Vampire Knight; Roses on the Chess [Sonnn BLM 25.01.2009] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 14, 15, 16 ... 37, 38, 39, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Önce bi dedimki ne diyor bu m-chan XD Ama anladım okuduğu kitaptan bahsediyor arkadaşımız
Ay ay çok teşekkür eerim çok gurur duydum XD
Pis Anya-chi!!!! Senin yüzünden yarım kaldı işte bööö XD Üstelik olungac değil olgunca olacaktı seninde anladığın üzere
Yeni bölüm inş. bu akşama XD Mat sınavım var bana bol şans dileyin 

Pis Anya-chi!!!! Senin yüzünden yarım kaldı işte bööö XD Üstelik olungac değil olgunca olacaktı seninde anladığın üzere



yine güzel bi bölüm de. ne biçim bi kardeşliktir bu böyle? üvey de olsa kardeşler ama sanki sevgililermiş gibin
açıkçası yuuki ile zero yakışıyolar.zero sert biri. yuuki ise korunmaya muhtaç gibi ya o bakımdan 




***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson

Eski Maron_Rei

Karin Axelsson


Bu bölümü ben yazdım
Aqua'nın zorlamalarıyla tabi
umarım güzel olmuştur devamını yarına aqua yazacak inşallah
neyse iyi okumalar
___________________________________________________________
Zero beden eğitimi dersinde yine kendini diğerlerinden uzaklaştırmıştı. Ahırda, Atı Lily’nin yanına uzanmış Bely’nin tavır ve davranışlarındaki ani değişimin nedenini düşünüyordu. Onun Bely’si eskiden daha masumdu, aslında masum olması doğaldı çünkü daha o zamanlar küçük bir kız çocuğuydu, şimdi ise bir genç kızdı yine de onun böylesine gizemli olmasından hoşnut değildi, tüm bunları düşünürken duyduğu ayak sesleriyle gözlerini açtı, Lily birinin geldiğini haber verir gibi huzursuzlanmıştı
“Hadi sakin ol…” diye atın başını okşadı Zero ve kimin geldiğine bakmak için kapıya yöneldi tam o sırada Bely ile yüz yüze geldiler. Yanakları kızaran Zero hızla arkasını döndü. Bely’nin kıkırdamalarını duyabiliyordu, anlaşılan küçük kız –Zero onu hale öyle görüyordu- kendisiyle uğraşmaktan büyük zevk alıyordu. Kendisini toparlayan Zero
“Ne istiyorsun Bely” dedi ciddi bir ses tonu takınmıştı; fakat Bely ona aldırmadan, hızla Zeronun yanından geçti:
“Aaa ne şeker şeysin sen!!” diyerek elini Lily’nin başına uzatmaya yeltendi ama Zero’nun
“Yapma!” demesiyle irkildi.
“Ne var ya ödümü patlattın” diye dil çıkardı Bely, bir iki adım gerilemişti.
“Lily, kimsenin kendisine yaklaşmasına izin vermez, canının yanmasını istemiyorsan o attan uzak durmanı tavsiye ederim” dedi Zero, kapıdan dışarı çıkarken, ama Bely işi inada bindirmişti. Atın bulunduğu yere geçti ve ;
“Hadi bakalım üzerine binmeme izin ver güzel kız” diye Lily’ye telkinde bulundu. Zero büyük bir şokla arkasını döndü.
“Hey ne yapıyorsun sen canına mı susadın” diye Bely’yi kolundan kavradı. Küçük bir balık gibi çırpınan Bely,
“Bırak ya bineceğim diyorum işte sanane” dedi ve ayağıyla Zero’nun dizine tekme attı. Zero tekmenin verdiği acıyla Bely’yi bıraktı. Yüzünde pis bir sırıtış vardı;
“İyi o zaman dene bakalım ama sonuçlarından ben sorumlu değilim” dedi. Ama hala tedirgindi, Lily’ye baktı; halinden hoşnut gibiydi, üstelik Bely’ye karşı herhangi bir tepki vermemişti. Zero bunları düşünürken Bely çoktan harekete geçmişti, geme ayağını attı ve asılarak ata binmeyi başardı. Lily hala sessizdi..
“E nasılmış Zero bak bindim işte” dedi Bely ama o anda Lily’nin verdiği ani tepkiyle yerinden zıpladı. Zero gözlerini kocaman açtı, Lily’nin onu sırtından atacağını düşündü ama öyle olmadı, at sadece Bely’ye sevgisini göstermeye çalışmıştı, bu inanılmazdı. Lily Zero dışında birinin kendisine binmesine izin vermişti. Yüzüne bir gülümseme yerleşmişti.
“Bely..” diye fısıldadı. Bely ise muzır bir ifadeyle Zero’ya bakıyordu.
“Hadi ne bekliyorsun, sende gelsene biraz dolaşalım”
“Yorgunum, sen git arkandan gelirim belki. Ama dikkatli ol, Anya’yı bulsan iyi olur sana göz kulak olması için birilerine ihtiyacın var”
“Hmph, hiç de bile ben kendi başıma idare edebilirim hem ilk defa ata binmiyorum ki, unutma küçük bey ben bir hanımefendi gibi yetiştirildim”
“Bilirim, ama hala küçük bir kız çocuğundan farkın yok” ama aniden geçen seferki olayı anımsadı. Bely’nin bu sefer ne yapacağını merak ediyordu. Bely ise atın üzerinde sessizce kapıdan çıktı ama aniden arkasını döndü.
“Bööö” diye dil çıkardı. Ve hızla uzaklaştı.
“Hey yavaş git, sana diyorum… Küçük velet” diye arkasından bağırdı Zero
“ Beni kızdırma yoksa üzerine sürerim bu atı” diye cevap verdi Bely.
“Ben seninle ne yapacağım” diye umutsuzca başını salladı Zero.
Anya ise bir ağacın altına oturmuş, öğrencilerin etrafta koşuşturmalarını izliyor –ya da öyle görünüyordu- bir yandan da yeni bestesini düşünüyordu. Kalemi her zamanki gibi ağzındaydı; ne zaman beste yapacak olsa elindeki kalemi ağzına alır ve derin düşüncelere dalardı. Bu anlarda Bely bilirdi ki Anya tamamen dış dünyadan uzaklaşmış olurdu ve rahatsız edilmek istemezdi. Ama şu anda kafasını bir türlü toparlayamıyordu. Bely için endişeleniyordu belki de, balo olayından sonra sürekli tetikte olmaları gerekiyordu. Ara sırada tartışıyorlardı, istemeden de olsa Bely’nin kalbini kırıyordu.
“Off” diye iç çekti ve kafasını kaldırdı. Kaldırmasıyla ağzındaki kalemin düşmesi bir oldu. Çünkü karşısından hızla biri geçmişti; Bely… Ama asıl anormal olan onun bir atın üstünde olmasıydı.
“İkinci bir at vakası daha olmasına izin veremem” diye ayağa fırladı ve atın olduğu yöne doğru koşmaya başladı. Bir yandan da
“Bu kızı yalnız bırakmamalıydım” diye de yakınıyordu. At vakasına gelince; Anya ve Bely birkaç sene binicilik dersleri almışlardı. Bely’nin bir gün inadı tutmuştu ve asi bir ata binmek istemişti. Anya yanında olsaydı buna izin vermezdi elbet ama o gün hasta olduğu için derslere katılamamıştı, öğretmen ise biraz şaşkın olduğundan dolayı –hatta salak- Bely’yi ikna etmesi mümkün olmamıştı. Sonuç; felaket. Bely atın kontrolünü kaybetmiş ve kendini yerde bulmuştu. Ayağını kırmış ve bir hafta boyunca yataktan çıkamamıştı. Anya’yı da hayatından bezdirmeyi başarmıştı.
“Aa bak bu Lily değil mi, Vay canına o ata nasıl binebilmiş” diye söylenen insanların sesini duyunca Anya’nın tedirginliği artmıştı.
Neyseki, Bely durmuştu, karşısında başka bir atlı daha vardı. Biraz daha dikkatli bakınca bunun Cassidy olduğunu anladı. Koşarak Bely’nin yanına gitti. Anya havadaki gerginliği hissedebiliyordu. Ortam öyle kızışmıştı ki Bely kendisini fark edememişti.
“Vay vay sen ata binmeyi bilirmiydin, sevgili Belinda” dedi Cassidy.
“Evet, sizin kadar iyi olmasa da bilirim” diye cevap verdi Bely sesindeki imayı anlamak zor değildi.
Cassidy ise sırıtarak karşılık verdi. Bely’nin yanından geçerken;
“O zaman binicilik kulübüne beklerim” dedi ve Anya’ya keskin bir bakış attı. Anya’nın nefretini yüzünden okumak mümkündü ama yinede sakinliğini korudu.
“Üzgünüm ama Bely at binemeyecek kadar meşgul” diye ekledi Anya.
Bely o anda Anya’nın varlığını fark etmişti. Tam ağzını açacaktı ki, Lily yüksek sesle kişnedi ve tepinmeye başladı.
“Hey sakin ol Lily…” dedi Bely, paniklemişti. Birden ne olmuştu böyle…
“Yoksa Cassidy..” diye fısıldadı. Ama atın kayışı elinden bırakmak zorunda kalmıştı. Bely Dengesini sağlayamadan, at şaha kalktı; son gördüğü şey Anya’nın tedirgin bakışlarıydı…

umarım güzel olmuştur devamını yarına aqua yazacak inşallah

___________________________________________________________
Zero beden eğitimi dersinde yine kendini diğerlerinden uzaklaştırmıştı. Ahırda, Atı Lily’nin yanına uzanmış Bely’nin tavır ve davranışlarındaki ani değişimin nedenini düşünüyordu. Onun Bely’si eskiden daha masumdu, aslında masum olması doğaldı çünkü daha o zamanlar küçük bir kız çocuğuydu, şimdi ise bir genç kızdı yine de onun böylesine gizemli olmasından hoşnut değildi, tüm bunları düşünürken duyduğu ayak sesleriyle gözlerini açtı, Lily birinin geldiğini haber verir gibi huzursuzlanmıştı
“Hadi sakin ol…” diye atın başını okşadı Zero ve kimin geldiğine bakmak için kapıya yöneldi tam o sırada Bely ile yüz yüze geldiler. Yanakları kızaran Zero hızla arkasını döndü. Bely’nin kıkırdamalarını duyabiliyordu, anlaşılan küçük kız –Zero onu hale öyle görüyordu- kendisiyle uğraşmaktan büyük zevk alıyordu. Kendisini toparlayan Zero
“Ne istiyorsun Bely” dedi ciddi bir ses tonu takınmıştı; fakat Bely ona aldırmadan, hızla Zeronun yanından geçti:
“Aaa ne şeker şeysin sen!!” diyerek elini Lily’nin başına uzatmaya yeltendi ama Zero’nun
“Yapma!” demesiyle irkildi.
“Ne var ya ödümü patlattın” diye dil çıkardı Bely, bir iki adım gerilemişti.
“Lily, kimsenin kendisine yaklaşmasına izin vermez, canının yanmasını istemiyorsan o attan uzak durmanı tavsiye ederim” dedi Zero, kapıdan dışarı çıkarken, ama Bely işi inada bindirmişti. Atın bulunduğu yere geçti ve ;
“Hadi bakalım üzerine binmeme izin ver güzel kız” diye Lily’ye telkinde bulundu. Zero büyük bir şokla arkasını döndü.
“Hey ne yapıyorsun sen canına mı susadın” diye Bely’yi kolundan kavradı. Küçük bir balık gibi çırpınan Bely,
“Bırak ya bineceğim diyorum işte sanane” dedi ve ayağıyla Zero’nun dizine tekme attı. Zero tekmenin verdiği acıyla Bely’yi bıraktı. Yüzünde pis bir sırıtış vardı;
“İyi o zaman dene bakalım ama sonuçlarından ben sorumlu değilim” dedi. Ama hala tedirgindi, Lily’ye baktı; halinden hoşnut gibiydi, üstelik Bely’ye karşı herhangi bir tepki vermemişti. Zero bunları düşünürken Bely çoktan harekete geçmişti, geme ayağını attı ve asılarak ata binmeyi başardı. Lily hala sessizdi..
“E nasılmış Zero bak bindim işte” dedi Bely ama o anda Lily’nin verdiği ani tepkiyle yerinden zıpladı. Zero gözlerini kocaman açtı, Lily’nin onu sırtından atacağını düşündü ama öyle olmadı, at sadece Bely’ye sevgisini göstermeye çalışmıştı, bu inanılmazdı. Lily Zero dışında birinin kendisine binmesine izin vermişti. Yüzüne bir gülümseme yerleşmişti.
“Bely..” diye fısıldadı. Bely ise muzır bir ifadeyle Zero’ya bakıyordu.
“Hadi ne bekliyorsun, sende gelsene biraz dolaşalım”
“Yorgunum, sen git arkandan gelirim belki. Ama dikkatli ol, Anya’yı bulsan iyi olur sana göz kulak olması için birilerine ihtiyacın var”
“Hmph, hiç de bile ben kendi başıma idare edebilirim hem ilk defa ata binmiyorum ki, unutma küçük bey ben bir hanımefendi gibi yetiştirildim”
“Bilirim, ama hala küçük bir kız çocuğundan farkın yok” ama aniden geçen seferki olayı anımsadı. Bely’nin bu sefer ne yapacağını merak ediyordu. Bely ise atın üzerinde sessizce kapıdan çıktı ama aniden arkasını döndü.
“Bööö” diye dil çıkardı. Ve hızla uzaklaştı.
“Hey yavaş git, sana diyorum… Küçük velet” diye arkasından bağırdı Zero
“ Beni kızdırma yoksa üzerine sürerim bu atı” diye cevap verdi Bely.
“Ben seninle ne yapacağım” diye umutsuzca başını salladı Zero.
Anya ise bir ağacın altına oturmuş, öğrencilerin etrafta koşuşturmalarını izliyor –ya da öyle görünüyordu- bir yandan da yeni bestesini düşünüyordu. Kalemi her zamanki gibi ağzındaydı; ne zaman beste yapacak olsa elindeki kalemi ağzına alır ve derin düşüncelere dalardı. Bu anlarda Bely bilirdi ki Anya tamamen dış dünyadan uzaklaşmış olurdu ve rahatsız edilmek istemezdi. Ama şu anda kafasını bir türlü toparlayamıyordu. Bely için endişeleniyordu belki de, balo olayından sonra sürekli tetikte olmaları gerekiyordu. Ara sırada tartışıyorlardı, istemeden de olsa Bely’nin kalbini kırıyordu.
“Off” diye iç çekti ve kafasını kaldırdı. Kaldırmasıyla ağzındaki kalemin düşmesi bir oldu. Çünkü karşısından hızla biri geçmişti; Bely… Ama asıl anormal olan onun bir atın üstünde olmasıydı.
“İkinci bir at vakası daha olmasına izin veremem” diye ayağa fırladı ve atın olduğu yöne doğru koşmaya başladı. Bir yandan da
“Bu kızı yalnız bırakmamalıydım” diye de yakınıyordu. At vakasına gelince; Anya ve Bely birkaç sene binicilik dersleri almışlardı. Bely’nin bir gün inadı tutmuştu ve asi bir ata binmek istemişti. Anya yanında olsaydı buna izin vermezdi elbet ama o gün hasta olduğu için derslere katılamamıştı, öğretmen ise biraz şaşkın olduğundan dolayı –hatta salak- Bely’yi ikna etmesi mümkün olmamıştı. Sonuç; felaket. Bely atın kontrolünü kaybetmiş ve kendini yerde bulmuştu. Ayağını kırmış ve bir hafta boyunca yataktan çıkamamıştı. Anya’yı da hayatından bezdirmeyi başarmıştı.
“Aa bak bu Lily değil mi, Vay canına o ata nasıl binebilmiş” diye söylenen insanların sesini duyunca Anya’nın tedirginliği artmıştı.
Neyseki, Bely durmuştu, karşısında başka bir atlı daha vardı. Biraz daha dikkatli bakınca bunun Cassidy olduğunu anladı. Koşarak Bely’nin yanına gitti. Anya havadaki gerginliği hissedebiliyordu. Ortam öyle kızışmıştı ki Bely kendisini fark edememişti.
“Vay vay sen ata binmeyi bilirmiydin, sevgili Belinda” dedi Cassidy.
“Evet, sizin kadar iyi olmasa da bilirim” diye cevap verdi Bely sesindeki imayı anlamak zor değildi.
Cassidy ise sırıtarak karşılık verdi. Bely’nin yanından geçerken;
“O zaman binicilik kulübüne beklerim” dedi ve Anya’ya keskin bir bakış attı. Anya’nın nefretini yüzünden okumak mümkündü ama yinede sakinliğini korudu.
“Üzgünüm ama Bely at binemeyecek kadar meşgul” diye ekledi Anya.
Bely o anda Anya’nın varlığını fark etmişti. Tam ağzını açacaktı ki, Lily yüksek sesle kişnedi ve tepinmeye başladı.
“Hey sakin ol Lily…” dedi Bely, paniklemişti. Birden ne olmuştu böyle…
“Yoksa Cassidy..” diye fısıldadı. Ama atın kayışı elinden bırakmak zorunda kalmıştı. Bely Dengesini sağlayamadan, at şaha kalktı; son gördüğü şey Anya’nın tedirgin bakışlarıydı…

XD Siteye yollar yollamaz ilk dediği şey *Git yorum yap* oldu XD XD Alkışlıyorum Anya-chii sende kendimi görüyorum XD
İçerik olarka gerçekten çok güzel olmuş
Bely çook kawai olmuş bence
Zero ne yapacak bu kızla ben bilmemki
Çok güzel bir bölümdü tekrar teşekkürler anya-chii ^__^ Evet arkadaşlarr gelecke bölümde bizleri gizemli bir misafir bekliyor
İçerik olarka gerçekten çok güzel olmuş



Çok güzel bir bölümdü tekrar teşekkürler anya-chii ^__^ Evet arkadaşlarr gelecke bölümde bizleri gizemli bir misafir bekliyor



Maron rei ciğim
İlk olarak hikayemi okumaya başladığın için çok sevindim bunu söyleyeyim
İkinci olarak şahsen ben ve yandaşlarım Anti Yuuki ci olduğumuzdan dolayı onu pek görememen çook normal
Üstelik fanficmin genel karakterleri zaten Anya,Bely ve Cassidy..Yuuki içinde tabiki ileride birşeyler düşünüyorum ama şimdilik ı-ıı XD


İkinci olarak şahsen ben ve yandaşlarım Anti Yuuki ci olduğumuzdan dolayı onu pek görememen çook normal

Üstelik fanficmin genel karakterleri zaten Anya,Bely ve Cassidy..Yuuki içinde tabiki ileride birşeyler düşünüyorum ama şimdilik ı-ıı XD

2564415 bölümün sonucunda cassyi görebilmek çok hoş üstelikte at binerken
belyi tebrik ediyor ve ona *zeronun atına binebilen ilk insan,aferin* ödülünü takdim ediyorum
kimmiş bu gizemli karakter merak ettim vampir mi insan mı başka bi tür mü? iyi mi kötü mü ikisinin arasında bişi mi?
Not: şu sözünü ettiğin ekstra bölümüde bekliyorum fizik profesörü prensesi


kimmiş bu gizemli karakter merak ettim vampir mi insan mı başka bi tür mü? iyi mi kötü mü ikisinin arasında bişi mi?

Not: şu sözünü ettiğin ekstra bölümüde bekliyorum fizik profesörü prensesi


XD Cassdy bir çıkacak bir daha gidemeyecek haberini z yok sizin XD
Üstelik gizemli karakteri gizemli tutmaya özen gösteriyorum XD Yarınki matematik sınavını bir atlatayım uzuun bir bölüm yazacağım allahın izniyle bana şans dileyin dostlarım
Üstelik gizemli karakteri gizemli tutmaya özen gösteriyorum XD Yarınki matematik sınavını bir atlatayım uzuun bir bölüm yazacağım allahın izniyle bana şans dileyin dostlarım



süperr gidiyorsunnnn yaaa 



cakal_akin@hotmail.com <----- isteyen ekleyebilir


15. sayfa (Toplam 39 sayfa) [ 384 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |