Basında Japonya Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 8, 9, 10 ... 21, 22, 23, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Japonya’dan K.Kore’ye karşı füze kalkanı
KUZEY Kore’nin 12-16 Nisan tarihlerinde dünya yörüngesine uydu yollama planı nedeniyle Uzakdoğu’da alarm verilmiş durumda. ABD, Japonya, Güney Kore bir yandan bölgede gerekli askeri önlemleri alırken, öte yandan da Kuzey Kore’nin ulaştığı teknolojik düzeyi gösterecek bu girişimi ilgiyle bekliyor.
Çünkü Kuzey Kore’nin uzaya uydu yerleştirecek kapasiteye ulaşması, dünyanın istediği yerine balistik füze yollayabileceği anlamına gelecek. Japonya, ulusal güvenliğini korumak adına Japon Denizi’ne Aegis radarlı ve SM-3 avcı füzeyle donatılmış destroyerlerini Japon Denizi ve Doğu Çin Denizi’ne yolluyor. Bir taraftan da ülkenin güneyi ve Tokyo yakınlarına olası füze saldırısına karşı PAC 3 (Patriot) füzeleri konuşlandırılıyor.
Hürriyet
Haberi okumak için buraya tıklayın

KUZEY Kore’nin 12-16 Nisan tarihlerinde dünya yörüngesine uydu yollama planı nedeniyle Uzakdoğu’da alarm verilmiş durumda. ABD, Japonya, Güney Kore bir yandan bölgede gerekli askeri önlemleri alırken, öte yandan da Kuzey Kore’nin ulaştığı teknolojik düzeyi gösterecek bu girişimi ilgiyle bekliyor.
Çünkü Kuzey Kore’nin uzaya uydu yerleştirecek kapasiteye ulaşması, dünyanın istediği yerine balistik füze yollayabileceği anlamına gelecek. Japonya, ulusal güvenliğini korumak adına Japon Denizi’ne Aegis radarlı ve SM-3 avcı füzeyle donatılmış destroyerlerini Japon Denizi ve Doğu Çin Denizi’ne yolluyor. Bir taraftan da ülkenin güneyi ve Tokyo yakınlarına olası füze saldırısına karşı PAC 3 (Patriot) füzeleri konuşlandırılıyor.
Hürriyet
Haberi okumak için buraya tıklayın


Japonların banyo kabusu
Japonya’da yıl boyunca banyoda ölen kişilerin sayısı, trafik kazalarında ölenlerin sayısını geçti.
İngiliz Telegraph Gazetesi’nin haberine göre, Japonya’da geçen yıl trafik kazalarında 4 bin 612 kişi ölürken, banyoda her yıl 14 bin kişinin öldüğü belirlendi.
İstatistiklere göre banyoda ölümlerin, trafik kazalarındaki ölümlerin yaklaşık 3 katını bulması üzerine sağlık bakanlığı, banyo ölümleriyle ilgili ülke çapında araştırma yapılmasına karar verdi. Yine istatistiklere göre, banyoda ölümlerin çoğunun boğulma, kalp çarpıntısı, kalp krizi ve araknoit kanaması nedeniyle olduğu belirtildi. Özellikle yaşlıların, sıcak banyolarından çıkarak “termal şok’’ yaşadığı kış aylarında, ölüm vakalarının daha arttığı belirlendi.
Cumhuriyet
Haberi okumak için buraya tılkayın
Japonya’da yıl boyunca banyoda ölen kişilerin sayısı, trafik kazalarında ölenlerin sayısını geçti.
İngiliz Telegraph Gazetesi’nin haberine göre, Japonya’da geçen yıl trafik kazalarında 4 bin 612 kişi ölürken, banyoda her yıl 14 bin kişinin öldüğü belirlendi.
İstatistiklere göre banyoda ölümlerin, trafik kazalarındaki ölümlerin yaklaşık 3 katını bulması üzerine sağlık bakanlığı, banyo ölümleriyle ilgili ülke çapında araştırma yapılmasına karar verdi. Yine istatistiklere göre, banyoda ölümlerin çoğunun boğulma, kalp çarpıntısı, kalp krizi ve araknoit kanaması nedeniyle olduğu belirtildi. Özellikle yaşlıların, sıcak banyolarından çıkarak “termal şok’’ yaşadığı kış aylarında, ölüm vakalarının daha arttığı belirlendi.
Cumhuriyet
Haberi okumak için buraya tılkayın
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): prenses serenity
Japonlar teşviğe geldi!
Türkiye'ye yatırım akacak
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün Japonya'ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında anlattığı yeni Teşvik Paketi, birçok dev firmanın Türkiye'de yatırım yapma kararlarını hızlandırdı.
Önümüzdeki günlerde Japonya'dan Türkiye;ye enerji, otomotiv, bilgi iletişim teknolojileri, uydu teknolojileri gibi birçok alanda yatırımın gelmesi bekleniyor.
Bakan Ergün, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Japonya ziyareti boyunca, ülkenin önde gelen tüm firmalarının CEO'larıyla buluştu. Ergün, CEO'larla baş başa görüşmenin yanı sıra Japonya'nın dev firmalarının üye olduğu en büyük iş federasyonu olan Keidanren üyeleriyle sabah kahvaltısında da buluştu.
Japonya'nın dev firmalarının CEO'larına yeni Teşvik Sistemi'ni anlatarak, Türkiye'de yatırım yapmaya davet eden Ergün, ''Yatırım için en doğru zaman bu zaman. Sakın geç kalmayın. Yatırım yapan kazançlı çıkar'' mesajını verdi.
Bakan Ergün, görüştüğü tüm CEO'lara yeni Teşvik Paketi'ni yazılı olarak da verdi.
Japon firmaların bazıları yatırım kararlarını Bakan Ergün'e iletirken, bazıları da Türkiye pazarını araştırmak üzere ofis açma kararlarını açıkladılar.
Ergün'ün görüştüğü firmalardan bazıları ve Türkiye ile ilgili aldıkları kararlar şöyle:
''Toshiba; Türk bir ortakla Sinop'ta yapılacak nükleer santral yatırımında yer almak istediğini açıkladı. Nükleer santralin inşaat, işletme ve yatırımı konusunda ilgilendiklerini belirttiler. Türkiye ile sıkı bir görüşme trafiği içindeler. Yakın zamanda sonuçlanacağını söylediler. Alt yüklenici olarak Türk KOBİ'flerin görev almasına da sıcak bakıyorlar. Türkiye;de partner arayışını sürdürüyorlar. Önümüzdeki dönemde Hindistan;dan öte bölgede genişleme kararını ilettiler. Yatırımlarının yüzde 58'i Japonya dışında olan Toshiba, bu oranı yüzde 62'ye çıkarmak istiyor. Bu çerçevede de Türkiye pazarını incelemeye aldıklarını açıkladı. Ev ödevi olarak Türkiye;deki yatırım ortamını çalıştıklarını açıklayan Toshiba, olası Türk partnerlerle çalışıp, en kısa sürede somut adım atmayı hedeflediklerini bildirdi. Gelinen noktada Türkiye;yi 'optimum nokta; olarak değerlendiriyorlar.
Mitsubishi; Türksat 4A-4B uydularının yapımını Türksat ile ortak yaptı. Şimdi de TAİ ve TÜBİTAK Uzay Enstitüsü ile işbirliğine gitmek istiyor. Türkiye ile GPS uyduları konusunda ortak çalışmak istiyor. Yapılacak uyduların bölgesel uydular olacağını düşünüyor. Türkiye'deki enerji yatırımlarına da ilgi duyuyorlar. Nükleer santraller dışında Japonya'daki enerji yatırımlarının yüzde 60'ını yapan Mitsubishi, önümüzdeki günlerde Türkiye'deki hem enerji hem otomotiv yatırımlarını mercek altına alacak.
2015 yılında Türkiye'deki yatırımlarını 2 katına çıkaracaklar. Ekim ayında Türkiye'de Satış Temsilciliği açacaklarını açıkladılar. Firma, Satış Ofisi aracılığıyla Türkiye'deki yatırım imkanlarını araştıracak ve üretim tesisi kurma konusunda karar verecek. Ajandalarına Türkiye'de Ar-Ge merkezi kurma konusunu da eklediler.''
Toray International ise karbon elyaf ve fiber optik üreticisi olarak faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda Boeing 787 tipi uçağının tüm gövdesinin malzemelerini yapan firma olarak dikkat çekiyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye'de bir ofis açma kararını Bakan Ergün'e ilettiler. Türkiye pazarını araştıracaklar. Türkiye pazarına tek başına mı yoksa yerli ortaklarla mı açılacaklar önümüzdeki günlerde bunun kararını da verecekler. Türkiye'de yatırım konusunda istekli olduklarını, özellikle otomotiv sektörünü inceleyecekler.
FATİH PROJESİ TALİPLERİ
Teknoloji firması NEC de Fatih Projesi ile yakından ilgileniyor. Fatih Projesi için Türkiye'de üretim ve yatırımı yapmak istiyor. Türkiye'deki bilişim altyapısına komple girme düşüncesindeler. Türkiye'yi Orta Asya, Orta Doğu, Afrika ve Avrupa'nın bölgesel üssü olarak konumlandırmak istiyorlar.
Türkiye'de yatırım yapma kararlarını Bakan Ergün'e ilettiler. Konsorsiyum yaparak ya da Türkiye'de yerli ortak bularak Fatih Projesi'ne girecekler.
Fujitsu da, Fatih Projesi'nde yer almak istiyorlar. Üretim üssü olarak da Türkiye'yi seçecekler. Türkiye üzerinden Ortadoğu, Afrika, Avrupa, Orta Asya pazarlarına açılmayı planlıyorlar. Türkiye'yi yükselen pazarlar için ''tedarik merkezi, üssü'' haline getirmek istiyorlar. 800 milyon euro olan cirolarını 2015 yılında 1.6 milyar euroya çıkarmak istiyorlar.
TOYOTA TAM KAPASİTEYE ÇIKACAK
Japon devi Chiyoda ise Karadeniz ve Akdeniz'de petrol ve gaz arama çalışmalarını yakın takibe aldılar. Bunun için TPAO ile temasa geçecekler. Türkiye'deki enerji yatırımlarıyla ilgileniyorlar. Ortadoğu, Rusya, Kafkasya gibi pazarlarda Türk firmalarıyla yer almak istediklerini açıkladılar.
Japon otomotiv devi Toyota ise Adapazarı'ndaki fabrikalarında tam kapasiteye çıkmak istiyor. Yıllık 70-80 bin adet üretim yapan Toyota Adapazarı fabrikasının kısa sürede tam kapasiteye çıkması bekleniyor.
Bu arada görüşmelerde Bakan Ergün, Toyota'dan Türkiye'de hafif ticari araç üretmelerini ve Türkiye'de bir Ar-ge merkezi kurmalarını istedi. Toyota yönetimi bu önerilere bıcak baktığını ve değerlendirmeye alacaklarını ifade ettiler.
Ayrıca Ergün'ün, Toyota'dan ''Sakaria'' ismiyle yeni bir model istemesi de Japon otomotiv devi Toyota'lı yöneticilerin çok ilgisini çekti.
AA
Türkiye'ye yatırım akacak
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün Japonya'ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında anlattığı yeni Teşvik Paketi, birçok dev firmanın Türkiye'de yatırım yapma kararlarını hızlandırdı.
Önümüzdeki günlerde Japonya'dan Türkiye;ye enerji, otomotiv, bilgi iletişim teknolojileri, uydu teknolojileri gibi birçok alanda yatırımın gelmesi bekleniyor.
Bakan Ergün, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Japonya ziyareti boyunca, ülkenin önde gelen tüm firmalarının CEO'larıyla buluştu. Ergün, CEO'larla baş başa görüşmenin yanı sıra Japonya'nın dev firmalarının üye olduğu en büyük iş federasyonu olan Keidanren üyeleriyle sabah kahvaltısında da buluştu.
Japonya'nın dev firmalarının CEO'larına yeni Teşvik Sistemi'ni anlatarak, Türkiye'de yatırım yapmaya davet eden Ergün, ''Yatırım için en doğru zaman bu zaman. Sakın geç kalmayın. Yatırım yapan kazançlı çıkar'' mesajını verdi.
Bakan Ergün, görüştüğü tüm CEO'lara yeni Teşvik Paketi'ni yazılı olarak da verdi.
Japon firmaların bazıları yatırım kararlarını Bakan Ergün'e iletirken, bazıları da Türkiye pazarını araştırmak üzere ofis açma kararlarını açıkladılar.
Ergün'ün görüştüğü firmalardan bazıları ve Türkiye ile ilgili aldıkları kararlar şöyle:
''Toshiba; Türk bir ortakla Sinop'ta yapılacak nükleer santral yatırımında yer almak istediğini açıkladı. Nükleer santralin inşaat, işletme ve yatırımı konusunda ilgilendiklerini belirttiler. Türkiye ile sıkı bir görüşme trafiği içindeler. Yakın zamanda sonuçlanacağını söylediler. Alt yüklenici olarak Türk KOBİ'flerin görev almasına da sıcak bakıyorlar. Türkiye;de partner arayışını sürdürüyorlar. Önümüzdeki dönemde Hindistan;dan öte bölgede genişleme kararını ilettiler. Yatırımlarının yüzde 58'i Japonya dışında olan Toshiba, bu oranı yüzde 62'ye çıkarmak istiyor. Bu çerçevede de Türkiye pazarını incelemeye aldıklarını açıkladı. Ev ödevi olarak Türkiye;deki yatırım ortamını çalıştıklarını açıklayan Toshiba, olası Türk partnerlerle çalışıp, en kısa sürede somut adım atmayı hedeflediklerini bildirdi. Gelinen noktada Türkiye;yi 'optimum nokta; olarak değerlendiriyorlar.
Mitsubishi; Türksat 4A-4B uydularının yapımını Türksat ile ortak yaptı. Şimdi de TAİ ve TÜBİTAK Uzay Enstitüsü ile işbirliğine gitmek istiyor. Türkiye ile GPS uyduları konusunda ortak çalışmak istiyor. Yapılacak uyduların bölgesel uydular olacağını düşünüyor. Türkiye'deki enerji yatırımlarına da ilgi duyuyorlar. Nükleer santraller dışında Japonya'daki enerji yatırımlarının yüzde 60'ını yapan Mitsubishi, önümüzdeki günlerde Türkiye'deki hem enerji hem otomotiv yatırımlarını mercek altına alacak.
2015 yılında Türkiye'deki yatırımlarını 2 katına çıkaracaklar. Ekim ayında Türkiye'de Satış Temsilciliği açacaklarını açıkladılar. Firma, Satış Ofisi aracılığıyla Türkiye'deki yatırım imkanlarını araştıracak ve üretim tesisi kurma konusunda karar verecek. Ajandalarına Türkiye'de Ar-Ge merkezi kurma konusunu da eklediler.''
Toray International ise karbon elyaf ve fiber optik üreticisi olarak faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda Boeing 787 tipi uçağının tüm gövdesinin malzemelerini yapan firma olarak dikkat çekiyor.
Önümüzdeki günlerde Türkiye'de bir ofis açma kararını Bakan Ergün'e ilettiler. Türkiye pazarını araştıracaklar. Türkiye pazarına tek başına mı yoksa yerli ortaklarla mı açılacaklar önümüzdeki günlerde bunun kararını da verecekler. Türkiye'de yatırım konusunda istekli olduklarını, özellikle otomotiv sektörünü inceleyecekler.
FATİH PROJESİ TALİPLERİ
Teknoloji firması NEC de Fatih Projesi ile yakından ilgileniyor. Fatih Projesi için Türkiye'de üretim ve yatırımı yapmak istiyor. Türkiye'deki bilişim altyapısına komple girme düşüncesindeler. Türkiye'yi Orta Asya, Orta Doğu, Afrika ve Avrupa'nın bölgesel üssü olarak konumlandırmak istiyorlar.
Türkiye'de yatırım yapma kararlarını Bakan Ergün'e ilettiler. Konsorsiyum yaparak ya da Türkiye'de yerli ortak bularak Fatih Projesi'ne girecekler.
Fujitsu da, Fatih Projesi'nde yer almak istiyorlar. Üretim üssü olarak da Türkiye'yi seçecekler. Türkiye üzerinden Ortadoğu, Afrika, Avrupa, Orta Asya pazarlarına açılmayı planlıyorlar. Türkiye'yi yükselen pazarlar için ''tedarik merkezi, üssü'' haline getirmek istiyorlar. 800 milyon euro olan cirolarını 2015 yılında 1.6 milyar euroya çıkarmak istiyorlar.
TOYOTA TAM KAPASİTEYE ÇIKACAK
Japon devi Chiyoda ise Karadeniz ve Akdeniz'de petrol ve gaz arama çalışmalarını yakın takibe aldılar. Bunun için TPAO ile temasa geçecekler. Türkiye'deki enerji yatırımlarıyla ilgileniyorlar. Ortadoğu, Rusya, Kafkasya gibi pazarlarda Türk firmalarıyla yer almak istediklerini açıkladılar.
Japon otomotiv devi Toyota ise Adapazarı'ndaki fabrikalarında tam kapasiteye çıkmak istiyor. Yıllık 70-80 bin adet üretim yapan Toyota Adapazarı fabrikasının kısa sürede tam kapasiteye çıkması bekleniyor.
Bu arada görüşmelerde Bakan Ergün, Toyota'dan Türkiye'de hafif ticari araç üretmelerini ve Türkiye'de bir Ar-ge merkezi kurmalarını istedi. Toyota yönetimi bu önerilere bıcak baktığını ve değerlendirmeye alacaklarını ifade ettiler.
Ayrıca Ergün'ün, Toyota'dan ''Sakaria'' ismiyle yeni bir model istemesi de Japon otomotiv devi Toyota'lı yöneticilerin çok ilgisini çekti.
AA
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Monkey D. Luffy
Sarin gazının faili 17 yıl sonra yakalandı
Japonya'da, 1995 yılında başkent Tokyo'da metrolarda düzenlenen sarin gazlı saldırının faillerinden birinin tutuklandığı bildirildi.
Japon basınında yer alan ve soruşturma kaynaklarına dayandırılan haberlerde, “Aum Şinrikyo (Yüce Gerçek)” tarikatının eski üyesi olan 40 yaşındaki Naoko Kikuçi adlı kadının, Tokyo'nun 30 kilometre güneybatısında Sagamihara kentinde yakalandığı belirtildi.
Kikuçi'nin, saldırıyla bağlantılı olarak cinayetle suçlandığı biliniyor.
Aum Şinrikyo tarikatının üyelerinin, 1995 yılında Tokyo'da metrolara düzenlediği sarin gazlı saldırıda 13 kişi hayatını kaybetmiş, 6 binden fazla kişi rahatsızlanmıştı.
Tarikatın 200 civarında üyesi, saldırıdan ve diğer suçlardan mahkum olmuştu. Tarikatın lideri Şoko Asahara ise hala ölüm hücresinde tutuluyor.
Kaçak olan diğer tarikat üyesinin 54 yaşındaki Katsuya Takahaşi olduğu belirtiliyor.
Daha sonra, “Aleph” adını alan tarikatın, geçmişte Japonya'da 10 bin, Rusya'da da 30 bin üyesi vardı. Tarikatın hala yüzlerce üyesi bulunduğu biliniyor.
Hürriyet
Haberi okumak için buraya tıklayın
Japonya'da, 1995 yılında başkent Tokyo'da metrolarda düzenlenen sarin gazlı saldırının faillerinden birinin tutuklandığı bildirildi.

Japon basınında yer alan ve soruşturma kaynaklarına dayandırılan haberlerde, “Aum Şinrikyo (Yüce Gerçek)” tarikatının eski üyesi olan 40 yaşındaki Naoko Kikuçi adlı kadının, Tokyo'nun 30 kilometre güneybatısında Sagamihara kentinde yakalandığı belirtildi.
Kikuçi'nin, saldırıyla bağlantılı olarak cinayetle suçlandığı biliniyor.
Aum Şinrikyo tarikatının üyelerinin, 1995 yılında Tokyo'da metrolara düzenlediği sarin gazlı saldırıda 13 kişi hayatını kaybetmiş, 6 binden fazla kişi rahatsızlanmıştı.
Tarikatın 200 civarında üyesi, saldırıdan ve diğer suçlardan mahkum olmuştu. Tarikatın lideri Şoko Asahara ise hala ölüm hücresinde tutuluyor.
Kaçak olan diğer tarikat üyesinin 54 yaşındaki Katsuya Takahaşi olduğu belirtiliyor.
Daha sonra, “Aleph” adını alan tarikatın, geçmişte Japonya'da 10 bin, Rusya'da da 30 bin üyesi vardı. Tarikatın hala yüzlerce üyesi bulunduğu biliniyor.
Hürriyet
Haberi okumak için buraya tıklayın
Alıntı:

'9 büyüklüğünde deprem' demediler
Japonya’da geçen yıl yaşanan 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami sonrasında Fukuşima nükleer santralında meydana gelen felaketin Japon kültüründeki körü körüne itaatten ve kurumlar arasındaki organizasyon bozukluğundan kaynaklandığına karar verildi.
Fukuşima Nükleer Kaza Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun 600 sayfalık raporu dün yayınlandı. Buna göre santralı çalıştıran Tepco şirketi, hükümet ve işletmeciler arasında yerleşik bir yetki çatışması yaşandı. “Japonya’nın nükleer açıdan güvenliğine ihanet ettiler” denen raporda komisyon başkanı Kiyoshi Kurokawa, Japon kültürünün kazada oynadığı rolü de sorguladı.
Kurokawa, “İtiraf edilmesi gereken felaketin ‘Made in Japan’ ürünü olmasıdır. Japon kültürünün köklerinde ‘körü körüne itaat, otoriteyi sorgulamaktan uzak durmak, programa uygun davranma, ekibe bağlı kalma ve dar görüşlülük’ var. Kazaya neden olanların yerinde başka Japonlar da olsaydı sonuç yine aynı olurdu” dedi.
Kaynak: Hürriyet
Japonya’da geçen yıl yaşanan 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami sonrasında Fukuşima nükleer santralında meydana gelen felaketin Japon kültüründeki körü körüne itaatten ve kurumlar arasındaki organizasyon bozukluğundan kaynaklandığına karar verildi.

Fukuşima Nükleer Kaza Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun 600 sayfalık raporu dün yayınlandı. Buna göre santralı çalıştıran Tepco şirketi, hükümet ve işletmeciler arasında yerleşik bir yetki çatışması yaşandı. “Japonya’nın nükleer açıdan güvenliğine ihanet ettiler” denen raporda komisyon başkanı Kiyoshi Kurokawa, Japon kültürünün kazada oynadığı rolü de sorguladı.
Kurokawa, “İtiraf edilmesi gereken felaketin ‘Made in Japan’ ürünü olmasıdır. Japon kültürünün köklerinde ‘körü körüne itaat, otoriteyi sorgulamaktan uzak durmak, programa uygun davranma, ekibe bağlı kalma ve dar görüşlülük’ var. Kazaya neden olanların yerinde başka Japonlar da olsaydı sonuç yine aynı olurdu” dedi.
Kaynak: Hürriyet
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): HellArmy
Rusya-Japonya arasında Kuril adaları tartışması sürüyor
Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev, Kuril adalarını ziyareti konusunda Japonya'dan gelen eleştirileri umursamadığını söyledi.
Medvedev, "Zamanımı bu tür eleştirilere cevap vererek harcamayacağım. Rusya Başbakanı'nın Rusya topraklarındaki varlığını mı tartışacağım?" dedi.
Medvedev'in Kuril adalarını ziyaretinin ardından Japonya, Tokyo'daki Rusya Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak, "protesto notası" vermişti.
Rusya Başbakanı'nın 2010 yılında da devlet başkanı olarak Kuril Adalarını ziyaret etmesi ve bölgedeki Rus askeri varlığının artırılacağını açıklaması, Japonya tarafından tepkiyle karşılanmış ve "bağışlanamaz bir nezaketsizlik" olarak nitelendirilmişti. Karşılıklı açıklamalar iki ülke arasında kısa süreli "diplomatik kriz"in çıkmasına neden olmuştu.
KURİL SORUNU
Sovyetler Birliği 2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Güney Kuril'deki dört adayı topraklarına kattığını ilan etti. Ancak Japonya, Sovyetlerin bu "ilanını" kabul etmedi. Bu nedenle 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, iki ülke arasında resmi barış anlaşması imzalanamadı. Gelinen noktada Rusya, Japonya'ya geçmişteki tartışmaları sürdürmek yerine bölgede birlikte çalışarak, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini geliştirmeyi öneriyor. Japonya ise Kuril Adalarının hala kendi toprakları olduğunu savunuyor.
Kaynak: Hürriyet
Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev, Kuril adalarını ziyareti konusunda Japonya'dan gelen eleştirileri umursamadığını söyledi.

Medvedev, "Zamanımı bu tür eleştirilere cevap vererek harcamayacağım. Rusya Başbakanı'nın Rusya topraklarındaki varlığını mı tartışacağım?" dedi.
Medvedev'in Kuril adalarını ziyaretinin ardından Japonya, Tokyo'daki Rusya Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırarak, "protesto notası" vermişti.
Rusya Başbakanı'nın 2010 yılında da devlet başkanı olarak Kuril Adalarını ziyaret etmesi ve bölgedeki Rus askeri varlığının artırılacağını açıklaması, Japonya tarafından tepkiyle karşılanmış ve "bağışlanamaz bir nezaketsizlik" olarak nitelendirilmişti. Karşılıklı açıklamalar iki ülke arasında kısa süreli "diplomatik kriz"in çıkmasına neden olmuştu.
KURİL SORUNU
Sovyetler Birliği 2. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Güney Kuril'deki dört adayı topraklarına kattığını ilan etti. Ancak Japonya, Sovyetlerin bu "ilanını" kabul etmedi. Bu nedenle 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin üzerinden yarım asırdan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, iki ülke arasında resmi barış anlaşması imzalanamadı. Gelinen noktada Rusya, Japonya'ya geçmişteki tartışmaları sürdürmek yerine bölgede birlikte çalışarak, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini geliştirmeyi öneriyor. Japonya ise Kuril Adalarının hala kendi toprakları olduğunu savunuyor.
Kaynak: Hürriyet
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): HellArmy
Yakuza, İstanbul'da!
BM, dünya uyuşturucu ticaretini mercek altına aldığı Uyuşturucu Raporu 2012'yi yayınladı. Raporda, Türkiye'de ekstazi üretilen laboratuvarlar olduğu ve İstanbul'da ofisleri olan Japon mafya Yakuzalar'ın İran'dan elde edilen uyuşturucuyu Türkiye üzerinden Japonya'ya gönderdiği belirtildi.
Vatan Gazetesi'nden Yiğit Can Kaytmaz'ın haberine göre, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Dairesi (UNODC), dünya üzerinde uyuşturucu maddelerin üretim ve dağıtım bölgelerini ele aldığı 2012 yılı raporunu yayınladı. 112 sayfalık raporda Türkiye ’nin dünya uyuşturucu ticaretinde önemli bir bölge olduğuna dikkat çekildi. Türkiye ’de 13 ton eroin ele geçirildiğinin yazıldığı raporda, “En fazla eroin İran ’da 33 ton eroin geçirildi. Türkiye ’deki eroin ise dünya üzerinde ele geçirilen uyuşturucuların yüzde 16’sına eşit” yorumu yapıldı. Türkiye ’de ele geçirilen eroin oranında azalma gözlendiği kaydedilirken Türk polisinin uyuşturucu kaçakçılarına karşı sert uygulamalarının İngiltere ’deki uyuşturucu dağıtımını da azalttığı belirtildi. Raporun en dikkat çekici kısmı ise, Japon mafya örgütü Yakuzalar’ın Türkiye ’deki bağlantılarıyla ilgili olanı. Raporda, “İranlı organize suç örgütleri, metamfetamin ticaretine dahil olmaya başladı. Japon Yakuzalar İstanbul ’daki şubelerinden, İran mafyasıyla birlikte bu ülkede üretilen metamfetaminleri Türkiye üzerinden Japonya ’ya kaçırıyor” açıklaması yer aldı.
Ejderha dövmeli örgüt Japonya ’da 300 yıllık bir geçmişe sahip olan Yakuza mafyası, dünyanın en kuvvetli organize suç örgütleri arasında yer alıyor. Katı kuralları ve organize yapılarıyla tanınan örgütün aktif 102 bin 400 üyesi bulunuyor. Yamauchi-gumi, Sumiyoshi-kai, İnagawa-kai ve Kodo-kai adında 4 ayrı fraksiyonu olan Yakuza mafyası Japonya ’daki tüm kentlerde aktif olarak faaliyet gösteriyor. Raporlara göre belediye başkanlarının arkasındaki isim olan bu mafya grubu her bir kenti istediği gibi yönetiyor. Yakuza’ların en büyük özelliği ise vücutlarında taşıdıkları dev ejderha dövmeleri. Üyelerinden birinin hata yapması sonucunda hataya neden olanın bir parmağı, “örgüte bağlılık” göstergesi olarak feda ediliyor. Yakuzalar geçen yıl Japonya ’yı vuran deprem ve tsunami felaketinden sonra bölgeye gıda ve barınma yardımında bulunmuştu.
Haberi okumak için buraya tıklayın
BM, dünya uyuşturucu ticaretini mercek altına aldığı Uyuşturucu Raporu 2012'yi yayınladı. Raporda, Türkiye'de ekstazi üretilen laboratuvarlar olduğu ve İstanbul'da ofisleri olan Japon mafya Yakuzalar'ın İran'dan elde edilen uyuşturucuyu Türkiye üzerinden Japonya'ya gönderdiği belirtildi.
Vatan Gazetesi'nden Yiğit Can Kaytmaz'ın haberine göre, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Dairesi (UNODC), dünya üzerinde uyuşturucu maddelerin üretim ve dağıtım bölgelerini ele aldığı 2012 yılı raporunu yayınladı. 112 sayfalık raporda Türkiye ’nin dünya uyuşturucu ticaretinde önemli bir bölge olduğuna dikkat çekildi. Türkiye ’de 13 ton eroin ele geçirildiğinin yazıldığı raporda, “En fazla eroin İran ’da 33 ton eroin geçirildi. Türkiye ’deki eroin ise dünya üzerinde ele geçirilen uyuşturucuların yüzde 16’sına eşit” yorumu yapıldı. Türkiye ’de ele geçirilen eroin oranında azalma gözlendiği kaydedilirken Türk polisinin uyuşturucu kaçakçılarına karşı sert uygulamalarının İngiltere ’deki uyuşturucu dağıtımını da azalttığı belirtildi. Raporun en dikkat çekici kısmı ise, Japon mafya örgütü Yakuzalar’ın Türkiye ’deki bağlantılarıyla ilgili olanı. Raporda, “İranlı organize suç örgütleri, metamfetamin ticaretine dahil olmaya başladı. Japon Yakuzalar İstanbul ’daki şubelerinden, İran mafyasıyla birlikte bu ülkede üretilen metamfetaminleri Türkiye üzerinden Japonya ’ya kaçırıyor” açıklaması yer aldı.
Ejderha dövmeli örgüt Japonya ’da 300 yıllık bir geçmişe sahip olan Yakuza mafyası, dünyanın en kuvvetli organize suç örgütleri arasında yer alıyor. Katı kuralları ve organize yapılarıyla tanınan örgütün aktif 102 bin 400 üyesi bulunuyor. Yamauchi-gumi, Sumiyoshi-kai, İnagawa-kai ve Kodo-kai adında 4 ayrı fraksiyonu olan Yakuza mafyası Japonya ’daki tüm kentlerde aktif olarak faaliyet gösteriyor. Raporlara göre belediye başkanlarının arkasındaki isim olan bu mafya grubu her bir kenti istediği gibi yönetiyor. Yakuza’ların en büyük özelliği ise vücutlarında taşıdıkları dev ejderha dövmeleri. Üyelerinden birinin hata yapması sonucunda hataya neden olanın bir parmağı, “örgüte bağlılık” göstergesi olarak feda ediliyor. Yakuzalar geçen yıl Japonya ’yı vuran deprem ve tsunami felaketinden sonra bölgeye gıda ve barınma yardımında bulunmuştu.
Haberi okumak için buraya tıklayın
Alıntı:

Japonya'daki seller: 24 ölü, 5 bin kayıp
[img]http://www.aa.com.tr/cdn/documents/AA/content_new/896/sel-jpg20120715123748.jpg&w=609&h=424[/img]
Japonya'nın güneybatısında etkili olan şiddetli yağışlar ve toprak kaymaları nedeniyle 5 binden fazla kişiye ulaşılamıyor.
Televizyonlar, Yame bölgesindeki dağlık alanda yaşayanlara askeri helikopterlerle gıda, su ve ilaç yardımı yapıldığını, yaşlıların ve hastaların helikopterlerle hastanelere götürüldüğünü duyurdu.
Yetkililer, Yame'nin bazı kasabalarına ulaşımın sağlanamadığını, dün akşamdan bu yana 5500 kişinin mahsur kaldığını belirtti.
Seller ve toprak kaymalarında 24 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin kaybolduğu açıklandı.
Kaynak: AA
[img]http://www.aa.com.tr/cdn/documents/AA/content_new/896/sel-jpg20120715123748.jpg&w=609&h=424[/img]
Japonya'nın güneybatısında etkili olan şiddetli yağışlar ve toprak kaymaları nedeniyle 5 binden fazla kişiye ulaşılamıyor.
Televizyonlar, Yame bölgesindeki dağlık alanda yaşayanlara askeri helikopterlerle gıda, su ve ilaç yardımı yapıldığını, yaşlıların ve hastaların helikopterlerle hastanelere götürüldüğünü duyurdu.
Yetkililer, Yame'nin bazı kasabalarına ulaşımın sağlanamadığını, dün akşamdan bu yana 5500 kişinin mahsur kaldığını belirtti.
Seller ve toprak kaymalarında 24 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin kaybolduğu açıklandı.
Kaynak: AA
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): HellArmy
Felaketten 'güvenilir' miti de sorumlu
Japon hükümeti tarafından kurulan resmi araştırma komisyonu, Fukuşima santralindeki nükleer felakete, "nükleer enerjinin güvenli olduğu" mitinin de yol açtığını bildirdi.
Fukuşima'daki nükleer felaketi araştıran komisyonun sonuç raporunda, hem Japon hükümetinin hem de santral işletmecisi Tokyo Elektrik Şirketi'nin (Tepco) nükleer facia riskini küçümsedikleri vurgulandı.
Temel problemin, Tepco'nun da aralarında bulunduğu enerji şirketlerinin ve hükümetin, tehlikenin gerçek olduğunu göz önünde bulundurmaması olduğu belirtilen raporda, "Çünkü nükleer enerjinin güvenli olduğu mitine inanıyorlardı" ifadesi yer aldı.
Raporda, yetkili makamların, Japonya'daki atom santrallerinde büyük nükleer kazaların olmayacağına inandıkları bildirildi.
Fukuşima felaketini araştırmak için kurulan Meclis Komisyonu da ay başında açıkladığı raporunda, kazaya "insan hatasının" neden olduğu sonucuna varmış, "Nükleer felaket önlenebilirdi" demişti.
Komisyon, "11 Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan tsunaminin felaketi tetiklediği kabul edilse de Fukuşima Daiçi nükleer santralindeki kaza doğal afet olarak görülemez. Bu kaza, insan hatasından kaynaklanan bir felaket ve önlenebilirdi" açıklamasında bulunmuştu.
Fukuşima nükleer santralinde deprem ve tsunamiden sonra peş peşe patlamalar meydana gelmiş, soğutma sistemi arızalanmış, yakıt çubukları açığa çıkmış ve önemli ölçüde radyoaktif sızıntı olmuştu. On binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
Tepco geçen hafta test amaçlı iki yakıt çubuğunu çıkarmıştı. Hükümet 1, 2, 3. ve 4. reaktörlerde en erken 10 yıl sonra çekirdeğe müdahale edilebileceğini düşünüyor. Nükleer santralin tam olarak kapatılması işlemlerinin ise 30-40 yıl süreceği tahmin ediliyor.
Cumhuriyet
Haberi okumak için buraya tıklayın
Japon hükümeti tarafından kurulan resmi araştırma komisyonu, Fukuşima santralindeki nükleer felakete, "nükleer enerjinin güvenli olduğu" mitinin de yol açtığını bildirdi.
Fukuşima'daki nükleer felaketi araştıran komisyonun sonuç raporunda, hem Japon hükümetinin hem de santral işletmecisi Tokyo Elektrik Şirketi'nin (Tepco) nükleer facia riskini küçümsedikleri vurgulandı.
Temel problemin, Tepco'nun da aralarında bulunduğu enerji şirketlerinin ve hükümetin, tehlikenin gerçek olduğunu göz önünde bulundurmaması olduğu belirtilen raporda, "Çünkü nükleer enerjinin güvenli olduğu mitine inanıyorlardı" ifadesi yer aldı.
Raporda, yetkili makamların, Japonya'daki atom santrallerinde büyük nükleer kazaların olmayacağına inandıkları bildirildi.
Fukuşima felaketini araştırmak için kurulan Meclis Komisyonu da ay başında açıkladığı raporunda, kazaya "insan hatasının" neden olduğu sonucuna varmış, "Nükleer felaket önlenebilirdi" demişti.
Komisyon, "11 Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından oluşan tsunaminin felaketi tetiklediği kabul edilse de Fukuşima Daiçi nükleer santralindeki kaza doğal afet olarak görülemez. Bu kaza, insan hatasından kaynaklanan bir felaket ve önlenebilirdi" açıklamasında bulunmuştu.
Fukuşima nükleer santralinde deprem ve tsunamiden sonra peş peşe patlamalar meydana gelmiş, soğutma sistemi arızalanmış, yakıt çubukları açığa çıkmış ve önemli ölçüde radyoaktif sızıntı olmuştu. On binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
Tepco geçen hafta test amaçlı iki yakıt çubuğunu çıkarmıştı. Hükümet 1, 2, 3. ve 4. reaktörlerde en erken 10 yıl sonra çekirdeğe müdahale edilebileceğini düşünüyor. Nükleer santralin tam olarak kapatılması işlemlerinin ise 30-40 yıl süreceği tahmin ediliyor.
Cumhuriyet
Haberi okumak için buraya tıklayın

9. sayfa (Toplam 23 sayfa) [ 229 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |