] C-Raito: doğru öğrenmek önemli ama o kadar ileri yazarsak hikaye uzar ben uzun uzun yazmak istemiyorum
[13:30] lunarpisces: biliyorum maç ne zaman *.*
[13:29] bhdr_kzdrm: Lunar Uchiha Clan ile değiştirdim seni :/
[13:28] lunarpisces: oynuyamicaz -_-
[13:28] lunarpisces: hey raito kun
[13:28] lunarpisces: selam millet
[13:27] bhdr_kzdrm: Selam millet
[13:27] William.H: okuyan: tarih öğreniyorum . Veli: tamam bir şey öğreniyorsan
[13:26] William.H: oda var ama tarih insanları daha çok bağlıyor kitaba aynı zaman da okumak için bahaneleri filan olur anne ve baba durumunda. okuyan: tarih öğreniyorum . Veli: ney.
[13:24] C-Raito: :/ o kadar ileri bilgiye ihtiyacımız yok. biz sadece bir foruma yazıyoruz. bu ff bir anime olmuycak yada bi kitap
[13:21] William.H: kapağı biraz daha farklıydı diye hatırlıyorum ama
[13:20] C-Raito: [Bağlantı]
[13:17] William.H: kara athenamı neydi o kitabı bulmam lazım
[13:17] William.H: ansiklpedilerin konusuda farklı
[13:16] William.H: ansiklopediler dolabın üstünde
[13:14] C-Raito: napalım çocuğa öldürmek için bi neden vermek lazım
[13:14] William.H: ben ansiklopedilere bakıyım arada
[13:13] William.H: hepsi ölüyor ihanet mihanet
[13:13] C-Raito: keopsun giriş delhizlerine felan baktım
[13:13] C-Raito: evet ben şuan wikipediyi karıştırıyorum
[13:13] C-Raito: biraz dramda lazım ama her anı böyle geçmiyor
[13:12] William.H: babamın mısır tarihi ile ilgili kitapları var arada ordan okuruz
[13:12] C-Raito: wiliam mısırdasın sanki
[13:12] William.H: iyice dram olmuş
[13:11] C-Raito: ya ilk başta bu 3ü o çocuğa ihanet edicek ondan sonra bu onlara hayatı zindan edicek ama sonunda o ölücek 1 i kurtulucak
[13:08] C-Raito: bu hiyeroglifleri inceleyen bence kötü olan olsun
[13:07] William.H: eski harfleri iyi bilen biri
[13:06] C-Raito: etimologtan çok
[13:06] C-Raito: o alfabeyi çözmek için ama hiyeroglif inceleyen biri olması lazım
[13:06] William.H: levy gibi şifreleri filan çözmekte iyi?
[13:05] C-Raito: kelimelerin kökenlerini inceler
[13:05] William.H: etimolog ne
[13:05] William.H: belkide eskiden erkek okulu olan okul karma okula geçmiş ve okuldaki tek kız oydu kaichou wa maid sama daki gibi bir kız mesela
[13:05] C-Raito: biride etimolog olsun
[13:03] C-Raito: çünkü ffdeki tek kız
[13:03] C-Raito: evet boş bi kız olmasın ya
[13:03] William.H: tamam
[13:02] William.H: o da dövüşlerinde ustaydı kılıç filan özellikle
[13:02] C-Raito: Ayame-chan derler bunada
[13:02] William.H: evet hinata-san (kendi karakterim) gibi
[13:02] C-Raito: uzun siyah saçlı ve ismi gibi mavi gözlü olsun
[13:01] C-Raito: erkek karakterlerden biri ise tam bi inek olsun
[13:01] William.H: saç rengi ve şekli nasıl olsun ben uzun siyah saçlı olmasını tercih ediyorum
[13:01] C-Raito: japon dövüş sanatlarında ustalaşmış biri.
[13:00] C-Raito: çünkü o sporcu
[13:00] C-Raito: evet öyle olsun
[13:00] William.H: (Yui)
[13:00] William.H: çok yiyen ama hiç kilo almayan birisi gibi yani
[13:00] C-Raito:
[13:00] C-Raito: gintoki gibi...
[13:00] William.H: L gibi?
[12:59] C-Raito: şekerli şeylere bayılır. her animede sürekli şeker yiyen bi karakter var
[12:58] William.H: isim ve özellikler Adı: ayame Sevdikleri şeyler:...?
[12:56] C-Raito: su içmek çok faydalıymış ben ise neredeyse hiç içmiyorum
[12:56] William.H: eskiden 20 sn de bir şişe bitirirdim
[12:55] C-Raito: öylemi ya?
[12:55] William.H: 2 ci şieye geçiyorum
[12:54] William.H:
[12:54] William.H: occult academy demi neydi orda bir kızın ismiydi galiba
[12:54] C-Raito: boğulmamaya dikkat et. proje yarım kalır.
[12:54] C-Raito: göz bebeği etrafındaki renkli kısım demekmiş
[12:53] William.H: bende arada önemde ne varsa ağzıma tıkıyorum heyecandan şeker su
[12:53] C-Raito: AYAME olsun kızın adı
[12:53] C-Raito:
[12:52] C-Raito: felan yazamıyorumda
[12:52] C-Raito: feln
[12:52] C-Raito: arada japon kültürüde geçsin içinde. şu bayraktaki güneş mısır güneşi japon güneşiyle bir felna
[12:52] William.H: değişik yetenekleri filan olur element,dönüşüm gibi
[12:51] C-Raito: bence kılıç kullanmayı bilsinler
[12:51] C-Raito: ben placebo dinleyerek yazcam. iyi yazılıyor dinlerken
[12:50] William.H: arada kılıç kullanmayı filan öğrenirler arkada şarkı çalıyo havaya giriyorum
[12:50] C-Raito: özellikle sakura gibiyse ben erkek olsam onu pramidin içine kapatırdım
[12:49] C-Raito: yok daha savaşlar felan olucak ne dövücek çocuğu.
[12:49] William.H:
[12:49] William.H: ihanet edeni dövsün
[12:48] C-Raito: sakura olmasın ya
[12:48] William.H:
[12:48] William.H: sakuramsı
[12:48] C-Raito: evet bende bi kız düşümmüştüm
[12:48] C-Raito: şu ihanet eden normal bi araktere sahip


[12:47] William.H: bende onu düşünüyordum karakterler ve özellikleri
[12:46] C-Raito: isimler?
[12:45] William.H: ikimizde yazıp deniyelim o zaman
[12:45] C-Raito: bi taslak yazarız ve sonra tam olarak yazarız. ben sana atarım mesaj olarak
[12:44] William.H: hikayeyi özetten yazalım o zaman arada
[12:44] C-Raito: diğerlerinide yazmak basit ama sonu çok zor olucaktır
[12:43] William.H: tamam yazmayı deneyelim ikimiz de kara veririz hangisi daha iyi karakterleri de belirleyelim bu arada
[12:42] -erzascarlet-: ihanet
[12:42] C-Raito: ilk bölüm bu arkadaşların birbirlerini ne kadar iyi tanıdıklarıyla ilgili olucaktır. bide mısıra ulaşmalarıyla
[12:41] William.H: ama b hikaye uzar 10 bölümlük yazılmayacağına göre her gün 2-3 bölüm yazmamız gerek
[12:40] C-Raito: dean kontz hergün hikaye yazıyormuş
[12:39] William.H: hemen bitseydi yazarlar her gün kitap yazardı
[12:38] C-Raito: ben hemen bitmesini istiyorum şu okul açılmadan bitse çok iyi olur
[12:37] William.H: bölüm bölüm yazdığımız için tahminen yavaş yavaş düşünebiliriz
[12:36] C-Raito: ve daha ihaneti bile düşünmedik
[12:36] C-Raito: tabii birinin ihanetteymiş gibi hisetmesi için bu arkadaşların çok yakın olması lazım
[12:35] William.H: evet
[12:35] C-Raito: bu fanficleri dizi gibi bölüm bölümmü yazıyosunuz
[12:33] William.H: açtım öbür tarafta
[12:33] C-Raito:
[12:32] C-Raito: biz bu kadar yazdık biriside çalmasın hikayeyi
[12:32] William.H: tamam
[12:32] C-Raito: tamam bekliyorum
[12:32] C-Raito: bilim kurgu ve tarih üzerinden gidelim
[12:32] William.H: bu arada babam ofise gitçekmiş ben büyük bilgisayara geçiyim hamen
[12:32] C-Raito: insan öldükten sonra arta kalan moleküller
[12:32] C-Raito:
[12:31] C-Raito: evet ama burda ruhta bilimsel bişey.
[12:31] William.H: aslan aslında orda tanrıydı burda ruhlar olsun gerektiği zaman güçleri açığa çıkar
[12:30] C-Raito: ve bence hikayenin sonundada 1i sağ çıksın evet aslan nerde?
[12:30] William.H: narniamsı bir şekilde ilerliyoruz
[12:29] C-Raito: evet darkside
[12:29] C-Raito: pramitlerin gizli bi silah olduğunu çözer
[12:29] C-Raito: pramitlerdeki bilgiler ve o kana susamış liderin hisettikleriyle aynı şeyi hisseder
[12:29] William.H: kötülerin tarafına geçiyor yani
[12:28] C-Raito: kendisine ihanet edildiğini düşünmeye başlar
[12:28] C-Raito: bi tanesi bi olay sonucu
[12:28] C-Raito: 3 desek. artık eski efsanelerin sönmesinin ve yenilerinin doğmasının zamanı geldi
[12:27] William.H: savaştan sonra herkes kendini kaybediyor ve kana susamış askerleri bir kaç kahraman durduruyor du bu kahramanların ruhları 4 arkadaşın içinde uyanır
[12:25] C-Raito: tarihle zaten işimiz. aslında taşdevrinden önce bi ütopya vardı ve dinazorlar evci hayvanlardı
[12:24] William.H: genellikle bilim kurgunun hikayelere pek uymadığını düşünüyorum o nedenle tarihe bolca gireriz diye düşündüm
[12:23] William.H:
[12:23] C-Raito: bi sen yazarsın bi ben
[12:23] C-Raito: ortası bişey yaparız
[12:23] C-Raito:
[12:23] C-Raito: eğitim görmüş olan burdaki bilgiyle dünyayı yönetebilceğine dair bi fikre kapılıyor
[12:22] C-Raito: benim düşüncem ise arkadaşlar bu şeytani sırrı bulduklarında pramidin içindeki teknolojiyi çözüyorlar ve bunu bansına açıklamak ve bikaç nobel kazanm düşüncesi iken tarih konusunda
[12:21] William.H: mısır tarihini baştan yazarız
[12:20] William.H: o zaman hikayeyi başka bir kötü adam ile ikiye bölelim kötü adam onları canlandırıyor ve 4 arkadaş onlara karşı savşıyor
[12:20] C-Raito: taş askerler içn uzun uzun yazmak gerekir
[12:23] C-Raito: eğitim görmüş olan burdaki bilgiyle dünyayı yönetebilceğine dair bi fikre kapılıyor
[12:22] C-Raito: benim düşüncem ise arkadaşlar bu şeytani sırrı bulduklarında pramidin içindeki teknolojiyi çözüyorlar ve bunu bansına açıklamak ve bikaç nobel kazanm düşüncesi iken tarih konusunda
[12:21] William.H: mısır tarihini baştan yazarız
[12:20] William.H: o zaman hikayeyi başka bir kötü adam ile ikiye bölelim kötü adam onları canlandırıyor ve 4 arkadaş onlara karşı savşıyor
[12:20] C-Raito: taş askerler içn uzun uzun yazmak gerekir
[12:19] C-Raito: aslında pramidler firavunlar için değilde o zamanın kan arzusuyla yatan liderini hapsetmek için yapılmış diye düşünmüştüm ben
[12:18] William.H: piramitlerin içinde canlandırılmayı bekleyen taş askerler bulsunlar
[12:17] C-Raito: benim o aklımda vardı ama sonra çok bilindik geldi
[12:17] William.H: piramitlerin içinde yarım bırakılmış bir zaman makinesi bulsunlar ve tamamlasınlar?
[12:16] William.H: ama böyle devam edilirse pek sonunu bulmak mümkün olmaz
[12:15] C-Raito: benim fikrim böyleydi
[12:15] C-Raito: bu pramidlerin tamamıyla bilimsel olarak icat edildiğini ve dünyanın önceden daha gelişmiş olduğunu sonra büyük bir savaş sonunda tekrar dünyanın ilkelleştiğini felan buluyolar
[12:14] C-Raito: tabii bunlar meraklanıp araştırıyolar felan
[12:14] William.H: şimdi sonuna karar verebilmek için gizemli bir sır bulmak zorundayız yani
[12:14] C-Raito: evet onun gibi?
[12:13] C-Raito: pramitleri gezrken birinin gözüne keops pramidinin şekli takılır
[12:13] William.H: orda gizemli şeyler oluyor sırları filan çözüyorlar yani
[12:12] C-Raito: üniversteden tarih ve fizik,kimya vb gibi alanlardan mezun olmuş 4 arkadaş tatil için mısıra gitmeyi karar verirler
[12:11] William.H: buluruz sonunu
[12:11] C-Raito: aslında benim aklımda bi hikaye var ama sonuna karar vermek çok güç
[12:10] William.H: ni bulursak daha iyi olur
[12:10] William.H: en iyisi
[12:10] William.H: bir kaç tane değişik hikaye bulalım ondan sonra karar verelim bence
[12:10] C-Raito: mesela hafızasını kaybetmiş olanın
[12:09] C-Raito: olabilir ama bu hikayeyi sadece birinin gözünden anlatsan
[12:09] William.H: kardeşte hafızasını kaybetmiş ama hikayenin sonun kardeşinin o olduğunu öğreniyor
[12:09] William.H: çünkü ikiside büyümüş ve tanınmayacak kadar değişmişler
[12:08] William.H: uzun süre sonra büyük kardeş kardeşini buluyor ama onun kardeşi olduğunu bilmiyor
[12:07] William.H: kardeşi ise hafızasını kaybediyor
[12:07] C-Raito: evet?
[12:07] William.H: şimdi bir olay oluyor ve birisi kardeşini kaybediyor
[12:06] William.H: belki olur
[12:06] William.H: buldum galiba
[12:06] C-Raito: aklından ne geçtiğini okuyan birimi ne vardı
[12:06] C-Raito: birinin ffsi vardı ama kimin unuttum
[12:05] C-Raito: mesela bi olay olur ama neden olduğunu anlayamazsın
[12:05] William.H: gizemli böyle şifreli şeyler filan mı
[12:04] C-Raito: gizemli olanları
[12:03] William.H: en çok nasıl tür fanficleri seversin mesela
[12:01] C-Raito: hmmm...
[12:00] William.H: fanfic yazıcam resim değil
[12:00] C-Raito: beelzebub'u çiz
[11:58] William.H: yoksa defter kısa süre içinde karalamalarla dolucak
[11:57] William.H: saçma sapan bir şey yazmadan birisi bir öneride bulunursa
[11:57] lunarpisces: tamam naoki
[11:57] C-Raito: bye bye scarlet-chan
[11:57] Naoki İrie: Midem küfür ediyor bana
[11:57] William.H: şimdi hikaye nerde geçsin?
[11:57] Naoki İrie: lunar sen bana mesaj atar mısın orada ki yazıyı ben kahvaltı yapacağım
[11:56] Naoki İrie: bb erza

Mısıra Gitmek
Yine sıkıcı bir gündü sıkıcı bir şekilde arkadaşlarla takılıyorduk. Aslında herkes çok eğleniyordu ben hariç. Acaba beni öbürlerinden farklı kılan neydi sıkılmama neden olan eğlenmemi engelleyen. Sanki ben kötü olandım kötü şeylere bayılan dostluk ve mutluluktan anlamayan. Kötü hissediyordum sanki içimden kötü bir şeyler yapmak geçiyordu, elime bıçağı alıp kana susamışçasına insanları öldürmek gibi. Ne düşünüyordum ben saçmalamamalıyım. Ama yine de sanki iyi tarafım ve kötü tarafım büyük bir savaş içindeydi ve kötülük yavaş ve azimli bir şekilde kazanmaya devam ediyordu, bu savaşta iyi tarafımın ayakta durmasını sağlayan tek arkadaşlarımdı aslında.
Ben bunları düşünürken Ayame siyah upuzun saçları ve mavi göz alıcı gözleri ile bana gülümseyerek: yine ne düşünüyorsun Sai ? Bu aralar hep böylesin.Dedi.
Ben: Öylemiyim hiç fark etmemişim .Diyerek gülümsedim.
Ayame: bu gün mezuniyet günü biliyorsun biraz kendini toparlamalısın. Ben senle konuştukça daha çok dağılıyorsun.
Ben: (Ayame benle konuşurken eriyerek jöle kıvamına geldim)
Ayame: ?...
O sırada Aki her zaman ki gibi güzel gülüşü ve şirin bakışları ile’’ Eriyince çok komik oluyorsun Sai’’ Dedi. Aki’yi hep biraz da olsa kıskanmışımdır, o hep mükemmel olmuştur aslında bunun için çabalamaz bile ama herkesle çabucak arkadaş olur ama hiçbir arkadaşı bizim yerimize tercih etmez, bu da onun sevdiğim taraflarından biridir. Onun en çok hayranlık duyduğum yanı ise her zaman gülmesidir. Hiç kimseye havalı veya yakışıklı gelmez ama her zaman mükemmel bulmuşumdur bu alışkanlığımdan vaz geçmeyeceğim.
Shiki ise çok şirin bir kedi görmüş gibi bir gözleri parıldayarak bir kitap okuyordu ve heyecanlı bir şekilde ‘’ Mısıra kesinlikle gitmeliyiz dedi’’ Shiki ise kitap okumaya bayılırdı tam bir dahiydi ama eğlenmeyi ve şirin şeyleri çok severdi öbür dahi ineklere benzemezdi.
Herkes Shiki’ye bakıyordu Ayame şaşkın bakışlarla’’ Mısıra mı gidelim? ’’ dedi. Aki: Eğlenceli gözüküyor ama neden şimdi oraya tak diye gidiyoruz ki. Dedi. Shiki anlatmaya başlamıştı bile:
Mısıra gitmeyi istememin nedeni oldukça eski bir yerdir tarihi yerleri severim. Özelliklede merak ettiğim şey dünyanın yedi harikasından biri olup da hala sağlam kalmayı başarmış olan Keops Piramidi aynı zamanda mısırda hala çözümlememiş birçok sır var buraları araştırmak senin için iyi olacaktır Sai eski yazıları okumakta ve şifreleri çözmekte iyi olduğunu herkes biliyor.
Bu sözlerden sonra yine biraz daha karanlığa daldığımı hissettim soğuk bir sesle ‘’ Mısır ha?’’ dedim. Sanki biraz önce iyi taraf kazanmak için küçük bir şans yakalamışken kötü tarafım yine öne geçmişti. Mısır yavaş yavaş ilgimi çekmeye başlamıştı.
Devam edecek…

Bugün;18.07.2012 Saat;03:58
Uçak yolculuğu yüzünden çok yorgunuz. Ayame’nin bavullarını uçaktan iner inmez otele gelene kadar ben taşıdım. Sırf biraz olsun gözüne girebilmek için ama yine bir beceriksizlik örneği olup bavulları düşürmeyi başardım. Otele girer girmez ayağım takılıp düştüm. Yuki ve Shiki kahkahalarla gülmeye başladılar. Bende benimle gülmelerine sinirlenmemiş gibi yapıp güldüm. Düştükten sonra bir otel görevlisi bavulları yerden aldı. Ben ayağa kalkarken Ayame’nin benim başımda dikilip “Sana bir şey oldu mu?” dediğini duydum. Ayağa kalkınca da beni yanağımdan öptü. Az önce Ayame ile ilgili anlattıklarımın hepsi o an gördüğüm hayaldi. Sanırım bavullarla birlikte düşünce kafamı da çarpmıştım. Aslında olan olay ise ben düştükten sonra Ayame’nin “Biraz dikkatli olmalısın Aki..O bavulların içinde kılıçlarım ve kitaplarımda var.” demesiydi. “Ov üzgünüm Ayame” dedim ve Shiki dördümüze ayrı odalar tuttu. Üniversite boyunca Shiki gayet çalışkandı ve tarihe oldukça meraklıydı. Ailesi arkeologlar ve tarihçilerle dolu. Mısır’a ikinci gelişiydi. Bunu bugün öğrendim. Uçaktan inmeden önce Ayame’ye bu özelliklerinden bahsediyordu. Tabii Ayame onu mavi gözlerini kocaman açmış ve göz bebekleri büyümüş şekilde izliyordu. Herhalde onun hiyeroglifleri okumasına hayran kalmıştı. Benim böyle özelliklerim olmadığından onun sadece fizik konusunda ilgisini çekebilirdim. Ayame fizikle ilgilenmeye başladığında tabii. Ayame’nin en çok gitmek istediği yer mısır olduğundan mısıra gelmiştik zaten. Ayame hep tarihe ve spora ilgi duyması beni çıldırtıyordu. Onu etkilemem çok zordu. Ben sadece sakar ve tarih deyince hiçbir şey bilmezken onu Shiki’nin kapması hiçte zor olmazdı. Mısır’a yazın gelmek ne kadar doğru bilmiyorum ama sıcaktan yanacağımız kesin. Yuki bu konuyu iyice düşünmüş ve yanına bir sürü eşya almıştı..Her zaman tedbirli ve insanlarla iyi anlaşan biridir. O kimya bölümünde okuyordu. Bende fizik bölümünde okuduğumdan onunla gayet iyi anlaştım.
Sonuçta üniversiteye başladığımdan beri onlarla arkadaştım. Bu tatili iyi geçirmeliydik. Günlüğümü her an yanımda taşımalıyım. Burası ilginç bir yer. Bir şeyleri not almak isteyebilirim.Bunları günlüğüme yazmak gerçekten zor. Şimdi iyi bir uyku çekmem lazım.

Bugün:18.07.2012 Saat: 12:30
Kahvaltımızı yaptıktan sonra hepimiz pramidleri ve sfenksi görmeye gittik. Oraya ulaştığımızda bir rehber bize pramidleri anlatırken Shiki rehberin konuşmasını böldü ve muhteşem İngilizcesiyle en detaylı bilgilerle rehberden daha iyi anlatmaya başladı. Ağzını burnunu kırmak istediğim tek arkadaşımdı Shiki. Üniverste boyunca en iyi arkadaşlarımdan biride olsa çoğu zaman çatıştık. O oldukça gizemli ve bana zıt biriydi. Birbirimize çoğu zaman hakaret eder ve dalga geçerdik. En büyük çatışma noktamız ise Ayame’ydi. Bu sırada Ayame ondan gözlerini alamıyordu. Yuki bana seslendi ve “Hey , Aki uyan artık!” dedi.
“Efendim Yuki!?” diye karşılık verdim. “Evet senin gözlerin çok boş bakıyor. Hayal dünyan çok geniş. Sürekli dalıp dalıp du-“ derken birden Shiki;”Susar mısınız!?” diye sözünü kesti. Yuki Shiki’ye çatık kaşlarla baktı fakat o anlatımını bitirdikten sonra Yuki ile şakalaşmaya devam etti. Pramidin içini gezmeye geldiğimizde Yuki;”Burası çok sinir bozucu dedikten sonra cebinden çikolata çıkarıp yemeye başladı. Ama bir görevli “Burada yemek yemek yasak.” dedi. Yuki çikolatasını gönülsüzce çöp kutusuna attı. Rehber bize pramidi gezdirirken Shiki gizlice “Benim peşimden gelin!” dedi. Shiki’yle beraber yavaşça yürümeye başladık.Hiç birimiz nereye gittiğimizi sorgulamadık. Bir süre sonra rehberden ve diğer turistlerden uzaklaştık. Karanlık bir yere geldik. Hiçbir şeyi göremiyordum. Shiki yanındaki feneri çalıştırdı. Çıkmaz bir duvar ve bir hiyeroglif sembolü vardı. Shiki bunun Ra olduğunu söyledi. Ra’nın hiyeroglifinin üstünde elini gezdirdi ve bir duvar aynı bir kapı gibi hareket ederek bir oda açıldı. Odadan ışık geliyordu. Hepimiz odaya girdik ve kapı üzerimize sesli bir şekilde kapandı. Shiki; “Keops’un içi sırlarla doludur.” Dedi. Ben “Shiki bizi nereye getirdin!” diye bağırdım. Ayame ve Yuki şaşkın bir halde Shikiye bakıyorlardı. Oda karanlık değildi ve tavandan ışık geliyordu. Gökyüzü görülüyordu ama bu nasıl olabilirdi. Uzun duvarlar ve camlar var. Pramidin her tarafıda kapalıydı. Gök yüzünü görebilme olasılığı yoktu. Shiki;”Buraları rehberler bile bilmez. Biraz macera için sizi buraya getirdim.” Dedi. Bir süre sonra Ayame’nin donup kaldığını fark ettim. Yuki’de aynı şekildeydi. Yerdeki kurumuş kanlara bakıyorlardı.

Bölüm 2
Shiki: Hepimiz 22 yaşındayız ve bugün üniversiteden mezun oluyoruz artık bir şeyler yapmak iyi olacak değil mi?
Ayame: Oraya gidecek parayı nerden bulacağız?
Shiki: Çalışacağız.
Sai: Çalışmak?
Ben o kadar heyecanlanmışken bir de bu çıkmıştı zaten belliydi böyle bir sorun çıkacağı… Çalışmak… içimden bir his gerçekten yapmalısın diyordu ama bir tarafım da bunu yapmamamı mısıra gitmememi söylüyordu. Bence aslında Mısıra bile gideceğimizden emin değildim bu kadar imkansız bir şeyden kesin iki dakika da vazgeçerdik zaten sadece Shiki istedi diye öylesine söylenmiş bir söz kim ciddiye alırdı ki?
O sırada Aki ‘’Güzel bir fikir, öyle hiçbir şey yapmadan gidemeyiz zaten değil mi?’’
Aki bunu dedikten sonra bunu yapmalıyım dedim. Şimdi kötü ve iyi tarafım aynı şeyi söylüyordu bunu yapmalısın. Yine kötü tarafım kararı vermişti ama iyi tarafımda bunu desteklemişti artık Mısır’a gitmemek için bir nedenim yoktu nasıl olsa arkadaşlarımda gitmek istiyordu hem, ama hala Ayame bir şey söylememişti acaba o gitmek ister miydi?
Sai: Ayame sen de Mısıra gitmek istiyormusun?
Ayame rahatsız gözüküyordu sahte bir gülümsemeyle ’’Elbette ben de gelmek isterim’’ dedi. Davranışları beni biraz rahatsız etmişti acaba neden böyle gergin davranıyordu.
Hepimiz onun rahatsız olduğunu fark etmiştik rahatsız ve gergin olduğunda her zaman yanında taşıdığı kolyeyi tutardı.
Shiki: Rahatsız gözüküyorsun istersen gitmeye biliriz.
Ayame: İlk defa başka bir ülkeye gideceğim ondan olmalı.(gülümser)
Böyle demesine rağmen bir şeyler olduğunu anlamıştım aynı şekilde bende tedirgindim bir şey beni oraya çekiyormuş gibi aynı zamandı Ayame’nin altıncı duyusu iyiydi bazen kötü şeyler olacağını sezebilirdi bunun şu kolyeyle alakası olduğundan emindim. Aynı zamanda bunu söyledikten sonra kolyeyi daha sıkı tutmaya başladı.
O sırada konuşmaya sınıf başkanı Seraphim daldı:
Korkması çok normal Sai-kun.
Seraphim: Mısırda piramitler ve firavunları araştıranların lanetlendiği ile ilgili bir söylenti vardır. Çoğu bilim adamı Mısırı araştırdıktan sonra başlarına kötü olaylar gelmeye başlamıştır ve çoğu ölmüştür.
Devam edicek…

C-Raito: ilk bölüm seninki olsun ve Sai’nin ağzından olsun benimkide ikinci bölüm olsun ve akinin ağzından olsun
William.H: ikinci bölümün yarısını yazdım bile ama
C-Raito: sen mısıra gelecekleri zamanı yazmışsın benimki mısıra geldiklerinde başlıyor
William.H: çünkü okuldan arkadaşlarda girecek sınıf başkanı kötü kadın filan oluyor
William.H: Seraphim koyacağım adını
William.H: bu adın ne anlama geldiğini araştırıyım hemen
C-Raito: ok
William.H: olsun adı öyle olan bir anime karakteri vardı ondan kötü kadınlık yakışır
William.H: bulamadım ama başka yerlere bakacağım
C-Raito: Seraphime tuhaf bir isim
William.H: [Bağlantı]
William.H: hikayedeki Seraphim Sai’den hoşlanıyor olacak
William.H: Yani: Ayame vs Seraphim
C-Raito: hmmm... Seraphim zaten çirkin
C-Raito:
William.H: link teki Seraphim mi?
William.H: O.o
William.H: arada su filan içiyorum öhü öhü oluyor sonra boğulmıyım
C-Raito: evet
William.H: [Bağlantı]
William.H: en azından sinirli değil
C-Raito: gözleri çok korkunç
William.H: o zaman öbür seçeneğe geçiyoruz ama adını unuttum hatırlıyım iki dakikada
William.H: [Bağlantı]
William.H: [Bağlantı]
William.H: [Bağlantı]
C-Raito: bak bu fena değil
William.H: Seraphime çirkin dedin bunu ödeyeceksin al
William.H: [Bağlantı]
C-Raito: uuu çok çirkiiin
William.H:
William.H: chiyo-basama
William.H: öbür ikinci seçenek dediğimiz kızın adı Sarasvati

Bölüm 3
Seraphim: Dediğim gibi bu yüzden korkması çok normal.
Shiki: Bunlar sadece batıl inanç.
Seraphim: Evet batıl inanç bu yüzden sadece batıl inançlara inanan kişiler korkar.
Sai: Ayame’yi rahtsız etme.
Seraphim: Ben kötü bir şey söylemedim ki Sai-kun herkes inanabilir ama batıl inançların insanların hayatlarına engel olmaması gerek.(Sai’ye gülümser ve Ayame’ye dönerek kan kırmızısı gözleri ile şeytani bir bakış atar)
Ayame: Bunu biliyorum.
Seraphim: Bilmediğin için söylüyorum. Bu arada anladığım kadarıyla para sorununuz var.
Aki: Evet.
Seraphim: Benimde gelmeme izin verirseniz masrafları ben öderim.
Ayame: Bunu bilerek yapıyorsun değil mi?
Seraphim: Senle alakası yok sadece Sai-kun ile beraber bir yerlere gitmek iyi olacaktır diye düşündüm.
Sai: Benle mi?
Seraphim’in bana iyi bir insanmış gibi gelse de çoğu zaman Ayame ile uğraşması beni gıcık eder, mor belinden aşağıya kadar uzanan saçları ve şeytana benzeyen kan rengi kırmızı gözleri vardır. Bazen onu Gece ruhuna filan benzetirim. Uykum kaçtığında ve uyuyamadığım bazı günlerde aşırı geç bir saat olmasına rağmen bazen pencereden baktığımda onu görürüm. Gerçekten garip biridir. Nedensiz bir şekilde bana aşırı iyi davranır… Belki de bir nedeni vardır. Herkesi düzene sokmak ve ikna etmekte çok iyidir bu yüzden sınıf başkanı Seraphim’dir. Doğrusu her şekilde biraz gıcık birisi ses tonundan bile anlaşılır ama garip bir şekilde kötü tarafım yine beni ona çekmektedir. Aynı mısıra gideceğimizi duyduğumda hissettiğim gibi hissediyorum onun yanında.
Seraphim: Bir sakıncası yoksa tabi(gülümser).
Sai: Galiba… Yok (biraz duraksadıktan sonra)gibi
Doğrusu Seraphim’in masrafları ödeyecek olması biraz rahatsız edici. Sanki biraz da bunu Ayame’yi rahatsız etmek için yapmış gibi geliyordu. Ama kim sadece birisini gıcık etmek için bu kadar para verir ki? Bunun arkasında bir şey vardı sadece bizimle gelmek için bunu yapacağını sanmıyorum.
Ben bunları düşünürken Seraphim beni dürterek: Ne düşünüyorsun dedi (gülümser)
Sai onun sorusuna ‘’Seni’’ diye cevap verse ne kadar komik olacağını düşünerek gülmeye başladı.
Seraphim: Ha?
Devam edecek…

Bölüm 4
Uçakta
İki gün sonra uçağa binmeyi kararlaştırmıştık Mısır’a gitmek için. Herkes hazırlıklarını yapıyordu. İki gün hiç fark ettirmeden geçmişti. Hepimiz heyecanlıydık. Hava alanına gitmeden önce buluşacağımız bir yer kararlaştırmıştık. Seraphim’in kullandığı çanta direk dikkat çekiyordu herkesinkinden daha büyüktü ve tek elle taşıyordu. Bende merak edip sordum:
Sai: Ağır değil mi ?
Seraphim: Hayır istersen bakabilirsin.(çantayı uzatır)
Sai: (Eline aldığı anda yere düşer) aaagh.
Seraphim: Sai-kun !
Sai: Bunun neresi hafif?(zorlanarak konuşur)
Seraphim: Sadece ağır değil demiştim.
Sai: Aynı şey!!!
Seraphim. Öyle mi? Bana ağır gelmemişti.
Aki, Shiki, Ayame, Sai: O.o
Seraphim: Bana öyle bakmayın zombiye benziyorsunuz.Sai-kun hariç.(gülümser ve çantayı üstünden kaldırır).
Sai: Zombiden çok ezilmiş zombiye benzediğimden olmasın?
Ayame: hıh.
Seraphim, Ayame’ye döner: (şeytansı bakış)
Seraphim ile Ayame’nin anlaşamadığı çok belli oluyordu acaba mısıra beraber gitmek doğrumuydu? Ama gezimizi eğlenceli kılan şeylerden biri bu olacak gibi geliyor.
Aki: Bu kadar oyalanmak yeter. Yarım saat sonra uçak kalkıyor.
Zaman Atlaması
Uçağa binmiştik: Seraphim bana yaslanmış ve sonra direk uykuya dalmıştı. Ne kadar çabuk uyudu diye düşündüm. Bizde o uyumuşken arkadaşlarla konuşuyorduk. Uçakta Lily diye birisiyle tanıştık oldukça kibar biriydi ama aynı zamanda nedensiz bir şekilde içimden bir his onun aşırı güçlü olduğunu söylüyordu. Bir süre konuştuktan sonra onun doğduğu yerin Mısır olduğunu öğrendik yani Mısıra daha önce bir çok kez gitmişti. Bize orda yardım edebileceğini söyledi. Onla tanışmamız bayağı iyi olmuştu.Bir yanımda Seraphim öbür yanımda ise Ayame oturmuştu. Aklımdan şöyle diyordum ‘’ne oluyor yha’’.
Devam edicek.