“Eto tvoya Zemlya. Eto tvoya Strana
Eto tvoya Lyubov'. Eto tvoya Dusha
Eto tvoya Luna. Eto tvoya Zvezda.
Eto tvoya Noch'! Eto tvoya - "Vsegda!".
Eto moya Igra. Tuchi po pravilam.
Nebo na popolam. Solntse tebe otdam
Ya budu! [ya budu]
Zaschischat'sya ochkami [zaschischat'sya ochkami]...”

''Bu senin dünyan! Bu senin diyarın!
Bu senin AŞKIN! Bu senin ruhun!
Bu senin Ay'ın, bu senin yıldızın!
Bu senin GECEN! Bu senin- ''daima!''
Bu benim oyunum, (Orasını çeviremedim Sanırım telafuzda bi sorun var )
Gökyüzü ikiye ayrılmış değil veririm sana güneşimi!
Tüm güzel şanslarla ... ( ochkami nasıl okunuyor anlamadım ki. Ruslaar özgü şu özel harf mı var orda )

Neyse çok romantik olmadı ama çevirdim. Tam uymuş harika. Özelliklr duygusal ortamda şarkı sözü eklemen mükemmel olmuş!
Seni içten tebrik ederim güzelim. Soluksuzca okudum. Her bölümü aşırı merakla ve devamnı n'olur getir. Çok hoşuma gitti. Çok!!!

Arigatto
Şarkı rusçaydı bundan dolayı çok özür dilerim. Fakat grupta rus olduğu için bu şarkılarının sadece rusçadı var. Normalde ingilizce versiyonu oluyordu ama bu aşrkıda yok neyse çeviremediğin yerler var diye ben bir daha koyayım.

Eto tvoya Zemlya. Eto tvoya Strana. - Bu senin toprağın. Bu senin ülken
Eto tvoya Lyubov'. Eto tvoya Dusha. – Bu senin aşkın. Bu senin ruhun
Eto tvoya Luna. Eto tvoya Zvezda. – Bu senin ayın. Bu senin yıldızın.
Eto tvoya Noch'! Eto tvoya - "Vsegda!". – Bu senin gecen. Bu senin “daima”
Eto moya Igra. Tuchi po pravilam. – Bu benim oyunum. Bulutlar hiç değişmez
Nebo na popolam. Solntse tebe otdam. – Gökyüzü hemen hemen açık. Güneşi sana vereceğim.
Ya budu! [ya budu] – Yapacağım! Yapacağım!
Zaschischat'sya ochkami [zaschischat'sya ochkami]... – Kendimi gözlüklerimle savunacağım

ayh bi de rusça mı böğü bi de neden hep Melodie ismini kullanıyorsun

hani devamı

Fransızları sveiyorum aynı zamanda ismim Ezgi fransızcası Melodie oluyor.
Üzgünüm beklettim. Anket için bir süre beklemekteyiz.

On beş…
Melodie tek kişilik koltuğa oturmuştu. Elinde bir bardak süt vardı. Siyah saçlarını yatmak üzere olduğu için serbest bırakmıştı. Koyu lacivert gözleri karanlıkta yok oluyordu. Üstünde siyah bir gecelik vardı. Evde tek başınaydı… Neden bugüne kadar bir ev arkadaşı bulmamıştı ki? Sebebini kendiside biliyordu fakat burada böyle tek başına yaşamaya hiç alışmamıştı. Eskiden ev arkadaşları olurdu… Fakat şimdi kimse yoktu.
*DİN DAN DONG*
Melodie kapıya bakmak için ellindeki sütü sehpaya koyup, koltuktan kalktı. Ağır adımlarla kapıyı açmaya gitti. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki? Karlens’la daha biraz önce konuşmuşlardı.
Yuki: Selam!
Kapıda Luminor hariç tüm Cinema Bizarre vardı. Sanırım bardan gelmişlerdi… Melodie geçin anlamında geri çekildi. İlk Yuki evin içine girdi.
Strify girerken: Üzgünüz habersiz geldik.
Melodie: Önemli değil.
Strify’nin ardından Yu içeri girerken: İşin mi vardı?
Yu Melodie’yi baştan aşağı inceledikten sonra “Özür dileriz” der gibi bakıyordu. Melodie ise biraz neşeliydi. Zaten bu saatte uyumayı hiç sevmezdi. Saat daha gecenin 2’si yeni olmuştu. En sonunda Melodie’de içeri girdi. Yuki yer yastıklarından birine oturmuş Yu ile konuşuyordu. Yu’da Yuki’nin oturduğu yer yastığının yanındaki koltuğa oturmuştu. Strify ile Kiro çift kişilik koltuklara oturmuştu. Shin’de Yuki gibi bir yer yastığına oturmuştu. Aralarında fazla mesafe yoktu. Melodie’de biraz önce oturduğu koltuğa oturmuştu.
Kiro: 4–5 gündür sesin çıkmadı ya seni merak ettik.
Melodie: Hastanedeydim.
Strify: Ne oldu?
Kiro: Niçin hastanedeydin?
Yuki: Başına bir şey mi geldi?
Melodie: Tamam durun bir sadece ‘bı-çak-lan-dım’ o kadar büyütülecek bir şey yok.
Yuki: E Ne Diyebilir ki sana Melodie? Bıçaklandın ve büyütülecek bir şey yok diyorsun.
Melodie: Gerçekten büyütülecek bir şey yok
Melodie hızla yağa kalktı.
Melodie: Ah!
Ama o sırada böbreği aniden hareket ettiği için ağrıdı.
Yuki: İyiymişsin hıh.
Melodie koltuğuna oturup: Sanki ilk kez bı-
Yuki: Evet devam et.
Melodie: Unuttum yok bir şey.
...
15.Bölümün devamı gelecek merak etmeyin...
Devamı...
...
Camella ile Yu kafede oturuyorlardı. Kafenin duvarları beyaz renkteydi, yerler beyaz mermerdendi. Masalar ve sandalyeler ahşaptandı. Duvarlarda çizilmiş tuvaller vardı.
Yu geldiğinden beri ağzını açmamıştı. Başı pencereye dönüktü. Dışarı bakıyormuş gibi gözüküyordu ama aslında dışarı bakmıyordu.
Camella: Moralin bozuk Hannes. Bir şey mi oldu?
Yu: Melodie geçen gün bıçaklanmış… Kimin bıçaklayabileceğini düşünüyorum da…
Dedi ve başını Camella’ya çevirip ona bakmaya başladı. Yu Camella’ya ‘bunu sen mi yaptın’ dercesine bakıyordu.
Camella: Yu iyi misin? Niçin onu bıçaklayım ki? Bana güvenmiyor musun?
Yu: Sana güvenip güvenmemekle bir alakası yok bunun. Eğer Melodie ortaya çıkarsa… Senden daha çok ilgi görecek… Çünkü biliyorsun…
Yu bir an durdu. Diyeceklerini çok iyi biliyordu. Ne olursa olsun sözünün devamını getirecekti.
Yu gülerek: Melodie’yi çok kıskanıyorsun. Bunun için böyle bir şey yaptın değil mi?
Camella: Melodie söyledi değil mi?
Yu gülümsemeye devam ederek: Geçen gün anlattıklarını düşününce küçük çocuk bile senin yaptığını anlar.
Yu Camella’ya eğilerek: Eğer Melodie’nin başına bir şey gelirse seni hiç çekinmeden polise verilim. Hapishanede sürünürsün. Düşünsene manken Camella hapishanede!

unutttum yok birşe ^^ yalancı şee hiçde belli olmuo yalan sölediği dewamını bekliorum ya ksa mı tutuosun hikayeleri banamı öle gelio yaa tadı damağımda kalıo!

Devamını şimdi 15.bölüm olarak ekledim.

Aferin ikiz senden de böyle cevap beklenirdi xD
Eee, kimin ikizi xD
Ezgi 16. bölümü istiyorum beeen