Beğendiğiniz Alıntılar Sayfaya git: 1, 2, 3 ... 16, 17, 18, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Burada okuduğumuz kitaplardan beğendiğimiz alıntıları paylaşalım arkadaşlar
"Alex, sen de ben de biliyoruz ki sen asla özgür bir adam olamayacaksın. Serbest kalsan, dışarıda, sokakta olsan da, işlediğin suçun içinde hapissin her zaman." Elif Şafak - İskender
"Kendi Sorunlarını çözemeyen bir kişinin, kusurlarının acısını başkalarına çektirmeye hakkı yoktur." Oğuz Atay - Tutunamayanlar
"Alex, sen de ben de biliyoruz ki sen asla özgür bir adam olamayacaksın. Serbest kalsan, dışarıda, sokakta olsan da, işlediğin suçun içinde hapissin her zaman." Elif Şafak - İskender
"Kendi Sorunlarını çözemeyen bir kişinin, kusurlarının acısını başkalarına çektirmeye hakkı yoktur." Oğuz Atay - Tutunamayanlar
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): MrSinan
Belleğin kölesidir ileriye dönük kararlar;
Heyecanla doğar, ama sonra zayıflarlar.
Ham meyve gibi dalına yapışır görünürler;
Olgunlaşınca, ağaç sallanmadan düşüverirler.
~W.Shakespeare - Hamlet
Boşuna dememişler; "Shakespeare never wrote the single word."
Heyecanla doğar, ama sonra zayıflarlar.
Ham meyve gibi dalına yapışır görünürler;
Olgunlaşınca, ağaç sallanmadan düşüverirler.
~W.Shakespeare - Hamlet
Boşuna dememişler; "Shakespeare never wrote the single word."
"Sensei ni, yoroshiku na!"
Bu mesaja teşekkür edenler (3 kişi): Flamesniper, Nami, Moody
Allahım, ben yok olamam! Her sey olurum yok olamam. Parça parça doğranabilirim.
Nokta nokta lekelere dönebilirim. Tütün gibi kurutulabilir, ince ince kıyılır, bir çubuğa doldurulur,içilir, havaya savrula-bilirim. Fakat yok olamam. Madem ki bu kadar korkuyorum, yok olamam.Eczahane camekânlarında, ispirto dolu bir kavanoz içinde, düsürülmüs bir çocuk ölüsü gibi, yumruk kadar bir et parçasına inebilir, bir siseye hapsedilebilirim. Fakat sisenin camından yine dısarıyı seyreder, önümden geçenleri görür, kendimi bilir ve duyar, kendimi ve Allahımı düsünebilirim. Razı değilim Allahım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemis olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. Bu dünyada bırakamayacağım hiçbir sey yok. Ne deniz, ne
ağaç, ne sehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu
kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat suurumu, bilmek, duymak, var olmak suurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgm yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yesil ve ıslak sırtımı günese vereyim. Fakat günesle sırtım arasındaki öpüsmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düsüneyim. Razıyım bir nokta
olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. Her sey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın!
Aklım bana kalsın! Aklım!..
Necip Fazıl Kısakürek - Bir Adam Yaratmak ( 3. perde 4. sahne)
--------------------------------------------
Bir hale geldim ki, bütün mantık ve nisbet hesaplarını kaybettim. Evet, Amerika'da bir cinayet işlense ve dünya çapında bir ses bütün insanlığa sorsa: Katil kim?.. "Benim", diye bağırabilirim.. Soğuk kıs geceleri,köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında.. İsterseniz çareme
Adlî Tıp baksın; fakat bir hastahaneye girsem de, kan kanseri çeken sapsarı hastalar görsem, onları bu hale ben mi getirdim, diye düsünüyorum. Ben ne yaptım; uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın karnında, hangi cinayeti isledim, hangi mukaddesi kirlettim ki, kendimi, gelmis gelecek bütün fenalıkların tek sorumlusu biliyorum. Beni görünce havalanan serçe, kaçırılan göz,
çekilen perde, burusan surat, bana beni hatırlatıyor. Dısımda ne arıyorlar; içime doğru suçluyum ben.. Yapmadıklarımın, islenmediklerimin de suçlusu.. Bir de kalkmıs, belki kendimden birine, ondan öbürüne geçer, bir merhamet yangını çıkar, bütün ülkeyi sarar diye, tımarhanelik bir hayâlin pesine düsmüs, gidiyorum. Bunun için de en verimli tarla diye, kaatillerin, hırsızların, eroincilerin yuvasını seçmis bulunuyorum. Öldürdüğüm, kanun emanetini yağlı ip diye
boynuna geçirip boğduğum masumun hayâli beni oraya sürüklüyor, işe oradan baslatıyor! Yine o hayâlin çektiği sihirli nokta mıdır, nedir; nefsime tek pay vermemesi gereken tezimin ilk hisse isteyicisi olarak karsınıza ben çıkıyorum! Ve ben bu noktada tezimin yalancısı, sahtekârı, istirmarcısı oluyorum! Ben nasıl acınacak adam olabilirim?... Merhamet, harikulade birsey; içinde hayat kaynayan kazan.. Eğer ona uzanan eller arasında benim kan dolu avuçlarım olmasaydı... Reis Beyefendi; Ceketim benimdir, cep ceketime aittir, eroin de o cebin malıdır. Ben suçluyum! Bana acımak, merhamete mevzuunu kaybettirmek olur.
Çocuk bana "Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz", demişti...
Necip Fazıl Kısakürek - Reis Bey ( 3. Perde 2. Sahne )
Nokta nokta lekelere dönebilirim. Tütün gibi kurutulabilir, ince ince kıyılır, bir çubuğa doldurulur,içilir, havaya savrula-bilirim. Fakat yok olamam. Madem ki bu kadar korkuyorum, yok olamam.Eczahane camekânlarında, ispirto dolu bir kavanoz içinde, düsürülmüs bir çocuk ölüsü gibi, yumruk kadar bir et parçasına inebilir, bir siseye hapsedilebilirim. Fakat sisenin camından yine dısarıyı seyreder, önümden geçenleri görür, kendimi bilir ve duyar, kendimi ve Allahımı düsünebilirim. Razı değilim Allahım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemis olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. Bu dünyada bırakamayacağım hiçbir sey yok. Ne deniz, ne
ağaç, ne sehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu
kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat suurumu, bilmek, duymak, var olmak suurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgm yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yesil ve ıslak sırtımı günese vereyim. Fakat günesle sırtım arasındaki öpüsmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düsüneyim. Razıyım bir nokta
olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. Her sey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın!
Aklım bana kalsın! Aklım!..
Necip Fazıl Kısakürek - Bir Adam Yaratmak ( 3. perde 4. sahne)
--------------------------------------------
Bir hale geldim ki, bütün mantık ve nisbet hesaplarını kaybettim. Evet, Amerika'da bir cinayet işlense ve dünya çapında bir ses bütün insanlığa sorsa: Katil kim?.. "Benim", diye bağırabilirim.. Soğuk kıs geceleri,köprü altında yatan çıplakların vebali benim boynumda, gömleğimin yakasında.. İsterseniz çareme
Adlî Tıp baksın; fakat bir hastahaneye girsem de, kan kanseri çeken sapsarı hastalar görsem, onları bu hale ben mi getirdim, diye düsünüyorum. Ben ne yaptım; uykuda, baygınlıkta, annemin karnında, babamın karnında, hangi cinayeti isledim, hangi mukaddesi kirlettim ki, kendimi, gelmis gelecek bütün fenalıkların tek sorumlusu biliyorum. Beni görünce havalanan serçe, kaçırılan göz,
çekilen perde, burusan surat, bana beni hatırlatıyor. Dısımda ne arıyorlar; içime doğru suçluyum ben.. Yapmadıklarımın, islenmediklerimin de suçlusu.. Bir de kalkmıs, belki kendimden birine, ondan öbürüne geçer, bir merhamet yangını çıkar, bütün ülkeyi sarar diye, tımarhanelik bir hayâlin pesine düsmüs, gidiyorum. Bunun için de en verimli tarla diye, kaatillerin, hırsızların, eroincilerin yuvasını seçmis bulunuyorum. Öldürdüğüm, kanun emanetini yağlı ip diye
boynuna geçirip boğduğum masumun hayâli beni oraya sürüklüyor, işe oradan baslatıyor! Yine o hayâlin çektiği sihirli nokta mıdır, nedir; nefsime tek pay vermemesi gereken tezimin ilk hisse isteyicisi olarak karsınıza ben çıkıyorum! Ve ben bu noktada tezimin yalancısı, sahtekârı, istirmarcısı oluyorum! Ben nasıl acınacak adam olabilirim?... Merhamet, harikulade birsey; içinde hayat kaynayan kazan.. Eğer ona uzanan eller arasında benim kan dolu avuçlarım olmasaydı... Reis Beyefendi; Ceketim benimdir, cep ceketime aittir, eroin de o cebin malıdır. Ben suçluyum! Bana acımak, merhamete mevzuunu kaybettirmek olur.
Çocuk bana "Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz", demişti...
Necip Fazıl Kısakürek - Reis Bey ( 3. Perde 2. Sahne )
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Moody
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Tantei
"Bence bu kendini beğenme illetinin esası, kendindan pek fazla hoşlanmak, kendi kendine hayasızca aşık olmaktır. Bunun en iyi devası kendinden söz etmeyi yasaklayan ve böylece bizi kendimiz üzerinde düşünmekten büsbütün alıkoyanların dediklerinin tam tersini yapmaktır." Montaigne - Denemeler
tüm günahların başı hırsızlıktır...
adam öldürmek bir can çalmaktır,
yalan söylemek,birinin gerçeği bilme hakkını çalmaktır,
hile yapmak,bazı şeyleri başarabilecek olan iradeyi çalmaktır.
uçurtma avcısı,Babanın ünlü sözü
biraz yanlış olmuş olabilir üstünden zaman geçti baya okuyalı
adam öldürmek bir can çalmaktır,
yalan söylemek,birinin gerçeği bilme hakkını çalmaktır,
hile yapmak,bazı şeyleri başarabilecek olan iradeyi çalmaktır.
uçurtma avcısı,Babanın ünlü sözü
biraz yanlış olmuş olabilir üstünden zaman geçti baya okuyalı
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Moody
1. sayfa (Toplam 18 sayfa) [ 174 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |