Ama biz kağıtla değil e-postayla göndermiştik hemde bir ünlüye cevap gelmişti sadece 20 kişi tek bir yazı yazıp göndermişlerdi. Ama biz gerçek soyadımızı ve adımızı yazmıştık. Bundada öyle yapılırsa işe yarar. Benim bildiğim bir sürü yayın evi var. Ama bence ilk çevrilmiş kitaplarını çıkarıldığı yayın evine gönderebiliriz. Ama tabi e-posta adresini nasıl bulacağımızda var.

Çok iyi ya


o zaman seçeriz bir yayın evi, hatta olmazsa buraya bir anket açarızz


yokmu başka hayraan

anne rice en sevdiğim yazardır. Anne Rice'ın kitaplarını bulmak imkansıza yakın bir şey türkiye'de. vampirin şarkısı (the vampire lestat) baskıdan kalktı. 3-4 yıldır falan basılmıyor. vampirle görüşmeyi de bulmak epey zor. geçen hafta ankarada dost kitabevinde tesadüfen gördük aldık arkadaşıma. ama kan ve altın'ı bulmak kolay. sonra vampir vittorio da bulunabilir, ve pandora. zaten başka türkçe çevirisi yok. ingilizcelerini de bulabilmeniz mümkün değil. özellikle şu sıralarda kriz nedeni ile getirtilmiyor. sizin adınıza üzgünüm. ama bende anne rice'ın 10 kitabı kitap olarak (hespi orijinal), 27 kitabı da e-book olarak var. hepsi ingilizce. vampire chronicles in son iki kitabı kaldı sadece okumadığım. vittorio yu da okudum. vamire chronicles ve new tales of the vampires serileri bitince "lives of the mayfair witches" serisine başlayacağım.


bu arada vampirin şarkısı şöyle başlıyor:

Benim adım vampir Lestat. Ölümsüzüm. Hemen hemen. Güneşin ışığı, şiddetli bir ateşin sıcaklığı: bunlar beni yok edebilirler. Ama bunu başaramayabilirler de.


not: anne rice vampir günlükleri (vampire chronicles)i yazmaya 1974 yılında başladı. vampirle görüşme abd'de 1976 da yayınlandı ilk kez. o zamandan beri de 28 kere baskıya girdi ve anne rice'ın hemen tüm kitapları bestseller oldu. hal böyle olunca insan merak ediyor tabi neden türkçe'ye çevrilmiyor diye. hadi türkçesini geçtim benim için önemli değil ojirinal dilinde okumayı daha çok severim ama ingilizceleri de yok, bu yüzden e-book ile idare ediyoruz.
ve bilmeyenler için: interview with the vampire ve queen of the damned filme uyarlandı. interview with the vampire'da Lestat'ı tom cruise oynuyor hatta ve çok güzel bir uyarlama olmuş, oyuncu seçimi de çok iyi, ama hikayeyi biraz değiştirmişler, bazı şeyler atlanmış. queen of the damned ise tek kelime ile berbat bir film. hikayenin resmen içine etmişler. sarışın lestat'ı kumral yapmışlar, alemin karizma, uzun beyaz/sarı saçlı marius'unu kısa saçlı kumral yapmışlar. berbat bir oyuncu seçimi olmuş. sadece akasha'yı oynayan aaliyah güzel olmuş. ve hikaye çok kötü bir şekilde değiştirilmiş.

Oleey bir fan daha

ama anne rice'ın ingilizce kitaplarına çok rahat ulaşabilirisin U_U ben daha fün minnacık bir kitapçıda dört tane mi üç tane mi ne gördüm, ve orası gerçektende de çok küçük

ben türkçe okumak istiyorum amaaaa

Oleey bir fan daha

ama anne rice'ın ingilizce kitaplarına çok rahat ulaşabilirisin U_U ben daha fün minnacık bir kitapçıda dört tane mi üç tane mi ne gördüm, ve orası gerçektende de çok küçük

ben türkçe okumak istiyorum amaaaa

hangi kitapçıymış o? ya ellerinde kalanlara ulaşabilirsin ama yeniden getirilmiyor artık. o senin gördüklerin muhtemelen bendekilerdir zaten.

D&R da bile 2 kitabı vardı pandora ve vampirle görüşme... şimdi anladım vampirle görüşme nin pandora dan ince olmasına rağmen neden ondan pahalı olduğunu... bende sevdim ama başlarda ağır geliyor kadında birazcık psikolojik bozukluk hissettim. sanırım küçükken zor anlar yaşamış... psikoo eveeett... güzel yazıyor ama .. kaliteli bir yazar olduğu belli. başlarda okuyucuya gerçekten ağır gelebilir ama... hele ki bu nesile... sınıfımızdakilerden yarısı hala daha çocuk romanı okuyor... lise 1 ve çocuk romanı ne alakaysa çok basit senaryo gibi yazılar tercih ediliyor... ee bu tür okuyuculara tonluk ağır geleceğinden şüphem yok... bana bile ağır geliyor biraz... o kadar da yaşıma uygun olmayan daha çok büyüklere özgü olan kitapları tercih eden bana bile yani uzun lafın kısası bende seviyorum ama ağır yazıyor...

ya diyorum ya vampirle görüşme, pandora, vittorio ve kan ve altın bulunabilir türkçe olarak. zaten bunların haricinde vampirin şarkısı var türkçe olarak. diğerlerinin yok. ama ingilizcelerini de bulmak ölüm artık. gelmiyor. hani kıyıda köşede ellerinde kaldıysa bilemem. ben türkçelerini okumuyorum zaten. çevirilerine fazla güvenemiyorum. orijinal olarak okumak daha güzel.

ve evet anne rice herkesin okuyup anlayabileceği bir yazar değil. anne rice ı kaldıramayanlara stephenie meyer tavsiye ederim. anne rice daha çok yetişkinlere yönelik yazıyor, dili de tarzı da öyle. stephenie meyer'in tarzı daha gençlere yönelik. ve anne rice'ın aşk ve romantizm anlayışı biraz değişik. onun kitaplarında vampirlerin cinsiyetlerinin hiç bir önemi olmadığı için bu tarz ilişkilerde bir ayırım gözetmemiş, tabii çok önemli noktalardan biri de ordaki aşk anlayışının bizdeki gibi aşık olup sevgili olma vs tarzında değil. birbirlerinin ruhlarına aşık oluyorlar diyebiliriz. bu yüzden onu kaplayan bedenin cinsiyeti önemli olmuyor.

Öncelikle o vampirle görüşme değil vampirle konuşma olacak ve gerçekten tekrar tekrar severek okuduğum ve tavsiye etiğim bir kitap.
Bu arada vampirle konuşmanın şu an basımı yok malesef.