Leş kargaları --8 Bölüm Final Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
seri katil çıktı bizim tötü
gene çok güzel bir bölüm olmuş ( bölüm kısa olduğu için yorum da kısa )
gene çok güzel bir bölüm olmuş ( bölüm kısa olduğu için yorum da kısa )
"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yawww Seras. Niye durduk yere işkillendiriyorsun adamı ya Şimdi katildi-değildi, öyleydi-hayıııırrr deeel,yaw öle diyorum işte-hayatta inanmam falan. Tartışmayamı giricez, yok be nerden çıktı deyiver. Yok olur mu illa günanı anlıcan çocuun yani. Ne katili, ne tötüsü bu kız da iyice uçtu yani
Yoksam öyle mi?
Ay illa meraklandırıcaksın insanı
Yoksam öyle mi?
Ay illa meraklandırıcaksın insanı
gerçekten çok özür dilerim özenemediğüm doğru helede şu aralar ama bilseniz ne sorunlarla boğuşuyorum. Günde 1 saat ayırıp hikayeleri yorumlaya bilsem mucize oluyor helede şimdi ayağımı hastahaneden dışarı atamıyorum çok üzgünüm gerçekten ama yapabileceğim bir şey de yok
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
sağol yukikocuğum şimdi nasip olursa yeni bölümü yarın koyucam hemde yüzeysel olmicak sözz lantiss Bu arada hastahaneden ayağımı alamıyorum çünkü töttülüğümün annesiin kanser olduğu ortaya çıktı O_o şuan berbat bir durumda ve bütün işleride benim başıma kaldı üzüntüsüde cabası
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
Saol usagiciğim
ee ama artık özensiz yada kısa olmuş deyinde ben sizi ....
tam 2 saattir yazıyorum.Ağlamaktan gözlerim şisti T_T
________7.bölüm
Bebeğim bir tanem sesizliğin suyunda huzuru kayan gözlerinde bulduğum kan damlam.
Yanlızlık şarabının öksüz kızı.
Zamanın ellerimden akan uzaklığı yolcu olduğum bu dünyanın tek nefeslik yolu.
Isız adanın yalnız adamına aç kapıyı.
Hatırladığım en çok beğendiğim sözün.Karanlık gecelerde kapıya yaslanmış sorduğum kim o sorusuna aldığım en ilginç cevaptı.. Tekrar tekrar sorardım bu güzel şiiri duymak için.
Böyle bir insan için düşündüklerime kendim bile şaşıyorum.Aptalım ben koca kafalı bir aptal.Böylesine duygulu hassas bir insanın yapamıyacağı şeyleri düşünüyorum.Şimdi yanımda olsaydın sarılsaydım boynuna.Af dileseydim düşündüklerim için.Sende hiç umursamadan saçlarımı okşayıp boş ver takma deseydin.Kafamı omzuna yaslayıp kucağında uyusaydım.Sabah kocaman bir fincanda sıcacık çayımızı içerek uyansaydık
Düşünürken gözlerimi bolunun o muhteşem dağlarına dikilmiştim.Abant gölünün kıyısındaki bu tatlı tahta evler.Tatil için mükemmel yerlerdi.Yetişkinlerden ayrı bir evde kalıyor onların sessizlik meraklısı tavırlarından uzak alabildiğine kuduruyorduk.
Bedenleri yorgun düşüp oracıkta uyuyanlar bile vardı.
Murat abim her zamanki gibi ortalıktan sıvışmış beni bu kalabalığın içinde tek başıma bırakmıştı.
Yokluğunu ben hariç kimse farketmemiş olmalıydı.Oysa ki bizi eğlenmemiz için bu muhteşem kar cennetine getiren melek saat 21 i vurmadan kaybolmuştu.Aranmak için kafamı sağa çevirdim.Yoktu fakat biricik ,değerli dizüstüsü koltuğun arkasından bana sırıtıyordu.
Yapmamam gerektiğini biliyordum.Bakmamamalı özele saygı duymalıydım.Ama benliğimin içinde beni kendimden alan o inanılmaz merak duygusu kısa sürede kafamı esir almayı başarmıştı.İradesizdim ve aşırı derecede meraklı.
Bilgisayarı açtığımda ilginç dosyalar bu dosyaların arasında mükemmel yazılar ve şiirler vardı.Yüreğini öylesine dökmüştü ki satırlarına.Neden bahsettiğini tam olarak anlamasam da yüreğim acımıştı.
Bir bekçi olmalısın zamanın ve adaletin önünde..
Kimse bana yalnızlığın aşağılık bir köpeği olacağımı söylememişti.
Seçim şansım olsa seçer miydim?.
İntikam uğruna hayatımı mahvettiğimi bilseydim.Son şeçimim olduğunu kimse söylememişti bana.
Hayatım boyunca damarlarıma işleyecek bir zehir olduğundan bahsetmediler.
Boynundan zincirle bağlanmış bir köpek olcağımı…Kimin için.
Bir seferlik bir intikam için hayatıma gözlerimi kapamış güneşi göremeyen aptal ve ama bir çocuk.
Zekisin sen tabi ki de Hayatını pisliğin içine atacak kadar zeki.
Koruyabilecek misin insanları kendinden.Sadece normal olsaydın ne olurdu.
Sokaklarda boş gezen bir ayyaş olsaydın
Sen şeçtiğin yolda yürüyen ahmak, zamanın azalırken terk etmeye alışmalısın.Bir gün bırakıp gideceğin o ıssız düzene…
Yalnızlığın gözyaşları bile kurtarmayacak seni.Ve bir kez daha lanetler yağdırılırken arkana bakmadan çekip gideceksin…
Her seferinde olduğu gibi sil baştan bir hayat kuracaksın.Yeniden sileceksin geçmişini dostlarını.
Sen seçtin bir köpek olmayı bir tas intikam için…
Hafif bir gıcırtıyla uyandım.Saat gecenin dördü karanlık ve ışıksız bir gece. Bu saatte eve girmek isteyen kişiyi ele vermişti ahşap cilasız tahtalar.
Sessiz adımların her biri gıcırtılı namelere dönüşüyor umutsuz kısık bir şarkı çalıyor kulaklarımda.
Kimin geleceğini tahmin ediyorum. Karşılamalı ve belkide satırlarında doldurduğum göz yaşlarımı omuzunda boşaltmalıyım.
Tahmin ettiğim kişi geldi. Ama tahmin ettiğim şekilde değil. Göğüs kafesinden aşşağıya süzülen kızıl damlalar yol bulamayınca kesik parmaklı eldivenlerinden aşşağı süzülüyordu.Vucudu sarsılmış gözleri nefretle dolmuştu.Tıpkı halamı dövdüğü zamadaki gibi acı bir kin vardı yüzünde.Parmağında dikenli bir tel parçası.Gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Acırcasına...
Kendine mi yoksa bana mı?.
Kısa sürdü bu bakışmalar.Ben ağzımı açana kadar bedenimi ellerinin içinde buldum.
Elliyle ağzımı kapatıp sessizce mırıldandı:
-Şişşşştttt sessiz ol.
Göğsünün sıcaklığını hissedebiliyordum.Tsortündeki kan damlaları şimdi pembe pijamamın rengini kırmızıya çeviriyordu.Amaçsızca çırpındım.Kanın sıcaklığını hiisettikçe kaçmak istedim.
Babam...Canım babam. Onun bedeninin geliyordu şimdi gözlerimin önüne. Bana son kez sarılışının sıcaklığı.Bedenime değen kan babam kadar sıcak olan tek şeydi.Bu sıcaklığı bir kez daha yaşamak istemiyorum.Pırtılaşmış damlaların ayaklarıma çarparken çıkardığı o tiskinç ses.Tanıyorum ben bu sesi. Ölümün nameleri bunlar.Daha önce duyduğum o tanıdık nakaratı dinliyor kulaklarım.Duymak istemiyorum.
Elini boynuma götürdüğünde bir acı hissettim boynumda tuaf küçük bir sızı.
Çırpınmalı kaçmalıydım.Bir ambulans çağırmalı aynı sonun yeniden yaşanmasını engellemeliydim. Hayır kapatma gözlerini sersem kapatma kapatma sakınnnn!!!
ee ama artık özensiz yada kısa olmuş deyinde ben sizi ....
tam 2 saattir yazıyorum.Ağlamaktan gözlerim şisti T_T
________7.bölüm
Bebeğim bir tanem sesizliğin suyunda huzuru kayan gözlerinde bulduğum kan damlam.
Yanlızlık şarabının öksüz kızı.
Zamanın ellerimden akan uzaklığı yolcu olduğum bu dünyanın tek nefeslik yolu.
Isız adanın yalnız adamına aç kapıyı.
Hatırladığım en çok beğendiğim sözün.Karanlık gecelerde kapıya yaslanmış sorduğum kim o sorusuna aldığım en ilginç cevaptı.. Tekrar tekrar sorardım bu güzel şiiri duymak için.
Böyle bir insan için düşündüklerime kendim bile şaşıyorum.Aptalım ben koca kafalı bir aptal.Böylesine duygulu hassas bir insanın yapamıyacağı şeyleri düşünüyorum.Şimdi yanımda olsaydın sarılsaydım boynuna.Af dileseydim düşündüklerim için.Sende hiç umursamadan saçlarımı okşayıp boş ver takma deseydin.Kafamı omzuna yaslayıp kucağında uyusaydım.Sabah kocaman bir fincanda sıcacık çayımızı içerek uyansaydık
Düşünürken gözlerimi bolunun o muhteşem dağlarına dikilmiştim.Abant gölünün kıyısındaki bu tatlı tahta evler.Tatil için mükemmel yerlerdi.Yetişkinlerden ayrı bir evde kalıyor onların sessizlik meraklısı tavırlarından uzak alabildiğine kuduruyorduk.
Bedenleri yorgun düşüp oracıkta uyuyanlar bile vardı.
Murat abim her zamanki gibi ortalıktan sıvışmış beni bu kalabalığın içinde tek başıma bırakmıştı.
Yokluğunu ben hariç kimse farketmemiş olmalıydı.Oysa ki bizi eğlenmemiz için bu muhteşem kar cennetine getiren melek saat 21 i vurmadan kaybolmuştu.Aranmak için kafamı sağa çevirdim.Yoktu fakat biricik ,değerli dizüstüsü koltuğun arkasından bana sırıtıyordu.
Yapmamam gerektiğini biliyordum.Bakmamamalı özele saygı duymalıydım.Ama benliğimin içinde beni kendimden alan o inanılmaz merak duygusu kısa sürede kafamı esir almayı başarmıştı.İradesizdim ve aşırı derecede meraklı.
Bilgisayarı açtığımda ilginç dosyalar bu dosyaların arasında mükemmel yazılar ve şiirler vardı.Yüreğini öylesine dökmüştü ki satırlarına.Neden bahsettiğini tam olarak anlamasam da yüreğim acımıştı.
Bir bekçi olmalısın zamanın ve adaletin önünde..
Kimse bana yalnızlığın aşağılık bir köpeği olacağımı söylememişti.
Seçim şansım olsa seçer miydim?.
İntikam uğruna hayatımı mahvettiğimi bilseydim.Son şeçimim olduğunu kimse söylememişti bana.
Hayatım boyunca damarlarıma işleyecek bir zehir olduğundan bahsetmediler.
Boynundan zincirle bağlanmış bir köpek olcağımı…Kimin için.
Bir seferlik bir intikam için hayatıma gözlerimi kapamış güneşi göremeyen aptal ve ama bir çocuk.
Zekisin sen tabi ki de Hayatını pisliğin içine atacak kadar zeki.
Koruyabilecek misin insanları kendinden.Sadece normal olsaydın ne olurdu.
Sokaklarda boş gezen bir ayyaş olsaydın
Sen şeçtiğin yolda yürüyen ahmak, zamanın azalırken terk etmeye alışmalısın.Bir gün bırakıp gideceğin o ıssız düzene…
Yalnızlığın gözyaşları bile kurtarmayacak seni.Ve bir kez daha lanetler yağdırılırken arkana bakmadan çekip gideceksin…
Her seferinde olduğu gibi sil baştan bir hayat kuracaksın.Yeniden sileceksin geçmişini dostlarını.
Sen seçtin bir köpek olmayı bir tas intikam için…
Hafif bir gıcırtıyla uyandım.Saat gecenin dördü karanlık ve ışıksız bir gece. Bu saatte eve girmek isteyen kişiyi ele vermişti ahşap cilasız tahtalar.
Sessiz adımların her biri gıcırtılı namelere dönüşüyor umutsuz kısık bir şarkı çalıyor kulaklarımda.
Kimin geleceğini tahmin ediyorum. Karşılamalı ve belkide satırlarında doldurduğum göz yaşlarımı omuzunda boşaltmalıyım.
Tahmin ettiğim kişi geldi. Ama tahmin ettiğim şekilde değil. Göğüs kafesinden aşşağıya süzülen kızıl damlalar yol bulamayınca kesik parmaklı eldivenlerinden aşşağı süzülüyordu.Vucudu sarsılmış gözleri nefretle dolmuştu.Tıpkı halamı dövdüğü zamadaki gibi acı bir kin vardı yüzünde.Parmağında dikenli bir tel parçası.Gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Acırcasına...
Kendine mi yoksa bana mı?.
Kısa sürdü bu bakışmalar.Ben ağzımı açana kadar bedenimi ellerinin içinde buldum.
Elliyle ağzımı kapatıp sessizce mırıldandı:
-Şişşşştttt sessiz ol.
Göğsünün sıcaklığını hissedebiliyordum.Tsortündeki kan damlaları şimdi pembe pijamamın rengini kırmızıya çeviriyordu.Amaçsızca çırpındım.Kanın sıcaklığını hiisettikçe kaçmak istedim.
Babam...Canım babam. Onun bedeninin geliyordu şimdi gözlerimin önüne. Bana son kez sarılışının sıcaklığı.Bedenime değen kan babam kadar sıcak olan tek şeydi.Bu sıcaklığı bir kez daha yaşamak istemiyorum.Pırtılaşmış damlaların ayaklarıma çarparken çıkardığı o tiskinç ses.Tanıyorum ben bu sesi. Ölümün nameleri bunlar.Daha önce duyduğum o tanıdık nakaratı dinliyor kulaklarım.Duymak istemiyorum.
Elini boynuma götürdüğünde bir acı hissettim boynumda tuaf küçük bir sızı.
Çırpınmalı kaçmalıydım.Bir ambulans çağırmalı aynı sonun yeniden yaşanmasını engellemeliydim. Hayır kapatma gözlerini sersem kapatma kapatma sakınnnn!!!
İnanılmaz gelebilir ama öm görme yeteneğim sıfır =_=
noluyö leyn dedim walla sonunda nası bişiy olmuş yahuu çok güsel de noluyoz yani, murat vampir mi olcak:) bir de arkadaşlarr özellikle seras eğlenmek için yazmalısın kendini bu kadar üzmenin anlamı war mı? seni üzen şeyleri bırakmanı tercih ederim aslında
güzel bölümdü tek mantık hatası pıhtılaşmış damla nasıl düşer? sorusu kafalarda oluşuyor, tekrar söylüyorum çok da güsel annatmışsın ama kendini mutlu edecek şeylerle uğraş bence.
güzel bölümdü tek mantık hatası pıhtılaşmış damla nasıl düşer? sorusu kafalarda oluşuyor, tekrar söylüyorum çok da güsel annatmışsın ama kendini mutlu edecek şeylerle uğraş bence.
5. sayfa (Toplam 6 sayfa) [ 60 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |