.-.-.Sweet Dreams.-.-. FİNAL! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 13, 14, 15, 16, 17, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Yirmi Üç…
Yine dayanamamıştı Yuki… Yine kalbine yenik düşmüştü… Yine kalbine hüküm geçirebiliyordu… Bir kez daha kalbi onu dinlemiyordu…
Shin ile Yuki daireye birlikte girdiler. Salona girince herkesin gözlerinin önünde olduğumu görünce
Yuki. Bir şey mi oldu?
Kiro elinde bir kasetle: Bunu vcdliğinde buldum.
Yuki: O ne?
Strify: Shin ile Yuki sevgili olmuşlar ve... Bize haber vermiyorlar.
Shin cılız bir ses tonuyla: Güvenli bir yerde saklayacağını düşünmüştüm.
Yuki: Kiro’yu düşünmedim…
Melodie hala 2 gün önceki oturduğu yerden kalkmamıştı. Gece ne uyumuş, ne de yemek yemişti. Oturduğu yerden kalkmasının sebebi kapının zil sesi oldu. Kapıyı açmak için kalktığında zorla ayakta duruyordu. Yorgundu… Onu bu son 2 hafta ne kadar çok yormuştu ki… Kapıyı açtığında kapıdaki kişiyi görmesiyle duvar yaslanması bir oldu. Camella sinsice gülümsüyordu. Siyah deri bir ceket giymişti. Kumral saçları ıslaktı. Altında kot pantolon vardı. Hiçbir şey demeden içeri geçti.
Girişteki valiz ve çantayı görünce sırıtarak: Oyunu terk mi ediyorsun?
Melodie: Henüz değil…
Camella: Bence bu gece sonunda oyunu terk etmiş olacaksın sevgili yeğenim.
Melodie hiçbir şey anlamadan Camella çantasının içersinden gümüş, çok ağır olan bir şamdan çıkardı ve Melodie’nin kafasına vurdu. Melodie’de o anda yere yığılıp kaldı. Gözleri kapanmıştı. Üstüne bir yorgunluk çökmüştü. Melodie gözlerini açtığında kendini Berlin’in ara sokaklarından birinde buldu. Yerde yatan kanlar içersindeki Camella’yı görünce gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Camella’nın gözleri açıktı. Korkutucu bir şey görmüş gibi bakıyordu. Başı Melodie’nin tarafına dönüktü. Camella’nın dibinde bedenini sokağın karanlık tarafına atan küçük bir çocuk dışında kimse nefes almıyordu... Birde sokağın başında dehşet bir şey görmüş olan Yu vardı. Melodie başına Yu’ya çevirdi. ‘Burada Neler Oldu?’ dercesine bakıyordu. Ama Yu’nun bakışları... Artık boşluğa bakıyordu... Sadece boşluğa... Melodie Camella’ya eğildi. Elini Camella’nın kalbinin üstüne koydu. Kalp atışları durmak üzereydi... O kadar çok yavaş atıyordu ki... Melodie yapamazdı... Ona acı çektirse bile Camella’yı bu halde bırakamazdı. Acilin telefon numarasını çevirdi. Sadece ne olduğunu ve adresi söyleyip telefonu kapattı. Melodie karanlıkta oturmuş olan çocuğun kim olduğunu gayet iyi biliyordu.
Melodie: Johann?
Johann karanlıktan çıkmıştı. Saçları dağılmış, üstü başı yırtılmıştı. Ayağa kalktı. Melodie’ye yaklaştı. Elini Melodie’nin omzuna koydu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.
Johann(İngilizce): Lütfen beni affet... Lütfen Melodie beni affet... Seni öldürecekti! Hayattaki tek sevdiğim kişiyi öldürecekti! Buna izin veremezdim! Melodie...
Johann bağırırken bile hıçkırıyordu. Melodie dayanamadı. Johann’ı o halde görmeye dayanamadı. Johann’a sarıldı.
Melodie: Gelmişsin... Geri dönmüşsün...
Johann: Döndüm...
Melodie gülümsedi: Canım... Ağlama... Camella sen öldürmeye çalışsanda yaşayacak... Bunu biliyorum.
...
...
Johann uyanmadan önce hastaneye gitti. Camella’nın odasına girdi. Yu Camella’nın yanı başına oturmuştu. Yu Melodie’nin odaya girdiğini görünce ayağa kalktı.
Yu: Burada ne işin var? Her şey senin yüzünden oldu! Senin! Johann seni korumak için Camella’yı öldürmeye çalıştı! Eğer Camella ölseydi Melodie... Eğer o ölseydi... Emin ol sen ve Johann’da ölürdünüz emin ol! Şimdi burayı terk et! Buraya gelmemeliydin bile! Çık! Çık odadan çık!
Melodie’ Yu’nun gözlerinin içindeki nefreti görebiliyordu. Hiçbir şey demedi hiçbir şey... Sustu... Camella yatağında zevkle gülümsüyordu. Oyunu o kazanmıştı... Yu’yu dinledi ve odanda sessizce çıkıp gitti... Yu’nun bu davranışlarından sonra ne yapacağını çok iyi biliyordu...
Yine dayanamamıştı Yuki… Yine kalbine yenik düşmüştü… Yine kalbine hüküm geçirebiliyordu… Bir kez daha kalbi onu dinlemiyordu…
Shin ile Yuki daireye birlikte girdiler. Salona girince herkesin gözlerinin önünde olduğumu görünce
Yuki. Bir şey mi oldu?
Kiro elinde bir kasetle: Bunu vcdliğinde buldum.
Yuki: O ne?
Strify: Shin ile Yuki sevgili olmuşlar ve... Bize haber vermiyorlar.
Shin cılız bir ses tonuyla: Güvenli bir yerde saklayacağını düşünmüştüm.
Yuki: Kiro’yu düşünmedim…
Melodie hala 2 gün önceki oturduğu yerden kalkmamıştı. Gece ne uyumuş, ne de yemek yemişti. Oturduğu yerden kalkmasının sebebi kapının zil sesi oldu. Kapıyı açmak için kalktığında zorla ayakta duruyordu. Yorgundu… Onu bu son 2 hafta ne kadar çok yormuştu ki… Kapıyı açtığında kapıdaki kişiyi görmesiyle duvar yaslanması bir oldu. Camella sinsice gülümsüyordu. Siyah deri bir ceket giymişti. Kumral saçları ıslaktı. Altında kot pantolon vardı. Hiçbir şey demeden içeri geçti.
Girişteki valiz ve çantayı görünce sırıtarak: Oyunu terk mi ediyorsun?
Melodie: Henüz değil…
Camella: Bence bu gece sonunda oyunu terk etmiş olacaksın sevgili yeğenim.
Melodie hiçbir şey anlamadan Camella çantasının içersinden gümüş, çok ağır olan bir şamdan çıkardı ve Melodie’nin kafasına vurdu. Melodie’de o anda yere yığılıp kaldı. Gözleri kapanmıştı. Üstüne bir yorgunluk çökmüştü. Melodie gözlerini açtığında kendini Berlin’in ara sokaklarından birinde buldu. Yerde yatan kanlar içersindeki Camella’yı görünce gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Camella’nın gözleri açıktı. Korkutucu bir şey görmüş gibi bakıyordu. Başı Melodie’nin tarafına dönüktü. Camella’nın dibinde bedenini sokağın karanlık tarafına atan küçük bir çocuk dışında kimse nefes almıyordu... Birde sokağın başında dehşet bir şey görmüş olan Yu vardı. Melodie başına Yu’ya çevirdi. ‘Burada Neler Oldu?’ dercesine bakıyordu. Ama Yu’nun bakışları... Artık boşluğa bakıyordu... Sadece boşluğa... Melodie Camella’ya eğildi. Elini Camella’nın kalbinin üstüne koydu. Kalp atışları durmak üzereydi... O kadar çok yavaş atıyordu ki... Melodie yapamazdı... Ona acı çektirse bile Camella’yı bu halde bırakamazdı. Acilin telefon numarasını çevirdi. Sadece ne olduğunu ve adresi söyleyip telefonu kapattı. Melodie karanlıkta oturmuş olan çocuğun kim olduğunu gayet iyi biliyordu.
Melodie: Johann?
Johann karanlıktan çıkmıştı. Saçları dağılmış, üstü başı yırtılmıştı. Ayağa kalktı. Melodie’ye yaklaştı. Elini Melodie’nin omzuna koydu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.
Johann(İngilizce): Lütfen beni affet... Lütfen Melodie beni affet... Seni öldürecekti! Hayattaki tek sevdiğim kişiyi öldürecekti! Buna izin veremezdim! Melodie...
Johann bağırırken bile hıçkırıyordu. Melodie dayanamadı. Johann’ı o halde görmeye dayanamadı. Johann’a sarıldı.
Melodie: Gelmişsin... Geri dönmüşsün...
Johann: Döndüm...
Melodie gülümsedi: Canım... Ağlama... Camella sen öldürmeye çalışsanda yaşayacak... Bunu biliyorum.
...
...
Johann uyanmadan önce hastaneye gitti. Camella’nın odasına girdi. Yu Camella’nın yanı başına oturmuştu. Yu Melodie’nin odaya girdiğini görünce ayağa kalktı.
Yu: Burada ne işin var? Her şey senin yüzünden oldu! Senin! Johann seni korumak için Camella’yı öldürmeye çalıştı! Eğer Camella ölseydi Melodie... Eğer o ölseydi... Emin ol sen ve Johann’da ölürdünüz emin ol! Şimdi burayı terk et! Buraya gelmemeliydin bile! Çık! Çık odadan çık!
Melodie’ Yu’nun gözlerinin içindeki nefreti görebiliyordu. Hiçbir şey demedi hiçbir şey... Sustu... Camella yatağında zevkle gülümsüyordu. Oyunu o kazanmıştı... Yu’yu dinledi ve odanda sessizce çıkıp gitti... Yu’nun bu davranışlarından sonra ne yapacağını çok iyi biliyordu...
Yirmi Dört...
Melodie eve geldi. Masanın başına geçti. Eline kırmızı tükenmez bir kalem ve iki tane boş kağıt aldı. Yazmaya başladı...
2 Saat Sonra...
Melodie defteri bitirince defteri kapattı. Evin anahtarını aldı. Defteri ve anahtarını çantasına koyduktan sonra eline valizi alıp çıktı. Karlens’ın Berlin’deki evine doğru ilerlemeye başladı. Karlens Paris’e gitmişti. Paris’ten de yarından sonraki gün dönecekti. Karlens’ın evine girip valizi girişe koydu. Defteri salondaki masanın üzerine koydu. Melodie defterin üstünde bir not yazmıştı.
“...Cinema Bizarre Ve Sana...”
Valizini evde bırakıp Janin’in evine gitti. Johann’ı oraya bırakmıştı. En son kata çıktı. Kapı zilini çaldı.
Janin: İyiki geldin gel Johann seni soruyor...
Direk Johann’ın odasına geçtim. Yatağının köşesine oturmuştu. Elinde bir çerçeve vardı.
!Buradan sonra anlatım biçimi değişik!
Sessizce yaklaştım. Beni fark etmemişti. Uzaktan baktım. Çerçevede benim fotoğrafım vardı. Johann’ın saçlarını okşadım. Johann hemen başını kaldırdı.
Johann: Melodie! Beni bıraktığın sanmıştım dedi ve yatağının üstüne çıkıp bana sarıldı. Bende ona sarılmayı o kadar çok isterdim ki... Ama sarılmadım. Sarılsaydım onu bu gece uçakla yollayamazdım. Kalmasını söylerdim. Johann ben ona sarılmayınca geri çekildi.
Melodie: Johann... Benim sözüm kesmeden dinle... Seni birazdan uçakla Paris’e yollamak zorundayım. Gitmemem için direnme. İtirazda etme. Beni seviyorsan buradan gidersin ailenin yanına.
Johann: Benim ailem sensin-
Melodie: Benimle yaşayamazsın.
I can try to pretend, I can try to forget
But it's driving me mad, going out of my head
Mother looking at me
Tell me what do you see?
Yes, I've lost my mind
Johann: Beni görmeye geleceksin.
Melodie: Hayır Johann’ım hayır... Bu sondu... Daha fazla mahvetmek istemiyorum.
Johann: Melodie-
Melodie: Beni üzme. Unut. Unut. Beyninin içinden çıkar
Johann: Hayır.
Melodie: Senden tek istediğim unut. Beni ve seni. Geçirdiğimiz tüm anıları. Unut. Beni aklından çıkar...
Johann: Peki ya sen? Sen... Unutacak mısın beni?
Melodie: Hayır... Tabiî ki de Hayır... Sen benim canımsın. Canımın yarısı senin yarısı da...
Melodie eve geldi. Masanın başına geçti. Eline kırmızı tükenmez bir kalem ve iki tane boş kağıt aldı. Yazmaya başladı...
2 Saat Sonra...
Melodie defteri bitirince defteri kapattı. Evin anahtarını aldı. Defteri ve anahtarını çantasına koyduktan sonra eline valizi alıp çıktı. Karlens’ın Berlin’deki evine doğru ilerlemeye başladı. Karlens Paris’e gitmişti. Paris’ten de yarından sonraki gün dönecekti. Karlens’ın evine girip valizi girişe koydu. Defteri salondaki masanın üzerine koydu. Melodie defterin üstünde bir not yazmıştı.
“...Cinema Bizarre Ve Sana...”
Valizini evde bırakıp Janin’in evine gitti. Johann’ı oraya bırakmıştı. En son kata çıktı. Kapı zilini çaldı.
Janin: İyiki geldin gel Johann seni soruyor...
Direk Johann’ın odasına geçtim. Yatağının köşesine oturmuştu. Elinde bir çerçeve vardı.
!Buradan sonra anlatım biçimi değişik!
Sessizce yaklaştım. Beni fark etmemişti. Uzaktan baktım. Çerçevede benim fotoğrafım vardı. Johann’ın saçlarını okşadım. Johann hemen başını kaldırdı.
Johann: Melodie! Beni bıraktığın sanmıştım dedi ve yatağının üstüne çıkıp bana sarıldı. Bende ona sarılmayı o kadar çok isterdim ki... Ama sarılmadım. Sarılsaydım onu bu gece uçakla yollayamazdım. Kalmasını söylerdim. Johann ben ona sarılmayınca geri çekildi.
Melodie: Johann... Benim sözüm kesmeden dinle... Seni birazdan uçakla Paris’e yollamak zorundayım. Gitmemem için direnme. İtirazda etme. Beni seviyorsan buradan gidersin ailenin yanına.
Johann: Benim ailem sensin-
Melodie: Benimle yaşayamazsın.
I can try to pretend, I can try to forget
But it's driving me mad, going out of my head
Mother looking at me
Tell me what do you see?
Yes, I've lost my mind
Johann: Beni görmeye geleceksin.
Melodie: Hayır Johann’ım hayır... Bu sondu... Daha fazla mahvetmek istemiyorum.
Johann: Melodie-
Melodie: Beni üzme. Unut. Unut. Beyninin içinden çıkar
Johann: Hayır.
Melodie: Senden tek istediğim unut. Beni ve seni. Geçirdiğimiz tüm anıları. Unut. Beni aklından çıkar...
Johann: Peki ya sen? Sen... Unutacak mısın beni?
Melodie: Hayır... Tabiî ki de Hayır... Sen benim canımsın. Canımın yarısı senin yarısı da...
Şimdi, şöyle oluyor. Sezon finali geliyor diyince ben de çoktan geldi de sen bıraktı sanmıştım. Hiç uğramamıştım. Sonra başlıkta yeni bölüm eklendiğini görünce koşaaa koşaaa buraya geldim
Şimdi kaçırdıklarımı okuyacağım !!!
Şimdi kaçırdıklarımı okuyacağım !!!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
İçimden Johann'a sarılmak geliyor. Ne suçu vardı kiiiii! Sadece koruyacaktı en sevdiği insanı. Yu'ya da ne diyim artık... Öfkesinden neler olup bittiğinin farkında bile değil.
Yaaa Johann gitmesin Kalsııııııınnnn!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Yaaa Johann gitmesin Kalsııııııınnnn!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥
Kimse artık okamadığı için hemen getireceğim. Söylediğim gibi sezon devamını getirmeyebilrim.
Evet yaaa 2.aşkım gittti! Böhüü!!! O benim her şeyimdi! Keşke yaşını küçük yapmasaydım neyse canım ben sadece sezon finalinin yakında geleceğini söylemiştim o zaman bundan sonra en son söylerim
Evet yaaa 2.aşkım gittti! Böhüü!!! O benim her şeyimdi! Keşke yaşını küçük yapmasaydım neyse canım ben sadece sezon finalinin yakında geleceğini söylemiştim o zaman bundan sonra en son söylerim
14. sayfa (Toplam 17 sayfa) [ 164 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |