@ayhi
Helal olsun.

Ayhi yazını baştan sona okudum ve emek verip böyle güzel bir mesajı bizimle paylaştığın için tebrik ediyorum.

@Ayhi: O örneklere de ben sabah girip tekrar baktığımda biraz sersemledim, daha mantıklı şeyler yazmış olacağımı umuyordum ve gece kafasıyla çok bir şey bulamamıştım zaten.
Ama en azından anlatmak istediğimi destekler, ne demek istediğimi gösterir diye düşünmüştüm.
Her neyse, sonuç olarak yazın demek istediğimi ve düşündüğümün çoğunu çok çok güzel anlatmış, görüşün için de çok çok teşekkürler.
@coren: Teşekkür ederim sana da, Gama gerçekten demek istediğimi anlamamış, ha benimle aynı görüşte olmasa bile çok aşağılayıcı yazmış ki, ben pek alınmadım çünkü örneklerimin konuyu tam 12den vuran şeyler olduğunu düşünmüyorum ama biraz düşünülürse ne demek istediğim zaten belliydi bence.
Gama belki benimle aynı görüşte değil ama bunu beni aşağılar gibi yazmak zorunda değildi, her neyse bu da onun üslubu demek ki.
Sana da tekrar teşekkür ettim.

bu konuyu daha yeni gördüm, o yüzden geç yazıyorum. tabu yerel kuralları içerdiği için evrensel olarak incelemek ve karşılaştırmak çok zordur. evet japonlar cinsellik açısından daha serbest oldukları görülse de, onlarında sınırları belirleyen tabuları vardır. buna en iyi örnek anime ve manga'larda(hentai'lerde dahil) cinsel organların sansürlenmesidir. ama druuna gibi avrupa kökenli erotik çizgiromanlarda bu sansürü göremezsiniz. türk karikatürlerinde ise erotizm olsada, ecchi seviyesini aşmaz. buna karşın örümcek adam'ın hindistan'da yayınlanabilmesi için şalvarla çizmeleri gerekmiştir. bu basit örnekler ülkeler, milletler ve kültürler arasındaki tabu farklarının, ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.yaşayış, yemek, hiyerarşi, kültür-sanet gibi konularda da bu farklılığı görebiliriz.

tabunun kendisine bakarsak, kurallar çoğunlukla başka çağlarda konulmuş ve geçen zamanla kemikleşmiştir. tabular sosyal bir toplum olabilmemizi sağlamıştır. ama sorgulanamaz ve değiştirilemezlik diye bir şey yok.(zaten bir şeyi değiştirip veya olduğu gibi kalması için önce sorgulamamız gerekir.) değişimi ve sorgulamayı engelleyen, toplumun alışkanlıklarıdır. öğretmenleriniz eğitimli olsalarda, bu konudaki tutumlarında çevrelerinden gördükleri ön plana çıkabiliyor. her ne kadar modern bir aileden gelsem de, bende üreme konusunda ki bir soruya cevap verirken utanırım. yüzyüze gelmeden klavyede yazmak daha kolay geliyor.

kız erkek ayrımına gelirsek, branşım olan elektrik elektronik bölümünde kız öğrencilerim var. okulumuzdaki makine teknolojisi bölümünde bile kız öğrenci olmaktadır. bazı erkek öğrenciler onlara ön yargılı yaklaşsalar da aralarında başarılı olanları var. tabiki bu istek ve arzuya dayanan bir şey. tekniker ve teknisyenlere karşı fiziksel güçle çalışıyorlar diye, bir önyargı var. bu yüzden kız öğrenciler bazı bölümlerde daha fazla toplanıyorlardır. oysa tekniker ve teknisyenler fiziksel güçten çok beyinleri ve teknik bilgileriyle çalışırlar. fiziksel güç gerektiren yerlerde ise işbirliği yaparız. dolayısıyla kadın erkek arasındaki fiziksel güç farkının bir anlamı yok. zaten gün geçtikçe bu önyargıda geçerliliğini kaybediyor.

bence din konusuna girmeden, sadece sosyal açıdan tartışırsak daha iyi olur. çünkü bu hassas bir nokta ve bu yüzden konu kilitlenebilir. tabular tartışılmalıdır, ama bu hislerler değil, araştırarak ve farklı açılardan bakarak yapılmalıdır. bazı tabular geçerliliğini korurken, bazıları çağın gerisinde kalmıştır. bu ayrımı göremeden veya yapadan tartışmak sakıncalıdır. o yüzden tabu'ları genel olarak değil, parça parça masaya koymak daha iyi olur.