.-.-.Sweet Dreams.-.-. FİNAL! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 6, 7, 8 ... 15, 16, 17, Sonraki |
Yazar
Mesaj



Oniki...
Oniki...
Sustu…
Sustu…
Sustu…
Ama nereye kadar içindekileri saklayabilecekti ki?
Melodie: Onu çok seviyorum! Senin planlarını da tahmin ediyorum! Sen şimdi Yu’yu sevdiğim için beni de ondan uzaklaştıracaksın. İncinmemi istemediğin için! Johann uzaklaştırmayı başarabildin. Fakat beni buradan asla uzaklaştıramazsın Karlens. Asla bunu unutma…
Dairede…
Yuki salonda tek başına televizyon izliyordu. Evde ondan başka kimse yoktu. Diğerlerinin işi vardı. Yuki’de bir yere gidemeyecek kadar yorgundu bu yüzden evde kalmayı yeğlemişti. Koltuğa uzanmış gözleri yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Derin bir uykuya dalmak üzereydi
*DİN DAN DONG*
“Lanet Olsun! Tamda uyumak üzereyken… Kimse zamanlaması HARİKA!”
Yuki sinirle koltuktan kalkıp kapıyı açtı. Kapıda kimse yoktu. Kapıyı tam kapatmak üzereyken yerde bir kaset vardı. Yuki kaseti eline aldı.
“Yuki’ye”
Yuki kaseti aldı. Kapıyı kapattı. Kaseti tam karşısına koydu. Düşünmeye başladı.
What I thought wasn’t mine
In the light
Was one of a kind,
A precious pearl
Her ne kadar kaseti dinlemek istemese de kendine karşı koyamadı. Eline alıp teyibin içine koydu.
When I wanted to cry
I couldn’t cause I
Wasn’t allowed
“Her Şey İçin Çok Özür Dilerim… “
Gomenasai
For everything
Gomenasai
I know I let you down Gomenasai stil the end
I never needed a friend like I do now
Yuki Shin’in sesini duyunca kapatmak istedi. Fakat ne diyeceğini neler söyleyeceğini merak ediyordu.
“…Ama kalbime karşı koyamadım. Seni çok şaşırttım. Bunun farkındayım…”
What I thought wasn’t all
So innocent
Was a delicate doll
Of porcelain
“…Seni gördüğüm andan beri seni sevdim. Sen bunun farkında olmasan bile…”
When I wanted to call you
And ask you for help
I stopped myself
Seni sevdim. Sana bir şey fark ettirmemek için o karda çok uğraştım ki…”
Gomenasai
For everything
Gomenasai
I know I let you down
“…Seni incitmemek için… Her şeyi için en uygum zamanı bekledim…”
Gomenasai still the end
I never needed a friend like I do now
“…Fakat şimdi…”
Kim ne derse desin ben bu sahnelerde şarkı sözü koyacağım.

On Üç…
“…Fakat şimdi seni yanılttım. Benim hakkında ki düşüncelerin değişti…”
What I thought was a dream
An mirage
Was as real as it seemed
A privilege
When I wanted to tell you
I made a mistake
I walked away
"...Sana zarar vermeyi hiçbir zaman istemedim. Ama Yuki seninde …”
Everyday, everyday
I just dream away dream away
to another world
everyday I can see
People all around look at me
I know what they thinking
He's such a lonely rider
He's such an outsider
cause in my heart
“… Bana karşı bir şey hissettiğini bilmesem. İnan kalbimde ki bu aşkı unutmaya çalışırdım…”
I don't believe in anything
anything if your not with me
I don't believe in anything
anything cause you're not with me
I don't believe in anything
anything if your not with me
I don't believe in anything
anything cause you're not with me
"...Benden ne kadar nefret edersen et. Ben seni asla unutmayacağım…”
Everyday everyday I know what they say
what they say
You'll be soon forgotten
no way no way they can cure me cure me
I'm a mess inside now
There's nothing left to fight for
Nothing to make it right for
You're in my heart
“… Çünkü… Sana Aşığım…”
This is the sound of my remedy
Cause I am what I am
You are what you are
This is my heart in a melody
cause you are what you are
I am what I am
“… Shin…”
Yuki’nin bedeni donmuştu. Ne yapacağını hiç bilmiyordu. Shin’e en başından beri arkadaş gözüyle mi bakıyordu yoksa… Shin’e karşı başka bir şey hissediyor muydu?
Shin…
Shin…
Shin...
Evet, onu daha önce bir kızla gördüğünde çok kıskanıyordu Arada sırada da korkuyordu. Evet, Shin’i kaybetmekten çok korkuyordu. Onu başkasıyla görmek hiçbir zaman istememişti… Ama neden?
“…Fakat şimdi seni yanılttım. Benim hakkında ki düşüncelerin değişti…”
What I thought was a dream
An mirage
Was as real as it seemed
A privilege
When I wanted to tell you
I made a mistake
I walked away
"...Sana zarar vermeyi hiçbir zaman istemedim. Ama Yuki seninde …”
Everyday, everyday
I just dream away dream away
to another world
everyday I can see
People all around look at me
I know what they thinking
He's such a lonely rider
He's such an outsider
cause in my heart
“… Bana karşı bir şey hissettiğini bilmesem. İnan kalbimde ki bu aşkı unutmaya çalışırdım…”
I don't believe in anything
anything if your not with me
I don't believe in anything
anything cause you're not with me
I don't believe in anything
anything if your not with me
I don't believe in anything
anything cause you're not with me
"...Benden ne kadar nefret edersen et. Ben seni asla unutmayacağım…”
Everyday everyday I know what they say
what they say
You'll be soon forgotten
no way no way they can cure me cure me
I'm a mess inside now
There's nothing left to fight for
Nothing to make it right for
You're in my heart
“… Çünkü… Sana Aşığım…”
This is the sound of my remedy
Cause I am what I am
You are what you are
This is my heart in a melody
cause you are what you are
I am what I am
“… Shin…”
Yuki’nin bedeni donmuştu. Ne yapacağını hiç bilmiyordu. Shin’e en başından beri arkadaş gözüyle mi bakıyordu yoksa… Shin’e karşı başka bir şey hissediyor muydu?
Shin…
Shin…
Shin...
Evet, onu daha önce bir kızla gördüğünde çok kıskanıyordu Arada sırada da korkuyordu. Evet, Shin’i kaybetmekten çok korkuyordu. Onu başkasıyla görmek hiçbir zaman istememişti… Ama neden?

On dört…
Yuki belki kabullenemiyordu ama o da Shin’i seviyordu. Shin hakkında ne derse desin ne kadar nefret ederse etsin kalbine söz geçiremezdi ki? Aslında Shin ile tanıştığı an sevmişti onu. Ama onun kendisini asla sevemeyeceğini düşünüp ona olan sevgisini unutmaya çalışmıştı. Ama nafile… Onu hala daha seviyordu… Bunu Shin kendisini öptüğünde anlamıştı. Peki ya o? O gerçekten kendisini seviyor muydu? Ona güvenebilir miydi? İşte bu konuda tedirgindi… Belki bu yüzden ön yargılı davranıyordu…
Janin’in Evinde…
Janin: Kiro? Halkayı izlememiz şart mı?
Kiro: Korkuyor musun?
Janin evet anlamında başını salladı.
Kiro: Hadi ama alt tarafı bir film. Gerçek değil…
Dairede…
Yuki pencerenin kenarına geldi. Perdeyi aralayıp dışarı baktı. Karşı binanın balkonunda yaşlı çamaşırları asan bir kadın vardı. Sokakta ise el ele tutuşmuş bir çift ve… Shin! Köşede durmuş Yuki’ye bakıyordu. Yuki en yapmalıyım diye düşünmeye başladı. Ama bu sefer kalbinin sesini dinleyecekti. Kalbinin… Üstüne bir ceket alıp hızla alt kata indi. Karşısında kendisine bakan Shin’i görünce ilk gülümsedi daha sonrada ona koşarak sarıldı. Sokaktan geçen gençler Yuki ile Shin’e hayretle bakıyorlardı.
Yuki Shin’in kulağına fısıldadı: Bende… Bende seni seviyorum…
O anda Yuki bir soğukluk hissetti. Shin’den ayrıldı. Başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Kar yağıyordu…
Shin Yuki’yi ince bir ceket giydiğini görünce Yuki’nin elinden tuttu.
Shin: Gel benimle. Seni bir yere götüreceğim.
Yuki: Ama Shin nereye?
Shin: Hadi gel gidince görürsün.
Shin Yuki’nin elinden tutarak onu bir kafenin önüne götürdü. Kafenin içi gözükmüyordu. Kafenin dışı siyah içeriyi göstermeyen bir cam vardı.
Yuki: Shin burası bir kafe.
Shin: Eleştirini içeri girince yaparsın
Yuki içeri girince şaşırdı. Kafe dışarıdan gözüktüğü gibi küçük bir kafe değildi. Yaklaşık 50 metrekare vardı. Kafeye sandalye yerine siyah, kırmızı, beyaz puf koltuk koymuşlardı. Masa yerine beyaz renkte sehpalar koymuşlardı. Yerler kahverengi ahşaptandı. Duvarlar ise kırmızı renkteydi. Duvarlarda Alman grupların resimlerini çerçevelettirip onarlı koymuşlardı. Shin Yuki’yle köşedeki şöminenin önünde olan çift kişilik koltuğa oturdular. Birden Yuki müziğe kulağını verdi.
Angel in disguise - you save my soul
But you make my heart go blind
My devils rage inside - just can't let go
Cause it feels so right
You make my heart go blind
Yuki müziği duyunca Shin’e baktı. O da kendisine bakıyordu. Bu şarkıyı ikisi de çok seviyorlardı.
Shin Yuki’nin duyabileceği bir ses tonuyla: İkimizin şarkısı çalıyor.
Yuki gülümseyerek: İkimizin…
Yuki belki kabullenemiyordu ama o da Shin’i seviyordu. Shin hakkında ne derse desin ne kadar nefret ederse etsin kalbine söz geçiremezdi ki? Aslında Shin ile tanıştığı an sevmişti onu. Ama onun kendisini asla sevemeyeceğini düşünüp ona olan sevgisini unutmaya çalışmıştı. Ama nafile… Onu hala daha seviyordu… Bunu Shin kendisini öptüğünde anlamıştı. Peki ya o? O gerçekten kendisini seviyor muydu? Ona güvenebilir miydi? İşte bu konuda tedirgindi… Belki bu yüzden ön yargılı davranıyordu…
Janin’in Evinde…
Janin: Kiro? Halkayı izlememiz şart mı?
Kiro: Korkuyor musun?
Janin evet anlamında başını salladı.
Kiro: Hadi ama alt tarafı bir film. Gerçek değil…
Dairede…
Yuki pencerenin kenarına geldi. Perdeyi aralayıp dışarı baktı. Karşı binanın balkonunda yaşlı çamaşırları asan bir kadın vardı. Sokakta ise el ele tutuşmuş bir çift ve… Shin! Köşede durmuş Yuki’ye bakıyordu. Yuki en yapmalıyım diye düşünmeye başladı. Ama bu sefer kalbinin sesini dinleyecekti. Kalbinin… Üstüne bir ceket alıp hızla alt kata indi. Karşısında kendisine bakan Shin’i görünce ilk gülümsedi daha sonrada ona koşarak sarıldı. Sokaktan geçen gençler Yuki ile Shin’e hayretle bakıyorlardı.
Yuki Shin’in kulağına fısıldadı: Bende… Bende seni seviyorum…
O anda Yuki bir soğukluk hissetti. Shin’den ayrıldı. Başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Kar yağıyordu…
Shin Yuki’yi ince bir ceket giydiğini görünce Yuki’nin elinden tuttu.
Shin: Gel benimle. Seni bir yere götüreceğim.
Yuki: Ama Shin nereye?
Shin: Hadi gel gidince görürsün.
Shin Yuki’nin elinden tutarak onu bir kafenin önüne götürdü. Kafenin içi gözükmüyordu. Kafenin dışı siyah içeriyi göstermeyen bir cam vardı.
Yuki: Shin burası bir kafe.
Shin: Eleştirini içeri girince yaparsın
Yuki içeri girince şaşırdı. Kafe dışarıdan gözüktüğü gibi küçük bir kafe değildi. Yaklaşık 50 metrekare vardı. Kafeye sandalye yerine siyah, kırmızı, beyaz puf koltuk koymuşlardı. Masa yerine beyaz renkte sehpalar koymuşlardı. Yerler kahverengi ahşaptandı. Duvarlar ise kırmızı renkteydi. Duvarlarda Alman grupların resimlerini çerçevelettirip onarlı koymuşlardı. Shin Yuki’yle köşedeki şöminenin önünde olan çift kişilik koltuğa oturdular. Birden Yuki müziğe kulağını verdi.
Angel in disguise - you save my soul
But you make my heart go blind
My devils rage inside - just can't let go
Cause it feels so right
You make my heart go blind
Yuki müziği duyunca Shin’e baktı. O da kendisine bakıyordu. Bu şarkıyı ikisi de çok seviyorlardı.
Shin Yuki’nin duyabileceği bir ses tonuyla: İkimizin şarkısı çalıyor.
Yuki gülümseyerek: İkimizin…

waooowww ay ne güzeller maşallah allah nazardan saklasın

Click here to feed me a fruit!
Get your own at Dinomon!

inti-chaan saol saol hihi

21 Ağu 2008 18:12


Sizce Yuki iLe Shin'in Sevgili Olduklarını Diğerleri Söylesinler mi?
- Bir süre sır olarak sakladıktan sonra herşeyi diğerlerine anlatsınlar
- Diğerleri tesadüfen öğrensin
- Hayır finale kadar kimse bir şey bilmesin
Evet canlarım isteyen istediğini seçsin.
- Bir süre sır olarak sakladıktan sonra herşeyi diğerlerine anlatsınlar
- Diğerleri tesadüfen öğrensin
- Hayır finale kadar kimse bir şey bilmesin
Evet canlarım isteyen istediğini seçsin.

7. sayfa (Toplam 17 sayfa) [ 164 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |