Giant Killing |
Yazar
Mesaj
GIANT KILLING
- Futbol ile ilgilenir misiniz? Konu ilk cümleden de anlayabileceğiniz gibi futbol üzerinedir. Captain Tsubasa yada Hungry Heart: Wild Striker'dan tamamen farklıdır. Gökyüzünden şiddetle zemine inen bir şut tipi yoktur. Özel hamleler gibi gerçeklik dışı hiç bir konu bulunmamaktadır. Her şey gerçekçi ve eğlenceli geçer. Seri Ongoing olarak her hafta çıkmaya devam eder.
İlk izlediğimde sarıp sarmayacağından emin değildim fakat konunun bir takımın üzerinde ve menajer odaklı olması, ilgimi çeken bir başka konu olmuştu. Tatsumi Takeshi isimli eski East Tokyo United (ETU) oyuncusu, futbol kariyerini bitirdikten sonra genç yaşta menajer olmuştur. Tatsumi eskiden ETU'nun parlayan bir yıldızıyken transfer olmuş ve yurt dışında oynamıştır. Futbol kariyerine son verdiğinde ise ETU'ya menajer olarak çağırılmıştır. Takımda eskiden Tatsumi ile beraber oynayan Murakoshi adında, takımın kaptanı olan bir oyuncu vardır. Tatsumi geldiğinde bir çok ETU fanı, ETU oyuncusu ve özellikle Murakoshi, takımı zamanında sattın ayağına pek yakın bakmazlar bizim menajere fakat günler geçtikten sonra tabii ki alışılır ve ETU gittikçe düzene girmeye başlar.
Saçmalığa dair hiç bir konunun olmaması oldukça ilgi çekicidir, sanırım seriye beni en çok bağlayan konu budur. Bir futbolcu ve onun üzerine dönen bir konu yer almamaktadır. Sırasıyla futbolculara ağırlık verildiği bazı bölümler vardır ama emin olun bu bölümlerde çok eğlencelidir ki sadece o futbolcu gösterilip durmaz. Bu bölümler genelde sizi ETU'ya alıştıran ve seriyi daha eğlenceli kılan bölümlerdir. Ongoing olarak takip ettiğim iki seriden diğeridir.
Farklı ve alışık olmadığınız bir çizimi vardır. Daha önce böyle bir çizim görmüş olduğunuzu sanmıyorum fakat bir kaç bölüm sonra gözünüz iyice alışıyor ve bu çizimler hoşunuza gitmeye başlıyor. Ben şahsen bir çok animenin böyle çizimlerden çıkmasını isterdim. Şöyle üç-dört bölüm izlemenizi tavsiye ederim. Üç-dört bölüm izledikten sonra serinin sizi sarıp sarmadığına tam olarak karar verebilecek duruma da gelmiş olursunuz. İşin en güzel kısmı da bir maç iki ve daha fazla bölüm sürmez. Kimi zaman maça yeni bölümde ikinci yarıdan giriş yaparken, kimi zamanda bir bölümün yarısından diğer bölümün yarısına kadar sürer. Maçtan maça değişim gösterir. Keşke ongoing olmasa da paso izleyip dursam dediğim bir kaç seriden birisidir!
*dip not: Başka bir siteye abimle birlikte yaptığımız tanıtımdır. *-*
Bu mesaja teşekkür edenler (4 kişi): ROBOCOP, prenses serenity, SanJi, K4oS
Bir yorum yapıyımda izlemeyenler vardır görür belki
Animeyi izleyeli baya uzun bir zaman oldu lakin hala gönlümde bir yeri var.Gerçekten futbolu sevenler kaçırmasın derim.Hadi sevmiyosun futbolu diyelim yinede Tatsumi için izlenir 2 sezonu olmaması kötü olan bir anime benim açımdan.
Animeyi izleyeli baya uzun bir zaman oldu lakin hala gönlümde bir yeri var.Gerçekten futbolu sevenler kaçırmasın derim.Hadi sevmiyosun futbolu diyelim yinede Tatsumi için izlenir 2 sezonu olmaması kötü olan bir anime benim açımdan.
Evet, burayı biraz canlandıralım:
Ben fazla spor animesi izleyen biri değilim. Çocukluğumda Tsubasa izlemiş olabilirim ama uzun yıllar sonra izlediğim ilk spor animesi olan Kuroko no Basuke, kasıntılığı ve bana biraz değişik gelen "hardcore" hayran kitlesi ile antipatimi kazanınca bu tür animelerden iyice uzak kaldım. Haikyuu bunu kırdı gerçi, karakterleri de aksiyonu da çok iyi oturmuş bir animeydi, hemen bağladı. Slam Dunk (ya da Slum Dank?)'a da başladım ama 5-10 kadar izleyebildiğim için onu yorumlarıma katamıyorum. Free'yi de spor animesinden çok yakışıklı erkek animesi olduğu için onu da saymıyorum. Futbolu açan olursa izlerim, olmazsa izlemem, Galatasaraylıyım ama futbolcuları say deseniz sayamam, ofsaytı biliyorum ve bağğğyanların ofsayttan çakmamaları tamamen bir sitcom efsanesinden ibaret, etrafımdaki en ağır fanatikler kadındırlar ama benim futbolla ilgim epey az.
Ve bu anime bu ilgiyi arttıracağa benziyor
Önce uzun süre myanimelist'te, sonra da twitter'da sohbet edip sonunda arkadaşlık etmeye başladığım, 3-4 ayda bir buluşup karşılıklı fan-girl'lük yaptığımız bir büyüğüm var, sömestrda yine bir araya geldik, ama artık ne kadar yaşlandıysak anime fan-girl'lüğü değil, final yapan Güllerin Savaşı fan-girl'lüğü yapmak için O da ben de iş yoğunluğundan uzun zamandır anime izleyemiyorduk, derken laf lafı açtı, Haikyuu'nun yeni sezonuna henüz başlayamadığımı söyledim, spor animelerinden konuşmaya başladık, adet üzere KnB'yi bol bol kötüledik ve bana işte o anda Giant Killing'i önerdi. Daha önce de bana pek çok anime, ayrıca Nobunaga Concerto dizisini önermiş biri olduğundan bu öneriyi de gözardı edemedim.
Sıra sıra gidelim: Spoilersız
Açılış şarkısı mükemmel. Tüylerimi diken diken ediyor. Her seferinde...
Tatsumi, iyi bir karakter. Biraz Gintoki, biraz Saitama, biraz Kakaşi. Kimi isterseniz onu görebilirsiniz kendisinde. Ama taklit bir karakter olduğunu sanmayın. Bence nevi şahsına münhasır
Murakoşi, karizmanın zirvesi; Tsubaki desen pamuklara sarılıp sarmalanacak cinsten; Zakki hep ters ve hep haklı, Kuroda'nın bir tane de Haikyuu'da şubesi var, onu sevmek Allah'ın emri gibi zaten, Maççan bıcış bıcış. Ama Gino.... aaaah, Gino! İtalyan cazibesi+Daisuke Ono diyorum, başka da bir şey diyemiyorum. Gino beni resmen ekrana çiviliyor.
Maçların bazıları bölümlerce sürüyor, bazısı hızlı geçiştiriliyor, çok doğal, belli bir tansiyon var her bölümde, bazen dozu arttırılıyor, bazen de "yeter, izleyenler kalpten gitmesin" diyip düşürülüyor, maçların süresi de haliyle buna göre değişiyor. Ben çok da şikayetçi değilim, her maç uzun tutulursa yüreğim dayanmayacak çünkü.
Karakterlerin iç hesaplaşmaları, birbirleriyle ilişkileri, takım ruhu, Tatsumi'ye bağlılıkları ve saygıları, her şey harika.
Yani ben iyi bir spor animesi izleyicisiyim diyen herkes izlemeli. Spor, yıldız oyunculardan ibaret değil, tek başına en iyi olmak değil, mucizevi, efsanevi olmak hiç değil. Spor, mücadeledir, en çok da kendinle mücadele, bireyselliğinle mücadele, takıma karışabilmek, ben değil biz olmak, bir kişi değil, aynı anda 11 kişi olmak. Yani ben GK'in ilk 16 bölümünden bunu öğrendim, diğer bağğğzı ağğğğnimeler gibi "mucizevi yetenekli" birtakım "dev"lerin bütün takımlarını gölgede bırakarak birbirleriyle sidik yarıştırdıkları bir kulvar değildir spor. Öyle olmamalıdır.
Gino, köpeğin olayım diyor ve azalarak gidiyorum.
Ben fazla spor animesi izleyen biri değilim. Çocukluğumda Tsubasa izlemiş olabilirim ama uzun yıllar sonra izlediğim ilk spor animesi olan Kuroko no Basuke, kasıntılığı ve bana biraz değişik gelen "hardcore" hayran kitlesi ile antipatimi kazanınca bu tür animelerden iyice uzak kaldım. Haikyuu bunu kırdı gerçi, karakterleri de aksiyonu da çok iyi oturmuş bir animeydi, hemen bağladı. Slam Dunk (ya da Slum Dank?)'a da başladım ama 5-10 kadar izleyebildiğim için onu yorumlarıma katamıyorum. Free'yi de spor animesinden çok yakışıklı erkek animesi olduğu için onu da saymıyorum. Futbolu açan olursa izlerim, olmazsa izlemem, Galatasaraylıyım ama futbolcuları say deseniz sayamam, ofsaytı biliyorum ve bağğğyanların ofsayttan çakmamaları tamamen bir sitcom efsanesinden ibaret, etrafımdaki en ağır fanatikler kadındırlar ama benim futbolla ilgim epey az.
Ve bu anime bu ilgiyi arttıracağa benziyor
Önce uzun süre myanimelist'te, sonra da twitter'da sohbet edip sonunda arkadaşlık etmeye başladığım, 3-4 ayda bir buluşup karşılıklı fan-girl'lük yaptığımız bir büyüğüm var, sömestrda yine bir araya geldik, ama artık ne kadar yaşlandıysak anime fan-girl'lüğü değil, final yapan Güllerin Savaşı fan-girl'lüğü yapmak için O da ben de iş yoğunluğundan uzun zamandır anime izleyemiyorduk, derken laf lafı açtı, Haikyuu'nun yeni sezonuna henüz başlayamadığımı söyledim, spor animelerinden konuşmaya başladık, adet üzere KnB'yi bol bol kötüledik ve bana işte o anda Giant Killing'i önerdi. Daha önce de bana pek çok anime, ayrıca Nobunaga Concerto dizisini önermiş biri olduğundan bu öneriyi de gözardı edemedim.
Sıra sıra gidelim: Spoilersız
Açılış şarkısı mükemmel. Tüylerimi diken diken ediyor. Her seferinde...
Tatsumi, iyi bir karakter. Biraz Gintoki, biraz Saitama, biraz Kakaşi. Kimi isterseniz onu görebilirsiniz kendisinde. Ama taklit bir karakter olduğunu sanmayın. Bence nevi şahsına münhasır
Murakoşi, karizmanın zirvesi; Tsubaki desen pamuklara sarılıp sarmalanacak cinsten; Zakki hep ters ve hep haklı, Kuroda'nın bir tane de Haikyuu'da şubesi var, onu sevmek Allah'ın emri gibi zaten, Maççan bıcış bıcış. Ama Gino.... aaaah, Gino! İtalyan cazibesi+Daisuke Ono diyorum, başka da bir şey diyemiyorum. Gino beni resmen ekrana çiviliyor.
Maçların bazıları bölümlerce sürüyor, bazısı hızlı geçiştiriliyor, çok doğal, belli bir tansiyon var her bölümde, bazen dozu arttırılıyor, bazen de "yeter, izleyenler kalpten gitmesin" diyip düşürülüyor, maçların süresi de haliyle buna göre değişiyor. Ben çok da şikayetçi değilim, her maç uzun tutulursa yüreğim dayanmayacak çünkü.
Karakterlerin iç hesaplaşmaları, birbirleriyle ilişkileri, takım ruhu, Tatsumi'ye bağlılıkları ve saygıları, her şey harika.
Yani ben iyi bir spor animesi izleyicisiyim diyen herkes izlemeli. Spor, yıldız oyunculardan ibaret değil, tek başına en iyi olmak değil, mucizevi, efsanevi olmak hiç değil. Spor, mücadeledir, en çok da kendinle mücadele, bireyselliğinle mücadele, takıma karışabilmek, ben değil biz olmak, bir kişi değil, aynı anda 11 kişi olmak. Yani ben GK'in ilk 16 bölümünden bunu öğrendim, diğer bağğğzı ağğğğnimeler gibi "mucizevi yetenekli" birtakım "dev"lerin bütün takımlarını gölgede bırakarak birbirleriyle sidik yarıştırdıkları bir kulvar değildir spor. Öyle olmamalıdır.
Gino, köpeğin olayım diyor ve azalarak gidiyorum.
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): Kelan, -erzascarlet-
Bence Haikyuu kadar, hatta yer yer Haikyuu'dan daha iyi bir spor animesiydi.
Bu animeye devam sezonu çekilmemiş ya, bence anime sektörüne kayyum atansın.
Maçla ilgili iki şey benim için unutulmaz: Tatsumi'nin Natsuki'ye forvetler için söyledikleri... Çok güzeldi, insanın bakış açısını değiştirecek cinsten.. Forvet sadece gole daha yakın olan oyuncudur, diğerlerinden tek farkı budur ve önüne gelen top sadece forvete ait değildir, forvete gelinceye dek kaleciden defansa, orta sahaya kadar herkesin emeği vardır o topun forvetin ayağına gelmesinde, dolayısıyla o top herkesindir, forvetin attığı gol de herkesindir. Ama Tatsumi burada kalmaz, forvetleri ikiye ayırır, o topun herkesin olduğunun farkında olanlar, bir de bu gerçeği bildiği halde görmezden gelip bencil olanlar. Ve garip bir biçimde Tatsumi, Natsuki'ye asıl başarılı olanların bencil olanlar olduğunu ima etti. Gerçi Natsuki çok geç anladı ama olsun.
Diğeri ise yine Tatsumi'nin bu kez Sera için söyledikleri: Sera'nın diğerleri gibi doğuştan yetenekli bir futbolcu olmadığını, sınırlılıklarını çok iyi bildiğini, bu yüzden de bunların üzerine gitmek yerine yapabileceği başka şeyleri aradığını, herkesten çok çalıştığını ve başka çaresi olmadığı için çok cesur olduğunu söyledi.
Saha kenarında durmaksızın oyuncuları hakkında konuşan antrenörler her spor animesinde var ama ilk kez birisinin söyledikleri bana bu kadar mantıklı ve özel geldi. Sanırım hayata uygulanabilirliğini hissettiğim için. Bu da Tatsumi'nin farkı olsun
Gino, bakki'n de ben olayım zakki'n de, keşke bitmeseydin, hayatımın futbol animesi
Hele son bölümün özel kapanışı o kadar güzeldi ki ağlattı. Herkes izlemeli, izletmeli. Bir spor animesinden çok fazlası
Bu animeye devam sezonu çekilmemiş ya, bence anime sektörüne kayyum atansın.
Spoiler:
Maçla ilgili iki şey benim için unutulmaz: Tatsumi'nin Natsuki'ye forvetler için söyledikleri... Çok güzeldi, insanın bakış açısını değiştirecek cinsten.. Forvet sadece gole daha yakın olan oyuncudur, diğerlerinden tek farkı budur ve önüne gelen top sadece forvete ait değildir, forvete gelinceye dek kaleciden defansa, orta sahaya kadar herkesin emeği vardır o topun forvetin ayağına gelmesinde, dolayısıyla o top herkesindir, forvetin attığı gol de herkesindir. Ama Tatsumi burada kalmaz, forvetleri ikiye ayırır, o topun herkesin olduğunun farkında olanlar, bir de bu gerçeği bildiği halde görmezden gelip bencil olanlar. Ve garip bir biçimde Tatsumi, Natsuki'ye asıl başarılı olanların bencil olanlar olduğunu ima etti. Gerçi Natsuki çok geç anladı ama olsun.
Diğeri ise yine Tatsumi'nin bu kez Sera için söyledikleri: Sera'nın diğerleri gibi doğuştan yetenekli bir futbolcu olmadığını, sınırlılıklarını çok iyi bildiğini, bu yüzden de bunların üzerine gitmek yerine yapabileceği başka şeyleri aradığını, herkesten çok çalıştığını ve başka çaresi olmadığı için çok cesur olduğunu söyledi.
Saha kenarında durmaksızın oyuncuları hakkında konuşan antrenörler her spor animesinde var ama ilk kez birisinin söyledikleri bana bu kadar mantıklı ve özel geldi. Sanırım hayata uygulanabilirliğini hissettiğim için. Bu da Tatsumi'nin farkı olsun
Gino, bakki'n de ben olayım zakki'n de, keşke bitmeseydin, hayatımın futbol animesi
Hele son bölümün özel kapanışı o kadar güzeldi ki ağlattı. Herkes izlemeli, izletmeli. Bir spor animesinden çok fazlası
Bu mesaja teşekkür edenler (2 kişi): -erzascarlet-, saim
1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [ 10 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |