Şubat
Sayfaya git: 1, 2, Sonraki

Anime Manga Forum -> Müzik, Sinema, TV ve Kitap -> TV Dizi
 
Yazar
Mesaj
Trapspringer
Mangaka
Mangaka



Yaş: 30
Kayıt: 21 Hzr 2011
Mesajlar: 1,296
Tanıtımlar: 1
Favori Anime & Manga: One Piece, Hajime no Ippo
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1931

Durumu: Çevrimdışı

Trapspringer
Mangaka
Şubat Konu: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder

"Yarayla alay eder yaralanmamış olan" mottosuyla yola başlayan Şubat dizisi, son zamanlarda dikkat çekici ve başarılı yapımlara imza atan(hemen ilk akla gelen örneği; Leyla ile Mecnun) Eflatun Film'in yeni projesi, çok da yeni sayılmaz aslında 10 bölümü devirmiş bulunmakta şu an, Allah tamamına erdirsin :). Projenin başındaki isim ise yine Onur Ünlü diyebiliriz, proje tasarımı ona ait; ancak dizinin yönetmen koltuğunda Volkan Kocatürk oturuyor, senaryoyu da Funda Alp yazıyor. Dizinin oyuncu kadrosunda ise Alican Yücesoy, Melisa Sözen, Musa Uzunlar, Özkan Uğur, Sermet Yeşil, Nadir Sarıbacak, Serkan Ercan, Ülkü Duru, Damla Sönmez, Tansu Biçer, İdil Fırat, Tansu Biçer, Türkü Turan isimler yer almakta. Oyuncu kadrosu genellikle Onur Ünlü'nün daha önceden de çalıştığı isimlerden oluşan Şubat gördüğünüz üzere şu an ülkemizde en iyi kadroya sahip diziler arasında yer alıyor diyebiliriz.

Tabii projenin tasarımcısı Onur Ünlü olunca dizi hemen farkını hissettiriyor, Onur Ünlü'nün yaratıcı dehasıyla. Ki zaten bunu söylememe bile gerek yoktu. Reklamları olsun, yayım saati olsun, ilk haftalarda sağ olsun trt'nin sık sık verdiği tekrarları olsun diziye denk gelmişliğiniz varsa oldukça farklı bir yapım ile karşı karşıya olduğunuzu anlamışsınızdır muhakkak.

Şubat dizisi bizlere içinde birlikte yaşadığımız ancak hiç bilmediğimiz bir dünyanın kapılarını aralıyor (ne laf oldu be, oldu sanki, ben yine bir şey anlamadım gerçi ettiğim laftan ama bozmayalım havamızı devam). Tam olarak var olan hayatlar diyemeyiz tabii ki bu yer altının tuhaf insanları için, biraz gerçek biraz da fantastik; ancak diyebiliriz ki, bu ötekileştirilmişlerin hikayesi. Dizide anlatılanlar sokakta yanına yaklaştı mı insanların tedirgin olduğu. gerçek bilinmeden haklarında kötü yargıların dünden hazır olduğu, belediye otobüslerine bile alınmayan kimseler.

İşte esas oğlanımız olan Şubat da onlardan biri. Evet, dizinin ismi gayet basit bir şekilde son zamanlarda sık sık görüldüğü üzere ana karakterin isminden gelmekte. Ama klasik bir dizi ana karakteri olduğu pek söylenemez. Neden farklı derseniz bu soruyu işin ayrıntısına girmeden cevaplamak pek de zor değil. Birinci olarak; Şubat alışılagelmişe zıt şekilde bir ana karakter olarak çirkin, tabii Alican Yücesoy yakışıklı adam haksızlık etmeyelim ancak; suratındaki yanık izi ve saçı sakalı birbirine karışmış haliyle Şubat için ilk görüldüğünde çirkin olduğu vurgusu yapılıyor. İkinci olarak ise Şubat'ın yine alışılagelmişe zıt şekilde bir ana karakter için pek de zeki olduğu söylenemez; saf ve çocuksu sözleri, davranışlarıyla bu da hemen yapılmaya çalışılan bir vurgu; ancak bunun yanı sıra okuduğu çöpe atılmış gazetelerden, kitaplardan edindiği bilgilerle Şubat'ın kendi kafasında bir sözlük oluşturduğunu ve arada tanım yapmayı sevdiğini söyleyebilirim.

Şubat'ın hikayesine gelince: Şubat annesi tarafından yetimhaneye bırakılmış bir çocuk. O henüz dört-beş yaşlarında iken yetimhanede yangın çıkması sonucu arkadaşlarını kaybediyor, ayrıca yüzünde de geçmeyecek olan bir yanık izi bırakıyor bu olay onda. Şubat bu yangından kurtuluyor, bu olay için bir mucize de diyebiliriz. Yangından kaçış kalmadığında, alevler her yeri sardığında Şubat son çare olarak bir kuyuya giriyor ve orada yaşama tutuluyor. Ancak yangından sonra oraya gelen kimse onu görmüyor, fark etmiyor ta ki birkaç gün geçtikten sonra sırtında taşıdığı çöp arabasıyla kağıt toplayarak geçimini sağlayan bir evsiz olan Aziz Bey toplayıcılık yapmak için geldiği yetimhane enkazında o kapağı kaldırıp kuyunun dibindeki Şubat'ı görene dek. Aziz Bey, Şubat'a elini uzatıyor ve onu yanına alıyor. Dehlizlere inip, tünelleri kat edip Aziz Bey'in İstanbul'un gizemli bir köşesindeki barınağına ulaşıyorlar. Ondan sonrasında ise Aziz Bey, Şubat'ı oğlu biliyor, Şubat da Aziz Bey'i hiç sözünden çıkmadığı babası. Saltuk da var tabii, Aziz Bey'in bir diğer manevi evladı, Şubat'ın da kardeşi olmuş oluyor. Ve Deli, onun kardeşi Duble ve tayfası; şehrin bu ücra köşesi aslında çeşit çeşit kişiliklere sahip pek çok insana ev sahipliği yapıyor.

Bahsettiğim gibi Şubat saf bir çocuk. Kolay incinebiliyor. Bu nedenle Aziz Bey onu mümkün mertebede dış dünyadan, zalimlerden, Şubat'ı asla kabullenmeyecek onu ötekileştiren insanlara karşı sakınmaya çalışıyor. Şubat'ın dehlizlerde küçük bir dünyası var başta ancak; Aziz Bey'in de farkında olup tedirginlik duyduğu üzere Şubat büyüyor. Ve sonra onu artık elinde tutmasının kolay olmayacağını anladığı an geliyor, yeni bir şey oluyor; Şubat aşık oluyor. Hem de fena bir aşk. Çünkü; Şubat'ın aşık olduğu kız aslında hiç tanımadığı bilmediği biri, çok uzak gibi ama yakın biraz da. Şubat aslında bu kızı hiç görmüyor da, görüyor tabii ancak televizyondan görüyor sadece. Şubat'ın aşık olduğu kişi bir haber muhabiri, "Haberler" diyor Şubat onun için, gerçek ismi ise Yağmur Çankaya. Kanalizasyondaki tuhaf adam ve haber spikeri, bu nedenle Ninja Kaplumbağalar esintisi taşıdığını söyleyebilirim dizinin :P.

Yağmur'un dünyası ise Şubat'ın dünyasına oldukça zıt, steril bir dünya. Lüks hayatlar yaşayan küçük dertleri olan insanlar Yağmur ve çevresindekiler ilk bakışta, hatta Leyla ile Mecnun'da Yavuz abimizin "Burdan çok zavallı gözüküyorsunuz. Gerçekten bütün o hırslarınız ve çıkarlarınız için birbirinizin yüzüne böyle yalandan gülmeleriniz ve en yakınlarınızın bile arkalarından iş çevirmeleriniz. Sanki böyle kafanıza taç takılcakmış gibi gecenin en güzeli olmaya çalışmalarınız. Kuytularda köşelerde çok bilmiş davranıp kız tavlamaya çalışmalarınız. Gerçekten böyle davetlerde bulunan insanların egolarını üst üste koysak herhalde aya tırmanırız..." sözleriyle şahane bir şekilde bahsettiği insan tipleri olarak tanımlayabiliriz biraz :D. Şubat'a uzak hayatlar anlayacağınız üzere.

Yağmur, Şubat gibi tiplerden, yani tuhaf görünümlü evsizlerden nefret ediyor, ön yargıları çok. Nedeni ise o henüz çok küçük yaştayken babası Cihan Çankaya'nın bu çeşit bir serseri tarafından bıçaklanarak öldürülmüş olması. Bu nedenle pek tanıyamamış babasını; ama onun anısına çok saygı duyuyor. Hayırsever bir doktor olarak bildiği babası için yapıyor pek çok şeyi, elde ettiği başarılarla onun anısına layık olmaya çalışıyor her daim. Annesi Yıldız ile ise pek anlaştığı söylenemez. Yıldız, kızının iyiliğini isteyen bir anne, her anne gibi. Kocasının mirası olarak pek çok şeye sahip, bunlardan biri de üst düzey bir klinik. Ancak biraz da kocasının ölümünün etkisiyle kızını çok fazla sakınıyor, baskıcı da, kızının onun istediği gibi biri olması için sürekli baskı yapıyor. Anlayacağınız başta klişe bir Türk dizisi de diyebiliriz Yağmur açısından hikaye.

Bütün bunların yanı sıra Yağmur oldukça cesur da. Şubat ile yollarını kesiştiren ise işte bu cesareti ve Şubat gibi insanlara olan nefreti diyebiliriz. Yağmur'a göre bu insanlar kötü, birer iblis her biri. Kafasına koyuyor, bu insanların kötülüğünü, şehrin karanlık köşelerindeki bu tehlikeyi tüm ülkeye gösterecek. Ve bu amaçla geliyor bu ücra köşelere yanına kameraman arkadaşı Santo'yu da alarak. İlk karşılaştıkları ise Deli İbrahim'in çetesinden birkaç kişi oluyor. Bu adamlar onlara mikrofonu kaba sözlerle uzatan bu haberciyi ciddiye almıyor, dalga geçip tartaklamaya başlıyorlar, çantasını alıyorlar, arkadaşı Santo'yu dövüyorlar... Korkan Yağmur astım hastası, nefesi daralıyor ve bayılıyor, ilacı ise çantasında. Yardımına yetişen ise Şubat oluyor; Şubat onu götürüyor ve Deli'nin adamlarına dersini verip Yağmur'un çantasını içindeki ilacıyla ona geri götürüyor.

Şubat pek mutlu tabii, aşık olduğu kız bir tesadüf(bu arada baştan belirteyim; dizide tesadüflere çok fazla yer veriliyor) , bir mucize eseri yanında. Ancak olaylar umduğu gibi gelişmiyor. Yağmur uyanınca korkuyor tabi olarak, Şubat'a öcü görmüş gibi bakıp çığlık atıyor ve kaçıyor. Sonrasında ise belki de olabilecek en kötü olay gerçekleşiyor; Yağmur henüz oradan ayrılmamışken, yani kısa süre sonra tekrar görüyor Şubat'ı, hem de bir cesedi sürükler halde. Arkadaşı Santo'ya kamerayı çalıştırmasını söylüyor ve kayıta girip hemen yapıştırıyor Şubat'a etiketi, "katil" . Şubat ne yapacağını bilemiyor, Aziz Bey zaten araba çarpması sonucu hastanelik, komada. Haber veriliyor, büyük yankı buluyor, Şubat ne kadar "Ben adam öldürmem Haberler" dese de faydası yok. Düşüyor mahpusa.

Evet, hikaye bu şekilde Şubat ve Yağmur'un yollarının kesişmesiyle başlıyor işte. Biliyorum, şu anlattıklarım çok da ilgi çekici gelmemiş olsa gerek size. Ancak, merak etmeyin bu anlattıklarım yalnızca hikayenin giriş kısmı, oldukça yüzeysel. Aslında derin bir hikaye Şubat'ta anlatılan; herkesin geçmişe ait sırları var, birbirleriyle bağlantılı pek çoğu da ve gün yüzüne çıkacak bu sırlar yavaş yavaş. Ellerindeki malzeme hikaye anlamında hiç de fena değil, bu hikayeyi de gerçekten çok iyi bir biçimde işliyorlar diyebilirim. Hatta birkaç sefer bölüm sonunda öyle dumur ettiler ki kelimenin tam ve gerçek anlamıyla dakikalarca televizyona ağzım açık bakakaldım. Hikayeyi işlemeleri de oldukça farklı sayılır aslında. Daha önce denenmemiş şeyler deniyorlar bazen bu konuda da, mesela; tahmin edilebilecek iki olay gerçekleşiyor, bunda bir heyecan yok ancak bu iki olay aynı anda gerçekleşince iş bayağı heyecanlı hale gelebiliyor.

Dizinin en çok kendisinden söz ettiren kısmı ise "görselliği" diyebilirim sanırım. Dizi çok fazla izlenmiyor ne yazık ki, yanılmıyorsam tabii. Ancak; dikkat çekici bir yapım olduğu gerçek. İşte onu dikkat çekici yapan da bu görsel tarafı takdir edersiniz ki. Öncelikle, mekan olarak bütün o kanalizasyonlar, terk edilmiş yerler, görsellik olarak çok farklı bir deneyim zaten başlı başına. Bunun yanı sıra karakterlerin kostümleri de var tabii, görmüşsünüzdür muhtemelen, başta Şubat olmak üzere pek de alışılagelmiş bir giyim tarzı yok bu abilerin. Dizi ekibi mekanlar, kostümler ve aksesuarlar için çok titiz çalışmış. En basit aksesuarlara bile dizinin tarzından bir şey kattıkları görülebiliyor. Yönetmenin de görsel olarak, kamera çekimleri olarak oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Bu arada dizinin yan karakterlerinden(Şubat ve Yağmur harici) bazılarını da kısaca tanıtsam fena olmayacak. Gerçekten sağlam karakterler barındırıyor dizi; eh sağlam kadro sağlam karakterleri de beraberinde getiriyor zaten biraz.


Aziz Bey: Her bölümün başında bizi şahane bir konuşmayla selamlıyor sağ olsun. Korku, yalan vs bu tip genel konulardan bahsediyor aslında; ancak bunu o kadar güzel şekilde, o kadar güzel kelimeler, cümleler ile yapıyor ki etkileyici olduğu su götürmez bir gerçek. Tabii bu kadar etkileyici olmasında Musa Uzunlar'ın o müthiş sesinin de payı büyük. Anlayacağınız üzere bilge bir adam Aziz Bey. Çok okumuş, etmiş; bir o kadar da babacan bir adam. O dehlizlerde yaşayan herkes gibi onun da başına kötü olaylar gelmiş geçmişte. Mutlu bir ailesi olan başarılı bir mühendis imiş bir zamanlar, tabii hep sürmemiş mutluluğu, inmiş o da yer altına. Bu köşelerin ise en sayılıp sevilen kişisi kendisi aynı zamanda, Aziz Baba'sı herkesin. Sevgi dolu bir kalbi var, en çok sevdiği ise Şubat, Şubat'a olan sevgisi çok büyük.



Samim Akça: Şu satıra kadar hiç bahsetmediğim bu adam ise hikayenin baş kötüsü sayılır biraz. Yağmur'un aile dostu, babasının eski ortağı, kliniğin de ortağı. Oldukça güçlü ve varlıklı bir adam. Bu gücü de kendi çabalarıyla elde ettiği anlaşılıyor konuştuklarından, tabii bu yolda yükselirken ardında pek çok canı yanmış insan ve sırlar bırakmış.



Deli: Deli veya Deli İbrahim, gerçek ismi İbrahim anlayacağınız. Kendisi gibi evsizlerden oluşan bir topluluğun lideri. İsminden de anlaşılabileceği üzere pek sağı solu belli olmayan, birden bire sinirlenebilen bir tip. Ancak; ne hikmetse edebi bir konuşma tarzı var; kelime dağarcığı, günlük yaşamda kullandığı kelime yelpazesi de oldukça geniş. Bunun yanı sıra çok zeki bir adam. Aziz Bey'e kimi zaman biraz kırgınlık duysa da Aziz Bey'i seviyor ve ona saygı duyuyor. En çok sevdiği kişi ise kardeşi Davut, gerçekten de muazzam bir sevgisi var kardeşine.



Duble: Gerçek ismiyle Davut, Deli İbrahim'in kardeşi. Ona "Duble" lakabının takılmış olması ise çift kişilikli olması. Sürekli kendi kendine konuşuyor, tartışıyor, hakaret ediyor ancak ne kadar tartışsa da bir sonuca varamıyor hiçbir zaman tam anlamıyla kararsız, hemen hemen her konuda. Abisi gibi Duble de akli olarak çok sağlıklı değil yani. Bu kararsızlığı onu biraz da çekingen yapıyor doğal olarak, abisinin baskın kişiliği ister istemez onu zayıf karakterli olmaya itmiş biraz. Aşık olması, aşkının karşılıksız olması da onun hayatını allak bullak eden bir etken ayrıca.



Başkomiser Arif: Tahmin edebileceğiniz gibi hikayedeki polis rolünü üstleniyor kendileri. İyi polis mi kötü polis mi derseniz, iyi polis tabii ki; eh devletin kanalında kötü polis olacak hali yok zaten :P. Oldukça cesur bir adam. Bir işe girerken hiçbir zaman altından kalkamayacağını düşünmüyor, karşısındaki ne kadar tehlikeli, ne kadar kodaman olursa olsun çekinmiyor, geri adım atmıyor. Ancak; kötü yanları da yok değil. Eski bir kumar bağımlısı ve bu konuda çok hassas, kendisine "kumarbaz" iması yapıldı mı çok sinirleniyor. Onun bu bağımlılığı yüzünden boşandıkları eski karısı Aysun ise başına bela.

Oyunculuklar, diziyi "iyi" yapan en önemli etkenlerden kesinlikle. Takdir edersiniz ki karakterler ilk bakışta dış görünüşlerinin de etkisiyle çok da gerçekçi durmuyor, biraz karikatürize karakterler olarak bahsedebiliriz ilk anda kendilerinden. Biraz da bu durumdan kaynaklanan bir sebeple dizinin ilk bir-iki bölümünde oyunculukları çok da iyi bulmayabilirsiniz, eh oyuncuların rollerine oturması biraz zaman alıyor tabii. Ancak; şu an oyuncu performansı olarak Şubat'ın çok üstün bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Karakterler her ne kadar tuhaf olsa da tüm oyuncular rollerine yeterince özen gösteriyor anlaşılan. Zaten Duble rolünde izlediğimiz Nadir Sarıbacak ve Deli rolünde izlediğimiz Sermet Yeşil performanslarıyla kendilerinden bayağı bahsettiriyor. Bunların yanın da hemen hemen tüm oyuncuları başarılı bulduğumu söyleyebilirim; dizinin genç sayılabilecek iki başrol oyuncusu Alican Yücesoy ve Melisa Sözen de hiç fena değil, Arif rolüyle Serkan Ercan da bir o kadar iyi.

Bakıyorum da yazı fazlasıyla uzamış. Ancak; son olarak dizinin müziklerinin şahane olduğunu da belirtmiş olayım, belirtmeseydim ayıp olurdu gerçekten. Evet, sanırım yazı boyunca diziyi bayağı övmüş oldum, övgüyü hak eden bir dizi. İzlediğim en iyi dizi, kusursuz falan diyemem tabii ama; gerçekten de farklı bir iş yapıyor Şubat ile Eflatun Film. Bu güzel dizinin hak ettiği ilgiyi görmediğini düşünüyorum. Türkiye'de de böyle farklı işlerin yapıldığını görmek istiyorsanız kesinlikle izleyin derim.

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger Anime Listesi  
29 Eyl 2012 3:13, Değiştirme: 25 Ksm 2012 20:54 (Toplamda 2 kere)
Bu mesaja teşekkür edenler (5 kişi): Desdemona, Şeyh Pir, Merue, prenses serenity, Hermione

Hermione
Otaku (Level 2)
Otaku (Level 2)



Yaş: 30
Kayıt: 28 Oca 2012
Mesajlar: 91
Teşekkür: 80

Durumu: Çevrimdışı

Hermione
Otaku (Level 2)
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Ben de henüz 1 bölüm izledim, pek bir şey de anlamadım aslında diziden ama izledikçe konusunu falan anlarım diye umuyorum Çok Mutlu Aslında güzel bir diziye benziyor, umarım ilerledikçe daha güzel olur (=



“Ya uyusan? Ve uyurken rüya görsen? Ve rüyanda cennete gidip hiç bilmediğin çok güzel bir çiçek koparsan? Ya uyandığında çiçeği hala elinde tutsan? Ne olurdu o zaman?”
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
19 Ekm 2012 11:16
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Trapspringer

hp^star
Mangaka
Mangaka



Yaş: 27
Kayıt: 02 May 2011
Mesajlar: 548
Cinsiyet: Kız
Nerden: Konya
Teşekkür: 505

Durumu: Çevrimdışı

hp^star
Mangaka
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
şubat candır 8)

olay örgüsü oldukça kaliteli ama bunun yanında, sırf oyuncuların kalitesi için bile izlenir u.u

tavsiye ettim.. *-*




En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
19 Ekm 2012 19:05
prenses serenity
Emekli Yönetici



Yaş: 39
Kayıt: 18 Arl 2006
Mesajlar: 2,843
Tanıtımlar: 1367
Teşekkür: 2085

Durumu: Çevrimdışı

prenses serenity
Emekli Yönetici
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Çok yerinde bir anlatım olmuş. Leyla ile Mecnun'da görüp İskender Baba "tutar bu" demesiyle merak etmiştim, ancak geçen hafta izlemeye başlamak nasip oldu. Bugün bitirdim 10. bölümü ve her bölümü cidden ayrı bir güzel oluyor.
Spoiler:


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et Anime Listesi  
25 Ksm 2012 23:50
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Trapspringer

Trapspringer
Mangaka
Mangaka



Yaş: 30
Kayıt: 21 Hzr 2011
Mesajlar: 1,296
Tanıtımlar: 1
Favori Anime & Manga: One Piece, Hajime no Ippo
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1931

Durumu: Çevrimdışı

Trapspringer
Mangaka
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Leyla ile Mecnun'da iki kez gözüktü televizyonda; ancak henüz adam akıllı bir gönderme yapmadılar sayılır, bir ortak bölüm falan olsa fena olmaz mesela :D. Ancak; yazıda bahsetmeyi unuttuğum bir nokta var, Şubat bir 5-6 yıl sonrasını anlatıyor, bizim yaşadığımız dünya da değil zaten tam olarak, alternatif bir geçmiş ve alternatif bir gelecek. Gerçi, Mecnun ve tayfası için zaman, mekan sorun değil :D.

İsimleri anlayamama konusunda yalnız değilsin :D , Santo'nun ismini ben de bilmiyordum ancak; Yağmur'a telefon ettiği bir sahne vardı, orada Yağmur'un telefonunda "Santocummm" yazıyordu sanırım, tam emin olamasam da :P. Diğer adamın adı Adam ama; en azından öyle sesleniyorlar :P.

Ben de Suskunlar'ı bırakmıştım, iki-üç bölüm izleyip.
Alican Yücesoy otuz yaşında; şu ana kadarki tecrübeleri fena sayılmaz. Son Osmanlı Yandım Ali'de Mustafa Kemal'i iyi oynamıştı, Prenses'in Uykusu filminde izlemiştim bir de, orada da iyi oynamış. Tabii Melisa Sözen henüz yirmi yedi yaşında olmasına rağmen daha fazla projede yer almış. Ancak; malum erkekler daha geç ünleniyor zaten bu televizyon-sinema dünyasında.
Spoiler:


4. bölümden, Duble'nin kendi kendine hesaplaşması:

[Bağlantı]

5. bölümün yine Aziz Bey'li girişi, "yalan" konusunda Aziz Bey'den dersler

[Bağlantı]


Bu aşağıdakileri daha önce şurada paylaşmıştım ama burada da bulunsun, çok güzel söylemişler, sağ olsunlar:

Ali Atay - Beni Affet

[Bağlantı]

Sermet Yeşil - Değme Felek

[Bağlantı]

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger Anime Listesi  
26 Ksm 2012 14:45
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): prenses serenity

prenses serenity
Emekli Yönetici



Yaş: 39
Kayıt: 18 Arl 2006
Mesajlar: 2,843
Tanıtımlar: 1367
Teşekkür: 2085

Durumu: Çevrimdışı

prenses serenity
Emekli Yönetici
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Doğru ikili bir bölüm yapsalar fena olmazdı =P Da bu Şubat zaten Vendetta'nın senaryosuna benziyor. İşte yaralı yüz azman gibi vücut dayanaıklılığı falan filan. Ve ayrıca şu deney olayları...

Santo'yu ben teefonda görüntü kötü diye santooom gibi bir şey görmüştüm =P Misal şu Beyrutlu muhteşem hatunun adı da Leyyar yanılmıyorsam.

Mecnun ile babasını arasında o kadar fark olmasına biraz şaşırdım diycem ama düşününce mantıklı^-^''' Ama dediğin gibi baba-oğul olarak iyi görünüyorlar. Ali atayda yaşlandı bea... Ben onu yapma diyorum da görmüştüm sanırım ilk.

Spoiler:


En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et Anime Listesi  
03 Arl 2012 23:51
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): Trapspringer

Trapspringer
Mangaka
Mangaka



Yaş: 30
Kayıt: 21 Hzr 2011
Mesajlar: 1,296
Tanıtımlar: 1
Favori Anime & Manga: One Piece, Hajime no Ippo
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1931

Durumu: Çevrimdışı

Trapspringer
Mangaka
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Ben Şubat'ın bu yeni halini sevemedim yav. Aslında sargılar açıldıktan sonra bu değişimin karakterine yansımasından da korkmuştum ama neyse ki kişilik olarak pek de bir değişime uğramadı. Yine de Şubat'ın bu haliyle dizi eski havasını yakalıyamıyor. Zaten Aziz Bey de haftalardır ortalıkta yok. Eğer Musa Uzunlar gerçekten diziden ayrılmışsa durum vahim. Yani dizinin gidişatı çok iyi sinyaller vermiyor, gerçi Deli ve Duble oldukça sonuna kadar izlenir orası ayrı.

Şubat senaryo konusunda her zaman kusurları olan bir diziydi ama ufak tefek şeyleri görmezden gelebiliyordum. Son zamanlar da ise senaristler öncesini ve sonrasını boş verip kafalarına göre takılmaya başladılar sanki. Griler deyip yere göğe sığdıramadılar, sonrası malum. Şubat, Kenan'ı ve diğer çocukları Samim Akça'nın elinde unutup gitti. Ayrıca zaman atlamasını da pek beceremediler, anlamadık ne olduğunu.

Bunların yanı sıra Deli'yi iyi biri haline getirmeye çalışıyorlar ki tam bir saçmalık. Tamamsevilen bir karakter, sempatik ama adam katil yahu, pislik adam be... Duble'yi kötü, Deli'yi iyi yapmaktansa tam tersini yapmaya çalışsalar idi en azından daha akla yatkın olurdu.

Edit: Aklımda iken paylaşayım madem, Serkan Keskin - Kim Bilir (ikinci bölümde söylemişti sanırım)

[Bağlantı]

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger Anime Listesi  
07 Oca 2013 20:14
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): prenses serenity

Trapspringer
Mangaka
Mangaka



Yaş: 30
Kayıt: 21 Hzr 2011
Mesajlar: 1,296
Tanıtımlar: 1
Favori Anime & Manga: One Piece, Hajime no Ippo
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 1931

Durumu: Çevrimdışı

Trapspringer
Mangaka
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
15. bölümün ardından dizinin gidişatının pek iyi olmadığını yazmıştım ancak hemen bir sonraki bölümle birlikte hikayeyi toparladılar, gerçi öyle bir hâl aldı ki hikaye buna toparlanmak denmez, sanki hikaye yeni başlıyor gibi. Bu bölüm oldukça önemli gelişme oldu. Tayfa tarafında çok şey oldu, Deli tahtını geri aldı, Duble gitti. Gitti ve Gülüm'ü vurdu. Gülüm ölmüşse çok üzüleceğim yav, Duble ile Gülüm'ün hikayesi niye böyle oldu ki, mutlu son falan olmasını çok istemiştim. Umarım Gülüm ölmemiştir. Aslında sıkılan o kurşun ile ilgili aklıma daha farklı hikayeler de gelmiyor değil. Duble'nin de Gülüm ile aynı anda yere çökmesi... Belki de Duble o kurşunu kendisine sıkmıştır, kendi içerisindeki diğerine. Evet, biraz tuhaf bir düşünce ama Fight Club izlemiş olanlar ne dediğimi anlamıştır. Bilmiyorum ne olur o kurşunun sonu ama böyle bitmesin be!

Bu bölümün asıl gelişmesi ise hiç şüphesiz Samim Akça'nın hikayesi idi, "Kam Ağacı" ... Yalnız o son kısımlarda aklıma öyle bir mantık hatası donk etti ki finalde olan onca önemli, dumur edici olayı izlerken zevk alamadım. Samim Akça hikayesinin gerçek olduğunu ispatlamak için çıkarıp Adolf Hitler'in kam ağacından yapılma kalemini Arif'e verdi. Arif, sorgu kayıtlarının alındığını öğrenmesinin ardından çakmağı çıkarıp kalemi yakmaya çalıştı ama kalem tutuşmadı, o sırada da Samim Akça'yı deli gömleğine sarmış götürüyorlardı. Mesele ağacın ölümsüzlüğü, hatta o kadar dayanıklı olması ki yanmaması ise henüz 5 dakika önce anlatılan hikayede büyük bir çelişki var. Samim Akça, Urban'ın yaptığı topların günümüzde bulunamadığını söyledi. Çünkü; hikayeye göre toplar çelikten değil kam ağacından yapılmaydı ve kullanıldıktan sonra hepsi yakılmıştı. Ee hani yanmıyordu kam ağacı? Ben mi yanlış anladım acaba diye düşündüm çok, defalarca izledim anlatılan hikayeyi ama hep aynı şekilde anladım, salaklık yapıp atladığım bir nokta varsa lütfen beni uyarın. Eğer hata bende değilse böylesine mükemmel bir hikaye yazmışken böyle feci bir mantık hatası yapmış olmaları çok üzdü beni.

Samim Akça hikayesini anlattı, bu anlattığı hikaye de onun sonu oldu. İtaatkar olanı akıl hastanesine götürdüler. Gerçek Samim Akça ise kendi kafasına sıktı. Ama finalde sıkılan bu diğer kurşun da aklımda işin göründüğü gibi olmadığı yönünde bir izlenim bıraktı. Samim Akça savaşan bir adama benziyordu, intihar etmesi çok mantıklı gelmedi bana ve Serkan Keskin ne yaptıysa, ne bileyim yav... Adamın öyle bir hareketi, öyle bir bakışı vardı ki kurşunu sıkarken sanki başkası tarafından kontrol ediliyor gibiydi. Yani nedense böyle bir izlenim yarattı bende, bunun açıklamasını yapamayacağım ne yazık ki.

Serkan Keskin diziye fırtına gibi girdi, kısacık rolünü müthiş bir şekilde oynadı ve gitti, sağ olsun. Ama Özkan Uğur diziden ayrılmışsa eğer gerçekten çok üzüleceğim. Adam bu dizide hayatının performansını sergiledi bence. Sermet Yeşil, Nadir Sarıbacak ve Melisa Sözen ile dizinin en sağlam dörtlüsünü oluşturuyorlardı. Daha önceden pek çok yapımda izlemiştim Özkan Uğur'u, genel anlamda şarkıcılığının yanı sıra iyi de bir oyuncu kendisi ama Şubat ile kendisini aştı adam. Umarım anlattığı hikayedeki Novak isimli bilim adamı gibi o da akıl hastanesinden kurtulur. Sabah da gitti zaten, içimde Melisa Sözen'i bir daha o rolüyle izleyememenin üzüntüsü ve Türkü Turan'ı da Gülüm olarak izleyememe korkusu varken umarım bir de Özkan Uğur vurmaz.

Mantık hataları olsa da şahane bir kurgu, harika bir dizi izliyoruz. İleride Aziz Bey'in, Bahar'ın ve Deli'nin de olayların içine bir şekilde dahil olacağını düşünüyorum. Bence şu an için sorulması gereken soru ise şu: Griler ölümsüzlüğe mi ulaşmaya çalışıyorlar, yoksa zaten ölümsüzler mi? Hitler, Napolyon, Urban, Isaac Christin Novak...



Buyurunuz, kam ağacı hikayesi:

[Bağlantı]

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger Anime Listesi  
19 Oca 2013 23:11
Bu mesaja teşekkür edenler (1 kişi): prenses serenity

Paraclet
Mangaka
Mangaka



Yaş: 39
Kayıt: 28 Eyl 2008
Mesajlar: 561
Teşekkür: 888

Durumu: Çevrimdışı

Paraclet
Mangaka
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Duble... Çok şeysin sen, çok...

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et  
26 Oca 2013 2:41
Tantei
Mangaka
Mangaka



Yaş: 25
Kayıt: 27 Nis 2011
Mesajlar: 683
Tanıtımlar: 4
Cinsiyet: Erkek
Teşekkür: 219

Durumu: Çevrimdışı

Tantei
Mangaka
Şubat Konu: Yanıt: Şubat
Alıntıyla Cevap Gönder
Şubat bitti be olay olarak Türkiyede değişik bir olay işleniyordu ama erken finali haketmemişti

Sadece ben bu kadar başka bir şey yok.
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Anime Listesi  
01 Ağu 2013 22:14
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: 1, 2, Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 11 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız