Örneklere göre kısa kısa yorum yapmaya çalışayım...

İnsanlar çeşit çeşittir... Kimisi görüşlere saygılı ve hoşgörülü, kimisi de bunun tam tersidir...

Hocanın biri din dersinde bazı konuları tartışmaya açmak isteyen öğrencisinden not kırıyorsa bu o hocanın kişiğini anlatır... Toplumsal bir tabu oluşturmaz... Çünkü bu hocanın tam tersi hocalar da vardır...

Aynı şey 2. örnek için de geçerli... He tabi çocuğun bunu nasıl bir ciddiyetle söylediği de önemli...

Kadınlar yapısal olarak (güç, kuvvet) erkeklere nazaran güçsüzdürler şimdi yani kusura bakmasın kimse... Bu bir tabu değil, doğru bir tanımdır... Ama tabii ki bundaki söylem, gerçeği usulünce anlatma yoluyla olmalıdır... Alaycı yolla değil... Onun dışında Maddi olarak da kimin çok çalışıp emek harcadığı önemlidir ki bunda genel bir yargı olamaz zaten... Manevi güçlülük de tamamen bireye özgüdür... Cinse değil...

Geveze, çok yaramaz, hiperaktif çocukların "sorunlu" addedildiğini ilk defa duyuyorum... Hem aslında yaramaz çocuklar için "akıllı" kelimesi de kullanılır... Bu da bir tabu değil, kişisel bir görüştür...

"Erkekler ağlamaz" sözüne uyup ağlamayan kaç erkek var merak ediyorum... Söz tabu olsa bile uygulama olduğunu sanmıyorum...

Toplum örneği olağan bir şeydir... Burada tek kişinin karşısındaki kişi sayısı da önemlidir aslında... Şimdi burada bir karar alınsa çoğunluğa mı bakılır yoksa tek bir kişiye mi? He dinlenir o kişi o ayrı bir şey... Katılan katılır katılmayan katılmaz...

Gelelim diyaloglara...

1. Dışarı çıkma olayındaki söz düşünmeden söylenen bir söz değil... Bilakis koruma amaçlıdır... Böyle olduğu için tabu sayılmaz... He söz kalıplaşmıştır o ayrı...

2. Sevgili konusundaki eşitsizlik her ailede geçerli olmayan bir şey... Mesela ben hiç rastlamadım... Hem sevgili edinen gizliden de ediniyor zaten... Kimsenin takdir almaya ihtiyacı kalmıyor bu konuda...

3. Mini eteğe gösterilen tepki garip değil bence... Giysi, öncelikle örtmek içindir... Mini etek bu tanıma uymuyor... Ve ebeveynlerin çocuklarına bununla ilgili şeyler söylemesi doğaldır ama 3. şahıslara aşırı tepki düşmez... He çocukları bu konuda tamamen serbest bırakıp bir şey demeyen ebeveynler de var yani...

4. Okuldaki mini etek yasağı da normaldir... Nasıl okulda düzen adına bazı kurallar varsa bu da o kurallardan biridir ve uyması inanın çok da zor değil...

5. "Kız aklınla karışma" sözü düşünmeden söylenen bir cümledir ve bu yönüyle de bence tabudur... Neden böyle bir cümle sarfettiklerini sorgulamaz çünkü söyleyen kimseler...

6. Erkekler için "kendi derdini kendi taşıması" adına söylenen o cümlenin de genel olduğunu düşünmüyorum... Tabuluk bir değeri yok yani...

Ve ayrıca söyleyim ki "tabu" kelimesini aslında hiç sevmiyorum...

Örneklere bak Çok yaratıcılar evet, baya görmüş geçirmişsin. Okurken soluk borum tıkandı.

Erkekte kas olur kadında yağ, dogmalıkla ne alakası var
Erkeğin ailesi "vay aslanım", kızın ailesi "ne biçim kızsın"? Çocuklar Duymasın etkisi lol.
6 sınıfta üreme öğrenen çocuk daha erken öğrenseydik diyor? Sence bu hareket normal mi? Tepki aşırı olabilir ama olayın ayrıntılarını bilmiyoruz.
Senin öğretmenlerin yanlış tepkiler koyuyor diye toplumun genelini bu tavırla sorgulamayazsın.

Anlatmak istediğin esas konu zaman zaman doğru olabilir ama anlatma yöntemin yanlış ve eksiklerle dolu.
Alakası olmayan şeylere dogma demen de ayrı bir hoş.


Kısacası hiçbir sözüne katılmıyorum.



Norepinefrin salgın artmış sanırım bunları yazmadan önce.

Sadece tabu olarak algılamamak gerekiyor bunların bir çoğu dogma aslında.
Bahsettiğimiz konuların bir çok yerde tartışılması bunun dogma ya da tabu olmadığı anlamına gelmiyor -ben aklıma gelen en basit örnekleri verdim- siz tartışabiliyorsanız demek ki çevreniz bu dogmalardan uzak.
Ancak bunlardan uzaklaşamamış çok büyük bir baskı altında topluluklar da çok fazla ki en ufak bir şeyi sorguladıkları an -hangi konu olduğu önemli değil- sert eleştirilere maruz kalıyorlar.
Silvers ve mangaka, size göre bunlar ne tabu ne de dogma çünkü siz esnek düşünüyorsunuz, böyle yetiştirilmişsiniz, çevrenizde de bu baskıya rastlamamışsınız demek ki.
@Silvers: Hocadan hocaya değişiyor elbet. Her şey kişiden kişiye değişiyor. Ama bu baskı var, varlığı da reddedilemez.
Arkadaşımın bu sebeple annesiyle haftalarca küs kaldığını da biliyorum.
Bunların hepsi ama hepsi insandan insana değişiyor -bu bir tabu ya da dogma olduğu gerçeğini değiştirir mi?
Bir çok şey de sorgulanmadan hüp diye kabul ediliyor.
Farklı görüşlere gelince onlar hep ciddi ön yargılarla yaklaşılanlar oluyor.
Farklı çocuklar meselesinde, bunun sıkıntısını yaşayanı çok gördüm, farklı çocukları büyütmek çok zor oluyor çünkü çevrenin tepkisiyle karşılaşıyorlar. Bu baskıyı ben çok yaşadım, bu tam olarak bir tabu ya da dogma değil, ama çook şiddetli bir baskı.
@mangaka: Şu okulda mini etek olayına takıldım... Olayı ben büyüklerimle yaşayıp duruyorum ve eteğim mini falan değil cidden. Özenle, bir kusurumu bulamasınlar diye dizimin bir karış altına kadar uzattırdık eteğimi, yine de...
"Geveze, çok yaramaz, hiperaktif çocukların "sorunlu" addedildiğini ilk defa duyuyorum... Hem aslında yaramaz çocuklar için "akıllı" kelimesi de kullanılır... Bu da bir tabu değil, kişisel bir görüştür... "
Bunun tabu değil dogma olduğunu düşünüyorum. Zaten çocuk yaramaz değil, farklı. Daha farklılar.
Örneğin kuzenim (8 yaşında şimdi) küçüklüğünden beri yerinde duramaz. Ama hiçbir yeri kırıp döktüğü olmamıştır, öfkelenmez, dağıtmaz, zarar vermez, terbiyesizlik yapmaz. Aslında çok uslu bir bebek, sadece hoplayıp zıplar.
Bir de çok patavatsızlık yapardı küçükken -çocuğun yaptığı patavatsızlık olur mu nereden bilsin o?- ve baba tarafımızda ona çok sert bir tutum takınıldı. Çocuk sindirildi, baskılandı, zavallı çocuk yerinden kımıldasa Herkes yaramazlık yapacak zannediyor. (1 yıl aynı odada yaşadık, bir şeyi kırmayı bırak devirmedi bile o çocuk.)
Biraz daha farklı düşüncelere sahip mesela, hemen garip yakıştırmalar yapıyorlar çocukcağıza. Ben de aynı problemle büyüdüm çok ciddi kendime güven problemleri de yaşadım -iltifat bile etseler savunmaya falan geçiyodum- ve son iki senede aştım (mı acaba?) bunu.
Benimle aynı durumda olan bir çok kişi de tanıyorum ki bu aslında büyük problemlere neden olacak şeyler.
"Kadınlar yapısal olarak (güç, kuvvet) erkeklere nazaran güçsüzdürler şimdi yani kusura bakmasın kimse... Bu bir tabu değil, doğru bir tanımdır... Ama tabii ki bundaki söylem, gerçeği usulünce anlatma yoluyla olmalıdır... Alaycı yolla değil... Onun dışında Maddi olarak da kimin çok çalışıp emek harcadığı önemlidir ki bunda genel bir yargı olamaz zaten... Manevi güçlülük de tamamen bireye özgüdür... Cinse değil... "
Tabii ki, ama kadının sadece fiziksel olarak güçsüz olması, bu kadını erkekten tamamen daha güçsüz mü yapar? Yoksa sadece fiziksel olarak mı güçsüz yapar?
Kadın hakkında artık böyle görüşü olan pek yok deniliyor ama bir yandan da toplumun kadın hakkındaki düşüncelerinin ne kadar ilkel olabildiğini anlamak kolay aslında. Bir çok ailede neden tek kız çocuğundan çok tek erkek çocuğu şımartılır mesela?
Ya basit anketlerde bile görüyorum bu mantıksız düşünce sistemini, sorgulanmadan kabul edilmiş bir şey bu da, dogma bir nevi.
Bu biraz verdiğim örneklerin basitliğinden kaynaklanıyor, haklısın ama böyle baskılar sorgulanmadan kabul edilen yargılar ya da uzak durulan tabular ilerlemeyi engellediği gibi insana bir düşüncesini savunmadan önce 10 kez de düşündürtüyor.

okumadım. akşama dogru ayhi gelir hepinizin toplamından daha fazla yazı yazar noktayı koyar. hadi görüşürüz.

okudum. biraz yorum yapayım canım sıkılıyo zaten sabah sabah..

allah varmı yokmu?


üreme olayı


kadın zayıfmı?

Not: Öncelikle tanrı var mıdır, yok mudur, tartışması yapmıyoruz, tabular üzerine konuşuyoruz...

Ben Allah'a da inanırım, evrime de
Cinsellik bazen ayıp, bazen ise konuşulması gereken bir konudur.
Kadının erkekten daha güçlü olduğu konular vardır, erkeğin kadından
kadın erkek eşittir ancak farklıdır.
vsvs...



Şimdi gelelim, asıl tabulara
İşte Naruto'dan açılmasını beklediğim konu


Toplumsal tabular uzun uzun konuşulmuş, ekleyebileceğim tek şey; tabunun cehaletin ve korkunun ürünü olduğu. İnsan için bir şeye, dine, kurallara uymak, sorgulamaktan daha kolaydır. Bunu sık sık özellikle bazı haber sitelerinin okuyucu yorumlarında görüyorum. İngiltere gibi daha özgür ve Protestan (dini kurallara aşırı bağla değil) ülkelerde örneğin BBC'nin altındaki haber yorumlarına baktığımızda direkt haber ile ilgili tartışmalar görürüz. Örneğin Türkiye'de Hürriyet; evrimle ilgili bir haber verse, Türklerin %80'i daha haberi bile okumadan yorum kısmına "dinsiz bunlar, allahtan başka yaratıcı yoktur" falan yazar. Ancak o haberde evrim tanrısal olarak savunulmuştur ama bizim cahil yorumcuların haberi yoktur


Ben daha çok anime üzerinden cinsellik tabusuna yönelmek istiyorum, nitekim bu konunun başlıca açılma sebebi de Naruto bölümünde olan bir olay...


Yazı uzun geldiyse direk burdan başlayın


Eski zamanlarda gerek batı gerekse doğuda evlenme yaşı oldukça düşüktü (daha doğrusu normaldi). 18 yaşına gelip de evlenmemiş, dolayısıyla cinselliği tatmamış insana pek az rastlanırdı. Daha sonra modern kültürün de etkisiyle evlilik yaşı giderek yükseldi. Şimdi Avrupa gibi ülkelerde evlenmeden gençler cinsel ilişkiye giriyor (ortalama 16), Arabistan ve İran gibi ülkelerde ise erkenden evleniyorlar. Türkiye'de ise genel olarak ne erken evlenilir, ne de dini zina kuralları gerekçesiyle evlenmeden ilişkiye girilir. Bu yüzden doğal olarak Türkiye cinselliğe aç bir ülke olarak öne çıkıyor. Cinselliğin bizim ülkemizde bu denli tabu olarak görülmesinin nedeni de buradan geliyor. Çünkü cinsellik çok kompleks bir hal aldığı için bizde, bu durumu çok ciddileştiriyor, gerektiğinde korkuyor ve bu konuyu tabu haline getiriyoruz.

Animelerde ise bu cinsellik tabusu görülmez, Japon toplumunun kültüründen dolayı özellikle animelerde cinsellik vurgusu sık sık yapılır. Zaten cinselliğe alışkın avrupa toplumları için bir sorun yoktur, ancak Türkiye'de problem oluşur.

Japon erkeklerinin en büyük fetişlerinden birisi genç kız merakıdır. Birçok Japon tavernasında /pubında yaşlı başlı Japon işadamlarını okul kıyafeti giymiş Japon kadınlarını izlerken görebilirsiniz. Bu animelere de yansımış ve bir çok animede çocuksu, seksi, şirin ama çekici karakterlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Japonların başka bir fetişi ise kaplıca-banyo olayıdır, kaplıca sahnelerine neredeyse bütün animelerde rastlamak mümkündür. Ayrıca Japonlar için güzelliğin başka bir simgesi de göğüs büyüklüğüdür, bu da animelerde sık sık vurgulanır.

Japonlar cinselliği tabu olarak görmek ve bu nedenle animelere de yansıtmaktan çekinmezler. Cinselliği erken yaşarlar. bknz:



Bu yüzden ki, ero sennin gibi, nyuu gibi, kei gibi karakterler oldukça boldur.


Kısaca demek istediğime geliyim, elbette kimse kimseden tabularını yıkmasını bekleyemez, ancak hem anime izleyip, hem cinselliğe aşırı kapalı olup, hem de başkası animeyi yorumlarken cinsellik konusunu açınca tepki duymak tutarsızlıktır. Cinselliğe öcü gözüyle bakacaksnız anime izlemenizin pek anlamı olduğunu düşünmüyorum şahsen. Çünkü;

Animelerde cinsellik vurgusu her zaman yapıldı ve yapılacaktır.[/url]



son not: allah bize cinselliği tabu yap, ondan kork, konuşma, konuşanı sustur dememiştir, cinselliği yaşa ancak zina yapma, eşinle yaşa demiştir. nitekim Kuran-ı Kerim de cinsellikten bahseder ve yol gösterir. Kimlerin haram olduğu, ne zaman cinsel ilişkiden kaçınılacağı vs. anlatılır.

Fiziksel olarak beden yapısı olarak belki.
Biz burada manevi açılardan, duygusal veyahut başka yönlerden de bahsediyoruz.
Bence kasten anlamamazlıktan gelmişsin.

-Bu konu benim için oldukça güncel bir konu.O yüzden bende tartışmaya katılmak istedim)) Biraz uzun anlatabilirim,kusuruma bakmayın))
-Öncelikle Zerinda'yı tebrik etmek isterim.14 yaşında ve bize böyle bir konu hakkında bilgi verebiliyor.Örnekleri oldukça sıradışı ama en azından bir fikir sahibi olmada yardımcı))
-@Reikonsan-Narutoda bölümünde bir olay demiş.Animede cinsellik görmek istemeyen, cinsellikten bahsetmek istemeyen, anime ve cinselliği bir arada düşünemeyen biri ne diye anime izlemeye devam ediyor anlamış değilim ve ya bu kişi günlük yaşamında hiç mi TV bakmıyor.Cinsellik öğesinin bulunmadığı kaç program,dizi,film kaldı günümüzde? gerçi Narutodaki konuyu çok iyi bilmiyorum aşırıya kaçtıysam afedersiniz.
-Biraz da tabu ve dogmalardan bahsetmek isterim.Fazla akademik anlatmamaya çalışacagım.Dogma din kaynaklıdır.Dine dayalıdır.Genellikle evrenseldir diyebilirim.Bunun en iyi örneği ise dindir,hiç bir kanıtı olmadan kayıtsız şartsız kabul edilen bir olgu.Hiçbir kimse dogmalara inanmam diyemez.Dine dayandıgı için sorgulanmayan şeylerdir ve oldugu gibi kabul ederiz.Örneğin; Bir tanrıya inanırız ve buna Allah deriz.Dine inanan hiçkimse buna farklı birşey diyemez.bu bir dogmadır.Ya oturup efendi efendi kul olacaksınız yada toplum dışına itilecek,horlanacak,hakaret ve hatta işkence göreceksiniz.Neden? Sadece olmadığına inandığınızı söylediğiniz için.
-Tabuya değincek olursam, evrensel bir tabu yoktur.Herkimsenin,bir ailenin,bir aşiretin,bir soyun kendine göre tabuları vardır.Dinde kanıt olarak sunulan iddianın kendisidir,kitabı mukaddes hale getirirseniz onu tartışmak tabudur,yani dogmaların dışarıya karşı korunması tabularla olur.Mesela en büyük tabu evrim....Yaratılış dogması için en büyük tehlikedir,yok edilmeli,derinlere gömülmeli,savunanlarda aynı akibete uğramalıdır...Varsın kutsal kitaplardaki yaratılış efsanesi bir Sümer miti oluversin farketmez...Evrim yanlıştır çünkü onun bana inanmazsanız cehennemde yanarsınız gibi bir iddiası yoktur.Dogmaların en büyük silahlarından biride korkudur,bu en çok öbür dünya korkusu olarak sunulur, bu konunun kendiside dogma olduğundan ispata gerek yoktur aksini iddia edenler zaten söz konusu yerde yanacakları için kimseyi inandırmaları söz konusu değildir.Hedef kitle en alt sınıftır,onların dogmanın kendiside dahil hiç bir şey öğrenmesine izin verilmez.
Son olarak ; tabu ve dogmalar her türlü yeni fikrin, buluşun, insanın kendini gerçekleştirmesinin, anlam verdiği her şeyin, yarattığı her bir anlamın bilinç düzeyine çıkmasına izin dahi vermez.bilinç düzeyine çıkmayan her hangi bi düşünce, fikir davranışa dönüşemez. davranışa dönüşmeyen fikir bir tümördür.bastırıldıkça büyür.
-AB konseyi Türkiye'yi Tabular Cenneti olarak betimlemiş.Daha politik bir açıklama yapmak isterdim ama yeri değil malesef ve günümüz Türkiyesinden de gerçekçi örnekler verebilirdim ama konuyu saptırmaktan korkuyorum.Düşüncelerimi genel olarak açıklamak istedim.Umarım kimsenin düşüncesine karşı birşey söylememişimdir.
-Ha bi de unutmadan;
@Ayhi demiş ki, "Ama bu tabu yada dogma denilen şeylerin etkisi giderek zayıflıyor bence. Bunun nedenide globalleşen dünya ve teknolojinin evlerimize oluk oluk akması diye düşünüyorum." ben ise küreselleşen dünyada tabuların daha fazla oluştuğunu düşünüyorum,daha fazla yer ettiği görüşündeyim.
-Bu kadar şey anlattım ama şunuda söyleyim 2 senedir izmirde yaşıyorum ve çok fazla tabumu yıkmak zorunda kaldım ama başka tabular edinerek.Okuduğunuz için teşekür ederim, saygılar

...