Nina Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 40, 41, 42, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj











[Bağlantı]
fan art sayfam
fan art sayfam


sedaaaaaa*-* son bölümler bi harika gerçekten ama dikkatimi bişi çekti kerem o kadar olaydan haberdar olmamasına rağmen revan ve ninanın sevgili olduklarını nerden bilio
bu gözünden kaçmış sanırım ama olacak o kadar=) ellerine klavyene gözlerine zihnine zamanına....sağlık
yeni bölümü sabırsızlıkla bekliyorum ama biteceğinede üzülüyorum=/


Ben SaiLoR_MooN:)




Bölüm-26- Hoşçakal Fantastik Dünya!
Işık bedenimden bir şeyleri alıp götürdü. Daha hafiflemiş, daha rahatlamıştım. Tüm ağır yük omuzlarımdan kalkmış gibi. Siyah kelebek önümde daireler çizip duruyordu.
Timur , Kerem ve Revan da güçleri teslim ediyorlardı Bilge Ruh'a.
Yüzü çok buruşuktu. Kel ve sakalsızdı. Üstünde uzun ve gri bir elbise vardı. Elleri çok zayıf, kemilleri sayılıyor ve damarları tamamen ortaya çıkmıştı. Onu süzdüğümü görünce gülümsedi:
-Ben o kadar kötü görünmüyordum. Şu anda bir ruhum ve bu yüzden bu haldeyim,'' dedi.
-A-ah yok! Hayır, ben sadece size öyle bakıyordum. Bunları aklımdan geçirmedim,'' dedim. Diğrleri güldüler bana, bu halime. Güçlerimizi teslim edince merakla birbirimize baktık. Timur Bilge Ruh'a döndü:
-Bize ailelerimizi göstereceğinizi söylemiştiniz, ne zaman göreceğiz?'' dedi. Bilge Ruh biraz durgun, ''açıkçası sizin planınızda bir değişiklik oldu. ''
-Nasıl bir değişiklik?'' dedi Revan imalı ses tonuyla.
-Biliyorsunuz,'' önümde dört dönüp duran siyah kelebeği göstererek, '' bu kelebekte ve kırmızı kelebekte arkadaşlarınızın ruhu var. Ruh Konseyi Başkan'ı bana iki seçenek sundu. Ya bir kaç dakikalığına ailelerinizi göreceksiniz ya da bu iki kelebekten birisini seçerek, bir arkadaşınızı geri getireceksiniz.''
-Yani ailelerimize karşılık dostumuzu dirilteceğiz, öyle mi?'' diye sordu Kerem.
-Tam diriltmek te olmaz aslında. İki arkadaşınızın ruhları kelebeklere aktarılırken, bedenleri de tekrar onarılmıştı. Her hangisini seçmenizde ruhu bedene tekrar aktararak eski haline dönecek.''
-Peki ya diğer kelebek... Şey yani diğer arkadaşımız? Ona ne olacak?'' Herkes dönüp bana baktı.
-Tamam saçma soruydu, bakmayın bana öyle...'' Bilge Ruh hüzünlü bir gülümsemeyle, ''üzgünüm kızım ama geriye kalan arkadaşınız ölecek. Eminim siz en iyi kararı vereceksiniz. Size biraz süre veriyorum. Düşünün, öyle karar verin. '' Geriye bir adım attı. Durdu, '' size bir tavsiye. Kalbinizle değil, mantığınızla karar verin bu sefer. En doğrusu neyse onu seçin,'' dedi. Geriye doğru yavaşça süzüldü. Sonra yavaş yavaş görüntü bulanıklaştı. Ve sonunda da kayboldu.
Yere oturdum.
-Ne yapacağız? Ben annemle babamı da görmek istiyorum,'' dedim. Gözlerim doluyordu. ''Tüm yolu, tüm savaşı onları göreceğim diye kat ettim. Bunun için yılmadım, yorulmadım. Şimdi ise bu yaptıkları çok adi! Haksızlık!!!''
-Haklısın,'' dedi Timur. ''Ama unutma ki Ege'yi kaybetmemiz de bizim suçumuz. Eğer dikkatli olsaydık onu kaybetmezdik ve ainne babamızı görebilirdik.''
-Bir nevi, yaptığımız hatanın bedelini ödeyeceğiz,'' dedi Kerem. Revan yere bağdaş kurarak oturdu.
-Benim için hiç birşeyin anlamı yok. Siz ne karar verirseniz, ona uyacağım, biliyorsunuz.''
-Pekala,'' dedi abim yere otururken, ''Kerem, abicim sen de otur. Küçük bir toplantı yapalım. Herkes fikrini açıkça söylesin. Önce bayanlar, Nina, sen bu konuda bize ne öneriyorsun?''
-Ben ...'' derin nefes aldım. ''Yapabileceğimiz birşey yok. Ege'yi tekrar aramızda görmek istiyorum.'' O sırada siyah kelebek saçıma konmuştu. Kerem gülümsedi, '' kimse onu benden daha fazla özlemiş olmaza. Dostumu pisi pisine gönderdiğinize kızıyordum. Şimdi adalet yerini buldu'' dedi.
-Eğer Tolga yaşasaydı, Nicole'ü geri getirelim diye burda terör estirirdi. Zapt etmemiz mümkün olmayacaktı.''
-O zaman şöyle bir oylama yapalım. Nicole'ü aramızda görmek isteyenler?'' diye sordu abim. Kimse elini kaldırmadı. ''Tolga?'' Yine bir hareket yok. ''Ege?'' hepimiz ellerimizi kaldırdık. Abim gülümsedi:
-Gayet medeni ve demokratik bir oylama oldu. Ben şimdiden Ege'yi karşımda bulacağım diye heyecanlandım,'' dedi. Bunları söylerken sonlarda sesi titredi.
Bilge Ruh yine tekrar ortaya çıktı.
-Sen bizi dinliyorsun be ihtiyar!'' dedi Kerem. Bir an Kerem'e kızarak koluna çimdik attım. ''Ah-h! Ne? Ne var be? Hep böyle soğuk soğuk takılmak tarzım değil.''
-Kararınız nedir çocuklarım?'' diye sordu bize aldırmadan. Timur hepimizden bir adım öne çıkarak, önce arkasına dönüp hepimize baktı, döndü tekrar.
-Biz Ege arkadaşımızı geri istiyoruz efendim!'' dedi. Bilge Ruh ,''pekala isteğiniz anlaşılmıştır,'' dedi. Saçımdaki kelebek kıpırdandı, havalandı ve Bilge Ruh'un yanına uçtu. Bilge Ruh elini kaldırmasıyla kelebekten tozlar çıkmaya başladı. Toz gittikçe aşağılara kadar yayıldı. Uzunca silindir şeklinde tozlar birbirleri etraında dönmeye başladı. Uzaklarda tuhaf şarkılar duyuldu.
-Bu? Bu da ne?'' dedi Revan. Timur'a baktık ama o da anlamış değildi. Bilge Ruh birşeyler mırıldanıyordu. Toz kütlesi hala dönüyordu. Gelen sesler tiz ve çok güçlü kadın sesleriydi. Şarkı mı söylüyorlardı, ağıt mı yakıyorlardı belli değildi. Öyle olağanüstü sesleri vardı ki, bu kadar ince bir kadın sesi hayatımda duymamıştım. Etkiliyici!!!
Bilge Ruh elini indirdi yavaşça. Toz kütlesi de yere indi. Dağılmaya başladı. Ege'nin saçları göründü önce, sonra bize bakan dolu gözleri, burnu, dudakları. Boynu , omuzları. Ondan sonrasında ben dayanamadım.Ege'nin yanına koştum. Sarıldım. O da sıkıca bana sarıldı. Kokusu ağlamama sebep oluyordu. Öyle özlemiştim ki onu. Başımı göğsüne koydum, ağlamamaya çalışmadım. Serbest bıraktım kendimi. Saçlarımı öptü, okşadı. Bir süre burnunu saçlarımın arasına gömdü, kaldık öyle. Etratan ses çıkmıyordu. Geriye çekildim. Yüzüne baktım. Ege de ağlıyordu.
-Neden hep gruptan uzaklaştığım zaman ilk sen beni buluyorsun?'' dedi ıslak gözleriyle gülümseyerek.
-Bilmem ki! Ama bu hep böyle olacak bunu unutma. Yine bizi bırakırsan ilk gördüğümüz yerde yine ilk ben sarılacağım sana,'' dedim. Neler saçmalıyordum böyle! Ne alkası vardı ki şimdi?
Ege yanaklarımdan öptü beni. Sonra tekrar öptü.
-Ya ben seni çok özledim be kuzu! ''
-Bize sıra akşama gelir herhalde,'' dedi Kerem. Sesi her zaman olduğundan daha sert çıkıyordu. Çünkü ağlamnaklı olduğunda agresif görünmeye çalışarak duygusal yanını bastırırdı. Ege gülümsedi. Revan havaya ıslık çaldı.
-Yalnız dostum, bir sorunumuz var,'' dedi.
-Neymiş o?'' dedim. Artık 'mutlu son' a gelmiştik. Bir de bir 'sorun'la uğraşmak istemiyordum. Revan Timur'a kaş göz işaretleri yaptı.
-Neler oluyor?'' Kerem kolumdan tutup, beni Ege'nin tatlı kollarından ayırdı. ''Ya ama!''
O sırada arkada bir şeyler döndü. Ege,'' Ohaaa! Hiç farkında değilim,'' diyerek kahkahayı bastı. Ben dönüp arkama bakmaya çalışınca Kerem gülerek, ''kızım ayıp be! Ne meraklıymışsın çıplak erkek görmeye!'' dedi.
-NE?'' diye hafif bir isyan bastım. Arkada herkes gülmeye başladı.
-Üzgünüm Nina!!!''
-İnanmıyorum yaaaa! Ben şimdi Ege..'' Bu sefer daha da gülmeye başladılar. Bana da halim komik gelmiş, sonunda ben de onlara katıldım.
Sevgili günlük!
Ben on yedi yaşıma bastım. Açıkçası aylar önce basmışım. Şu anda kendimize ait, abimle bana ait bir evde yaşıyoruz.
Bilge Ruh bize bir iyilik yaptı ve gerçek hayattaki insanlara Svetlana Teyze'nin evinde çıkan yangında öldüğümüzü tüm insanlara unutturdu. Herkes şu anda sadece Svetlana Teyze'nin o yangında öldüğünü düşünüyor. Biz o gece gizlice evden kaçıp sinemaya gitmişmişiz diye olay bağlandı.
Eski okulumuza devam ediyoruz.
Tüm Svetlana Teyze'nin mirası abime kaldı. Dolayısıyla şu anda abim hem okuluyla hem de Svetlana Teyze'nin ticaret işleriyle ilgileniyor. Herkes Timur'un çok akıllı bir genç olduğunu söyleyip taktir ediyor.
Abim yan odada uyuyor. Yani sanırım...
Arkadaşlara gelecek olursak, Ege ve Kerem yine bizim okulda, benim sınıfımda. Zamanı tam istediğimiz gibi ayarladığı için insanlar bizim hep okula gidip geldiğimizi hatırlıyorlar. Çocukların aileleri de hiç bir konuda şüpheli değiller.
Sadece Tolga ve Suphi eksik sınıfta. Onu da okuldan ayrıldılar diye biliyorlar.
Revan...
Affettim ama ondan uzaklaştım. Soğudum. Samimi gelmedi. Havaalanında dudağımın kenarından öptü, ''umarım bir gün tekrar karşılaşır ve yine eskisi gibi oluruz. Lütfen beni unutma Nina!'' diyerek gitti. Çok hüzünlü bir veda oldu benim için. Ama yine de içimdeki ses bana bu ilişkinin olmayacağını söylüyordu. Sadece heyecanlı bir maceraydı. Savaşın ortasında duygusallığın yoğun yaşandığı bir süre. Yine de Revan 'ı unutmayacağım. İlk öpüştüğüm çocuk o benim için.
Unutulmazlar listemin başında, ilk sırada duruyor ve bana gülümsüyor.
Kerem'den söz edelim. Kerem son bir haftada okulda öyle bir tanındı ki tüm kızlar ona bağılmaya başladı. Genellikle erkekler çıkma teklifinde bulunur ama bizim okuldakiler sıra olmuş vaziyette. Kızlar teklifler yayağdırıyorlar. Kerem ise hala bu olayları dalgaya alarak, ''yapmayın kızlar, benim gönlümde başka birisi var,'' diyerek olayları şakaya bağlıyor. Onlara gülümseyerek selam verip yanlarından uzaklaşıyor.
Ege... Hayatına tekrar devam ettiği için ilk başlarda biraz tuhaf davranmaya başladı. Timur onun psikolojisinin biraz bozulduğunu ve yardıma ihtiyacının olduğunu söyledi.
Ben de okulda sık sık Ege ile dolaşıyorum. Onun mutlu olması için uğraşıyorum. Bazen başını göğsüme yaslıyor ve uzamış saçlarımla oynayarak, '' ruhken hep senin saçlarındaydım. Ve gerçekten hep yanında olduğum için mutlu olurdum,'' diyor.
-Ruh olarak kalsaydım yine üzülmezdim. Yani sonsuza kadar o kelebek halimle saçlarında kalmayı tercih ederdim,'' dedi. Bana bu kadar yakın olması nedense hoşuma gitmeye başladı. Zamanımın çoğunu Ege'nin yanında geçirmeye başladım. Her sabah okulun kapısında beni bekliyor oluyor ve her sabah bana sarılıyor. Sarılmadan okul bahçesine gittiğimde, '' bana sarılmadın! Sarılma hakkım var daha,'' diyor. Ne dediğini anlamadığımı söylediğimde, '' öldükten sonra her gün kelebek haşde sana sarılmayı istedim. O günleri saydım. O günler daha bitmedi bu yüzden her sabah sana doya doya sarılacağım,'' diyor. Ben de gülümeyip ona sarılıyorum...
İşte böyle sevgili günlük!
Normal hayata geçeli tam beş ay oldu. Sana bu kadar zamandır yazmadığım için özür dilerim!
Hayata tekrar alışmak biraz zaman aldı.
Arkadaşlarım ve abim yanımda.
Görevimizi yerine getirdik. Bitti sonunda. Ve bu bittiyi artık üzülürek değil sevinerek söylüyorum. Ege yanımda. Sapasağlam hem de. Eskisinden daha iyi... Ben neden Ege'ye bu kadar takıyorum ki?!
Umm...
Neyse, şimdi gidip abimi öpeceğim. Sonra da yatacağım.
Yarın okulum var.
Ege her zamanki gibi okulun bahçe kapısında, tatlı bakışlarıyla beni bekliyor olacak. Ou bekletmemeliyim değil mi?
Yine Ege'den bahsetmeye başladım... Sakın yanlış anlama, sakın. Ehhehh!!!
İyi geceler tatlı sırdaşım!
Koca bir macera sonunda bitti. Bakarsın başka bir macera daha başlar. Ama bu sefer ki bakalım nasıl olacak!
Öpüldün!
İyi geceler... Tatlı rüyalar! (Bol bol aşk dolu rüyalar!)
Işık bedenimden bir şeyleri alıp götürdü. Daha hafiflemiş, daha rahatlamıştım. Tüm ağır yük omuzlarımdan kalkmış gibi. Siyah kelebek önümde daireler çizip duruyordu.
Timur , Kerem ve Revan da güçleri teslim ediyorlardı Bilge Ruh'a.
Yüzü çok buruşuktu. Kel ve sakalsızdı. Üstünde uzun ve gri bir elbise vardı. Elleri çok zayıf, kemilleri sayılıyor ve damarları tamamen ortaya çıkmıştı. Onu süzdüğümü görünce gülümsedi:
-Ben o kadar kötü görünmüyordum. Şu anda bir ruhum ve bu yüzden bu haldeyim,'' dedi.
-A-ah yok! Hayır, ben sadece size öyle bakıyordum. Bunları aklımdan geçirmedim,'' dedim. Diğrleri güldüler bana, bu halime. Güçlerimizi teslim edince merakla birbirimize baktık. Timur Bilge Ruh'a döndü:
-Bize ailelerimizi göstereceğinizi söylemiştiniz, ne zaman göreceğiz?'' dedi. Bilge Ruh biraz durgun, ''açıkçası sizin planınızda bir değişiklik oldu. ''
-Nasıl bir değişiklik?'' dedi Revan imalı ses tonuyla.
-Biliyorsunuz,'' önümde dört dönüp duran siyah kelebeği göstererek, '' bu kelebekte ve kırmızı kelebekte arkadaşlarınızın ruhu var. Ruh Konseyi Başkan'ı bana iki seçenek sundu. Ya bir kaç dakikalığına ailelerinizi göreceksiniz ya da bu iki kelebekten birisini seçerek, bir arkadaşınızı geri getireceksiniz.''
-Yani ailelerimize karşılık dostumuzu dirilteceğiz, öyle mi?'' diye sordu Kerem.
-Tam diriltmek te olmaz aslında. İki arkadaşınızın ruhları kelebeklere aktarılırken, bedenleri de tekrar onarılmıştı. Her hangisini seçmenizde ruhu bedene tekrar aktararak eski haline dönecek.''
-Peki ya diğer kelebek... Şey yani diğer arkadaşımız? Ona ne olacak?'' Herkes dönüp bana baktı.
-Tamam saçma soruydu, bakmayın bana öyle...'' Bilge Ruh hüzünlü bir gülümsemeyle, ''üzgünüm kızım ama geriye kalan arkadaşınız ölecek. Eminim siz en iyi kararı vereceksiniz. Size biraz süre veriyorum. Düşünün, öyle karar verin. '' Geriye bir adım attı. Durdu, '' size bir tavsiye. Kalbinizle değil, mantığınızla karar verin bu sefer. En doğrusu neyse onu seçin,'' dedi. Geriye doğru yavaşça süzüldü. Sonra yavaş yavaş görüntü bulanıklaştı. Ve sonunda da kayboldu.
Yere oturdum.
-Ne yapacağız? Ben annemle babamı da görmek istiyorum,'' dedim. Gözlerim doluyordu. ''Tüm yolu, tüm savaşı onları göreceğim diye kat ettim. Bunun için yılmadım, yorulmadım. Şimdi ise bu yaptıkları çok adi! Haksızlık!!!''
-Haklısın,'' dedi Timur. ''Ama unutma ki Ege'yi kaybetmemiz de bizim suçumuz. Eğer dikkatli olsaydık onu kaybetmezdik ve ainne babamızı görebilirdik.''
-Bir nevi, yaptığımız hatanın bedelini ödeyeceğiz,'' dedi Kerem. Revan yere bağdaş kurarak oturdu.
-Benim için hiç birşeyin anlamı yok. Siz ne karar verirseniz, ona uyacağım, biliyorsunuz.''
-Pekala,'' dedi abim yere otururken, ''Kerem, abicim sen de otur. Küçük bir toplantı yapalım. Herkes fikrini açıkça söylesin. Önce bayanlar, Nina, sen bu konuda bize ne öneriyorsun?''
-Ben ...'' derin nefes aldım. ''Yapabileceğimiz birşey yok. Ege'yi tekrar aramızda görmek istiyorum.'' O sırada siyah kelebek saçıma konmuştu. Kerem gülümsedi, '' kimse onu benden daha fazla özlemiş olmaza. Dostumu pisi pisine gönderdiğinize kızıyordum. Şimdi adalet yerini buldu'' dedi.
-Eğer Tolga yaşasaydı, Nicole'ü geri getirelim diye burda terör estirirdi. Zapt etmemiz mümkün olmayacaktı.''
-O zaman şöyle bir oylama yapalım. Nicole'ü aramızda görmek isteyenler?'' diye sordu abim. Kimse elini kaldırmadı. ''Tolga?'' Yine bir hareket yok. ''Ege?'' hepimiz ellerimizi kaldırdık. Abim gülümsedi:
-Gayet medeni ve demokratik bir oylama oldu. Ben şimdiden Ege'yi karşımda bulacağım diye heyecanlandım,'' dedi. Bunları söylerken sonlarda sesi titredi.
Bilge Ruh yine tekrar ortaya çıktı.
-Sen bizi dinliyorsun be ihtiyar!'' dedi Kerem. Bir an Kerem'e kızarak koluna çimdik attım. ''Ah-h! Ne? Ne var be? Hep böyle soğuk soğuk takılmak tarzım değil.''
-Kararınız nedir çocuklarım?'' diye sordu bize aldırmadan. Timur hepimizden bir adım öne çıkarak, önce arkasına dönüp hepimize baktı, döndü tekrar.
-Biz Ege arkadaşımızı geri istiyoruz efendim!'' dedi. Bilge Ruh ,''pekala isteğiniz anlaşılmıştır,'' dedi. Saçımdaki kelebek kıpırdandı, havalandı ve Bilge Ruh'un yanına uçtu. Bilge Ruh elini kaldırmasıyla kelebekten tozlar çıkmaya başladı. Toz gittikçe aşağılara kadar yayıldı. Uzunca silindir şeklinde tozlar birbirleri etraında dönmeye başladı. Uzaklarda tuhaf şarkılar duyuldu.
-Bu? Bu da ne?'' dedi Revan. Timur'a baktık ama o da anlamış değildi. Bilge Ruh birşeyler mırıldanıyordu. Toz kütlesi hala dönüyordu. Gelen sesler tiz ve çok güçlü kadın sesleriydi. Şarkı mı söylüyorlardı, ağıt mı yakıyorlardı belli değildi. Öyle olağanüstü sesleri vardı ki, bu kadar ince bir kadın sesi hayatımda duymamıştım. Etkiliyici!!!
Bilge Ruh elini indirdi yavaşça. Toz kütlesi de yere indi. Dağılmaya başladı. Ege'nin saçları göründü önce, sonra bize bakan dolu gözleri, burnu, dudakları. Boynu , omuzları. Ondan sonrasında ben dayanamadım.Ege'nin yanına koştum. Sarıldım. O da sıkıca bana sarıldı. Kokusu ağlamama sebep oluyordu. Öyle özlemiştim ki onu. Başımı göğsüne koydum, ağlamamaya çalışmadım. Serbest bıraktım kendimi. Saçlarımı öptü, okşadı. Bir süre burnunu saçlarımın arasına gömdü, kaldık öyle. Etratan ses çıkmıyordu. Geriye çekildim. Yüzüne baktım. Ege de ağlıyordu.
-Neden hep gruptan uzaklaştığım zaman ilk sen beni buluyorsun?'' dedi ıslak gözleriyle gülümseyerek.
-Bilmem ki! Ama bu hep böyle olacak bunu unutma. Yine bizi bırakırsan ilk gördüğümüz yerde yine ilk ben sarılacağım sana,'' dedim. Neler saçmalıyordum böyle! Ne alkası vardı ki şimdi?
Ege yanaklarımdan öptü beni. Sonra tekrar öptü.
-Ya ben seni çok özledim be kuzu! ''
-Bize sıra akşama gelir herhalde,'' dedi Kerem. Sesi her zaman olduğundan daha sert çıkıyordu. Çünkü ağlamnaklı olduğunda agresif görünmeye çalışarak duygusal yanını bastırırdı. Ege gülümsedi. Revan havaya ıslık çaldı.
-Yalnız dostum, bir sorunumuz var,'' dedi.
-Neymiş o?'' dedim. Artık 'mutlu son' a gelmiştik. Bir de bir 'sorun'la uğraşmak istemiyordum. Revan Timur'a kaş göz işaretleri yaptı.
-Neler oluyor?'' Kerem kolumdan tutup, beni Ege'nin tatlı kollarından ayırdı. ''Ya ama!''
O sırada arkada bir şeyler döndü. Ege,'' Ohaaa! Hiç farkında değilim,'' diyerek kahkahayı bastı. Ben dönüp arkama bakmaya çalışınca Kerem gülerek, ''kızım ayıp be! Ne meraklıymışsın çıplak erkek görmeye!'' dedi.
-NE?'' diye hafif bir isyan bastım. Arkada herkes gülmeye başladı.
-Üzgünüm Nina!!!''
-İnanmıyorum yaaaa! Ben şimdi Ege..'' Bu sefer daha da gülmeye başladılar. Bana da halim komik gelmiş, sonunda ben de onlara katıldım.
Sevgili günlük!
Ben on yedi yaşıma bastım. Açıkçası aylar önce basmışım. Şu anda kendimize ait, abimle bana ait bir evde yaşıyoruz.
Bilge Ruh bize bir iyilik yaptı ve gerçek hayattaki insanlara Svetlana Teyze'nin evinde çıkan yangında öldüğümüzü tüm insanlara unutturdu. Herkes şu anda sadece Svetlana Teyze'nin o yangında öldüğünü düşünüyor. Biz o gece gizlice evden kaçıp sinemaya gitmişmişiz diye olay bağlandı.
Eski okulumuza devam ediyoruz.
Tüm Svetlana Teyze'nin mirası abime kaldı. Dolayısıyla şu anda abim hem okuluyla hem de Svetlana Teyze'nin ticaret işleriyle ilgileniyor. Herkes Timur'un çok akıllı bir genç olduğunu söyleyip taktir ediyor.
Abim yan odada uyuyor. Yani sanırım...
Arkadaşlara gelecek olursak, Ege ve Kerem yine bizim okulda, benim sınıfımda. Zamanı tam istediğimiz gibi ayarladığı için insanlar bizim hep okula gidip geldiğimizi hatırlıyorlar. Çocukların aileleri de hiç bir konuda şüpheli değiller.
Sadece Tolga ve Suphi eksik sınıfta. Onu da okuldan ayrıldılar diye biliyorlar.
Revan...
Affettim ama ondan uzaklaştım. Soğudum. Samimi gelmedi. Havaalanında dudağımın kenarından öptü, ''umarım bir gün tekrar karşılaşır ve yine eskisi gibi oluruz. Lütfen beni unutma Nina!'' diyerek gitti. Çok hüzünlü bir veda oldu benim için. Ama yine de içimdeki ses bana bu ilişkinin olmayacağını söylüyordu. Sadece heyecanlı bir maceraydı. Savaşın ortasında duygusallığın yoğun yaşandığı bir süre. Yine de Revan 'ı unutmayacağım. İlk öpüştüğüm çocuk o benim için.
Unutulmazlar listemin başında, ilk sırada duruyor ve bana gülümsüyor.
Kerem'den söz edelim. Kerem son bir haftada okulda öyle bir tanındı ki tüm kızlar ona bağılmaya başladı. Genellikle erkekler çıkma teklifinde bulunur ama bizim okuldakiler sıra olmuş vaziyette. Kızlar teklifler yayağdırıyorlar. Kerem ise hala bu olayları dalgaya alarak, ''yapmayın kızlar, benim gönlümde başka birisi var,'' diyerek olayları şakaya bağlıyor. Onlara gülümseyerek selam verip yanlarından uzaklaşıyor.
Ege... Hayatına tekrar devam ettiği için ilk başlarda biraz tuhaf davranmaya başladı. Timur onun psikolojisinin biraz bozulduğunu ve yardıma ihtiyacının olduğunu söyledi.
Ben de okulda sık sık Ege ile dolaşıyorum. Onun mutlu olması için uğraşıyorum. Bazen başını göğsüme yaslıyor ve uzamış saçlarımla oynayarak, '' ruhken hep senin saçlarındaydım. Ve gerçekten hep yanında olduğum için mutlu olurdum,'' diyor.
-Ruh olarak kalsaydım yine üzülmezdim. Yani sonsuza kadar o kelebek halimle saçlarında kalmayı tercih ederdim,'' dedi. Bana bu kadar yakın olması nedense hoşuma gitmeye başladı. Zamanımın çoğunu Ege'nin yanında geçirmeye başladım. Her sabah okulun kapısında beni bekliyor oluyor ve her sabah bana sarılıyor. Sarılmadan okul bahçesine gittiğimde, '' bana sarılmadın! Sarılma hakkım var daha,'' diyor. Ne dediğini anlamadığımı söylediğimde, '' öldükten sonra her gün kelebek haşde sana sarılmayı istedim. O günleri saydım. O günler daha bitmedi bu yüzden her sabah sana doya doya sarılacağım,'' diyor. Ben de gülümeyip ona sarılıyorum...
İşte böyle sevgili günlük!
Normal hayata geçeli tam beş ay oldu. Sana bu kadar zamandır yazmadığım için özür dilerim!
Hayata tekrar alışmak biraz zaman aldı.
Arkadaşlarım ve abim yanımda.
Görevimizi yerine getirdik. Bitti sonunda. Ve bu bittiyi artık üzülürek değil sevinerek söylüyorum. Ege yanımda. Sapasağlam hem de. Eskisinden daha iyi... Ben neden Ege'ye bu kadar takıyorum ki?!
Umm...
Neyse, şimdi gidip abimi öpeceğim. Sonra da yatacağım.
Yarın okulum var.
Ege her zamanki gibi okulun bahçe kapısında, tatlı bakışlarıyla beni bekliyor olacak. Ou bekletmemeliyim değil mi?
Yine Ege'den bahsetmeye başladım... Sakın yanlış anlama, sakın. Ehhehh!!!
İyi geceler tatlı sırdaşım!
Koca bir macera sonunda bitti. Bakarsın başka bir macera daha başlar. Ama bu sefer ki bakalım nasıl olacak!
Öpüldün!
İyi geceler... Tatlı rüyalar! (Bol bol aşk dolu rüyalar!)
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

Ya inanmıyorum... Bitti ya....
(Bana da bak sanki bu bölüm biteceğini bilmiyordum...
) Neyse, güzel bir final olmuş. Ege'nin dönmesine de çok sevindim. Gerçi şu sarılma olayı çok matrak ve utanç vericiydi......
Revan olayı bitti desene... Eee tabi insan aşkı bir anlık düşünmemeli ileriyi de göz önüne almalı.... Herhalde bu tarife de şu an Ege uyuyor...
Baştan beri Timur fanı olmakta çok isabet etmişim gerçekten. Aferin akıllı çocuğa... Ben de takdir ediyorum...
Kerem'i yine çok sevdim... iyi çocuk ya...
Bize güzel bir macera yaşattığın için çok teşekkür ederim Yukiko.... Şimdi sıra İsimsiz Kitap da....
İlhamın bol olsun... Başarılar.....











Bize güzel bir macera yaşattığın için çok teşekkür ederim Yukiko.... Şimdi sıra İsimsiz Kitap da....





Teşekkür ederim Manga-ka!
Bazı konularda saçmalamış, ya da abartmış olabilirim. Bazen çok fazla bir konuya fazla bağlı kalmış ta olabilirim. Hayatımda yazdığım ve bu kadar kişiyle paylaştığım ilk hikayem. Hatta romanım da sayılır. Her sözcüğü yazarken ( açık olmak istiyorum... ) çok heyecanlandım. Belki insanlar sevmez, belki de yadırgarlar belki de saçma bulurklar diye. Bir yere kadar getirip sonra bırakmayı düşündüm ama o zaman da kendime olan güvenimi yitireceğimi anladım. Sonuna kadar son bölümlere kadar da gitmeli diye devam ettim.
Kimisinin hoşuna gider kimisi aşırı romantik bulur. Bu tercih meselesi. Ben mutlu sonlardan hoşlanırım ama tabi her yazdığımın da mutlu sonla biteceği anlamına da gelmiyor. ''Nina'' benim için bir ''İLK'' ti. Olabildiğince güzel hatırlamak istedim.
Bu yüzden olduğundan daha çok takıldım ve bu hikayeye için daha çok uğraştım.
Elimden geleni yaptım. Bir sürü hatam var, yanlışlarım var. Ama zamanla düzeleceğine inanıyorum...
Tüm yorum yapanlara, güzel yorumlarınız için ( olumsuz yorum yapanların yorumları da güzel yorum olarak algılıyorum... Eksiklerimi buldum sayelerinde
) teşekkür ederim. Vaktinizi ayırdığınız için, beni yazmaya teşvik ettiniz ( bilerek, bilmeyerek ) çok teşekkür ederim!!!
Umarım edebiyat konusunda daha başarılı olurum!!!
Tekrar teşekkürler!!!!!!!
Bazı konularda saçmalamış, ya da abartmış olabilirim. Bazen çok fazla bir konuya fazla bağlı kalmış ta olabilirim. Hayatımda yazdığım ve bu kadar kişiyle paylaştığım ilk hikayem. Hatta romanım da sayılır. Her sözcüğü yazarken ( açık olmak istiyorum... ) çok heyecanlandım. Belki insanlar sevmez, belki de yadırgarlar belki de saçma bulurklar diye. Bir yere kadar getirip sonra bırakmayı düşündüm ama o zaman da kendime olan güvenimi yitireceğimi anladım. Sonuna kadar son bölümlere kadar da gitmeli diye devam ettim.
Kimisinin hoşuna gider kimisi aşırı romantik bulur. Bu tercih meselesi. Ben mutlu sonlardan hoşlanırım ama tabi her yazdığımın da mutlu sonla biteceği anlamına da gelmiyor. ''Nina'' benim için bir ''İLK'' ti. Olabildiğince güzel hatırlamak istedim.
Bu yüzden olduğundan daha çok takıldım ve bu hikayeye için daha çok uğraştım.
Elimden geleni yaptım. Bir sürü hatam var, yanlışlarım var. Ama zamanla düzeleceğine inanıyorum...
Tüm yorum yapanlara, güzel yorumlarınız için ( olumsuz yorum yapanların yorumları da güzel yorum olarak algılıyorum... Eksiklerimi buldum sayelerinde

Umarım edebiyat konusunda daha başarılı olurum!!!
Tekrar teşekkürler!!!!!!!
Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

Çok başarılsın Yukiko U_U
güzel bir son olmuş U_U ama, şu egenin dirilme işini ve onu tercih etmeleri çok hoşuma gitmedi. Benim kaldırabileceğimden fazla mutlu son olmuş
Gerçekten de sana çok teşekkür ediyorum bu güzel hikayeyi bizimle paylaştığın için. Ben şahsen son satırına kadar okumaktan çok zevk aldım
Dilerim ileride kat be kat daha da güzel eserlerin olur
Bu da bitti be heyt! bi garip oldum şimdi XD Yukikocum sakın hızını kesem hemen isimsiz kitab devam ett bizi o güzel anlatımından mahrum etme U_U
Bu da pon pon ekibim
Yukiko
Yukikoooo

güzel bir son olmuş U_U ama, şu egenin dirilme işini ve onu tercih etmeleri çok hoşuma gitmedi. Benim kaldırabileceğimden fazla mutlu son olmuş


Gerçekten de sana çok teşekkür ediyorum bu güzel hikayeyi bizimle paylaştığın için. Ben şahsen son satırına kadar okumaktan çok zevk aldım


Bu da bitti be heyt! bi garip oldum şimdi XD Yukikocum sakın hızını kesem hemen isimsiz kitab devam ett bizi o güzel anlatımından mahrum etme U_U
Bu da pon pon ekibim









"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^


Hani olur ya yıl sonu partileri? Onlar gibi bir eseri de hayırlısıyla bitirdim. Kutlama yapalım diyorum. Pasta sonra içecekler filan...

''Nina'' bitti yaa sonunda

Neyse İsimsiz Kitap 'a yeni bölümü koydum bile. Ona artık devam edeceğim...

Звезды ближе ко мне, чем когда-либо ♥

ee çok iyi fikir parti yapalıııııııııım
yeni bölümmü geldiiiiiiiiiiii
çok iyi en yakın zmaanda okuyorum yani yarın U_U şu an kaçak giriyorum ve de çıkmam ve ödev yapmam gerek


yeni bölümmü geldiiiiiiiiiiii

çok iyi en yakın zmaanda okuyorum yani yarın U_U şu an kaçak giriyorum ve de çıkmam ve ödev yapmam gerek

"Yağmurlu bir günde,
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^
Yola fırlayan yeşil, sarı kertenkele.
Bir otomobilin lastiği o koca kafanı dümdüz ettiğinde,
Yine bu kadar mutlu olabilcek misin sence!"
(Roberto Totaro-Nirvana)
Trafik kurallarına uyalım ^^

41. sayfa (Toplam 42 sayfa) [ 419 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |