27.Bölüm

iteru gider ve gülümseyerek masaya oturur ve arkasından kıpkırmızı bir yüzle melody gelir ve masaya oturur...eğlenceli bir şekilde kahvaltı ederler...yemek bittikten sonra masanın en başında oturan haruka nazikçe ağzını siler ve peçeteyi masaya atar...daha soran kızlara döner ve
--bizimle birlikte bahçeye çıkarmısınız..size birşey göstereceğiz der...ve michiruya bakar...michiruda kafasını sallar...aqua ise gülümser ve hiçvirşey demden bahçeye ilerlemeye başlar..diğerleride onu takip eder...şimdi herkes onların büyük bahçesindedir...
--savaşçılar hazırlanınnn..diye bağırır haruka..ve michiru,haruka,setsuna ve hotaru dönüşüm geçirirler...naturela şaşkın bir şekilde onlara bakmaktadır ama aqua sadece tebessüm eder...bunu daha önceden tahmin etmişti zaten...
--eğer büyük güçler olduğunuzu idda ediyorsanız bunu kanıtlamalısınız...WORLD SHAKİNG!!!!aqua naturela melody ve iteru hemen kenara zıplayıp kurtulurlar..usagi bağırır
--SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ ONLAR BİZİM DOSTLARIMIZ KESİN ŞUNU !ama outerlar onları dinlemez..saldırmaya devam ederler...ama elemental denge savaşçıları değişim geçirip karşı koymamakta kararlıdırlar...bu şekilde devam ederler ancak aquamarin in sabrı melody ye gelen dead scream saldırısıyla taşar...birden ne yapacağını şaşırır ve bütün gücüyle bağırır
--ELEMENTAL DENGE SAVAŞÇILARI ORTAYA ÇIKIN!!!!!
ilk önce naturela dönüşüm geçirdi...ilk önce tatlı bir rüzgar esti ve vücudundaki kıyafetleri beyaz kurdelelere dönüştürdü...daha sonra bu kurdeleler vücudunu sıkıca sardı ve naturela saçlarını savurur savurmaz bunlar çiçeklere dönüştü...kafasını aşağıya eğdi ve etrafında birden su tanecikleri oluşarak saçlarını düzeltti...son oalrkata arkasını döndü ve üzerindeki çiçekler birden alev alarak kıyafetine dönüştüler..oldukça güzel bir dönüşümdü ve onun elementlerin kontrolcüsü olduğu hemen anlaşılıyordu...
aquamarin ikinci dönüşüm geçiren kişiydi...siyah,karnalık bir eyrde duruyordu...birden bire arkadan çanlar çalmaya başladı...aqua birden kafasını kaldırdı ve kendini havaya fırlattı...birden sağ taraftandan beyaz sol taraftan siyah tüyler gelmeye başladı ve aquamarin in üzerine yağdılar...aqua saçlarını savurdu ve birden çıkan beyaz ışık herkesin gözlerini kamaştırdı..bir çeşit danstı yaptığı..ışığın içinde bir dans...birden karnalık ışınlar geldi ve kollarına,bacaklarına ve vücuduna dolandı...ışık tekrar pparladığında aquamari dönüşümünü geçirmişti...
sıra iteru daydı..oda gülümsedi ve birden bire parlamaya başladı...elinde birden bire uzun ve mükemmel bir kılıç belirdi...kılıcı etrafında bir kere dolandırdı ve kılıcı yere saplayıp üzerine abandığında dönüşmünüü tamamlamıştı...oldukça hoş görünüyordu...
melody önce dönüşüm geçirip geçirmemekte kararsız kaldı ama aqua ona tamam manasında kafasını sallayınca dönüşüm geçirmeye başladı...onun dönüşümünde her yerden beyaz renkli tüyler ve pembe pembe kalpler çıktı...usagi nin dönüşümü gibiydi ama çok daha farklıydı...ve sonunda oda dönüşmüünü tamamladı...
elemental denge savaşçıları bütün kudretleriyle orada duruyorlardı...aqua birden bire bağırdı
--İTERU HARUKA YA KARŞISIN NATURELA SEN MİCHİRUYU AL...MELODY SETSUNA İLE İLGİLEN...güldü ve devam etti
--bende şu ölüm böceğini alacağım bakalım iki karanlık çarpışınca ne oalcak dedi ve hepsi birden atağa geçtiler...
iteru harika bir samurai idi...kılıç konusunda onu kimse geçemezdi ve haruka ile muhteşem bir gösteriye başlamışlardı...haruka worl shaking gibi saldırıları kullanamak istesede iteru sürekli onun etrafında olduğundan bunu yapamıyordu..ve iteru çok hızlıydı..kendini ayarlayamayıp başkasına vurabilirdi..bütün bunları düşünürken bir yandanda bi sağdan bir soldan çıkıp duran iteru yu engellemeye çalışıyordu...sanki 5 tane iteru vardı...ama haruka pes etmedi..birden bire bütün gücünü topladı ve parlamaya başladı..gözlerini açtığında balodaki transformunu geçirmişti..iteru ona doğru baktı ve
--hımm...güçlerimizin etkisi hala duruyor..buna bir isim vermeliyiz...bundan sonra bu dönüşümün adı sailor wonder olacak dedi ve saldırmaya devam etti..haruka içinde büyük bir güç olduğunu hissedebiliyordu ...birdenbire bütün gücünüü topladı ve ortaya kocaman bir ışık çıktı
--URANUS UN KILICI!!!! diye bağırdığında her yer bembeyazdı...sonra ışık dindi..ama iteru ortada yoktu..haruka onu hallettim diyerekten sırıttı ama çok güçsüz düşmüştü...bu sırada dizlerinin üstüne çöktü..ama hiç beklemediği birşey oldu..birden bire iteru onun üstünde belirdi ve kılıcını onun boynuna dayadı...

michiru bunu görmüştü ve birdenbire bütün sinirleri hopladı
--HARUKA HAYIR!!!!!!!!!!!!!bağırması bittiğinde oda parlıyordu...birden bire oda sailor wonder dönüşümünü geçirdi ve iteru ya doğru tam bir hamle yapacaktıki naturela onu engelledi...birden bire ateş kılıcı elinde belirdi ve michiruya doğru saldırdı..michiru avantajlı olduğunu düşündü nede olsa su ateşi söndürürdü..ama naturela nın ateşi yunan ateşi gibi suyla sönmeyen türdendi...neptün yeni bir saldırı denedi
--NEPTÜNÜN SULAR YELPAZESİİ!!!!!birden her yerden sular fışkırmaya başladı hiçbirşey görülemedi...sular alçaldığında neptün yere yığıldı..sürünerek haruka nın yanına gitmeye çalıştı..ama birden bir çift ayak gördü..naturela hala ayaktaydı ve ona gülümsüyordu...birden eliyle yukarıya doğru bir hareket yaptı ve etraflarını alevden duvarlar kaplamaya başladı...artık ne haruka ile iteru nede michiruyla naturela görünbebiliyordu..usagi dayanamadı
--HARUKAAA MİCHİRU!!!!! tam ortaya atlayacaktıki rei onu yakaladı
--DELİRDİNMİ SEN!!!ONLARIN MİCHİRU VE HARUKAYA NE YAPTIĞINI GÖRDÜN...SANADA AYNI ŞEYİ YAPABİLİRLER...ONLAR KÖTÜ BUNU GÖR ARTIK!!!!diye bağırdı..buna inanmak istemiyordu ama durum bunu gössteriyordu...şimdi herkes melody ve setsunaya odaklanmıştı...
melody daha tüm güçlerini bilmiyordu..bu daha çok bir kaçma kovalama olayı oluşmuştu...setsuna ona her sopa savurduğunda o kaçıyordu...aquamarin sonudna sinirlenip bağırdı
--MELODY YETER ARTIK İŞNİİ BİTİR!
--AMA AQUA!!!!
--AMA KABUL ETMİYORUM...KENDİNİ KANITLAMALISIN..YOKSA BİZE LAYIK DEĞİLSİN DEMEKTİR VE SONUN KÖTÜ OLUR!!!!
kızlar şok olmuştu..elemental denge savaşçıları tek bir mantığa inanıyor gibiydiler
"YOK ET YADA YOK OL" ve onların takımında sadece yok edenlere yer vardı...melody aquayı anladığını bildirerek kafasını salladı...o sırada birden kaçmayı durdurdu...setsuna bundan faydalanıp dead scream saldırısını yaptı..ama bu saldırı melody de sadece küçükü bir esinti gibi gelmişti...sadece saçları hafifçe uçmuştu o kadar..birdenbire melody gözlerini açtı ve saldırısını yaptı
--PEMBE RÜYA ÇEMBERİ!!!!birden bire setsuna ve melody nin etrafında pembe bir perde örtüldü.perde gittikçe koyulaşıyordu...kızların son görebildiği setsuna nın yere yıkılışı oldu....
son oalrak sıra aqua ve hotaru daydı...hotaru ona karşı hamle yapmaya çalışıyordu ama aqua dans eder gibi bir edayla ondan uzaklaşıyordu...bütün takımın görevini yerine getirdiğini görünce gülümsedi...
--artık hepsini gördüğüme göre uzatmanın bir anlamı kalmadı...der ve o sırada hotaru ona doğru ilerlemekteydi..ama o hareket etmiyordu..hotaru tam dibine geldiğinde elini haotaru nun yüzüne doğru uzattı ve birdenbire hotaru bayıldı...ve diğerlerindede olduğu gibi aqua da kendi etraflarına bir perde ördü...karanlık bir küre gibiydi bu...ii asla görülmüyordu...bir süre boyunca kimse konuşamadı...daha sonra usagi bağırmaya başladı
--HARUKA!!!!MİCHİRU!!!!SETSUNA!!!!!HOTARU!!!!!herkes...yere çöktü ve ağlamaya başladı...
--bunu bize nasıl yaparlar..onları dostlarımız sanmıştık..nasıl..nasıl....der ve yeri yumruklar...seiya ve mamoru onu sakinleştirmeye çalışır
--USAGİ KENDİNE GEL BÖYLE YAPMAN BİŞEY DEĞİŞTİRMEZ HEMEN DÖNÜŞMELİ VE SALDIRMALIYIZ!!!diye bağırır minako.usagi birdne kendine gelir ve tamam manasında kafasını sallar
--MOONNNN ETERNAL POWERR..MAKEEE..
sözünü tamamlayamadan bütün perdeler birden açıldı...içlerinden sırayla önce elemental denge savaşçıları arkadanda outer senshiler çıktı...outerların kafaları aşağıya eğikti ama aqua gayette zafer adasıyla gülümsüyordu...
--aman allahım..siz...nası...biz sizi gördük...siiz öldürüyorlardı...iteru güldü
--yoksa ben haruka nın boynundan kılıçmı geçirdim...herkes koro halinde kafa salladı..naturela
--yoksa ben michiruyu hiç sönemeyen alevlerle cayır cayır yaktımmı...gene koro şeklinde kafa salladılar...melody
--yoksa ben setsunaya ölümcül tozlarmı attım...gene koro halinde..aqua ise
--yoksa bende hotaru nun beynine girip onu bayılttımmı...işte o anda herkesin akfasında soru işareti çıkar aralarında konuşurlar
--o beyninemi girmiş bende etrafındaki oksijeni yktı sanmıştım
--hayır hayır ben bizim göremediğimiz bir elle onun boğazını sıktığına emindim...aqua nın kafasından damlalar çıkar...naturela ise
--biz öyle insanlar değiliz..dostlarımızı öldürmeyiz der...aqua ise gülümser ve
--ama outerlara bir ders vermeliydik..kimse kuzenime dokunamaz..o bana yani bize emanet der...daha sonra michiru ve harukaya döner ve
--sizin güçlerinizi nasıl tekrar kullanmayı öğrendiğinizi bilmiyorum ama siz yapabiliyorsanız bu herkes yapabilir demektir...der..daha sonrada derin bir nefes verir ve kenara doğru gider...tam seiya nın yanından geçerken başı döner ve yere düşerken onu seiya yakalar..aynı şekilde naturela,melody ve iteru da yere düşer...herkes bir telaşla onların yanına koşar..aqua zorlukla gözlerini açar..ve ayağa kalkar...diğerleride öyle yapar
--bizi merak etmeyin sadece yorulduk o kadar..birazdan geçerder...naturela da onu tastikler...hotaru onları bu hale kendileriinin soktuklarını bildiğinden üzülür...bunu melody görür ve onun yanına gider..
--ne oldu hotaru neden üzgünsün...
--siz bizim yüzümüüzden böyle fanlaştınız der...bu sırada gözleri yaşarır..melody bunu görür...ona sarılır ve
--merak etme..hiçbirşey senin yüzünden değil.. diyerek onu avutur...bu sırada usagi mamoru ile konuşmaktadır
--mamoru onlar için çok endişeleniyorum
--ama usa-ko görüyorsunki onlar gayet iyiler..sadece biraz yorulmuşlar o kadar...
--ama ben onlar hakkında garip şeyler hissediyorum..özelliklede şu melody hakkında..içim..nasıl desem çok tuhaf oluyor..
--sen bunları düşünme..şu anda hep beraberiz ve önemli olanda bu...der ve usagiye sarılır...usagi rahatlamış bir şekilde gözlerini kapatır..ama bilmediği birşey vardır...aynı duygular mamoru yuda rhatsız etmektedir...

28.Bölüm

bu olaydan sonra ne ruh avcısı nede karanlık vadisi uzun bir süre ortalarda görülmedi..ama hotaru ve naturela onun tekrardan ortaya çıakcağını hissedebiliyorlardı...bir gün naturela aqua ile birlikte kitap okuyrolardı..
--aqua-chan...
--efendim natu
--şu son 3 hafta boyunca hiçbirşey olmadı..ama içimde nasıl desem garip bir his var...aquamarin gözlüklerini çıkardı ve
--nasıl bir his bu? diye sordu...naturela ise elini kalbinin üzerine koyarak
--bilmiyorum..ama kalbim..nasıl desem...çıkacakmış gibi atıyor ve bu bende garip bişeyler uyandırıyor...sanki kalbim sıkışıyor...aqua nın bu konuyla ilgilendiği belliydi..
--hım..doğrusu bunu yorumlayamam ama sana şunu söyleyebilirimki biraz rahatlamalısın..gördüğün gibi artık her zamnkinden daha güçlüyüz..haruka ve michiru yeni dönüşümlerini geçirdiler ve ona alışacaklarına inanıyorum..ve yine inanıyorumki diğerleride bunu başaracak..der ve biraz düşünür
--natu-chan...ben biraz araştırma yapacağım...bu güçlerin geçici olmaması gerekiyordu..bir tuhaflık var..bunu çözeceğim..istersen bu sırada sende çık biraz hava al..uzun zamandır evden dışarı çıkmıyorsun...naturela içnii çekti ve
--tamam..zaten bende biraz dolaşmayı düşnüüyordum..sana kolay gelsin aqua-chan..der ve dışarı çıkar...etrafta amaçsızca gezinmeye başlar ve parka gitmeye karar verir...parkta bir bankın oraya oturur ve kuşları seyreder...daha sonrada bir bisiklet kiralayıp bisiklet yolunda ilerlemeye başlar...o sırada esen bir rüzgar sipsiyah...gece gibi siyah saçlarını arkaay doğru havalandırır..enfes bir görüntü...daha sonra gözlerini kapatır ve zaten boş olan yolda ilerlemeye devam eder...gözlerini kapattarak bedeninde rüzgarı hissetmeyi her zaman sevmiştir zaten...o pozisyonda bir müddet daha devam eder..ancak birinin bağırmasıyla kendine gelir...
--İMDATTT!!!YARDIM EDİN!!!!
naturela birden bisikleti kenara fırlatır ve seslerin geldiğ iormana doğru koşmaya başlar..gördüğü karşısında şok olur...sipsiyah uzun saçlı bir genç bir adam,genç bir bayanı bir çeşit çarmıha germiş,ona doğru yayını doğrultmuştu...naturela vakit kaybetmeden dönüşüm geçirdi
--ELEMENTLERİN GÜCÜ HAREKETE GEÇ!!!dönüşümünü tamamlar ve genç adam oku tam atacakken aralarına geçer
--HEY SEN!!! masum genç bayanlara yay doğrultulma sana hiç terbiye vermedilermi!
--vayyyy...güzel bir fıstık daha gelmiş...arkadankine ihtiyacım kalmadı der ve arkadaki kızı birdenbire çok uzaklara fırlatır...daha sonrada naturelaya yaklaşır ve elini yüzüne değdirir..gözleri parlamaktadır..oldukça romantik bir edayla
--çok güzelsin...der...naturela şaşırır..genelde insanlar onu şlirin oalrak nitelendirirdi ama bu karşısındaki yakışıklı adama ona güzel diyordu...birden naturela kızarır...ama kendine gelir ve çocugun elinden kurtulur...
--kendini tanıt!!!çocuk önünde referans yaparak eğilir
--hay hay..prenses...ben keiji...karanlık varisin ortağıyım diyelim...karanlık ok büyücüsü...ve sende...
--ben elemental denge savaşçılarından naturela...ve seni durduracağım...o kıza zarar verecektin...
--ama benim tek amacım temiz ruhlar toplamak...ve açık konuşmalıyımki bunu yaparken genç ve güzel kızları tercih ediyorum..önce ufak bir büyüyle onları kendime aşık ediyorum ve daha sonrada böyle oluyor işte...
--yani kötü emellerin için genç kızların hayallerini ve tmiz duygularını kullanıyorsun...keiji sırıtır ve
--iyide bu onların salaklığı...kendine hakim bir ruhu ele geçiremem...mesela sen..oldukça eminsin..ve çok güzelsin..
--SEN İSE KÖTÜ TARAFTANSIN VE BAŞ DÜŞMANIMSIN...SEN YOK EDECEĞİM !!! HALAZLI KILIÇ!!!! elinde ateşten kılıç belirir belirmez keijiye doğru bir hamle yapar ama keiji sanki çok kolay bişeymiş gibi onu atlatır ve gülümser...naturela şaşırır..bu hamle daha önce asla ıskalamamıştı...keiji ise
--şimdi gitmem lazım..tanıştığımıza çok sevindim güzel prensesim..diyerek oradan uzaklaşır...naturela ise
--prensesimmi? demekle kalır sadece...

naturela nın kafası sanki yeterince karışık değilmiş gibi..şimdi bide bu keiji çıkmıştı..o kötülerdendi..ondan nefret etmeliydi...ama bunu yapamıyordu...onu aklından çıkarmaya çalışıyordu ama her severinde kulaklarında o prenses kelimesi yankılanıyordu..ve en kötüsü kalbidne filizlenen o yeni duyguya bi isim koyamıyordu...zaten daha önce hiç aşık olmamıştıki naturela...aşık olasada bunu anlayamayabilirdi...ama emindi..kalbindeki duygu aşk değildi...sadece...ufak bir hayranlık olabilirdi..o kadar...yada kendisi öyle düşnüüyordu...kafsındaki bu düşünceleri dağıtmak için tony nin kafesine gitmeye akrar verdi..oraya gittiğinde seiya,yaten,taiki ve kzılar bir amsada oturmuş konuşyorlardı..
--hayır bu doğru olmaz...dedi haruka elini masyaa vurarak...
--ama haruka bu bizim içinde eğlenceli olabilir...
--hayır dedim michiru...
--selam kızlar..hayırdır neyi tartışıyorsunuz...usagi gülümsedi
--hoşgeldin natu-chan...buyur gel sizide ilgilendiriyor bu konu...
--konumu..merak ettim şimdi...ne oldu seiya anlat bakalım...
--bak şimdi naturela..biliyorsunki dünyaya geldiğimizden beri buradayız ve prenses kakyyu da evrende gezip zor durudmakilere yardım ediyor ancak bir sorun var..
--nedir bu sorun?
--bizler ünlü yıldızlarız ve dünyada birçok hayranımız var..
-- ne olmuş yani? taiki devam etti.
--bu aralar hotaru garip duygular hissediyor ve bunların uzaklarda olduğunu söylüyor...zaman gibi bir uzaklık değil..mesafe...yaten devam etti
--bugunde bize bir teklif geldi...bir çeşit dünya turnesi..dünyanın farklı yerlerine gidip oralarda konserler vermemiz gerekiyor...paris,ispanya,ingiltere...bu kaçırılamaz bir tekif...naturela sıkılmaya başlamıştı
--artık neticeye gelebilirmisiniz????seiya
--bende oraya gelmiştim zaten...dedi ve devam etti..
--yani hotaru nun duyguları dünyanın farklı yerelridne güçleri uyandığını söylüyor...bu turnede doğrusu süper oldu..biz diyoruzki sizide yanımıza alıp hep birlikte turneye çıkalım..böylelikle dünyayıda gezebiliriz..sonuçta düşmanlarımız sadece tokyo da değil..dünyanın dört bir yanında...
--ne yani siz şimdi hep birlikte dünyayımı gezelim diyorsunuz
--aynen öyle..bütün masrafları tur karşılayacak..bizim yapacağımızda sadece gittiğimiz yerlerde şarkı söylemek oalcak...minako hemen atladı
--ne kadar harika birşey değilmi natu-chan...hep birlikte bir dünya turu..aslında oldukça kalabalık bir topluluğuz ama olsun böyle daha eğlenceli olur..toplam bir..iki...tam on yedi kişiyiz...harika olacak..acaba tony yidemi alsak
--saçmalama minako..sırrımızı öğrenmesini istemessin herhalde...der haruka ona...oda
--iyi tamam öyle oslun ama çok eğleneceğiz hemen bavulları hazırlayalaım..rei onu durdurur
--yavaş ol kovboy henüz bir karara varamadık...en iyisi oylama yapmak...der ve bu fikri uygularlar...
yaten,taiki,seiya,usagi,mamoru,minako,michiru ve hotaru oylarını gitmekten yana kullanırlar ama amy,makato,rei,naturela,iteru,setsuna,melody hiçbirşey demezler..haruka ise gitmemeye oy verir...sonuç eşitliktir...naturela nın aklında şimşekler çakar
--neden aqua ya sormuyoruz..onun oyu eşitliği bozabilir...der...aqua nın buna asla izin vermeyeceğini biliyordur...ancak o sırada arkadan gizemli bir ses gelir
--bencede gidelim...der..herkes birden arkasını döner ve karşılarında aqua yı görürler...gülümseyerek onlara yaklaşır ve
--uzun bir tatil güzel olur...der..naturela nın şaşkın bakışları arasında,çıkacakları uzun yolculuğun ilk adımını atmak üzere evlere dağılırlar....

29.Bölüm

akşam olduğunda herkeste bir telefon trafiği vardı
--inanmıyorum ya..annelerimiz nasıl buna izin verebildi...
--valla bende anlamadım tabi gidebilirsin dedi birden şok oldum...
garip bir biçimde bütün kızların anneleri gitmelerine izin vermişlerdi..buna bir türlü anlam veremiyorlardı..ama naturela nın ve aquamarin in ufak bir büyüle neler yapabileceği zaten herkesi şaşırtıyordu...tek bir sorun vardı..oda bitmek üzere olan okulları idi..zaten okulların kapanmasına 1 ay kalmıştı...ama genede bu onların okulda kalmalarına nedne olabilirdi..sınavlar bitmişti...usagi ilk defa matamatikten karnesidne iyi bir not bekliyordu..bu yılmaz öğretmen iteru nunda marifeti idi biraz...neyse..bu okul sorununuda çözen iteru oldu...onlara kendi eliyle rapor yazdı ve öğrencilerin kendisiyle birlikte olduğunu özel oalrak müdüre bildirdi...o gün öğlen yemeğinde bunu kutluyorlardı
--yani iteru pes...bu kadar öğrenciye rapor hazırlattın..dedi yaten..iteru ise
--hala bir öğretmen oalrak yetkilerim var dedi ve güldü..o sırada aqua da geldi...nednese yorgun görünüyordu
--hayırdır aqua ne oldu
--yok bişey sadece bavulları hazırlayayım derken azıcık yoruldum o kadar...daha sonra yine hepsi masaya oturdu..tüm kadro oradaydı...herkesin yüzü gülüyordu biri hariç..haruka hala somurtuyordu...aquamarin onun yanına gitti...onu köşeye çekti ve konuşmaya başladılar
--söylesene haruka endne bu kadar büyütüyorsun..alt tarafı bir tatil...
--beni rahatsız eden tatil değil..bizi tatilde bekleyenler
--bu akdar kuruntulu olma...seni rahatlatacak bişey biliyorum..rahatlamak istiyormusun...diye sorar haruka nın gözelrini tam içine bakrak...haruka kafasını aşağı yukarı evet anlamında sallar...işte o zaman aqua haruka nın yanağına ufak bir öpücük kondurur ve haruka dan birden siyah bir duman çıkar...sonrada havaya karışıp gider...aqua tam yerine geçicekken haruka onu tutar
--söylesene ne yaptın bana...şimdi kendimi çok daha iyi hissediyorum...aqua ise gülümseyerek
--içindeki karalığı emdim diyelim...sen karanlıkla yaşayamazsın ama biliyorsunki ben karanlıkla beslenirim der...bu biraz ürkütücüdür ama haruka yiende onun çok tuhaf olduğunu düşünüp masya geçer..uzun bir süre boyunca kimse konuşmaz en sonunda sessiliği bozan iteru olur..
--usagi söylesene..senin bir kedin vardı luna...
--evet ne olmuş ona
--onu bu arlar hiç görmedim...söylesene nerede o?
--ah..omu...o artemis ile birlikte geleceğe gitti..o sırada birşeyler içmekte olan naturela ve aquamrin in içeceklerini boğazında kalır ve öksürmeye başlarlar...auqa ağzını sielrek
--geleceğemi gitti dediniz..ama neden?
--doğrusu bilmiyorum...uzun bir süredir evden çıkmıyorlardı...en sonunda biz geleceğe gidiyoruz dediler ve gittiler...
--söylesene bu tam oalrak ne zman oldu
--hatırlamıyorum zannedersem birkaç gün önce nedenki?
naturela ve aqumarin birbielrine baktılar..
--yok bişey..öylesine sordum işte..der aqua ve içeceğini içmeye devam eder...uzun bir süre boyunca orada durup konuşurlar ama gitme vakti geldiği için hepsi evlere dağılırlar ve 1 saat sonra havalanında buluşular..herkes starlightsları ve diğerlerini görmek için birbirlerini çiğnemektedir..tur sahibi onlara özel uçak kiralamıştır...aqua içeri girip şöyle bir bakar ve
--hımm buraya alışabilriim der...oldukça karışık bir rotaları vardır ve ilk durakları avustralya idir...usagi orada kangurular odluğunu duymşutur daha önce..sürekli mamoru nun kolunu çekiştirip birşeyler soruyordur
--mamoru ne dersin kanguru görürmüyüz..onlara dokunabilirimiyiz..sen daha önce hiç kanguru gördünmü..mamoru mamoru...mamoru....amy ise mamoru ya fırsat vermeden hepsini kendi yanıtlamaktadırlar..haruka ise hiçbirşey demeden öylece oturuyordur michiru ile birlikte...sonunda uçak havalanır ve iilk durakları olan avustralyay doğru uçmaya başlarlar...

Uçak yolculuğu çok güzel geçer herkes mutludur ama Haruka hariç o hala tam mutlu değildir ama diğerlerininde moralini bozmak istemez uçaktaki tüm yemekler bitmişti Usagi çok açtı ve bri an önce inmek istiyordu nihayet Avusturalya ya gelmişlerdi Uçak durduktan sonra Haruka hemen dışarı çıktı havada olmaktansa yerde olmayı terceih ederdi herkes indikten sonra Haruka memnuniyetsiz bir şekilde "ee maden o kadar ünlüsünüz niye bir araba göndermemişler"dedi Tam sözünü söylerken 3 araba pisten içeri girdi Biri çok güzel bir lumuzindi biri klasik ve biride son model bir spor Haruka nın gözlerinin içi parladı arabanın jantlarının parlaklığı müthişti en son çıkan bir arabaydı tabi Haruka dışında fazla spor araba seven yoktu Michuri , Setsuna,,Aquamarin,İteru ve Mamoru klasik arabayı tercih etti diğerleri de limuzine bindi tek Haruka kalmıştı ve buna sevinmişti spor arabaya bindi koltukları harikaydı ve kontağı açtı bu ses gerçekten çok iyiydi ve ayağını gaza bastı arabadan çıkan ses diğer insanları rahatsız edebilirdi ama Haruka yı mutlu ettiği kesindi diğer iki arabada peşinden geliyordu Michuri Haruka için endişeleniyordu çünkü Haruka nın arabaya olan düşkünlüğünü biliyordu ve hız yapmayı çok sevdiğini Bildiği gibide Haruka hızını yükselttikçe yükseltti ve uçarcasına gidiyordu Birden bir ses duydu kimin sesi olduğunu bilmiyordu ama Birden hakimiyetini kaybetti ve arabası bir kaç takla attı ve bayılmadan önce tek hatırladığı Michuri nin çığlığı oldu
******************************************************************
Haruka yavaş yavaş gözlerini açmıştı gözlerinin açıldığını görünce herkes hemen yatağının yanına gitti Mİchuri Haruka nın elini tuttu ve "beni çok korkuttun bir daha bunu asla yapma"dedi Haruka hafif gülümsesdi "demek beni çok merak ettin beni bu kadar çok mu düşünüyorsun"dedi hala başı ağrıyordu Mamoru "ne oldu Haruka sen çok iyi bir şöförsün ve bu kaza nasıl oldu" diye sordu bunu ordaki herkes merak ediyordu aslında Haruka bilmediği anlamında kafasını salladı"bi fikrim yok sadece..."dedi Aquamarin hemen "sadece ne ?"diye sordu Haruka başını yana eydi ve " hiç sadece kontrolümü kaybettim en iyilerde hata yapar "dedi sonra elini Michuri nin elinden çekti ve "biraz dinlenmeye ihtiyacım var "dedi öbürleride bunu onayladılar ve dışarı çıktılar
*****************************************************
Haruka hala o sesi düşünüyordu o ses kimin sesiydi ve ne dediğinide tam duymamıştı çünkü arabanın sesi çok yüksekti ama ses tanıdık geliyordu bu düşüncelerle ve biraz ağrıyla uykuya daldı
uykusunda yine o sesi duydu çok tanıdık bir sesdi ses Gel burda seni bekliyor diyordu Haruka "kim" diye bağırarak uyandı uyandığında odada sadece Aquamairn ve Naturela vardı hemen yanına gittiler Naturela "ne oldu Haruka kimden bahsediyrsun ağrınmı var "dedi telaşlanmıştı Haruka hayır anlamında başını salladı Aquamarin hiç şaşırmamış bir şekilde "rüya gördün di mi " dedi Haruka ise dönüp Aquamairn ne baktı "yoksa .."sözünü bitirmeden Aquamarin "hayır ben değildim o rüya seni çağırıyor Uranus tapınağına"dedi Haruka da Naturela da şaşkndı Naturela Aquamairn nin bunları nerden bildiğini düşündü Haruka "sen bunu nerden biliyorun "dedi hala Aquamairn ne güvenmiyordu Aquamair bunu biliyordu ve "biliyorum bana güvenmiyorsun ama dediğim doğru Uranüs tapınağı buralarda bi yerde olmalı ve bizde onu bulmalıyız yoksa "sözünü bitiremeden Michuri içeri girdi ve Haruka nın sapsarı olmuş yüzüyle karşılaştı oda hala Aquamarin ve Naturela ya güvenmiyordu ve içinden onların Haruka ya zarar vermiş olabileceği geçti ve hemen dönüşüm geçirdi şimdi ne olcaktı

michiru dönüşüm geçirir geçirmez dövüş pozisyonu aldı ve arka arkaya tekmeleri ikizlere doğru yönlendirdi ama onlar her seferinde kurtulmayı başarıyorlardı..
--hey sakin ol prenses...sevgiline bişey yapmadık...dedi aqua ve sırıttı..michiru önce şok olmuş gibi baktı ama daha sonra dahda kızmış bir şekilde saldırııya devam etti..aqua artık onu geçiştirmekte zorlanıyordu..haruka ise birşey söylemeden onları izliyordu..aqua en sonunda dayanamadı
--hey...sürücü çocuk...şu küçük sevgiline bişey söylede rahat bıraksın bizi...haruka o sırada kendine geldi..tam michiru aqua ya yumruğu indirecekken aqua nın gözleri parladı...saldırmaya hazırlanıyordu...aqua onun yumruğunu snaki çok kolaymış gibi tuttu...daha sonrada
--sana bişey söyledim haruka...ne duruyorsun...der...michiru ise
--o asla sizin özelliklede senin söylediklerini dinlemez o...sözünü bitirmeden haruka nın durgun sesi odada yankılandı
--michiru lütfen bizi biraz yanlız bırak...michiru şok olmuş bir şekilde bakıyordu
--haruka ama ben..
--lütfen...michiru bişey söyleyemedi..aqua nın küçümseyici bakışları arasında odadan çıkmak zorudna kaldı..bu olanlara michiru kadar natuda şaşırmıştı..ikizine soru soran bakışlarla bakıyordu...o sırada aqua ona"sadece ssu ve beni izle" der gibi bir bakış attı..naturela anlamıştı...şimdi açıklanması gereken birşeyler vardı
--evet prenses..sizi dinliyorum...o ses neydi ve şu uranüs tapınağı tam oalrak ne..ve eğer onu bulmasaak ne oalcak?
--her şeyi anlatacağım sabırlı olun prenses...ilk oalrak naturela...sana araştırma yapacağımı söylemiştim ya...
--evet..
--işte araştırmam sonucunda eskielrden kalma küçük bir efsane buldum...bu efsaneye göre eski zamanlarda evrendeki bütün tanrılar ikiye ayrılmışlar..iyi ve kötü diye...bu tanrıların başında tanrı zeus gibi bir tanrı yokmuş..onun yerine bir galaxi varmış..samanyolu galaxisi...evrenin yönetim yeri..ve tanrıların kaldığı yer...güneş sistemi...en büyük iki tanrıçanın askerleri...komutanları..ve generalleri...neyse...en büyük general oalrak seçilen kişi ise dünya gezegeninin efendisi imiş...bu endnele bütün tanrılar güçlerini dünya gezegenindeki tapınaklara ve onların içindeki madalyonlara hapsetmişlerdir...
--evet bu çok güzel bir hikaye ama bizimle ilgisi nedir?
--ilgisi şu benim sabırsız arkadaşım...bu efsaneyi okuduktan sonra biraz daha araştırdım..bilirsinizki her efsanede bir gerçeklik payı vardır..ve bulduğum şeyler çok ilgimii çekti..o hikayede geçen tanrılar ve tanrıçalar bizim dinimize uymuyor evet..ancak oradakiler sailorlar olduğunu düşnünün...
haruka ve naturela aqua ya çok dikkatle bakıyrolardı
--size şöyle anlatayım..eskiden devlerin savaşını duymuşsundur haruka..bizim ülkemizi yok eden o büyük savaş...işte o savaş sırasında evrendeki bütün sailroalr tehlikedeydiler...hiçkimse güvende değildi...ve güneş sistemi o sıralar çok önemliydi...evrendeki en önemli elementlerden birini taşıyordu..umut...yani ay prensesi...o sıralar queen serenity oalrak biliniyordu..yani usaginin annesi...her neyse...bütün savaşçılar yok oalcağından gücünüü diğer varislere göndermek için dünyaya yolladı ve ay tapınağı orada kuruldu...ama bir sorun vardı...sadece umut değil..tüm gezegenler tehlikedeydi..bu nedenle bütün gezegenler kendi ruhlarıyla ilgili olan ayrı ayrı ülkelere gönderildiler...ve tahminimce senin atan olan savaşçı avustralyadaydı..onun ruhu şimdi tapınakta seni bekliyor...ama daha fazlasını bilmiyorum..tek bildiğim tapınağı bulmamız gerektiği...
--peki ya...sonra ne olmuş aqua..
--çok basit...biz..yani bizim atalarımız yıkımı engellemişler ve bir yıkım olmamış ama genede güçelri tapınaklarda kalmış...

ve varislerine aktarılmış...tapınakta ne var bilmiyorum ama kullanmasını öğrenince kesinlikle çok güçlü olacağınız kesin..çünkü kendinizden önceki ataların güçleriyle birleşeceksiniz demektir bu...hıh...sanki atalar böyle olacağını daha önceden görmüşler ve tedbir almışlar..her neyse...zaten bu turne işniide bu nedenle kabul ettim...böylelikle savaşçıalrın güçlerine kavuşabilriiz..yani kavuşabilirsniiz...ama bir sorun daha var haruka
--neymiş o...
--tapınağı bulana kadar bazı yeteneklerinizden mahrum kalacaksınız...bir çeşit sınav...tapınağı bulduğunuzda umarım sınava hazır olursun...
--peki söylermisin tapınağı nerede bulacağız
--işte orası tamamen sana kalmış haruka...sen ,senin iraden ve senin güçerlin...neyse..umarım kendini şimdi iyi hissediyorsundur...
--evet iyiyim teşekkürler..ama nedne böyle dedinki
--öğreneceksin...der ve gülümser aqua...o sırada kapıdan birdenbire herkes içeri dalar..en başta usagi e rei olmak üzere
--harukaharuka sen iyiimisn
--ağrın varmı
--kendini nasıl hissedfiyorsun...
haruka şaşkınca baktı ve gülümsedi..
--çok iyi hissediyorum...dedi ve bandajlarını açıp ayağa kalktı..mamoru onu durdurmaya çalıştı ama o kalktı...
--size birşey söyleyeceğiz...dedi aqua ya bakıp...aqua ise o sırada camdan bakıyordu..birden bire inanılmaz bir hızla haruka nın önüne geçti..onun elini tuttu ve gülümseyerek şöyle dedi...
--artık haruka ve ben çok iyi arkadaşlarız...bir daha asla birbirimiiz kırmayacağız..anlaşılan bu kaza harukaya iyi bir ders olmuş öyle değilmi sevgili dostum der ve dondurucu bir bakış atar harukaya haruka ise sadece kafa sallar..ama bunu onalra neden söylemediklerini anlayamaz...daha sonra yanlzı kaldıkalrında sormaya karar verir..o sırada naturela birden bire bağırır
--seiya,yaten taiki! sizin konseriniz vardı unutyorsunuz galiba!!!birdenbire herkesina yağı birbirne karışır..naturela haklısır hastaneydi oydu buydu derken gerçektende bunu unutmuşlardı..bide üstüne rahat bırkaılmak için yanlarına menejer falan alamyınca böyle olmuştu...herkes birden hazırlanmak için doalara dağıldı...michiru ve haruka aynı odada kalacaklardı..onlara özel villa biçiminde bir ev kiralanmıştı..daha çok bir saray yavrusuna benziyordu...haruka odaya girer girmez michiru nun korkunç bakışlarıyla karşılaştı...gözleridnen sanki alevler fışkırıyordu
--o kızın yanında bana nasıl o şekilde davranabildin..üstelik bide utanmadan biz çok iyi arkadaş olduk diyorrr..diye harukaya çıkışır..haruka ise geriler...aqua nın bunu gizli tutmaya çalıştığını anlamıştı
--ama michiru...ben birşey demedimki..sadece yanlzı kalmak istedi...bana..şey...bana...bana geçmiş olsun dedi o akdar
--o yüzdenmi yanlız kalmak istediniz...
--yanlız değildikki..naturela yanımızdaydı...
--daha geçen gün onalra güvenmiyorum diyen sen değilmiydin...senin yüzüünü öyle görünce ne kadar korktum biliyormusun dedi ve gözüdnen bir damla süzüldü..oda karanlıkta olsa harukla bunu gördü..michiruya yaklaştı ve onu kucakladı...
--sakin ol..ben iyiim...ve hepimizii iyi olacağız...hadi şimdi hazırlan..sana söz veriyorum..herşey iyi olacak...dedi..michiru da tamam manasında kafasını salladı..üstlerini değiştirdiler ve konsere gitmek için hazırlandılar...konağın avlusunda herkes birbirlerini bekliyor,birbirlerinin üstlerini düzeltiyorlardı..herkes hazırdı bir tek naturela ve aquamarin ortalarda yoktu...minako tam yukarıya gidip onlara bakcakken merdivenlerden inmeye başladılar...çok güzel görünüyorlardı..ama aquamarin sanki birşey düşnüüyormuş gibi yerde tek bir noktaya bakıyordu ve gözlerini yarım açıktı...masum bir kuğuya benziyordu..naturela ise harika bir tavşandı...merdivenlerden dans ederek indi be seiya nın koluna girdi..
--ee süper starlar hazırmsıınız...seiya gülümsedi
--elbetteki hazırız...değişen ne vasrki dedi küstahça...naturela ise
--şöyle diyimki aqua sizi ilk defa izleyecek...dedi ve muzipçe gülümsedi...seiya ve diğerleri hafiften kızardılar ve merdivenlere baktılar..aqua hala iniyordu..oldukça yavaştı...merdivenlerin anca yarıına gelişti birden topuklu ayakkabısı uzun eteğine takıldı ve yere doğru düşmeye başladı..oldukça sert bir iniş olacaktı bu..ama sanki o sırada zaman yavaşladı ve herkes bağırdı
--AQUAMARİN!!!!!ortalık yatışınca herkes oraya koştu...aqua şaşkınca bakıyordu..iteru nun kucağındaydı...iteru ona şok olmuş gibi bakıyordu..
--iyiimisiniz prensesim...aqua sadece kafasını sallayabildi..kendisine ne olduğuun bilmiyordu ama şunu biliyorduki miza olamsa canı gerçekten yanacaktı...daha sorna ayağa kalktı...iteruya döndü ve gülümsedi
--teşekkürler iteru...iteru birden kıpkırmızı kesildi ve elini kafasına götürdü...daha sonra aqua nın iyi olduğu görülünce herkes dışarıya çıktı...dışarıda yine aynı 3 araba duruyordu...herkes yine aynı yerlere geçti..bir kişi hariç...michiru haruka nın yanına geçmeye çalışıyordu ama mamoru onu engelledi
--sen merak etme..onunla ben giderim...dedi ve harukanın yanına o bindi.ç.michiru ise itiraz etmeye çalışsada bi işe yaramayacağını biliyordu ve sesizce klask arabaya doğru ilerledi..mamoru haruka nın araba kullanmasının doğru olmadığını biliyordu...ama onu vazgeçiremeyeceğinize biliyordu..bu nedenle sürekli tetikteydi...haruka en önden gidiyordu...diğerleride pür dikkat onu izliyordu...haruka bunların farkındaydı ama önemsemiyordu...tek düşündüğü rüyasındaki ses ve aqua nın anlttıklarıydı..kafası bunlarla dolmuşken birden bire mamorunun çığlığıyla kendine geldi
--HARUKA FRENE BAS!!!!!!!!!ama haruka onu duymadı...mamoru onun ayağını kenara itip inanılmaz bir hareketle frene bastı ve son anda önlerinden geçmekte olan araca çarpmaktan kurtuldular...haruka nefes nefeseydi..o harika bir sürücüydü..nasıl böyle hatalar yapıyordu..tekrar yola çıkmaya hazırlandı ama direksiyonu dödnürecek gücü kendinde bulamadı...yanındaki o kolda neydi öyle..birden bire aklına aqua nın dedikleri geldi...yoksa..araba sürme yeteneğinimi kaybetmişti...

30.Bölüm

haruka biraz nefeslendi..sonra kendine geldi..mamoru onu sıkıca tutuyordu...
--iyimisin haruka...
--evet saol mamoru...
--henüz bişey yapmadım ama şimdi yapacağım hadi yer değiştiriyoruz..anlaşılan hala kendine gelemedin... der ve ona yardım eder..
--evet..galiba öyle...
arkadakiler biraz geride kaldıklarından bu olayı görmemişlerdi..ama zaten görselerde michiru çılgına dönerdi...haruka mamoru ya bundan bahsetmemesiniz söyledi..oda tamam dedi ve kosnerin yapılacağı eyre geldiler..her yer tıklım tıklımdı...araçlar zorlukla oraya gelebildiler...her yerde fotografçılar,hayranlar,korumalar...usagi nin ve naturela nın başları döndü...ama kendilerine geldiler..daha sonra naturela ve auqmarin herkesi çaktırmadan limuzine ışınladılar...aqua hemen bir koltuğa attı kendini ve bacak bacak üstüne attı...michiru onun bu rahat halini görünce
--oo bide sigara istermisiniz...diye sordu..aqua ise
--bu yaşına gelmişsin ama bilmiyormusun..sigara zararlıdır..insanın güzelliğine zarar verir...bence sende bırakmalısın...
--iyi ama ben sigara içmemki..
--öylemi afedersin benim hatam...seni böyle görünce...
--yeter artık birbirinize laf atmayı kesin...amy beklenmeyecek bir çıkış yapmıştı..herkes ona bakıyordu..aqua ise
--amy haklı..böyle atışmamız bir işe yaramayacak...ayağa kalktı ve michirunun yanına gitti
--bak sanatçı prenses...ne seninle nede sevgilinle bir alakam yok..ben sadece görevimle ilgilenirim ve diğerleri beni ilgilendirmez..ama buna rağmen sizinle iyi geçinmeye çalışıyorum..rica ederimki bunu zorlaştırma..
--benmi zorlaştırıyorum...asıl sen.
--kızlarrr!!!!iksii birden seiya baktı
--biraz sakin olurmusunuz kosner başlayacak...ikisi birden
--SEN KARIŞMA!!!seiya korkmuş bir şekilde sinerek
--tamam tamam karışmadım...
--baksana bu saçmalık..neden bunu hemen burada çözmüyoruzki..
--haklısın hadi çözelim...iksiide madalyonlarına uzanmışken naturela araya girdi
--ikinizde şunu kesin..neyi paylaşamıyorsunuzki...tartışmanız için hiçbir sebep yok...şimdi çocukluğu kesin...aquada michiruda birbirlerine baktılar...en sonudna sessiliği bozan aqua oldu...
--hıh..benim hiçbir alıp veremediğim yok onunla..ama galiba o,bana bakınca eski halnii görüyor ve bu nedenle kendinden nefret ediyor..sonuçta...kendisini kendinden kıskanamaz değilmi...aqua aslında böyle birşey demedi ama michiru endense onun bakışlarından bunu anladı..ona saldırmamk için kendini zor tutuyordu...aqua ise hiç beklenmeyen bir tavırla ona döndü ve
--tamam..özür dilerim michiru...ortada hiçbirşey olmadığı halde sana sataştım..kusuruma bakma..karanlık tarafımdan gelen bişey bu..ama gerektiğinde özür dilemeyide bilriim...özür dilerim...der ve elini michiruya uzatır...michiru önce şaşırır..harukaya bakar..haruka akfasını sallar..oda aqua nın elini sıkar..işte tam o anca michiru kendini birkaç saniyeliğine boşlukta bulur...aqua nın gözleri kapalıdır..sadece yandan bir tebessüm eder ve...
--artık dostmuyuz...der...michiru ise sanki büyülenmiş bir şekilde
--evet...öyleyiz der...setsuna bunda bir gariplik odluğunu anlar ama hiçbirşey demez...en sonunda kapıya gelen bri korumayla sessizlik bozulur...koruma anlamadıkları bir dili konuşuyordur..kimse bişey anlamaz..ama aqua elleriyle bağdaş kurarak
--diyorki çiftli olarak çıkmalıymışız...bu reklam olurmuş...der..herkes şaşkınlıkla aqua ya bakar..natu aqua ya
--sen ne zaman bu dilli öğrendin
--sen matemariğe çalışırken herhalde der ve iksiide güler...daha sonrada eşleri seçerler..minako hemen yatenin koluna girer ve kızarır...yaten ise sadece gülümser ve onunla eş olmayı kabul eder...eşleşme bittiğidne usagi nin elinde şöyle bir tablo vardır
seiya-naturela
yaten-minako
taiki-amy(her ne kadar zorlada olsa)
mamoru-usagi(usagi zaten ortalığı birbine katmıştı...)
iteru-aquamarin(doğrusu burada bir karışıklık vardı...seiya aqua ya teklif etmeye gidiyordu ama naturela iteru ile eş olmasını istiyordu aqua nın...bu endenle seiya tam aqua ya giderken önüne çıkmıştı..seiya da onun o güzel gözlerine bakıp ona teklif etmişti...)
haruka-michiru(michiru harukanın kolunu öyle bir sıkmıştıki haruka nın kolu çok zonklamıştı)
diğerleride açıkta kalmıştı...ama o sırada orta yaşlı bir koruma setsunaya birlikte gitmeyi teklif edicne herkes gülmekten kırılmıştı...makato tony burada olsa ne kadarda güzel olurdu diye düşünürken...melody bir iteru yu birde heliosu düşnüüyordu...aklı gerçekten çok karışmıştı...ama onun yaşında biri için gerçekten normal birşeydi bu...sonunda kırmızı halıdan yürüdüler..bütün gençlerin gözleri kamaşmıştı..bütün erkekler çok yakışıklıydı..kızlar ise mükemmeldi....iteru yaratılışı gereği herkese selam vermey çalışarak gülümsüyordu..aqua ise herkese çekici ve cilveli bakışlar atıyordu...usagi ve naturela ise çocuklar gibi etraflarına bakıyorlardı...sonunda içeri girdielr ve orada ayrıldılar...yıldız ışıkları kulise,diğerleride sahnenin önlerindeki yerlerine gittiler..gerçekten muazzam bir kalabalık vardı..her yerde yıldız ışıklarının afişleri vardı...aquamarin naturela mamoru ve usagi sahnenin tam karşısına oturmuşlardı...buradan heryer mükemmel görünüyordu...çünkü sahne ile aynı seviyedeydi ön koltuklar...aquamarin sakince yerleşti elbisesini düzeltti ve beklemey başladı...naturela ve suagi ise çocuklar gibi etraflarına bakıyordu...mamoru ise onlara bakıp gülümsüyordu...aqua bir ara arkasını döndü..ve o sırada haruka ile göz göze geldi...bunu gören haruka birden kafasını çevirdi..şimdide michiru ile göz gözeydi aqua...sonunda aqua gülümsedi ve önüne döndü..sahne açılmak üzereydi...

büüyük bir alkış ve evet...sahne açıldı...orada yıldız ışıkları duruyordu...her zamanki gibi mükemmelerdi...seiya mikrafonu kaptı ve öne doğru ilerlemeye başladı..
--uzun bir aradan sonra sizlerle birlikte olmak gerçekten çok güzel bir duygu...sizde bizi özledinizmiii....sahenden kocaman bir eveettt sesi yükseldi(tabi bu ingilizceydi ama aqua natu ve melody bir çeşit sihir yapmışlardı..her ne kadar konuşamsalarda herkesin ne dediklerini çok iyi anlayabiliyorlardı...)
--bu şarkımızı dostlarımıza ve bizim için çok önemli birine armaan ediyoruz...derler ve search for your love şarkısına başlarlar..bu şarkı devam ederken aqua kendini şarkıya kaptırır ve tek kelimeyle şok olur...şarkıdan kesinlikle büyülenir...onların böyle şarkı söyleyebiliyor olmalarına inanamz...içlerinden geldiği gibi...mükemmel ve ksuursuz bir biçimde...nakarat kısımına geldiklerinde aquamarin kendini kaybeder ve ayağa kalkar...o sırada naturela onu tutar..ama aqua nın göz bebekleri yok olmuştur...ne odluğunu anlayamadan sahneye doğru ilerler ve kolarındaki ve bacaklarındaki siyah sarmaşık şeklindeki dövmeleri parlamaya başlra...beyaz taşlarla...tam arkasına dönecekken mamoru onun üzerine atlar ve onu tutar..o sırada aqua nın ışığı söner ve göz bebekleri yerine gelir...arkadakiler bunu farketmemiştir çünkü bir çeşit korumalık vardı arkalarında...aqua etrafına bakar..ne olduğunu anlayınca dışarıya doğru koşmaya başlar..iteru ve naturela onu tutacakken haruka her ikisinide iter ve aqua ile birlikte bahçeye koşar...aqua bahçede nefeslenirken haruka yanına gelir...aqua ona sorar
--sendemi hissettin...
--daha önce hiç böyle birşey hissetmemiştim..sanki bişey içimden çıkmaya çalışıyordu...aqua kafasını iki yana salladı
--o burada ve artık sabretmiyor...
--aqua gizmli konuşuyorsun..o kim...
--seni bekleyen kişi haruka...atanın ruhu..ona layıkmısın görmek istiyor...
--bunu ansıl yapacağım..
--ilk oalrak tapınağı bulacaksın...bunu yapabilmek içinde zayıf yönlerini yenmelisin.
--ben zayıf değilim..
--herkesin zayıf bir noktası vardır..bana bak...çift kişilikli bir ucubeyim...herkes benden nefret ediyor..işin komi kkısmı bende kendimden nefret ediyorum !!! diye bağırır...haruka birden şok olur..aqua yere oturur...haruka onun ağlayacağını sanar ama o ağlamaz...
--buna alıştım artık...karanlı-ışık ikisinde canı cehenneme...lsem kişmin umrunda olurki..ben sadece..bunun artık bimesini ve benden sonraki lanetlinn kurtulmasını istiyorum...ama bu olmaycak..çünkü bu bir lanet...benden sonraki olmayacak....anlıyormusun..OLMAYACAK!!!!haruka aqua ya yaklaşır...aqua kafasını kaldırır...o sırada haruka onu kendine sıkıca çeker ve ona sarılır...
--böyle düşünme...sen bizim için önemlisin...sen bizim dostumuzsun...ve bizimiçin önemlsiin...yokluğun çok şey değiştirir...sonra biz senin o alaycı kahkahaların olmadan ne yaparız..der...aqua onu iter
--bunu sana yaptığım o büyüyüzünden söylüyorsun...haruka kafasını iki yana sallar...
--setsuna bunu anladı ve büyüyü bozdu...aqua şok olmuşçasına ona bakar
--michirunun bakışlarından anlamış...
--yani sen...tamamen ciddisin...haruka kafasını sallar...elini uzatır
--dostluğum için kendin olman yeter...dostmuyuz...der ...aqua ise işte o zman bir damla daha göz yaşı döker ve boynuna sarılır
--sen çok iyi bir arkadaşsın haruka...der...daha sonra konser salonuna dönerler yerlerine geçerler...aqua o sırada gene arkasını döner ve bu sefer michirunun kendisine gülümseyen yüzüyle karşılaşır..bu sıscaık ve içten bir gülümsemedir..aqua da ona karşılık verir..ama bunlara bir anlam veremez..nedense içini rahat hissetmektedir...ve gözlerini kapatıp şarkılara döner..o sırada kocaman bir ışık parlayıp gökyüzünün derinliklerine doğru ilerleyip bir gezegende durur..ama bunu kimse farketmz...hiç kimse anlamasada..haruka birinci sınavı geçmiştir...

31.Bölüm

konser bitmişti..herkes eve gitmişti..gerçekten çok yorulmuşlardı ve herkes kendini bi yere atmıştı...naturela o gece bir rüya gördü...rüyasında haruka dümdüz bir yolda ilerliyordu...önce önüne aqua atladı..ama haruka onu nazikçe kenara itti...daha sonra haruka nın karşısına kendisi çıktı...naturela onunla dövüşmek zorunda kaldı çünkü haruka ona saldırdı..ama daha sonra ne olduysa oldu ve naturela kenara kendisi çekildi..haruka ilerlemeye devam etti ve sonunda karşısında kocaman bir ışık kütlesi çıktı ve gözden kayboldu...naturela çığlık çığlığa uyandı ve etrafına baktı...hepsi sadece bir rüyaydı ama..naturela rüya görmezdi...sadece arada gelecekten kesitler....
------------------
sabah herkes kocaman kahvaltı masasına oturdu..aşçılar iyi iş başarmışlardı..sofra dört dörtlüktü...naturela sevinçle masya oturdu ve herkese günaydın dedi...herkes kafasıyla onu onayladı ve yemeğe başladılar...aqua hiç konuşmuyoırdu...bu seiya nın canını sıktı
--hey aqua..duyduğuma göre şarkımızdan öyle etkilenmişsinki az daha her yeri dağıtıyormuşsun...der ve gülmeye başlar..ama aqua birden öylece kalıverir...donuk bir şekilde tabağına bakıyordur...daha sonra bir robot gibi kafasını seiyaya çevirir ve
--emin olki mamoru ve haruka olmasaydı gerçekten etraf dağılacaktı ve sizde parçalarınızı prenses kayyu nun yanından toplayacaktınız...bunu öyle korkunç bir şekilde söylemiştiki birden herkes olduğu yerde kalakaldı...ortalığı toplamaya çalışan makato oldu..
--eee..bugun ne yapmayı düşnüüyorsunuz...naturela hemen atladı
--bugun herhangi nir konser olmadığına göre kılık değiştirip milletin arasına karışalım..güzel olur..hem alışverişte yaparızzz... bu sözün üzerine minako,rei ve usagi hemen atladılar
--tamam tamam alışverişşşş...erkekler itiraz etsede öyle yapmaya karar verdiler...bir tek kişi hariç..aqua
--siz istediğinizi yapın ben evden çıkmayacağım..kötülük etrafta geziyor ve benim kendimi tehlikeye atmaya niyetim yok..eğer kötü tarafım harekete geçerse kimse sizi elimden kurtaramaz der ve masadan hışımla kalkıp gider...herkes şaşkınca ona bakar..naturela ise şöyleder...
--bu onun dilinde dikkatli olun ve başınızı belaya sokmayın demektir...der...kılık değiştirip dışarı çıkarlar..çünkü dün akşamki konserden sonra artık herkes onları tanıyordur...ama minako onları öyle bir kılığa sokmuştuki aileleri gelse tanıyamazlardı artık onları...büüyk bir heyecanla şehirde gezinmeye başladılar...rei usagi ve naturela ya baktıkça onların birbirlerine çok benzedikelrini gördü...fiziksel olarak değil ama davranışları tıpatıp aynıydı..ikiside aynı şeyleri beegniyorlar aynı şeyleri yapıyorlardı...eğer öyle birşeyin olmayacağını bilmese aqua venatu nun değilde usagi ve naturela nın ikiz olduğunu düşünebilirdi...neyse..bu önemli değildi...bütün gün boyunca gezip alışveriş yaptılar..mamoru seiya yaten taiki ve iteru torbaları taşımaklagörevliydiler..ellerindeki poşetler dağ gibi olmuştu ve önlerini göremiyorlardı...sonunda kızlar dondurma yemek için bir parka gitmeye karar verdiler.orada hediyeleri bırkatılar ve kamera sağdan sola doğru herkesi sırayla göstermeye başladı..beyefendiler 2 top dondurmaya yetiniyorlardı...hepside aynı anda yiyorlardı..daha sonra sıra kızlara geldi...onlar 3 top yiyiorlardı...onlarda aynı anda yapıyorlardı bunu..son oalrakta sıra usagi ve naturela daydı..6 top dondurma almışlardı ve çılgınlargibi yiyiorlardı..gelen geçen onlara bakıyordu ve herkes naturela nın yanaklarını sıkmamak içinkendini zor tutuyorlardı...tam o sırada güçlü bir rüzgar esti ve michiru nun şapkası uçtu...naturela ve melody şapkayı yakalamk için koşuyorlardı...haruka ve mishiruda arkalarından geliyordu...ama şapka sanki onu biri kontrol ediyormuş gibi savruluyordu...en sonunda melody ve naturela aynı anda şapkanın üzerine atladılar ve ikiside bişey yakalayamadan yere çakıldılar...sonrada gülmeye başladılar...bu sırada şapka yere düşmüştü..haruka tam eğilip onu alacakken birdenbire bir ok şapkaya saplandı..haruka çok şanslı idi..ok saece bir santim ötesinden geçmişti...naturela,melody,michiru ve haruka birden okun atıldığı yöne baktılar...o sırada geridendostlarının çığlığını duydular...

aniden geriye doğru koştular..gördükleri karşsıında şok oldular...bütün herkes siyah renkli sunaklara bağlanmıştı...hepsi şaşkınca etrafına bakıyordu...daha ne olduğunu anlayamamışlardı...birdenbire karşılarına bir adam çıktı..naturela o adamı tanıyordu..bu keiji idi...naturela bağırdı
--senin burada ne işin var!
--o..bayan naturela...sizinle tekrar karşılaşmak çok güzel..yoksa bunlar sizin aradaşlarınızmı...
--onları hemen bırak
--ilk oalrak biraz nazik ol...ikinci olarak onları bırakmam...onlar şu anda bana lazım..der ve hepsine birden ışınlar gönderir..siyah sunaklar birden savaşıçıların kendine ait renklerine dönüşür...naturela o sırada dönüşüm geçirmeye çalışır..ama maalesef yanında aqua olmadığından dönüşüm geçiremezdi..melody de çaresiz kalmıştı...tam o sırada arkaadn bir ses duyuldu
--hey sen...hem dostlarıma zarar vermeye çalıştın hemde yeni aldığım güzelim şapkamı mahvettin..seni affetmeyeceğim!!!! michiru ve haruka dönüşüm geçirmişti...michiru nun kafasından neredeyse dumanlar çıkıyordu..haruka nın kafasında ise damlacıklar çıkmıştı...daha sonra iş ciddiyete bindi...keiji gözlerini kapattı...sunaktakilere ve diğer yerdekilerin önünden siyah bir top çevirdi..top tam harukanın önüne geldiğinde haruka nın renginde parlamay başladı..keiji gülümsedi..
--seni durdurmak zorudnayım uranüs prensesi...yoksa 1.sınavı geçtiğin gibi 2. sınavıda geçebilirsinki bunu asla istemeyiz..yani kötü taraf oalrak bunu istemeytiz..haruka çıkıştı
--sen kimsiniz ve ne hakla dostlarımıza saldırıyorsunuz...
--ve naturela yı nerden tanıyorsun....
--ooo küçük sevgilim yoksa benden bahsetmedinmi...
--NEEEE!!!!!SEVGİLİMMİ!!!!
--SEN NELER SAÇMALIYORSUN KEİJİ!SENİNLE SADECE BİR KERE GÖRÜŞTÜM VE HATIRLADIĞIM KADARIYLA O SIRADA BANA SALDIRMAK ÜZEREYDİN!
--ee ne demişler büyük aşklar kavgayla başlar
--anlamadığın şuki aramızda bir aşk yok!!!melody şaşırmıştı..naturel hiç bu kadar kızgın olmamıştı daha önce...o sırada iteru kendini sunaktan kurtarmaya çalışıyordu...naturela yı korumak onun göreviydi...daha sonra keiji denilen karanlık yanlısı bir küre daha çıkardı...bu küre kristalden yapılmaydı...haruka ona saldırmaya çalıştı ama keiji çevik bir hareketle haruak nın elini kaptı ve kürenin üzerine koydu..haruka uzun bir çığlık attı...dahha sonra kristal kürenin içinde naturela nın yüzü göründü..keijinin yüzü asıldı
--yasık..küçük sevilim yolun sonu burasıymış..şimdi seni yok etmeliyim yoksa haruka kız kardeşinle 1.sınavı geçtiği gibi 2. sınavıda seninle geçicek...natu şaşırmıştı
--sen gene neler saçmalıyorsun...demesine kalmadan keiji ona doğru bir ok attı..ok ortaya doğru kocaman bir karanlık bir ışık saçtı bir an hiçbirşey görünemedi..ve o sırada keijinin yüzü çok asılmıştı..natu dan hoşlanıyordu...garipti bu..onu bir kere görmüştü ama içinde bişeyler garipti sanki..onun duyguları yoktu...tam arkasını dönüp harukaya saldıracakken birdenbire arkadan bir ses duyuldu
--ELEMENTAL DENGE GÜCÜ HAREKETE GEÇÇÇÇ!!!!!birden her yer parladı ve keijinin gözleri kamaştı..gözlerini açtıklarında karşılarında naturela melody iteru ve aqua dönüşüm geçirmiş durumda duruyordu...aqua tam vaktinde yetişip iteruyu kurtarmıştı..tam o sırada karanlık ok naturela ya gelirken iteru kılıcyla onu kurtarmıştı ve ok başka yöne yönlenmişti...
--aqua sende nereden çıktın şimdi
--ne o naturela yoksa gelmemeimi tercih ederdin...
--tam vaktinde geldin bu adam çok garip konuşmaya başlamıştı der keijiyi gösterir melody..daha sornada sorar
--onun hakkında bişey biliyormusun...
--hayır ben bilmiyorum ama galiba natu hanım çok iyitanıyor
--aquaaaa
--aman tamam şimdi işimize bakalım der ve saldıraya hazırlanır ama tam keijiye asasını uzatmıştıki birdenbire dondu
--hahahah karanlığın çekiciliğininin kokusunu alıyorum..aqua hareket edemiyordu..sanki kilitlenmişti..iteru hemen yanına koştu..
--aqua iyimisin...
--iteru rica ediyorum kurtar bei buradan...o sırada naturela hücümu geçmişti..michiru haruka ve o..harika bir ekiptiler...ama o sırada keiji yine kara okarlından birini çıkardı ve aqua ile iteruya attı..iteru arkasını döndüğünde artık çok geçti..naturela kendisni öne atmıştı...aqua bir çığlık patlattı
--HAYIRRRRRRRRRRRRRRRRRRR!!!!!!!!!!!!!!!!!

32.Bölüm

birden ok Naturela nın kalbine saplandı...Herkes şoktaydı .....Aquamarin olduğu yerde dizlerinin üstüne çöktü..Dıdaklarından sadece "herşey bitti"kelimeleri süzüldü.GErçektende herşey bitmişmiydi.Keiji ne hissettiğini bilmiyordu.Kalbinin derinlerinde bir yerde bir şeyin acıdığını hisseti.Ne olduğunu anlamıyordu.İlk defa nefretten ve kibirden başka bir şey hisseti.Bu anda sunaklar yok oldu.Sunaktakiler yere düştüler.Hepsi baygındı.GEride tek Aquamarin,Michuri,Haruka,İteru ve Melody kalmıştı.Naturela nın etrafını siyah bir bulut kaplamış.Hİç biri Naturela yı göremiyordu.Sadece büyük kara bir bulut vardı.Haruka yerde baygın olanları gördü ve Melody ile Michuri ye "hemen onları burdan götürün yaralanabilirler"dedi.Ama ne Michuri nede Melody bunu kabul etmedi.Arkadaşlarını bırakıp gidemezlerdi.Haruka Mchuri nin gözlerinin içine baktı.Michuri bu bakıştan Haruka nın ne kadar kararlı olduğunu anlamıştı ve Melody ile birlikte baygın olanların yanına gidttile ve hemen onları götürdüler .Keiji sunakların yok olduğunu ,ve onların götürüldüğünü bilmiyordu.Çünkü hale gözleri Nasturela nın üzerindeyidi.
Hala acayip bir şey hissediyordu.Kalbinin derinliklerinde bir çığlık sesi geldi.Ama çok zayıf bir sesti.Sadece bu hissetti şeyle sesin bir alakası vardı.Bunu hissedebiliyordu.Ama ne olduğunu bilmiyordu.Hem neden üzülmüştü ki . İstediği buydu.Görevi buydu.Ne olmuştu,ne değişmişti. Herzaman kızları kendine aşık ederdi ama hiç birine sonunda üzülmezdi. Hem bu kız ona aşıkta değildi.Neden şimdi bunu hissediyordu. Bu sorulaın cevabını bilmiyordu ama gözlerini dikmiş sadece buluta bakıyordu. Kara bulut kümesi aralanmaya başladı. Ve çıkan şey karşısında İteru, Haruka ,Aquamarin ve Keiji şok olmuştu.Naturela nın kendisiydi ama tek fark artık Aquamarin onun varlığını hissedemiyordu. Normalde ikizini hissederdi ama şimdi sadece kötülük hissediyordu ."Olamaz" diye bağırdı ve yüzünü ellerinin arasına gömdü .Tek varlığını kaybetmişti. İkizi onun herşeyiydi .Onu herzamn koruyacağına dair kendine söz vermişti. Ama başaramamıştı .Şimdi karşısında sadece kin dolu ve acımasız biri vardı . Naturela yere indi . Element simgeleri siyah parlıyordu Gözlerindeki o sevimlilik o parıltı gitmişti. Sanki ölüm sessizliği çökmüştü gözlerine . Ve artık düşmanca bakıyordu .İteru ne yapcağını bilemedi . Aqua nın yanına mı gitcekti yoksa natu nun mu ne yapcaktı.Aqua yerde hala şoktaydı. Haruka Aquamarin ni yerden kaldırdı. "Hadi kalk"diye bağırdı . Normalde Aquamarin çk güçlü biriydi hiç bir zaman böyle şeylerde bu durumda olmazdı soğuk kanlıydı ama şimdi en sevdiği artık yoktu o gitmiş başka biri gelmişti .Naturela Elindeki siyah asayı kaldırdı . Ve Aquamairn ne doğrultu "güçsüzlere burda yer yok ve sende artık burda olmıycaksın"diye bağırdı ve kara bir bulut Aquamairn ne doğru gitmeye bşladı ama Aquamarin nin buna karşı yokcak gücü yoktu

kara bulut kütlesi aquaya doğru ilerlerken birden bir ses duyuldu
--OBERON KALKANI!!!Bu haruak idi...daha önce hiç kimse onu böyle görmemişti...sarımtrak bir ışıkla parlıyordu...ve dönüşüm aletide deliler gibi parlıyordu...ama bir sorun vardı...kalkan çok güçlüydü evet ama naturelanın gücü çok daha büyüktü...haruka zorlanıyordu...michiru hemen haruka nın yanına gitti
--hey bensiz parti yapmayı düşünmüyüordun umarım...haruka gülümsemeye çalışarak
--bunu aklımdan bile geçirmedim der...daha sonra michiru elini haruka nın madalyonunun üzerine koydu ve gücünün ona aktarmaya çalıştı...işe yarıyordu...kalkan birkaç santim daha genişlemişti..ama bu bişey demek değildi...naturela sipsiyah gözlerini onlardan hiç ayırmıyordu..tamemen robot gibiydi..keiji ona bakıyordu...neden bilmiyordu ama içinden onu kurtarmak geliyordu...o sırada diğerleri uyanmışlardı ve ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorlardı...daha sonra kendielrine geldiler ve usagi hemen bağırdı..
--herkes madalyonlarını oraya doğrultsun!
--ama usagi..önce dönüşüm geçirsek?
--hayır...madalyonları direk harukaya yönlendirin..bir fikrim var...sırayla herkes madlayonlarını oraya yönlendirdiler..hepsi parlamaya başladı...en sonunda usagi nin madalyonunun parlamasıyla kalkan gözle görülşür şekilde genişlenemeye başladı..naturela yerinden kıpırdamıyordu...mamoru harukanın madalyonuna doğru kırmızı güllerinden birini fırlattı ve harukanın madalyonuna ulaştığında tatlı bir ışık oalrak onun madalyonunun içine girdi.bununla birlikte kalkan birden genişledi...naturela zorlanmaya başlamıştı..geriliyordu...ama kendini çabuk toparladı..birden bir çığlık kopardı ve güzelim park sipsiyah odlu...etrafta hiçbirşey görnümüyordu..saece boşluktaki savaşçılar...bununla birlikte usaginin içinde birşeyler oldu...birden çığlık atarak yere düştü...madalyon neredeyse parçalanıyordu...mamoru onu yakaladı
--USA-KO...KONUŞ BENİMLE USA-KO!!!!usagi gözlerini açtı ve sevimlice gülümsedi
--beni merak etme...iyiyim..ama sanki içimde birşeyler eksik...bu çok doğaldı..usagi umudun savaşçısıydı...ışık olmayan yerde umut olmazdı...ve etrafta karanlıktan başka birşey yoktu...
aqua olanları seyrediyordu ama sanki çıldırmış gibiydi..duremadan hepsi benim hatam diyerekten tekrarlıyordu..sürekli naturelanın ismini sayıkılıyordu...iteru ise onun saçlkarını okşayarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu..ama oda natu için ağlıyordu...onlar mucizelere inanmazlardı...iteruda inanmıyordu...o şu anda kaybettiği ve kaybetmek üzere olduğu 2 kişi için endişeleniyordu..bir samurai koruduğu kişi için canını verirdi..bu yolda ölmek onların asıl göreviydive şimdi...herşey karışmıştı..aqua nın düşündüğü tek şey ise naturela ile geçirdiği güzel anılardı ve onsuz asla bir hayat süremeyeceğini düşünmekti...onlar asla arılmazlardı..tamam belki birbirleri ile pek görüşmezlerdi küçüklüklerinde..ikisini farklı kişiler büyütmüştü..sadece arada görüşmelerine izin verilirdi..aqua natureladan uzak geçirdiği günler için ağlıyordu şimdi...ama abu naturelanın umrunda bile değildi..gözünü karanlık bürümüştü ve çok güçlüydü...tam o sırada haruka bağırdı
--HEY AQUA!ŞİMDİ DEPRESYONDAN ÇIKIP BİZE YARDIM ETMEYE NE DERSİN!!!!aqua ağlıyordu duyulamayacaka kadar ksııık bir sesle
--ne farkederki...naturela artık yok...dedi...haruka bunu duymuştu...
--hayır o hala burada..gördüğümüz bu karanlık bedenin içinde bi yerlerde...
--BUNA KENDİN BİLE İNANMIYORSUN!!!
--HAYIR...USAGİ İLE YAŞAMAK BANA ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ!!!SEVGİNİN GÜÇLÜ BİR ŞEY OLDUĞU(usagi mamorunun yardımıyla doğruldu),KİMSENİN YANLIZLIĞA MAHKUM OLMADIĞI(melody ve hotaru birbirlerine baktılar) VE İMKANSIZ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI!!!(bütün savaşçılar el ele tutuştular)...BİZ DOSTLUĞUMUZ,İNANCIMIZ VE SEVGİMİZ İLE BİRLİKTE BUGUNLERE GELEBİLDİK...ŞİMDİ SANA YALAVARIYORUM AQUA KENDİNE GEL!!!!!!(boğazı acımıştı..biraz yutkundu ve normal bir ses tonuyla devam etti..
--bize inan...aqua kafasını kaldırdı ve şaşkıcna haruka ya ve yeni dostlarına baktı...daha sonra iterunun yardımıyla ayağa kalktı ve tamam manasında kafasını salladı...ve umutsuzca
--deneyeceğim...haruak gülümseyrek kafasını salladı ve önüne döndü..ama döndüğünde birdenbire kocaman bir güç onlara çarptı ve hepsi çığlı çığlığa etrafa saçıldı ...aqua dehşetle onları izliyordu...nedeni bilinmeyen birşekidle aqua yerinden hareket etmemişti...saldırıyı bir şekilde atlatmıştı ama bunu nasıl yaptığını bilmiyordu...birden çığlık atarak dostlarının yanına gitti..ağlamaya başladı...
--Lütfen..lütfen uyanın...ama hepsi çok kötü durumdaydılar...sadece haruka zorlukla ve ayrar bere içinde ayağa kalktı...
--aqua..lütfen kendini toparla...aqua iterunun yanına koştu...başında ağlamaya başladı...
--iteru..iteru lütfen uyan iteru...haruka çaresizce onu izliyordu...ama yapabileceği hiçbirşey yoktu..birdenbire aqua harukaya baktı..
--HARUKA DİKKAT ET ARKANDAA!!!!!haruka aniden ordan kaçtı ve onun kaçtığı yerde birden kocaman bir delik belirdi...naturela elinde kocaman alevden bir kılıçla orada duruyordu...haruak birden kendini toparladı vr elinde birden bir kılıç belirdi...birdenbire naturela ile kılıç düellosuna girdiler...inanılmazdı ama haruka naturela ile başa çıkabiliyordu...ama fazla dayanamayacak gibiydi...naturela her seferidne güçleniyordu..çünkü o artık karanlıkla umutsuzlukla besleniyordu ve etrafta bunlardan gayet bolca vardı...haruka aqua ya döndü...onun korkmuş yüzünü gördü...ve nasıl olduysa aklını okumayı becerdi..aqua nın korktuğu şet naturelanın çindeki karanlığın yok olmuş olmasıydı...durumda öyle olduğunu gösteriyordu zaten ama yinede denemeliydi..birden bire kılıc madalyona dönüştü ve haruak amdalyonu çevik bir hareketle naturelanın kalbine yapıştırdı...naturela çığlıklar atarak yere düştü...haruka nefes nefese kalmıştı...aquanın şaşkınlıktan dili tutulmuştu..tek kelime konuşamıyordu...işte tam o sırada naturelanın kalbinden parlayan bir işaret çıktı...bu elementlerini temsil eden işaretti...evet parlıyordu ama ışığı gerçekten çok zayıftı ve sadece ortası parlayabiliyordu..haruka son kalan gücüyle aqua ya seslendi...sesi çok huzur verici çıkıyordu...
--aqua...naturelanın kalbinde hala bir ışık var...zayıf bir ışık belki ama..o hala kalbinin derinliklerinde eski naturela..onu nasıl eski haline getireceğini sen biliyorsun..saan güveniyoruz der ve yere yığılır...aqua ise hiçbirşey demeden sadece bakmakla yetinir....daha sonra hızlıca ayağa kalkar ve madalyonunu havaya atarak onu asasına dönüştürür...onu görünmez olan keiji ye doğru çevirir ve şöyle der..
--HEY SEN!!!KIZ KARDEŞİMİ ELİMDEN ALMANA İZİN VEMREYECEĞİM!!!der ve asasını çevresinde döndürerek naturelaya çevirir...birden asasının ortasıdnaki denge işaretinin karnalık tarafı parlamaya başlar...naturela etrafına bakar...etraftaki karanlık yavaş yavaş solmaya başlamıştır..ne olduğunu anladığında çok geç kalmıştır...aquamarin asası ile karanlığı içine çekiyordur...naturela birden ona doğru atak yapar ama saydam birşeye çarpar..aqua dostlarının ve kendisinin çevresine ışıktan bir kalkan koymuştur...siyahlık gittikçe yok olur ve herşey normale döner..naturela hariç...iki kardeş büüyk bir düelloya girmişlerdir artık....aqua kesinlikle karşılık vermiyordu ama naturela ona son gücüyle vuruyordu..eskisi gibi güçlü saldırılar yapamıyordu çünkü aqua gücünün büyük bir ksımını içine çekmişti...em sonunda natuerela yorulur ve nefes almak için bir saniye durur..işte o anda aqua tüm gücüyle asasının sivri ksımını naturelanın kalbine saplar...naturela çığlık atarak yere düşer...aquanın ise gözlerinden birkaç damla yaş dökülür....

Aquamarin Naturela nın iyiliği için bile olsa acı çekmesine dayanamıyordur.Ama mecvurdur.Naturela bayıldığında Aquamarin yanına gider.Alnına elini koyar .Gerçekten çok soğuktur .Ve Aquamarin Naturela nın içindeki kötülüğü emmeye başlar .Tüm kötülüğü emmez.Çünkü son nada birşey farkeder.Bu kötülük Naturela nın içindeki iyiliği emmerek çoğalmış ve Naturela nın içinde çok az bir umud ışığı kalmıştır.Aquamarin kendi içindeki umud ışığının bir kısmını Naturela ya geçirir ve geri kalan kötülüğüde emmer. Sonra Naturela nın hala soğuk olduğunu görür.Normalde umud ışığıyla ısınması gerekir. Sonra etrafına bakar ondan başka kimse ayakta değildir .Hepsi bayılmıştır.Tabi ya bunu nasıl düşünememiştir.Etrafta hiç umud yoktur ve bu savaşcıların çoğu da umud la hayatta kalır.Ama kendisi hem umud hemde karanlıkla beslenir bu yüzden hala ayakta durabilmektedir.Naturela nın ellerinde olan başını nazikçe yere bırakır .Asasını kaldırır.Keiji yi hissediyordu ama neden karşı koymamıştı neden saldırmamıştı.Hereneyse dedi içinden daha önemli bir işi vardı .Asasını kaldırdı ve tüm herkesi parka geri getirdi. Çok zor ayakta duruyordu.İçinde garip bir boşluk hissetti.Kendini zor tutuyordu ve birden yere düştü.Yarı baygındı .Diğer savaşcılar kendilerine gelmişti.Naturela ve Aquamarin hala yerdeydi.Onları görünce hemen yanlarına koştular hepsi yorgundu.Birden Keiji belirdi.Aslında hiç bir savaşcının Keiji ye karşı koycak gücü yoktu.Ama Keiji saldırmadı.Aslında saldıramadı.Yapamadı.Beyni saldır diyordu ama içinden geeln ses onu engelliyordu.Sonunda yapamadı ve birden kara bir bulutla yok oldu.Savaşcılarda eski güçlerine kavuşmaya başladılar ve hepsi ayağa kalktı.Biraz daha kalsalardı ölebilirdiler.Aquamarin e çok şey borçluydular. Hemen yanlarına gittiler

yan yana bayıldıklarından dolayı herkes bir daire oluşturmuştu etraflarında...yerde siyah kan birikintileri vardı...mamoru eğildi ben naturela yı kontrol etti...bu çok garipti...aqua asayı ona saplamıştı ama bir giriş izi yoktu....aqua dada hiçbirşey yoktu...birden bire siyah kan buharlaştı ve havaya karıştı..bundan mamorudan başka kimsenin haberi olmadı..ve tabiki birde keiji...taiki direk naturelayı kucağına aldı ve götürmeye başladı...tam o sırada seiya ve iteru kafa kafaya çakıştılar çünkü ikiside aqua yı almak için eğilmişti...iteru seiyaya güldü ve geri çekildi..seiya aqua yı kucağına aldı ve taşımaya başladı..arkadan iteru geliyordu...kimse görmedi ama iterunun yüzü asıktı..minako öne atıldı
--onları ahstaneye götürmeliyiz...bu şekilde olmaz
--saçmalama minako...hastanedekilere ne diyeceğiz...iyilik ve kötülüğün savaşında birden bire iksiide garipleşti güçlerini değiştirdiler ve bu hale geldilermi...eve gidiyoruz...diyerek lafı ağzına tıktı haruka...aralarında belkide en yorgun oalnları oydu..ama bu umrunda değildi..evet..haruka aqua yı kendine getirip naturelanın iyileşmesine yardım etmişti...kesinlikle 2.sınavıda geçmişti...acaba sn sınav neydi...

33.Bölüm

iteru balkonda durmuş rüzgarın sesinii dinliyordu..uzun siyah saçları arkaya doğru savruluyordu...düşnüüyordu...ama düşünüdüğü şeyleri kendide bilmiyordu...naturela ve aqua için endişeeniyordu...onları gerçekten çok seviyordu...naturela onun kız kardeşi gibiiydi..her zaman oyun oynarladı...ama aqua...her zaman daha olgundu..küçükülüğünde bile oyun oynamazdı...iteru ilede fazla zaman geçirmezlerdi...ama akşamları iterunun nerede olduğunu bilirdi...iteru her zaman sarayın batıya bakan tarafıdnaki o tepeye otururdu ve güneşin batışını izlerdi..işte tam hiç beklemediği anlarda aqua karanlık gölgelerin arasından çıkıp gelirdi ve iterunun yanına otururdu..aqua sadece iteru ile dertleşirdi..ona bütün gününü anlatırdı...iteru onu büyük bir zevkle dinlerdi..güneş batar batmaz iteru omzunda birşey hissederdi..bu aqua nın kafası olurdu..uykuya dalmış ve yana devrilmiş aqua...iteru hiç yerinden kıpırdamazdı...zaten aqua nın saçlarındaki o güzel kokuyuda bir tek o zamanlar doya doya içine çekebilirdi...ona gizliden gizleye aşıktı...ama bunu kendisi bile bilmiyordu uzun bir süre...bir gün aqua güçlerini kullanmayı yeni öğrenmeye başlıyordu...yanlışlıkla bir sürü karanlık ruhu çağırmıştı ve onlardan çok korkmuştu ve çığlık atmıştı...bunu duyan iteru koşarak odasına girmişti ve onu odadan hızla çıkarmıştı...çıktıklarında aqua hala korkudan titriyordu...iteru iyimsiin diye sorduğunsa aqua ağlayarakboynuna öyle bir atlamıştıki...iteruyu neredeyse boğacak kadar sıkı sarılıyordu..iteru bir anda dondu...aqua bir yandan ağlıyor bir yadnan konuşuyordu
--yalvarırım beni yanlız bırakma...lütfen...lütfen...iteru kendine geldiğinde tebessüm etti...bir elini aqua nın beline,öbürünüde saçlarına koydu ve saçlarını okşayrak
--sana söz veriyorum prensesim..her zaman yanınada olacağım demişti...işte o anda aqua ona o kadar güzel..o kadar tatlı bakıştıki...bir anda iteru ne yapacağını şaşırmıştı ve içinde bu varlığa karşı garip duygular hissetmeye başlamıştı..daha önce hiç hissetmediği duygular...bu duygu aşktı...gelin görünkü aqua her geçen gün değişmeye başladı...içindeki güçleri keşfettikçe hepsini bir silah oalrak bürünmüştü...ve işin tuhafı davranışlarıda garipleşmişti...bir gün yanlışlıkla iterunun kalbini kırmıştı...işte şu sözle iteru bitmişti..
--mademki değiştiğimi söylüyorsun o zaman kapı açık..seni tutan yok..zaten niiçin bu kadar kaldınki..artık korumana ihtiyacımız yok...bu sözden sonra iteru toparlanmış gidiyorduki birden odasında aqua yı gördü...aqua ona öyle birşey söylediki..birden iksiide ağlamaya başladı...iteru bunu kabul etmedi...
--hayır aqua!bu doğru değil!
--maalesefki bu böyle iteru...boşuna yalanlama..ben herşeyi biliyorum...elbet bu oalcak ve senin bunu görmene dayanamam...
--hayır aqua..bunu kabul edemezsin..asla böyle olmayacak...
--ben sadece senin bunu görmeni istemiyorum iteru..sen benim en iyi dostumsun...
--aqua..her ne olursa olsun..asla senin yanıdan ayrılmayacağıma yemin ettim...sen beni istemeyene kadar..onun dışında hiçbirşey beni buradan uzaklaştıramaz der ve gülümser...aquada ona karşılık verir...aqua nın ona ne söylediği daha dün gibi hatırlıyordur...
--iteru ben...enide sonunda ...ama bunu düşünürken birden içeriden sesler duyulmaya başladı...
--aqua sen neler diyorsun !!
--dediğim tamamen doğru..o kedi burada kalamaz işte o kadar !!!!
--bu zavallı yavru kedicik annesinden ayrı ve ona bakmalıyız..
--hayır..bakmalıyız diye bir zorunluluğumuz yok..ve o bu evde kalamaz işte o kadar !!!! parktan dönerlerken melody ve hotaru dışarıda bir yavru ekdi bulmuşlardı..onu eve getirmişlerdi herkes kediyi çok sevmişti ama o sırada naturela ve aqua nın başındydılar..birden ikiside uyanmışlardı..sevinç gösterilerindn sonra aqua kediyi görmüştü ve her zamankinden daha patronvari bir şekilde tavrını koymuştu..naturela anlamıyordu..aslında aqua kdileri çok severdi...
--senin hiç vicdanın yokmu...nasıl bu canı hiçe sayarsın...aqua nın verdiği cevap birden hepsini dondurmuştu...
--evet bir vicdanım yok..çünkü benim duygularım yok!...bir süre öyle kalakaldı herkes...aqua tam arkasını dönmüş giderken haruka arkasından bağırdı..
--naturelanın arkasıdnan döktüğün gözyaşlarını görmedik zannetme aqua!aqua birden vurgun yemiş gibi oldu...yerinden kıpırdamk ne kelime..nefes bile almadı sanki..birden herkes ürküp geri çekildi...aqua ise arkasını dönmeden
--kedi burada kalabilir..ama diğer mevzu kapanmıştır..der ve yukarıya çıkar...naturela hiçbirşey anlamaz...daha sonra amy na sakince herşeyi anlatır..naturela herkesten özelliklede harukadan özür dileye dileye bir hal olur...daha sonra akşam yemeği zamanı gelir..yarın bir konser daha vardır..herkes erkenden yataklarına geçer..ancak iteruyu bir türlü uyku tutmaz...terasa çıkar ve dışarıya bakmaya başlar...aşağıya doğru baktığında önce şaşırır..sonra ise hafifçe tebessüm ederek içeri gider...giderkende şöyle söyler..
--sen insanların kendinden nefret etmesini istesende...ben hala seni seviyorum...
aşağıda ise şöyle bir manzara vardır...
aqua yerde oturuyor ve kucağındaki yavru kediciye sevimli bakışlarla bakıp..onun kafasını okşuyordur...

aqua telefonda birilerine bas bas bağırıyordu...usagi keyifle yemek yiyiyordu..diğerleri ise şaşkınca aqua yı dinliyordu...
--bir haftalık bir program düzenlemeniz umrumda bile değil hemen programın uzatılmasını talep ediyorum!!!!
evet herkes şaşkındı...3 kişi hariç...naturela,michiru ve haruka...onlar gayette somurtuyorlardı..kimse onların nedne böyle yaptıklarını bilmiyordu...hatta başta minako ve seiya olmak üzere hepsi meraklarından çatlamak üzereydiler..ama kesinlikle hiçbirşey öğrenemiyorlardı...avustralyaya gelemlerininin üsütnden tam 1 hafta geçmişti...artık geri dönmeleri gerekiyordu ama hala uranüs tapınağını bulamamışlardı..michiru haruka nın ağzından zorla öğrenmişti bu sırrı...ama aqua kızmamıştı...neyse...hala 3. sınavı geçememişti haruka...aqua çılgına dönmek üzereydi ve zamanı uzatmaya çalışıyordu...haruka bunlardan kendinisini sorumlu tutmaya başlamıştı...naturela ona sakin olmasını söylüyordu...aqua her yeni açtığı telefonda biraz daha deliriyordu...haruka hışımla dışarı çıktı...michiruda arkasından koştu...tam o sırada aqua az daha kediyi çiğniyordu...kediye basmamk için etrafında tam bir dönüş yaptı ve şakkk diye yere yapıştı..ama bu onu durdurmamıştı..hiç bozuntuya vermeden telefonda bağırmasını sürdürdü...etraftan kıkırdama sesleri gelmeye başlar başlamaz ayağa kalktı ve pis pis baktı..birden herkes susmuştu..kimse aqua ya bakmıyordu...daha sonra aqua telefonu iterunun kulağına dayadı ve ona
--sen bağırmaya devam et ve uzatana kadar bırkamasına izin verme benim işim var..dedi..tam gidiyorduki yaten onu kolundan tuttu...
--sen ne yaptığını zannediyorsun!!
--küçük bayan farkıdnamısınız bilmiyorum ama bu arlar hepten çileden çıktınız...tamam her zaman biraz emirbazdınız ama artık sanki patronumuzmuş gibi davranıyorsun...
--sen ne cüretle benimle böyle konuşursun!!! dedi ve kolunu hızla ondan çekti...bir an önce harukanın yanına gitmek isitoyrdu ama onu bırakmamaya kararlıydılar
--o haklı aqua...her zaman için sende bir çekicilik vardı ama kaç gündür iyice saçmalamaya başladın..hepimize emirler veriyorsun..
--hepimiz senden tırsmaya başladık..artık gözlerin her zaman için siyah...
bu doğruydu..aqua son birkaç gündür çileden çıkmıştı..hala tapınağı bulamamışlardı ve kendini strese bağlamıştı...gözleride gerçekten siyahtı..hatta seiya arada orada kırmızı elveler gördüğüne dair yemin ediyordu...mamoru aradan sıyrıldı..aqua nın omzundan tuttu ve ona şöyle dedi
--zannedersem bize bir açıklama borçlusun...mamoru ona öyle bakmıştıki...aqua başka birisi olsa hiçbirşey borçlu değilim size diyip gidebilirdi..ama mamorunun gözlreinden birden eski zamnalarını hatırladı...mamoruya aşık olduğu ama sevgili biricik arkadaşı serenity için bunu kendinden bile sakladığı zamanları...o aralar aqua gerçekten endyminoa aşıktı..o hayatında aşık olduğu belkide tek erkekti..güçlü,karizmatik ve olgun...ama aqua göründüğü kadar kalpsiz değildi...serenity onun biricik arakadşıydı ve onu yüzüstü bırakamazdı..zaten daha sonra enymion a olan aşkı bir hayranlğa dönüşmüştü...buna neyin sebep olduğunu bilmiyordu..ama artık endymion onun sadece dostuydu...aqua sadece kafaısnı tamam anlamında salladı ve anlatmaya başladı...eskiden kalmış tapınaklar...harukanın gücünün kaynağı...tapınaklar...ve son oalrka harukanın geçtiği 2 sınav...yaten birden kzıarak öne atladı
--bunu bizden bunca zaman nasıl saklayabildin!!!
--mecbrudum...başka çarem yoktu'!!! endişelenmenizi istemedim...der ve gözlerini yere kaçırır..işte o anda eski aqua geri döner..gözleri tekrar ela olur ve eski cazibesi geri gelir...yaten tam ona bağırdığı için özür dileyecekken dışarıdna bir çığlık duyulur ve her yer parlamaya başlar...dışarı koştuklarında karşılarında harukayı bulurlar..kocaman beyaz bir kapının önünde...aquamarin koaşrak naturelanın yanıan gelir...naturelanın gözleri kocaman açıktır..aqua onu sarsar...
--naturela söyle bana ne oldu..konuşsana ne oldu...
--son sınav...tamamlandı....aqua hışımla arkasını döner ve kapıya bakar...ışık çok parlaktır...harukanın yanına gider ve onu sarsar
--haruka anlat nasıl..nasıl başardın bunu...aquamarin gülüyordu...ama harukanın gözlerinden dehşet akıyordu...
--michiru...o...aquanın birden yüz şekli değişti
--ne oldu..anlatsana ne oldu michiruya...haruka korku dolu gözlerle aqua ya baktı..
--o garip yaratık onu kaçırdı...
--ne...birden aqua öylece kalakaldı...bu nasıl olmuştuki...o garip yaratık kimdi...ve şu garip kapı...kocaman beyaz bir ışık kütlesi çıkıyordu içinden..üzerinde uranüs gezegeninin simgesi vardı ve bir yanında harukaya çok benzeyen bir kadının işlenemsi vardı...öbür tarafında ise bir sürü yuvalak işleme vardı..biraz daha dikkatli baktıklarında bunun gezegenler olduklarını farkettiler..güneş sisteminin haritası...uranüs gezegeni parlıyrodu...aqua bunu anlamıştı...herkes arkada şaşkınca duruyordu..en sonunda usagi öne çıktı
--ne bekliyoruz..hadi gidelim...haruka birden içeri koşmaya başladı..aqua hala tam oalrak ne olduğunu bilmediğinden huzursuzdu...naturela ile bağlantı kurdu ve onun beynini tek kelimeyle izledi...haruka kendini suçlamaya devam ederken michiru ona sarılmıştı ve her zaman onun yanında olacağını söylemişti...harukada ona sarılır sarılmaz o kocaman kapı ortaya çıkmıştı ve içinden bir çeşit görünemeyen güç çıkmıştı ve michiruyu içine çekmişti...haruka bütün uğraşlarına rağmen kapıdan geçememişti...naturela o sırada şok durumdaydı..çünkü bunu daha önce yaşamıştı..rüyalarında...hemen aqua nın elinden tuttu ve
--maldayonlar...onları çıkar...dedi..aqua anlamıştı...melody,iteru,aqua ve natu madlayonlarını kapıya doğru tutuklarında hiçbirşey olmamıştı..naturela sinirlenmişti
--lanet olsun neden çalışmıyor sanki! dedi..o sırada haruka yanlarına geldi...naturelanın omzuunu öyle bir sıktıki neredeyse kan gitmiyordu..ve ona şöyle dedi..
--bir daha deneyin...naturela tamam anlamında kafasını salladı...ama tekrar denediklerinde ufak bir ışık parladı..yinede geçemediler..tma o sırada aqua harukanın madalyonunu gördü..birden ona doğru br hamnle yaptı ve bağırdı
--URANUS TAPINAĞININ MÜHRÜ...URANUSUN EFNEDİSİ AÇILMANI EMREDİYOR!
işte tam o sırada herkes kendini çok büyük bir boşlukta buldu...ve gözlerini açtıklarında inanmadılar...uranus tapınağğı büütn ihtişamıyla gözlerinin önünde duruyordu...

34.Bölüm

kapıdan geçip gözlerini açtıklarında herkes şok olmuştu..aslında evet burası muazzam bir yerdi..ama her yer karanlıktı...hemen yanlarında bir zamanlar aktığı düşünülen bir şelale vardı...ama şimdi tamamen kurumuştu...etraf sadece topraktı..toprakta çatlamıştı..belliki burası pekte bereketli bir yer değildi..haruka etrafına şaşkınca bakıyordu
--ama nasıl...dedi...naturela yanına gitti..omzundan tuttu ve devam etti..
--haruka...böyle olmaması gerekiyordu..sakın moralini bozma..eminimki bunun iyi bir açık...lafını bitirmesine izin vermeden naturelanın elini geri itti haruka..
--umrumda bile değil..sadece michiruyu bulmak istiyorum...ve saraya doğru koşmaya başladı..naturela olduğu yerde durdu...daha sonra arkasını dönüp
--ne bekliyoruz hadi gidelim dedi..ama hotaru ve setsuna çoktan harukanın peşinden koşmaya başlamışlardı...hepsi harukayı takip etmeye başladı...haruka bir çeşit meydana geldiğinde durdu...meydanın ortasında uranus gezegenin sembolü duruyordu...bağırdı
--MİCHİRU!!!!!!!!!!deliler gibi bir oraya bir buraya koşmaya başladı...karanlık saray çok büyük ve terk edilmiş görünüyordu...amy etrafa biraz göz gezdirdi..etrafda hiçbir yaşam belirtisi yoktu...ama bunu harukaya anlatamıyorlardı..naturela ve aqua ise sadece susuyorlardı...gözleri kapalıydı...haruka bağırarak aramaya devam ediyordu michiruyu...ama nafile..ortalıkta hiçbirşey yoktu...en sonunda meydanın ortasına tekrar geldi haruka...dizlerinin üstüne çöktü...ve gözlerinden yaşlar süüzlmeye başladı..bu durum içler acısıydı..bir yandan michriu nun ismini sayıklıyor bir yandanda ağlıyordu...hotaru gidip ona sarıldı...oda ağlamaya başlamıştı...melody hemen onun yanına gidecekmiş gibi oldu ama aqua onu durdurup hayır anlamında başını iki yana salladı ve parmağıyla setsunayı gösterdi..setsuna zorlukla yürüyerek onların yanına gitti ve dizlerinin üstüne çöktü...kafasını harukanın omzuna dayadı ve onunda gözlerinden yaşlar süüzlmeye başladı...artık hepsi birşeyi biliyordu..burası her neresi ise...burada hiçbirşey yoktu...ne michiru,nede başka bişey...ama haruka buna inanmak istemiyordu...inanmıyorduda zaten..sadece...yorulmuştu biraz...koşturmaktan ve bağırmaktan...ama yılmadı...birden ayağa kalktı ve tekrar koşup bağırmaya başladı
--MİCHİRU NEREDESİNN!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
onun yankılanan sesi ile birlikte herkesi bir hüzün bürümüştü..usagi michirunun ölmüş olduğuna inanmıyordu..ama burası öyle bir eyrdeki sanki insanların bütün pozitif düşüncelerini çekiyordu...herkes kötü düşünüyordu...michiru ölmüştü...birden usagi dizlerinin üstüne çöktü ve ağlamaya başladı...diğerlerininde gözleri doldu ve onlarda ağlamaya başladı...hatta naturela nın bile gözleri dolmuştu..harukanın zavallı çığlıklarını duydukça dahada parçalanıyordu sevgi dolu yüreği...evet..oda ağlıyordu şimdi...onun ağlama sebebi farklıydı...evet..michiru için ağlıyordu..ama bir yandanda son umutlarının boşa olduğunu farkettiğinden ağlıyordu...bu durumdan etkilenmeyen tek bir kişi var gibiydi..buda aquamarindi...hala bakışları keskindi ve gözlerinde yaştan eser yoktu..bunun sebebi kalbindeki karanlığın devreye girmiş olmasıydı...negatif enerji onun karanlığını uyandırıyordu...hızlıca etrafına baktı...herkesin ağladığını gördü...kendinden neredeyse enfret edecekti..dyguları silinmişti gene..ama dikkatlice bakınca iterununda ağlamadığını gördü..sadeceüzgünce yere bakıyordu..sanki gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu...aqua tebessüm etti..bu doğal bişeydi..iteru naturela ve aqua nın güçlerinin birleşimi idi...onların yıldız tohumu bile sayılabilridi..ama tamamen farklı bir bireydi...aqua bunları düşünürken iterunun düşündüğü şeyler bambaşkaydı...o kılıcında ortaya çıkan garip sembolleri okumaya çalıştığındn dolayı gözyaşlarını tutuyordu...yoksa gözleri buğulanırdı...harukanın son çığlığı birden herkesi kendine getirdi
--MİCHİRUUUUUUUUUUUUUUUUUUU!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
işte tam o sırada herkes harukaya bakarken iterunun kılıcındaki şekiller parlamaya başladı..iteru onu okudu...endişeli bakışlarla harukaya baktı ve şöyle dedi..
--umarım saadakatin yerindedir...birden bire iteru parlamaya başladı naturela ona dönüp baktığında bir çeşit ruhun onun içine girmekte olduğunu gördü...sarımtrak bir şekilde palrayan bir ruhun...iteru yerden havalandı ve ruh tamamen içine girdiğinde doğruldu...gözleri sarımtrak şekilde parlıyordu...
--siz gezegen savaşçıları...ve sen uranusun efendisi...son sınavına hazırmısın!!!!
herkes şaşkınca iteruya bakıyordu...seiya şaşkınlıkla
--iteru sen ne yaptığını zannediyorsun..dedi...o sırada aqua söze daldı..
--o konuşan iteru değil...onu kontrol eden bir ruh...tebessüüm etti ve devam etti..
--hadi kimin ruhu tahmin edin...hotaru şok olmuş bakışlarla cevap verdi..
--eski uranus efendisi...

--evet aynen öyle..ve sen uranusun genç efendisi...senin geçmen gereken son bir sınav daha var...
--michiru nerede!!
--ilk olarak daha nazik olmalısın...
--sana bir soru sordum..michiru nerede!!
--pekala...anlaşılan seninle nazikçe anlaşamayacağız...sevgili torunumun böyle kaba biri olması çok üzücü...
--torununmu!!!!aqua tebessüm etti ve şöyle dedi
--ne bekliyordunuzki...onun gücünün varisi tabikide onun torunu olur...aqua hiç şşarımamış görünüyordu...makato onun yanına gitti ve sordu..
--bunları daha önceden biliyordun öyle değilmi..
--hayır..bende sizin kadar şaşkınım...ama aquanın yüzündeki gülümseyen ifade onun yalan söylediğini gösteriyordu..halbuki aqua yalan söylemiyrodu...gerçekten bu konuda hiçbirşey bilmiyordu..o sadece iterunun bu etkileyici formunundan çok etkilenmişti...
--madem öğrenmek istiyorsun...son sınavına hazır ol uranus!!!öyle bir bağırmıştıki birden sanki her yer titredi...birden yerlerden kocaman cam kafesler çıktı ve herkesi ayrı ayrı hapsetti..herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu...sesleri kesinlikle camlardan dışarı çıkmıyordu...birtek haruka ve iteru dışarıdaydı...sonra harukanın önünde bir kapı daha açıldı ve ruh konuşmaya başladı..
--içeri gel uranus..kaderin seni bekliyor...haruka arkasına baktı ve diğerleinin yüz ifadesini gördü...sakince sordu..
--onlar iyi olacakmı...
--kesinlikle...benimle gel...haruka gitmeyecekti...hepsinin camlara vuruşuna bakıyordu...iki kişi sakince duruyordu...aqua ve naturela...yan yana camlarda hapsedilmişlerdi...ikiside aynı anda harukaya bakıp tamma manasında kafalarını salladılkar...harukada kafasını salladı ve kapında içeri girdi..burası bulutlarla dolu bir yerdi..haruka kendini gök yüzünde uçuyromuş gibi hissetti...birdenbire iteru karşısında belirdi..
--şimdi zor bir karar seni bekliyor haruka..dedi...birden harukanın iki yanındanda kapılar belirdi..
*tanrım genemi kapılar...* diye düşündü haruka...ama kapıların içine baktığında birden şok oldu...sağ kapıda bütün dostları duruyordu...gnee camların arkasındaydılar..ama uyuyor gibi görünüyorlardı..daha sonra sol tarafındaki kapıdan içeri baktı..işte..orada..michiru yatıyordu...hiç kıpırdamıyordu...haruka birden ona doğru koşmaya başladı ama iteru onu kılıcıyla durdurru..
--bence bu kadar çabuk hareket etme uranus...haruka ona gairpçe baktı..
--evet..michiru orada...ama diğer taraftada dostların var..hangilerini kurtaracağına sen karar vereceksin...aşkınmı...dostlarınmı...haruka anlamamış gibi ona bakıyrodu..
--seçmediğim tarafa ne oalcak..
---biraz düşün bakalım...haruka kapılardan içeri daha dikkatli baktığında bunların aslıdna camdna yapılmış taputlar olduğunu farketti..
--seni aşağılık!!!
--a.a.a.a...bence laflarını seçerek konuş..bu senin son sınavındır...eğer bunuda geçersen gücüne layık olduğunu kanıtlarsın...işin garibi..bu sınavı öylede böylede geçeceksin..yapman gereken tek şey..bir seçim yapmak...dostlarınmı..aşkınmı...haruka şaşkınlıkla bakıyordu etrafına...bir karar vermesi gerekiyordu..bir tarafta ona değer veren kişiler..dostları...öbür tarafta aşkı...biricik sevgili michiru...yere çöktü ve düşünmeye başladı..ağlıyordu gene..bu zor bir karardı...düşündü..düşündü...hereşyi tarttı ve düşündü...birden kendine geldi..ne yapıyordu kendisi...eğer usagi ve mamoru ölürse görevini yerine getiremeyecekti..peki ya kendisi..herşey sadece görev demek değildi..haruka sadece michirunun yanında mutluydu..ondan ayrılmayı aklından bile geçirmemişti bu gune kadar...durdu..düşündü..ve düşündü...ruh sıkılmaya başlamıştı...
--eee..yeter ama...bu bu kadar zor olmamamlı..iki şekildede en büyük güç senin oalcak...hadi ama...seç artık birini...haruka gülümsedi..ayağa kalktı ve şöyle dedi..
--ben seçimimi çoktan yaptım...seçtiğim taraf arkadaşlarım oalcak...ama bir şartla...
--neymiş o şart...
--bende gözlerimi michiru ile birlikte kapatacağım...
--sen çıldırdınmı...bunu yapmak zorunda değilsin!!!
--evet değilim...ama bunu yapmak isityorum...daha ne duruyorsun..seçimimi yaptım...savaşçılar kurtulacak ama biz yok oalcağız.. ruh biraz duraksadı...ve devam etti..
--istediğin şey tam oalrak bumu...
--evet...kesinlikle...

eski ruh umutsuzca pekala..dedi..birdenbire her yer parlamaya başladı...bütün cam tabutlar paramparça oldu ve etrafa saçıldı..eski ruh iteru nun içinden çıktı ve uçmaya başladı...haruka parlıyordu...her yer parlıyordu...birdenbire ışıktan hiçbiryer görünmez oldu...haruka kendini birden gökyüzünde buldu...uçuyordu...yanındada eski ruh vardı...harukaya baktı ve gülümsedi..
--senin görev inancından asla şüphe etmemiştim..üstelik aşkınada ihanet etmedin..ölmeyi istedin...istediğin oldu..artık her zaman aşkınla birlikte oalcaksın...birdenbire o yıkık.kasvetli şato kocaman mükemmel bir yere dönüştü...şelale akamaya başladı...her yer mükemmeldi ve altıns arısında parlıyordu...haruka şaşkınca etrafına bakıyordu...içinde tarif edemediği bir duygu vardı..ruhla birlikte şatodan uzaklaşmaya başladılar...uzaklaştıklarını anladıklarında haruka arksını döndü..amacı son bir kez dostlarını görmekti..ama birdenbire çok şaşırdı...uranus şatosun havada uçan bir şatoydu...bunun nasıl olduğunu bilmiyordu ama tapınak gerçektende gökyüzünde uçuyordu...haruka şaşkınlıkla eski ruha doğru baktı...ruh ona şöyle dedi..
--pişmanmısın...sınavı geçtin...ama yaşamını kaybettin..
--evet..ama dünya ve evren güven altında..dostlarım ve ay prensesiyle prenside öyle...ve..yeni dostlarımda...ben mutluyum...sevgilimde yanımda oalcak..
--aslında..sadece bir tek kurban gerekiyordu...o kurtuldu..kendini feda etmen onun yaşamını kurtardı...haruka birden olduğu yerde durdu...yeryüzüne doğru gözyaşları düşüyordu ama yüzü görünmüyordu...daha sonra kafasını kaldırdı..ruh avcısı çok şaşrdı...haruka hem gülüyor hem ağlıyordu..bunlar sevinç gözyaşlarıydı...
--deme benim güzel michirumda kurtuldu...ben daha ne isteyebilirimi..herkes kurtuldu..
--ama sen öldün...
--önemli olan bu değilki...önemli olan bazen sadece sevdiklerinin mutluluğudur..insanlra bunun için bazı şeylerden vazgeçebilir...ben bunu...anladım...
işte tam o sırada haruka aynı şatonun renginde parlamaya başladı...etrafa şaşkınca bakıyordu...ruh o sırada ona gülümsedi ve şöyle dedi..
--işte asıl şimdi son sınavını geçtin sevgili çocugum...ve ruh harukanın içine girdi...birdenbire her yer parladı ve uranus son dönüşüm olan sailor wonder dönüşümünü geçirdi...mükemmel görünüyordu...haruka bir şey anlamamıştı..ama kendini inanılmaz güçlü hissediyordu...daha sonra ruh içinden konuştu..
--buradayken tüm güçlerin inanımaz boyutta olacak uranusun güçlü efendisi...ama gerçek dünayda ancak ve ancak bütün güçler birleşince bu gücün tamamını kullanabilirsin...dedi ve ses birden yok oldu..haruka kendini uranus tapınağının parlayan meydanında buldu kendini..bütün dostları oradaydı ve ona gülümsüyorlardı..michiru koşarak harukanın boynuna sarıldı..harukada on sarıldı..
--ah michiru seni o kadar merak ettimki..
--işte buradayım haruka..senin yanında..ve ayrılmayacağız bi daha...o sırada hotaru ve setsunada koşarak onların yanına gittiler..aileleri tamamlanmıştı..haruka kafasını kaldırdı ve şöyle dedi..
--neden orada bekliyorsunuz sizde bizim ailemizdensiniz...minako konuştu
--o kadar etkileyici görünüyorsunki hala şok halindeyiz...acaba benim tapınağım nerede...ben nasıl görüneceğim...ayyy çok heyecanlıyım...herkes gülmeye başladı ve harukanın yanına koştular...amy sordu
--kendini nasıl hissediyorsun haruka..
--açıklaması zor ama..harika hissediyorum...o sırada etrafta bir telefon çalmaya başladı...search for your love ın müziğinde...aqua hiç bozuntuya vermeden telefonunu açtı..
--alo...efendim...hayır hayır gerek kalmadı...yarın buradan gidioruz...nereyemi?doğrusu bilmiyorum hımm...siz karar verin süpriz olsun der ve karşısındakinin yüzüne kapatır telefonu..seiya dalgfacı bir edayla aquaya bakmaktadır..
--ne bakıyorsun..
--telefonunun müziği çok hoşuma gitti ona bakıyorum...der ve starlightslar gülmeye başlar...gairptirki aquda tebessüm eder...verecek bir cevabı yoktur...şarkıyı gerçekten sevmiştir...bir süre öylece dururlar...hotaru sessizliği bozar..
--ee..peki buradan nasıl çıkacağız...
--çok basit..haruaknın engin gücünden yararlanacağız ama hala bulmamız gereken birşey var...
--neymiş o ?
--uranusun sembolü olan madalyon...nerede olabilirki?bunu soran naturela idi...aqua etrafına baktı...
--iteru nerede? zanndersem onu bulduğumuzda aradığımız şeyide bulacağız der...ve etrafta bu seferde hraukayı aramaya başlarlar..natu ise dalgacı bir şekilde..
--bence bunu harukaya bırkamalıyız..der..haruka kafasını sallar ve parlamaya başlar..oldukça etkileyici görünmektedir...alnında uranüsün sembolü parlar ve konuşur
--nerede olduğunu biliyorum..el ele tutuşun..der..herkes el ele tutuşur ve uranus bağırır..
--URANUS WONDER TELEPORT! ve kendilerini bir çeşit taht odasında bulurlar..iteur yerde yatıyordur..arkasındada uranusun tahtı duruyordur..kesinlikle harika bir tema...etraf sanki uzay gibi idi..gezegenlerden hiçbiri hareket etmiyordu orada...haruak gitti ve uranus gezegeninie dokundu..işte o anda hem madalyonu hemde gezegen parlamaya başladı..birden gezegen yörüngesinde dönemey başladı..sadece uranus dönüyordu..işte o sırada harukanın madlayonun içniden bir madalyon daha çıktı...uranusunun gücününü kaynağı idi bu...haruka onu eline alır almaz birden herkes kendini evde buldu...hiçkimse birşey anlamamıştı...aqua lafı sonlardırdı..
--işte bu kadar..uranusun ruhu huzura kavuştu...artık son gücünede kavuştun haruka...ama bir sorun var..diğerleride wodner dönüşmüünü geçrimeden bütün güçelrini kullanamazsın..genede şu anda aramızdaki en güçlü sailor sensin...herkes yogun düşmüştü..bu konu hakkında biraz daha konuştktan sonra herkes yataklarına çekildi..yarın başka bir ülkeye doğru hareket edeceklerdi...

----------------------------

İkizim şimdi sıra yeni bölümde başlığınıda editle yeni bölümler diyerekten sayfa 3 den itibaren diyede yazarsın bi zahmet ^^ hadi kolay gelsin

gerçekten çok güzlel bir hikaye devamını sabırsızlıkla bekliyom