11. İstanbul Japon Filmleri Festivali |
Yazar
Mesaj
Bu senenin programı da en nihayetinde belli olmuş. 4-14 Şubat tarihleri arası Akbank Sanat'ta gerçekleşecek festivalin programı şu şekilde.
Filmleri bilmiyorum ama anime programı bana kalırsa vasat. Kötü filmler seçildiğinden değil tabii ama piyasada hiç güzel film kalmamış gibi üst üste aynı filmleri göstermelerini gereksiz buluyorum. Neyse, vardır elbet bir sebebi.
Fırsat olursa 7 Şubat'taki gösterimleri izlemek istiyorum. Kelime Bahçesi üzerine Ruhların Kaçışı, mis!
Filmleri bilmiyorum ama anime programı bana kalırsa vasat. Kötü filmler seçildiğinden değil tabii ama piyasada hiç güzel film kalmamış gibi üst üste aynı filmleri göstermelerini gereksiz buluyorum. Neyse, vardır elbet bir sebebi.
Fırsat olursa 7 Şubat'taki gösterimleri izlemek istiyorum. Kelime Bahçesi üzerine Ruhların Kaçışı, mis!
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Law, SanJi
Bugün(perşembe) 19.00 daki filme(rikyu'nun yolunda) gitmek istiyorum bende eşlik eden biri olursa. Hatta erken gelirse daha da mutlu olurum. 3.30 da bitiyo kursum, takılırız. 

Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Law
Her "Japon Filmleri" festivalinde Miyazaki görünce ben:
Bir kere de Satoshi Kon görelim be, bir kere de Mamoru Hosoda görelim
Anca ara ara koyuyorlar. Miyazaki de Miyazaki, milletin ezberlemesini geçtim sürekli tekrarlayan yapısı da sıkmıyor değil hani. Ghibli Tepeleri, doğa, insan, maneviyat vs maddiyat. Kötü animeler kesinlikle değiller, hepsi çok iyi ama daha iyi filmlerin önüne sırf popüler bir isim olduğu için geçmesi biraz sinir bozuyor. Sanki bir anime=Miyazaki imajı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu da biraz festivalin amacını bozuyor gibime geliyor.
Not: Kaze Tachinu olsaydı bu kadar laf etmezdim
Spoiler:
Bir kere de Satoshi Kon görelim be, bir kere de Mamoru Hosoda görelim

Not: Kaze Tachinu olsaydı bu kadar laf etmezdim

Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): prenses serenity, Crazy Cat Lady
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): saim, prenses serenity
Rikyu'nun yolu'nun garip bi teması var. Adamlar basit bi "çay"dan felsefe yapmışlar. O dönemde çay ustaları olurmuş, bizim Rikyu da ermiş gibi bi çay ustası. Onun intiharı öncesi yaşadığı olaylar anlatılıyor. İntiharı spoiler değil, film bölüm bölüm anlatılmış, her bölümden önce yazıyor "intihardan şu kadar zaman önce" diye. Türk izleyicisini sıkacak cinsten bir film, ki salondakiler sıkılmış, çıkarken duyduğum homurtulardan bunu anladım.
Japon dilinde mi çok eksik var yoksa eski dönem filmi diye midir anlamadım, dikkatimi çeken nokta, bir olayı, durumu, hissi, düşünceyi anlatmak için çok az kelime kullanıyorlar. Genelde hareketlerle, duruşla ve az kelimeyle yapıyorlar anlatılarını. Bu da bir kopukluk oluşturuyor bana göre.
Müzikler, sesler(efektler, haşır huşur sesleri vs), kostüm ve makyaj, kullanılan görüntüler üst düzeydi. Sözdeki kopukluğu belki de bu şekilde kapatmak istediler.
Japon dilinde mi çok eksik var yoksa eski dönem filmi diye midir anlamadım, dikkatimi çeken nokta, bir olayı, durumu, hissi, düşünceyi anlatmak için çok az kelime kullanıyorlar. Genelde hareketlerle, duruşla ve az kelimeyle yapıyorlar anlatılarını. Bu da bir kopukluk oluşturuyor bana göre.
Müzikler, sesler(efektler, haşır huşur sesleri vs), kostüm ve makyaj, kullanılan görüntüler üst düzeydi. Sözdeki kopukluğu belki de bu şekilde kapatmak istediler.
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): prenses serenity
Law yazmış:
yoksa ben zaten bu hafta Kuşadasındaydım. Düşünmen yeter.

1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 6 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |