Yeni Dünya: Büyük Savaş Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Hikaye büyük felaketlerin ardından yok olan ve koruma altına alınan 3 bölge'nin hikayesidir.Bu üç bölge etrafı büyük çöllerle çevrilmiş yerlerdir.Bu yüzden isimleri adadır...
red island:paranın olmadığı herkesin çok eşit olduğu bir şehir ve herkes bilgiye önem verir.en bilgilerini yöneticileri seçerler.ancak dağlık ve sefil bir yerde yaşarlar.
green island:dini bir yönetimle yönetilen ada.her dinden bir temsilci vardır ve devleti bunlar yönetirler.rehaf seviyesi iyi sayılabilir.yaşamak için ideal bir adadır.
white island:paraya tapan insanlar.en zengin olan devleti yönetir ve sözü geçer.en zengin ada ve buradaki en fakir insanlar bile çok çok çok zengin.
Hikayenin kahramanlarını bölümlerde yavaş yavaş tanıyacağız...
Sezon 1:Rise of Red İsland(Kızıl Ada Yükseliyor)
1. Bölüm:The Return of Zuko(Zuko'nun Dönüşü)
O gün Red İsland tarihinin en hareketli günlerinden birini yaşıyordu.Uzun süredir ada dışında gözlemcilik yapan zuko o gün şehre dönüyordu.Adanın surları civarında bütün ada halkı toplanmıştı.Adanın en bilgilerinden olan yaşlı Myrkul 3 ay sonra dışarı zuko'yu karşılamaya çıkmıştı.zuko adanın ilk savaşcılarından Kulke'nin torunuydu.Kulke Myrkul'un da en yakın dostuydu.Bu yüzden zuko'nun eğitimiyle myrkul ilgilenmişti.zuko 14 yaşında bu yolculuğa çıktığında yanında olan bir şey vardı.myrul'la beraber yaptıkları kılıcı.bu kılıç zuko'nun çok kez tek dostu oldu 2 yıl boyunca.Myrkul birden 6 yaşında zuko'yla ilk eğitime başladıkları günü hatırladı.önce sabırı öğretti ona myrkul ve şimdi o sabrın meyvesi olarak zuko elinde birçok önemli bilgiyle adaya geliyordu.birden herkes sustu ve adanın kapıları açıldı.gelen zuko'ydu.myrkul'un yeni öğrencisi 14 yaşındaki öğrencisi geveze daichi hemen konuşmaya başladı:
-zuko eski dostum seni yeniden aramızda görmek ne güzel..
zuko ''daichi'' dedi çoşkuyla iki eski arkadaş kucaklaştı fakat zuko'nun gözleri esas myrkul'u arıyordu ve onu görür görmez koşmaya başladı.ve myrkul'a sarılarak
zuko:usta myrkul sizi yeniden görmek mutluluk verici.
myrkul:ben de seni gördüğüme çok sevindim evlat..
zuko:size anlatmam gereken çok önemli şeyler var.bundan iki ay önce white island'ın en iyi savaşcısı kaine'yle karşılaştım daha sonra green island civarında bir grup kilise savaşcısı beni kıstırdı ellerinden zor kurtuldum..
myrkul:sakin ol evlat önce şölen başlasın.herkes seninle hasret gidermek için sabırsızlanıyor.özellikle de Lethe seni çok özledi....
Birinci Bölüm Sonu
umarm beğenirsiniz, çok uzun yazmadım.
red island:paranın olmadığı herkesin çok eşit olduğu bir şehir ve herkes bilgiye önem verir.en bilgilerini yöneticileri seçerler.ancak dağlık ve sefil bir yerde yaşarlar.
green island:dini bir yönetimle yönetilen ada.her dinden bir temsilci vardır ve devleti bunlar yönetirler.rehaf seviyesi iyi sayılabilir.yaşamak için ideal bir adadır.
white island:paraya tapan insanlar.en zengin olan devleti yönetir ve sözü geçer.en zengin ada ve buradaki en fakir insanlar bile çok çok çok zengin.
Hikayenin kahramanlarını bölümlerde yavaş yavaş tanıyacağız...
Sezon 1:Rise of Red İsland(Kızıl Ada Yükseliyor)
1. Bölüm:The Return of Zuko(Zuko'nun Dönüşü)
O gün Red İsland tarihinin en hareketli günlerinden birini yaşıyordu.Uzun süredir ada dışında gözlemcilik yapan zuko o gün şehre dönüyordu.Adanın surları civarında bütün ada halkı toplanmıştı.Adanın en bilgilerinden olan yaşlı Myrkul 3 ay sonra dışarı zuko'yu karşılamaya çıkmıştı.zuko adanın ilk savaşcılarından Kulke'nin torunuydu.Kulke Myrkul'un da en yakın dostuydu.Bu yüzden zuko'nun eğitimiyle myrkul ilgilenmişti.zuko 14 yaşında bu yolculuğa çıktığında yanında olan bir şey vardı.myrul'la beraber yaptıkları kılıcı.bu kılıç zuko'nun çok kez tek dostu oldu 2 yıl boyunca.Myrkul birden 6 yaşında zuko'yla ilk eğitime başladıkları günü hatırladı.önce sabırı öğretti ona myrkul ve şimdi o sabrın meyvesi olarak zuko elinde birçok önemli bilgiyle adaya geliyordu.birden herkes sustu ve adanın kapıları açıldı.gelen zuko'ydu.myrkul'un yeni öğrencisi 14 yaşındaki öğrencisi geveze daichi hemen konuşmaya başladı:
-zuko eski dostum seni yeniden aramızda görmek ne güzel..
zuko ''daichi'' dedi çoşkuyla iki eski arkadaş kucaklaştı fakat zuko'nun gözleri esas myrkul'u arıyordu ve onu görür görmez koşmaya başladı.ve myrkul'a sarılarak
zuko:usta myrkul sizi yeniden görmek mutluluk verici.
myrkul:ben de seni gördüğüme çok sevindim evlat..
zuko:size anlatmam gereken çok önemli şeyler var.bundan iki ay önce white island'ın en iyi savaşcısı kaine'yle karşılaştım daha sonra green island civarında bir grup kilise savaşcısı beni kıstırdı ellerinden zor kurtuldum..
myrkul:sakin ol evlat önce şölen başlasın.herkes seninle hasret gidermek için sabırsızlanıyor.özellikle de Lethe seni çok özledi....
Birinci Bölüm Sonu
umarm beğenirsiniz, çok uzun yazmadım.
Bölüm 2:The Best Fighter in White Island(Beyaz Ada'nın En İyi Savaşcısı)
White Island'ın geniş sınırlarının içerisindeki en ulu orman olan white jungle'ın tam ortasında bembeyaz bir köşk vardı.bu köşk kaine'ın babası nikola'ya aitti.nikola white island'ın sayılı zenginlerindendi.nikola'nın babası olan chivas white island'ın kurucularındandı.hatta ilk başkanı.bundan dolayı paraların üzerinde bile onun resimleri vardı.o öldüğünde yetkilerini oğlu nikola devraldı.şimdi nikola 50 yaşındaydı ve yetkilerini 15 yaşındaki oğlu kaine'a vermek istiyordu fakat kaine asker olmak istiyordu.annesinin babası olan jose tarafından(ki kendisi white island'ın paralı askerlerinin lideriydi.)ilk kez kılıçla eğitilmişti ama uzmanlaştığı alet şu an baltaydı.white island'ın en iyi savaşcısı deniyordu ona fakat bu abartıydı çünkü sadece 15 yaşındaydı o.yine de iyi bir savaşcı olduğu doğruydu çünkü white island'ın 13-18 yaşları arasındaki çocukları eğittiği takımın lideriydi fakat son günlerde çok sinirliydi çünkü red island'lı zuko'yu elinden kaçırmıştı.birden o ana döndü...
kaine:heyy kırmızılı sen kimsin?
zuko:ben zuko.ya sen kimsin?üzerindeki beyazlara ve fiyakalı elbiselere bakılırsa white island'dan olmalısın.
kaine:doğru bildin.elindeki kılıca göre sen de bir savaşcısın al gardını...
kaine onu kıstırdı ve dengesiz yakaladı.az kalsın baltasıyla kafasını uçuruyordu.zuko hızlı bir darbeyle ona kılıcının arkasıyla vurdu.bu hareket kaine'in hareketini kısıtladı.zuko kaçmaya başladı..kaine arkadan bağırıyordu:
-''ben kaine.beni sakın unutma yabancı seni bir gün yok edeceğim...
White Island'ın geniş sınırlarının içerisindeki en ulu orman olan white jungle'ın tam ortasında bembeyaz bir köşk vardı.bu köşk kaine'ın babası nikola'ya aitti.nikola white island'ın sayılı zenginlerindendi.nikola'nın babası olan chivas white island'ın kurucularındandı.hatta ilk başkanı.bundan dolayı paraların üzerinde bile onun resimleri vardı.o öldüğünde yetkilerini oğlu nikola devraldı.şimdi nikola 50 yaşındaydı ve yetkilerini 15 yaşındaki oğlu kaine'a vermek istiyordu fakat kaine asker olmak istiyordu.annesinin babası olan jose tarafından(ki kendisi white island'ın paralı askerlerinin lideriydi.)ilk kez kılıçla eğitilmişti ama uzmanlaştığı alet şu an baltaydı.white island'ın en iyi savaşcısı deniyordu ona fakat bu abartıydı çünkü sadece 15 yaşındaydı o.yine de iyi bir savaşcı olduğu doğruydu çünkü white island'ın 13-18 yaşları arasındaki çocukları eğittiği takımın lideriydi fakat son günlerde çok sinirliydi çünkü red island'lı zuko'yu elinden kaçırmıştı.birden o ana döndü...
kaine:heyy kırmızılı sen kimsin?
zuko:ben zuko.ya sen kimsin?üzerindeki beyazlara ve fiyakalı elbiselere bakılırsa white island'dan olmalısın.
kaine:doğru bildin.elindeki kılıca göre sen de bir savaşcısın al gardını...
kaine onu kıstırdı ve dengesiz yakaladı.az kalsın baltasıyla kafasını uçuruyordu.zuko hızlı bir darbeyle ona kılıcının arkasıyla vurdu.bu hareket kaine'in hareketini kısıtladı.zuko kaçmaya başladı..kaine arkadan bağırıyordu:
-''ben kaine.beni sakın unutma yabancı seni bir gün yok edeceğim...
Bölüm 3:The Muslim Fighter(Müslüman Savaşcı)
Green İsland'ın yönetim kurulu öğelerinden olan Hassan Ali'ye bundan 10 yıl önce anne ve babası son büyük felakette ölen adı Hayate Masaru olan japon bir çocuk bırakmışlardı.Hassan'ın eşi Fatma kısırdı.Bundan dolayı Hassan çocuğu hemen sahiplenmiş kendi oğlu gibi sevmişti.8 yaşında bu çocuğa önce arapça'yı öğretti.ardından islamiyeti anlattı ona ve şimdi Hayate'de bir müslümandı.Hassan onun bir din alimi olmasını istiyordu.Hayate de aslında dine karşı çok ilgiyliydi.Her gün namazını kılmak için camiye giderdi.Ancak bir tutkusu vardı o da savaşmak.Bütün dünyaya islamiyeti yaymak istiyordu.Dünya'da iki şeyden nefret ediyordu.Biri dinsiz olan Red İsland'dı.Diğeri de paraya tapan White İsland.Green İsland'ın ordusunun sol kanadını oluşturan Müslüman birliklerin en önemli savaşcısıydı aynı zamanda.Hayate'nin büyük büyük dedesi Japon Ordusunun eski albaylarındandı.Savaşcı ve lider ruhu ondan geliyordu.18 yaşındaydı Hayate.Kafasına koymuştu ününü çok duyduğu Kaine'ı yok etmek için White İsland'a gidecekti.Hassan Ali ve Fatma'nın helaliklerini aldı ve yola koyuldu.Yanında ise tek bir kişi vardı.Musevi olan Aaron'da kendisine yol arkadaşı olmuştu.zaten ikisi beraber büyümüşlerdi dinleri farklı olsa da dilleri ve yaşam tarzları benzerdi.her ikisi de Kaine'ı yok etmeye yemin etmişti.
Hayate:Aaron ilk önce Red İsland civarında kamp kurmaya ne dersin?Belki birini kıstırıp bilgi alabiliriz...
Aaron:Mantıklı bi öneri ama bana kalırsa Red İsland'la vakit kaybetmeyelim.Direkt olarak White İsland'a gitmeliyiz.Paraya tapan o mahluklar yok olmalı.Herkes tek bir tanrının var olduğu kabul etmeli...
Green İsland'ın yönetim kurulu öğelerinden olan Hassan Ali'ye bundan 10 yıl önce anne ve babası son büyük felakette ölen adı Hayate Masaru olan japon bir çocuk bırakmışlardı.Hassan'ın eşi Fatma kısırdı.Bundan dolayı Hassan çocuğu hemen sahiplenmiş kendi oğlu gibi sevmişti.8 yaşında bu çocuğa önce arapça'yı öğretti.ardından islamiyeti anlattı ona ve şimdi Hayate'de bir müslümandı.Hassan onun bir din alimi olmasını istiyordu.Hayate de aslında dine karşı çok ilgiyliydi.Her gün namazını kılmak için camiye giderdi.Ancak bir tutkusu vardı o da savaşmak.Bütün dünyaya islamiyeti yaymak istiyordu.Dünya'da iki şeyden nefret ediyordu.Biri dinsiz olan Red İsland'dı.Diğeri de paraya tapan White İsland.Green İsland'ın ordusunun sol kanadını oluşturan Müslüman birliklerin en önemli savaşcısıydı aynı zamanda.Hayate'nin büyük büyük dedesi Japon Ordusunun eski albaylarındandı.Savaşcı ve lider ruhu ondan geliyordu.18 yaşındaydı Hayate.Kafasına koymuştu ününü çok duyduğu Kaine'ı yok etmek için White İsland'a gidecekti.Hassan Ali ve Fatma'nın helaliklerini aldı ve yola koyuldu.Yanında ise tek bir kişi vardı.Musevi olan Aaron'da kendisine yol arkadaşı olmuştu.zaten ikisi beraber büyümüşlerdi dinleri farklı olsa da dilleri ve yaşam tarzları benzerdi.her ikisi de Kaine'ı yok etmeye yemin etmişti.
Hayate:Aaron ilk önce Red İsland civarında kamp kurmaya ne dersin?Belki birini kıstırıp bilgi alabiliriz...
Aaron:Mantıklı bi öneri ama bana kalırsa Red İsland'la vakit kaybetmeyelim.Direkt olarak White İsland'a gitmeliyiz.Paraya tapan o mahluklar yok olmalı.Herkes tek bir tanrının var olduğu kabul etmeli...
Bölüm 4:The Story of Talkative Daichi(Geveze Daichi'nin Hikayesi)
Daichi gözlerini Red Island sınırları içinde açmıştı.herşeyden habersiz ufak bir çocukken en büyük hayali dünya'yı gezmekti.çünkü burada çok sıkılıyordu.bütün yaşıtları ya savaşcı olarak yetişiyorlardı yada çiftci olan babalarına yardım ediyorlardı.bundan dolayı hep yanlız kalıyordu.ta ki myrkul'un öğrenciliğine girene kadar.babasu oğlunu savaşa giderken sadece kendini de yetiştiren myrkul'a verebilirdi.9 yaşında geldiği myrkul'un 5 yıldır yanındaydı.eski ufak tefek çocuk yoktu artık.uzun sayılabilecek 1.75lik biriydi.en iyi dostu zuko döndüğünden beri sefere çıkmak için gün sayıyordu.sıra ondaydı.bir yandan mutluydu çünkü dünya'yı gezecekti.Green ve White Island'dan onlarca insanla tanışacak belki de savaşacaktı.diğer yandan ise dostu zuko'yu ve babası gibi sevdiği myrkul'u bırakmak zor geliyordu ama ne olursa olsun gidecekti.babasını öldüren white island'dan intikamını alacaktı.bir gün yine çok iyi kullandığı okları ve yayıyla antreman yaparken yanına hayatta en sevdiği iki kişi zuko ve myrkul yanına geldi.
Daichi:usta, zuko ne işiniz var burda?
Myrkul:ne o evlat.yoksa bizi gördüğüne sevinmedin mi?bilirim eline ok ve yay aldığın zaman rahatsız edilmeyi sevmezsin ama sana bir haberim var.
Daichi:hayır usta beni yanlış anladınız.ben sadece merak etmiştim ve sanırım merak etmekte haklıyım.nedir bu haber?
Zuko:haber şu ki minik dost be-
Daichi:zuko artık bana minik dost demeyi bırak.14'üme geldim.yakında sefere çıkıcam.
Zuko:Ben de o konuda konuşacaktım.ben uzun süre düşündüm ve seninle gelmeye karar verdim.Kaine'la bir kez daha savaşmak istiyorum.onu geçen sefer öldürmediğime öyle pişmanım ki.
Daichi:işte iyi haber diye ben buna derim.zekalarımızla senin kılıcı kullanma gücünle ve benim okla uçan bir sineği bile vurabilme yeteneğim sayesinde yenemeyeceğimiz düşman kalmayacak.
Zuko:bir de senin çenen var ona haksızlık etme.
Daichi:hahaha seni ukala...
Myrkul:tamam çocuklar tamam kesin
Daichi gözlerini Red Island sınırları içinde açmıştı.herşeyden habersiz ufak bir çocukken en büyük hayali dünya'yı gezmekti.çünkü burada çok sıkılıyordu.bütün yaşıtları ya savaşcı olarak yetişiyorlardı yada çiftci olan babalarına yardım ediyorlardı.bundan dolayı hep yanlız kalıyordu.ta ki myrkul'un öğrenciliğine girene kadar.babasu oğlunu savaşa giderken sadece kendini de yetiştiren myrkul'a verebilirdi.9 yaşında geldiği myrkul'un 5 yıldır yanındaydı.eski ufak tefek çocuk yoktu artık.uzun sayılabilecek 1.75lik biriydi.en iyi dostu zuko döndüğünden beri sefere çıkmak için gün sayıyordu.sıra ondaydı.bir yandan mutluydu çünkü dünya'yı gezecekti.Green ve White Island'dan onlarca insanla tanışacak belki de savaşacaktı.diğer yandan ise dostu zuko'yu ve babası gibi sevdiği myrkul'u bırakmak zor geliyordu ama ne olursa olsun gidecekti.babasını öldüren white island'dan intikamını alacaktı.bir gün yine çok iyi kullandığı okları ve yayıyla antreman yaparken yanına hayatta en sevdiği iki kişi zuko ve myrkul yanına geldi.
Daichi:usta, zuko ne işiniz var burda?
Myrkul:ne o evlat.yoksa bizi gördüğüne sevinmedin mi?bilirim eline ok ve yay aldığın zaman rahatsız edilmeyi sevmezsin ama sana bir haberim var.
Daichi:hayır usta beni yanlış anladınız.ben sadece merak etmiştim ve sanırım merak etmekte haklıyım.nedir bu haber?
Zuko:haber şu ki minik dost be-
Daichi:zuko artık bana minik dost demeyi bırak.14'üme geldim.yakında sefere çıkıcam.
Zuko:Ben de o konuda konuşacaktım.ben uzun süre düşündüm ve seninle gelmeye karar verdim.Kaine'la bir kez daha savaşmak istiyorum.onu geçen sefer öldürmediğime öyle pişmanım ki.
Daichi:işte iyi haber diye ben buna derim.zekalarımızla senin kılıcı kullanma gücünle ve benim okla uçan bir sineği bile vurabilme yeteneğim sayesinde yenemeyeceğimiz düşman kalmayacak.
Zuko:bir de senin çenen var ona haksızlık etme.
Daichi:hahaha seni ukala...
Myrkul:tamam çocuklar tamam kesin
bekliyorum ... ilgimi çekti... 8)
[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam
eger bu mesaj yayınlandıysa bu sitede bir sorun yoktur
Dante%Vergil >>> Dead_-or-_live@hotmail.com
Spoiler:
öff devamı gelmiycek anlaşıldı
[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 11 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |