Devil May Cry & Kamikaze Kaitou Jeanne Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 6, 7, 8 ... 11, 12, 13, Sonraki |
Yazar
Mesaj
ama bizim hikayede birilerinin konuşması lazım çünkü bu hikaye izlenicek bişi deil yani
tabiki eliştirilere açığız
hatalarımızı farkediyoruz sonuçta
hikayede konuşma olmayınca sıkıcı oluyo gibi 





Shana~ Arigatou!! :3
Spoiler:
my_dream_jeanne@hotmail.com


hımm belirli nedenlerden dolayı msn de konuşamıyoruz ama büyük bi ihtimalle (bölüm hazır) eylülüm düzenlemesini yapıyo yani yakında gelir 


Shana~ Arigatou!! :3
Spoiler:
my_dream_jeanne@hotmail.com

15 Ağu 2008 0:49

dadlummm resimleri yarına bitiririm bu gece uyku yoq zaten sonrada ben yokum 


Shana~ Arigatou!! :3
Spoiler:
my_dream_jeanne@hotmail.com

Kusura bakmayın bazı nedenlerden ötürü bir türlü hikayeyi yazamadım.Devamıı...
''Peki o zaman yola devam edelim Trish ama seni temin ederim bu şamataya ihtiyacın olacak.'' dedi Dante eğlenceli bir edayla.
''Evet Dante tamam pes ediyorum.'' dedi Trish gülerek.
Herkes bu kasvetli ortamda gülmek için neden bulmuşken Maron kendini biraz tuhaf hissediyordu.Ayakları altında sanki birşey titriyordu gibi.Herkes yoluna devam ederken bu küçük sarsıntının ne olduğunu anlamak için duraksadı.Sanki yer altından ''Bodoomm'' gibi sesler geliyodu.''Yo olamaz'' diye düşündü.Yavaş yavaş tedirgin olurken aniden onlara doğru koşmaya başladı.
''DİKKAT EDİN!'' diye bağırdı Maron ve bağırır bağırmaz uçurumdan büyük bir kükreme duyuldu. Herkes olduğu yerde mıhlanmış bu kükremenin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu .Köprünün titremesi aniden durdu ve saniyeler sonra büyük bir hızla karanlık uçurumdan birşey fırladı.Herkes bu büyük sarsılmayla yere yığılırken Maron o boncuk gibi mor gözleriyle uçurumdan çıkan o şeyin ne olduğunu gördü.Gri ve yeşil karışımı balık pullu derisi , donuk beyaz gözleri ve başında püskülleriyle koskocaman bir deniz yılanı kırmızı gökyüzüne doğru heybetlice yükseliyordu.Dante bu büyük deniz yılanını görür görmez kılıcını eline aldı ve çapık bir gülümsemeyle ''Bu koca danayı kesmek isteyen var mı? Ben varım.'' dedi ve büyük bir atlayışla yılanın kafasına doğru yöneldi. Trish'in elleri mavi elektriklerle aydınlanırken ''Eh biraz elektrik bu sersem yılanı dizginler'' dedi. Lady ise artistik bir biçimde taramalı tüfeğinin ve Desert Eagle silahının şarjörlerini aynı anda doldurdup ''Hadi biraz kurşun balesi yapalım'' dedi havadar bir edayla.Ve yılanı delik deşik etmeye koyuldu.Chiaki ellerinde iğneleri yılana saplarken Maron da onun arkasından yılana tam saldıracakken kalbinin üstünde birşey hisseder.Üstüne baktı ve Rosary'nin deliler gibi yanıp söndüğünü farketti....
Acep nolcak
biraz kısa oldu lakin fazla geçmeden devamını yazacağım






''Peki o zaman yola devam edelim Trish ama seni temin ederim bu şamataya ihtiyacın olacak.'' dedi Dante eğlenceli bir edayla.
''Evet Dante tamam pes ediyorum.'' dedi Trish gülerek.
Herkes bu kasvetli ortamda gülmek için neden bulmuşken Maron kendini biraz tuhaf hissediyordu.Ayakları altında sanki birşey titriyordu gibi.Herkes yoluna devam ederken bu küçük sarsıntının ne olduğunu anlamak için duraksadı.Sanki yer altından ''Bodoomm'' gibi sesler geliyodu.''Yo olamaz'' diye düşündü.Yavaş yavaş tedirgin olurken aniden onlara doğru koşmaya başladı.
''DİKKAT EDİN!'' diye bağırdı Maron ve bağırır bağırmaz uçurumdan büyük bir kükreme duyuldu. Herkes olduğu yerde mıhlanmış bu kükremenin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu .Köprünün titremesi aniden durdu ve saniyeler sonra büyük bir hızla karanlık uçurumdan birşey fırladı.Herkes bu büyük sarsılmayla yere yığılırken Maron o boncuk gibi mor gözleriyle uçurumdan çıkan o şeyin ne olduğunu gördü.Gri ve yeşil karışımı balık pullu derisi , donuk beyaz gözleri ve başında püskülleriyle koskocaman bir deniz yılanı kırmızı gökyüzüne doğru heybetlice yükseliyordu.Dante bu büyük deniz yılanını görür görmez kılıcını eline aldı ve çapık bir gülümsemeyle ''Bu koca danayı kesmek isteyen var mı? Ben varım.'' dedi ve büyük bir atlayışla yılanın kafasına doğru yöneldi. Trish'in elleri mavi elektriklerle aydınlanırken ''Eh biraz elektrik bu sersem yılanı dizginler'' dedi. Lady ise artistik bir biçimde taramalı tüfeğinin ve Desert Eagle silahının şarjörlerini aynı anda doldurdup ''Hadi biraz kurşun balesi yapalım'' dedi havadar bir edayla.Ve yılanı delik deşik etmeye koyuldu.Chiaki ellerinde iğneleri yılana saplarken Maron da onun arkasından yılana tam saldıracakken kalbinin üstünde birşey hisseder.Üstüne baktı ve Rosary'nin deliler gibi yanıp söndüğünü farketti....
Acep nolcak

biraz kısa oldu lakin fazla geçmeden devamını yazacağım

--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:

18 Ağu 2008 15:52

21 Ağu 2008 22:10


hepinize çok teşekkür ederiz
ve devamı
Rosary çılgınlar gibi yanıp söndükçe Maron'un içindeki tedirginlik dahada artıyordu.Neler oluyordu? Neden Rosary böyle olmuştu?Ve birden bakanı kör eden , güçlü bir ışık patlaması olur.Artık Maron elinde Rosary'den daha ağır birşey hissediyordu. Işık sönünce karşılaştığı manzara onu baya şaşırtmıştı.Elinde bembeyaz , ışık dalgaları yayan bir kılıç vardı artık.Hayatında hiç kılıca dokunmamıştı ama şimdi kendini yıllardır kullanıyormuş gibi hissediyordu.Sanki tüm dünyanın gücü içince toplanmıştı.Yanında tüm heybetiyle kükreyen yılana , sonra kılıcına baktı ve suratında hınzır bir tebessüm belirdi.Bu kılıç o yılanın sonu olacaktı.
Yılan aniden Maron'u yutmak için ona hamle yaparken , o ise başarılı bir zamanlamayla yılanın kafasına atladı.Kılıcı yukarı kaldırdı ve ''İşte sonun geldi'' dedi Maron bağırarak.Bütün kuvvetiyle kılıcı yılanın alnına sapladı ve gene büyük bir ışık hüzmesi etrafı kapladı.Yılan çığlıklar atarak karanlık uçurumda kaybolurken Maron kılıcı yeriden çıkarıp köprüye uçarcasına atladı...
Güçlü hissediyordu kendini, hem de hiç olmadığı kadar.Elindeki kılıca bakarken içi inanılmaz bir özgüvenle dolmuştu.Tüm kötülüğü yenebilirdi sanki.
Aniden omzunda bir el hissetti..O el Chiaki'ye aitti.Chiaki şaşırmışlığını bir gülümsemeyle kapatırcasına ''Gerçekten çok iyi işti Maron.Ama senin bir kılıcın olduğunu bilmiyordum?'' dedi.
''Bende şu ana kadar bilmiyordum Chiaki.Hayatımda hiç kılıç kullanmamıştım.'' dedi Maron garipseyerek.
''Eh şu an kullandın ve çok iyiydin.'' dedi Dante kollarını birleştirip Maron'a dalgacı bir gülümsemeyle bakarak.Maron nedense artık Dante'ye karşı bilinmezlik değil güven hissediyordu.Onun güvenilir olduğuna inanmıştı artık...
''Teşekkürler...Dante.'' dedi Maron utanarak.Chiaki kötücül gözlerle Dante'ye bakıyordu , sanki bu bakışlarla onu yerin dibine sokabilecekti.Maron ve Dante arasındaki bu diyalog bayağı canını sıkmışa benziyordu...
..
Uzun ve yorucu bir yürüyüşten sonra köprünün kırılmış olan yerine gelmişlerdi.Köpünün diğer ucu bayağı uzaktaydı...
''Ucu bayağı uzak gözüküyor.Ama benim bir çözümüm var'' dedi Lady gülümseyerek.Ve sırtındaki koskocaman bazukayı eline aldı ve ''Hadi Kalina Ann!!'' diyerek tüm gücüyle karşıya fırlattı.TAK gibi bir ses çıkararak karşıdaki kayalığa saplandı ve saplanır saplanmaz Lady arksından bazukaya doğru kedi gibi atladı.Bazukaya başarılı bir tutunuşlar yukarı çıkan Lady , ''Hadi gelin ama dikkat edin fazla bazukaya tutunmamaya çalışın yoksa uçurumun dibini boylayabilirsiniz'' dedi donuklukla.
Dante eliyle mütevazı bi şekilde bazukayı göstererek ''Önce bayanlar..'' dedi dalgacı bir surat ifadesiyle.Maron şu Dante'nin esprileri olmasa gerçekten iyi bir insan olacağını düşündü...Trish aniden arkadan çıkageldi ve ellerini gürültülü bir şekilde çıtırdattı.''Peki öyle olsun Dante! Önce bayanlar..'' dedi ve arkasından havada takla atarak karşıya atladı.Tam iki eliyle tutacakken sol eli bazukadan kaydı .Herkes dehşet içindeyken Lady hızlıca Trish'i tutar ve oflaya puflaya kendine doğru çeker.
''Trish..Mutlaka kilo vermeisin! Seni çekene kadar öldüm şurada!!'' dedi Lady bir yandan nefes nefeseyken diğer yandan gülerek.Trish , sadece bir bakış atmasıyla ona cevap vermişti.
Chiaki aniden Maron'un elini tuttu ve cesaret veren ses tonuyla ''Hadi yapalım şu işi.'' dedi.Maron , karşısındaki karanlık uçurumdan bayağı tdirgin olmuştu ama Chiaki'nin elini tutmasıyla içine cesaret gelmişti...''Peki o zaman.'' dedi Maron gülümseyerek ve Chiaki'nin elini dahada sıkı tutarak ''Hazır mısın? Bir , iki , ÜÇ!!'' diye bağırdı ve ikiside birlikte karşıya atladılar.O kadar hızlı atlamışlardı ki bazukaya tutunmalarına gerek kalmadan direk kendilerini karşıda buldular.Ama Maron'un kalbi havada geçen o saniyeler içinde bayağı zorlanmıştı.Kalbi yerinden çıkacaktı sanki..
Dante kan kırmızı paltosunu havalandırıp ''Geliyorum!'' dedi alaylıca.Ve bayağı güçlü bir atlayışla bazukaya tutundu.Tam kayalığa tutunup kendini çekecekken kendine destek aldığı bazukanın süngüsü kırılır ve Dante uçurumun dibine doğru hızlıca düşer...
acep nolacak!!?? devamı çok yakında

ve devamı
Rosary çılgınlar gibi yanıp söndükçe Maron'un içindeki tedirginlik dahada artıyordu.Neler oluyordu? Neden Rosary böyle olmuştu?Ve birden bakanı kör eden , güçlü bir ışık patlaması olur.Artık Maron elinde Rosary'den daha ağır birşey hissediyordu. Işık sönünce karşılaştığı manzara onu baya şaşırtmıştı.Elinde bembeyaz , ışık dalgaları yayan bir kılıç vardı artık.Hayatında hiç kılıca dokunmamıştı ama şimdi kendini yıllardır kullanıyormuş gibi hissediyordu.Sanki tüm dünyanın gücü içince toplanmıştı.Yanında tüm heybetiyle kükreyen yılana , sonra kılıcına baktı ve suratında hınzır bir tebessüm belirdi.Bu kılıç o yılanın sonu olacaktı.
Yılan aniden Maron'u yutmak için ona hamle yaparken , o ise başarılı bir zamanlamayla yılanın kafasına atladı.Kılıcı yukarı kaldırdı ve ''İşte sonun geldi'' dedi Maron bağırarak.Bütün kuvvetiyle kılıcı yılanın alnına sapladı ve gene büyük bir ışık hüzmesi etrafı kapladı.Yılan çığlıklar atarak karanlık uçurumda kaybolurken Maron kılıcı yeriden çıkarıp köprüye uçarcasına atladı...
Güçlü hissediyordu kendini, hem de hiç olmadığı kadar.Elindeki kılıca bakarken içi inanılmaz bir özgüvenle dolmuştu.Tüm kötülüğü yenebilirdi sanki.
Aniden omzunda bir el hissetti..O el Chiaki'ye aitti.Chiaki şaşırmışlığını bir gülümsemeyle kapatırcasına ''Gerçekten çok iyi işti Maron.Ama senin bir kılıcın olduğunu bilmiyordum?'' dedi.
''Bende şu ana kadar bilmiyordum Chiaki.Hayatımda hiç kılıç kullanmamıştım.'' dedi Maron garipseyerek.
''Eh şu an kullandın ve çok iyiydin.'' dedi Dante kollarını birleştirip Maron'a dalgacı bir gülümsemeyle bakarak.Maron nedense artık Dante'ye karşı bilinmezlik değil güven hissediyordu.Onun güvenilir olduğuna inanmıştı artık...
''Teşekkürler...Dante.'' dedi Maron utanarak.Chiaki kötücül gözlerle Dante'ye bakıyordu , sanki bu bakışlarla onu yerin dibine sokabilecekti.Maron ve Dante arasındaki bu diyalog bayağı canını sıkmışa benziyordu...
..
Uzun ve yorucu bir yürüyüşten sonra köprünün kırılmış olan yerine gelmişlerdi.Köpünün diğer ucu bayağı uzaktaydı...
''Ucu bayağı uzak gözüküyor.Ama benim bir çözümüm var'' dedi Lady gülümseyerek.Ve sırtındaki koskocaman bazukayı eline aldı ve ''Hadi Kalina Ann!!'' diyerek tüm gücüyle karşıya fırlattı.TAK gibi bir ses çıkararak karşıdaki kayalığa saplandı ve saplanır saplanmaz Lady arksından bazukaya doğru kedi gibi atladı.Bazukaya başarılı bir tutunuşlar yukarı çıkan Lady , ''Hadi gelin ama dikkat edin fazla bazukaya tutunmamaya çalışın yoksa uçurumun dibini boylayabilirsiniz'' dedi donuklukla.
Dante eliyle mütevazı bi şekilde bazukayı göstererek ''Önce bayanlar..'' dedi dalgacı bir surat ifadesiyle.Maron şu Dante'nin esprileri olmasa gerçekten iyi bir insan olacağını düşündü...Trish aniden arkadan çıkageldi ve ellerini gürültülü bir şekilde çıtırdattı.''Peki öyle olsun Dante! Önce bayanlar..'' dedi ve arkasından havada takla atarak karşıya atladı.Tam iki eliyle tutacakken sol eli bazukadan kaydı .Herkes dehşet içindeyken Lady hızlıca Trish'i tutar ve oflaya puflaya kendine doğru çeker.
''Trish..Mutlaka kilo vermeisin! Seni çekene kadar öldüm şurada!!'' dedi Lady bir yandan nefes nefeseyken diğer yandan gülerek.Trish , sadece bir bakış atmasıyla ona cevap vermişti.
Chiaki aniden Maron'un elini tuttu ve cesaret veren ses tonuyla ''Hadi yapalım şu işi.'' dedi.Maron , karşısındaki karanlık uçurumdan bayağı tdirgin olmuştu ama Chiaki'nin elini tutmasıyla içine cesaret gelmişti...''Peki o zaman.'' dedi Maron gülümseyerek ve Chiaki'nin elini dahada sıkı tutarak ''Hazır mısın? Bir , iki , ÜÇ!!'' diye bağırdı ve ikiside birlikte karşıya atladılar.O kadar hızlı atlamışlardı ki bazukaya tutunmalarına gerek kalmadan direk kendilerini karşıda buldular.Ama Maron'un kalbi havada geçen o saniyeler içinde bayağı zorlanmıştı.Kalbi yerinden çıkacaktı sanki..
Dante kan kırmızı paltosunu havalandırıp ''Geliyorum!'' dedi alaylıca.Ve bayağı güçlü bir atlayışla bazukaya tutundu.Tam kayalığa tutunup kendini çekecekken kendine destek aldığı bazukanın süngüsü kırılır ve Dante uçurumun dibine doğru hızlıca düşer...

acep nolacak!!?? devamı çok yakında


--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:

7. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 128 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |