"Burun deliklerinden çekmek suretiyle nefes alanlar 4 ila 12 ay, ağız yoluyla ciğerlere İstanbul'un leş havasını dolduranlar 3 yıl ila 8 yıl arasında hapis cezası alacak."

-Halen üzerinde çalışmakta olduğum Gerçekleşmesi Muhtemel Türkiye Distopyaları adlı eserimden..............

Paketi henüz çok fazla incelemedim ama polisin uygun gördüğü durumlarda üzerinize üç gün boyunca çıkmayan boya sıkabildiği gibi maddeler mevcut demişti birileri. Gelinen nokta cidden buysa, şu andan itibaren Türkiye'de hayatını idame ettirmeye çalışan her vatandaş sadece ve sadece fişlenmek için yaşıyor. Haydin cümleten geçmiş olsun. Mapusta görüşmek üzere.........

İki resim arasındaki farkları bulunuz.

Saatleri ileri alma işi çarptı beni ya:/ dün bütün gün boyunca uyumama rağmen düzelemedim
Dün ki uyuma saatlerim
18.00-23.30
Acıktım ve uyandım
sonra yine uyudum
03.00-06.20
Uyku düzenim mahvoldu keşke saatleri ileri-geri alma uygulaması son bulsa
Bir aralar sabit kalacak değişmeyecek diye bir söylenti vardı ama ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum
edit:yine uykum geldi:)

Kendimi forumu ayakta tutmaya çalışan tek aktif kişisi ilan ediyorum..!

Püf... nerde bu forum ahalisi...

Kendimi bildim bileli karanlıktan ve evde tek kalmaktan korkan bir insanım bugün ikisi birden başıma geldi:(
Annemler bulunduğum şehrin bir ilçesine gittiler(hala yoklar)Annem o kadar ısrar etti kızım gel diye ama ben reddettim aklılsızlıklık işte niye gitmedim ki sanki:(
Neyse elektrikler kesilince hemen mutfağa koştum telefonun ışığıyla mum aradım mumu buldum da çakmakların hepsi bitmiş
Daha sonra çakmağın kıvılcımıyla ocağı yaktım oradaki ateşle de mumu yakmayı başardım mumu yakar yakmaz sakinleşebilmek için şarkı açtım sakinleşmeliydim çünkü panik anında nefes darlığı çekiyorum ve bu bayılmaya kadar ilerleyebilir
Tam şarkıyı açtım ki annem aradı biraz azar işittim ondan da niye gelmedin yan komşunun evine git falan dedi fakat gitmedim evde kalmaya kararlıydım çünkü
Elimdekileri değerlendirince halime acıdım çünkü bir saat ancak dayanabilecek bir mumum,%38 şarjı olan telefonum vardı ve üstelik evde su yoktu:( nefes darlığı da bir yandan zorluyordu beni:(
Sonra bir arkadaşımı aramayı akıl ettim sağolsun bayağı ilgilendi benle, cesaret verdi bana:)
sayesinde mumu alıp evi dolandım ve bir el feneri buldum evde olduğu biliyordum fenerin ama gidip alacak kadar cesaretim yoktu feneri aldıktan sonra kendimi daha rahat hissettim ve arkadaşıma bol bol teşekkür edip telefonu kapattım*-*(tabi her yarım saatte bir arayıp durumumu sormak şartıyla kapattı çünkü şarjım bitebilir ve bana hiç ulaşamayabilirdi)
Telefonu kapattıktan sonraki 15 dakika içerisinde elektrik geldi nasıl mutlu oldum anlatamam şükürler olsun dedim iyi ki var ve iyi ki geldi elektrik
Eğer yeniden kesilirse elektrik az önce korktuğum kadar korkmam alıştım sanırım*-*
fenerimi cebime koydum su şişemi doldurdum ve telefonumu şarja taktım nefes darlığı hala var ama biraz daha iyi hissediyorum kendimi:)
Şükürler olsun yeniden:)

"Bakan Taner Yıldız, 20.30 sularında elektrik verilmeyen yer kalmadığını belirtti."

Yalanın dik alası. Daha yeni geldi be :S hayır yani nasıl bir ülkenin yarısında elektrikler gider bu şekilde acaba bizden başka Bu nasıl bi geri kalmışlık nasıl bir teknoloji özürlülük. Ehh üniversitede elektrik elektronik mühendisliğinde tüm amfinin ışıklarının tek anahtara bağlı olduğunu düşünecek olursak şaşırmamak lazım tabi. Tüm gün nasıl heba olur isimli kitap yazacağım bugün için.



edit: "Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açkılamada ise "81 ilimizde Bakanlığımıza bağlı sağlık kurumlarında elektrik kesintisi sebebi ile sağlık hizmeti sunumunda aksama yaşanmamıştır" denildi. Açıklamada "Sağlık kurumlarımızda jeneratör ve kesintisiz güç kaynakları devreye sokularak hiçbir hastamızın tedavi sürecinin etkilenmesine izin verilmemiştir"

Bununla ilgili yorumları da bilenlere bırakıyorum.

Evde tek kalmanın korkulacak bir şey olduğunu okumak biraz şaşırttı beni. O yaşlarda benim en sevdiğim şeylerden biriydi halbuki. Karışanın, edenin yok. Oh mis. İzmitliyim. '99 depreminde 14 yaşındaydım. Bütün ailem babamın kamyonunun kasasında yatarken, "ben orada rahat edemem" diye evde tek başıma kalıyordum. 2004 müydü, 2005 miydi tam hatırlamıyorum şimdi, İzmir'de de 6 küsür büyüklüğünde bir deprem olmuştu ama İzmit'tekine göre deprem bile sayılmazdı. Onda da bütün arkadaşlar dışarıda bahçede yatmışlardı, ben "bu soğukta deli mi ..." deyip yurtta, odada tek başıma kalmıştım. Bu gün itibariyle artık resmen 30'uma girmiş bulunuyorum ve evde tek başıma yaşamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bana göre evde tek kalmanın korkulacak tek tarafı bulaşık ve ev temizliği. Ama Türkiye'de yaşayan genç bir kız olsaydım, ben de korkabilirdim sanırım. İti, uğursuzu çok. Genç kızı geçtim, kadın olmak yeterli. Adamın biri geçen kayınvalidesine tecavüz edip öldürmüş, korkutmak gibi olmasın.

MAL'ın bu sene ki 1 nisan şakası çoh hoş olmuş. Kedi ayrıntıda gizlidir.

[Bağlantı]
[Bağlantı]
[Bağlantı]
[Bağlantı]
[Bağlantı]
[Bağlantı]

edit;
akıl edip resimleri kopyalamadığım için şu an normal afişler var. Bilgilerinize.