Devil May Cry & Kamikaze Kaitou Jeanne Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 ... 11, 12, 13, Sonraki |
Yazar
Mesaj
saol:D yorumun için teşekkür ederim
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
26 Tem 2008 10:23
ben trishi çokk beğendimm bana ne bana ne thris benümm haha ya nese yine saptımm gelelüm hikayene adrenalin yaratmak isterken biraz eline yüzüne bulaştırmış olabilirsin. Bu sefer yer betimlemeside yapmamışsın... Oysa ben senün yer betimlemelerini pek beğenirdim. Gelelim ii yönlere yinede bu sefer kahramanları konuşturmuşsun genelde kendi içsel dünyalarında konuşurlardı nese gsl olmuşş dewamını bekliyorum
Sewimlİ_HırsıZ'a bu güzel imzadan dolayı çok teşekkür eder ve minnetimi gönderirim
Spoiler:
eet aksiyon konusunda haklı olabilirsin ama inan bana burdan sonra adrelanin dozu her daim yüksek olacak. (birde hikayenin devamında chiaki - dante sataşmasına dikkat XD ((spoiler vermiyim))
yer betimlemeleri konusunda yorumunu dikkate alacağım. olaylara ve konuşmalara dikkat vermeye çalışırken mekanlar gümledi..
yer betimlemeleri konusunda yorumunu dikkate alacağım. olaylara ve konuşmalara dikkat vermeye çalışırken mekanlar gümledi..
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
dayanamadım ve hikayenin devamını yazdım umarım beğenirsiniz..
Sonsuz bir karanlığın içinde düşüyordu...Karanlık sanki onu yuttukça yutuyordu...Düşüyordu , çaresizce...
..
Karanlığın içinde uzun bir düşüşün ardından zemini kum olan bir yere çakılmışlardı.Maron ise düşer düşmez hemen ayağa kalktı ve mor gözleriyle etrafı kolaçan etti.Hafif bir fırtına altın saçlarını dağıtırken , gördüğü bu manzara karşısında nutku tutulmuştu...Etraf kıyamet gününden farksız gibiydi.Gökyüzü kıpkırmızı bulutlarla çevrilmiş ,sanki hayat enerjisini emip umutsuzluğu yayıyorlardı.Yerde ise uzuvları kopmuş , çürümüş yaratık ve insan cesetleri vardı.Biraz daha uzaklarda ise yıkılmış binalar , çöktü çökecek gibi gözüken şatolar tüm ürkütücüğüyle duruyorlardı.Nasıl bir yerdi burası?...Niçin buradaydılar?....Ve bir kule vardı ki , içlerinden en büyüğü ve en korkutucusuydu. Kulenin en tepesinde kırmızı ışıklarla oluşmuş bir kurukafa tüm heybetiyle yükseliyordu.Sanki onları yoketmek için hazır gibiydi.Onu görünce birden içinin soğuduğunu ve bir mutluluk kırıntısının bile kalmadığını hissetti.Yüzyıllarca acı çekecekmiş gibi geliyordu ona...Ve birden farketti ki ayaklarının altındaki upuzun taş köprü o kuleye ulaşıyordu ve bu ince köprünün altı sonsuz bir uçurumdu...Başka bir çıkış yolu yoktu...
''Maron...'' diye bir ses duydu ve yavaşça arkasına döndü...Karşısında Chiaki vardı...''Olamaz...O burada olmamalıydı..'' diye düşündü Maron.Tedirgin bir surat ifadesiyle Chiaki'ye bakarken ona sorar ''Senin burada ne işin var?'' Onun burada olmaması lazımdı.Nerden çıktı o? Sırf onun hayatını korumak için bu sırrı o kadar gizli tutmuştu ki..
''Sizi gizlice dinliyordum ve bir baktım buradayım boynum neredeyse kırılmış bir şekilde! Bir açıklama yapma vaktin gelmedi mi?'' der Chiaki soğukça.Ona göre Maron artık bu saçmalığa son verip herşeyi anlatmalıydı.Gerçekten onun dürüstlüğünden şüphe edecek noktaya gelmişti...
Maron ise derin bir nefes alarak artık anlatması gerektiğini düşünür...
********
Chiaki'nin bu duyduklarından sonra içerlemiş gibiydi.Maron'un ondan birşeyler saklaması gücüne gitmişti.Maron , onun hayatını düşünerek söylemedi ama gene de gücenmeden edemiyordu...Bir yandan Chiaki'nin aklına takılmıştı onun anlattığı şu iblisler...
''Peki bu lanet olası yaratıklar da neyin nesi?'' dedi tiksinmeyle.
Dante ise alaylıca Chiaki'ye döner ve ''Cehennemden yani senin dibini boylayacağın yerden gelen iblisler.Başka sorun var mı?'' dedi dalga geçercesine.
Chiaki birden Dante'nin yakasına yapıştı ve ''Sen ne dediğini zannediyorsun?'' dedi bağırarak.Maron hemen onların arasına fırlayıp kollarıyla onların birbirlerini yememesi için bütün gücüyle onları itti ve sesini duyurmaya çalışırcasına:
''SAKİN OLUN!! Şu an kavga etmek için doğru zaman değil.Şu kahrolası yerden kurtulmak için birlikte çalışmak zorundayız.Her ne olursa olsun ŞURDA KAVGA GÖRMEK İSTEMİYORUM!!'' der Maron son sözünü Dante'ye vurgulayarak.''Anlaşılan çok zor olacak...'' diye düşündü kızgınlıkla.Şu an kavganın hiç sırası değildi gerçekten...Maron'un tek derdi buradan sağ salim kurtulmaktı...Lafın arasına birden Lady girdi..
''İsterseniz kavga etmeyi bırakında önünüze bakın..'' der anlaşılmaz bir sakinlikle.Maron döndü ve karşısındakileri görünce oldukça panikledi.''Kahretsin...'' dedi umutsuzca.Çünkü önlerinde küçük bir iblis ordusu , onların hemen burnunun ucundaydı...
''Eh..Eğlence vakti geldi anlaşılan , Lady! Hadi biraz eğlenelim..'' dedi Dante hınzır bir gülümsemeyle ve hemen sırtındaki gümüş Rebellion kılıcını çıkarıp iblisleri kesmeye koyulur.Trish mavi elektrik toplarını fırlatıp etraf aydınlanırken Lady ise kurşunlarıyla onları delik deşik etmeye başlamıştı.Chiaki'de boş durmaz ve hemen iğnelerini çıkarıp iblisleri haklarken Maron ise Rosary'i eline alıp ipleriyle onları yok etmeye koyuldu...
**********
Öyle bir çatışmaydı ki ; kurşunlar yağmurla yarışacak derecede yağarken diğer taraftan kılıç şakırtılarından başka hiçbir ses duyulmuyordu.Kanlar su gibi akarken , herkes can hıraş bu yaratıkları haklamaya çalışıyordu ama yaratıklar çoğaldıkça çoğalıyor , içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.''Niye ölmüyor şunlar!!?'' diye bağırdı Maron kızgınlıkla.Böyle bir durumdayken , tam başka bir yaratığa nişan alıp Rosary'i fırlatacakken büyük bir patlama olur ve tüm yaratıklar sanki ağır çekimdeymiş gibi havaya fırlarlar ve köprünün altındaki sonsuz uçurumun içinde çığlık çığlığa kaybolurlar.Dumanlar dağıldığında Lady'nin artistik bir biçimde bazukasını tuttuğunu gördü ve ''Çok şükür yaratıklar gitti..'' dedi Maron bıkmışçasına...Bir yandan üstü başı yaratıkların kanıyla kirlenmişti ve gerçekten tüm benliğiyle kendinden tiksindi.Kanlar sanki kendine birşey yapacakmış gibi iğrene iğrene üstünü silmeye çalıştı...
''Lady!...Şu bazukana hayranım. Zor durumda kıçımızı her türlü beladan kurtarıyor.'' dedi Dante alay edercesine.Ve yavaşça kanlı kılıcını sırtına taktı.
''Sağol ama malesef sınırlı sayıda füze olduğu için kıçınızı her belada kurtaramayabilirim...'' dedi Lady aynı alaycılıkla.Bu espri karşısında Maron kendini gülmemek için zor tuttu.Chiaki'nin ise suratında bir tebessüm belirmişti.
''Bu kadar şamata yeterse isterseniz yola devam edelim ha?'' dedi Trish gülmesini saklamaya çalışırcasına...
Sonsuz bir karanlığın içinde düşüyordu...Karanlık sanki onu yuttukça yutuyordu...Düşüyordu , çaresizce...
..
Karanlığın içinde uzun bir düşüşün ardından zemini kum olan bir yere çakılmışlardı.Maron ise düşer düşmez hemen ayağa kalktı ve mor gözleriyle etrafı kolaçan etti.Hafif bir fırtına altın saçlarını dağıtırken , gördüğü bu manzara karşısında nutku tutulmuştu...Etraf kıyamet gününden farksız gibiydi.Gökyüzü kıpkırmızı bulutlarla çevrilmiş ,sanki hayat enerjisini emip umutsuzluğu yayıyorlardı.Yerde ise uzuvları kopmuş , çürümüş yaratık ve insan cesetleri vardı.Biraz daha uzaklarda ise yıkılmış binalar , çöktü çökecek gibi gözüken şatolar tüm ürkütücüğüyle duruyorlardı.Nasıl bir yerdi burası?...Niçin buradaydılar?....Ve bir kule vardı ki , içlerinden en büyüğü ve en korkutucusuydu. Kulenin en tepesinde kırmızı ışıklarla oluşmuş bir kurukafa tüm heybetiyle yükseliyordu.Sanki onları yoketmek için hazır gibiydi.Onu görünce birden içinin soğuduğunu ve bir mutluluk kırıntısının bile kalmadığını hissetti.Yüzyıllarca acı çekecekmiş gibi geliyordu ona...Ve birden farketti ki ayaklarının altındaki upuzun taş köprü o kuleye ulaşıyordu ve bu ince köprünün altı sonsuz bir uçurumdu...Başka bir çıkış yolu yoktu...
''Maron...'' diye bir ses duydu ve yavaşça arkasına döndü...Karşısında Chiaki vardı...''Olamaz...O burada olmamalıydı..'' diye düşündü Maron.Tedirgin bir surat ifadesiyle Chiaki'ye bakarken ona sorar ''Senin burada ne işin var?'' Onun burada olmaması lazımdı.Nerden çıktı o? Sırf onun hayatını korumak için bu sırrı o kadar gizli tutmuştu ki..
''Sizi gizlice dinliyordum ve bir baktım buradayım boynum neredeyse kırılmış bir şekilde! Bir açıklama yapma vaktin gelmedi mi?'' der Chiaki soğukça.Ona göre Maron artık bu saçmalığa son verip herşeyi anlatmalıydı.Gerçekten onun dürüstlüğünden şüphe edecek noktaya gelmişti...
Maron ise derin bir nefes alarak artık anlatması gerektiğini düşünür...
********
Chiaki'nin bu duyduklarından sonra içerlemiş gibiydi.Maron'un ondan birşeyler saklaması gücüne gitmişti.Maron , onun hayatını düşünerek söylemedi ama gene de gücenmeden edemiyordu...Bir yandan Chiaki'nin aklına takılmıştı onun anlattığı şu iblisler...
''Peki bu lanet olası yaratıklar da neyin nesi?'' dedi tiksinmeyle.
Dante ise alaylıca Chiaki'ye döner ve ''Cehennemden yani senin dibini boylayacağın yerden gelen iblisler.Başka sorun var mı?'' dedi dalga geçercesine.
Chiaki birden Dante'nin yakasına yapıştı ve ''Sen ne dediğini zannediyorsun?'' dedi bağırarak.Maron hemen onların arasına fırlayıp kollarıyla onların birbirlerini yememesi için bütün gücüyle onları itti ve sesini duyurmaya çalışırcasına:
''SAKİN OLUN!! Şu an kavga etmek için doğru zaman değil.Şu kahrolası yerden kurtulmak için birlikte çalışmak zorundayız.Her ne olursa olsun ŞURDA KAVGA GÖRMEK İSTEMİYORUM!!'' der Maron son sözünü Dante'ye vurgulayarak.''Anlaşılan çok zor olacak...'' diye düşündü kızgınlıkla.Şu an kavganın hiç sırası değildi gerçekten...Maron'un tek derdi buradan sağ salim kurtulmaktı...Lafın arasına birden Lady girdi..
''İsterseniz kavga etmeyi bırakında önünüze bakın..'' der anlaşılmaz bir sakinlikle.Maron döndü ve karşısındakileri görünce oldukça panikledi.''Kahretsin...'' dedi umutsuzca.Çünkü önlerinde küçük bir iblis ordusu , onların hemen burnunun ucundaydı...
''Eh..Eğlence vakti geldi anlaşılan , Lady! Hadi biraz eğlenelim..'' dedi Dante hınzır bir gülümsemeyle ve hemen sırtındaki gümüş Rebellion kılıcını çıkarıp iblisleri kesmeye koyulur.Trish mavi elektrik toplarını fırlatıp etraf aydınlanırken Lady ise kurşunlarıyla onları delik deşik etmeye başlamıştı.Chiaki'de boş durmaz ve hemen iğnelerini çıkarıp iblisleri haklarken Maron ise Rosary'i eline alıp ipleriyle onları yok etmeye koyuldu...
**********
Öyle bir çatışmaydı ki ; kurşunlar yağmurla yarışacak derecede yağarken diğer taraftan kılıç şakırtılarından başka hiçbir ses duyulmuyordu.Kanlar su gibi akarken , herkes can hıraş bu yaratıkları haklamaya çalışıyordu ama yaratıklar çoğaldıkça çoğalıyor , içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.''Niye ölmüyor şunlar!!?'' diye bağırdı Maron kızgınlıkla.Böyle bir durumdayken , tam başka bir yaratığa nişan alıp Rosary'i fırlatacakken büyük bir patlama olur ve tüm yaratıklar sanki ağır çekimdeymiş gibi havaya fırlarlar ve köprünün altındaki sonsuz uçurumun içinde çığlık çığlığa kaybolurlar.Dumanlar dağıldığında Lady'nin artistik bir biçimde bazukasını tuttuğunu gördü ve ''Çok şükür yaratıklar gitti..'' dedi Maron bıkmışçasına...Bir yandan üstü başı yaratıkların kanıyla kirlenmişti ve gerçekten tüm benliğiyle kendinden tiksindi.Kanlar sanki kendine birşey yapacakmış gibi iğrene iğrene üstünü silmeye çalıştı...
''Lady!...Şu bazukana hayranım. Zor durumda kıçımızı her türlü beladan kurtarıyor.'' dedi Dante alay edercesine.Ve yavaşça kanlı kılıcını sırtına taktı.
''Sağol ama malesef sınırlı sayıda füze olduğu için kıçınızı her belada kurtaramayabilirim...'' dedi Lady aynı alaycılıkla.Bu espri karşısında Maron kendini gülmemek için zor tuttu.Chiaki'nin ise suratında bir tebessüm belirmişti.
''Bu kadar şamata yeterse isterseniz yola devam edelim ha?'' dedi Trish gülmesini saklamaya çalışırcasına...
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
çok teşekkürler..(bu bölümü yazana kadar canım çıktı hiçbir bölümle bu kadar uğraşmamıştım..)
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
ee dante yi tanıtırken en yakışıklı çıktığı resmi koymak lazımdır dimi gerçi her resimde yakışıklıdır o (o benim dünyaaam XD)
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
4. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 128 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |