Nina Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 30, 31, 32 ... 40, 41, 42, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj


vay be bu son bölümler baya bi güzel hoşuma gitti devamıı bekliyorum(yazılcak çok şey var ama parmaklarım bana aldırış etmiyolar bunu yazmak için zor ikna ettim bay bay)
[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam



Aşağıya inmek çok zamanımı alıyordu. En az beş saattir uçurumdan inmek için uğraşıyordum. Uzakta yanmakta olan orman bana ışık oluyor ve nereye tutunup nereye basmam gerektiğini görebiliyordum. Gelirken nerden , nasıl geldiysek öyle iniyordum. Hangi engelleri nasıl aştıysak öyle aşıyordum, deneyimliydim.
Ama çok yorgundum. Beş saatten fazla zamandır ayaklarım, bacaklarım, kollarım gergin bir şekilde durduğu için bütün vücudum ağrıyordu.
Dağdan inince geriye bir beş saatlik yol daha kalıyordu. O da orman içinde kaybolmaz ve bizim kaldığımız ormana varabilirsem . Tabi ormanı aştıktan sonra şelanenin kenarından tırmanıp bizim ormana koşmam gerekti. Hepisini toparlarsak yarın sabah abimin yanında olabilecektim!
Çok dikkatli davranıyordum. En küçük hata benim ölmem demekti. Geriye tahminen on kat bir binanın yüksekliği kadar yer kalmıştı. Onu da bir, bir buçuk saatte aşacaktım.
Diğerleri benim yokluğumu geç fark etmişe benziyorlar. Öyle olmasa çoktan bağırışlarını, bana seslenişlerini duyuyor olurdum.
Abimin savaşında çarpışma sesleri hala kulağımdaydı. Sık sık patlamalar oluyor ve ben bu patlamalar sonucunda oluşan hava akımları nedeniyle tutunduğum yerlerden düşmemek için uğraşıyordum. Bazen ayağımın altında toprak ve taş parçaları kayıyor ve düşecek gibi oluyordum. En büyük korkum işte bu şekilde düşüncelere kapılıp, ayağımın kayması ve aşağıya düşmemdi. Bu nedenle olabildiğince dikkatli tutunuyordum.
-NİNAAAA!!!''
Ses yukardan, çok uzaktan geliyordu.
-NİNAAAAA!!!''
Bağıran Revan'dı. Sesi o kadar kalbime dokunuyordu ki! Çaresiz ve umutsuz haykırışlardı bunlar. Ama cevap vermedim. Bana engel olacağını biliyordum.
-NİNAAAA!!!''
Sus Revan!
Sus!!!
-NİNAAAA!!! NERDESİN? NİNAAAA!!!''
Yapabileceğim birşey yoktu. Aşağıya baksa beni görmesi imkansızdı. Ama rahatlıkla duyabilirdi çünkü ses yankı yapıyordu.
-NİNAAAA!!! LÜTFEN BENİ DUYUYORSAN CEVAP VER!''
Az kaldı aşağıya inmeme. Çok az kaldı. Revan'ın sesi her yerde yankılanıyordu.
Geldiğimiz yerleri hatırladığım için kendimi şanslı hissediyordum.
Patlama oldu!
Yine patlama oldu. Ard arda! Buz mavisi bir duman gökyüzüne yükseliyordu. Duman ormanın üzerine çöküyordu yavaş yavaş. Hava nedense boğazımı yakmaya başladı. Öksürdüm ama geçmedi. Ağzımı burnumu ellerimle kapatıp bundan çok etkilenmemek için koşmaya başladım. Ama bu sefer havadaki o garip gaz gözlerimi yakmaya başladı.
Gözlerim yaşlanıyordu ama ben hem onları siliyor hem de yüzümü kapatıp bundan etkilenmemeye çalışarak koşuyordum. Bu şekilde en az beş saatlik yolum vardı. Gece çoktan olmuştu. Ormanın bazı yerlerinden ateş yükseliyordu.
Yanan ağaçların arasına girdim. Ateşten uzak durmaya çalışarak, dikkatlice onların arasından sıyrıla sıyrıla yürüdüm. Bir ara kolumu yaktım. Yukardan düşen dal parçası nedeniyle. Küçük dikkatsizliğimle de bir köke takıldım bu sefer de dizimi yaktım.
Onlar yine de umrumda değildi.
İlerledim. Babet giydiğimden o panik halimde bir tanesi ayağımdan çıktı. Ağacın kökünün altından geçerken takıldı ve babetlerimden tekini kaybettim.
Diğerini de çıkarıp fırlattım bir yere. Artık onlara ihtiyacım olmayacaktı. Çıplak ayaklarımla soğuk hem yanmış hem de ıslak çimenlerin üzerinden koşarak geçtim. Yürüyerek vaktimi kaybedecektim.
Koştukça sanki zamanım kısalıyor gibi hissediyordum. Çünkü çarpışma sesleri şiddetlenmişti ve buz mavisi ışığı göremiyordum. Hep kızıl ateşler yükseliyordu. Bu görüntüyü gördükçe daha çok koşuyor, daha da hırslanıyordum.
-NİNA!''
Bu ses!
Revan!
Revan'ın sesi duyuluyordu uzaktan ama nerden bilmiyordum. Belkide sadece bir yankıdır. Ya da bana öyle gelmiştir. Koşmaya devam ettim.
-NİNA! BURALARDASIN BİLİYORUM; CEVAP VER!''
Ses ilerden geliyordu. Durmadım koşmaya devam ettim. Bana engel olmasına izin vermeyecektim.
-NİNA! YANINDA OLMAK İSTİYORUM! SEninlE OLACAĞIM! ENGEL OLMAYACAĞIM!''
Revan sesi kısılırcasına bas bas bağırıyordu. Emindi benim buralarda bi yerde olduğuma.
Benim için, benim peşimden gelirken ona birşey olmasından korktum.
-REVAN! BURDAYIM!'' diye bağırdım. O sırada bir patlama daha oldu. Bu seferki buz mavisiydi! Yüzümde gülümseme oluştu.
-ACELE ET, İKİYE YARILMIŞ AĞACIN SOLUNDAN GEL!''
-TAMAM! GELİYORUM!''
Hem gitmek için sabırsızlanıyor hem de Revan bir an önce gelse diye yerimde zıp zıplıyordu. Heyecanlanmıştım. Nedenini bilmiyorum ama heyecanlanmıştım.
Ağacın dallarını kırarak Revan zahmete girmeden direkt atladı kökün üzerinden. Beni görür görmez nerdeyse düşecekti. Ayağı kaydı ama umrunda mı?
Koşarak yanıma geldi. Beni omuzlarımdan tutup kendine çekti. Sıkıca sarıldı, kollarıyla tamamen sardı.
-Senin için çok endişelendim''
Boğuk boğuk, Revan'ın göğsüne bastırılmış başıma rağmen, '' ben iyiyim'' dedim. Revan ile bu şekilde uzun zaman kaldık. Nedense bana sarılması garip bi şekilde hoşuma gitmişti. Burnunu saçlarımın arasına sokup, '' o uçurumdan kendini aşağıya atmış olabileceğin aklıma geldi biliyor musun?''
-Ihıı...''
-Tolga abine ulaşamazsın gidersen seni burdan atarım deyince delirdim'' Kendimi tamamen Revan'a bırakmıştım. Çok yorgundum. O kadar zamandır tırmanmış ve koşmuştum. Revan'ın bana sarılması çok iyi gelmişti. Konuşurken sırtımı sıvazlıyordu.
-Sana seslendim neden cevap vermedin?''
-Bana engel olacaktın''
-Hayır, aslında senin bu yaptığını destekliyor değilim ama senin acı çekmene de dayanamam. Sen abin olmadan yaşayamazsın. Biz olsak ta yine de mutsuz olursun. Seni çağıran sese koşuyorsun. Tıpkı Ege'nin seslenişine koştuğun gibi, içinde abinin sana seslenişi var. Bu yüzden senin düşüncelerine saygım var. Ölecek misin?'' dedi. Biraz geri çekildi. Yüzümü ellerinin arasına aldı, gözlerimin içine baktı.
O kadar, o kadar şaşkın ve hayrandım ki!
Revan'ın bakışları ta ruhumun saklı duygularına kadar gidiyordu. Kalbim hızlı atmaya başlamış, hatta Revan'ın kalp atışlarımı duymasından korkuyordum.
Patlama oldu.
Bu sefer alevler yükseliyordu. İkimizde önce alevli gökyüzüne baktık.
-Eğer öleceksen, eğer bi saflık yapacaksan ben de seninle olacağım''
-Revan...''
-Biliyorum, sen beni yanında istemiyorsun-''
-Hayır!'' Şaşırdı. Merakla o yemyeşil, koyu yemyeşil gözleriyle ruhumu heyecanlandırmaya devam etti. Ama o kadar saf bakıyordu ki bunu yaptığından habersizdi.
-Yanımda olmanı istiyorum...'' Birkaç saniye baktı. İnanmıyor gibiydi.
-Sen, sen yanında olmamı istiyor musun gerçekten?'' O anda utançtan yerin dibine girmek istiyor ama aynı zamanda Revan'a yakın olmak, ona gülümsemek istiyordum.
-Evet...'' Revan tatlı tatlı gülümsedi.. Bakışları dudaklarıma kaydı. İşte o saniyede bayılabilirdim. Çünkü ne yapacağımı bilmiyordum.Aslında ne istediğimi biliyordum ama...
-O zaman sonuna kadar hatta sonsuza kadar yanındayım. İstesen de istemesen de. Beni istemediğinde bile uzaktan seni izliyor olacağım, düştüğünde biri canını yaktığında sana elimi uzatacağım''
-Revan..''
-Evet?''
-Biri beni üzmeden yanımda olsan'' dedim. Ama , ama dediğime pişman oldum. Bakışlarımı kaçırdım. Revan yüzünü yüzüme daha da yaklaştırdı.
-Sen de benim seni sevdiğim kadar seviyorsun, değil mi?''
-Be-ben mi? Bi-bilmiyorum ki ben şimdi, yani...''
-Nina, bu kadar utanma. Seviyorsan bana söyle, artık birbirimize eziyet etmenin kime faydası var. O kadar zamandır senin peşindeyim ama savaşın ortasında, ölümün yanında sana kavuştum''
-Revan-''
-Seni seviyorum!''
Yine bir patlama ve bu seferki buz mavisiydi.
-Timur!'' dedik aynı anda sonra birbirimize gülümsedik.
-Revan'' dedim tüm cesaretimi toplayıp, '' yani, sanırım, galiba seni ...''
-Evet?''
-Ya bi dur işte anlatıyorum''
-Seviyorum de artık ya, şu hale bak seviyorum lafını duymak için yapmadığım şey kalmadı'' Gülümsedim.
-Revan-''
-Evet güzelim''
-Ben seni seviyorum!'' Gülümsedi, çok mutlu gülümsedi. ''Ben galiba senden çok hoşlanıyorum ve maalesef bunu şimdi anladım''
-Geç olsun da güç olmasın diye bi laf var Türklerde, biliyor musun?''
-Evet, biliyorum. Ama benimki geç te oldu güç te''
-Bu senin orjinalliğin '' Yüzüm hala Revan'ın elleri arasındaydı. Revan dudaklarıma baktı. Yavaşça eğildi...
Aman Tanrı'm aman Tanrı'm!!!
-Umm..şey .. '' Nefesini artık dudaklarımda hissediyordum ve Revan hala dudaklarıma bakarak, '' ne oldu?'' dedi.
-Şimdi mi, şimdi mi öpeceksin?'' Cevap vermedi. Sadece dudaklarıma dudaklarını dokundurdu. Önce hafifçe bir iki defa öptü. Sıcacık öpücüklerdi. Tatlı aynı zamanda heyecandan bayılmama neden olacak öpücükler...
Revan bir koluyla belimden kavrayıp kendine çekti, diğer eliyle çenemi tutup beni uzun uzun öptü. Defalarca, sıcak dudaklarıyla soğuk dudaklarımı ısıttı.
Etrafımız yanıyordu, abim savaştaydı. O birkaç dakikada sanki dünya durmuştu. Revan'ın huzur dolu bakışları, yumuşak ve sıcak öpücükleri bana herşeyi unutturmuştu.
Geri çekildi biraz, '' hoşuna gitti mi?'' dedi.
Soruya bakar mısınız? Ben bayılmak üzereyim o bana bu soruyu sorarak daha da beter duruma sokuyor!
-Revan!''
-Tamam, tamam belli hoşuna gitmiş''
-Pe-pekala artık gitme vakti geldi.''
-Evet'' diye toparlandı hemen. Gökyüzüne baktı. ''Timur'a desteğe gideceğiz! Şu anda senin psikolojik desteğine çok ihtiyacı var onun''
-Yanında olduğumu görünce daha da güçlenecek''
-Gidelim o zaman, sonra nasıl olsa daha çok öpeceğim seni'' diyerek sırıttı.
-Revan bak''
-Tamam gidiyoruz'' dedi ve elimden tutup koşmaya başladı. Arkasından beni de sürükliyordu. Ona ayak uydurmayı başardım.
Aslında mutluydum ama aynı zamanda korkuyordum.
Bilirsiniz, mutluluklar çok kısa sürüyor.
Artık kaybetmekten korktuğum iki kişi vardı.
Biri abim diğeri de Re- pardon, aşkım!
Beni kendime getiren, tatlı aşkım!
Revan!
Seni seviyorum!
Seni çok seviyo
rum !!!
Ele ele, Timur'a koşuyorduk!!!
Bu sefer tek başıma değilim, yanımda Revan var!
Bekle bizi abiciğim!
Ben ve Revan yanına geliyoruz!!!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

Ooo Nina'mız çark etti.
İyi de oldu hani.
(Ben Revan Fanı olduğum için...
)
Revannn..
Gerçekten çok kibar... hehe..
Yukiko gerçekten muhteşem yazmışsın. Yani insan gözünde bu kadar canlandırılabilir herhalde.
Revan fanı olmakta ısrarlıyım umarım bir şey olmaz ona.




Revannn..



Yukiko gerçekten muhteşem yazmışsın. Yani insan gözünde bu kadar canlandırılabilir herhalde.

Revan fanı olmakta ısrarlıyım umarım bir şey olmaz ona.





hizuğya katılıyorum bizim revan işini biliyo
sevindim ya revanla nina için
ne kadar tatlılar bizim yukikomuz nasıl da tatlı güzel iten betimlemiş anlatmış bu bölümü (bu bölümü dediğime bakma aslında hepsi güzeldi ama aralarından en güzeli bu
)
ah ah bende istiyorum revan gibi bir yoldaş ama nerde XD
diğer bölümüde okumak için sabırsızlanıyorum şeker





ah ah bende istiyorum revan gibi bir yoldaş ama nerde XD
diğer bölümüde okumak için sabırsızlanıyorum şeker



süpersin yaXD hadi üç ayı tin tin tin XD

31. sayfa (Toplam 42 sayfa) [ 419 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |