He sağa didim Jazz..öhö.. Pardon neko-chan ...nyannnn😸

Yalnız ben Jazz i değiştirme yazacaktım bir işim çıktı o ara ... Bir daha ki girişime kadar çoktan nekomamushi olmuştun ..

Selam. Geçen gün "Boku dake ga inai machi" izleyip (3 bölüm yayınlanmış daha) mangasına atlayıp güncele geldim. Foruma girip millet ne yazmış diye bakacaktım ki konusu açılmamış. Ben de uzun zamandır uğramıyordum, bir uğrayayım dedim.

Belki bazılarınız biliyordur, (tabi ki çoğunuz umursamıyordur ) 30'undan sonra tekrar üniversiteye başladım. İngilizce öğretmenliği okuyorum. Çünkü çalışanlar bilir tatil en önemli şey. Bölüm güzel, çocuklar çok kafa, dersler çok kolay, gayet eğleniyorum. İlk üniversiteme göre her şey çok farklı. O zaman genelde 20-30 civarı notlar alıyordum. Bir kere 65 almıştım termodinamikten, sınıfın en yüksek 2. notuydu. Şimdi 80 alınca hayal kırıklığı yaşıyorum. Öğrenci profili çok farklı. O zaman 110 erkek 5 kız falandık. Şimdi toplamda 60 kişiyiz. Halı sahaya adam çıkaracak kadar erkek yok sınıfta. Biz de basket oynuyoruz. Tabi ben biraz geç geldiğim için kızlara sadece ağabey olabiliyorum ama olsun. Her türlü 100 erkekle olmaktan iyidir. O zaman cep telefonları şimdiki gibi değildi. 5 senede toplam 20 fotoğrafım yoktu. Şimdi bizim çocuklar haftada 50 foto çekiyorlar. Sonuç olarak 30 da olsan üniversite eğlenceli bir yer aslında. Hele iş hayatını ve askerliği tecrübe ettiyseniz çocuk parkı gibi.

Uzun lafın kısası mühendislik okuyup boşuna kendinizi kasmayın. İngilizce öğretmenliği okuyun. Haftada 2 gün (en az), yıl ortasında 2 hafta, yıl sonunda 2 ay, dini bayram, milli bayram kısacası bolca tatil. Eve gidince de kafa rahat. Oh mis. Bir de "Boku dake ga inai machi" izleyin çok güzel. Biri başlığını açsa ya.

Mühendislik demişken ... Bir keresinde 100 beklediğim bir sınavdan 01 almıştım ... Ne safmışım bu dünyada ... Ben işte o notu gördüğüm gün büyümüştüm.. bence de mühendislik okumayın ... Gidin beyninize program yerleştirsinler aynı şey zaten ...

Death Note'un sahibi bir Türk olsaydı polisler varlığının farkında bile olmazdı. Kalp krizi ölümlerinin artması üzerine televoziyonlara doktorlar çıkar "şunları şunları yemeyin" tarzında konuşurlardı. Yakalanışı ise eşe dosta hava atmak için Death Note'u göstermesiyle olurdu.

Death Note'a gerek yok, mermi 1.5 milyon

[Bağlantı]

Forumda din konusuna girmek istemem ama yarım dindar kadar da zararlı insanlar yok şu ülkede...

Adam namaz kılmaz, oruç tutmayana saldırır; basşı kapalı değil diye taciz eder...

İnanıyorsan tam inan, namazını kıl.

Keşke alıntılasaymışsın.

Yok, benim burcum yok aslında ya. Ya da şöyle, bana uyan burç yok, zaten astrolojiye falan da inanmıyorum.


Nekomamushi iyi ya. çok sevdim ben o kediyi.


Edition büdüt: Foruma ilk kaydolduğumda nickini One Piece ten yap demişlerdi de değiştirmem diye diretmiştim. Tükürdüğünü yalamak diye buna deniyor işte.
Zaten sıkılmıştım Jazz Lambası'ndan.

bu sıralar sürekli somurtan, mutsuz belki bütün dertleri üst üstte binmiş insanlara rastlıyorum. bu yazı hem kendime hemde onlara olsun. kimseye sipirmin oynamak niyetim yok hepimiz geçtik öyle bir dönemden bazılarımız daha yaşamadı bazılarımız yaşadı ve bazılarımız yaşadıklarını atlatamadı ama güzel kardeşim ölüm gibi bir gerçek var. öldüğünde bitecek herşey belki kurtulacaksın belki bir daha şansın olmayacak ona rağmen bu günde yaşıyorsun değil mi? yaşıyorsan bir şeyler olacak be güzel şeyler olacak... o halde bu günde geçecek değil mi? geçecek... cık mık yok GE-ÇE-CEK... ee gülümse be kardeşim halolur ya inanın tek derdimiz bu olsun bee dediğimiz günler var yada vardı yada olacak. ama olacak 2+2=4 o günler uzun sürsün inşallah.

birde dostlarınız olsun inşallah, güzel insanlarla tanışın. "bizim senin kadar aklımız yok sanki nerde öyle insanlar" diyorsanız haklısınız. haklısınız ama arayın derim. Aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır te Allahım ne yaman çelişki birde bazı insanlara ajda pekkan dinletin yok yok öyle değil şeyy ya hani var ya "arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık" bildin onu heh onu dinlet yada söyle artıkın ne yaparsan. onlar çıksın yeni insanlar girsin buda kafa yani üstüne başkası gelince bellek doluyor hani var ya önyargı belleği o yüzden at gitsin çöpeee

birde şu 1 ocak var hani belki bir çoğumuzun yeni yeni kararlar aldığı o an vs. uygula lan onları hadi hadi tembeeeeellik etme senii (annem geldi aklıma ) bu gün bir şarkı dinledim de o yüzden geldi aklıma bunlar. one ok rock bir japon grup. konser verirken diyorki ( ivit caponcam var geliştirtik az buz onca seneye... baksana şu kayıt olduğum tarihe bi zahmet yane )
çat japoncadan anladığım -evet benin anladığım - kadarıyla hemen hemen şöyle diyor biraz toparladım ben tabii özet geçeyim kendisi bu şarkıyı söyledikten sonra bir şeylerin değişmesini istemiş yada dilemiş diyebiliriz. ve ekliyor herkesin kalbinin derinliklerinde kendini huzursuz eden negatif düşünceleri vardır ama bu olmadan önce yani negatif düşüncelere kapılmadan önce lütfen herkes kendi yapmak istediği şeyleri başlatın. herkesin kalbinin derinliklerinde böyle düşündüğü bir his vardır. EĞER YOKSA o andan itibaren başlayın... diyor beni açıkcası etkiledi. bazıları şarkı söyler ama bazılarıda kalpten söyler ya bu grubu ondan çok severim. daha bir şeye gerek yok taka-chan - - dedi herşeyi. özetle olay bu

hadi kalın selametle

NOT: ahanda videoyu buldum hadi size tam çeviri yapayım da hatalarımı diyin -böylece resmi olarak ilk çevirim kurbanlarıyla tanıştı-

[youtube]www.youtube.com/watch?v=chSPF_w4Lys[/youtube]

"bu şarkıyı söylemeden önce şöyle dedim; (çıkış şarkıları sanırım emin değilim) lütfen bu şarkı bittiği zaman bir şeyler başlasın... kalbimizin içinde bizi huzursuz eden şeyler, akşama doğru (burda demek istediği karamsarlık, üstüne karanlık zaman çöktüğünde vs sanırım) bir çok negatif düşüncelere dönüşür (Allahını seven defansa gelsin ) bu olmadan önce lütfen minna-san kendi yapmak istediğiniz şeyleri, yapmayı denemek istediğiniz şeyleri başlatın/harekete geçirin. her birimizin kalbinin derinliklerinde böyle dediği bir his olmalı. EĞER YOKSA! oradan başlayın!

Vallahi o suratsız insan benim. Dediklerinde haklısın, arkadaşım, her satırında, her şey bizim elimizde.

ama bazen kendime güvenimin kaybolduğu anlar oluyor, kendimi bir yere ait hissedemediğim anlar, kendimden iğrendiğimi hissettiğim anlar... işte böyle anlarda düşüyor yüzüm, ne olsa toparlanamıyor. eve dönmek istiyorum, insanlardan kaçmak istiyorum, beni bulamayacakları bir delikte sonsuza kadar saklanmak istiyorum. oluyor yani orada. ulan, o da insan duygusu be, ben sadece mutlu olmak için yaratılmadım, mutsuzluğun da bir tadı var, yalnızlığın, nefretin, hıncın, öfkenin, kıskançlığın.. tabii ki hep olumlu şeyler olsun isteriz etrafımızda ama hep olumlu olalım diye programlanmamışız ki, ruhun, kalbin bana gelişi bu. olabilir, olunca, daha doğrusu oluyor diye ayriyetten üzülemem. ama sık sık olmaması için çaba harcayabilirim belki. evet, yapabilmeliyim bunu.

yani evet bir yerlerden başlamalı herkes, doğru ama hayatta nefret de var, öfke de, kıskançlık da, haset de, mutsuzluk da... bence bunlardan kaçamayacağımızı ama bunlara rağmen mutlu olabileceğimizi kabullensek daha iyi olur gibi.

bir de gintama'nın yeni açılışı nedir öyle yaaaa deli bi' şey olmuş o. öyle böyle değil.

kahrolsun şubatın bağzı günleri