Nina Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 13, 14, 15 ... 40, 41, 42, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj




çok güzel yazmışsın..
yeni bölümü bekliorum..
okulunda başarılar..
umarım çabuk alışırsın


yeni bölümü bekliorum..
okulunda başarılar..
umarım çabuk alışırsın


Fan Fic'im Çaresizlik ve son...Hepinizi beklerim:P
[Bağlantı]
Merve'den chizimler;
[Bağlantı]
yorumlarınızla şereflendirin ehehe (:
[Bağlantı]
Merve'den chizimler;
[Bağlantı]
yorumlarınızla şereflendirin ehehe (:

GECE, YAKIŞIKLI VE TOLGA ~18~
-Nina? Nina??? Uyan güzelim.'' Abimin hafifçe dürtüklemesiyle uyandım. Arkama dönüp sırt üstü yattığımda Timur, yatağımın kenarına oturmuş; endişeli ve ciddi bakışlarla bana bakıyordu. Soru soran gözlerimle yatağımda doğrulup oturdum. abim her iki elimi tuttu ve bana ciddi bir ses tonuyla sorular sormaya başladı.
-Sorduklarıma evet ve hayır diye cevap vermen gerekiyor tamam mı tatlım?'' '' Evet'' anlamında başımı salladım.
-Bugün okulda bayılmışsın. Okuldakilerle konuştum. Son günlerdeki halsizliğinden bayıldığını söylediler. Ama sonra Kerem bizim okula geldiğinde bana anlatılanlar nedeniyle fenalaştığını söyledi. Bu doğru mu?'' Başımı salladım.
- Kerem... Kerem bana bazı olaylardan bahsetti. Şimdi biraz yorgun görünüyorsun. Ama söylemeden edemeyeceğim bizim teyzemizle olanları da biliyor. Bana inandırıcı bir o kadar da garip geldi. Kanıtlamasını istedim mektup olayını tamamen anlattı. Senin yaşadıklarını, herşeyi. Sence bu yeterli mi?''
Yatağımda rahatsızca kıpırdandım. Kendim inanmıştım ama acaba Timur'a inandırabilecek miydim? Timur yine fazla safça davrandığımı düşünebilirdi ama yinede ortada gerçekçi deliller vardı. Solumdaki dolabın ilk çekmecesini açtım. Not defteri ve kalem çıkardım. Timur'a olanları baştan aşağı yazdım. Ben yazarken Timur sabırsızlanıp ayağa kalktı. Odada bir yukarı bir aşağı yürüdü durdu. Bitirip yazıyı Timur'a verdiğimde bir solukta okudu.
Kağıdı katlayıp yandaki masaya koydu.
- O zaman bu olay üzerinde durmayacağız. Ben harekete geçmek istiyorum. Yeterince ciddi deliller bulduk. Kerem'i arayıp detayları konuşcam. Bir şey ister misin tatlım? ''
Rahatlamış ve mutlu bir ifadeyle başımı her iki yana salladım. Timur yastığımı düzeltti. Yanaklarımdan öptü ve yorganı üzerime çekip odadan ayrıldı. Bu kadar kolay inanacağını düşünmüyordum. Ama ortadaki gerçekler çok inandırıcı ve gerçekçiydi. Kerem Timur'a söyleyecek birşey bırakmayacak şekilde delilleri teker teker koymuştu ortaya. Timur da bu kadar gerçeğe inanmamazlık etmedi.
[ Tolga?]
[Evet? Ne oldu? Timur geldi mi?]
[Evet...]
[Ee? Anlatsana kızım! Ne dedi? ]
[Timur önce bana danıştı. Olanları bir de ben anlattım. Benden de aynı şeyleri duyunca inandı. Şimdi Kerem ile konuşmaya gitti. Bir an önce harekete geçmek istiyormuş]
[ Heyt be! Timur abim be! İşte budur. Sonunda harekete geçeceğiz ha? Şimdiden heyecanlandım]
[Bu biraz tehlikeli bir durum değil mi? Neden isteklisin bu kadar?]
[Bak Nina. Hep aynı hayat, aynı günler ve içimde büyük bir intikam volkanı var. Her an patlayacak! Patlamasını istiyorum. Artık bu öfkemi içimde tutamıyorum. Annemin intikamını alacağım. Ancak böyle rahatlarım. İntikam vaktinin yaklaştığını bilmek beni mutlu ediyor...]
[ ... ]
Tolga düşmanlarımızı öldürmek istiyor. Biz insanları öldüreceğiz yada öldürüleceğiz. Bunu bilmek beni ayak parmaklarımdan saç uçlarıma kadar ürkütüyor!
[ İntikam aslında o kadar da kötü birşey değil biliyor musun?]
[Bence intikam almak yerine görevimizi yapıp normal hayatımıza geri dönmeliyiz]
[Bu o kadar kolay değil Nina. Bunu anlayamazsın!]
[Anlıyorum Tolga, ben seni anlıyorum. Annemle babam teyzem tarafından öldürüldü. Ve biz katil teyzemizle yaşıyoruz bunu bile bile. İntikam almak yerine onu yenmeyi düşünüyorum. Yenip özel güçlerinden mahrum bırakmayı. O zaman kimseye bir zararı olmaz. Kimseye kötülük edemez. ]
[Çok safça!..]
[İyi... Ben yatıyorum. Uykum var yorgunum]
[Bu konu burda kapanmadı bilmiş ol. Takım toplantısında enine boyuna konuşacağız bunu]
[Tamam!]
[O zaman iyi dinlenmeler Ninacığım]
[Teşekkür ederim]
Sırtımı arkamdaki kocaman yastığa daha da dayadım. Yatağın içinde iyice büzülüp tavana baktım. İnsan öldürmek bana göre değil ki!
Ya bizden biri... Bizden biri ölürse? Aman Tanrı'm! Bu çok korkunç olur. Nasıl dayanırım ben. Tolga'yı kaybetsem, Ege'yi, Kerem'i... Peki ya Timur? Yoo, hayır bunları düşünmemeliyim.
Ama gözümün önüne geliyor... Gözlerim doluyor...
Böyle olmaması için çok çalışmamız gerek!
Çalışmalarımız nasıl olacak acaba?
****************
Uyuyordum. Ama gözlerimin önünde bir karartı vardı sanki. Neredeyse duyulmayan bir ses gözlerimi açmam gerektiğini söylüyordu. Gözlerim açılmak istemiyor uyumak istiyordu. Ama tuhaf bir sinyal beni sürekli rahatsız ediyordu. İstemeyerek gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şeyin ne olduğunu anlamadım. Sanırım beş on saniye bakınca karanlıkta seçebildim. Bir kemer. Kemerin yukarısına doğru bakışlarımı kaldırınca siyah bir gömlek vardı. İlk iki düğmesi açık. Ve bir yüz. Karanlıkta parıldayan yemyeşil gözler bana sevgi ve şevkatle bakıyordu..
İlk başta bana bakan gözlere dikkat etmedim. Nasıl oldu da yatağımda sıçrayıp bas bas bağırmadım anlamadım. Şok gibiydi. Kalmıştım yabancının yüzüne baka kala.
[Bu da kim böyle?!] dedim içimden. Öyle tatlıydı ki çocuğun yüzü.
[Ne diyorsun Nina?] diye Tolga'nın uykulu sesi yankılandı beynimde. Ama o sırada öyle büyülenmiştim ki çocuğun yüzüne, [ Odamda bi yakışıklı duruyor ] dedim baygın sesle. Sonra birden kendime geldim.
Odamda bir yakışıklı?
Odamda biri var, odamda yabancı biri var.
[Ne yakışıklısı? Kimden bahsediyorsun Nina?] Baygınca bakan bakışlarım birden endişeli ve korkuyla doldu. Yavaşça başımı yastıktan kaldırdım. Benim bu halime rağmen çocuğun yüzündeki tatlı ifade değişmedi.
[Nina? ]
Yavaşça doğrulmaya başladım ama çocuğun kıpırdadığı yoktu. Ancak gözlerini kırpıyordu. Bu bakımdan canlı birinin önümde durduğunu anlayabiliyordum.
[Nina? Nina cevap ver!!! Ninaaaa! ] Tolga'nın sesi beynimin içinde patlıyordu ama eğer cevap verirsem birşeyleri kaçıracakmışım gibi korkuyordum.
[NİNAA!!!]
Tolga'nın bu son bağırışıyla ödüm koptu. Sanki uçurumdan aşağı düşüyormuşum da Tolga yukarıdan bağırıyordu.
[Cevap ver! Beni duymuyor musun? ]
[Tolga... dur biraz. Çok tuhaf... ] Tam düşündüğüm gibi olmuştu. Güler yüzlü, tatlı çocuk birden ayaklarından başlayarak küçük küçük ışık topları oluşarak yok oluyordu. Birden yatağımdan fırladım.
-Dur! Dur bekle biraz! Lütfen! '' Işık topları göğsüne gelmişti ve çocuğun yüzündeki tatlı gülümseme geçmemişti. Yok oluyordu ama hala gülümsüyordu.
- Merak etme genç taşıyıcı, ben yine geleceğim!'' dedi.
[Ne? Ne var? Nina söyle! Delirtme beni Nina söyleee! ]
Tolga kafamın içinde sesi neredeyse kısılacak derecede bağırıyordu. Ve son ışık toplarıyla çocuğun gözleri kayboldu. Tamamen yok olduğunda bir araya gelen küçük ışık topları balkon kapısından dışarı uçtular. Ben de peşlerinden balkona çıktım.
[Ninaaa!!!! Cevap ver oraya geliyorum bak. Neler oluyor orda? İyi misin] Sık sık sesi kesiliyordu. Arada bir 'lanet olsun' diyordu.
Işık topları gökyüzüne peşi sıra aya doğru uçmaya başladılar. Kulağıma küçük kızların gülüşmeleri geliyordu. Işık toplarından geliyordu. Gerçekten büyülenmiştim...
[Tolga?] dedim sonunda. Ama tüm gücüm gitmiş gibiydi.
[Evet? ]
[Odamda biri vardı. Bana bakıyordu. Çok tatlıydı sonra seninle konuşunca birden yok olmaya başladı. Işık topları oluştu ve balkondan uçup gittiler ]
Tolga derin bir nefes aldı. Bir süre sessizlik oluştu.
[Tolga? Orda mısın?]
[Burdayım ve birazdan yanındayım]
[Nee???]
[Yanına geliyorum dedim. Gelene kadar odandan ayrılma! Balkonda falan da durma. Kapıyı kilitle bekle beni.]
[Gelmene gerek yok. Korkmadım. İyiyim]
[AMA BEN DEĞİLİM!] diye bağırdı. Sesi kısılıyordu artık. Bu olanlar onu kızdırmış olmalıydı. Tanımadığımız insan odamda bulunuyordu ve zaten tehlikeli olan hayatımızda bu, yeterince büyük bir tehlikeydi.
[Tamam, bekliyorum. Timur'a anlatayım mı bunları?]
[Hayır! Hiç birşey anlatma. Otur yatağında. Balkon kapısını, oda kapısını kilitle otur! Ben gelene kadar bir yere ayrılma!]
****************************
-Nina? Nina??? Uyan güzelim.'' Abimin hafifçe dürtüklemesiyle uyandım. Arkama dönüp sırt üstü yattığımda Timur, yatağımın kenarına oturmuş; endişeli ve ciddi bakışlarla bana bakıyordu. Soru soran gözlerimle yatağımda doğrulup oturdum. abim her iki elimi tuttu ve bana ciddi bir ses tonuyla sorular sormaya başladı.
-Sorduklarıma evet ve hayır diye cevap vermen gerekiyor tamam mı tatlım?'' '' Evet'' anlamında başımı salladım.
-Bugün okulda bayılmışsın. Okuldakilerle konuştum. Son günlerdeki halsizliğinden bayıldığını söylediler. Ama sonra Kerem bizim okula geldiğinde bana anlatılanlar nedeniyle fenalaştığını söyledi. Bu doğru mu?'' Başımı salladım.
- Kerem... Kerem bana bazı olaylardan bahsetti. Şimdi biraz yorgun görünüyorsun. Ama söylemeden edemeyeceğim bizim teyzemizle olanları da biliyor. Bana inandırıcı bir o kadar da garip geldi. Kanıtlamasını istedim mektup olayını tamamen anlattı. Senin yaşadıklarını, herşeyi. Sence bu yeterli mi?''
Yatağımda rahatsızca kıpırdandım. Kendim inanmıştım ama acaba Timur'a inandırabilecek miydim? Timur yine fazla safça davrandığımı düşünebilirdi ama yinede ortada gerçekçi deliller vardı. Solumdaki dolabın ilk çekmecesini açtım. Not defteri ve kalem çıkardım. Timur'a olanları baştan aşağı yazdım. Ben yazarken Timur sabırsızlanıp ayağa kalktı. Odada bir yukarı bir aşağı yürüdü durdu. Bitirip yazıyı Timur'a verdiğimde bir solukta okudu.
Kağıdı katlayıp yandaki masaya koydu.
- O zaman bu olay üzerinde durmayacağız. Ben harekete geçmek istiyorum. Yeterince ciddi deliller bulduk. Kerem'i arayıp detayları konuşcam. Bir şey ister misin tatlım? ''
Rahatlamış ve mutlu bir ifadeyle başımı her iki yana salladım. Timur yastığımı düzeltti. Yanaklarımdan öptü ve yorganı üzerime çekip odadan ayrıldı. Bu kadar kolay inanacağını düşünmüyordum. Ama ortadaki gerçekler çok inandırıcı ve gerçekçiydi. Kerem Timur'a söyleyecek birşey bırakmayacak şekilde delilleri teker teker koymuştu ortaya. Timur da bu kadar gerçeğe inanmamazlık etmedi.
[ Tolga?]
[Evet? Ne oldu? Timur geldi mi?]
[Evet...]
[Ee? Anlatsana kızım! Ne dedi? ]
[Timur önce bana danıştı. Olanları bir de ben anlattım. Benden de aynı şeyleri duyunca inandı. Şimdi Kerem ile konuşmaya gitti. Bir an önce harekete geçmek istiyormuş]
[ Heyt be! Timur abim be! İşte budur. Sonunda harekete geçeceğiz ha? Şimdiden heyecanlandım]
[Bu biraz tehlikeli bir durum değil mi? Neden isteklisin bu kadar?]
[Bak Nina. Hep aynı hayat, aynı günler ve içimde büyük bir intikam volkanı var. Her an patlayacak! Patlamasını istiyorum. Artık bu öfkemi içimde tutamıyorum. Annemin intikamını alacağım. Ancak böyle rahatlarım. İntikam vaktinin yaklaştığını bilmek beni mutlu ediyor...]
[ ... ]
Tolga düşmanlarımızı öldürmek istiyor. Biz insanları öldüreceğiz yada öldürüleceğiz. Bunu bilmek beni ayak parmaklarımdan saç uçlarıma kadar ürkütüyor!
[ İntikam aslında o kadar da kötü birşey değil biliyor musun?]
[Bence intikam almak yerine görevimizi yapıp normal hayatımıza geri dönmeliyiz]
[Bu o kadar kolay değil Nina. Bunu anlayamazsın!]
[Anlıyorum Tolga, ben seni anlıyorum. Annemle babam teyzem tarafından öldürüldü. Ve biz katil teyzemizle yaşıyoruz bunu bile bile. İntikam almak yerine onu yenmeyi düşünüyorum. Yenip özel güçlerinden mahrum bırakmayı. O zaman kimseye bir zararı olmaz. Kimseye kötülük edemez. ]
[Çok safça!..]
[İyi... Ben yatıyorum. Uykum var yorgunum]
[Bu konu burda kapanmadı bilmiş ol. Takım toplantısında enine boyuna konuşacağız bunu]
[Tamam!]
[O zaman iyi dinlenmeler Ninacığım]
[Teşekkür ederim]
Sırtımı arkamdaki kocaman yastığa daha da dayadım. Yatağın içinde iyice büzülüp tavana baktım. İnsan öldürmek bana göre değil ki!
Ya bizden biri... Bizden biri ölürse? Aman Tanrı'm! Bu çok korkunç olur. Nasıl dayanırım ben. Tolga'yı kaybetsem, Ege'yi, Kerem'i... Peki ya Timur? Yoo, hayır bunları düşünmemeliyim.
Ama gözümün önüne geliyor... Gözlerim doluyor...
Böyle olmaması için çok çalışmamız gerek!
Çalışmalarımız nasıl olacak acaba?
****************
Uyuyordum. Ama gözlerimin önünde bir karartı vardı sanki. Neredeyse duyulmayan bir ses gözlerimi açmam gerektiğini söylüyordu. Gözlerim açılmak istemiyor uyumak istiyordu. Ama tuhaf bir sinyal beni sürekli rahatsız ediyordu. İstemeyerek gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şeyin ne olduğunu anlamadım. Sanırım beş on saniye bakınca karanlıkta seçebildim. Bir kemer. Kemerin yukarısına doğru bakışlarımı kaldırınca siyah bir gömlek vardı. İlk iki düğmesi açık. Ve bir yüz. Karanlıkta parıldayan yemyeşil gözler bana sevgi ve şevkatle bakıyordu..
İlk başta bana bakan gözlere dikkat etmedim. Nasıl oldu da yatağımda sıçrayıp bas bas bağırmadım anlamadım. Şok gibiydi. Kalmıştım yabancının yüzüne baka kala.
[Bu da kim böyle?!] dedim içimden. Öyle tatlıydı ki çocuğun yüzü.
[Ne diyorsun Nina?] diye Tolga'nın uykulu sesi yankılandı beynimde. Ama o sırada öyle büyülenmiştim ki çocuğun yüzüne, [ Odamda bi yakışıklı duruyor ] dedim baygın sesle. Sonra birden kendime geldim.
Odamda bir yakışıklı?
Odamda biri var, odamda yabancı biri var.
[Ne yakışıklısı? Kimden bahsediyorsun Nina?] Baygınca bakan bakışlarım birden endişeli ve korkuyla doldu. Yavaşça başımı yastıktan kaldırdım. Benim bu halime rağmen çocuğun yüzündeki tatlı ifade değişmedi.
[Nina? ]
Yavaşça doğrulmaya başladım ama çocuğun kıpırdadığı yoktu. Ancak gözlerini kırpıyordu. Bu bakımdan canlı birinin önümde durduğunu anlayabiliyordum.
[Nina? Nina cevap ver!!! Ninaaaa! ] Tolga'nın sesi beynimin içinde patlıyordu ama eğer cevap verirsem birşeyleri kaçıracakmışım gibi korkuyordum.
[NİNAA!!!]
Tolga'nın bu son bağırışıyla ödüm koptu. Sanki uçurumdan aşağı düşüyormuşum da Tolga yukarıdan bağırıyordu.
[Cevap ver! Beni duymuyor musun? ]
[Tolga... dur biraz. Çok tuhaf... ] Tam düşündüğüm gibi olmuştu. Güler yüzlü, tatlı çocuk birden ayaklarından başlayarak küçük küçük ışık topları oluşarak yok oluyordu. Birden yatağımdan fırladım.
-Dur! Dur bekle biraz! Lütfen! '' Işık topları göğsüne gelmişti ve çocuğun yüzündeki tatlı gülümseme geçmemişti. Yok oluyordu ama hala gülümsüyordu.
- Merak etme genç taşıyıcı, ben yine geleceğim!'' dedi.
[Ne? Ne var? Nina söyle! Delirtme beni Nina söyleee! ]
Tolga kafamın içinde sesi neredeyse kısılacak derecede bağırıyordu. Ve son ışık toplarıyla çocuğun gözleri kayboldu. Tamamen yok olduğunda bir araya gelen küçük ışık topları balkon kapısından dışarı uçtular. Ben de peşlerinden balkona çıktım.
[Ninaaa!!!! Cevap ver oraya geliyorum bak. Neler oluyor orda? İyi misin] Sık sık sesi kesiliyordu. Arada bir 'lanet olsun' diyordu.
Işık topları gökyüzüne peşi sıra aya doğru uçmaya başladılar. Kulağıma küçük kızların gülüşmeleri geliyordu. Işık toplarından geliyordu. Gerçekten büyülenmiştim...
[Tolga?] dedim sonunda. Ama tüm gücüm gitmiş gibiydi.
[Evet? ]
[Odamda biri vardı. Bana bakıyordu. Çok tatlıydı sonra seninle konuşunca birden yok olmaya başladı. Işık topları oluştu ve balkondan uçup gittiler ]
Tolga derin bir nefes aldı. Bir süre sessizlik oluştu.
[Tolga? Orda mısın?]
[Burdayım ve birazdan yanındayım]
[Nee???]
[Yanına geliyorum dedim. Gelene kadar odandan ayrılma! Balkonda falan da durma. Kapıyı kilitle bekle beni.]
[Gelmene gerek yok. Korkmadım. İyiyim]
[AMA BEN DEĞİLİM!] diye bağırdı. Sesi kısılıyordu artık. Bu olanlar onu kızdırmış olmalıydı. Tanımadığımız insan odamda bulunuyordu ve zaten tehlikeli olan hayatımızda bu, yeterince büyük bir tehlikeydi.
[Tamam, bekliyorum. Timur'a anlatayım mı bunları?]
[Hayır! Hiç birşey anlatma. Otur yatağında. Balkon kapısını, oda kapısını kilitle otur! Ben gelene kadar bir yere ayrılma!]
****************************
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

çok süpersin animegirlciim okudum gene yannız site bi ara gittimi??? giremedim
[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam




14. sayfa (Toplam 42 sayfa) [ 419 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |