Nina Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 40, 41, 42, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Svetlana Teyzem
Kirk bes yaslarinda , öyle mi? Bu dayim da bartmayi çok seviyor anlasilan. Otuz bes yasinda , güzel , biraz sert görünüslü , otoriter ve nazik bir bayanla karsi karsiyaydik.
Duygusal yapisinin oldugunu anlamistim ama bunu göstermemkte kararli gibi görünüyordu.
Yavas yavas teyzemize yaklastik ve kim önce selam verecek diye düsünmeye basladik. Teyzemin agzi biçak açmiyor. Ben ise dik dik teyzemi süzüyorum. Abim de bir bana bir teyzeme bakiyordu. Sonunda abim:
- Merhaba Svetlana Teyze! '' dedi. Teyzem beni süzmekten vazgeçip, en yapmacik gülümsemesiyle kendisine bakmakta olan abime döndü. Bir an baktiktan sonra:
- Merhaba Timur'' dedi. Kendinden emin ve sert bir sesle.
Isimiz gerçekten çok zor! Çok zor!
- Dayiniz bana sizin hakkinizda pek te iç açici seyler anlatmadi. Umarim Dayiniz bana yalan söylüyordur, hayalkirikligina ugramak istemem. Nadya gibi asil ve akilli bir kadinin Dayinizin anlattigi gibi çocuklari olmasi çok yazik olacak. Bosuna evlnmis ...'' dedi küçümseyen bakislarla.
- Dayim... ''
- Nina! '' diye susturdu abim.
- Dayim size ne anlatti bilmiyorum fakat ben sizi annem kadar akilli biri olarak bekliyordum. Küçüklügünüzden beri size yalan söyleyen kardesinize inanacaginizi da sanmiyorum, kendi gözlerinizle görmek varken. Bence fazla aceleci davraniyorsunuz '' dedi.
Abim böyle konusmazdi ki hiç! Birden degisti. Teyzemin yüzü de biraz degismisti. Bu sefer biraz önceki umursamaz bakislari yoktu. Dikkatle izliyordu.
- Pekala , görecegiz '' dedi ve bana döndü. '' Siz de Nina Hanimefendi olmalisiniz ''
- Evet , benim. Timur bana sadece Nina der, siz de Nina diyebilirsiniz '' dedim anlamazdan gelerek. Teyzem derin bir nefes aldi. Kesin sinirlendi, kesin!
- Hadi yürüyün o zaman. Murat hala arabada bizi bekliyor.'' Abimle birbirimize baktik. '' Murat da kim. Yoksa kocasi mi? '' Abim yerdeki bavullari aldi ve arabaya yürüdük. Arabanin yanina geldigimizde söför abimin elindeki bavullari aldi bagaja koydu. Daha sonra ön kapiyi açti Teyzem'e.
- Tesekkür ederim Murat ''
Ne? Murat söför müymüs???
Söför bize de arka kapiyi açti ve sonunda arabaya yerlesip yola koyulabildik.
Arabada kimse konusmuyordu. Ben Teyzem'in hala evlenip evlenmedigini merak ediyordum. Hos bu kadar soguk ve aksi bir bayandan kim hoslanirdi ki! Her söyleneni tersine çeviriyor. Aynadan da söför sik sik bana ve abime bakiyordu. Söförün her bakisinda abimle biz de 'ne bakiyor' dercesine bakisiyorduk. Sessiz ve sikici geçen otomobil yolculugundan sonra sonunda kocaman ve beyaz bir evin önüne geldik. Arabadan iner inmez Teyzem:
- Bavullarinizi Murat getirecek , beni takip edin '' dedi.
Koskocaman bahçesi olan iki katli büyük bir ev. Bahçe kapisindan evin kapisina kadar küçük , taslarla dolu patika ; yemyesil çimenli bahçe. O kadar güzel görünüyordu ki!!!
Teyzem daha kapiya gelmeden genç bir kiz göründü kapida. Hepimize glümsüyordu. Abim bana dogru egilip '' Kesin bu da bir hizmetçidir, sakin yanlis anlamayalim'' diye gülümsedi.
- Hosgeldiniz ! '' dedi gen kiz.
- Hosbulduk Zeynep, sunlarla biraz ilgilen çok yorgunum'' dedi Teyzem ve bize bir kere bakip içerdeki merdivenden yukari çikti.
- Merhaba çocuklar, ben Zeynep . Ama siz bana Zeynep Abla derseniz daha iyi olur '' diye gülümsedi ve elimdeki çantami aldi. '' Buyrun geçin içeri''
Holden salona geçtik. Salon çok genisti ve duvarlarda ressamlarin tablolari bulunmaktaydi. Özellikle Picasso' nun tablosu dikkatimi çekmisti. Sanki resim sergisine gelmistik, o kadar çok tablo vardi ki !
- Sanirim fazlasiyla gösteris meraklisi Teyze'miz '' dedi abim.
- Hayir, Svetlana Hanim Picasso'nun çizimlerine bayilir '' diye bir sesle irkildik. Zeynep Abla elinde içeceklerle arkamizda duruyordu. Ve garip olan hala bize gülümsüyordu.
- Buyrun oturun, içeceklerinizi için ve bu arada beni dinleyin '' diye buz gibi bardaklari bize uzatti.
- Svetlana Hanim, sik sik resim sergilerine gider. Tiyatro izlemeye bayilir ve yabanci edebiyatlari okur. Her ne kadar sert ve umursamaz görünse de o o kadar da kötü biri degildir ''
- Senin için öyle olabilir ama bizim için öyle sayilmaz '' dedi abim.
- Zamanla siz de ona alisacaksiniz ve böyle biri olmadigini anlarsiniz . Ama herseyden önce kurallara ve saygiya çok önem verir. Bu yüzden simdi beni iyi dinleyin. Bu evin de bir takim kurallari bulunuyor.
Her aksam 11 ' den sonra bu evde kimse ayakta olmaz. Sabahlari da 7'de herkes kalkar. 7.30' da kahvalti yapilir , ögle yemegi 12 ' de ve aksam yemegi de 7 'de yapilmaktadir.
Svetlana Hanim sizin için okullari ayarladi bu yüzden aksam 7'den önce evde olmalisiniz yoksa haftasonu gezileriniz, eglenceleriniz iptal edilir. Her hafta en az 300 sayfalik bir kitap okunacak ve 2 sayfa özet çikarilacak. Ayda iki kere tiyatroya mutlaka gidilecek. Sinema ve diger aktiviteleri zaten haftasonlari yapiyorsunuz zaten. Gittiginiz tiyatro ile ilgili küçük bir kompozisyon yazacaksiniz. Okuldan sonra iki saatlik kurslariniz olacak ve orada basarili olmak zorundasiniz. Okulda derslerden en az 4 almak zorundasiniz , asagi bir not alirsaniz ceza alacaksiniz''
Abimle bitmek tükenmek bilmeyen bombardimana tutulmus gibiydik. Biz hiç bu tür kurallarla yasamamistik ki ! Canimiz istediginde yada Dayim ' zikkimlanin ' dediginde yemek yerdik. Kitap okumaydi, tiyatroydu bunlari hiç yapmazdik, nerden bilelim. Bütün bunlar bizim saskinlikla Zeynep Abla'nin yüzüne bakmamiza neden oluyordu.
- Aaa yapmayin çocuklar, o kadar da zor degil. Programli olursaniz bütün bu saydiklarim size o kadar fazla gelmez '' diye gülümsedi.
Basimiza buyruk yasamistik. Birden bu kadar programli bir yasamin içine girince afalladik. Umarim yanlislik yapmadan ayak uydurabiliriz bu yeni hayata. Ve ayrica okulumuz da var. Bakalim ona nasil uyum saglayacagim!
Kirk bes yaslarinda , öyle mi? Bu dayim da bartmayi çok seviyor anlasilan. Otuz bes yasinda , güzel , biraz sert görünüslü , otoriter ve nazik bir bayanla karsi karsiyaydik.
Duygusal yapisinin oldugunu anlamistim ama bunu göstermemkte kararli gibi görünüyordu.
Yavas yavas teyzemize yaklastik ve kim önce selam verecek diye düsünmeye basladik. Teyzemin agzi biçak açmiyor. Ben ise dik dik teyzemi süzüyorum. Abim de bir bana bir teyzeme bakiyordu. Sonunda abim:
- Merhaba Svetlana Teyze! '' dedi. Teyzem beni süzmekten vazgeçip, en yapmacik gülümsemesiyle kendisine bakmakta olan abime döndü. Bir an baktiktan sonra:
- Merhaba Timur'' dedi. Kendinden emin ve sert bir sesle.
Isimiz gerçekten çok zor! Çok zor!
- Dayiniz bana sizin hakkinizda pek te iç açici seyler anlatmadi. Umarim Dayiniz bana yalan söylüyordur, hayalkirikligina ugramak istemem. Nadya gibi asil ve akilli bir kadinin Dayinizin anlattigi gibi çocuklari olmasi çok yazik olacak. Bosuna evlnmis ...'' dedi küçümseyen bakislarla.
- Dayim... ''
- Nina! '' diye susturdu abim.
- Dayim size ne anlatti bilmiyorum fakat ben sizi annem kadar akilli biri olarak bekliyordum. Küçüklügünüzden beri size yalan söyleyen kardesinize inanacaginizi da sanmiyorum, kendi gözlerinizle görmek varken. Bence fazla aceleci davraniyorsunuz '' dedi.
Abim böyle konusmazdi ki hiç! Birden degisti. Teyzemin yüzü de biraz degismisti. Bu sefer biraz önceki umursamaz bakislari yoktu. Dikkatle izliyordu.
- Pekala , görecegiz '' dedi ve bana döndü. '' Siz de Nina Hanimefendi olmalisiniz ''
- Evet , benim. Timur bana sadece Nina der, siz de Nina diyebilirsiniz '' dedim anlamazdan gelerek. Teyzem derin bir nefes aldi. Kesin sinirlendi, kesin!
- Hadi yürüyün o zaman. Murat hala arabada bizi bekliyor.'' Abimle birbirimize baktik. '' Murat da kim. Yoksa kocasi mi? '' Abim yerdeki bavullari aldi ve arabaya yürüdük. Arabanin yanina geldigimizde söför abimin elindeki bavullari aldi bagaja koydu. Daha sonra ön kapiyi açti Teyzem'e.
- Tesekkür ederim Murat ''
Ne? Murat söför müymüs???
Söför bize de arka kapiyi açti ve sonunda arabaya yerlesip yola koyulabildik.
Arabada kimse konusmuyordu. Ben Teyzem'in hala evlenip evlenmedigini merak ediyordum. Hos bu kadar soguk ve aksi bir bayandan kim hoslanirdi ki! Her söyleneni tersine çeviriyor. Aynadan da söför sik sik bana ve abime bakiyordu. Söförün her bakisinda abimle biz de 'ne bakiyor' dercesine bakisiyorduk. Sessiz ve sikici geçen otomobil yolculugundan sonra sonunda kocaman ve beyaz bir evin önüne geldik. Arabadan iner inmez Teyzem:
- Bavullarinizi Murat getirecek , beni takip edin '' dedi.
Koskocaman bahçesi olan iki katli büyük bir ev. Bahçe kapisindan evin kapisina kadar küçük , taslarla dolu patika ; yemyesil çimenli bahçe. O kadar güzel görünüyordu ki!!!
Teyzem daha kapiya gelmeden genç bir kiz göründü kapida. Hepimize glümsüyordu. Abim bana dogru egilip '' Kesin bu da bir hizmetçidir, sakin yanlis anlamayalim'' diye gülümsedi.
- Hosgeldiniz ! '' dedi gen kiz.
- Hosbulduk Zeynep, sunlarla biraz ilgilen çok yorgunum'' dedi Teyzem ve bize bir kere bakip içerdeki merdivenden yukari çikti.
- Merhaba çocuklar, ben Zeynep . Ama siz bana Zeynep Abla derseniz daha iyi olur '' diye gülümsedi ve elimdeki çantami aldi. '' Buyrun geçin içeri''
Holden salona geçtik. Salon çok genisti ve duvarlarda ressamlarin tablolari bulunmaktaydi. Özellikle Picasso' nun tablosu dikkatimi çekmisti. Sanki resim sergisine gelmistik, o kadar çok tablo vardi ki !
- Sanirim fazlasiyla gösteris meraklisi Teyze'miz '' dedi abim.
- Hayir, Svetlana Hanim Picasso'nun çizimlerine bayilir '' diye bir sesle irkildik. Zeynep Abla elinde içeceklerle arkamizda duruyordu. Ve garip olan hala bize gülümsüyordu.
- Buyrun oturun, içeceklerinizi için ve bu arada beni dinleyin '' diye buz gibi bardaklari bize uzatti.
- Svetlana Hanim, sik sik resim sergilerine gider. Tiyatro izlemeye bayilir ve yabanci edebiyatlari okur. Her ne kadar sert ve umursamaz görünse de o o kadar da kötü biri degildir ''
- Senin için öyle olabilir ama bizim için öyle sayilmaz '' dedi abim.
- Zamanla siz de ona alisacaksiniz ve böyle biri olmadigini anlarsiniz . Ama herseyden önce kurallara ve saygiya çok önem verir. Bu yüzden simdi beni iyi dinleyin. Bu evin de bir takim kurallari bulunuyor.
Her aksam 11 ' den sonra bu evde kimse ayakta olmaz. Sabahlari da 7'de herkes kalkar. 7.30' da kahvalti yapilir , ögle yemegi 12 ' de ve aksam yemegi de 7 'de yapilmaktadir.
Svetlana Hanim sizin için okullari ayarladi bu yüzden aksam 7'den önce evde olmalisiniz yoksa haftasonu gezileriniz, eglenceleriniz iptal edilir. Her hafta en az 300 sayfalik bir kitap okunacak ve 2 sayfa özet çikarilacak. Ayda iki kere tiyatroya mutlaka gidilecek. Sinema ve diger aktiviteleri zaten haftasonlari yapiyorsunuz zaten. Gittiginiz tiyatro ile ilgili küçük bir kompozisyon yazacaksiniz. Okuldan sonra iki saatlik kurslariniz olacak ve orada basarili olmak zorundasiniz. Okulda derslerden en az 4 almak zorundasiniz , asagi bir not alirsaniz ceza alacaksiniz''
Abimle bitmek tükenmek bilmeyen bombardimana tutulmus gibiydik. Biz hiç bu tür kurallarla yasamamistik ki ! Canimiz istediginde yada Dayim ' zikkimlanin ' dediginde yemek yerdik. Kitap okumaydi, tiyatroydu bunlari hiç yapmazdik, nerden bilelim. Bütün bunlar bizim saskinlikla Zeynep Abla'nin yüzüne bakmamiza neden oluyordu.
- Aaa yapmayin çocuklar, o kadar da zor degil. Programli olursaniz bütün bu saydiklarim size o kadar fazla gelmez '' diye gülümsedi.
Basimiza buyruk yasamistik. Birden bu kadar programli bir yasamin içine girince afalladik. Umarim yanlislik yapmadan ayak uydurabiliriz bu yeni hayata. Ve ayrica okulumuz da var. Bakalim ona nasil uyum saglayacagim!
Sanırım kan, ölüm, büyü ve fantastiği seven forum arkadaşlarım var. Sıradan insanların yaşadığı hayatı okumak eskide kaldı. Artık herkes fantastiğe, ölümlere, kan ve vahşetleri seviyor... Tabi benim hikaye de fantastiğe dayanıyor ama o kadar uçuk bir fantastik, kan, ölüm yok!..
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
2. sayfa (Toplam 42 sayfa) [ 419 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |