en cok benimde kopya cekerken oluyor. bide bizim sinaw sistemimiz farkli. bilmem bilen varmidir. kendi hocalarimizdan biri uydurmus "MEISAC" diye.. ptesi carsamba ve cuma gunleri 4. derste sinaw oluyor tum okul. herkes farkli siniflarda ve farkli siralarda. yan yana one arkaya kisacasi yakin olarak iki sinif arkadsi asla dusmeyecek sekilde tasarlanmis. mecbur kaliorz kopya cekmeye bazen L olsaydi napardii??? caktirmadan cek iste kopyayi Lightla ilgili hicbisi kendi yasamimda rastlamis diilim. gerci lightla L ayni sayilir.. ama L iste.. Lighttanda nefret ederim az biraz

gökcevil o sınav sistemi yıllar önce ben lisedeyken bize de uygulanırdı bazı ders öğretmenlerimiz tarafından özellikle de ingilizce dersi için,yani yeni bir sistem değil,benim başıma gelmiş bir sistemdi....

karşımdakime durumumu çaktırmama modu yaşadım yaşamım boyunca,bence herkes inkar etse de yaşamıştır böyle bir durum,en çok kullandığım an kıskançlık modundayken sanırım çevredmekileri değil tabi sevgilimi kıskanma durumumda anlayıpta havaya sokmasın kendini diye
sınav durumlarında ben de çok yaşamışımdır,bu da her öğrencinin yaptığı bişeydir kopya olayında.
bide sazan olduğun durumlar var ya kesinlikle bu durumda da olmuştur

hihihi =D bilmiodm ben. sistemin adi ve isim babasi hocamiz olur ve tarih olarakta 4 sene oncesinin tarihi veriliyo ambleminde bile. ben yeni bi sistem sanmistim bu nedenle:D nyese konuyu dagitmiyalim burdda:A

Evet bu ilişkilerde de oluyor cok. Yani yakın ilişki olsun-olmasın, ki aslında yalan en sevmediğim şeydir bu nedenden ötürü sanırım kolay inanırım bazen, yalan soylemek durumunda kalabiliyorsun bi durum hakkında ya da verdiğin örnek gibi bozuntuya vermemeye calişiyorsun. Boyle bir durumda başarılı olduğunu anlamanın tek yolu var, eğer tam olay yerinden uzaklaşırken veya yalan cumleyi soyledikten sonra bir süre icin zaman durur, gözlerin ve sacların kırmızıya dönüşüyorsa işlem tamamdır

Ne L gibi ne de Light gibi hissettiğim bir olay. Ama sanırım sorduğun şeye örnek olabilir.

Okula gereken ilgi gösterilmemiştir ve son 1 ay kala 2. kez 1. sınıfta kalınacağı anlaşılmıştır. Bunu aile öğrenmemelidir. Yakın zaman ve gelecek zamana göre yalanlar planlanmıştır.

Yakın zaman yalanları:

''İyiyim anne. Derslerim de iyi. Geçeceğim. Ama yaz okulu tehlikesi var. Finansal muhasebeden 70li bir not alırsam yaz okulu okumama bile gerek kalmayacak'' (Kalacağımın belli olduğu o finallere yakın dönemde aileye söylediğim yalanlar. Bu cevap planlı bir cevaptır. Arayacak başka bir akrabaya da hemen hemen bir kaç kelime değiştirerek aktarılır ki böylece ezber bir cevap olmadığı düşünülsün.)

''Geçtim ya. Öyle çok iyi bir öğrenci değilim. Ama zaten bana da sınıf geçmem yetiyor. Zorlandım tabii. Finansal muhasebe dersi çok zorladı. Ama onu da geçtim'' (Yazın muhabbet kurmaya çalışan akrabalara, aile yakınlarına söylenen yalan. Bir önceki gibi planlı bir cevaptır.)

''Envanter Bilanço dersi ile Mikro İktisat dersleri zorladı baya. Finallere sıkı çalışacağım'' (Bu sene sorulan ''Derslerin nasıl'' sorusuna cevabım. 2. sınıf derslerine göz attım ve en mantıklı cevabı oluşturdum. Yani bu da planlı bir cevaptır.)

Gelecek zaman yalanı (1 veya daha fazla yıl sonra söylenmesi gereken yalan);

''Anne. Ben dönem ortalamasını tutturamadığım için bir önceki seneye düşürüldüm. Yani bir dönem daha uzadı okulum.'' (Yıllar sonra geçtim yalanı bir yıl daha okumam gerçeği ile karşı karşıya geldiğinde söyleyeceğim yalan.)

Ve birde doğaçlama;

''Ha bana güvenmiyorsun. İlle geçtiğimi kendi gözlerinle görmelisin? Senin gözünde nasıl bir yeğenim ben? Vereyim şifremi ama açıkçası inanmamana anlam veremedim.'' (Öğrenci şifremi isteyen teyzeye karşı kullandığım duygu sömürüsü. Hemen hemen herşeyimi doğru bir şekilde, dürüstçe aktardığım aileme temeli sağlam yalanlar söylediğim için kuşkulanacaklarını tahmin etmezdim. Bu durumda sanırım en büyük düşmanım olan teyzem kesin durumumu çaktı. Ama ne beni sıkıştırıyor ne de annemlere birşey söylüyor.)

Ayrıca hala okula ilgisi olmayan ben ve bu sene içinde geçen diyaloglara örnek;

Saat 13e gelmektedir. Telefonun sesiyle uyanmışımdır. Arayan annemdir. 10 saniye kendime gelmek için ve balkona çıkmak için bir duraksama;
-Efendim Anne
-Nasılsın, napıyorsun?
-13 de dersim var. Sınıfa gidiyorduk arkadaşlarla. Ne oldu?
-Nasılsın diye merak ettim... bıdı bıdı... tey tey...
---Hahah tamam lan (Araya arkadaşa söylenmişçesine bir laf sıkıştırdım bir keresinde ve bu numarayı uyku sersemliğime veriyorum.)
-İyiyim ya. Bi sıkıntım yok. Neyse akşama ararım ben seni sınıfa geldik. Hadi öptüm, hoşçakal.

Şöyle düşünüyorum da; komik şeyler... Çıkıp ''Anne ben sınıfta kaldım'' diyebilirdim. Okumamın benim geleceğim için olduğuna dair bir söylev, birkaç hafif hakaret, bağrışma, ufak bir kavga, ilkokuldan beri fix tehdit ''İstiyorsan okumayı bırak, sanayide iş öğren''... Ama böylesi daha eğlenceli. Nereye kadar gidecek bu yalanlar merak etmekteyim.

En çok başvurduğum yöntem duygu sömürüsüdür. İnsan duygusal varlıktır. Doğru yerden girilirse olaya başarılı sonuç alınır. Ayrıca kopya çektirmeyen hocama uygulayıp da başarılı olmuşluğum da vardır:

Lise yılları. Sınava 2 hoca giriyor. En arka, pencere kenarı oturan ben ve arkadaşımın başına dikilmiştir bir hoca fazla oynaşıyoruz bahanesi ile sınavın en başında (Dünyanın en devrik cümlesini kurmuş olabilirim). 10 dakika kalmıştır. Kağıdın yarısı boş. Muhabbetim olan müzik hocasıdır bu hoca da.

''Hocam yaptığınız gerekli mi? Başımıza dikilmişsiniz. Hayır 120 tane 11. sınıf öğrencisi var. Bu 120 öğrenci içinde en az 40 kişi kopya çekmekte. Bazı sınıflara veriliyor Serpil Hoca (beden hocasıdır). Sınavda kitap okuyor, camdan voleybol oynayan öğrencilere laf yetiştiriyor. E şimdi onun sınıfındaki öğrencilere niye sizin bize yaptığınız yapılmıyor? Bu mu adalet yani. Tamam anladık emanete hıyanet olmasın istiyorsunuz ama siz kendinizi bizim yerimize koyun. Empati kurun. Biliyorum siz de içten içe bu eşitsizliği istemezsiniz. Zaten kalmış 5 dakika. Gözlerinizi kapayın 1 almaktan kurtulalım.''

Özetli diyalogdan sonra hocanın başımızda durup kopya çekmemizi izlemesi, diğer hocanın da nasıl olsa biri bizi kontrol ediyor diye bizi sallamamasıyla 1 almaktan kurtulmuşuzdur.

Teşekkürler hocam. Class adamsınız.

Ayrıca ''Sınıfta bir tek benim yerimi değiştirmeniz açıkçası beni rencide ediyor hocam. Daha sınav başında gördüğüm bu tavır açıkçası benim sınavımı olumsuz etkileyebilir. Bu da okuldan gelecek puanımı, öss sonucumu yani dolayısıyla hayatımı etkilemiş olur.'' yalanımı yemeyen geometri hocasına da selamlarımı iletmekten geri kalmak istemiyorum.

hayatım roman.
geçeyim geyiği, yani şimdi hemen hemen bütün ilişkilerde vardır çaktırmama durumu, pedere sigara içtiğini çaktırmazsın, hocana kopya çektiğini çaktırmazsın, sevgili desen ayrı türlü dert, ne çaktırırsın durumu, ne çakarsın...

mesela daha böyle büyük şeyleri çaktırmamak, yahu adam katil, onu çaktırmamaya çalışıyor.


ben şimdi lisansı 7 yılda bitirmiş bi öküzüm, sıkıyorsa çaktırma. haliyle baştan söyle kurtul.

ama yeminle hayatı yalan dolan üzerine kuran adam tanıdım. okuldan attılar, yüksek lisans seneye bitecek diye biliyor çevresi. bana da salladı aynını, ben yer miyim, yemem tabi, L'yi oynadık tabii burda, behey dana, her türlü bilgini biliyorum, elde edemedik mi sanki okul numaranı, kullanıcı şifreni okul sitesinden, veya yapıyorum dediğin yüksek lisans için girmen gereken ales sınavına girmediğini.
ima edince de sinirlenir.

anime de sever ve şu an kendisiyle bütün ilişkilerim kopuk.
keşke burda olsa da iki kızsam danaya.

yine de içimde bir sempati durumu var bak....
hayır bir yandan da kafamda tilt yanıyor aklıma geldikçe, zaten L gibi masaya tüner, L'i gördükçe aklıma geliyor böyle çorapsız falan, umarım onun da aklına ben geliyorumdur DN seyretmişse, zira kupadaki çaya 10 kesme şekerden aşağısı kurtarmaz bende de... ama o L gibi narin, ben ise af buyurun yarmayım biraz, burdan kurtardık...

hayat ne garip, vapurlar falan....

ben genelde sazanlık durumlarında ya da istemediğin biri asıldığında salağa yatarım genelde de karşımdaki anlamaz demek ki benden çok iyibir Kira olabilirdi
ya da benimki üzerime yapıştı sanırım kapılarımı kapattığım için ondan baya inandırıcı geliyor karşımdakine ama şu sazanlık durumlarına acayip işe yarayan bir yöntem salağa yatmak,en büyük kurtarıcım

salağa yatmak keyiflidir,bazen gülmeni gizlemek için elinle ağzını kapatman bile gerekebilir.lakin, azı karar, çoğu zarar durumu var, bir de kira denen zerzavat'ın salağa yattığını gördünüz mü hiç?
yani öyle bir şeyi sürdürebilmenin- uygulamanın değil- sürdürebilmenin tek yolu hafızadan geçer efendim, hafızadan.
hafızası kötü olan ne diyim, biraz da dürüstlüğe mecburdur.
alayınıza saygılarımla...

Bence çok güzel bir konu açmışsın Noxeon. Ben bazen kendimi L gibi bazen de Light gibi hissediyorum ama L gibi çok hissedemiyorum çünkü benim gözümde o çok zeki ve çok temiz bir varlık ve ben asla onun gibi olamam

Light çok idealist biriydi. İdealleri uğruna hayatı çok subjektif gören ve doğru olduğuna çok sıkı inanan biri. Demokrasi dışındaki tüm rejimler, ülkelerdeki, bana Light ı hatırlatıyor. Bazen kendim de objektif olamadığımda Light gibi olacağım diye çok korkuyorum ama aslında Light olduğumu hissediyorum ve Light olma kabusundan kurtulabilen insanları kutluyorum .

Şu anki olaylarda Israil de Lightı hatırlatıyor mesela