Vampire Knight; Roses on the Chess [Sonnn BLM 25.01.2009] Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 7, 8, 9 ... 37, 38, 39, Sonraki |
Yazar
Mesaj

eheh vampire knight'ın 2. sezonu çıkınca gaza mı geldin
(tabi ben bayana kadar özet geçince XD )
neyse benim çok hoşuma gitti
bütün karakterler pek havalı
sahneler gözümde canlandı eline sağlık XD
yalnız anya ve bely arasında ne var acaba

neyse benim çok hoşuma gitti


yalnız anya ve bely arasında ne var acaba


AqUa-hime yazmış:
Hakket ya kapıyı kırsaydı ki kırmamış sorry (orda bi höh çekmiştim) nesem keman yayı nie kırılırdı ki



Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:



hepsini baştan okudum daha önce görseydim daha önce okurdum aslında
çok güzel yazmışsın yufi-sama bütün sahneler gözümde canlandı anime izliyor gibi oldum bir an
3. bölümdeki aksiyon sahnesi ayrı bi güzel olmuş daha nice aksiyon sahnelerine
5. bölüm çabuk çıkar inş. 4 ay sonra çıkmasın bide
Not: FlameHaze'in bannerlarıda ayrı bi güzel olmuş elinize sağlık ikinizinde




Not: FlameHaze'in bannerlarıda ayrı bi güzel olmuş elinize sağlık ikinizinde



Kaname benim kitabımda şimdilik Yuukisini vampir olarak görmekten bir hayli uzak XD
------------
Bely,duştan yeni çıkmıştı. Bir eliyle kafasına öylece attığı havluyu ovuşturuyor bir yandanda eline hemen telefonun yanında duran su şişesini alıyordu.
Üzerindeki havluya aldırış etmeden balkona çıktı ve kana kana su içti.Gözünde gözlükler olmadan çok daha iyi hissediyordu kendini..Yada kafasında saçma sapan bir örgü olmadan.Beline kadar inen siyah saçlarını birkaç kez savurdu ve temiz havayı içine çekti..Banyodan sonra kendini tamamen yenilenmiş hissediyordu...Bir an için aklına o gün sabahtan Kaname-senpai ile yaptıkları konuşma geçti..Farkında olmadan yüzüne bir gülümse kondurmuştu..
--Bayan Bely..Tebrik ederim gardiyanlardan biri olmuşsunuz...
Bely,koridorda yürürken birdenbire kendisine yöneltilmiş bu kelimelere şaşırmıştı..Kaafsını kaldırdığında Lord Kaname'yi görmek,dahada şaşırmasına neden olmuştu..Ama hemen yüzünde bir gülümsemeyle
--Ah Lord Kaname..Ne diyebilirimki..Kardeşimin vampir nefretini gören benide öyle zannediyor..
Kaname'nin yüzünde birdenbire çekici bir gülümseme belirmişti.
--Bu kelimelerden,vampirlerden nefret etmediğinizimi çıkarmalıyım...
Bely Kaname'nin amacını anlamıştı.. İşte tam kendini gibi kur yapmayı seven bir insan...Şey tamam belki insan değildi ama kur yapıyordu sonuçta..Bely'de yüzüne cüretkar bir gülümseme yerleştirdi
--Ah evet..Tüm vampirlerin kötü olmasına imkan yok..Ama bu bütün vampirleri seveceğimide göstermez öyle değilmi...
Ah şu safkanlar..Kendilerini her zaman dayanılmaz buluyor olmalıydılar..Yoksa bu kocaman ego nereden geliyor olabilirdiki...Bely içeriye girip üstünü giyindi..Bu saatten sonra dışarı çıkmayacağı için saçlarını toplamadı..Altına kısa kot bir şort üzerinede askılı dar bi bluz geçirdi.Sonrada kendini koltuğa attı.Masmavi gözlerini kapatıp yavaşça kendini huzurun içine bıraktı...Ancak birkaç saniye sonra...Burnuna gelen inanılmaz mide bulandırıcı bir kokuyla gözlerini kcaman açtı..Koşarak tekrar balkona çıktı ve gözleriyle etrafı taradı..En sonundada korktuğu şeyi gördü...Ağacın altında hareketsiz bir şekilde yatan kız öğrenciyi...Düşünmek için zaman yoktu..Ve zaten Bely'de düşünmek yerine hemen harekete geçerdi.Belkide bu yüzden Anya yanında yokken başı hep derde girerdi...Her neyse. Bely hiç vakit kaybetmeden balkondan aşağıya atladı ve bunun yumuşak bir inşi olması için yaratıcıya dua etti...
-------------
--Hey ! Bana baksana sen! En azından bir özür falan dileyebilrisin öyle değilmi!
diye arkasından bağrılmasını bekliyordu Zero..Ama hayır..Anya hiçbirşey demeden gitmesine izin vermişti..Hoş Zero'da özür dileyecek değildi ya..Neyse...
Ama yinede bütün kızlar gibi en azından arkasından bişiler sayması oldukça...Normal olurdu... Ama Zero zaten bu kızın Normal tanımına pek uymadığını anlamıştı..
Bide şu sürekli kendisine tuhaf tuhaf bakan kız Bely vardı..Neden bilmiyordu ama Zero onu sürekli onu birine benzetiyordu...Yada benzettiğini zannediyordu ama tanıdığı kimse olamazdı ki..Geçmişinin tamamen elinden alındığının farkındaydı...Hemde vampirler tarafından..
--------
Bely,yalınayak çimlere basa basa kızın yanına koştu...Yaptığı sert inişten dolayı canı hala yanıyordu ama bunu önemsemedi..Zaten kızın yanına vardığında bütün benliğini saran şaşkınlık acıyı unutmasına neden olmuştu...
--Yuuki?
diyebildi sadece...İşte orada yerde yatıyordu..Kafasını kaldırıp nefes alıp almadığını kontrol etmeye çalıştı ama nabzı çok zayıftı.Hatta..Neredeyse ölmek üzereydi..Şok olmuş gözlerle ona bakmaya devam ederken..Bely'nin Eli birden boynunda sallanan küçük şişeye gitti.İçinde kırmızı bir sıvı sallanıyordu...
Bu şişe,Bely kendini bildi bileli her zaman boynundaydı..Onu çıkardığını bir kere bile hatırlamıyrodu.Banyo yaparken,uyurken her an yanındaydı o kolye..Genellikle Bely,masallardaki sihirli kolyelere inama,hatta onların çok saçma olduklarını düşünerek onlardan nefret ederdi..Ama bu küçük şişe,Bely için çok değerliydi..
Bely,Yuuki'yi tekrar hayata döndürmeye odaklanmıştı ama yapabilecek hiçbirşeyi yoktuki..Bağırıp yardım isteyebilirdi ama sesi çıkmıyordu...
Onun yerine..Hisleri ve vücudu Bely'ye yardım etti..Yavaşça boynundaki küçük şişenin cam kapağını çekip çıkardı...Bu Bely'yi çok şaşırtmalıydı çünkü daha önce onu hiç açamamıştı ama hiç şaşırmamıştı..Transtaydı sanki..
Yavaşça Yuuki'nin ağzına o kırmızı sıvıdan damlattı...Ve o anda Bely transtan çıktı.Yuuki'de birdenbire öksürmeye başlamıştı..Öksürürken ağzından siyah bir şeyler çıkmıştı ve Bely'nin bluzuna sıçramıştı.Ama Bely bunu umursamadı...Çünkü Yuuki yine bayılmıştı..Ama en azından artık nefes alabiliyordu..Bely şimdi ne yapması gerektiğini biliyordu işte. Yuuki'yi kucağına aldı ve koşarak Müdür Croos'un odasına yöneldi...
------------
Bely,duştan yeni çıkmıştı. Bir eliyle kafasına öylece attığı havluyu ovuşturuyor bir yandanda eline hemen telefonun yanında duran su şişesini alıyordu.
Üzerindeki havluya aldırış etmeden balkona çıktı ve kana kana su içti.Gözünde gözlükler olmadan çok daha iyi hissediyordu kendini..Yada kafasında saçma sapan bir örgü olmadan.Beline kadar inen siyah saçlarını birkaç kez savurdu ve temiz havayı içine çekti..Banyodan sonra kendini tamamen yenilenmiş hissediyordu...Bir an için aklına o gün sabahtan Kaname-senpai ile yaptıkları konuşma geçti..Farkında olmadan yüzüne bir gülümse kondurmuştu..
--Bayan Bely..Tebrik ederim gardiyanlardan biri olmuşsunuz...
Bely,koridorda yürürken birdenbire kendisine yöneltilmiş bu kelimelere şaşırmıştı..Kaafsını kaldırdığında Lord Kaname'yi görmek,dahada şaşırmasına neden olmuştu..Ama hemen yüzünde bir gülümsemeyle
--Ah Lord Kaname..Ne diyebilirimki..Kardeşimin vampir nefretini gören benide öyle zannediyor..
Kaname'nin yüzünde birdenbire çekici bir gülümseme belirmişti.
--Bu kelimelerden,vampirlerden nefret etmediğinizimi çıkarmalıyım...
Bely Kaname'nin amacını anlamıştı.. İşte tam kendini gibi kur yapmayı seven bir insan...Şey tamam belki insan değildi ama kur yapıyordu sonuçta..Bely'de yüzüne cüretkar bir gülümseme yerleştirdi
--Ah evet..Tüm vampirlerin kötü olmasına imkan yok..Ama bu bütün vampirleri seveceğimide göstermez öyle değilmi...
Ah şu safkanlar..Kendilerini her zaman dayanılmaz buluyor olmalıydılar..Yoksa bu kocaman ego nereden geliyor olabilirdiki...Bely içeriye girip üstünü giyindi..Bu saatten sonra dışarı çıkmayacağı için saçlarını toplamadı..Altına kısa kot bir şort üzerinede askılı dar bi bluz geçirdi.Sonrada kendini koltuğa attı.Masmavi gözlerini kapatıp yavaşça kendini huzurun içine bıraktı...Ancak birkaç saniye sonra...Burnuna gelen inanılmaz mide bulandırıcı bir kokuyla gözlerini kcaman açtı..Koşarak tekrar balkona çıktı ve gözleriyle etrafı taradı..En sonundada korktuğu şeyi gördü...Ağacın altında hareketsiz bir şekilde yatan kız öğrenciyi...Düşünmek için zaman yoktu..Ve zaten Bely'de düşünmek yerine hemen harekete geçerdi.Belkide bu yüzden Anya yanında yokken başı hep derde girerdi...Her neyse. Bely hiç vakit kaybetmeden balkondan aşağıya atladı ve bunun yumuşak bir inşi olması için yaratıcıya dua etti...
-------------
--Hey ! Bana baksana sen! En azından bir özür falan dileyebilrisin öyle değilmi!
diye arkasından bağrılmasını bekliyordu Zero..Ama hayır..Anya hiçbirşey demeden gitmesine izin vermişti..Hoş Zero'da özür dileyecek değildi ya..Neyse...
Ama yinede bütün kızlar gibi en azından arkasından bişiler sayması oldukça...Normal olurdu... Ama Zero zaten bu kızın Normal tanımına pek uymadığını anlamıştı..
Bide şu sürekli kendisine tuhaf tuhaf bakan kız Bely vardı..Neden bilmiyordu ama Zero onu sürekli onu birine benzetiyordu...Yada benzettiğini zannediyordu ama tanıdığı kimse olamazdı ki..Geçmişinin tamamen elinden alındığının farkındaydı...Hemde vampirler tarafından..
--------
Bely,yalınayak çimlere basa basa kızın yanına koştu...Yaptığı sert inişten dolayı canı hala yanıyordu ama bunu önemsemedi..Zaten kızın yanına vardığında bütün benliğini saran şaşkınlık acıyı unutmasına neden olmuştu...
--Yuuki?
diyebildi sadece...İşte orada yerde yatıyordu..Kafasını kaldırıp nefes alıp almadığını kontrol etmeye çalıştı ama nabzı çok zayıftı.Hatta..Neredeyse ölmek üzereydi..Şok olmuş gözlerle ona bakmaya devam ederken..Bely'nin Eli birden boynunda sallanan küçük şişeye gitti.İçinde kırmızı bir sıvı sallanıyordu...
Bu şişe,Bely kendini bildi bileli her zaman boynundaydı..Onu çıkardığını bir kere bile hatırlamıyrodu.Banyo yaparken,uyurken her an yanındaydı o kolye..Genellikle Bely,masallardaki sihirli kolyelere inama,hatta onların çok saçma olduklarını düşünerek onlardan nefret ederdi..Ama bu küçük şişe,Bely için çok değerliydi..
Bely,Yuuki'yi tekrar hayata döndürmeye odaklanmıştı ama yapabilecek hiçbirşeyi yoktuki..Bağırıp yardım isteyebilirdi ama sesi çıkmıyordu...
Onun yerine..Hisleri ve vücudu Bely'ye yardım etti..Yavaşça boynundaki küçük şişenin cam kapağını çekip çıkardı...Bu Bely'yi çok şaşırtmalıydı çünkü daha önce onu hiç açamamıştı ama hiç şaşırmamıştı..Transtaydı sanki..
Yavaşça Yuuki'nin ağzına o kırmızı sıvıdan damlattı...Ve o anda Bely transtan çıktı.Yuuki'de birdenbire öksürmeye başlamıştı..Öksürürken ağzından siyah bir şeyler çıkmıştı ve Bely'nin bluzuna sıçramıştı.Ama Bely bunu umursamadı...Çünkü Yuuki yine bayılmıştı..Ama en azından artık nefes alabiliyordu..Bely şimdi ne yapması gerektiğini biliyordu işte. Yuuki'yi kucağına aldı ve koşarak Müdür Croos'un odasına yöneldi...



8. sayfa (Toplam 39 sayfa) [ 384 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |