The Sharpest Lives Episode 18 { Special Episode } Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9, 10, Sonraki |
Yazar
Mesaj
İçimden bir ses bu hikayeyi okumamu söyled
üçüncü bölümünü şimdi okudum ve içimdeki ses yorum yapmamı söyledi
inanılmaz derecede hızlı.Sanki yazarken çok heycanlanmışsın biraz karakterin hissini anlatsan böyle birşey kalmaz ortada gibi. Bunun benim söylemey hakkıım olmayablir. kurgunu ve hayal gücünü çok sevdim . Ama biraz daha inişli çıkışlı olabilir. Yani yeni karakterin gelişi, siz insan değilsiniz sizinle tyakılabilrmiyim şeklinde değilde daha çarpıcı olsaydı. Yada o benim kopyamdı hehe felan biraz şey olmuş
üokumaya devam edecem bir üç dört bölüm sonra yeni yorumumu atarım
şununda eklemeyi siterimki her bölümün bir öncekinden daha iyi olmuş
herneyse söylediğim gbi hayal gücünü felan sevdim . acep neler olcak
üçüncü bölümünü şimdi okudum ve içimdeki ses yorum yapmamı söyledi
inanılmaz derecede hızlı.Sanki yazarken çok heycanlanmışsın biraz karakterin hissini anlatsan böyle birşey kalmaz ortada gibi. Bunun benim söylemey hakkıım olmayablir. kurgunu ve hayal gücünü çok sevdim . Ama biraz daha inişli çıkışlı olabilir. Yani yeni karakterin gelişi, siz insan değilsiniz sizinle tyakılabilrmiyim şeklinde değilde daha çarpıcı olsaydı. Yada o benim kopyamdı hehe felan biraz şey olmuş
üokumaya devam edecem bir üç dört bölüm sonra yeni yorumumu atarım
şununda eklemeyi siterimki her bölümün bir öncekinden daha iyi olmuş
herneyse söylediğim gbi hayal gücünü felan sevdim . acep neler olcak
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Hiii *-* Daha acemiyim bu tarzda xD Öncden paso komedi tabi alışşık deilim XD saol *-*
~ Episode 15 ~
Lilian, Lucinda ve Miranda aceleyle ormana dalmıştı. Hızlı hızlı yürürken kurumuş otlara basıp çıkarttıkları sesler bir müzik haline geliyordu. Sessiz sessiz yürürlerken Lucinda sessizliği bozdu;
"Tıpkı eski günlerdeki gibi değil mi?...sadece üçümüz" dedi kendi kendine.
"Evet" diye kısa bir cevap verdi Lilian.
Miranda da onlardan biraz önde, önüne çıkan dalları, sarmaşıkları kılıcıyla doğruyordu.
Bir yandan da "Aptal bitkiler...ap." diye söylenirken suratında bir gülümseme belirdi. Ardından bitkileri kontrol ederek bir yol yapmaya başladı. Kollarıyla bitkileri kenara çekerken "Evet işte böyle" diye mırıldanıyordu hoş bir ses tonuyla. Arkada Lilian ve Lucinda şaşkınlık içinde,delirmiş gibi davranan Miranda ya bakıyordu.Lilian kılıcını yere sürte sürte yürürken birden durakladı ve gözlerini faltaşı gibi açtı. Gözlerinden ışıklar saçılmaya başlamıştı. Bir an hayatı gözünün önünden geçti ardından yeni bir görüntü eklendi..
"Bu gelecek mii.?....kalbim..." diye düşündü Lilian.
Gözleri kapanmaya başladı.Dengesini kaybetti. Ama Lucinda onu omuzlarından tutup sarsmaya başladı "Uyan ! Uyan !"
Miranda koşarak onların yanına geldi ve sordu "Ne oldu ?"
Lilian yorgunluktan kafasını zar zor yukarı kaldırdı ve "Artık çok geç" diye mırıldandı.Siyah güneşten yere siyah damlacıklar düşmeye başladı.İlk damla Lucinda nın yanağına düşmüştü. Ağaçların kurumuş yaprakları siyah olmuştu. Yerde garip şekilli gölgeler gezmeye başladı. Lucinda "Bunlar...canlı mı ?" diye sordu.
Geri çekildi kılcını kaldırdı.Gölgelerden biri yerden çıktı ve garip bir canavara dönüştü.İri yarı iğrenç bir gölge canavarıydı. Lucinda "Bunlar oldukça zararlı..ama bana dokunamazlar bile" dedi.Canavar kollarını açtı ve kafasını siyah güneşe doğrultup incecik ,yüksek bir ıslık sesi çıkardı.Lucinda hiç etkilenmemişti. Lucinda'nın kılıcının etrafını buz mavisi mistik bir tabaka kapladı .İleri doğru koştu ,yokoldu.Ardından yukarıda belirip canavarı ortadan ikiye ayırdı.Canavar 2 parça olup yere yıkıldı. Lucinda parmaklarını saçlarının arasına geçirdi ve "İşte bukadar " dedi. Tam arkalarını dönüp gidecekken yerdeki 2 parçadan 2 yeni canavar oluştu. Lucinda "Yeter bu kadar " diye söylendi ve yan döndü ve elini canavara doğrulttu. Avucunda siyah bir top oluştu etrafında mor elektirk dalgaları geziyordu. Topu onlara doğru fırlattı ve ardından bir kaç adım geri çekilip acı içinde yer altına dönen gölge canavarlarını seyretti. Lilian boğazını temizledi ve "Hadi..burda işmiz bitti " dedi.
-------
Miranda nın açtığı yolun sonuna geldiklerinde dev bir labirent gözüktü uzaklarda. Üstünde bir sis tabakası, labirentin girişindede ateş ve sudan oluşan bir top vardı.Çok büyüktü. Oldukları yerde büyülenmiş gibi topa bakıyorlardı.Soğuk bir rüzgar esmeye başladı,gökyüzünü siyah bulutlar kaplıyordu.Uzun bir sessizlikten sonra duyulan tek şey iki kızın kıkırdaması oldu.
------
Lilian oraları çok iyi bilen birisi olarak "Burda böyle birşey yoktu" diye söylendia .Labirent in içinde şimşekler çakıyordu.
"Uçarsak görülürüz,en iyisi şurdaki kayalıklardan aşağı inelim" dedi Lucinda.Miranda ve Lilian a ışıktan oluşan mistik bir ip yaptı ve bellerine bağladı. Diğer ucuda bir kayaya bağlıydı.Dikkatlice kayalardan aşağı süzüldüler.Yere ayak bastıklarında üstlerine yapışan tozları silkelerdiler .Ardından büyük kayalıkların arkasında saklanmaya başladılar.
~ Episode 15 ~
Lilian, Lucinda ve Miranda aceleyle ormana dalmıştı. Hızlı hızlı yürürken kurumuş otlara basıp çıkarttıkları sesler bir müzik haline geliyordu. Sessiz sessiz yürürlerken Lucinda sessizliği bozdu;
"Tıpkı eski günlerdeki gibi değil mi?...sadece üçümüz" dedi kendi kendine.
"Evet" diye kısa bir cevap verdi Lilian.
Miranda da onlardan biraz önde, önüne çıkan dalları, sarmaşıkları kılıcıyla doğruyordu.
Bir yandan da "Aptal bitkiler...ap." diye söylenirken suratında bir gülümseme belirdi. Ardından bitkileri kontrol ederek bir yol yapmaya başladı. Kollarıyla bitkileri kenara çekerken "Evet işte böyle" diye mırıldanıyordu hoş bir ses tonuyla. Arkada Lilian ve Lucinda şaşkınlık içinde,delirmiş gibi davranan Miranda ya bakıyordu.Lilian kılıcını yere sürte sürte yürürken birden durakladı ve gözlerini faltaşı gibi açtı. Gözlerinden ışıklar saçılmaya başlamıştı. Bir an hayatı gözünün önünden geçti ardından yeni bir görüntü eklendi..
"Bu gelecek mii.?....kalbim..." diye düşündü Lilian.
Gözleri kapanmaya başladı.Dengesini kaybetti. Ama Lucinda onu omuzlarından tutup sarsmaya başladı "Uyan ! Uyan !"
Miranda koşarak onların yanına geldi ve sordu "Ne oldu ?"
Lilian yorgunluktan kafasını zar zor yukarı kaldırdı ve "Artık çok geç" diye mırıldandı.Siyah güneşten yere siyah damlacıklar düşmeye başladı.İlk damla Lucinda nın yanağına düşmüştü. Ağaçların kurumuş yaprakları siyah olmuştu. Yerde garip şekilli gölgeler gezmeye başladı. Lucinda "Bunlar...canlı mı ?" diye sordu.
Geri çekildi kılcını kaldırdı.Gölgelerden biri yerden çıktı ve garip bir canavara dönüştü.İri yarı iğrenç bir gölge canavarıydı. Lucinda "Bunlar oldukça zararlı..ama bana dokunamazlar bile" dedi.Canavar kollarını açtı ve kafasını siyah güneşe doğrultup incecik ,yüksek bir ıslık sesi çıkardı.Lucinda hiç etkilenmemişti. Lucinda'nın kılıcının etrafını buz mavisi mistik bir tabaka kapladı .İleri doğru koştu ,yokoldu.Ardından yukarıda belirip canavarı ortadan ikiye ayırdı.Canavar 2 parça olup yere yıkıldı. Lucinda parmaklarını saçlarının arasına geçirdi ve "İşte bukadar " dedi. Tam arkalarını dönüp gidecekken yerdeki 2 parçadan 2 yeni canavar oluştu. Lucinda "Yeter bu kadar " diye söylendi ve yan döndü ve elini canavara doğrulttu. Avucunda siyah bir top oluştu etrafında mor elektirk dalgaları geziyordu. Topu onlara doğru fırlattı ve ardından bir kaç adım geri çekilip acı içinde yer altına dönen gölge canavarlarını seyretti. Lilian boğazını temizledi ve "Hadi..burda işmiz bitti " dedi.
-------
Miranda nın açtığı yolun sonuna geldiklerinde dev bir labirent gözüktü uzaklarda. Üstünde bir sis tabakası, labirentin girişindede ateş ve sudan oluşan bir top vardı.Çok büyüktü. Oldukları yerde büyülenmiş gibi topa bakıyorlardı.Soğuk bir rüzgar esmeye başladı,gökyüzünü siyah bulutlar kaplıyordu.Uzun bir sessizlikten sonra duyulan tek şey iki kızın kıkırdaması oldu.
------
Lilian oraları çok iyi bilen birisi olarak "Burda böyle birşey yoktu" diye söylendia .Labirent in içinde şimşekler çakıyordu.
"Uçarsak görülürüz,en iyisi şurdaki kayalıklardan aşağı inelim" dedi Lucinda.Miranda ve Lilian a ışıktan oluşan mistik bir ip yaptı ve bellerine bağladı. Diğer ucuda bir kayaya bağlıydı.Dikkatlice kayalardan aşağı süzüldüler.Yere ayak bastıklarında üstlerine yapışan tozları silkelerdiler .Ardından büyük kayalıkların arkasında saklanmaya başladılar.
By~ me -is back ~
Aksiyonlu bir bölüm hissediyorum. Hatta bölümler hissediyorum. Çok yakında gelicek *falcı taklidi yap*.
Şaka bir yana artık ilk bölümlerdeki gibi değilsin İnti-chan. Yine de hep dediğim gibi çok çalışman lazım ama kesinlikle hep ileriye doğru gidiyorsun .
Dövüşlü bölüm istiyom ilerde
Kısacası çakmışın 15. bölümü be İnti-chan, kafam... neyse
Şaka bir yana artık ilk bölümlerdeki gibi değilsin İnti-chan. Yine de hep dediğim gibi çok çalışman lazım ama kesinlikle hep ileriye doğru gidiyorsun .
Dövüşlü bölüm istiyom ilerde
Kısacası çakmışın 15. bölümü be İnti-chan, kafam... neyse
Kafam girsin ki yeni bölüm koyuorm be hacı Ô__Ô
~Episode 16~
Lucinda diğerlerinden önce kalkmış kılıcını bir kayaya dayamış temizliyordu."Bir bu eksikti " diye söyleniyordu kendi kendine.İçindende sürekli aynı şeyi geçiriyordu
"Acaba ölecekmiyiz...Cennet..mi? ...Cehennem...mi ?" [ Varmısınnn yokmusunn XDzuhhayt]
Lilianda bir köşede oturmuş her zaman yanında taşıdığı minik mavi küresine bakıyordu.
"Siyah,saçlı mor gözlü bir kız yaklaşıyor" dedi birdenbire..ardından biraz daha gözlemledi ve ekledi "Hmm görünüşe göre bu kız Naminé"
Kızın boynundaki kar tanesi dövmesini görmüştü.
Miranda sabahtan beri sessizdi.İki kayanın arasına oturmuş üstüne sarkan uzun dallı ağacın mor çiçekli yapraklarıyla oynuyordu.Yağmurdan her tarafları kapkara olmuştu.Çalıların arasından bir ses geldi, bir yanlışlık sonucu dalın üstüne basan Namine yin sesiydi bu.Dalların arasından yavaş yavaş çıktı ve durdu.
Lilian bir an şoka girmişti "Ama nasıl...kürede farklı yerde gözüküyor" dedi.
Namine parmaklarını sivri dişlerinin üstünde gezdirdi ve "Herşey doğru değildir..canım" dedi.
Namine yin kolları suya dönüşmeye başladı.Kolları tamamen suya dönüşünce onları bir kırbaç gibi kullanıp önünde dikilen üç kıza savurdu.Kalın su kırbacının ağır yükünü kaldıramayan kızlar arakaya doğru savruldu ve kayalara çarptı.Lucinda havaya kalkan tozların arasından ışık ipini gönderdi ve Namine yin bacaklarını yakalamaya çalıştı.İpler Namine yin bacaklarını sıkı sıkı kavrayınca aağa kaktı ve ona doğru koşmaya başladı.Yere düşen Namine bir yandan kendine doğru koşmakta olan Lucinda ya bakıyordu biryandanda uzun tırnaklarıyla ipi çözmeye çalışıyordu.Birden sırtı sertçe yere yapıştı.Lucinda sonunda üstüne atlamıştı.Nefesi kesildi , bir an durakladı ve nefes almaya çalıştı.Lucinda nın üstüne olması nefes almasını güçleştiriyordu.
"Nefes...alamıyorum......alabilirim"
Namine bilincini kaybetmek üzereydi.Lucinda acımasıza boynunu sıkıyordu.Miranda daha fazla dayanamadı ve koşup Lucinda nın üstüne atladı.
"Yeter artık delimisin ölecek...Ellesmera yı yenmek için kullanabiliriz onu"
Lucinda onu dinlemiyordu bile.Miranda yı üstünden yana doğru savurdu ve yerden daha yeni doğrulmakta olan Namine yin üstüne atladı.Sonra karnından içeri giren sıcak bir el hisseti.
Namine sinsice sırıttı "Unutma senden daha akıllı ve üstünüm " dedi.Lucinda acı içinde dişlerini sıktı Gözleri beyazlaşmaya başlıyordu.Uzun tırnaklarını el çabukluğuyla Namine yin boynuna geçirdi ve "Unutma ben senin ablanım" dedi.Namine yin boynunu okadar sıkıyorduki tırnakları derisini delmişti bile.Adeta kanlar fışkırıyordu Namine yin boynundan.
Bilinci kapandı..gözleri kapandı .ve kalbi durdu. Namine ölmüştü.Kendini sonsuz bir karanlığın içinde beyaz bir elbise giymiş düşerken buldu.Normal halindeydi.Karşısındada yavaş yavaş yokolmkta olan Karanlık Namine vardı.
İyi olan Namine anlamsızca bakan yeşil gözlerini Karanlık Namine ye dikti ve "Sen..Kimsin " dedi ince bir ses tonuyla.
Vücudunun yarısı karanlığa karışan kötü Namine cevap verdi
"Ben..senim"
Namine cevap vermemişti.Karanlıkta düşmeye deam ediyordu sadece.Kötü Namine ise hayatının son anlarını yaşıyordu.Gözleri bulanıklaştı ve tümüyle yokoldu.
----
Gerçek Namine öksürerek uyandı. Lucinda nın elleri hala boynundaydı.
Saçları ve gözleri yavaş yavaş eski renklerine dönüyordu.Lucinda upuzun tırnaklarını Namine yin boynundan çekti ve şaşkınlık içinde boynunu ovalayan Namine ye baktı.Namine ağlıyordu kendisini ablasının boynuna attı ve " Bir daha ypmayacağım ..umarım canınızı yakmamışımdır" diye bağırdı.Lucinda olduğu yerde kalmış uzaklara bakıyordu.Ellerini yavaş yavaş Namine yin beline sardı. "Tamam ..geçti .O pis cadıyı hep beraber öldürücez" dedi.
--
Namine sarılmayı bıraktıktan sonra senderleyrek ayağa kalktı ve Lilian a döndü.
"Herşey için özür dilerim..sana saldırdığımda herşeyi görüyordum ama Ellesmera beni kontrol ediyordu" dedi.
Lilian gülümsedi ve gökyüzündeki siyah güneşe baktı .Ardından gözlerini kaydırarak "Önemli değil herşeyin bir sonu vardır" dedi.
~Episode 16~
Lucinda diğerlerinden önce kalkmış kılıcını bir kayaya dayamış temizliyordu."Bir bu eksikti " diye söyleniyordu kendi kendine.İçindende sürekli aynı şeyi geçiriyordu
"Acaba ölecekmiyiz...Cennet..mi? ...Cehennem...mi ?" [ Varmısınnn yokmusunn XDzuhhayt]
Lilianda bir köşede oturmuş her zaman yanında taşıdığı minik mavi küresine bakıyordu.
"Siyah,saçlı mor gözlü bir kız yaklaşıyor" dedi birdenbire..ardından biraz daha gözlemledi ve ekledi "Hmm görünüşe göre bu kız Naminé"
Kızın boynundaki kar tanesi dövmesini görmüştü.
Miranda sabahtan beri sessizdi.İki kayanın arasına oturmuş üstüne sarkan uzun dallı ağacın mor çiçekli yapraklarıyla oynuyordu.Yağmurdan her tarafları kapkara olmuştu.Çalıların arasından bir ses geldi, bir yanlışlık sonucu dalın üstüne basan Namine yin sesiydi bu.Dalların arasından yavaş yavaş çıktı ve durdu.
Lilian bir an şoka girmişti "Ama nasıl...kürede farklı yerde gözüküyor" dedi.
Namine parmaklarını sivri dişlerinin üstünde gezdirdi ve "Herşey doğru değildir..canım" dedi.
Namine yin kolları suya dönüşmeye başladı.Kolları tamamen suya dönüşünce onları bir kırbaç gibi kullanıp önünde dikilen üç kıza savurdu.Kalın su kırbacının ağır yükünü kaldıramayan kızlar arakaya doğru savruldu ve kayalara çarptı.Lucinda havaya kalkan tozların arasından ışık ipini gönderdi ve Namine yin bacaklarını yakalamaya çalıştı.İpler Namine yin bacaklarını sıkı sıkı kavrayınca aağa kaktı ve ona doğru koşmaya başladı.Yere düşen Namine bir yandan kendine doğru koşmakta olan Lucinda ya bakıyordu biryandanda uzun tırnaklarıyla ipi çözmeye çalışıyordu.Birden sırtı sertçe yere yapıştı.Lucinda sonunda üstüne atlamıştı.Nefesi kesildi , bir an durakladı ve nefes almaya çalıştı.Lucinda nın üstüne olması nefes almasını güçleştiriyordu.
"Nefes...alamıyorum......alabilirim"
Namine bilincini kaybetmek üzereydi.Lucinda acımasıza boynunu sıkıyordu.Miranda daha fazla dayanamadı ve koşup Lucinda nın üstüne atladı.
"Yeter artık delimisin ölecek...Ellesmera yı yenmek için kullanabiliriz onu"
Lucinda onu dinlemiyordu bile.Miranda yı üstünden yana doğru savurdu ve yerden daha yeni doğrulmakta olan Namine yin üstüne atladı.Sonra karnından içeri giren sıcak bir el hisseti.
Namine sinsice sırıttı "Unutma senden daha akıllı ve üstünüm " dedi.Lucinda acı içinde dişlerini sıktı Gözleri beyazlaşmaya başlıyordu.Uzun tırnaklarını el çabukluğuyla Namine yin boynuna geçirdi ve "Unutma ben senin ablanım" dedi.Namine yin boynunu okadar sıkıyorduki tırnakları derisini delmişti bile.Adeta kanlar fışkırıyordu Namine yin boynundan.
Bilinci kapandı..gözleri kapandı .ve kalbi durdu. Namine ölmüştü.Kendini sonsuz bir karanlığın içinde beyaz bir elbise giymiş düşerken buldu.Normal halindeydi.Karşısındada yavaş yavaş yokolmkta olan Karanlık Namine vardı.
İyi olan Namine anlamsızca bakan yeşil gözlerini Karanlık Namine ye dikti ve "Sen..Kimsin " dedi ince bir ses tonuyla.
Vücudunun yarısı karanlığa karışan kötü Namine cevap verdi
"Ben..senim"
Namine cevap vermemişti.Karanlıkta düşmeye deam ediyordu sadece.Kötü Namine ise hayatının son anlarını yaşıyordu.Gözleri bulanıklaştı ve tümüyle yokoldu.
----
Gerçek Namine öksürerek uyandı. Lucinda nın elleri hala boynundaydı.
Saçları ve gözleri yavaş yavaş eski renklerine dönüyordu.Lucinda upuzun tırnaklarını Namine yin boynundan çekti ve şaşkınlık içinde boynunu ovalayan Namine ye baktı.Namine ağlıyordu kendisini ablasının boynuna attı ve " Bir daha ypmayacağım ..umarım canınızı yakmamışımdır" diye bağırdı.Lucinda olduğu yerde kalmış uzaklara bakıyordu.Ellerini yavaş yavaş Namine yin beline sardı. "Tamam ..geçti .O pis cadıyı hep beraber öldürücez" dedi.
--
Namine sarılmayı bıraktıktan sonra senderleyrek ayağa kalktı ve Lilian a döndü.
"Herşey için özür dilerim..sana saldırdığımda herşeyi görüyordum ama Ellesmera beni kontrol ediyordu" dedi.
Lilian gülümsedi ve gökyüzündeki siyah güneşe baktı .Ardından gözlerini kaydırarak "Önemli değil herşeyin bir sonu vardır" dedi.
Spoiler:
By~ me -is back ~
8. sayfa (Toplam 10 sayfa) [ 99 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |