SHİ-Kİ SHİ-Kİ SHİ-Kİ SHİ-Kİ SHİ-Kİ SHİ-Kİ

tamam klasik vampir hikayeleri filan ama şahsen bu seriyi çok beğenme nedenlerimin başında diğer bi çok vampir dizisinde görmediğim ufak bi detay var; vampirlerin kan emmeye öncelikle yakınlarından başlaması fikrinin vurgulanması. bir vampirin duyguları ve bakış açısını da görüyor ve onunla empati kurabiliyorsunuz. ancak aynı zamanda insanların bakış açısından da bakabiliyorsunuz olaylara, seçim sizin. amerikan dizilerinde sürekli göze çarpan şu kahramanın tarafını tutmanız için yapılan baskıdan hiçbir iz yok.(yazar burada sizi japonların tarafını tutmaya davet ediyor ). hatta öyle ki bi ara kimin tarafında olmalıyım diye şaşırıyor, belki tarafsız kalmayı seçiyorsunuz. vampirlerin de en az insanlar kadar haklı gerekçeleri var. aslında genel olarak animelerde en çok sevdiğim şey de bu, izleyiciye bi karakteri düşman göstererek diğer karakteri seçme ve taraf tutma zorunluluğu bırakmadan özgürlük hakkı tanımaları. bu seride en çok beğendiğim şeylerden bi diğeri de vahşet sahnelerinin abartılı olmaması ve animenin havasının psikolojik ağırlıklı olması. ya da psikolojik yönünün aksiyon yönünden daha baskın olması.

bir de senaryo o kadar ince işlenmiş ki, dünyanın bir yerinde gerçekten böyle şeyler oluyor olabilir mi? sorusuna olamaz diye cevap vermek mümkün değil (: hani tamam çok ince elenirse belki zamanımıza uyarlanamaz ama en azından animedeki şimdiye yakın zamanda öyle görünür bir açığı yok.

________________________________________________
DİKKAT! DİKKAT! BU MESAJIN DEVAMI SPOİLER YUVASIDIR, LÜTFEN ANİMEYİ BİTİRMEDEN OKUMAYINIZ.

bir de karakterler üzerine bir iki laf etmeden gönderemeyeceğim bu mesajı. Natsuno, kafasının dikine giden son derece soğuk ve bencil bi karakter, ailesini bile umursamayan biri olmasına rağmen Tohruyla derin duygusal bağ kurabiliyor. doğrusu kendisinden hiç hazzetmedim. hayatına yeterli duygusal bağ kurduğu pek kimsesi olmamasından dolayı Tohruya olan zaafı açıklanabilir. zaten onu da en son, aradığı özgürlüğe kavuştuktan sonra ölüme terk etti.
Megumi, gözü hep uzaklarda olan bu kızın ölümü kötüydü insanların vahşete olan eğilimini tasvir eden bi kaç sahneden biriydi.
Ozaki, ahlaki değerleri yerlerde sürünen psikopat doktor. ama bu karakterin rolü cuk diye oturmuş. kendisi bir doktor, insanların hayatta kalma içgüdüsünün farkında ve bunu harekete geçiriyor. insanların hayatta kalması için başka çözüm üretemeyeceğinin farkında. onların hayatta kalmasını sağlamak onun görevi ve bunun için elinden gelen herşeyi yapıyor. gerekirse onları birer canavara bile dönüştürerek...
Seishin, bir rahibin olması gerektiği gibi en başından kimseyi düşman kabul etmiyor. tek sorunu karanlık tarafın acılarına karşı duyduğu empatinin esiri olması. belki de güce tapan pis bir mazoşist sadece.
Kirishiki, ölümüne en çok üzüldüğüm karakter, sadece kabul görmek ve sevilmek isteyen bir vampirdi. bunun için insanlarla vampirler arasında barış temsilcisi bile olabilirdi gibi. zaten tek sorun da aralarını yapacak akıllı birinin olmamasıydı. herkes kendi içgüdüsüne göre davranınca savaş ve yıkım kaçınılmazdı.
_____________________________________________

son olarak, eski bir vampir atasözü der ki;
''-siz hayatta kalmak için sizden daha düşük varlık olan hayvanları öldürüyorsunuz da, biz hayatta kalmak için sizi öldürünce mi kötü oluyoruz?''

lafın özü, mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum arkadaşlar

not: yazar bu mesajı yazarken serinin tamamen etkisi altındadır, muhtemelen animelere geri dönüşünün siftahı olarak izlediği bu animenin eksilerini göremediğinden her an bu mesajın altına animenin eksileriyle dolu ikinci bir not iliştirebilir.

Müzikleriyle de beni benden almış serilerdendir kendisi...

Gerçekten son derece geren bir havası var. Artık yavaşlığından mı yoksa kasvetinden mi bilemiyorum ama gerim gerim geriyor adamı.

ilk 2 bölm izlemiştm ama pek de sarmamıştı sanki ama belki devam ederim sonra...

itiraf etmeliyim ki başta bende sıkıldım. Ama sonradan(sanırım 8. Bölümden sonrasıydı yanlış hatırlamıyorsam) bayağı sarmaya başladı kii zaten 2 günde bitirdim animedeki temel sorulardan biri "yaşamayı istemek suç mu?" idi. Ve bunu insana anime boyunca düşündürmeyi başarıyordu. Ayrıca sevimli vampir kızımızın da felsefik konuşmaları ayrı bir tat katmıştı animeye. Ayrıca sonlara doğru yaşamak işin nasıl vahşileşilebileceği çok iyi anlatılmıştı. Çoğunlukla ağır tempo da ilerlese bile animenin içerdiği mesaj güzeldi bence ve o yüzden bile izlenebilir

ostler 10 numara özellikle açılış
ben de az önce bitirdim ki ben de 2. gün de bitirmiş oluyorum demekki bu animede bir şey var insan bir başlayınca öyle bir sürüklüyor ki 2 en fazla 3 günde biter yani tabii izlemek için zamanınız varsa.benim finallerim var güyağı ama shiki ye bir başladım ve işte bitirdim adssadfsgfhdghfhj(finallerim nedeniyle rapor verdiler işten evdeyim asdafgsgh)
neyse animenin konuya geri döneyim

edit:

Finaller nedeniyle 1 hafta kadar sürdü izlemesi ama vampir konusunu baya iyi işlemişler.
Şimdi gelelim vapirlerin beslenme alışkanlığı ve nasıl uzun yaşayacaklarına;

Arkadaş büyük şehirde yaşayıp, hergün farklı insadan beslenip kimseyi öldürmezseniz uzun yaşarsınız. Kimse de sizin kim olduğunuzu çakmaz. Altın yumurtlayan kazı öldürmek bu shikilerin yaptığı. 2 gün beklesen zaten aynı adam sağlığına kavuşcak sonra tekrar emebilcen kanı. Niye aynı insana abanıp öldürüyon ki, sonra vay efendim biz yaşamayalım mı yok efendim açmı kalak. O kadar üzücü bişeyse insan öldürmek, git at kendini güneşe. Sonra yok kami-sama neden bizi terk ettin. Gandi yi mi terk etcek, tabi seni terk etcek. Yandaş edinelim, tüm köyü shiki yapalım mantığı nereye kadar. Sanki soyunu devam ettircek, bacak kadar velet. Zaten ölümsüzsün, yanına da yapmışın 3-4 yandaş, ee daha ne. Azla yetinmeyen çoğunluk tarafından kazıklanır. Mis gibi kocaman köy, adam gibi israf etmeden tüketsene. Tüm dünyayı vampir yapınca ne olcak. Kendi kanını mı emcen. O kdar yaşamışın ama yabana.

Diyemedin ya la. Çok doldum, çok.

Zaten kendi ailelerine saldıranlara bişey diyemiyorum. Onları kalbinden kazıklamıcan, oturtcan kazığa ibreti alem olsun.

@saim güldürdün güzel yorum


katılıyorum bu efsaneye en çok uyan vampir animesiydi izlediklerim arasında bence.

Çok çok etkileyici değil ama yavaş akmasına rağmen saran, güzel bi' seri. Vampir, kurtadam olaylarına farklı bi', hmm, "yorum" getirmişlerdi. Klasik senaryoyu birebir kullanmamaları da bi' artı; fakat bence hâlâ biraz yavan. Bunun sebebi bir yerden sonra mangaya paralel gitmemesi olabilir gerçi. Yine de -ikinci opening hariç- müzikleri son derece başarılı olduğundan animesini izlemek de keyifliydi.

Şimdi. Karakterlere gelecek olursak.......
Ciddi anlamda karakter zenginliği yaşayan bi' seride sadece bir karakteri -Ozaki Toshio!- gerçekten sevmiş oluşum beni biraz hayal kırıklığına uğrattı açıkçası. Köyün 80%'ini idiot olarak kurgulamışlar ve her karaktere yeterince zaman ayıramamışlardı. Şu sayko çocuk üzerinden bile güzel hikayeler çıkardı oysaki. Sonra Sunako, çok tatlı-hüzünlü karakter ama niye böyle embesil?! Seishin de öyle keza... Megumi zaten apayrı bi' olay, gerizekalılıkta level kasmış. Tek kafalı karakter yine Toshio. Bunun dışında bir de, ilk ortaya çıktıklarında sevebileceğimi düşündüğüm karakterlerin anında ısırılması olayı var. Bilmesem hikayeyi George R. R. Martin yazdı sanacağım.
Karakterlerin geçmişlerini de bu kadar yüzeysel geçiştirilmektense biraz daha derinleştirilebilirdi, o zaman daha da iyi hissederdik bence o yansıtılmak istenen hüznü.

Neyse fazla uzatmaya da gerek yok, müziklerin epikliği, kurgunun mantık çerçevesinde sıkmadan akıyor oluşu ve Toshio hatrına;
7/10.

Normalde vampirlerle ilgili şeyleri sevmem ama sanırım vampirlerin olduğu, izlediğim en iyi şey Shiki.
Olayların başlarda yavaş gelişmesi insanı düşündürüyor. Acaba ne olacak diye? Sonra işin içinde vampirlerin olduğunu anlıyoruz. Güzel bir seri ve herkese tavsiye ederim.