SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!**
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 21, 22, 23, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 

fanfici beğendiniz mi?
çok beğendim ^-^
78%
 78%  [ 15 ]
ehh.. işte
10%
 10%  [ 2 ]
güzel ama daha iyi olabilirdi
5%
 5%  [ 1 ]
berbat T-T
5%
 5%  [ 1 ]
Toplam Oylar : 19

Yazar
Mesaj
seras
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 32
Kayıt: 24 Nis 2008
Mesajlar: 260
Tanıtımlar: 8
Favori Anime & Manga: helsing,lovehinna,aysavaşçısı,elfenlied,death note,basilik,naruto
Nerden: bir bilene sorun U_U
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

seras
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **17. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
psiko sen sen uçmuşsun yyaa bu iş süper bir olaya doğru gidiyor.T_T sen kuzenlerinden donmeden biz de şu hikayelere doyabilsek bari Şaşırmış Durumda

Ahhaaahhh gene en son ben gördümmmmmm Üzgün ya da Ağlıyor ama sanırım 17 ilk yorumu ben koyacağım deeet kimse benden önce yorum koymasın Madde

ahhhahh süper ötesi bir bölümdü.en kısa zamanda yeni bölüm isterim Çok Mutlu

İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
01 Şub 2009 16:58
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 06 Tem 2008
Mesajlar: 499
Favori Anime & Manga: sailor moon
Nerden: Eskişehir

Durumu: Çevrimdışı

ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **17. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Ya bu Yuri bi kere de rahat dursun ya Kahkaha Atıyor Kızın eli dursa, kafası oynuyo. Dil Çıkartıyor Merak merak, sonunda kapıverirler böyle işte Kahkaha Atıyor Ya bunun sonu nereye varıcak ben bilemyorum artık. Şık Ahhh...Ah...Bakalım...

Sen bunu uzat uzatabildiğin kadar.Walla tadına doyum yok Hayranlık Besliyor Dewamını bekliyorum. Şık

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
01 Şub 2009 17:34
Kara Kedi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 31
Kayıt: 03 Nis 2007
Mesajlar: 1,106
Teşekkür: 37

Durumu: Çevrimdışı

Kara Kedi
Mangaka
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **17. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
muhteşeeeeeeeeeeeem bu bölümde andreye ve yuriye bayıldım Hayranlık Besliyor çok iyidi vayy be Ünlem

"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"

(Roberto Totaro-Nirvana)

Trafik kurallarına uyalım ^^
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
01 Şub 2009 19:28
psico_mama
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 31
Kayıt: 18 Hzr 2008
Mesajlar: 431
Favori Anime & Manga: death note, tenjou tenge, samurai x, bleach, ouran hshc...

Durumu: Çevrimdışı

psico_mama
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **17. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
çok saolun canlarım Çok Mutlu eft ya tawşanım bu yuri iice azıttı ama armudu yiyicek bak gör sen xD

serasçım canım çok saol yorumun için çok sevindim Çok Mutlu

kedişim sanada çok saol Çok Mutlu mucxx

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
15 Şub 2009 1:12
psico_mama
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 31
Kayıt: 18 Hzr 2008
Mesajlar: 431
Favori Anime & Manga: death note, tenjou tenge, samurai x, bleach, ouran hshc...

Durumu: Çevrimdışı

psico_mama
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
bu bölümü tüm van minıt olmaz tayyipçilere adıyorum Çok Mutlu


BÖLÜM=18
“KEN”

Himuraların evine sonunda gün doğmuştu. Kahvaltı masasında Ken yoktu. Bu yüzden biraz buruk geçse de güzel bir kahvaltıydı.

Elyssa’nın son günlerde berbat olan morali Kenji’nin kahvaltıya inmesiyle biraz olsun düzelmişti. Kaç gündür hastalıktan değil sıkıntıdan yatıyordu odasında halbuki bir şeyi yoktu. Elyssa oğlunu eskisi gibi canlı yanakları pençe pençe kızarmış görünce seviniyordu. Daha az antidepresan almaya başlamıştı. Ama yinede içten içe kendini kötü sona hazırlamaya çalışıyordu. Belki bu sayede biraz olsun acısı dinerdi. Kenji baya zayıflamıştı. Sıkletini korumaya çok özen gösterirdi halbuki. Nede olsa amcası Hanoku’nun izinden giden genç bir ejderdi. Ailedeki en ölçülü vücuda sahip genç sıfatını en yakın rakibi Hiroshiro ya kaptırma tehlikesi vardı. Elyssa oğlunu bu hallerini bilirdi. Gerçi bunlar şu an Kenji’nin umurunda değildi;
“oğlum hadi tabağındakilerin hepsini bitir kasların eriyecek bu gidişle.”
Mitsurugi birden atıldı;
“olur mu öyle şey yenge. Kenji’nin kasları erimez..”
Kenji konuşulanları duymuyordu, aklı başka yerdeydi sanki. Sonra birden başını kaldırdı;
“Hiroshiro, amcamdan haber var mı? Bu Ken meselesi… beni deli ediyor.”
“aradıklarını söylüyor babam ama sanırım Ken henüz bulunmak istemiyor.”
“kimbilir nerede neler geliyor başına… belki de …. Ahh hepsi benim yüzümden!”
Hiroshiro Kenji’nin sırtını sıvazladı;
“senin suçun değil Kenji… hem merak etme Ken zeki çocuktur. Ne durumda olursa olsun kurtulmasını bilir..”
Mitsurugi birden atıldı;
“tabii ya ne çakaldır o!... şeytana pabucunu ters giydirir.”

Elyssa’nın yüzüne bir hüzün çöktü. Ken, Kenji’nin iyileşmesinden 2 gün sonra ortadan kaybolmuştu. Birkaç parça eşya alıp gitmişti. Kimseye bir şey söylemeden… Hitoshi amcaları hemen onu aramaya çıkmıştı. Aklı yerinde değildi çünkü. Kenji’nin ayinin de Andrey gittikten sonra çıldırmıştı. Sonunda onu odasına kapamak zorunda kalmışlardı. Ertesin gün kapıyı açtıklarında yoktu. Pencereden kaçmıştı. Neden gitmişti?… ne yapıyordu?...


KEN
(ayin gecesi)
Ken duvarın dibine çökmüş başını ellerinin arasına almıştı. Karşısında da Mitsurugi ve Hiroshiro vardı. Birden çıldırınca onu yaka paça kucaklayarak dışarı çıkarmışlardı. Başı uğulduyordu. Müthiş bir ateşle yanıyordu. Kendini bilecek halde değildi. Görüntüler titrek, sesler kesik kesikti… sanki çok uzaklardan geliyordu.

“Hiroshiro…. delirm… sanki…”
“çok garip… gözleri… ne yapaca…”
“onu…. götür… kapat.. yanın… kal”

Ardından iki demir kol onu sarıp kaldırdı. Çok garipti. Bunca siyahlık içinde, hiçbir şeyi doğru düzgün göremezken Hiroshiro’nun gözleri ne kadar belirgindi. Gökyüzü gibi berrak…Ken bunları düşünürken kendinden geçti.

2 gün sonra uyandığında kendini iyi hissediyordu. O geceyi hayal meyal hatırlıyordu. Bir anda başına şiddetli bir ağrı girmişti. Kalın bir ses fısıldıyordu kulağına. Adından görüntüler titrekleşmişti. Ve o korkunç baş ağrısı…

Hızlıca kalktı. Odanın koluna yapıştı ama kilitliydi. Sinirlenmişti. O Kenji gibi bir iblise dönüşmemişti ki. Belki de… sanki kafasına bir şimşek şarpmıştı. Birden iliklerine kadar titrediğini hissetti. O an fark etti ki tuvalete gitmesi gerekiyordu. Seslendi;

“Hiroshiro kapıyı aç çişim var.”

Kapı sanki ses efektiyle açılıyormuş gibi o der demez açıldı. Tahmin ettiği gibi Hiroshiro görev yerini terk etmemişti.
Kapının eşiğine çıktığında Hiroshiro’nun duvara sırtını vermiş, kollarını önde bağladığını gördü. Ona öylece dik dik bakıyordu. Gözlerinin içine…
Ken sinirlenmişti. Neden bakıyordu?.. gözlerindeki ateşi mi görmeye mi çalışıyordu?
Hışımla banyoya girip kapıyı çarptı. Hiroshiro onun bu hareketine bir anlam verememişti. Halbuki onda gördüğü değişikliğe bakıyordu. Kenji de iyileşme belirtileri başladığında o da güzelliğini bir nebze olsun geri kazanmıştı. İşinin bittiğini düşünüp Kenji’nin odasına geçti. Ama Ken bunu bilmiyordu. Lavabonun önünde durup aynada gözlerinin içine baktı. Ama gece kadar koyu bir lacivertten başka bir şey göremedi. Gözlerinde ateş yoktu… şimdilik…

Kendinden nefret ediyordu. O ki kendini güçlü sanırdı. Daha içine bile girmeden Keyas onu etkileyebilmişti, halbuki Kenji hala direniyordu. Güçlü olan hep oydu. Asla abisi gibi güçlü olamayacağını düşündü. Öfkelendi. Herkes ona karşıydı, belki küçük görüyorlardı, belki de yüz karası olduğunu düşünüyorlardı. Bu baskı… bu utanç… peki ya bir iblise dönüşürse… buna dayanamazdı. Bu ikinci darbeyi vuramazdı babasına. İçini müthiş bir korku sardı. Gitmeliydi buradan… kendinden emin oluncaya kadar babasının yüzüne bakamazdı. Hızlıca banyodan çıkıp odasına girdi. Kimseyi görmek istemiyordu. Aceleyle gardırobunu açtı. İki parça eşyasını çok sevdiği Harley Davidson çantasına koydu. Motorunun anahtarlarını kaptığı gibi pencereden atladı. Sonra sessizce garajdan motorunu alıp gitti.

Şimdi ise onu hiçbir yerde bulamıyorlardı. Gerçek olan Ken’in bir bakıma başını belaya sokmuş olmasıydı. Arkadaşlarında kalıyordu. Onlarla birlikte barlara gidiyor, her şeyi unutmaya çalışıyordu. Bir gün arkadaşlarıyla otururken pek de tanımadığı birini gördü. Baktığı anda anladı. Bu çocuk iblis olmasa bile onun gibi bir şeydi. Ve o da anlamıştı Ken’in bir şeylerin etkisi altında olduğunu. O gece uzunca konuştular, çocuk onu arkadaşlarının mekanına davet etti. Ken de belki durumuna ilaç olur diye gitmeyi kabul etti. Tabi ki bu gidecekleri bar genelde onlar gibilerin takıldığı bir mekandı. Günler geçtikçe Ken oraya daha sık gitmeye başladı. Fakat dikkatliydi. Çünkü biliyordu ki herkesin onun hakkında bir planı vardı. Bunlar gerçek iblislerin uşağı bile olamayacak kadar zavallı cinler ve onun benzeri kimselerdi. Fakat bu küçük böceklerin içinde kişiliklerinden daha büyük bir kötülük vardı. Ken zekiydi, kaçın kurasıydı ama onların dalavereleriyle baş edebilir miydi?.. belki de daha dikkatli olması gerekiyordu.

***

Akito elinde kılıcıyla, pencerenin önünde derin nefesler aldıktan sonra, kapıya yöneldi. Kapıyı açmasıyla Prens Kaen’i karşısında buldu. Prens oldukça ciddi bir tavırla adeta ikinci bir kapı gibi önünde duruyordu. Altın rengi gözlerini kısarak;
“nereye gidiyorsun?” dedi. Akito başını dikleştirerek;
“nereye olduğunu biliyorsunuz… yoksa izin vermeyecek misiniz?”
“seninle açıkça konuşmaya geldim. Kenji’nin ölüm emrinin çekilmesi konusunda çalıştığımı biliyorsun. Ona bir şans ver. Biraz daha denemelerine izin ver.”
Akito sinirlenmişti;
“ne yani bunu isteyerek yaptığımı mı sanıyorsun? İki tarafın arasında kalmaktan bıktım artık. Bu benim elimde mi peki? Benim için tek seçenek var… o da Keyas’ı yok etmek. Kenji’nin bedeninde yaşamasına izin veremem.”
“yanılıyorsun Akito bu senin elinde… bilmiyorsun ama Kenji… o direniyor. Herkes, hatta meleklerin kendisi bile onun için seferber oldu, Gabriel’le sana bu emri vermesi için konuşuldu. Peki yasaklıları hemen öldürmek bize ne kazandırıyor. Kardeşlerimizi kaybetmek… Ayame olayında doğru olanı yaptın Akito. Bu sana sonsuz bir sevgi beslememe sebep oldu, sen benim ve diğer tüm kuzenlerimizin gözünde Amcam Horoi’den daha yüce bir koruyucuydun. Ya bunun başka bir çözümü varsa… Usta Hanoku kendini kurtarabilmişti. Akito bunu yapabilirsin Kenji için… onun için değer..”

Akito afallamıştı. Oysa ona Kenji’nin tamamen bir yasaklıya dönüştüğü söylenmişti. Yani o şimdi kardeşini öldürmeye mi gidiyordu? Prens onun ikilemini fark etmişti;
“gitme Akito… seni korurum. Söz veriyorum… teorim doğru çıkarsa kral olduğumda seni gelmiş geçmiş en iyi koruyucu ilan edebilirim… böylece baban konusunda endişelenmene de gerek kalmaz.”

Akito zor duyulur bir sesle;
“pekala” dedi ve selam vermeden arkasını döndü sonra devam etti;
“yalnız senden tek bir ricam var… bana saldırmak, hakaretler yağdırmak ve beni defalarca evlatlıktan reddetmek isteyecek olan babamın daireme girmesine engel olmanı istiyorum. Birkaç gün odamdan çıkmayacağım… veya birkaç yıl… ne fark eder..”
Bu Kaen için tatlı bir nazdı. Akito ona selam vermeden dönmüştü. Bu haraketiyle “madem sen söyledin diye onurumu hiçe sayıyorum, istediklerimi yap bakalım” diyordu.
Kaen yandan hafifçe gülümsedi;
“konseyde ve diğer hiçbir yerde senin hakkında konuşulmasına izin vermeyeceğim.”
Ardından Akito odasına girdi. Prens Kaen tüm yüzüne yayılmış olan zafer gülümsemesiyle. Sarayın koridorlarını uzun adımlarla geçmeye başladı. Aslında o da ne büyük riskler alıyordu. Yaşlıları karşısına alması başlıca bir riskti. Geleceğin imparatoru için bu kötü bir puandı. Ayrıca durum çok kötüye giderse tahtı hırslı ve sinsi kardeşi Kogeru’ya kaptırabilirdi. Gerçi birbirlerini pek severlerdi ama Kogeru böylesine bir fırsatı kaçırmazdı. Ama o kararlıydı. Doğru olanı yaptığına inanıyor, bunu sonuna kadar götürmek istiyordu. Odasına girip Mitsurugi’ye bir pusula yazmaya başladı.

***

Cori yatağına uzanmış öylece tavana bakıyordu. Yeni uyanmıştı. Akşam üzeriydi. Güneş henüz tam anlamıyla batmamış, gökyüzünü kocaman bir kızıllığa boyamıştı. Düşünüyordu. Pişmanlıklar… kaçırılan fırsatlar.. ona bir zamanlar önemsiz gibi görünen ama şimdi artık çok geç olduğunu düşündüğü o kadar çok şey vardı ki… abisine doyamamıştı. Her zaman şu modern dansları öğrenmek istemişti ama bir kez olsun Ken’e gidip öğretmesini rica etmemişti. Şimdi Ken yanında olsaydı… beraber dans etselerdi. En büyük pişmanlığı neydi peki? Andrey defalarca ona sevdiğini söylemişti ama o bir kere bile cesaret edip söyleyememişti. Şimdi yanında olsa boynuna sarılıp, defalarca sevdiğini söyleyebilirdi. Hatta utanmayı bırakıp öpebilirdi bile, birden içi ısındı. Eğer onu tekrar sağ salim görebilirse bunların hepsini yapmaya karar verdi. Nede olsa yarın ne olacağı belli değildi. Kenji’nin böyle olacağını kim bilebilirdi? Bunu atlatırlarsa herkese söyleyecekti sevdiğini… çok geç olmadan…

Cori böyle düşüncelere dalmışken penceresinde bir tıkırtı duydu. Hızla kalkıp camı açtı. Bu Kaen’in anka kuşuydu. Onu gördüğü anda içinde bir şey koptu sanki. Kaen onun ilk aşkıydı ama bunu kimse bilmiyordu. Hatta Kaen’in kendisi bile. Kaen Mitsurugi’den bir yaş küçüktü. Yani Cori için fazlasıyla büyüktü. Aslında aklına sokmasalardı böyle olmazdı. Bir gün amcası Hanoku ve kral Honoui konuşurken duymuştu. Kaen varisti ve tahta çıktığı anda evlenmeliydi. Fakat ona bir kraliçe bulmak daha zordu. Bunun için en uygun kişi de tabi ki ona en denk prenses olan Cori’ydi. Hatta onların evlenmeleri ataları kardeş olan bu iki ailenin eski bağlılığına kavuşması demekti. Cori bunları tesadüfen işitmişti. Ama o an içinde Kaen’e karşı garip bir hayranlık duymuştu. Kaen ona hep iyi davranırdı. Zaten yaradılışta nazik, olgun biriydi. Ayrıca bir çok meziyetiyle ailede ünlüydü. Hele o beline kadar ateş rengi saçları… dümdüz inerdi sırtına, kakülleri ona gizemli bir hava katardı. Çok da karizmatikti. Kendini gelecekteki görevlerine vermişti. Tabi iç güdüleriyle onunda kendisine boş olmadığını anlamıştı. Mitsurugi’nin kendi kız kardeşiyle sevgili olmasına bile izin vermişti. İlerde o da onlara izin versin diye. Bunun amacını bir tek Cori anlamıştı. Kaen bir kez bile ona sevgisini açık eden bir harekette bulunmamıştı. Bakışlarıyla anlaşırlardı. Ama şimdi onun için sadece Andrey vardı. Zaten Kaen’in sevgisinden de emin değildi. Bir sevgi vardı ortada ama bunun büyüklüğünü yada çeşidini kestiremiyordu Cori üstelik şimdi Andrey’i seviyordu. Peki öyleyse neden bu kadar heyecanlanmıştı? Bir anda kendini toplayı kuşu pervazdan aldı. Taşıdığı silindir şeklindeki kutuyu evirip çevirdi. Sonunda üstündeki “Mitsurugi’ye” yazısını gördü. Hemen koşarak Kenji’nin odasına gitti. Tahmin ettiği gibi Mitsurugi ordaydı. Mitsurugi Cori’nin omzundaki kuşu göründe fırlayıp;
“Kaen’den mesaj var” dedi. Hemen alıp yüksek sesle okumaya koyuldu.

<<Sevgili Fahri Veliaht Prensimiz( hönk Kaen ve şu lafları)

Babamın emriyle Akito Kenji’nin biletini kesmek üzere yola çıkmak üzereydi. Yılan suratlı babası Akira aklını çelmeyi başarmıştı. Fakat fikrini değiştirmeyi başardım. Sonuç olarak mevcut Akito tehlikesinin bendenizin müdahaleleriyle son bulduğunu sevinerek bildiririm.
Kardeşceğizlerim öpüldünüz Çok Mutlu mucx
PRENS KAEN>>


“allaah bide smayl yapmış ver bakim” Hiroshiro kağıdı Mitsurugi’nin elinden alıp okumaya başladı.

Mitsurugi sevinçle;
“gördün mü bak?”
Kenji kalkıp pencerenin yanına gitti.
“kim bilir ne işkenceler yapıyorlar ona Ayame olayından sonra bu çok kötü olacak.”
Hitoshi Kenji’nin yanına gelip elini omzuna koydu;
“merak etme Kaen onu kollar”
Sonra hep beraber oturup Kenji iyileştikten sonra neler yapacaklarını konuşmaya başladılar. Kenji onları hafif buruk bir gülümsemeyle dinliyordu.

***

Ken yine her zaman ki gibi o gece de aynı bara gidiyordu. Uzun zamandır kendini iyi hissediyordu, biraz uzaklaşmanın ona iyi geldiğini düşünmüştü. Fakat bugün öyle değildi başı her zamankinde daha kötü ağrıyordu bunun o aptal yaratıkların etkisi olduğunu biliyordu. Onlardan uzaklaşmaya çalışmıştı ama başaramamıştı. Bugünse yine gidiyordu. Barın kapısına geldiğinde bir an durdu. İçeri giremedi. Yan taraftaki bir duvarın dibine çöktü yine başını ellerinin arasına aldı. Başı uğulduyordu yine. Görüntüler titrekleşmişti. O an karşıdan uzun siyah paltolu birinin geldiğini gördü. Adamın arkasında parlayan ışık yüzünden yüzü görünmüyordu. Sarışındı. Ken iliklerine kadar titrediğini hissetti. Normalde bu kadar kolay korkmazdı ama özel durumu onu zayıflaştırıyordu. Her şeyden hatta yanından gelip giden araba sesinden bile ürker olmuştu. Titriyordu. Bu bir koruyucu olabilirdi. Beklide düşündüğünün aksine bir iblise dönüşmüştü. Zorlukla birkaç kelime söyleyebildi;
“ben… ben iblis değilim.. beni öldürme”

Yüzü görünmeyen adam karşısına gelip çömeldi. Ken hala yüzünü göremiyordu. Tam o sırada suratına inen bir tokatla kendine geldi.
“benim ben… hiro… gerizekalı”
Görüntü netleşmişti. Karşısındaki, koyu kumral, kısa dalgalı saçları, kristal buz parçaları gibi parlayan mavi gözleriyle Hiro’ydu. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Ken se sırıtıyordu;
“ahhaa Hiro… seni koruyucu sandım. İnanabiliyor musun?...seni… sen ki sarı bir şeytansın… eheuehe”

“konuşabildiğine göre tokat iyi geldi… yalnız şu aptal esprilerini düzeltmek için birkaç tokat daha ister… burada ne işin var senin! İblis mi olmak istiyorsun! Aptal! İşimi gücümü bırakıp geldim. Babam kaçtığını söyledi. Utanmıyor musun?”
“geleceksin tabi.. hem zaten utandığım için kaçtım…”
Ken’in sesi lafının sonunu getiremeden yitti. Onu taşımakta Hiro’ya düştü.

Ertesi sabah uyandığında rahat bir yatak odasındaydı. Bir otel olduğu çok belliydi. Armalı havlular… yalnız başına bir şeyin battığını hissetti. Elini attığında yastığının üstünde kocaman bir haç buldu. Bu sayede başının ağrısı geçmişti. Hiro her zaman işini bilirdi. Kafasını çevirdiğinde Hiro’yu koltukta oturur buldu. Her zamanki gibi akıllara durgunluk verecek kadar yakışıklıydı. Üzerinde zırh içi benzeri tüm vücudunu saran dar bir kıyafet vardı. Kendi tarzı… ken ona sinirlice bakan hiro’ya
“hiro babama söylemesen…”
“neyi? Cinlerle gezinip bar köşelerinde kara güç krizine girdiğini mi?”
“şeyy evet”
“hayır”
“ama neden… Hiroşhi’m nar tanem nur tanem”
“sen tam dayaklıksın Ken! Babamlar meraktan ölmüş. Bunca işin içinde bir de kendinle uğraştırıyorsun pes!”
“amaaan söylersen söyle be! atar yapıp durma”
Ardından Ken kafasını hızlıca öte yana çevirdi. Bunları zaten biliyordu. Dinlemekte istemiyordu. Eve gidemezdi henüz. Ne yapmalıydı? Hirodan kurtulmanın bir yolu yoktu. Ancak aklını çelmeliydi. Ama nasıl?


(bu arada hiro hiroshironun büyük kardeşi)

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
16 Şub 2009 0:15
seras
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 32
Kayıt: 24 Nis 2008
Mesajlar: 260
Tanıtımlar: 8
Favori Anime & Manga: helsing,lovehinna,aysavaşçısı,elfenlied,death note,basilik,naruto
Nerden: bir bilene sorun U_U
Teşekkür: 4

Durumu: Çevrimdışı

seras
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
ilk defa ilk yorum benden bu nadir oluyor ya saçmalamaya başlıyorum eyooo Keyfinden Oynuyor
hito hiro hiro aşkitomm XD
Ponpon Kız Ponpon Kız
şarkı bestelerim slogan XDgece yarısı sersemliği Şaşırmış Durumda hepinizi göbek atmaya bekliyorum haaa Şık şu erkekleri tavlayalım demi XD

Keyfinden Oynuyor Keyfinden Oynuyor

yeni bölüm gelmiş ,
psikomuz dönmüş,
seras mutlu olmuş,
hiroyuda sevmiş.,
Ponpon Kız Ponpon Kız
Hiro hiro hiro
sakın çıkma kro
Ponpon Kız Ponpon Kız
ken angut olmuş,
kenjimiz doğrulmuş,
psikomuz çoşmuş,
hikayemiz kopmuşş,
Ponpon Kız Ponpon Kız
hiro hiro hiro
sakın çıkma kro
Ponpon Kız Ponpon Kız
iblis çekip gitsin
andrey geri gelsin
kaslar erimesin
yakışıklım nerdesinnnnnnnn,
Ponpon Kız Ponpon Kız
aşkımm hiro hiroo
sakın çıkma kro

İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
16 Şub 2009 3:17
psico_mama
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 31
Kayıt: 18 Hzr 2008
Mesajlar: 431
Favori Anime & Manga: death note, tenjou tenge, samurai x, bleach, ouran hshc...

Durumu: Çevrimdışı

psico_mama
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
ahaaa altıma yapcaktım gülmekten seras ilahi Kahkaha Atıyor Kahkaha Atıyor Dil Çıkartıyor gecenin belli saatlerinde bnde böyle oluyorum Çok Mutlu o yüzden seni anlıyorum çok saol yorum için

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
16 Şub 2009 14:16
ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
Otaku (Level 4)



Yaş: 28
Kayıt: 06 Tem 2008
Mesajlar: 499
Favori Anime & Manga: sailor moon
Nerden: Eskişehir

Durumu: Çevrimdışı

ay_prensesi_usagi
Otaku (Level 4)
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
Offff...Dehşet gidiyorsun ablam. Çok Mutlu Şık Yok böyle bişi. Çıldırmış Durumda Uzundu falan ama, severek okudum walla Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor Her zamanki gibi döktürmüşsün walla ya. Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor Ken'e musallat oldu demek şimdi de bu börtücükler hiee Madde Nesem canım, eniştesi(Andrey Dil Çıkartıyor ) haklar onları Çok Mutlu Cori'yi de gördüm iyi oldu ya. Hayranlık Besliyor Özlemiştik. Şık Ama Yuriden hala ses seda yok di mi? Çıldırmış Durumda Kenji de yavaş yavaş toparlanmış.Ama Ken surlarında bişiler olucak kesin. Karışık Dewamını (wee senin dönüşünü) sabırsızlıkla bekliyorum. Hayranlık Besliyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
17 Şub 2009 18:39
Kara Kedi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 31
Kayıt: 03 Nis 2007
Mesajlar: 1,106
Teşekkür: 37

Durumu: Çevrimdışı

Kara Kedi
Mangaka
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
psicoooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo Üzgün ya da Ağlıyor

affet beniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii Üzgün ya da Ağlıyor


yarısına kadar okuyabildim Şaşırmış Durumda ama beni anla Üzgün ya da Ağlıyor kaçak giriyorum nete ve şimdi de çıkmam gereeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeek Üzgün ya da Ağlıyor Üzgün ya da Ağlıyor

anla beni sen de öğrencisin yani tutsaksın U_U


en yakın zamanda yani yarın okuyacağım U_U ahhh kenn keeeen Üzgün ya da Ağlıyor Kahkaha Atıyor Çok Mutlu

okuduğum yere kadr muhteşem olmuş Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor Hayranlık Besliyor

ıhm ıhm

"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"

(Roberto Totaro-Nirvana)

Trafik kurallarına uyalım ^^
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
18 Şub 2009 18:23
Kara Kedi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 31
Kayıt: 03 Nis 2007
Mesajlar: 1,106
Teşekkür: 37

Durumu: Çevrimdışı

Kara Kedi
Mangaka
SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Konu: Yanıt: SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!
Alıntıyla Cevap Gönder
ve sözümü tuutm buradayım Şık Şık Şık

muhteşeeeem muhteşeeeeeeeeem Hayranlık Besliyor
ama ben dramada isterim Üzgün ya da Ağlıyor Hayranlık Besliyor dramaaaaaaaaaaaaaaaaaaa Çıldırmış Durumda şu ken delsin hironun aklını veee gerçek bir dramaaaa Hayranlık Besliyor Üzgün ya da Ağlıyor

ıhm devam psico devaaaam Hayranlık Besliyor

"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"

(Roberto Totaro-Nirvana)

Trafik kurallarına uyalım ^^
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
19 Şub 2009 12:37
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 21, 22, 23, Sonraki
22. sayfa (Toplam 23 sayfa) [ 223 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız