın tahtasına ayağını dayayıp diğer ayağını masanın üztüne koydu,sonra diğer ayağını da getirip masasının üstüne çıktı.Ben de o sırada 'Yapma,kıracaksın!' demekten alıkoyamadım kendimi.Tüm gücüyle bağırdı:
"Hey,siz üçünüz,hanginiz en güzel kız,ha?"
Kızlar ses çıkarmayınca şöyle dedi:
"Bunu bir güzellik yarışmasıyla belirleyelim mi,ne dersiniz?"
***
O gün okul sonrası Hana Café'ye gittik...Amagiri,ben,Nanase,Miyuki ve Sakura; en arkadan bir öndeki masaya oturup konuşmaya başladık.
Bu arada Hana Café bizim buluşma noktası olarak ilan ettiğimiz yerdir.Şef Izaya da bize hep en iyi ramenleri verir.O, bu kafenin başaşçısı ve bir melektir.Babasından kalan biraz arsa olduğunu ve onları en iyi şekilde işlediğini söyleyip durur.Japonya'nın en kaliteli ürünlerini yetiştirdiğini söyler,sonra kocaman bıçağını alıp:
"Ben en iyi aşçı,en iyi çiftçi ve en iyi insanım çocuklar.Benden istediğinizi isteyebilirsiniz.Bu kafede çalışmaya çalışabilirsiniz ve hemen karşıdaki sokak çetesi barında kavgalara karışabilirsiniz."
diye başlar.Sonrasında durmadan sonunda iki aynı eylemin olduğu kafa karıştıran cümleler ile devam edip okul sonrası zevkimizi mahveder.En sonunda da milkshakelerimizi verip mutfağına çekilir.'Kendi özel tarifleri'ni bulur.Konuşmaları bir gıcığı ve kibirliyi andırsa da biz onu ayrı bir severiz.Hep 'Milkshakeler benden ve ramenlere ekstra malzeme!' diye yanımıza müjde vermeye gelir. Mutfağındaki özel malzemelerden yaptığı yemekleri ilk bize tattırır.(Çoğu vasat olsa da Amagiri ve ben bu işi severiz.)
Yine hep yaptığı gibi bizi yanımıza gelerek karşıladı o gün:
"Günaydın millet!"
"Ne günaydını Izaya-san,saat öğleni geçiyor,yoksa şişko göbeğin seni bu zamana kadar uyumaya mı zorladı?"
Ben bunu söyleyince arkamdakilerden kıkırdaşmalar geldi.Ama Izaya-san'a bakınca,suratı kızgın gibiydi.
"Ryuusuke!Kes sesini!Meyve suyu olduğunu söylediğin ağır sakeler beni bu hale getirdi!"
Böyle söyleyince bir anda aklıma geldi,dün gece yine buraya gelmiştik,acayip eğlenceli bir gece olmuştu...
İlk öncelikle bizim şişko,sarı saçlı ve sarı uzun bıyıklı şefimizi 'Meyve sularıııı!' diye yakınırken bulmuştuk.Ancak Amagiri,ben ve bir diğer arkadaşımız Kyo(Sakura'nın sosyal etkinlik delisi kardeşi) o gün eğlenmeye gelmiştik.Milkshake partisi!
Tabi ki Izaya yine sorun çıkardı.Meyve suları bittiği için yakınıyor olmalıydı.Ona çıkıştım:
"Zaten bir tek biz varız bu saatte be!Ne gerek var,meyve suyu içmeyiz; yarın da getirtirsin!"
Bu arada arkadan arkadaşlarım kafalarını hızlı hızlı sallayarak bana destek oluyorlardı.(Farkettiniz mi bilmem ama genelde arkadaşça toplaştığımızda sözcü olan ben olurum.)
"Öyle mi?!Senin 'kaliteli eleman' diye buraya işe sokturduğun arkadaşın tüm meyve suyunu çimlere döktüyse bunu nasıl açıklarsn peki, ha?!"
Bir anda kasıldım.Suç bendeydi.Okulda öğle arasında bana takılıp 'Beni Hana Café'ye aldır lütfen Ryuusuke-kun!' diye rica eden Sannan'ın bir 'çocuk alkolik' olduğunu bildiğim halde ona acıyıp Hana'ya işe sokulmasını sağlamıştım.O ise sakeleri midesine doldurup kafası bir dünyayken meyve sularını çimlere dökmüştü.Ona sinirlendim içimden;ama gerçekten de zavallının tekiydi.Yetimdi.Madem ailesine bakacaktı; ona yardım etmeliydim.
"Tamam,özür diliyorum.Şimdi arkadaşım Kurusu'yu arayıp bir babasının şirketinden bir koli meyve suyu göndermesini isteyeceğim."
Tabi ki ikisi aynı anda beni arkadan dürttüler.Ama Amagiri ve Kyo'ya dönüp 'kötü şakacının şeytani gülümseyişi' hareketini yapınca,Izaya'ya bir eşek şakası yapacağımı anlamışlardı.
Kurusu,tahmin edeceğiniz üzere meyve suyu falan değil,ağır sakeler gönderecekti buraya.Kırmızısından...
Vişneli meyve suyu sanıp Izaya'nın bir şişe dikeceğine emindim.Ve yaptı da...Onu sırılsıklam sarhoşken elinde yine o bıçakla bizim masaya gelirken görmeliydiniz....Tam bir komediydi.
Anlaşılan uyuyamamıştı ve sonunda daldığında sakenin uyuşturucu etkisiyle bayağı geç uyanmıştı.Olaydan dolayı bize çıkıştı,bugün ekstra malzeme olmadığını söyledi.Biz de boyun eğdik.Sonra da insanı deli eden muzip gülüşüyle bana eğilip:
"Kim bu fıstıklar ha?"
dedi.Aptal bıyığına bir tokat attım,sustu.
Neyse,uzattık,konuşmamıza dönelim.
İlk olarak Sakura ve Nanase çabuk olmamız hakkında bizi ikaz etti.Miyuki yine itiraz etmedi.Garsonlardan You-kun milkshakeleri getirdi.Hepimiz yudumlamaya başladık ama tabi ki Amagiri yine pipeti çıkarıp yarısına kadar bir kerede içti.Hasta olacaktı.Gerçi o böyle biriydi.Zevkleri asla düşüncelerinin gölgesinde kalmazdı.Yine o soğuk içeceği kafasına dikti ve bitirdikten sonra 'Oylama yapalım mı ha?' dedi hınzır ses tonuyla.
'Pekala!' dedim ben.Amagiri onayladı,ama sonra biraz düşündü ve 'Hayır olmaz!' dedi.'Toplu oylama yapalım!'
Sonra okulda yaptığı gibi deri koltuğun üstüne çıktı ve:
"Yarışma olsun diyenler el kaldırsın!"
diye bağırdı.Nanase ve Sakura ellerini öyle bir hırsla kaldırdı ki;onları bilgi yarışmalarında bile böyle görmemiştim.Ben çekimser oy kullanacaktım ki oylama eşit olursa ne olur diye düşündüm.Ve ben de biraz eğlenmeye karar verdim.Amagiri yine o ses tonuyla:
"Peki ya istemeyenler?"
dedi.Miyuki ve ben ellerimizi kaldırdık.Ve o anda her şey başladı...
***
Şu ana kadar anlattığım şeyler oldukça sıradan şeylerdi aslında değil mi?Çünkü henüz siz,bu olayın diğer yüzünü görmediniz.Bu olay,daha doğrusu bu olaylar zinciri,beş kişiyi birbirinin hayatlarına bağladı.Daha düne kadar Miyuki ve ben birbirimizin arkasından konuşan ama birbirimizden hoşlanan kişilerken,eski anlaşmazlığımızın uçup gittiğini görecektik.
Merak mı ettiniz?Anlatamaya devam ediyorum.
Evet,Miyuki ve ben el kaldırınca gençler arası bir olay değil,başka bir şey oldu.Hemen dışarıdan,bahsi geçen çete barının önünden bir patlama sesi duyuldu.Bir anda öyle bir ses geldi ki,aslında ses etkisiyle kulaklarımızda dayanılmaz bir acı hissetmeliydik.Çok fazla uzağında değildik.Bir anda hatırladım.Östaki borumuzun kulakla yutak arasında bağlantı kurup basıncı düzenlediğini o anda hatırladığımda şu anda belirtmekte olduğum Nanase'nin 'Ağzınızı açın!' diye bağırışının sebebini anladım.Ve tahmin etmiş olsanız bile söyleyeyim ki,hemen karşımızda,masanın kapıya bakan tarafında oturanların olayı görebileceği kadar karşımızda,bir dinamit patlatılmıştı.
O ana kadar,hiç öyle bir korku hissetmemiştim.O ses,patlamayı an an gören Amagiri'nin ve Sakura'nın yüz ifadeleri...Aman Tanrım,hepimiz donup kalmıştık.Sonra herkesin masalarının altına girdiğini gördüm.Hemen ben de müdahale ettim bizimkilere.Öyle bir anda bile liderlik duygum canlıydı.
"Hemen masanın altına!"
Bir anda hepimiz atıldık.Birimiz kafasını çarptı.Milkshake bardakları yere düştü.Masa sallandı,ama o an,hepimiz;en azından ben o kadar huzurluydum ki...
Dört kişi,sadece birkaç saat içinde hayatımın bir parçası olacak dört kişi ile burun burunayız,birbirimizin üstüne nefes veriyoruz.O kadar heyecanlandım ki,özellikle Miyuki ağlamaya başlayıp ellerimi tuttuğunda.Kıpır kıpır oldum.O anda bile bir şey korku ve endişenin üstüne çıkıp kendini gösterdi: aşk.
Anlamıştım ki,ilk gördüğümden şu ana kadar hep ona aşıktım.Miyuki,tanrıçam...
Sonra daha da kötüsü oldu,bir ikinci patlama...Hem de bu sefer tam önümüz sayılacak yere geldi,barla aramızdaki caddeyi geçip cam kapıyı parçaladı,sonra en arka ve bizim masaya fazla etki etmeden ama en ön ve onun önündeki masaları paramparça ederek püskürdü.Alevler,masanın altındaki o şaşkın,korkulu,endişeli beş kişinin yüzünü aydınlattı,bizim yüzümüzü...Ve o anda,bana en çok etki edecek şeyi gördüm:
Hemen karşıda,mutfak kapısının tabanında bir ceset...Izaya-san'dı.Aman Tanrım,o Izaya-san'dı.O bıyıklar artık kırmızıydı,suratında yine gülümseme vardı,korkunçtu ama şimdi.Bana baktı,Aman Tanrım,ölmemişti!Bana baktı,baktı!Ve bir anda bana elini uzattı,yardım istedi,gözleri yalvarıyordu.Ve daha da kötüsü vardı,onun yanına gidemezdim,oraya gidemezdim çünkü gitseydim hayatım biterdi.Izaya ile bitirmeye değer miydi acaba?Belki de yanımdakiler olmalıydı sonumun yanlarında geleceği kişiler...Sonra biraz uzaklardan patlamalar devam etti,ağızlarımız açıktı.Sokakta bağırarak koşuşturan insanlar vardı.Sonra bir ses daha duyduk,Aman Tanrım,biz o sesi de biliyorduk...
"Sakura,orada mısın?!"
diyordu defalarca.Bu,Kyo idi.Sakura'nın abisi,sonra yanında bir ses daha,annesi olmalı.Bir kalın ses daha var,büyük ihtimal babası...Bir anda Sakura hareketlendi.Dördümüz aynı anda kollarını tutup onu zaptettik.Ama korkunçtu,birilerini seven başkaları onu ararken onları duyuyor,görüyordu,ama onlara kendini gösteremiyordu.Ve bir anda,hemen o üç kişinin arasına bir dinamit daha düştü,hepsi,Aman Tanrım,hepsi gittiler...
Yaş: 28 Kayıt: 11 Oca 2011 Mesajlar: 630 Favori Anime & Manga: Death Note,Naruto,Bleach,Blood+,Hellsing,Avatar the last airbender,Fullmetal Alchemist,Togainu no Chi,Hellgirl Cinsiyet: Kız Nerden: Republic Cityden Teşekkür: 285
Durumu: Çevrimdışı
C-Raito Mangaka
Konu: Yanıt: İsimsiz Hikaye,Felaket Zinciri
1. Kişinin ağzından ve okul konulu. Gerçektende bi felaket zinciri. Beğendim.
(Tsujigirinin yazarından reklam yapmayı ihmal etmem)
İmza için Viliaine teşekkürler.
28 Ekm 2011 13:40
'XYO' Yasaklı Üye
Kayıt: 28 Ekm 2011 Mesajlar: 12 Favori Anime & Manga: anime asdfgg
manga lololololol Cinsiyet: Erkek Nerden: İstanbul Teşekkür: 2 Uyarı: 3
Durumu: Çevrimdışı
'XYO' Yasaklı Üye
Konu: Yanıt: İsimsiz Hikaye,Felaket Zinciri
Gerçekten felaket olmuş cidden sen git başka bişeyyaz bırak bunu bir dost tavsiyesi
Yaş: 28 Kayıt: 11 Oca 2011 Mesajlar: 630 Favori Anime & Manga: Death Note,Naruto,Bleach,Blood+,Hellsing,Avatar the last airbender,Fullmetal Alchemist,Togainu no Chi,Hellgirl Cinsiyet: Kız Nerden: Republic Cityden Teşekkür: 285
Durumu: Çevrimdışı
C-Raito Mangaka
Konu: Yanıt: İsimsiz Hikaye,Felaket Zinciri
Bounto yazmış:
okul konulu olduğuna emin misin?aslında gittikçe başka birşeye dönüşüyo,tem emin değilim haklı olabilirsin XD
okul konulu olduğuna emin misin?aslında gittikçe başka birşeye dönüşüyo,tem emin değilim haklı olabilirsin XD
xyo sağol yorumların için ama dikkate almıcam
al ya. ama birazcıkta diyalog eklesen.
hah!tam da doğru noktaya ayak bastın,ama durum tam da bu değil.
bu hikayenin ana unsuru aslında ryuusuke değil,onun psikolojisi,hikayem henüz geççmiş zamanı anlatıyor,farkındaysan di'li geçmiş zaman kullanıyorum,hikayenin başında da bir hafta öncesinden bahsettiğimi eklemiştim,lafı getirmek istediğim yer şu ki henüz bu gencin yşadıklarını anlatıyorum,ileriki zamanda olaylar şimdiki zamana göre gitmeye başladığında aşk-dram-sevinç-kızgınlık... hepsini aynı anda yaşayacak ve psikolojisi berbat mı harika mı belli olmayan bir duruma gelecek,onun gözüyle anlatıldığı için hikayenin iniş ve çıkışları olacak,bu yüzden ne zaman ne olacağı belli olmaz,diyalog olan ve olmayan bölmler olabilir.
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız