Nina Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 35, 36, 37 ... 40, 41, 42, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
Açıkçası bunu hiç fark etmemiştim
Teşekkür ederim Kara Kedi'mm!
Bu arada benim bir kolyem var. Kara Kedili. Onu sürekli takarım, nereye gidersem. Bana uğursuzluk getirmez hiç bi zaman. Tersine sanki koruyor gibi! Çok severim onu
Kara Kedi diye görünce kolyem aklıma geldi. Resmini çekip göstercem yakında!

Teşekkür ederim Kara Kedi'mm!
Bu arada benim bir kolyem var. Kara Kedili. Onu sürekli takarım, nereye gidersem. Bana uğursuzluk getirmez hiç bi zaman. Tersine sanki koruyor gibi! Çok severim onu

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

vaaaay kara kedili kolye
çok hoş ya, bende merak ettim şimdi
nikimde yakışmı demü

çok hoş ya, bende merak ettim şimdi

nikimde yakışmı demü

"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^


Bölüm-23- Bulutlar Arasından Gelen Afet
Havada vahşice, acı dolu haykırışlar yankılanıyordu. Her atılan çığlıkta içim titriyordu. Öyle acı doluydu ki sesleri!!!
Timur değişime uğramıştı. Gözlerine sanki kan inmişti. Kıpkırmızıydı, göz bebekleri ise siyah ve içinde küçük bir ışık saçıyordu. Alnında damarları görünmeye başlamıştı. Şaşkınlıkla diğerlerine baktım.
Nicole baygındı. Çünkü bizi yakalayan yaratıklar ilk ona saldırmış, boynundan darbe almıştı.
Revan'ın kol kaslarında garip bir şekilde siyah şekiller oluşuyordu. Bunlar olurken Revan sanki enerji patlaması yaşıyormuş gibi bağırıyordu. Tolga'nın tüm saçları diklenmişti. Sanki elektrik yüklenmiş gibi, koyu kahverengi gözleri elektrik maviisne dönmüştü. Şimdi diyeceksin elektrik mavisi nasıl oluyor? Beyaz elektrik kıvılcımlarıyla açık mavinin birleşimiyle garip bi ışık oluşuyor. Bundan doğan saf ama agresif bir renk işte...
Timur 'un vücudu volkandan çıkan lav gibi olmaya başladı. Yaradıklar etten yapılmamıştı ama yine de onu tutan kemikten elleri erimeye başlamıştı. Çıkardıkları zayıf, vahşi çığlıklarla ondan uzaklaşmaya çalıştılar. Ama Timur her ikisini de başlarından tuttu. Timur'un onları tutmasıyla kemik kafa tasları erimemeye başladı. Çaresizce debelendiler Timur'un avucunda başlarını kurtarmak için. Birisi Timur'un yüzüne doğru savurdu yanmış kolunu ama Timur'un yüzüne dokunmasıyla kemikleri erimeye başladı. Timur her ikisinin de artık bittiğini görünce avucunu açtı. İki kemik yığını son hızla gökyüzünde gereksiz iki madde gibi sonsuzluğa düşmeye başladı. Etrafımız bu kemik adamlardan binlercesiyle doluyordu.
Tolga avucunda sanki silah varmış gibi elektirkleri yolluyordu etrafa. Bir vuruşta beş-altı adamı yok ediyor aşağıya doğru düşüyorlardı. O sırada birden beni tutan yaratığın çığlığıyla kendime geldim. Çatır çatır kemiklerin kırılış sesleri yüzünden dişlerimi sıkmıştım. Yaratıktan kurtulup, arkama baktım. Revan yaratıkların kollarını bacaklarını bir vuruşta kırıyordu. Bana bakmadı bile, beni görmedi. Arkadan saldıran üç yaratığa yöneldi. Birisini zaman kazanmak için ileriye savurdu, diğerlerini her iki eliyle boğazlarından yakaladı. Boğazlarını sıkıp o anda ikisinin de başlarını gövdelerinden ayırdı. Kemikleri kırıldı. Üçüncüsü ne önce bir tekme savurdu. Sonra kolundan tuttu, karnına tekme attı. Sonra başını tuttu ve çekti. Yaratığın bağırmaya bile fırsatı kalmadı , çünkü Revan çoktan kafasını tutup, koparıp çıkarmıştı.
Nicole'e doğru uçtum. sayılarının çok olması nedeniyle çocuklar kendilerine saldıranları öldürmekle meşguldüler. İğrenç yaratığın Nicole'e doğru geldiğimi görünce onu benden kaçırmak isteyeceğini anlamıştım. Hızımı arttırıp, saldırmaya geçtim. Arkası bana dönük, Nicole kucağında benden kaçıyordu. Tam yumruğumu onun sırtına indireceğim anda birden Nicole ile birlikte bana döndü. Son anda fark etmeme rağmen maalesef yumruğumu Nicole'ün karnının kenarına indirdim. Bununla birlikte yaratık vuruşumun etkisiyle geriye doğru uçtu. Şansa bak ki Nicole o sırada ayıldı. Gözlerini açıp ta karşısında tam bir ucube suratı görünce iğrenen bir çığlık attı. Yaratık onu bırakmamak için dirense de Nicole yaratığın suratına şiddetli bir yumruk indirdi. Gücünün de etkisiyle yaratığın suratı dağıldı. Gerçek manada dağıldı. Nicole'ün yumruğu yaratığın kafasının içinden geçti, arkasından çıktı. Aniden yaratık tarafından serbest bırakılan Nicole çığlık çığlığa aşağıya düşmeye başladı. Alttaki yaratığa çarptı, yaratık da düşmeye başladı. Yetiştim ve kolundan tuttum. Beni görünce belli belirsiz gülümsedi. Derin nefes alıp, ''beni kurtardın tamam,'' diye göz kırpttı.
Nedense bütün yaratıklar erkeklere saldırıyor, savaşın ortasında biz ikimiz öylece duruyorduk. Tabi biz bu olayı fark edene kadar. Nicole, ''bu kadar iğrenç bir yaratığın kucağında bayıldığıma inanamıyorum. Oysa ben Timur'un kucağında olmayı hayal ediyoprdum,'' dedi savaşanlara bakarken. Bakışları öyle dalgındı ki benim onu duyduğumdan habersizdi. Bana döndü,'' Timur nerde?'' dedi.
-Bilmiyorum ama çok büyük değişim geçirdiler, görmelisin'' dedim. Nicole'ün dudağının kenarından yukarıya intikam dolu sinsi ve vahşi bir gülümseme yayıldı. Ellerini birbirine vurdu, parmaklarını şakırdattı.
-Hazır mısın kuzum? Şöyle birkaç bin kemik koleksiyonu yapmaya ne dersin? İlerde torunlarımıza gösterir hava atarız,'' dedi. Sesi öyle heyecan ve enerji doluydu ki. Beni de heyecanlandırmış, onun havasına kapılmıştım.
-Hazırım valla, onları şöyle kırıp dökelim. Zaten uzun zamandır gücümüzü tam olarak göstermemiştik,'' dedim. Nicole, '' afferin kuzum. Bi gün de böyle sert ol. Ne o öyle hanım hanımcık, çıt kırıldımcık,'' diye kahkaha attı.
İkimiz, Nicole'ün verdiği cesaretle savaşın içine daldık. Ama daha kargaşanın içine girer girmez Tolga'nın parçaladığı yaratığından kopup, fırlayan kemiği benim kafama geldi. Nicole bunu görünce kahkahalara boğuldu. Hayal etsene, kargaşanın içinde iki kız biri ona bakıp kopmuş vaziyette.
Ancak benim de kahkahalara kapılmama neden olacak birşey oldu. Tam da Nicole ağzı açık kahkalar atarken Revan'ın tekme attığı yaratık tam Nicole'ün yanından fırlayıp ikimizin arasından boşluğa savrulurken, yaratığın eli tam Nicole'ün ağzına geldi. Bu sefer de ben gülmeye başladım.
Nicole de ben de karnımıza giren ağrıyla susabildik. Yine kargaşanın içine girmeye kalkıştığımızda önce birbirimize baktık, gülümsedik. Gülmek istedik ama gülünce karnımız acıyordu.
Daldık savaşın arasına. Kimse bana saldırmıyor. Dolayısıyla okullarda belasını arayan, ona buna sataşan kaba dayılar gibi önüme gelen yaratığa saldırmaya başladım. O sırada yumruklarla bu işi yapamayacvağımı düşündüm. Elimi açtım ve avucumda uzunca bir mızrağın olmasını sağladım. Uçlarında parıldayan sivri bıçaklar vardı. Her iki uçtaydılar. Böylece sopayla döndürerek, vuruyor, ölmeyenleri de bıçaklarla öldürüyordum. Ne kadar tuhaf!
Öldürmekten artık bu kadar korkmuyordum. İlerde Nicole'ü gördüm. Daha doğrusu duydum.
-Haa haaa! Al bakalım kütük! Gerizekalı ne diye oraya bakıyorsun ben burdayım!'' diye bağırıyordu. Bu işten çok zevk alıyordu. Oraya uçuyor, vuruyor öldürüyor sonra , '' hey kemik kafa! Bak katilin burda!'' diye bağırıyordu.
Bu kız kesinlikle deli!!!
Sonunda yaratıklarda azalma görüldü.
Erkekler bizi görmüyordu. Ben Revan'a Nicole de Timur'a bakıyorduk. Ama ne Timur kan gözleriyle Nicole'ü görüyordu. Ne de Revan da kemikleri kırmaktan başını kaldırıyordu.
Sonunda son yaratığı da ben yok ettim. Hepimiz ancak yavaş yavaş eski halimize gelince nefes nefese kaldığımızı fark ettik.
-Bitti mi?
-Bitti-i...'' Hepimiz nedense bu 'bitti' sözcüğünden ürkmüştük. Çünkü en son bitti dediğimizde Ege'yi kaybetmiştik. Etraftan herhangi bir saldırı gelir mi gelmez mi diye bakındık.
Siyah, küçük bir kelebek geçti birden Revan'ın önünden.
-Bunu bi yerden tanıyor musunuz?'' dedi gülümseyerek. Kelebek yavaş yavaş yanıma geldi ve saçıma kondu.
-Ege'nin Ruhu!'' Hepimizin yüzünde buruk, hüzünlü bir gülümseme vardı.
Savaştan çıkmış ve yorgunduk. Ege'nin Ruh'u hala saçımdaydı.
-Son düşmanımızı da bulalım da bitsin bu iş abi! Sıkıldım artık,'' dedi Tolga.
-Önce Kerem'i bulmamız gerek,'' dedi Revan. ''Sahi ya, nerde bu çocuk?''
-Bir bilsem.''
-İsterseniz ben yardımcı olayım''
Gökyüzünde sanki şiöşek çakmış gibi duyulan bu sesle hepimiz ürktük.
-Bir araya gelin, uzaklaşmayın birbirinizden,'' diye Timur taliman verdi.
Tam karşımızda bir gölge belirdi. Sisin içinde yavaş yavaş belirginleşti. Sapsarışın, belirgin kedimsi gözleri, ıslak ve kışkırtıcı doğal dudaklarıyla , beyaz tenli, aşırı abartılı dekoltesiyle bir kadın karşımıza çıktı. Şaşkın şaşkın bu güzelliğe bakıyorduk.
-Bunu mu kaybettiniz?'' diye uzun tırnaklı zarif parmağını kaldırdı. Bulutun içinden havada asılı Kerem göründü. Baygındı, havada sırt üstü yatıyordu.
-Arkadaşınız şu anda hiç uyanmak istemeyeceği güzel bir rüyada. İsterseniz sizi de onun yanına önderebilirim. Sonsuza kadar cennette yaşarsınız,''
-Ben de bunu yedim!'' dedi Nicole öfkeli bakışlarla. Kadın o kadar çekici ve kışkırtıcıydı ki, sadece küçük bir hareketi bile insanın kalbini hızlandırıyordu. Biz kızlar bile bu derece etkilenmişken, bizim savaşçıların hallerini düşündükçe sinirlerim tepeme fırlıyordu. Kimseden ses çıkmayınca:
-Kerem'i bize ver!'' dedim. Kadın hafifçe bakışlarını bana yönlendirdi.
-Bunun karşılığında sen bana ne vereceksin?''
-Hiç birşey!''
-Öldürmeyeceğimiz için merhametimizi alabileceksin, botoks manyağı''
-Anlamadım?''
-Senin gibi bir bunak nasıl oluyor da bu yaşa rağmen vücudu kusursuz olabilir? Ancak botoksla estetikle olabilir bu, zavallı,'' Kadın hafifçe gülümsedi.
-Tatlım, kıskançlığa gerek yok. Merak etme çocuklardan sevdiğin kişiyi almayacağım. Acaba alsam mı? Bu arkadaşınız,'' Kerem'e bakarak, '' çok masum ve sade. Ama ben çekici bişi istiyorum. Mesela seni istiyorum.'' dedi. Timur'a yaklaştı. Kadın havada süzülerek hafif bir edayla yaklaştı. Göğüsleri sanki slikon takılmış gibi, o kadar büyüktü ki, insan gözlerini hayretle dekoltesine dikmekten alamıyordu kendini. Nicole gerim gerim gerilmiş, '' kaç numara giyiyor acaba? İlk işim burdan kurtulunca slikon taktırmak olacak!'' dedi. Gülmemek için kendimi tutarken bir yandan Timur'a dikkatle bakıyordum.
Kadın Timur'a inanılmaz büyüleyici bakışlarla, '' benimle gelmek ister misin? Karşılığında senin arkadaşlarını rahat bırakırım. Ve sonsuza kadar senin olurum,'' dedi.
-Beni iyi dinle botoks güzeli!'' diye arkadan öne fırladı Nicole.
-O senin muşmula suratına bakacak değil. O beni seviyor, sen istediğin kadar çekici ol, umrunda olmaz,''
-Muşmula surat mı?'' dedi Timur rüyadan uyanırmış gibi.
-EVET ÖYLE! DELİRTME BENİ TİMUR ÖLDÜR GİDELİM BURDAN!''
-Tatlım,'' diye narin elini Nicole'ün yanağına götürdü. Nicole hışımla eline vurark, kadının elini ileriye savurdu. O narin bakışlı, sakin kadın birden yerlere sarkan sapsarı saçlarıyla elektrik çarpmış gibi değişti. Birden Nicole'ün boynunu yakaldı. Tutup kaldırdı. Nicole tekmeler savursa da kurtulmaya başaramadı. Hemen koşarak kadına karşı saldırıya geçtim. Kadın bunu benden beklemediği için attığım yumrukla ıslak pembe dudaklarından beyaz tenine koyu kızıl kan sızmaya başladı. Saldırının şokundan kurtulunca ikinci darbeme karşı koymak istedi ama Revan ikinci koluyla tuttuğu ve boğulmak üzere olan Nicole'ü kurtarmak için kadının karnına tekme attı. Nicole havaya savruldu, öksürerek, hızlı hızlı nefes almaya çalıştı. Benim saldırım boşa gitti, kadın yumruğumu nasıl olduysa birden tuttu ve tuttuğu elimle beni birden sola fırlattı.
-Ya abicim, bitsin bu hikaye!! Bu son düşmanı da öldürüp buraya bir nokta koyalım!! '' diye isyan etti Tolga.
Son düşmanla artık bu hikayemize son verecek ve normal insanlar gibi yaşayacaktık. Ama bakalım bu düşmanımızı nasıl yeneceğiz?
Havada vahşice, acı dolu haykırışlar yankılanıyordu. Her atılan çığlıkta içim titriyordu. Öyle acı doluydu ki sesleri!!!
Timur değişime uğramıştı. Gözlerine sanki kan inmişti. Kıpkırmızıydı, göz bebekleri ise siyah ve içinde küçük bir ışık saçıyordu. Alnında damarları görünmeye başlamıştı. Şaşkınlıkla diğerlerine baktım.
Nicole baygındı. Çünkü bizi yakalayan yaratıklar ilk ona saldırmış, boynundan darbe almıştı.
Revan'ın kol kaslarında garip bir şekilde siyah şekiller oluşuyordu. Bunlar olurken Revan sanki enerji patlaması yaşıyormuş gibi bağırıyordu. Tolga'nın tüm saçları diklenmişti. Sanki elektrik yüklenmiş gibi, koyu kahverengi gözleri elektrik maviisne dönmüştü. Şimdi diyeceksin elektrik mavisi nasıl oluyor? Beyaz elektrik kıvılcımlarıyla açık mavinin birleşimiyle garip bi ışık oluşuyor. Bundan doğan saf ama agresif bir renk işte...
Timur 'un vücudu volkandan çıkan lav gibi olmaya başladı. Yaradıklar etten yapılmamıştı ama yine de onu tutan kemikten elleri erimeye başlamıştı. Çıkardıkları zayıf, vahşi çığlıklarla ondan uzaklaşmaya çalıştılar. Ama Timur her ikisini de başlarından tuttu. Timur'un onları tutmasıyla kemik kafa tasları erimemeye başladı. Çaresizce debelendiler Timur'un avucunda başlarını kurtarmak için. Birisi Timur'un yüzüne doğru savurdu yanmış kolunu ama Timur'un yüzüne dokunmasıyla kemikleri erimeye başladı. Timur her ikisinin de artık bittiğini görünce avucunu açtı. İki kemik yığını son hızla gökyüzünde gereksiz iki madde gibi sonsuzluğa düşmeye başladı. Etrafımız bu kemik adamlardan binlercesiyle doluyordu.
Tolga avucunda sanki silah varmış gibi elektirkleri yolluyordu etrafa. Bir vuruşta beş-altı adamı yok ediyor aşağıya doğru düşüyorlardı. O sırada birden beni tutan yaratığın çığlığıyla kendime geldim. Çatır çatır kemiklerin kırılış sesleri yüzünden dişlerimi sıkmıştım. Yaratıktan kurtulup, arkama baktım. Revan yaratıkların kollarını bacaklarını bir vuruşta kırıyordu. Bana bakmadı bile, beni görmedi. Arkadan saldıran üç yaratığa yöneldi. Birisini zaman kazanmak için ileriye savurdu, diğerlerini her iki eliyle boğazlarından yakaladı. Boğazlarını sıkıp o anda ikisinin de başlarını gövdelerinden ayırdı. Kemikleri kırıldı. Üçüncüsü ne önce bir tekme savurdu. Sonra kolundan tuttu, karnına tekme attı. Sonra başını tuttu ve çekti. Yaratığın bağırmaya bile fırsatı kalmadı , çünkü Revan çoktan kafasını tutup, koparıp çıkarmıştı.
Nicole'e doğru uçtum. sayılarının çok olması nedeniyle çocuklar kendilerine saldıranları öldürmekle meşguldüler. İğrenç yaratığın Nicole'e doğru geldiğimi görünce onu benden kaçırmak isteyeceğini anlamıştım. Hızımı arttırıp, saldırmaya geçtim. Arkası bana dönük, Nicole kucağında benden kaçıyordu. Tam yumruğumu onun sırtına indireceğim anda birden Nicole ile birlikte bana döndü. Son anda fark etmeme rağmen maalesef yumruğumu Nicole'ün karnının kenarına indirdim. Bununla birlikte yaratık vuruşumun etkisiyle geriye doğru uçtu. Şansa bak ki Nicole o sırada ayıldı. Gözlerini açıp ta karşısında tam bir ucube suratı görünce iğrenen bir çığlık attı. Yaratık onu bırakmamak için dirense de Nicole yaratığın suratına şiddetli bir yumruk indirdi. Gücünün de etkisiyle yaratığın suratı dağıldı. Gerçek manada dağıldı. Nicole'ün yumruğu yaratığın kafasının içinden geçti, arkasından çıktı. Aniden yaratık tarafından serbest bırakılan Nicole çığlık çığlığa aşağıya düşmeye başladı. Alttaki yaratığa çarptı, yaratık da düşmeye başladı. Yetiştim ve kolundan tuttum. Beni görünce belli belirsiz gülümsedi. Derin nefes alıp, ''beni kurtardın tamam,'' diye göz kırpttı.
Nedense bütün yaratıklar erkeklere saldırıyor, savaşın ortasında biz ikimiz öylece duruyorduk. Tabi biz bu olayı fark edene kadar. Nicole, ''bu kadar iğrenç bir yaratığın kucağında bayıldığıma inanamıyorum. Oysa ben Timur'un kucağında olmayı hayal ediyoprdum,'' dedi savaşanlara bakarken. Bakışları öyle dalgındı ki benim onu duyduğumdan habersizdi. Bana döndü,'' Timur nerde?'' dedi.
-Bilmiyorum ama çok büyük değişim geçirdiler, görmelisin'' dedim. Nicole'ün dudağının kenarından yukarıya intikam dolu sinsi ve vahşi bir gülümseme yayıldı. Ellerini birbirine vurdu, parmaklarını şakırdattı.
-Hazır mısın kuzum? Şöyle birkaç bin kemik koleksiyonu yapmaya ne dersin? İlerde torunlarımıza gösterir hava atarız,'' dedi. Sesi öyle heyecan ve enerji doluydu ki. Beni de heyecanlandırmış, onun havasına kapılmıştım.
-Hazırım valla, onları şöyle kırıp dökelim. Zaten uzun zamandır gücümüzü tam olarak göstermemiştik,'' dedim. Nicole, '' afferin kuzum. Bi gün de böyle sert ol. Ne o öyle hanım hanımcık, çıt kırıldımcık,'' diye kahkaha attı.
İkimiz, Nicole'ün verdiği cesaretle savaşın içine daldık. Ama daha kargaşanın içine girer girmez Tolga'nın parçaladığı yaratığından kopup, fırlayan kemiği benim kafama geldi. Nicole bunu görünce kahkahalara boğuldu. Hayal etsene, kargaşanın içinde iki kız biri ona bakıp kopmuş vaziyette.
Ancak benim de kahkahalara kapılmama neden olacak birşey oldu. Tam da Nicole ağzı açık kahkalar atarken Revan'ın tekme attığı yaratık tam Nicole'ün yanından fırlayıp ikimizin arasından boşluğa savrulurken, yaratığın eli tam Nicole'ün ağzına geldi. Bu sefer de ben gülmeye başladım.
Nicole de ben de karnımıza giren ağrıyla susabildik. Yine kargaşanın içine girmeye kalkıştığımızda önce birbirimize baktık, gülümsedik. Gülmek istedik ama gülünce karnımız acıyordu.
Daldık savaşın arasına. Kimse bana saldırmıyor. Dolayısıyla okullarda belasını arayan, ona buna sataşan kaba dayılar gibi önüme gelen yaratığa saldırmaya başladım. O sırada yumruklarla bu işi yapamayacvağımı düşündüm. Elimi açtım ve avucumda uzunca bir mızrağın olmasını sağladım. Uçlarında parıldayan sivri bıçaklar vardı. Her iki uçtaydılar. Böylece sopayla döndürerek, vuruyor, ölmeyenleri de bıçaklarla öldürüyordum. Ne kadar tuhaf!
Öldürmekten artık bu kadar korkmuyordum. İlerde Nicole'ü gördüm. Daha doğrusu duydum.
-Haa haaa! Al bakalım kütük! Gerizekalı ne diye oraya bakıyorsun ben burdayım!'' diye bağırıyordu. Bu işten çok zevk alıyordu. Oraya uçuyor, vuruyor öldürüyor sonra , '' hey kemik kafa! Bak katilin burda!'' diye bağırıyordu.
Bu kız kesinlikle deli!!!
Sonunda yaratıklarda azalma görüldü.
Erkekler bizi görmüyordu. Ben Revan'a Nicole de Timur'a bakıyorduk. Ama ne Timur kan gözleriyle Nicole'ü görüyordu. Ne de Revan da kemikleri kırmaktan başını kaldırıyordu.
Sonunda son yaratığı da ben yok ettim. Hepimiz ancak yavaş yavaş eski halimize gelince nefes nefese kaldığımızı fark ettik.
-Bitti mi?
-Bitti-i...'' Hepimiz nedense bu 'bitti' sözcüğünden ürkmüştük. Çünkü en son bitti dediğimizde Ege'yi kaybetmiştik. Etraftan herhangi bir saldırı gelir mi gelmez mi diye bakındık.
Siyah, küçük bir kelebek geçti birden Revan'ın önünden.
-Bunu bi yerden tanıyor musunuz?'' dedi gülümseyerek. Kelebek yavaş yavaş yanıma geldi ve saçıma kondu.
-Ege'nin Ruhu!'' Hepimizin yüzünde buruk, hüzünlü bir gülümseme vardı.
Savaştan çıkmış ve yorgunduk. Ege'nin Ruh'u hala saçımdaydı.
-Son düşmanımızı da bulalım da bitsin bu iş abi! Sıkıldım artık,'' dedi Tolga.
-Önce Kerem'i bulmamız gerek,'' dedi Revan. ''Sahi ya, nerde bu çocuk?''
-Bir bilsem.''
-İsterseniz ben yardımcı olayım''
Gökyüzünde sanki şiöşek çakmış gibi duyulan bu sesle hepimiz ürktük.
-Bir araya gelin, uzaklaşmayın birbirinizden,'' diye Timur taliman verdi.
Tam karşımızda bir gölge belirdi. Sisin içinde yavaş yavaş belirginleşti. Sapsarışın, belirgin kedimsi gözleri, ıslak ve kışkırtıcı doğal dudaklarıyla , beyaz tenli, aşırı abartılı dekoltesiyle bir kadın karşımıza çıktı. Şaşkın şaşkın bu güzelliğe bakıyorduk.
-Bunu mu kaybettiniz?'' diye uzun tırnaklı zarif parmağını kaldırdı. Bulutun içinden havada asılı Kerem göründü. Baygındı, havada sırt üstü yatıyordu.
-Arkadaşınız şu anda hiç uyanmak istemeyeceği güzel bir rüyada. İsterseniz sizi de onun yanına önderebilirim. Sonsuza kadar cennette yaşarsınız,''
-Ben de bunu yedim!'' dedi Nicole öfkeli bakışlarla. Kadın o kadar çekici ve kışkırtıcıydı ki, sadece küçük bir hareketi bile insanın kalbini hızlandırıyordu. Biz kızlar bile bu derece etkilenmişken, bizim savaşçıların hallerini düşündükçe sinirlerim tepeme fırlıyordu. Kimseden ses çıkmayınca:
-Kerem'i bize ver!'' dedim. Kadın hafifçe bakışlarını bana yönlendirdi.
-Bunun karşılığında sen bana ne vereceksin?''
-Hiç birşey!''
-Öldürmeyeceğimiz için merhametimizi alabileceksin, botoks manyağı''
-Anlamadım?''
-Senin gibi bir bunak nasıl oluyor da bu yaşa rağmen vücudu kusursuz olabilir? Ancak botoksla estetikle olabilir bu, zavallı,'' Kadın hafifçe gülümsedi.
-Tatlım, kıskançlığa gerek yok. Merak etme çocuklardan sevdiğin kişiyi almayacağım. Acaba alsam mı? Bu arkadaşınız,'' Kerem'e bakarak, '' çok masum ve sade. Ama ben çekici bişi istiyorum. Mesela seni istiyorum.'' dedi. Timur'a yaklaştı. Kadın havada süzülerek hafif bir edayla yaklaştı. Göğüsleri sanki slikon takılmış gibi, o kadar büyüktü ki, insan gözlerini hayretle dekoltesine dikmekten alamıyordu kendini. Nicole gerim gerim gerilmiş, '' kaç numara giyiyor acaba? İlk işim burdan kurtulunca slikon taktırmak olacak!'' dedi. Gülmemek için kendimi tutarken bir yandan Timur'a dikkatle bakıyordum.
Kadın Timur'a inanılmaz büyüleyici bakışlarla, '' benimle gelmek ister misin? Karşılığında senin arkadaşlarını rahat bırakırım. Ve sonsuza kadar senin olurum,'' dedi.
-Beni iyi dinle botoks güzeli!'' diye arkadan öne fırladı Nicole.
-O senin muşmula suratına bakacak değil. O beni seviyor, sen istediğin kadar çekici ol, umrunda olmaz,''
-Muşmula surat mı?'' dedi Timur rüyadan uyanırmış gibi.
-EVET ÖYLE! DELİRTME BENİ TİMUR ÖLDÜR GİDELİM BURDAN!''
-Tatlım,'' diye narin elini Nicole'ün yanağına götürdü. Nicole hışımla eline vurark, kadının elini ileriye savurdu. O narin bakışlı, sakin kadın birden yerlere sarkan sapsarı saçlarıyla elektrik çarpmış gibi değişti. Birden Nicole'ün boynunu yakaldı. Tutup kaldırdı. Nicole tekmeler savursa da kurtulmaya başaramadı. Hemen koşarak kadına karşı saldırıya geçtim. Kadın bunu benden beklemediği için attığım yumrukla ıslak pembe dudaklarından beyaz tenine koyu kızıl kan sızmaya başladı. Saldırının şokundan kurtulunca ikinci darbeme karşı koymak istedi ama Revan ikinci koluyla tuttuğu ve boğulmak üzere olan Nicole'ü kurtarmak için kadının karnına tekme attı. Nicole havaya savruldu, öksürerek, hızlı hızlı nefes almaya çalıştı. Benim saldırım boşa gitti, kadın yumruğumu nasıl olduysa birden tuttu ve tuttuğu elimle beni birden sola fırlattı.
-Ya abicim, bitsin bu hikaye!! Bu son düşmanı da öldürüp buraya bir nokta koyalım!! '' diye isyan etti Tolga.
Son düşmanla artık bu hikayemize son verecek ve normal insanlar gibi yaşayacaktık. Ama bakalım bu düşmanımızı nasıl yeneceğiz?
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

Demek kadın Timur'u istiyor.... Vay vay vay......
(İşin açıkçası hiç sevmedim şu yeni düşmanı...) Nicole'e hak veriyorum.... Tolga'ya da katılıyorum yani.... Ne zaman başları beladan kurtulacak....
Yine çok güzel yazmışsın Yukiko.
Neyse devamını bekliyorum.... 






13 Oca 2009 20:32

Teşekkür ederim Manga-kacığım, bir an artık herkes bu Nina'nın maceralarından bıktı diye düşünmüştüm. Çünkü ben artık buna bölüm yazmaktan sıkıldım. 26. bölümle bu Nina'yı bitiriyorum hayırlısıyla
İncOgnitO, umarım öylesine beğendim demiyorsundur. Ama yine de beğendim demen bile iyi
Sevindim


İncOgnitO, umarım öylesine beğendim demiyorsundur. Ama yine de beğendim demen bile iyi


Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

13 Oca 2009 21:39



36. sayfa (Toplam 42 sayfa) [ 419 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |