(İstanbul)
(Çoktan gece olmuştu. Karnını doyuran Seyfi amaçsızca koridorlarda dolaşıyor, bir yandan da sabah olanları düşünüyordu. Birden bir kızın ağladığını gördü. Bu Lea dı. Diz çökmüş ağlıyor, sinirinden yere yumruklar atıyordu. Seyfi arkadan yavaşça yaklaştı.)
Seyfi- Gerçekten ondan bu kadar nefret mi ediyorsun?
(Lea ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleriyle Seyfi ye doğru baktı. Omuzları titriyordu.)
Lea-(acı dolu bir sesle) Evet, çok nefret ediyorum. Onun gibiler yüzünden ailem öldürüldü. Lanetliler iblislerden bile daha kötüdür. Özellikle onun gibi bir lanetli. Hiçbir şey yapmamış gibi sapasağlam gezmesi. Melekler onu nasıl lanetledi anlamıyorum. Onu öyle eksiksiz görünce kendimi tutamıyorum.
(Lea tekrar ağlamaya başladı. Seyfi yavaşça elini Lea nın omzuna koydu.)
(9 yıl önce)(Lea nın evi – Cape Town/Güney Akfika)
-- Akşama arkadaşlarım gelecek. Lea annene yardım ette güzel bir akşam yemeği hazırlayın.
Lea- Tamam baba. Bobotie yapmamı ister misin?
-- Oh, tabi ki. Annene söyle kıymasını bol koysun.
(Lea neşeli bir şekilde babasının yanından ayrılır ve annesine yardım için mutfağa gider. Çeşit çeşit yemekler hazırlanır, rengarenk bir sofra kurulur. Dışarıdan konuşma sesleri gelmeye başlar. Bekledikleri misafirler gelmiştir. Kapı çalar. Lea önden koşar, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kapıyı açar. Babası hemen arkasındadır. Açılan kapıdan içeriye hafif bir rüzgar girer, kapıda üç kişi vardır. Babasının arkadaşları gelmiştir. Aralarında hiç tanımadığı biri daha vardır. Babasının en yakın arkadaşı onu bir akrabası olarak tanıştırır ve evde bırakamadığını söyler. Lea nın babası hiç önemli olmadığını belirtir. Sofraya geçerler. Koyu bir sohbetin ortasında babası Lea yı çağırır.)
-- Lea hiç amarulamız kalmamış. Hemen gidip bir şişe alır mısın?
(Parayı alan Lea evden ayrılır. Koşarak içki dükkanına gider. Amarula yı alan Lea eve geldiğinde şok olur. Ev yanıyordur, etrafta kimse yoktur. Ailesinin içeride olduğunu düşünen Lea içeri girmeye çalışsa da alevler çoktan evi sarmıştır. İçeriyi kontrol etmek için pencereye yaklaşır. Annesi duvarın köşesinde ağlarken, babası da annesini korumaya çalışıyordur. Ama kimden? Lea içeriye daha dikkatli bakar. Babasını en yakın arkadaşı elinde bir bıçakla babasının üzerine yürüyordur. Babasının diğer arkadaşları yerde cansız bir şekilde yatarken, babasının arkadaşının akrabam diye tanıttığı adam olayı yüzünde pis bir sırıtışla izliyordur. Babasının arkadaşı geri dönerek akrabası olarak tanıttığı adamla konuşur.)
-- Hey, iblis. Bu kadar yetmez mi? Onları da mı öldürmek zorundayım?
İblis-(sırıtarak) Tabi ki de. Eğer bana borcunu ödemek istiyorsan bu evdeki herkesi öldürmelisin. Yoksa sen mi ölmek istersin?
( Lea nın babasının arkadaşı hemen geri döner ve Lea nın babasının üzerine doğru yürür. Lea nın babası kendini savunmaya çalışsa da bıçak artık karnına saplanmıştır. Kanlar içinde yere diz çöker. Lea gözleri yaşlar içinde bağırır.)
Lea- Babaaaaaaa!!!
--(acı çekerek) Kaç! Lea kaç!
(Lea yerinde kıpırdayamaz. Sanki ayakları felç olmuştur. Bıçak babasının karnından çıkar. Lea nın babası yere düşer. Bu seferde katil Lea nın annesine doğru ilerler. Zavallı kadın karşı bile koyamaz. Katil bıçakla Lea nın annesinin boğazı keser. Lea nın annesini de öldüren katil bıçağı yere atar. Ve arkasında ki iblise dönerek)
-- Oldu, hepsini öldürdüm. Artık borcum kalmadı. Şimdi bırak gideyim.
İblis- Hepsi mi?(Lea yı göstererek) Daha kız yaşıyor.
( Katil Lea nın olduğu pencereye bakar, yerden bıçağı alır ve Lea nın üzerine doğru ilerler. Lea, kıpırdayamaz hatta sesi bile çıkmıyordur. Kilitlenmiştir. Tam bu sırada bir adam yanından zıplayarak içeri atlar. Adamın elinde bir İskoç kılıcı vardır. Kılıcın ilk savuruşunda katilin elindeki bıçağı parçalar. Sonra ani bir hareketle geri döner ve elindeki kılıcı iblise fırlatır. Kılıç iblisin kafasına saplanır. İblis yere yığılır. Katil ise korkudan yere düşer. Gizemli adam iblise saplanan kılıcı alır ve katilin yanına gelir. Katilin ensesinden tutar ve pencereden dışarı fırlatır. Peşinden de o atlar. Adam hemen döner ve Lea yı omzuna alır, yanan evin yanından uzaklaştırır. Hemen arkadan birkaç cüppeli ve elinde tespih olan insanlar gelir. Katilin etrafını sararlar. Gökten bir ışık belirir. Lea şaşırmıştır. Bu bir melektir. Melek yere iner ve katilin alnına dokunur. Katil acı içinde bağırmaya ve titremeye başlamıştır. Melek tekrar gökyüzüne döner. Lea olaylara hiçbir anlam veremez. Sadece ağlar. İskoç kılıçlı adam Lea nın yanına gelir.)
-- İyi misin? Ben bir havariyim benim görevim iblisleri yok etmek. Aileni ise iblisler ve onların yardakçıları tarafından öldürüldü. Eğer istersen sana da iblisleri yok etme gücünü verebiliriz. Böylece başkalarının başına bu gibi olayların gelmesini engelleyebilirsin.
(Lea gözleri yaşlar içinde bu sözleri kafasıyla onaylar. Havari yere diz çöker ve Lea ya sarılır.)
-- Ben Simon. Aramıza hoş geldin. Umarım çok çalışır ve bir havari olup dünyayı kurtarırsın.
(Lea sonradan öğrenir ki katil bir lanetli olmuştur. Melek ise katile ceza olarak konuşma ve görme yeteneğini almıştır. Belli bir süre sonrada katilin intihar haberini alır. Ama Lea tatmin olmaz. Simon gibi güçlü bir havari olmaya yemin etmiştir.)
(Günümüz) (İstanbul- Merkez)
Seyfi-(kararlı bir sesle) Yöneticiden, Kushiro nun neyi farklı öğrenme zamanı.
(Seyfi, Lea nın omzunu bırakır ve yöneticinin odasına doğru harekete geçer.)