Mezarlık Fedaileri - pisikolok Hikari Wogotsute Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki |
Yazar
Mesaj
3.Bölüm
PART:B
-----"prdon . yalnış duymuyorum deil mi ? " dedi tigami " az sonra gidicek olman, senin için kötü olmalı, sadece dünyayı bi cevher gibi gören ruhlar buradan gitmeyi reddeder. ee sen burayı pek sewmedin galiba .seni gidi akıllı (!) " ruhun yüzünde muzip bi ifade vardı. kapıya ip gerip birinin geçmesini bekleyen çocuklar gibiydi; ve birileri o ipe takılmıştı ......
-----"furunemi nooluyor?" tigami etrafına baktı bulundukları düz alan çember şeklinde duman altında kalmıştı. uçlarında patlamalar oluyordu. "lanet olsun. burası çöküyor"furunemide neler olduunu anlamamıştı. altta gizli bi boşluk vardı. ve bunu yıllardır saklayan bir hayalet. hayır. hiç mantıklı gözükmüyordu. bir tanemi. neden sadece bir hayalet olun ki. aklı bulundukları durumla ilgili korkunç fikirlerini tartarken furunemi dehşetle yavaş yavaş çöktüklerini fark atti. " aptal gibi üstünde beklemicez deil mi ? TİGAMİ SOL TAFA DOĞRU ATLAAA"
----- tigami gözlerinin gördüklerini kabullenemiyordu. günahkar ruhlar ve tuzak ? bunu yapabilecek güçleri var mıydı. yıllaca onları çok mu aşşağılamıştı? "TİGAMİ HADİİİ !! " tigami bekçisiyle birlikte gecenin karalığında sol tarafında ne olduuu bile göremiyordu. ileriyi görebilmek için fedaisini beyaz derisini ışık saçmaya zorladı. körü körüne sola doğru atladı.
------Kırık yavaş yavaş belirginleşiyordu. yusyuvarlak bir kara parçasıyavaş yavaş aşğı doğru kırılarak çöküyordu. bu çok gaipti. ikiside böyle bir şeyi ilk kez görüyordu. sonra en az onun kadar dehşet verici bir şeyler olmaya başladı. karanın çökmesiyle oluşan çukurdan bir ruh yükseldi " tigami bu akşam neler olduunu benden anlatmamı isteme !" hava müthiş şekilde soğumuştu. bu ıslak akşamda çok sert rüzgarlar başladı. sesleri uğultular arasında yok oluyordu "bu bi çeşit ..." fruneminin ne dedii duyulmuyordu. rüzgar herşeyi uçuracak gibiydi.
------dehşetle önlerindeki çukura bakarken bir ruh daa yükseldi. bir tane daha. sonra bir tane daha. iki tane, 5 tane... ; sürekli artıyor derken çukur bem beyaz parlmaya başlamıştı. içinden çıkan ruhlar bir hortum gibi havaya yükseliyordu. bir tanesini bile zor bulurken şimdi, bir sürü ruhu nasıl yok ediceklerini düşünmeye koyulmuşlardı.tigami o kargaşanın içinde bile ışıktan satini görmeye çalışıyordu "saat onbir buçuk... bu benim son günüm olıcak furunemi. bu bi felaket. doğruyu söyle. BİZE N'OLICAK? " " tamam. sakin olmıcam. bu bi felaket. öldürdüğümüzü sandımız ruhlar, onların içine katılamayanlardı. onlar yıllarca burda saklanmış. ama söylesene nerden bilebilirdik?" furunemi biliyordu. ruhlar birleştiinde çok güçlü dalgalar saçan patlamalar olabilirdi.
------ hortum giderek kısalıyordu " nooluyor.", " güçlerini bir noktada birleştiricekler. hazır ol. bi palama olıcak. çok fazla ruh var. 20 ile 30 kadarlar. patlamalarda yaralanırsak onları öldüremeyiz." "frunemi. arkaaşım. sadece yarım saat. yarım sa ... " tigami sözcüklerini bitirememişti. beyaz soğuk bi dalga onları byük bi ağacın köklerine fırlattı."yarım saat tigam bliyorum." " furunemi buda neydi." " bu patlamalar onların sahip olduu tek güç. bizi sadece bu dalgalarla öldürebilirler . bekçilerimiz iyi görünmüyor. bu patlamalar onların canına okıcak. "
-----" ben yapıcam." frunemi şaşırdı. " tigami yapamazsın." tigamide şaşkındı bunu söyleyen o deildi. " ben yapıcam. tigami deil!" tigami ve furunemi kafalarını sağa çevirdi " oraya girmeme gerek yok. gitmeden de halledebilirim " yanlarında hikari yatıyordu. onları buraya kadar takip etmişti. tam yanlarına geldiinde ise patlama olmuştu. bekçisi fena halde darbe almış gibi görünüyordu. " her taraf ne kadar aydınlık oldu. gözlerim, gözlerim acıyor. yarım saat, sadece yarım saatimiz var. ölüm için yalnızca yarım saat..."
PART:B
-----"prdon . yalnış duymuyorum deil mi ? " dedi tigami " az sonra gidicek olman, senin için kötü olmalı, sadece dünyayı bi cevher gibi gören ruhlar buradan gitmeyi reddeder. ee sen burayı pek sewmedin galiba .seni gidi akıllı (!) " ruhun yüzünde muzip bi ifade vardı. kapıya ip gerip birinin geçmesini bekleyen çocuklar gibiydi; ve birileri o ipe takılmıştı ......
-----"furunemi nooluyor?" tigami etrafına baktı bulundukları düz alan çember şeklinde duman altında kalmıştı. uçlarında patlamalar oluyordu. "lanet olsun. burası çöküyor"furunemide neler olduunu anlamamıştı. altta gizli bi boşluk vardı. ve bunu yıllardır saklayan bir hayalet. hayır. hiç mantıklı gözükmüyordu. bir tanemi. neden sadece bir hayalet olun ki. aklı bulundukları durumla ilgili korkunç fikirlerini tartarken furunemi dehşetle yavaş yavaş çöktüklerini fark atti. " aptal gibi üstünde beklemicez deil mi ? TİGAMİ SOL TAFA DOĞRU ATLAAA"
----- tigami gözlerinin gördüklerini kabullenemiyordu. günahkar ruhlar ve tuzak ? bunu yapabilecek güçleri var mıydı. yıllaca onları çok mu aşşağılamıştı? "TİGAMİ HADİİİ !! " tigami bekçisiyle birlikte gecenin karalığında sol tarafında ne olduuu bile göremiyordu. ileriyi görebilmek için fedaisini beyaz derisini ışık saçmaya zorladı. körü körüne sola doğru atladı.
------Kırık yavaş yavaş belirginleşiyordu. yusyuvarlak bir kara parçasıyavaş yavaş aşğı doğru kırılarak çöküyordu. bu çok gaipti. ikiside böyle bir şeyi ilk kez görüyordu. sonra en az onun kadar dehşet verici bir şeyler olmaya başladı. karanın çökmesiyle oluşan çukurdan bir ruh yükseldi " tigami bu akşam neler olduunu benden anlatmamı isteme !" hava müthiş şekilde soğumuştu. bu ıslak akşamda çok sert rüzgarlar başladı. sesleri uğultular arasında yok oluyordu "bu bi çeşit ..." fruneminin ne dedii duyulmuyordu. rüzgar herşeyi uçuracak gibiydi.
------dehşetle önlerindeki çukura bakarken bir ruh daa yükseldi. bir tane daha. sonra bir tane daha. iki tane, 5 tane... ; sürekli artıyor derken çukur bem beyaz parlmaya başlamıştı. içinden çıkan ruhlar bir hortum gibi havaya yükseliyordu. bir tanesini bile zor bulurken şimdi, bir sürü ruhu nasıl yok ediceklerini düşünmeye koyulmuşlardı.tigami o kargaşanın içinde bile ışıktan satini görmeye çalışıyordu "saat onbir buçuk... bu benim son günüm olıcak furunemi. bu bi felaket. doğruyu söyle. BİZE N'OLICAK? " " tamam. sakin olmıcam. bu bi felaket. öldürdüğümüzü sandımız ruhlar, onların içine katılamayanlardı. onlar yıllarca burda saklanmış. ama söylesene nerden bilebilirdik?" furunemi biliyordu. ruhlar birleştiinde çok güçlü dalgalar saçan patlamalar olabilirdi.
------ hortum giderek kısalıyordu " nooluyor.", " güçlerini bir noktada birleştiricekler. hazır ol. bi palama olıcak. çok fazla ruh var. 20 ile 30 kadarlar. patlamalarda yaralanırsak onları öldüremeyiz." "frunemi. arkaaşım. sadece yarım saat. yarım sa ... " tigami sözcüklerini bitirememişti. beyaz soğuk bi dalga onları byük bi ağacın köklerine fırlattı."yarım saat tigam bliyorum." " furunemi buda neydi." " bu patlamalar onların sahip olduu tek güç. bizi sadece bu dalgalarla öldürebilirler . bekçilerimiz iyi görünmüyor. bu patlamalar onların canına okıcak. "
-----" ben yapıcam." frunemi şaşırdı. " tigami yapamazsın." tigamide şaşkındı bunu söyleyen o deildi. " ben yapıcam. tigami deil!" tigami ve furunemi kafalarını sağa çevirdi " oraya girmeme gerek yok. gitmeden de halledebilirim " yanlarında hikari yatıyordu. onları buraya kadar takip etmişti. tam yanlarına geldiinde ise patlama olmuştu. bekçisi fena halde darbe almış gibi görünüyordu. " her taraf ne kadar aydınlık oldu. gözlerim, gözlerim acıyor. yarım saat, sadece yarım saatimiz var. ölüm için yalnızca yarım saat..."
4.Bölüm
Part:A
özet
-----" ben yapıcam." frunemi şaşırdı. " tigami yapamazsın." tigamide şaşkındı bunu söyleyen o deildi. " ben yapıcam. tigami deil!" tigami ve furunemi kafalarını sağa çevirdi " oraya girmeme gerek yok. gitmeden de halledebilirim " yanlarında hikari yatıyordu. onları buraya kadar takip etmişti. tam yanlarına geldiinde ise patlama olmuştu. bekçisi fena halde darbe almış gibi görünüyordu. " her taraf ne kadar aydınlık oldu. gözlerim, gözlerim acıyor. yarım saat, sadece yarım saatimiz var. ölüm için yalnızca yarım saat..."
devam:
----- "sadece burdan çivi fırlamam yeterli olucaktır" furunemi hikariye sıkılgan bi tavırla baktı. sonra kafasını yere çevirdi. yüzünü hüzün kapladı.
"hikari, denemye değer" furuneminin beyni bu durum hakkında okuduğu şeylerden bir parça hatırlasa bile bi işe yarayabilirdi; ama düşünemiyordu, düşünse bile hatırlayamıyordu. zaman hiçde yavaş akmıyordu. o düşünürken zaman akmaya devamö ediyordu. sonra zamanın ne kadar çabuk akabileceğini düşündü. tigamiyi düşündüğü. o çok eski bir dosttu. sürekli taze ama eski sewgisi artmaya başlamıştı. düşünüyordu, ama neyi ? " TİGAMİ, FURUNEMİ ! İLK ÇİVİYİ YOLLAMAK İÇİN GECİKMEMELİYİM, YAKINDA Bİ DALGA DAHA GELİCEK !!!" "Evwt gayt doğru bir karar, ahh.. şey sanırım kalbine hiza almalısın"
----- furnemi sözleri söylerken rüzgar yüzündfen olabildiğince bağırmıştı. çok ışık vardı. karanlıpın ne kada4 kıymetli vesakin bir havası olduunu yeni anlamıştı. aydınlıkta hiç bu kadar kokunç şeyler olıcağını düşünememişti. ama asıl korku karanlıkta yaşanmıyordu. parça parça görünen bekçisine baktı."aptal şey, ne kadar hantalsın!"
----- "AAAAA! İMKANSIZ. BU ÇİVİLER HİÇ İŞE YARAMIYOR" furnemi düşünürken çivilere hiç dikkat etmemişti. hiç işe yaramıyorlardı. "LANET OLSUN!!! EĞER GİDİP BİRİSİNİ KESEMEZSEM SENİN RUHUNU KESERİM YENİ ÇOCUK" bekçisinin içindeki tigami kılıcını çapraz turup hikariye doğru koşmaya başlamıştı...
(devam edicek...)
Part:A
özet
-----" ben yapıcam." frunemi şaşırdı. " tigami yapamazsın." tigamide şaşkındı bunu söyleyen o deildi. " ben yapıcam. tigami deil!" tigami ve furunemi kafalarını sağa çevirdi " oraya girmeme gerek yok. gitmeden de halledebilirim " yanlarında hikari yatıyordu. onları buraya kadar takip etmişti. tam yanlarına geldiinde ise patlama olmuştu. bekçisi fena halde darbe almış gibi görünüyordu. " her taraf ne kadar aydınlık oldu. gözlerim, gözlerim acıyor. yarım saat, sadece yarım saatimiz var. ölüm için yalnızca yarım saat..."
devam:
----- "sadece burdan çivi fırlamam yeterli olucaktır" furunemi hikariye sıkılgan bi tavırla baktı. sonra kafasını yere çevirdi. yüzünü hüzün kapladı.
"hikari, denemye değer" furuneminin beyni bu durum hakkında okuduğu şeylerden bir parça hatırlasa bile bi işe yarayabilirdi; ama düşünemiyordu, düşünse bile hatırlayamıyordu. zaman hiçde yavaş akmıyordu. o düşünürken zaman akmaya devamö ediyordu. sonra zamanın ne kadar çabuk akabileceğini düşündü. tigamiyi düşündüğü. o çok eski bir dosttu. sürekli taze ama eski sewgisi artmaya başlamıştı. düşünüyordu, ama neyi ? " TİGAMİ, FURUNEMİ ! İLK ÇİVİYİ YOLLAMAK İÇİN GECİKMEMELİYİM, YAKINDA Bİ DALGA DAHA GELİCEK !!!" "Evwt gayt doğru bir karar, ahh.. şey sanırım kalbine hiza almalısın"
----- furnemi sözleri söylerken rüzgar yüzündfen olabildiğince bağırmıştı. çok ışık vardı. karanlıpın ne kada4 kıymetli vesakin bir havası olduunu yeni anlamıştı. aydınlıkta hiç bu kadar kokunç şeyler olıcağını düşünememişti. ama asıl korku karanlıkta yaşanmıyordu. parça parça görünen bekçisine baktı."aptal şey, ne kadar hantalsın!"
----- "AAAAA! İMKANSIZ. BU ÇİVİLER HİÇ İŞE YARAMIYOR" furnemi düşünürken çivilere hiç dikkat etmemişti. hiç işe yaramıyorlardı. "LANET OLSUN!!! EĞER GİDİP BİRİSİNİ KESEMEZSEM SENİN RUHUNU KESERİM YENİ ÇOCUK" bekçisinin içindeki tigami kılıcını çapraz turup hikariye doğru koşmaya başlamıştı...
(devam edicek...)
28 Arl 2007 15:52
arkadaşlar. hikayemi düzenleyip daha süslü vbi şekilde ününüze sunmak istedim. hikayeye özel bir blog açtım. hiakye ilk olrak hep sorumda paylaşılacak. ama blogdada düzenlenmiş haliyle yer alacak umarım beyenirsiniz blogu
http://mezarlikfedaileri.blogcu.com/
http://mezarlikfedaileri.blogcu.com/
4. sayfa (Toplam 5 sayfa) [ 45 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |