deprem ve tsunami bi tarafa su radyasyon olayı cok can sıkıcı.. ne ironik bi durum.

bilemiyorum fotoğraflara ve haberlere ne kadar baktınız ama çok kötü manzaralar var. ben 10 yıl anime izlemeseydim de bunlar olmasaydı keşke.

radyason seviyesi de fukushimanın 20 km çevresinde tehlikeli denebilecek bir düzeydeymiş. eğer durduramazlar da toprağa karışırsa çok çok daha kötü şeyler olabilir

ntvmsnbc nin fotoğraf galerisi var. içiniz burkulabilir. [Bağlantı]

bu da google earth dan deprem önce/sonra görüntüleri, mouse u resim üzerinde hareket ettirmeniz yeterli. [Bağlantı]

Japonya'da olanlar çok acı, deprem olduğu sırada ülke dışındaydım görünce çok üzüldüm. Yetmezmiş gibi bir de radyasyon problemleri çıktı başlarına, sanki bundan yeterince çekmemişler gibi...

Ganbare Nippon !

Japonya gibi teknoloji devi bir ülke bile nükleer santral üzerinde tam kontrole sahip değil, üstelik bu olaydan sonra dünyanın bir çok yerinde herkes alarma geçip santrallerini kontrole başladı kimisi kökten kapattı. Bizim memlekette ise deprem olcak diye santral mi yapmayalım kafasıyla böyle bir projeye imza atılmaya çalışınıyor. Çevreye ve canlılara zararı bir yana Allah korusun bizim memlekette bu şiddette bir deprem olsa haritadan siliniriz kaldı ki bi de nükleer olsa ...

Düşünmesi bile korkunç.

adı üzerinde nükleer olmasından dolayı bütün süper güç addedilen ülkeler, nükleer bir reaksiyonu tam olarak kontrol altına alamaz. bu gayet tabii bir olay. bu yüzden şu ülke ya da bu ülke diye büyütmeye gerek yok. bunun yanı sıra bu olayla birlikte nükleer santrallerini kapatan ya da gözden geçiren ülkelere baktığımızda yaklaşık 30 yıldır nükleer enerji ile kalkındıklarını da görmüş oluruz. adamlar bu olayla beraber "bizimde gözden geçirmemiz gerek, vakti geldi" demişlerdir ki çok normal bu da. almanya, japonya, rusya ve daha örnek veremeyeceğim kadar sayıda ülke 1. dünya savaşı, 2. dünya savaşı, atom bombası, japon-rus savaşı, 1977 depremi ve benzeri facialar yaşamalarına rağmen nedense enerji ve tabii kaynaklar mevzubahis olduğunda son yüzyılını kıyaslanan ülkelere göre daha sakin geçiren türkiye'den kat be kat ileridelerdir. enerji bakımından yüzyıllardır süren dışabağımlılığımız ve bunun sonucunda verilen bütçe açıkları, ödenemeyen borçlar, nükleer santral kurulması mevzusunu hızlandırmıştır. öyle ki, nükleer santralin kurulumunda sismik çalışmalar sonucunda en uygun zemin şartları ve en uygun mimari şartlar gözetilecektir. zira kümes yapmıyoruz, nükleer enerji santrali yapıyoruz. velhasılı yeni yapılacak olan bu nükleer santral, daha önceki acı tecrübelerimize binaen kaypak bir inşaa olmayacaktır. nükleer tehdit konusuna gelince, rusya, ukrayna, iran gibi nükleer santrali olan ülkelerin tam ortasında yer aldığımızı da düşününce aslında tehlikeyi sadece evimizde aramamamız gerektiğini farkediyoruz.

bu kadar uzun yazmak istemiyordum ama

Büyük güç olmanın yolu nükleerden geçiyor fikri bence yanlış bir fikir. Bundan 20 yıl önce olsaydı tartışabilirdik belki biz de kurmalı mıyız diye ama şu an tartışmak yersiz. İki nedenim var

1- Güçlü devletler olarak bildiğimiz devletlerin vazgeçmeye başlamasındaki sebep iyi araştırılmalı. Santral yaparken "biz bunu çok güvenlikli son teknolojiyi kullanarak yapalım ki bizim başımıza felaket getirmesin" diye yapılan çoğu reaktör şu an artık eski. Eski olan reaktörlerde de artık o garantiyi hissedemiyor devletler.

Madem konumuz japonya orayı ele alalım. Fukushima eski bir yapı. Yapıldığı zamanda 8.9 büyüklüğündeki bir depreme/tsunamiye dayanacak bir şekilde yapılmamış(depreme dayandı fakat tsunamiye dayanamadı soğutma sistemleri). Peki neden dayanamadı yani neden o dalgayı hesaplamadılar?

Basit, çünkü reaktörler güç gösterisi için değil belirli bir masraf karşılığı olabilecek en karlı şekilde enerji elde etmek için yapılıyor. 20 yıl önce 8.9 büyüklüğündeki bir tehtidi karşılayabilecek sistemi inşa etmemek, japonyada hiç olmamış bir deprem için göze alınabilecek bir riskti. Ama ne oldu? bu deprem olmaz denilen deprem oldu ve şimdi tehlike altındalar.

Buradan bir takım devletler anladılar ki inşa edildiği tarihte ne kadar iyi yapılırsa yapılsın göze alınan risk getirisinden çok büyük. Nükleerden vazgeçmenin nedeni sadece bu değil tabiki. Bir nedeni de alternatif sağlıklı enerji kaynağı yapabilecek teknolojiye sahip olduğunu düşünmeleri. Nükleer teknolojisini yavaş yavaş eski, kullanışsız, riskli görmeye başladılar.

2- Nükleer artık bir caydırıcı güç değil. Dünya üzerinde hiçbir devlette o düğmeye basıp milyonlarca kişi öldürecek yürek yok. Madem globalleşiyoruz madem artık dünya ucundaki her canlı bir bakkalın üst kattaki bir müşterisi, o zaman birbirine bağlı zincir sistemlerden birini çökertmek söz konusu bile olmamalı. Bu gün kim ne derse desin ABD diyince tüm insanların aklına demokrasi savaşçısı gelmiyor. Katliamın babasını yapan bir devlet ABD.

Ha, derseniz bizim sloganımız yurtta barış dünyada barış. Biz barış için yapıcaktık. yine karşı çıkarım. Bugün ben bir sinoplu olsam. Birisi gelse dese ki: kardeşim burda 10 büyüklüğünde deprem olmadığı sürece sorun yok, ben senin yedi sülaleni tehlikeye sokan bir tehtidi yatağının başına dikiyorum.

Kim tamam diyebilir?

Madem büyük devlet olmak istiyoruz. Büyük devletlerin 20 yıl önce kullandığını değil büyük devletlerin bugün kullanmak için araştırdığı enerjiyi arayalım.

güzel yazmışsın fakat tam araştırmadan yazmışsın maalesef. zira bahsedilen nükleer tehdit, nükleer silahlanma üzerine değildi. bunun yanı sıra alternatif enerji kaynaklarından bahsederken, şu anda enerji bakanlığının üzerinde çalıştığı yakşalık olarak tanesinden 400kW alınan 3000 adet rüzgar tribünleri projesi, bunun yanı sıra hemen hemen belirlenmiş 4 yere jeotermal enerji santralleri kurma projeleri var. fakat bütün bunların maliyeti bir nükleer enerji santralinin maliyetinin çok üzerinde ve enerji dönüşümü de çok daha verimsiz.

büyük devletlerin bugün kullanmak için aradığı enerji kaynakları güneş, hidrolik enerjisi, hidrojen enerjisi, jeotermal enerji, dalga enerjisi, biyokütle enerjisi...

bunları incelediğimizde zaten HES projelerinin nükleer santrallerden çok daha zararlı olduğunu biliyoruz. dalga enerjisini alacak kadar açık deniz türkiye'de maalesef yok, adha çok okyanusa kıyısı olan ülkeler kullanıyor ve çok pahalı, biyokütle enerjisinde ise ülke nüfusu olarak yetersiz kalıyoruz, rüzgar enerjisi ile ilgili calısmalar var...

başka ne kaldı geriye?

bir de yeşil enerji pahalı diyip kestirip atmak çok hoş olmuyor. sonuçta 5 kuruş vermeden bu işler yapılabiliyor olsa burda bunu tartışmayız bile. evet haklısın okyanusa kıyımız olmayabilir ama rüzgarımız, güneşimiz, akarsularımız var. Mesela afrikada hiçbirşey yok ama güneş var. Adamlar açıcaklar güneş tarlalarını... mis.

petrol > nükleer > güneş diyebilirim hatta. ileride ekvator bölgeleri orta doğuya dönerse hiç şaşırmam. nükleer sadece sağlıksız bir geçiş dönemiydi. geçiyor yavaş yavaş.

Konu neydi ne oldu. Bakalım japonlar ne yapıcaklar nükleer hakkında

Aahhaha ) Yazına biraz güldüm biraz da katıldım zira kümesten oy atılan bir memlekette her şey beklenir. Nükleer santral tabi ki de ülke ekonomisine eşsiz bir katkı buluncaktır zira dünyada kullanmayan neredeyse bir biz kaldık orası da aşikar ama gözümüzün önünde Rusya ve Japonya gibi örnekler varken en ufak bir sızıntıda bile nesilleri etkileyen bir teknoloji yerine alternatiflere bakmak daha doğru mu olur tartışılır. Ayrıca nükleer santrallerin atıkları günümüz teknolojisi ile halen tamamen yok edilememekte hadi büyük güçler bir şekilde kurtulur bu atıklardan da biz napıcaz orası meçhul. Ben çevreye olan etkisi açısından yaklaşıyorum duruma ve tabi ki de riskleri açısından, yoksa enerjisinin ve doğalgazının büyük bir kısmını ithal eden memleketimize böyle bir santralin ne denli ekonomik rahatlık getireceği ve ayrıca sadece ekonomi olmamakla beraber savunma ve saldırı teknolojisi olarak da güvence vereceği su götürmez bir gerçek ama ne demiş Atatürk "Biz Garb ( Batı ) medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz, onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz." Bu olaylar üzerine başta İsviçre, Çin ve Venezuella nükleer santral yapımını durdurmuşken bizdeki bu birileri kovalarmışçasına olan acele nedendir tabi orası bilinmez. Deniz, hava ve güneşe sahip güzel memleketimizde kökten hepimizi kurutacak riskli teknolojiye ben hayır diyorum, sonuçta Rusya ve Japonya da herhalde kümes yapmadılar ama sonuç ortada.