Nina
Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 25, 26, 27 ... 40, 41, 42, Sonraki

Anime Manga Forum -> Fan Fiction
 

Hikayeyi beğendiniz mi?
Evet
61%
 61%  [ 26 ]
Hayır!
19%
 19%  [ 8 ]
Daha iyi olabilirdi sanki...
19%
 19%  [ 8 ]
Toplam Oylar : 42

Yazar
Mesaj
Yukiko
Mangaka
Mangaka



Yaş: 34
Kayıt: 04 Hzr 2008
Mesajlar: 943
Favori Anime & Manga: SailorMoon, İnuyasha, Bleach, Naruto...
Cinsiyet: Kız
Nerden: Darmadağınık odamdan =)))
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

Yukiko
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
xD Evet Begüm, gördüm hatamı. Ya hayır Tolga'yı düşünmüyordum. Yani o kadar çok Tolga'dan bahsettmişim ki ordan aklımda kalmış ve hep Tolgayla Egeyi karıştırırım. Çok kez silip düeltmişimdir de orda o yanlışı fark etmemişim xD

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
26 Ekm 2008 15:17
Kara Kedi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 03 Nis 2007
Mesajlar: 1,106
Teşekkür: 37

Durumu: Çevrimdışı

Kara Kedi
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
yaşasın nicole Ünlem
bayıldım ben bu kıza

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
28 Ekm 2008 15:09
Yukiko
Mangaka
Mangaka



Yaş: 34
Kayıt: 04 Hzr 2008
Mesajlar: 943
Favori Anime & Manga: SailorMoon, İnuyasha, Bleach, Naruto...
Cinsiyet: Kız
Nerden: Darmadağınık odamdan =)))
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

Yukiko
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
Bölüm-20- Gerçekler Ve Yalanlar

Kerem Ege'nin omzunu tedavi ediyordu. Ege'nin yüzü ter içindeydi.

-Ağır bir yara. Tedavi de uzun sürüyor, Ege güç kaybediyor...''

Ege öylece yatıyordu. Arada bir inlemesi duyuluyordu. Çok ağır yaralar almıştı.

-Uyandın demek,'' dedi abim. Yanı başımda oturuyordu.

-Ege iyileşecek mi?'' Kerem bakışlarını Ege'nin omzundan kaldırıp bana baktı. Hüzünlü bir gülümseme oluştu yüzünde, ''hele bir iyileşmesin'' dedi.
İçim rahatladı. Kerem böyle konuşuyorsa kesin iyileşecekti. Ama yüzündeki hüzünlü ifade ,bu tedavinin uzun ve sancılı geçeceğini anlatıyordu. Ege gibi sıradan bir insanın bu kadar kan kaybına ve bu derece ağır yaralara dayanması mucizeydi.

-Biraz daha geç kalsaydın Ege'yi iyileştirmem imkansız olurdu. Çok kan kaybetti, yaraları çok derin ve ağır.'' dedi.

Büyük, yaşlı, çok yaşlı bir ağacın altındaydık. Ege ile yan yana yatıyorduk. Yanıbaşımda abim oturuyordu. Tolga, Raven ve Nicole tepemizde dikiliyorlardı. Kerem Ege'nin yanına çökmüş şifalı elleriyle, özel geliştirdiği güç tekniğiyle Ege'nin yaralarını iyileştirmek için uğraşıyordu.

-Afferin tatlım!. Arkadaşının hayatını kurtardın'' dedi Nicole. Ama sesinde alaycılık vardı. Sanki gereksiz bir kahramanlık yapmışım gibi bakıyordu.

-Sen daha Nina'yı tanımıyorsun. Genelde böyle nazik nazik takılır, gürültüyü, kavgayı sevmez. Ama gerektiğinde hepimizden güçlü olur'' Nicole manalı manalı bir bakış attı Tolga'ya. Tolga panikledi. ''Yani hep bu manzaralarla karşılaştık. Değil mi arkadaşlar? Ege'yi daha önce de kurtarmıştı''

-Demekki Ege'yi çok seviyor Nina, öyle değil mi tatlım?''

Başımı Ege'nin tarafına çevirdim. Zavallım işkence çekiyordu. Ama direniyordu. Terden saçları alnına yapışmıştı. ''Evet, öyle. Çok seviyorum ben Ege'yi. Hiç değişmeyen, duyarlı, samimi ve herşeyde mücadele eden bir dostum. Gücü yok ama yine de korkmadan, kendisinden üstün, olağanüstü güçleri olan arkadaşlarının arasına girdi. Hayatının tehlikede olacağını bile bile dostlarını bırakmadı. Sonuna kadar hep mücadele ediyor... Bazen sinirlerimi bozar, kızarım ona. Ama bu kızgınlığım fazla sürmez ''

Bir sessizlik kapladı her tarafı. Çıtırtı bile yoktu. sanki ölüm sessizliği gibiydi ve bu beni çok korkutuyordu.
Ege'nin hafifçe inlemesiyle hayat yeniden akışına devam etti.

-Sen de yaralandın. Sanırız ağaçtan düşerken bir köke çarptın. Ama şanslısın daha aşağıdaki iki kökün üzerine düştün ve suya düşmedin. Suya düşseydin belki de boğulurdun, baygın olduğun için. Ege sırt üstü suda kalmıştı. Tanrı sizi korumuş!'' dedi Revan derin nefes alarak. Doğrulmaya çalıştım, Revan hemen eğilip oturmama yardım etti.

Abimden ses çıkmıyordu. Bu sessizliğe bir anlam veremedim.

-İyi misin?''

-Evet, iyiyim... '' dedi buz gibi bir sesle. ''Bi sorun mu var neden hiç konuşmuyorsun?''

-Sorun falan yok. ''

-Var canım!'' diye Nicole araya girdi. ''Abin senin tek başına işe girişmene kızgın. Seni kaybettiğimizden beri çok endişelendi ''

-Üzgünüm Timur! Gerçekten! Ege'ye birşey olacak di-''

-Sana da birşey olabilirdi. Bu lanet olası ormanda kaybolmak demek ölmek demek! Sen küçük kız çocuğu gibi düştün bir sesin peşine. İnsanda biraz akıl olur! Ya o Ege olmasaydı. Ya bi tuzak olsaydı?''

-Ama olmadı. Ege'nin sesiymiş. Birşey olmadı! Siz çok yavaştınız! Emindim doğru yolda olduğumdan''

-Ben sana beklemeni söyledim ama sen sanki hipnotize olmuş gibi ortadan kayboldun, sese koştun. Beni dinlemen gerekiyordu! Neyim burda ben? ''

-Timur!''

-Abin haklı tatlım. Sen onun kız kardeşisin. Senin için endişe ediyorsa bunu anlayışla karşılaman gerek. Ne olursa olsun abini dinlemelisin''

Herkes bir bana, bir abime bir de Nicole bakıp duruyordu. Abimle aramdaki soruna Nicole'ün karışması beni sinirlendirmeye başlamıştı. Bunu anlamış olacak ki Tolga Nicole'ün kolunu tuttu, ''ikisi arasındaki tartışmaya karışma !'' diye uyardı. Peki ya Nicole?

O ne yapsa beğenirsin. Kolunu silkti birden.

-Neden karışmayacakmışım? Baksana, küçük kuzu sürekli abisine problem yaratıyor ve de suçlusu Timur'muş gibi davranıyor''

-Ne?''

-Nicole!''

-Neden söylemiyorsun? Timur ! Söylesene artık. Bu kız iyice kendi kafasına göre takılmaya başladı. yolda demiyor muydun sürekli başıma dert açıyor. Hep onun için endişelenmekten bıktım, beni umursadığı yok, artık birşeyler yapmamın zamanı geldi diye''

Ağzım açık abime baktım.

-Ben mi başına dert açıyorum? Ne yaptım ya şimdiye kadar?''

-Nina ben-''

-Demek bıktın ha? Bıktın? İyi ya, merak etme. Bundan sonra ayak bağı olmicam, rahat edersiniz. Tek bir kere ağzımı açıp seninle konuşursam bak bakalım!''

-Nina, o anda çok sinirliydim...''

Nicole'e döndüm. ''Bir daha asla abimle aramdaki herhangi bir konuşmaya burnunu sokma! Yoksa...''

-Yoksa ne?'' dedi Nicole küçümser bakışlarıyla.

-Yoksa seni o lanet votka şişesinin dibine yollarım!'' diye yüzüne doğru bağırdım. Nicole büyük bir kahkaha attı. Öyleki birden gökyüzünde kargaların sesleri duyuldu. Ürkütmüştü hayvanları.

-Bunu yapman biraz zor olmaz mı? Bu kadar güçlerini geliştirmiş olamazsın yoksa düşmanların seni ele geçirmezdi. Hem belki de sadece analizler ve üstünde sadece araştırma yapılmamış ta olabilir''

Bu son sözlerin bedeli ağır oldu. Çünkü ben ayağa fırlamadan abim çoktan Nicole'ü yere devirmişti. Öyle sert vurmuştu ki abim Nicole taa karşıda duran ağacın köklerini kırarak gövdesine yapışmıştı. Ordan kayarak yere dizlerinin üstüne düşmüştü. Üstüne de ağaca çarpması şiddetli olduğundan ağacın çürük dallarından bir kaçı kafasına çarparak yanlara düşmüştü. Nicole kafası bir köke dayanmış, öyle baygın kala kalmıştı.



Ayağı kalktım. Abim de hızlı bir şekilde ayağa kalktı. Omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi.

-Özür dilerim! Gerçekten tatlım! Çok sinirliydim o zaman''

-Bu şekilde davranarak kim oldukları belli olmayan fahişelerin diline düşmeme neden oldun!'' dedim.

Küçük bi olayda böyle arkamdan konuşacaksa özür dilemenin ne anlamı var benim için. Nicole, daha yeni aramızda ve onun yanında benim hakkımda böyle konuşmuştu. En nefret ettiğim şeylerden biriydi. Yeni tanışılan ve hayatım hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmayan bir insanın eline beni küçük düşürecek bir özelliği vermek!

-Hey!'' diye bağırdı Tolga. ''O benim eski sevgilim! Konuşmalarına dikkat et!''

-Ah öyle mi tolga bey? Onun benim hakkımda konuşmasından rahatsız olmuyorsunuz da ben onun hakkında konuşunca kötü mü oluyorum?''

-Tolga!'' diye bağıdı abim. ''Al o salak eski sevgilini ve burdan olabildiğince uzaklaş! Yoksa o kızı öldürürüm!''

-Timur-''

-DEDİĞİMİ YAP!!!'' Tolga ve Timur birbirlerine saldıracak gibi, dövüşmeye , saldırıya hazır birbirlerine bakıyorlardı. Revan ve Kerem ikisinin arasına girdi. Revan, '' hadi dostum, gidelim'' diye Tolga2yı çekiştire çekiştire uzaklaştırdı.


Ağacın arkasına yürüdüm. Orda gözüme takılan ilk, büyük köke tırmandım. Tam düzgün oturabileceğim bir yer buldum. Sırtımı ağacın gövdesine yaslayıp gökyüzüne daldım.

Ay yine mutsuz, uzaklara bakıyordu. Kara bulutlar, ürkütücü bulutlar... Üzgün aşığı saklayarak dünyayı karanlığa boğuyordu. Daha sonra ay yeniden ortaya çıkıyor ve yine sanki 'ben burdayım sevgilim' dercesine uzaklara bakmaya ve üzgün bakışlarıyla sesini haykırmaya devam ediyordu.

-Ninaaa! Saçmalama gel buraya'' dedi Kerem. Aşağıda duruyordu. '' Sinirli bi anına denk gelmiş işte, özür de diledi''

-Nina, lütfen in aşağıya tatlım. Çok üzgünüm!''

Yalnız kalmak ve Ege'nin iyileşmesini istiyordum. Solumda uzanan dala başımı yaslayıp, gözlerimi kapattım. Ne Tolga ne de abim ondan sonra konuşmadı. Aşağıdan hiç ses gelmedi.

gittiklerinden emin olunca ormana baktım. Ağaçların bu kadar devasa olmalarına anlam veremiyordum. Böyle, bu derece büyük olmaları. Kocaman apartmanlar gibiydiler. İçlerinde yaşanabilirdi hatta...

Kulağıma gelen tıkırtılarla arkama döndüm. Gelen Raven'dı.

-Davetsiz bir misafirin var, kabul eder misin?''

-Hayır!''

-Peki o zaman. Ben de şu aşağıdaki kökte otururum.''

-Ben yalnız kalmak istiyorum Revan, lütfen''
Revan tutunduğu daldan yanımdaki köke atladı. Kolumu uzatsam yetişebileceğim uzaklıkta oturdu.

-Benim de herkese sinirlendiğim ve yalnız kalmak istediğim zamanlarım oldu. Ama yalnız kalınca tamamen yalnızlığa kendini kaptırıp bir daha ordan çıkamayabilirsin. İnsan bir kere diğer insanlardan soğudu mu, güvenini yitirdi mi, kolay eskisi ginbi olamıyor.
En azından birine yaslanmalısın... Ben de seni tamamen kaybetmek istemiyorum. Bugün kaybolduğunda, ben de sana kızdım. Ama sonra düşününce sen Ege'nin yerinde olsan ve ben de senin yerinde... İmkansızdı arkamdakileri düşünmem. Öleceğimi bilsem senin sesinin peşinden koşardım. Seni bulmak için tüm hayatımı harcayabilirdim.

Seni anlayabiliyorum. Arkadaşlar, dostlar, sevgililer... Onlar değer verilmeye değerse, senin hayatın da verilmeye eş değer!''

-Teşekkür ederim Revan! Çok iyisin!'' dedim. Gözlerim dolmuştu. Revan yerinde rahatsız rahatsız kıpırdandı.

-Seni ... Seni ormanda kaybetmeye dayanabilirim ama yalnızlığın ve güvensizliğin ortasında kaybolmana dayanamam! Çünkü ormanda yıllarca arar yine bulurum seni. Ne olursa olsun bulurum. Sesinin peşinden gelirim, beyin sinyallerini takip ederim ama yine bulurum. Öl- ölsen de yine beni sevdiğini bilirim ve yine ruhunu bulmuş olurum. Ama ruhsal bir enkazın altında seni bulsam da beni ruhsuzca seveceğin için asıl Nina'nın ruhunu bulamam!'' Oturduğu yerden kalktı. Karşıma geçip oturdu. Bana yaklaştı, ellerimi tuttu.

-Sen de artık farkındasın. Senden hoşlanıyorum...''

-Revan!''

-Hoşlanıyorum Nina,'' diye gülümsedi. ''Ama belliki sen kimden hoşlandığının yada hoşlanmadığının farkında değilsin''

-Revan, seni üzmek istemiyorum,''

-Bana her zaman davrandığın gibi içten ve samimi davransan üzmezsin. Benden hoşlanmanı beklemiyorum. Sadece senden hoşlandığımın farkında olduğunu biliyorum ve uzaklaşmamanı istiyorum''

O kadar içten, o kadar samimiydi ki! Bu kadar güzel kimse bana davranamazdı. Kimse bu kadar güzel konuşamazdı. Ama aklım çok karışıktı. Tolga'dan hoşlanıyor muydum bilmiyordum. Onun ilgisi hoşuma gidiyordu ama aynı zamanda sinirli halleri beni rahatsız ediyordu. Sürekli kendimi ona karşı sorumlu hissetmeme neden oluyordu. Ama Revan öyle değildi. Anlayışlıydı, çok tatlıydı.

-Revan, sen çok tatlı birisin. bu kadar açık konuştuğun için sana teşekkür ederim'' diye gülümsedim. Revan hafif hüzünlü ama yine de mutlu bana gülümsedi. ''Şimdi... Umm..''

-Ne?''

-Böyle romantik bir ortam oluştu... Acaba... Acaba sana sarılsam'' Revan'a uzanıp onu kendime çektim. Öyle tatlıydı ki dayanamadım. Çok hoşuma gitmişti bu samimiyetli konuşması. Cesareti!

Revan saçlarımı okşadı, derin nefes aldı. Belimi sıkıca kavradı.

-Bir dahakine bizi çok fazla endişelendirme. Bu lanet ormanda seni kaybetmekten çok korktuk!''

-Tamam, daha dikkatli olurum'' Rvan geri çekildi, ''söz ver ama''

-Söz veriyorum Revan'cıım!'' Birkaç dakika öylece birbirimize gülümsedik.

-Aşağıya inelim mi artık?''

-abimi görmek istemiyorum''

-Nina!''

-Lütfen, aslında kimseyi görmek istemiyorum ama Ege'yi ve Kerem'i merak ettim. Kerem kaç saattir orda tedavi yapıyor. Yorulmuştur. Yardıma ihtiyacı olabilir''

-Tamam o zaman. İniyoruz aşağıya''

-Tamam''

Ağaç köklerinden birbirimize yardım ede ede aşağıya indik. Abim uyuyordu. Nicole tolga'nın omzuna başını koymuş, ikisi de uykudaydı. Revan onlara baktığımı görünce sanki beni anlamış gibi, ''onlar eski sevgili ve de eski dostlar'' dedi.

-Revan buna takılmıyorum, merak etme'' diye kolunu sıvazladım. Revan da tatlı tatlı gülümsedi. Kerem'in yanına gittik.

Yorgundu. Terlemişti ve de aşırı zorladığından kendini elleri titriyordu. Ege'nin bir omzu sarılıydı. Diğer omzu tedavide.
-Yorulmuşsun''

-Biraz...'' dedi. Sesi bitkin. ''Sabaha bir omzunu iyileştiririm. İkincisi de diğer güne biter herhalde. Ama sağ omzunun tedavisinin gecikmesi kalıcı hasara neden olabilir.''

-Ben de yardım edeyim!''

-Biraz zor tatlım. Bunu bir sürü çalışmalar sonucunda yaptım!''

-Peki yapabileceğim küçük birşey?''

-Kerem, dostum gücümü vereceğim. Bu senin çalışmalarını daha da hızlandırmaz mı?''

-Evet dostum ama bu sefer sen yorgun düşersin''

-Bütün gece uykusuz kalıp çalışacak değilim ya! Uyuyunca gücümü toparlarım'' Kerem Revan'nın bileklerini tuttu. Mvimsi bir ışık yayıldı her ikisinin de ellerinde...

Ege'ye baktım. Yarasını görünce bile insan bayılacak gibi oluyordu. Gözlerimi kapattım. Belki işe yarar diye ellerimi, avuçlarımı yarasının üstüne bastırdım.
İçimdeki gücü, yarasını kapatmak için aktarmayı denedim. Gözlerime bir ışık vurdu birden!
Gözlerimi açtığımda ellerimden açık mavi ve açık yeşil renkleri karışımı bir buhar yükseliyordu. Ege hafifçe gözlerini aralamıştı. Yüzünde huzurlu bir ifade belirdi.

-Nina...'' diye hayretle fısıldadı Kerem.
Ege başını bana çevirdi. '' kimsiniz?'' dedi. ''acılarımı dindirebilecek kadar güçlüsünüz. Kimsiniz?'' diye konuştu. Kendinde değildi , zorlukla uyanıyordu. Ve rüyayla gerçeği ayırt edemiyordu.

Birden huzurlu duman söndü. Ellerimi Ege'nin omzundan çektim. Kerem ve Revan ağızları açık kaldılar.

-İyi-iyileştirmişsin!'' diye kekeledi Kerem. Revan, '' hadi çabuk diğer omzunu çöz de Nina iyileştirsin! Hadi dostum!'' Kerem büyük bir heyecanla diğer omzu da çözdü. Daha avuçlarımı omzuna dokundurmadan yine beyaz bir ışık ortaya çıktı sonra da aynı huzur verici duman omzuna dokununca tütmeye başladı.

-Hey, millet uyanın!''

Revan ayağa kalkıp herkesi uyandırdı. ''Neler oluyor ya!''

-Bakın!'' diye beni işaret etti.

Ege'nin yanında ellerimden büyük bir duman, tuhaf bir duman gökyüzüne çıkıyordu.

Ege gözlerini açtı bu sefer.

-Nina? Sensin değil mi?''

-Evet, nasıl hissediyorsun?''

-Huzurlu, yorgun...''

-Canın yanıyor mu?''

-Hayır, tersine. Çok hafiflemiş, ağır bir yük üstümden kalkmış gibi hissediyorum'' Ellerini ellerimin üstüne koydu. ''Teşekkür ederim! '' dedi. O sırada duman ve ışık yok oldu. Omzu tamamen iyileşmişti. Herkes yanımıza gelmişti.

-İyi misin abicim?''

-Evet''

-Dostum yaa, dostum yaa! Seni yeniden böyle görmek ne güzel!!!'' diye şamataya koyuldu Tolga. Abimle göz göze geldik.

-Nina'yı koruyacağıma söz vermiştim''

-Hayır Ege, onu unut gitsin. Burda hatalı olan benim'' Ege'nin yüzü soldu.

-Haklı, onun suçuydu. Teyzemden gücü alınca direkt sana yollamalıydı. Nasıl olsa Bilge Ruh ona bi insanın bedeninden gücü çıkaracak büyüyü söylemişti.'' dedim. Herkes şaşkınlıkla birbirine baktı.

-Abi hiç aklımıza gelmedi ya!'' dedi Kerem elini alnına vurarak. Ege gülümsedi. ''Sözde ben Nina'yı koruyacaktım. Her seferinde beni kurtaran hep o oluyor. Koruyucu meleğim gibi'' dedi.

-Boşver dostum! İyi ol sen ya! Sağlam korkuttun bizi. Nina'yı bulurken bu kadar endişelenmedik '' dedi Tolga.


Ay sanki daha huzurluydu. Sanki sevgilisinden haber almıştı. Kara bulutlar, ürkütücü bulutlar... Uzaklara gitmişlerdi. Yıldızlar şarkı söylüyor ve parıldıyordu. Ay yalnız değildi. Etrafında onu seven yıldızları vardı. Sevgilinden haber almıştı. Birden etrafı yıldızlarla çevrilmiş, hayat ona daha güzel görünmeye başlamıştı, bu korkunç, ürkütücü, karanlık geceye rağmen.

Gece kaçar gider, peşinden gündüz koşar,
Ay sevgilisini bekler, yıldızlar heyecandan coşar,
Ege her zorluğu başarıyla aşar,
Nina'nin kalbi uzaklarda da olsa onun için atar!

Sonsuz uykuya dalmaya daha erken,
Yanımda olsun hep Revan!
Umutsuzluğa kapıldığımda, yetişsin hemen!
Nina'nın kalbi uzaklarda da olsa onun için atar!

Doğru veya yanlış yolda koşar,
Sorgulamadan yaşar,
Nicole bu hayatta kalır mı bilinmez ama
Nina'nın kalbi yine de onun için de atar!

Küçükken daha yakındı ona,
Güç ortaya çıkınca ,
Afalandı bir anda,
Nina'nın abisidir sonuçta, kalbi onun için de atar!

Aşk mı hayranlık mı?
Kafası karıştı o zamanlarda,
Sevgili mi, arkadaş mı?
Tolga için de Nina'nın kalbi atar!

Duyarlı dostluğuyla,
güven duydu ona,
Kerem hep ilerler emin adımlarla hayat yolunda,
Nina'nın kalbi onun için de atar...

İnsa Gece kaçar, gündüz peşinden koşar,
Gece yakalanınca gündüzün peşinee düşer,
Kaçan kovalanır,
nlar hayattan yakınır
Ama...
Zorlukları başarıyla aşanlar
Sonunda huzura ulaşır!
Nina'nın kalbi bu insanlar için atar!



Звезды ближе ко мне, чем когда-либо
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
29 Ekm 2008 17:12, Değiştirme: 31 Ekm 2008 21:34 (Toplamda 2 kere)
mangaka_sym
Mangaka
Mangaka



Yaş: 37
Kayıt: 31 Tem 2008
Mesajlar: 2,085
Teşekkür: 983

Durumu: Çevrimdışı

mangaka_sym
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
Süper olmuş gerçekten.. Ben şu Revan'ı çok sevdim ya...
Kahkaha Atıyor Kahkaha Atıyor
Revan fanı oldum galiba... Gülücük Dağıtıyor

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Ekm 2008 17:36
Begüm
Mangaka
Mangaka



Yaş: 33
Kayıt: 12 Nis 2008
Mesajlar: 612
Favori Anime & Manga: sailor moon, basilisk, shaman king,candy candy,...
Cinsiyet: Kız
Nerden: limon bahçesinden:P

Durumu: Çevrimdışı

Begüm
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
süper olmuş şeker Karışık ** Hayranlık Besliyor


süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Ekm 2008 17:57
Kara Kedi
Mangaka
Mangaka



Yaş: 32
Kayıt: 03 Nis 2007
Mesajlar: 1,106
Teşekkür: 37

Durumu: Çevrimdışı

Kara Kedi
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
çok güzel olmuş gerçektende.
bende nicole fanı oldum Hayranlık Besliyor bastır Nicole Çok Mutlu Çok Mutlu

En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
29 Ekm 2008 18:07
Yukiko
Mangaka
Mangaka



Yaş: 34
Kayıt: 04 Hzr 2008
Mesajlar: 943
Favori Anime & Manga: SailorMoon, İnuyasha, Bleach, Naruto...
Cinsiyet: Kız
Nerden: Darmadağınık odamdan =)))
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

Yukiko
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
Grupça ayrılıyorduk artık. Tolga Nicole ile kalmakta direniyordu. Bana bu kadar fena şeyler söylemeye cesaret eden Tolga'nın hala onun tarafını tutmasını anlayamıyordum.
Abim, Kerem ve Ege de Tolga ve nicole'e cephe almış durumdaydılar. Revan ise hep benimleydi. Aslında Kerem ve Ege de yanımdaydı ama Revan kadar yakın değillerdi.
Yolculuk sırasında tolga ve Nicole arkada, köle gibi başları eğik bizi takip ediyorlardı. Tolga çok mutsuz görünüyordu. Nicole ise çok sinirli. Gece Ege'nin başında beklerken Nicole ve Tolga ilerde kavga etmişlerdi. Hepimiz uyanmış ama yanlarına gitmemiştik. Tolga'nın sesi daha baskındı ve de haklı olduğu da kesindi.

Revan:
-Değişik sinyaller alıyorum'' dedi birden. Yolun ortasında durduk.

-Düşmanların sinyalleri olabilir...''

-Bilmiyorum açıkçası. Çok değişik sinyaller bunlar. İnsan türü olamazlar. İnsanların sinyalleri daha sade, yumuşak ve de net olur. Ama bu sinyaller boğucu, soğuk, karışık ve sanki sinyallerin de güçleri varmış gibi...''

-Dostum beynimizi karıştırdın iyice. İnsanların sinyallerine benzemiyorsa belki de bunlar o gölge adamlardır''

-Gölge adamların sinyalleri vardı. Tek bir sinyal gönderiyorlardı. Açık ve netti. Çok açık, aşırı sade. Hatta öyleki o sinyallerle beyinlerine girip onları etkisiz hale getirebilirdim.''

-E o zaman ne bunlar?''

-Durun biraz!'' diye başını tuttu Revan.

-Revan?!''

-İyi misin dostum?''

-Her yerden, her yerden sinyal geliyor! Her yerden geliyorlar!'' Etrafa bakınmaya başladık. birşey görünmüyordu.

-Revan, iyi olduğundan emin misin? Biraz oturup dinlenelim mi?'' Revan hala başını tutuyordu. Tolgalar da artık bize yetişmişti.

-Neler oluyor?''dedi merakla.

-Revan! Lütfen birşey söyle'' dedim. Hala cevap vermiyordu. Koluna girip kenardaki taşa oturttum. Önüne diz çöküp yüzünü görmeye çalıştım. Yine başını tuttu. ''Revan?''
Gözlerinin üstüne düşmüş saçları iterek, gözlerini görmeye çalıştım. Birden parmak uçlarıma sıcak bir ıslaklık deydi. Aceleyle saçlarını ittim.

-Revan!'' dedim korkuyla. Revan!ın yemyeşil, koyu yemyeşil gözlerinden kan akıyordu. Sabit bir noktaya odaklanmış öylece bakıyordu. Abim de yanımıza çöktü.

-Kan mı?'' dedi hayretle. Sonra Revan'ı dürtükledi, ''dostum! Dostum kendine gel!'' Revan yavaşça ellerini başından çekti. Gözlerinden süzülen kan dizinin üstüne damladı. Bir damlası da elime...

-Onlar sayıca çok üstünler! Elli kişiyi öldürdüm, hala devam ediyorlar gelmeye. Vaktimiz varken burdan, bu ormandan kaçmalıyız''

-Hadi o zaman. Herkes dayandığı kadar koşsun. Başka türlü bu ormandan kurtulamayacağız. Revan sen en başa geç, yönlere göre bu ormanın çıkışını bul. Hadi!'' Abim ayağa kalktı. Revan gözlerini silip koşmaya başladı. Biz de peşinden.

Gözlerinin o hali korkunçtu. Donmuş bakıyordu öylece. Hala koşarken sık sık başını çevirip bana bakarken bile gözlerinden akmış, kurumuş kanı görebiliyordum.
Revan nereye koşuyorsa biz de oraya koşuyorduk. Bizi yakalamaları an meselesi gibiydi. Çünkü içimde ağır bir karanlık kaplamıştı. Artık yanımızdalardı sanki. Arkamda, sanki arkamda duruyormuş gibi ürperiyordum...

Önde koşmakta olan Revan birden arkaya döndü. Ne olduğunu anlayamadım kendimi yerde buldum. Büyük bir hava akımıyla fırlatılmıştım ileriye doğru. Başımı kaldırıp baktığımda Revan gölge adamlardan birinin kolunu ikiye bölmüş, gölge adamın kolunun yarısı yerdeydi. Toz kalkmıştı. Gölge adam hayvanımsı bir bağırış içerisindeydi. Yere düşüp debelenmeye başladı acıdan. Hepimizi şoka sokan şey ise Revan'nın kolunun yerinde sipsivri, keskin bir kılıcın olmasıydı. Kolu yoktu! Onun yerine kolu kadar uzun kılıç vardı.

Revan bir adım geri çekilip birden razgon(fırladı) aldı. Diğer gölge adamlar koşarak bize doğru geliyordu. Grubun en önde ve uzağındaki kişi bendim. Hava akımı sırasında ileriye doğru uçmuştum. Revan birden saldırıya geçti. Büyük bir hızla önce yerde yatan gölge adamın yanından geçti sonra diğr gelmekte olan altı gölge adamlara saldırdı. O kadar hızlıydı ki. Bana saldırmak istemiş olan gölge adam kafasının ortasından, bütün vücudu ikiye ayrılmıştı.

Grubun tüm üyeleri dehşete düşmüş, yerlerinden kıpırdamadan duruyorlardı. Revan kendinden geçmişti artık. Diğer koluda ışıklar saçarak kılıca dönüştü.
-Hepinizi delip geçicem! Hepinizi!!!'' diye bağırdı. Yine hızla onlara doğru koştu. Önüne çıkanların saldırılarından ustaca kurtulup gölgeleri, her bi,rini ikiye böldü.
Kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Gölgelerden akan kanlar siyahtı... Miğdem bulanıyordu artık. Bu manzaraya daha fazla dayanamadım.

Kendimi zorlayarak ayağa kalktım. Arkamda gölgeleri kesen Revan'ı ve şoka girmiş bu olayları izleyen arkadaşlarımı bırakıp yavaş yavaş yürümeye başladım. Çok yavaş yürüyordum. Rahatlıkla bana yetişsinler diye. Gölge adamların bağırışları, haykırışları miğdemi kaldırıyordu her seferinde. Üstüne de kılıçların onları keserken çıkardığı ses nerdeyse bayılmama neden olacaktı.

Sonunda bir sessizlik oldu. Biraz daha yürüdüm. Dayanamayıp arkama döndüm. Revan üstü başı siyah kanla, dizlerinin üstüne çökmüş nefes almaya çalışıyordu. Timur ve Kerem de koşarak yanına gittiler. Tolga da yanlarına gitti. Nicole karnını tutup yere çömeldi. Ege ise... Ege ise bana bakıyordu. Benim de ona baktığımı görünce bana doğru yürümeye başladı. Arkadaşlarımın arkasında ölmüş, oyuncak gibi ikiye bölünmş, üst üste, alt alta yığılmış gölge adamlar vardı. Revan tek başına o kadar kişiyi öldürebilmişti. Daha önce elli kişiyi de öldürdüğünü söylediğinde ne demek istediğini anlayamamıştım.

-İyi misin?'' Ege yanıma gelir gelmez sordu.

-Sanırım...''

-Revan hepimizi hayretler içerisinde bıraktı. Zihniyle elli kişi, elleriyle yirmi kişi! Bravo!''

-Sen hiç etkilenmemişe benziyorsun. Onun nasıl adamları ikiye böldüğünü gördün''

-Sen de çok etkilenmişe benziyorsun''

-Bayılcam sandım bir an. Öyle kendinden geçmiş, saldırıyordu ki onlara! Yüzündeki o vahşi ifadeyi gördün mü? Gözlerini...''

-İçinizdeki öfke patladığında onunla beraber gücünüzün sınırları da kırılıyor. O zaman ne bedenine ne de duygularına söz geçiremezsin!'' Revan'ı kaldırdılar. Kerem Revan'ın kolunu kendi omzuna çekti. Böylece yardım ederek yürümeye başladılar.tolga Nicole'ün yanına gidip onunla ilgilendi sonra yerdeki çantaları topladı. Timur gözleriyle beni aramaya koyuldu. Tam ilerde Ege ile durduğumu görünce rahatladı.

-Gel Revan'ın yanına gidelim''

Koşarak yanlarına gittik. Revan yürüyebildiğini söylüyor Kerem ise ona destek olmak istediğini söylüyor aralarında tatlı bir tartışma başlamıştı.

-Revan?''

-Nina'' dedi ne diyeceğimi merak eden gözlerle. ''iyisin değil mi?''

-Evet, sen? Sende herhangi bir yaralanma filan var mı?''

-Hayır, yok.''

Söylemek istediğim bir sürü şey vardı. Nasıl nerden başlayacağımı bilemedim. Revan'dan korkmuştum ama bir yandan da geçici bir öfkeydi bu diye kendime inandırmaya çalışıyordum. Bu kadar korkunç görmemiştim onu!
Brbirimize bakıyorduk öylece. Sonra fark ettik. Kerem'i görünce kendime geldim.

-Sanırım Nina hala şokta''dedi Ege. Timur üzgün üzgün bana bakıyordu.

-Evet...''

-Gidelim artık. Yolumuz uzun'' dedi abim.
Etrafa saçılmış çantalarımızı sırtlarımıza aldık. Yine koyulduk yola.

-Nina, tatlım'' diye kolumdan tuttu abim. ''Bu kadar yeter. Benden uzaklaşıyorsun, kopuyorsun. Bu beni çok üzüyor'' Diğerleri ilerlemişlerdi. En arkada gelen Tolga ve Nicole de bizim yanımızdan geçerek ilerlediler.

-Ben de çok üzülüyorum''

-Ben seni kırmak istemedim. İnan bana çok sinirlendim o anda. Seni bulamazsak diye endişeye kapıldım. Sen ... Sen bir tanesin. Senden başka bir hazinem yok benim. Sana sarılmayı, 'bebek kardeşim' demeyi, saçını bozup seni kızdırmayı özledim. Seni korumayı özledim...''

Bütün bunları anlattıkça abime duyduğum sevgim kabarıyoprdu. Ben de onu çok özlemiştim. Eskisi gibi değildik. Uzaklaşıyoduk, kopuyorduk birbirimizden.

-Hepsi senin suçun!'' dedim gözlerim dolarak.

-Evet, hepsi benim suçum. Küçük kız kardeşimi ihmal edip onu kendimden uzaklaştırdım. Onu anlamaya çalışmadım. Dinlemedim...'' Abim sırtındaki çantayı indirdi. Onun da gözleri dolmuştu ama ben bu sefer ağlıyordum.

-Nina... Tatlım, güzelim, bebek kardeşim! İnan çok üzgünüm!Çok '' diye ellerimi tuttu. ''Özür dilerim! Affet beni. Abin olarak bi daha senden uzaklaşmicam. Ve hep sana inanacağım! Seni boşluğun ortasında bırakmışım gibi hissediyorum. Bir daha eskisi gibi olamayacağımız düşüncesi aklımda döndü durdu. Eğer böyle olursa bu hayatta yaşamın yarısının anlamı olmaz benim için.

küçüklüğümüzden beri...''

-Sen küçükken daha yakındın bana!''

-Ama şimdi de yakın olcam. Hep olmadım mı? Bundan sonra da olacağım. Hep yanında olacağım. Lütfen artık eskisi gibi davran bana. küs kalmak beni çok mutsuz ediyor!'' Gözlerimi sildim.

-Beni de dinleyeceksin bundan sonra tamam mı?''

-İstediğin kadar dinlerim.Bi daha bu kadar üzülmek istemiyorum''

-Söylediklerimi ciddiye de alacaksın!''

-Pekiii!'' diye gülümsedi. Sustum kaldım. Tam bir mız mızdım. Şu hale bak kurallar koymuştum bir de cezaları da sıralarsam tam olacaktı.

-Başka yok mu?''

-Bu kadar'' diye gülümsedim yaşlı gözlerimle.

-Şimdi gel bakayım abine. Şöyle sıkı sıkı sarıl, çok özledim yaaa!!!''

Daha bir adım atmadan abim çoktan beni kendine çekmişti. Kendine iyice bastırdı. Burnunu saçlarımın arasına gömdü.

-Birtanemm! Bebek kardeşim! ''

Abime sarılabiliyor olmak çok güzeldi. Kokusunu özlemiştim. Bana böyle sıkıca sarılmasını, öpmesini, saçlarımı okşamasını çok özlemiştim...

-Sen küçükken bana çok yakındın...''

-Nina...''

-Ama şimdi bana daha çok yakınsın''

-Seni çok seviyorum güzelim!''



Звезды ближе ко мне, чем когда-либо
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
30 Ekm 2008 18:03
mangaka_sym
Mangaka
Mangaka



Yaş: 37
Kayıt: 31 Tem 2008
Mesajlar: 2,085
Teşekkür: 983

Durumu: Çevrimdışı

mangaka_sym
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
Her zamanki gibi harika bir bölümdü... Göz Kırpıyor
Ağlıycam şimdi... Az önceki savaş sahnesinden bu duygusal konuşmalar içimi bir fena etti doğrusu.. Üzgün ya da Ağlıyor Timur ve Nina adına sevindim... Gülücük Dağıtıyor
Yürü be Revan... Kahkaha Atıyor Senin fanınım artık... Bakalım Nina sana karşıklık verecek mi? Şaşırmış Durumda

http://www.youtube.com/watch?v=LuRuLqzuhbM
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Ekm 2008 20:04
Yukiko
Mangaka
Mangaka



Yaş: 34
Kayıt: 04 Hzr 2008
Mesajlar: 943
Favori Anime & Manga: SailorMoon, İnuyasha, Bleach, Naruto...
Cinsiyet: Kız
Nerden: Darmadağınık odamdan =)))
Teşekkür: 3

Durumu: Çevrimdışı

Yukiko
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
Şey..umm... Acaba , acaba biraz yukarıya baksanız ve 20. bölümü bi daha inceleseniz. Değişikliği fark edebilir misiniz Gülücük Dağıtıyor Çok Mutlu

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder MSN Messenger  
30 Ekm 2008 20:11
mangaka_sym
Mangaka
Mangaka



Yaş: 37
Kayıt: 31 Tem 2008
Mesajlar: 2,085
Teşekkür: 983

Durumu: Çevrimdışı

mangaka_sym
Mangaka
Nina Konu: Yanıt: Nina
Alıntıyla Cevap Gönder
Hangi değişikliği anlamadım kusura bakma... Hüzünlü Şaşırmış Durumda

http://www.youtube.com/watch?v=LuRuLqzuhbM
En Yukarı Git
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder  
30 Ekm 2008 20:13
 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 25, 26, 27 ... 40, 41, 42, Sonraki
26. sayfa (Toplam 42 sayfa) [ 419 mesaj ]  

 
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız