Bronte Kardeşler |
Yazar
Mesaj
Bronte Kardeşler
İngiliz edebiyatının ünlü üç kız kardeşi, Charlotte, Emily ve Anne Bronte adına bu başlığı açmayı uzun zamandan beri tasarlıyordum, ki bu gün Saigo’nun gördüğüm mesajı beni bu konuda cesaretlendirdi. Sırf yazılarıyla değil, öğrendiğim kadarıyla hayatları sayesinde çok sevdiğim bu üç kız kardeşi elimden geldiği kadarıyla tanıtmaya çalışacağım. Nitekim henüz tüm kitaplarını okumadım, Charlotte Bronte’nin ve Anne’nin ( nerde bu Şatodaki Kadın ?) Nitekim onların adına bir başlık olmamasını eksiklik olarak algıladım. Ve hiç yoktan iyidir .diyerek onlara layık olmayan bu başlığı da açıyorum.
Büyükten küçüğe doğru çok kısa açıklamalarla ;
Charlotte Bronte ;
(1816-1855)
Btün kardeşlerini veremden kaybetti. Ömrünün çoğunu İngiltere’de geçirdi. Toplumsal kaderinin sınırlarını zorlayıp durdu. Fransızcayı Brüksel’de öğrendi. Okul açmaya çalıştı. Kısa bir evlilik yaptı Son sekiz yılına dört roman sığdırıp aynı hastalıktan öldü. Otuz dokuz yaşındaydı.
Romanları;
Profesör
Jane Eyre
Vilette
Shirley
Emily Bronte (1818-1848);
30 Temmuz 1818’ de doğdu. Çocukluk yıllarında, annelerinin ölümünün ardından, üç kız kardeş (Charlotte, Emily ve Anne) ve erkek kardeşleri Branwell Brontë hayalî yerler düşlemişlerdir ki bunların isimlerine hikâyelerinde rastlanmaktadır. Emily'nin o dönemde kaleme aldığı çalışmalarından çok azı bugüne ulaşabilmiştir. Emily 1838'de Halifax yakınlarındaki Mis Patchett'in Kızlar Akademisinde (Miss Patchett's Ladies Academy) çalıştı. Daha sonra kardeşi Charlotte ile birlikte Brüksel'deki özel bir okula devam etmiştir. Kız kardeşleri Charlotte ve Anne ile birlikte, 1846'da ortak bir şiir kitabı yayımlamışlardır. 1847'de tek romanı olan Uğultulu Tepeler'i yayımlamıştır.
Kasım 1848 de hayata gözlerini yumdu.
Kitapları;
Uğultulu Tepler
Anne Bronte (1820-1848);
İngiltere’ de doğdu. Ablası Charlotte tarafından yetiştirildi. Mürbbiyelik yaptı. Şatodaki Kadın adlı üç ciltlik romanını yayınladıktan bir sene sonra Yorkshire’ da veremden öldü.
Ortak bir de şiir kitapları vardır ; Poems by Currer, Ellis and Acton Bell
Emily Bronte’ de göremesem bile Anne ve Charlotte te gördüm kendi hayatlarıdan kesitleri ^^ Ve bu benim için çok daha ilgi çekici kıldı bu romanları. Evet sizler neler düşünüyorsunuz?
İngiliz edebiyatının ünlü üç kız kardeşi, Charlotte, Emily ve Anne Bronte adına bu başlığı açmayı uzun zamandan beri tasarlıyordum, ki bu gün Saigo’nun gördüğüm mesajı beni bu konuda cesaretlendirdi. Sırf yazılarıyla değil, öğrendiğim kadarıyla hayatları sayesinde çok sevdiğim bu üç kız kardeşi elimden geldiği kadarıyla tanıtmaya çalışacağım. Nitekim henüz tüm kitaplarını okumadım, Charlotte Bronte’nin ve Anne’nin ( nerde bu Şatodaki Kadın ?) Nitekim onların adına bir başlık olmamasını eksiklik olarak algıladım. Ve hiç yoktan iyidir .diyerek onlara layık olmayan bu başlığı da açıyorum.
Büyükten küçüğe doğru çok kısa açıklamalarla ;
Charlotte Bronte ;
(1816-1855)
Btün kardeşlerini veremden kaybetti. Ömrünün çoğunu İngiltere’de geçirdi. Toplumsal kaderinin sınırlarını zorlayıp durdu. Fransızcayı Brüksel’de öğrendi. Okul açmaya çalıştı. Kısa bir evlilik yaptı Son sekiz yılına dört roman sığdırıp aynı hastalıktan öldü. Otuz dokuz yaşındaydı.
Romanları;
Profesör
Jane Eyre
Vilette
Shirley
Emily Bronte (1818-1848);
30 Temmuz 1818’ de doğdu. Çocukluk yıllarında, annelerinin ölümünün ardından, üç kız kardeş (Charlotte, Emily ve Anne) ve erkek kardeşleri Branwell Brontë hayalî yerler düşlemişlerdir ki bunların isimlerine hikâyelerinde rastlanmaktadır. Emily'nin o dönemde kaleme aldığı çalışmalarından çok azı bugüne ulaşabilmiştir. Emily 1838'de Halifax yakınlarındaki Mis Patchett'in Kızlar Akademisinde (Miss Patchett's Ladies Academy) çalıştı. Daha sonra kardeşi Charlotte ile birlikte Brüksel'deki özel bir okula devam etmiştir. Kız kardeşleri Charlotte ve Anne ile birlikte, 1846'da ortak bir şiir kitabı yayımlamışlardır. 1847'de tek romanı olan Uğultulu Tepeler'i yayımlamıştır.
Kasım 1848 de hayata gözlerini yumdu.
Kitapları;
Uğultulu Tepler
Anne Bronte (1820-1848);
İngiltere’ de doğdu. Ablası Charlotte tarafından yetiştirildi. Mürbbiyelik yaptı. Şatodaki Kadın adlı üç ciltlik romanını yayınladıktan bir sene sonra Yorkshire’ da veremden öldü.
Ortak bir de şiir kitapları vardır ; Poems by Currer, Ellis and Acton Bell
Emily Bronte’ de göremesem bile Anne ve Charlotte te gördüm kendi hayatlarıdan kesitleri ^^ Ve bu benim için çok daha ilgi çekici kıldı bu romanları. Evet sizler neler düşünüyorsunuz?
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): BynCriminaL
Bronte kardeşlerin isimlerini daha önce duymuş olsam da -ki "Uğultulu Tepeler"i bilmemek mümkün mü bilmiyorum- ne yazıkki hiç bir zaman okumadım. Başlığını görünce Kuzguncuk bayağı bir şey kaçırmış olduğumu farkettim.
Ne yazık bana... Halbuki kadın yazarları çok severim. Bir kaç dahiyi saymazsanız birilerinin eserlerinden cinsiyetlerini anlayabilirsiniz. Özellikle kadınların hayalleri ve tutkunlukları, dünyayı hiç görmediğiniz şekilde gören tasvirler şeklinde ince bir dokunuş gibi sarar sizi. Bir çok erkeğin hayalgücü ise bazen çılgınlığın, deliliğin zevkini, bilinmezliğin gizlerini yaşatır. Aslında oturup bu konuda bir yazı yazılabiilr ya da birileri ile konuşulup; duygular ve düşünceler saatler boyu özgürce bırakılabilir.
Gerçekten hayatlarını öğrenmek ise üzücü oldu benim için. Çok genç yaşta yitirilmişler. İçimi burktu bu bilgi ama bir yandanda okumak yönünde cezbetti diyebilirim. Niye? derseniz. O kadar kötü kalpli biri değilim; yani erken ölümlerinin yarattığı bir burkuklukla güdülenip okumaktan ziyade kastım dünyanın daha az kirli olduğu bir zamanda, o zamanki az kirde bile yaşamda fazla kalmayıp saflıklarından çok az şey yitirerek dünyaya gözlerini yummuşlar. Ve bir kez daha bu saf zihinlerin elinden çıkmış az da olsa eseri kendim için yeni bir arınma yolu olarak görürüyorum. Düşününsenize yaşamın, onca olan bitenin halen bozamadığı, insan yargılarına ve sorgulamalarına daha az maruz kalmış saf hayal gücü ve duygular... Okumak için birdenbire iştahlandım. Bir kaç gün içinde hemen Bronte kardeşlerin eserlerinden edinip okumaya başlıyorum.
Teşekkürler paylaştığın için Küçük Kuzgun
Ne yazık bana... Halbuki kadın yazarları çok severim. Bir kaç dahiyi saymazsanız birilerinin eserlerinden cinsiyetlerini anlayabilirsiniz. Özellikle kadınların hayalleri ve tutkunlukları, dünyayı hiç görmediğiniz şekilde gören tasvirler şeklinde ince bir dokunuş gibi sarar sizi. Bir çok erkeğin hayalgücü ise bazen çılgınlığın, deliliğin zevkini, bilinmezliğin gizlerini yaşatır. Aslında oturup bu konuda bir yazı yazılabiilr ya da birileri ile konuşulup; duygular ve düşünceler saatler boyu özgürce bırakılabilir.
Gerçekten hayatlarını öğrenmek ise üzücü oldu benim için. Çok genç yaşta yitirilmişler. İçimi burktu bu bilgi ama bir yandanda okumak yönünde cezbetti diyebilirim. Niye? derseniz. O kadar kötü kalpli biri değilim; yani erken ölümlerinin yarattığı bir burkuklukla güdülenip okumaktan ziyade kastım dünyanın daha az kirli olduğu bir zamanda, o zamanki az kirde bile yaşamda fazla kalmayıp saflıklarından çok az şey yitirerek dünyaya gözlerini yummuşlar. Ve bir kez daha bu saf zihinlerin elinden çıkmış az da olsa eseri kendim için yeni bir arınma yolu olarak görürüyorum. Düşününsenize yaşamın, onca olan bitenin halen bozamadığı, insan yargılarına ve sorgulamalarına daha az maruz kalmış saf hayal gücü ve duygular... Okumak için birdenbire iştahlandım. Bir kaç gün içinde hemen Bronte kardeşlerin eserlerinden edinip okumaya başlıyorum.
Teşekkürler paylaştığın için Küçük Kuzgun
şiddet sorununu çözemiyorsa kesinlikle eksik kullandığındandır
Asıl ben başlığa gönderdiğin ilgiden çok teşkkür ederim . Umarım bayılırsın Bronte kardeşlere. Erken ölümlerine ben de çok üzülüyorum. Ama bu onlara olan saygımı, hayranlığımı öyle çok artıyor ki... Yazdıkları ilk romanda elde ettikleri başarı...
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Kara Kedi yazmış:
hüznü ve feleketlerle dolu hayatları yaşayan insanları okadar güzel betimlemişlerki okuması zor ve ağır bir kitap olan uğultulu tepelerden irili ufaklı pek çok şey öğrendim. keşke böyle değerli eserler yazabilecek kadar yetenekli olabilseydim demeden geçemeyeceğim açıkcası...
sevgili yakut ve tatlı pisi-pisi ortak bir nokta da daha buluşmak çook hoş çook .
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
Başlığı yeni görüyorum, benim gibi Bronte kardeşlerin hayranı olan kişileri bu forumda da görmek beni çok sevindirdi.. Uğultulu Tepeler'i okuduktan sonra o kadar çok etkilenmiştim ki yazarın hayatını araştırmadan yapamamıştım zaten.. 3 kız kardeşin de yazar olduğunu öğrenmek... Hemen Jane Eyre'yi de alıp bir solukta, heyecanla okuyuvermiştim.. Ama maalesef son kız kardeşin kitabını hiçbir yerde bulamadım
Harika! Bir Bronte fani daha!! Eski adiyla Merkez, yeni adiyla Turkuaz yayinlari Anne B. nin Agnes Grey'ini basmisti. En son da Charlotte BRonte nin Gecmisin Golgesinde Villet'i cikti kirmizi kedi yayinlarindan *.* (Sonun da bu eserleri basma lutfunda bulundu birileri XD ) Henuz okuyamadim ama en yakin zaman da...
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Kitabın ingilizcesini okumuştum yanlış hatırlamıyorsam adı The Bronte Sisters tarzında bir şeydi.Hikaye tarzındaydı çok fazla bilgi vermiyordu ama ben sevmiştim kardeşleri.
Uğultulu Tepeler adlı kitabı okumaya karar vermiştim fakat kararımda duramadım.
Yorumları falan okuyunca okuma isteği yeniden canlandı ve elimdeki kitabı bitirince başlayacağım.Sanırım kitabın filmi de var..Ama ben filmi izlemeden önce kitabı okuyacağım.
Uğultulu Tepeler adlı kitabı okumaya karar vermiştim fakat kararımda duramadım.
Yorumları falan okuyunca okuma isteği yeniden canlandı ve elimdeki kitabı bitirince başlayacağım.Sanırım kitabın filmi de var..Ama ben filmi izlemeden önce kitabı okuyacağım.
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 8 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |