Oraklı melekler-Kanlı gözyaşları-12 T_____________T Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ... 13, 14, 15, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Anlamlı sözün ve iltifatın için teşekkür ederim xunlai...
Ama senin eline su bile dökemem ben bunu da bil
Gerçekten harika bir yazar olduğunu bu bölümde de gösterdin.Ben şahsen çok beğendim ama, karakterler yeni olunca, anlam kargaşası yaşadım biraz.
Ama merak etme, karakterleri tanıdıkça geçeceğinden eminim.
Bu arada sormadan edemeyeceğim.Niara'yı bitirdin mi, ara mı verdin?Ya da sıkıldığın için sonra mı dewam edeceksin?



Bu arada sormadan edemeyeceğim.Niara'yı bitirdin mi, ara mı verdin?Ya da sıkıldığın için sonra mı dewam edeceksin?






lea yı bende çok severim Hizashi


Niara temebl kız uyumuş ben bunları yazaraken uyandırmaya çalışacam sınavlarım bitince



"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^





Hiç güleceğim yoktu xunlai...Allah da seni güldürsün.Niarayı sürgüne yolladılar,yanında Jin gibi birisi, onun yüzünden sürgün edildi...Tembel kız uyumuş diyorsun.





Léa;
-Léa
Diye fıısıldadı kulağıma. Onun kucağına oturmuştum; balkonda dolunayı seyrediyorduk.
-Neden mutsuzsun, neden hiç gülümsemiyorsun? Bak bana, bu sadece senin için.
Dedi ve bana kalbinden kopan sıcacık bir gülümseme gönderdi. Gülümsemem gerekirdi. Her kadının hayalini süsleyen vampirin kucağında oturuyor, ondan iltiftalar ve sevgi sözcükleri alıyordum.
Ama onun yerine içimi bir tiksinme aldı. Ne banal, ne kadar gereksiz aptal sözlerdi bunlar!
Ayağa kalktım. Açık mavi gözlerinde en ufak bir kırgınlık bile gözükmüyordu. Alışmıştı belli ki. Kusursuz yüzünün mimikler değişmemişti bile. Her rahatsız olduğunda yaptığı gibi at kuyruğunu çözdü, sarı saçlarını savurdu, elindeki siyah kurdeleyle saçlarını tekrar kısa bir atkuyruğu yaptı. O kadar kusursuz ve güzeldi ki... Kıkırdadım ve kucağına oturdum.
-Buraya geliyorlar, Eric.
-Avcılar seni korkutuyor mu yoksa?
-Hayır.
-O zaman takmasana Léa. Sonları hep aynı olur, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar ölürler. Sen onları düşüneceğine büyük toplantıyı düşün, küçük şeytanım. Bütün dünyadaki en güçlü vampirler geliyor. Saçlarımı okşamaya başladı. Soğuk dişlerini beyaz boynuma geçirdi. Kendimi onun kollarına bıraktım.
Kalenin sadece mum ışıklarının biraz aydınlatabildiği karanlık koridorlarda Eric le yürümek o zamanlar kendime bile itiraf edemesemde içimde buruk bir huzur yaratıyordu.
Karşıdan gelen Dirk' ü görünce içimde vahşi bir mutluluk doğdu. Acıtma duygusu bütün vücudumu ele geçirmişti. Dirk'ün lacivert gözlerine bakmak bana kesik kesik eski günleri hatırltıyordu. Ağlayışı ve kaçmak isteyişi...
Zayıf bileğinden onu yakaladım. Eric yoluna devam etti. Dirk' ün kan akışını hissetmek beni heyecanlandırıyordu. Çığlıklarını tekrar dinledim o anda. Gözleri bir kedininki gibi kocaman olmuş, elime bakıyordu. Ne kadar da korkuyordu. Benim zavallı tavşanım.
O kadar gençti ki. Hala insan sayılırdı. On yedi yaşında ölmüş, iki senedir ölümsüzlüğü tadıyordu. Vampir camiasında edindiği yeri de kusursuz güzelliğine borçlu olan bir çocuktu, o.
Öteki adıyla fısıldadım kulağına;
-Victor.
Titremeye başladı. Onun kadar gururlu bir çocuk benim kollarım arasında bir köpek gibi titriyordu.
Tıpkı eski günlerdeki gibi biraz eğlenmek istedim.
Koyu mavi gözleri, bembeyaz teni, dağnık siyah saçları, kusrsuz vücudu ve yüzüyle, küçük ve kusursuz bir varlıkla ölümüne eğlenmek istedim.
Yorumlarınızı bekliyorummmmm
-Léa
Diye fıısıldadı kulağıma. Onun kucağına oturmuştum; balkonda dolunayı seyrediyorduk.
-Neden mutsuzsun, neden hiç gülümsemiyorsun? Bak bana, bu sadece senin için.
Dedi ve bana kalbinden kopan sıcacık bir gülümseme gönderdi. Gülümsemem gerekirdi. Her kadının hayalini süsleyen vampirin kucağında oturuyor, ondan iltiftalar ve sevgi sözcükleri alıyordum.
Ama onun yerine içimi bir tiksinme aldı. Ne banal, ne kadar gereksiz aptal sözlerdi bunlar!
Ayağa kalktım. Açık mavi gözlerinde en ufak bir kırgınlık bile gözükmüyordu. Alışmıştı belli ki. Kusursuz yüzünün mimikler değişmemişti bile. Her rahatsız olduğunda yaptığı gibi at kuyruğunu çözdü, sarı saçlarını savurdu, elindeki siyah kurdeleyle saçlarını tekrar kısa bir atkuyruğu yaptı. O kadar kusursuz ve güzeldi ki... Kıkırdadım ve kucağına oturdum.
-Buraya geliyorlar, Eric.
-Avcılar seni korkutuyor mu yoksa?
-Hayır.
-O zaman takmasana Léa. Sonları hep aynı olur, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar ölürler. Sen onları düşüneceğine büyük toplantıyı düşün, küçük şeytanım. Bütün dünyadaki en güçlü vampirler geliyor. Saçlarımı okşamaya başladı. Soğuk dişlerini beyaz boynuma geçirdi. Kendimi onun kollarına bıraktım.
Kalenin sadece mum ışıklarının biraz aydınlatabildiği karanlık koridorlarda Eric le yürümek o zamanlar kendime bile itiraf edemesemde içimde buruk bir huzur yaratıyordu.
Karşıdan gelen Dirk' ü görünce içimde vahşi bir mutluluk doğdu. Acıtma duygusu bütün vücudumu ele geçirmişti. Dirk'ün lacivert gözlerine bakmak bana kesik kesik eski günleri hatırltıyordu. Ağlayışı ve kaçmak isteyişi...
Zayıf bileğinden onu yakaladım. Eric yoluna devam etti. Dirk' ün kan akışını hissetmek beni heyecanlandırıyordu. Çığlıklarını tekrar dinledim o anda. Gözleri bir kedininki gibi kocaman olmuş, elime bakıyordu. Ne kadar da korkuyordu. Benim zavallı tavşanım.
O kadar gençti ki. Hala insan sayılırdı. On yedi yaşında ölmüş, iki senedir ölümsüzlüğü tadıyordu. Vampir camiasında edindiği yeri de kusursuz güzelliğine borçlu olan bir çocuktu, o.
Öteki adıyla fısıldadım kulağına;
-Victor.
Titremeye başladı. Onun kadar gururlu bir çocuk benim kollarım arasında bir köpek gibi titriyordu.
Tıpkı eski günlerdeki gibi biraz eğlenmek istedim.
Koyu mavi gözleri, bembeyaz teni, dağnık siyah saçları, kusrsuz vücudu ve yüzüyle, küçük ve kusursuz bir varlıkla ölümüne eğlenmek istedim.
Yorumlarınızı bekliyorummmmm

"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^

Güzel olmuş xunlai....
Eric ve Lea'yı sevdim doğrusu. Lea biraz sinir bozucu olsa da kötü olması örtüyor her şeyi..
Şu Dirk denen çocuğu da merak ettim yani. Daha O'ndan bahsedersin umarım..
Devamını bekliyorum...

Eric ve Lea'yı sevdim doğrusu. Lea biraz sinir bozucu olsa da kötü olması örtüyor her şeyi..

Şu Dirk denen çocuğu da merak ettim yani. Daha O'ndan bahsedersin umarım..
Devamını bekliyorum...



çok güzel olmuş ta inanılmaz kısa yazıyosun
busa sinirlerimi zıplatıyo zıp zıp diye
lütfen bi daakine upuruzun yapp



--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:


Şu ödewler iyice canımı sıkıyor artık benim.Okuduğun bölümlere bile yorum yapamaz oldum yaaa.
Çok güzel diyemiyorum xunlaicim
Çünkü en başından dediğim gibi,bu kelimeler seni anlatmakta yetersiz kalıyor artık.Söyler misiniz arkadaşlar,"Ayyy çok güzeeeeelll
"demek basit kalmıyor mu bu yazıya karşı
Utanıyorum artık bunu yazmaya ya.Gerçekten mükemmel ötesisin.
(Yine yazdım dayanamadım)


Çok güzel diyemiyorum xunlaicim








5. sayfa (Toplam 15 sayfa) [ 149 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |