Ölüm (yeni bölüm geldi!) Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 ... 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Tenefüs zili çaldı.. Susamıştım.. Geçmek için Cüneyt'ten izin isteyip dışarı çıktım. Geniş koridorun her tarafında konuşan birşeyler yiyen öğrenciler vardı. Ben sağ tarafa sapıp kantinden su aldım ve sınıfa geri döndüm. Sınıfta iddia konuşan birkaç erkek dışında kimse yoktu. Yerime geçip oturdum o sırada sıramın üstünde bir kağıt parçasının durduğunu fark ettim. Katlanmış küçük birşeydi.. Açıp okudum. Üstünde büyük, bozuk harflerle 'SON TENEFÜS, ATATÜRK BÜSTÜNÜN ÖNÜNDE' yazıyordu. Arka yüzünü de çevirdim ama kimin yazdığına dair hiçbir işaret yoktu.
Sonunda son tenefüs geldi. Hava yağmurlu olduğu için montumu alıp bahçeye çıktım. Büst karşıdaydı.. Ama kimsecikler yoktu. Büstün önünde heykel gibi beklemeye başladım. Korkuyordum. O kağıdı beni takip eden çocuk yazmış olabilirdi. Belki şu an bile arkamdaydı ve bana bakıyordu. Belki beni öldürmeye gelecekti.. Bunları düşünmemeye çalıştım. Yağmur buz gibi yağıyordu ve çok üşüyordum. O anda arkamdan yumuşak bir erkek sesi 'Melek?' dedi. Bu ses çok tanıdık geliyordu. Arkamı döndüm ve ağzım açık kaldı.. O olabileceğini hiç tahmin etmemiştim.
Cüneyt kızarmış yüzüyle bana bakıyordu. 'Cüneyt?' dedim. Yukarı, yağmur damlalarının geldiği yere doğru bakarak hafif gülümsedi 'Galiba kötü biryer seçmişim' Ben de gülümsedim 'Ama sen..?? Neden?' Gözlerini benden kaçırdı ve ' sanırım sana bazı şeyleri itiraf etsem iyi olacak' dedi.. 'Çünkü böyle devam etsin istemiyorum..'
Dimdik yüzüne bakıyordum. Onu beklerken hissettiğim korku gitmiş, Yerine başka bir tane gelmişti. Ölüm korkusu yerine.. Cüneyt'i kaybetme korkusu.. Hala benimle ne konuşacağından emin değildim ama eğer sandığım şeyse gerçekten kötü olurdu. Onu kırmak istemiyordum ama onu bu anlamda sevmiyordum.. O sadece benim arkadaşımdı..
Sıcacık elleriyle ellerimi kavradı. Ben bön bön bakıyordum.. Bu hareketi daha da moralimi bozmuştu.. Sanırım beklediğim şeyi yapacaktı..
Ve beklediğim şey oldu.. Yumuşacık sesiyle 'Seni seviyorum' dedi bana. Utandım ve gözlerimi hemen yere doğru düşürdüm. Çok fazla kırılmasın diye yüzümdeki bozulmuş ifadeyi düzeltmeye çalıştım.. Yere yatıp hüngür hüngür ağlamak istiyordum.. Cüneyt gerçekten çok iyi kalpli cana yakın bir insandı. Okul başladığından beri çok yakın davranmıştı bana. Bir dediğimi iki etmiyordu ve çok kibardı.. Ama o sadece arkadaşımdı.. Böyle olmasını hiç bir zaman istememiştim.. Cesaretimi topladım ve onu kırmamaya çalışarak kelimeleri iyi seçmeye dikkat ederek söze başladım.. Soğuk bir yana.. Korkudan kekeliyordum 'Ya.. Sağol ama ben seni bu anlamda.. Yani bilmiyorum.. Sen benim arkadaşımsın ve ben hiç böyle birşey düşünmemiştim.. Lütfen bana kırılma.. Ya da darılma..' Kısa bir sessizlik oldu. Yüzündeki ifadeyi görmek için korkuyla kafamı kaldırıp ona baktım. Hayal kırıklığına uğramış görünüyordu ama hemen toparlanıp gülümsedi 'Özür dilerim' Ellerimi bıraktı.. Ve arkasını dönüp hızlıca ordan uzaklaştı.
Sonunda son tenefüs geldi. Hava yağmurlu olduğu için montumu alıp bahçeye çıktım. Büst karşıdaydı.. Ama kimsecikler yoktu. Büstün önünde heykel gibi beklemeye başladım. Korkuyordum. O kağıdı beni takip eden çocuk yazmış olabilirdi. Belki şu an bile arkamdaydı ve bana bakıyordu. Belki beni öldürmeye gelecekti.. Bunları düşünmemeye çalıştım. Yağmur buz gibi yağıyordu ve çok üşüyordum. O anda arkamdan yumuşak bir erkek sesi 'Melek?' dedi. Bu ses çok tanıdık geliyordu. Arkamı döndüm ve ağzım açık kaldı.. O olabileceğini hiç tahmin etmemiştim.
Cüneyt kızarmış yüzüyle bana bakıyordu. 'Cüneyt?' dedim. Yukarı, yağmur damlalarının geldiği yere doğru bakarak hafif gülümsedi 'Galiba kötü biryer seçmişim' Ben de gülümsedim 'Ama sen..?? Neden?' Gözlerini benden kaçırdı ve ' sanırım sana bazı şeyleri itiraf etsem iyi olacak' dedi.. 'Çünkü böyle devam etsin istemiyorum..'
Dimdik yüzüne bakıyordum. Onu beklerken hissettiğim korku gitmiş, Yerine başka bir tane gelmişti. Ölüm korkusu yerine.. Cüneyt'i kaybetme korkusu.. Hala benimle ne konuşacağından emin değildim ama eğer sandığım şeyse gerçekten kötü olurdu. Onu kırmak istemiyordum ama onu bu anlamda sevmiyordum.. O sadece benim arkadaşımdı..
Sıcacık elleriyle ellerimi kavradı. Ben bön bön bakıyordum.. Bu hareketi daha da moralimi bozmuştu.. Sanırım beklediğim şeyi yapacaktı..
Ve beklediğim şey oldu.. Yumuşacık sesiyle 'Seni seviyorum' dedi bana. Utandım ve gözlerimi hemen yere doğru düşürdüm. Çok fazla kırılmasın diye yüzümdeki bozulmuş ifadeyi düzeltmeye çalıştım.. Yere yatıp hüngür hüngür ağlamak istiyordum.. Cüneyt gerçekten çok iyi kalpli cana yakın bir insandı. Okul başladığından beri çok yakın davranmıştı bana. Bir dediğimi iki etmiyordu ve çok kibardı.. Ama o sadece arkadaşımdı.. Böyle olmasını hiç bir zaman istememiştim.. Cesaretimi topladım ve onu kırmamaya çalışarak kelimeleri iyi seçmeye dikkat ederek söze başladım.. Soğuk bir yana.. Korkudan kekeliyordum 'Ya.. Sağol ama ben seni bu anlamda.. Yani bilmiyorum.. Sen benim arkadaşımsın ve ben hiç böyle birşey düşünmemiştim.. Lütfen bana kırılma.. Ya da darılma..' Kısa bir sessizlik oldu. Yüzündeki ifadeyi görmek için korkuyla kafamı kaldırıp ona baktım. Hayal kırıklığına uğramış görünüyordu ama hemen toparlanıp gülümsedi 'Özür dilerim' Ellerimi bıraktı.. Ve arkasını dönüp hızlıca ordan uzaklaştı.
Bu Fanfic =)
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:
xD
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:

xD

T_T ah şu gençlik diyorum Cüneyt'e ithafen.
Bizim okulda da benzer şeyler oluyor da,tabii Melek gibi ince ruhlu kız pek olmadığından pek hoş şeyler olmuyor
ehm neyse.
Hikayeni çok sevdim yav,herşeyden önce sıradan gibi görünüyor yani yaşamın bir parçası gibi bu yüzden çok güzel
tebrik ederim.
Bizim okulda da benzer şeyler oluyor da,tabii Melek gibi ince ruhlu kız pek olmadığından pek hoş şeyler olmuyor

Hikayeni çok sevdim yav,herşeyden önce sıradan gibi görünüyor yani yaşamın bir parçası gibi bu yüzden çok güzel




Ders boyunca hiç konuşmadık.. Sanırım bana darılmıştı. Ben ise kendimi suçlu hissediyordum.. Ama zorla güzellik olmazdı.. Ne yapabilirdim ki.. Bilmiyorum.
Zil çaldığında apar topar kendimi sınıftan attım ve ağlamaya başladım.. Hemen eve gitmek istiyordum.. Gözyaşlarım yüzünden etraftı görmekte zorlanıyordum.. Ama bu sırt çantasını nerede görsem tanırdım.. Gözyaşlarımı silip ona baktım. İşin ilginç yanı.. Bu sefer o bana bakmıyordu.. Gözlerinde acımsı bir ifade vardı.. Sanki birşeylere üzülüyor birşeyler için endişeleniyormuş gibiydi.. Onun baktığı yöne kafamı çevirdim.. Ve Cüneyt'i gördüm.. Kalabalık arasından geçmeye çalışıyordu.. Bakışlarımı fark etmemişti..
Neden ona bakıyordu? Ne yapmaya çalışıyordu? Yoksa Cüneyt..? Böyle birşeyin olmasına asla izin vermeyecektim.. Dönüp hızla ona doğru koşmaya başladım.. İlk defa kaçmamıştı.. İlk defa orda duruyordu.. Onu yakalayacaktım..
Cüneyt'in dakikalar belki de saniyeler içinde öleceğini biliyordum.. Herşey yerine oturmaya başlamıştı.. Aramızda bir metre kadar kalmıştı.. Artık kaçamazdı.. Gözlerini bana doğru çevirdi. Bu davranışıyla arkamızdan sesler yükselmeye başladı.. Seslerin nerden geldiğini biliyordum Cüneyt ölmüştü.. Dayanamayıp tüm gücümle insanların arasından üstüne atladım.. Öfkeyle göğsünü yumruklamaya başladım.. 'Senden nefret ediyorum' diye bağırdım.. Ama o pek etkilenmemiş gibiydi.. Hiç tepki vermiordu çünkü.. Boş boş Cüneyt'in öldüğü yere doğru bakıyordu.. Herkes Cüneyt'in ölümüyle ilgilendiği için.. Beni saçma sapan hareketlerim kimsenin dikkatini çekmiyordu..
Ne kadar ilginç birşeydi bu.. Onu tanımıyordum.. Adını bilmiyordum.. Ama ondan nefret ediyordum.. Bu insanları onun öldürdüğünü biliyordum artık.. Başka açıklaması olamazdı..
'Ona yazık oldu' dedi sesizce.. Bu hayatımda duyduğum en güzel erkek sesiydi. Nedensiz bir şekilde sakinleştim ve yumruk atmayı bırakıverdim.. Ama saniyeler öfkemi geri getirdi.. 'Onları sen öldürüyorsun' dedim.. 'Nasıl ''yazık'' kelimesini kullanabiliyorsun?' Bana bakmamayı sürdürüyordu.. O kadar sakin konuşuyordu ki.. Hayret ettim.. 'Hayır' dedi.. 'Onları ben öldürmüyorum.' Ardından yemyeşil gözlerini bana çevirdi.. Göz göze geldik.. Boyu çok uzundu ve yüzüne bakabilmek için başımı kaldırmak zorunda kalıyordum.. O kadar şaşırmıştım kafamda o kadar çok soru işareti oluşmuştu ki.. Söylenecek kelime bulamıyordum.. Kısa bir sessizlikten sonra 'Neden?' diye fısıldadım..
-Ne neden?
-Neden beni izliyorsun? Neden heryerde seni görüyorum?
-(Hafif gülümsedi) Bu kadar rahatsız olduğunu bilmiyordum..
'Cevap ver!' diye kükredim.. O hala sakinliğini koruyordu:
-Bunu sana söylememem gerekiyor..
Sinirlerim bozulmuştu.. Söyleyeceklerimi toparlamaya çalışırken o sessizliği bozdu: 'Gitsem iyi olur.. Birazdan polis gelecek.. Bence sen de gitmelisin' Tepem atıverdi 'HAYIR' diye bağırdım öfkeyle.. 'Benimle konuşman gerek' Gülümsedi.. 'Böyle bir gereklilik olduğunu sanmıyorum' Tekrar ağlamaya başlamıştım.. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum.. 'Kim?' dedim yavaşça.. 'Bu insanları kim öldürüyor?' Bana iyi niyetle bakarak tek eliyle gözyaşlarımı sildi. 'Sadece benim olmadığımı bil..' dedi.. Ve o an verebileceğim en saçma tepkiyi verdim.. Hakkında hiç birşey bilmediğim bu kişiye inandım ve göğsüne yaslanıp hüngür hüngür ağlamaya başladım..
Zil çaldığında apar topar kendimi sınıftan attım ve ağlamaya başladım.. Hemen eve gitmek istiyordum.. Gözyaşlarım yüzünden etraftı görmekte zorlanıyordum.. Ama bu sırt çantasını nerede görsem tanırdım.. Gözyaşlarımı silip ona baktım. İşin ilginç yanı.. Bu sefer o bana bakmıyordu.. Gözlerinde acımsı bir ifade vardı.. Sanki birşeylere üzülüyor birşeyler için endişeleniyormuş gibiydi.. Onun baktığı yöne kafamı çevirdim.. Ve Cüneyt'i gördüm.. Kalabalık arasından geçmeye çalışıyordu.. Bakışlarımı fark etmemişti..
Neden ona bakıyordu? Ne yapmaya çalışıyordu? Yoksa Cüneyt..? Böyle birşeyin olmasına asla izin vermeyecektim.. Dönüp hızla ona doğru koşmaya başladım.. İlk defa kaçmamıştı.. İlk defa orda duruyordu.. Onu yakalayacaktım..
Cüneyt'in dakikalar belki de saniyeler içinde öleceğini biliyordum.. Herşey yerine oturmaya başlamıştı.. Aramızda bir metre kadar kalmıştı.. Artık kaçamazdı.. Gözlerini bana doğru çevirdi. Bu davranışıyla arkamızdan sesler yükselmeye başladı.. Seslerin nerden geldiğini biliyordum Cüneyt ölmüştü.. Dayanamayıp tüm gücümle insanların arasından üstüne atladım.. Öfkeyle göğsünü yumruklamaya başladım.. 'Senden nefret ediyorum' diye bağırdım.. Ama o pek etkilenmemiş gibiydi.. Hiç tepki vermiordu çünkü.. Boş boş Cüneyt'in öldüğü yere doğru bakıyordu.. Herkes Cüneyt'in ölümüyle ilgilendiği için.. Beni saçma sapan hareketlerim kimsenin dikkatini çekmiyordu..
Ne kadar ilginç birşeydi bu.. Onu tanımıyordum.. Adını bilmiyordum.. Ama ondan nefret ediyordum.. Bu insanları onun öldürdüğünü biliyordum artık.. Başka açıklaması olamazdı..
'Ona yazık oldu' dedi sesizce.. Bu hayatımda duyduğum en güzel erkek sesiydi. Nedensiz bir şekilde sakinleştim ve yumruk atmayı bırakıverdim.. Ama saniyeler öfkemi geri getirdi.. 'Onları sen öldürüyorsun' dedim.. 'Nasıl ''yazık'' kelimesini kullanabiliyorsun?' Bana bakmamayı sürdürüyordu.. O kadar sakin konuşuyordu ki.. Hayret ettim.. 'Hayır' dedi.. 'Onları ben öldürmüyorum.' Ardından yemyeşil gözlerini bana çevirdi.. Göz göze geldik.. Boyu çok uzundu ve yüzüne bakabilmek için başımı kaldırmak zorunda kalıyordum.. O kadar şaşırmıştım kafamda o kadar çok soru işareti oluşmuştu ki.. Söylenecek kelime bulamıyordum.. Kısa bir sessizlikten sonra 'Neden?' diye fısıldadım..
-Ne neden?
-Neden beni izliyorsun? Neden heryerde seni görüyorum?
-(Hafif gülümsedi) Bu kadar rahatsız olduğunu bilmiyordum..
'Cevap ver!' diye kükredim.. O hala sakinliğini koruyordu:
-Bunu sana söylememem gerekiyor..
Sinirlerim bozulmuştu.. Söyleyeceklerimi toparlamaya çalışırken o sessizliği bozdu: 'Gitsem iyi olur.. Birazdan polis gelecek.. Bence sen de gitmelisin' Tepem atıverdi 'HAYIR' diye bağırdım öfkeyle.. 'Benimle konuşman gerek' Gülümsedi.. 'Böyle bir gereklilik olduğunu sanmıyorum' Tekrar ağlamaya başlamıştım.. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum.. 'Kim?' dedim yavaşça.. 'Bu insanları kim öldürüyor?' Bana iyi niyetle bakarak tek eliyle gözyaşlarımı sildi. 'Sadece benim olmadığımı bil..' dedi.. Ve o an verebileceğim en saçma tepkiyi verdim.. Hakkında hiç birşey bilmediğim bu kişiye inandım ve göğsüne yaslanıp hüngür hüngür ağlamaya başladım..
Bu Fanfic =)
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:
xD
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:

xD





Mutfakla salonun birleşik olduğu bir odadaydık. Çok şık biryerdi. Oturmam için eliyle bembeyaz koltukları işaret etti. Sanki hiç kullanılmamış bembeyaz koltuklar.. Burası onun eviydi.
Oturdum. O da ayakta neskafe ısıtıyordu. Dakikalar boyunca süren, uzun bir sessizlik oldu.. Ardından kısık sesle 'Ne bilmek istiyorsun?' diye sordu bana..
'Herşeyi' dedim.. 'Herşeyi bilmek istiyorum. Beni neden takip ettiğini bilmek istiyorum. Bu kadar çok ölümün neden ve nasıl gerçekleştiğini bilmek istiyorum. Senin bu kadar şeyi nerden bildiğini bilmek istiyorum. Ve....' Mırıldanarak ekledim 'Senin kim olduğunu bilmek istiyorum.'
'Pekala' dedi bana.. 'Bunları öğrenmek için en fazla neyini feda ederdin?'
-Nasıl neyimi feda ederdim?
-Eğer sana bunların cevabını verirsem hayatındaki en dereğerli kişilerin ölebileceğini söylesem? Devam etmemi ister miydin?
Teyzemden bahsediyordu.. Bunu bakışlarından anlamıştım. Sesli düşünmeye başladım.
'Hayatım boyunca bir sürü ölüm gördüm ve hep bu ölümlerin nedenini merak ettim.. Eğer öğrenirsem ve engelleyebileceğim birşeyse.. Bir kişinin hayatına bin kişiyi değişmeyi tercih ederim..'
-Emin misin?
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.. Teyzemi seviyordum ve başına birşey gelmesini istemiyordum ama aynı zamanda da bu ölümlerin nedenini çok merak ediyordum..
-Ne kadar zaman var?
-Ne için?
-Vedalaşmak için.. Teyzemle..
-Hiç yok.. Büyük ihtimal söylediğim anda ölecek..
Büyük bir kararsızlık içinde kalmıştım.. Cüneyt'in ölümü zaten bir gün içinde yeterince canımı yakmıştı.. İkinci bir ölümü daha kaldıramazdım.. Hem de o kişi hayatmdaki en değerli kişiyse.. Ne yapacağımı bilmediğim için hüngür hüngür ağlamaya başladım..
Eline iki fincan alıp yanıma oturdu. Bir tanesini önümüzdeki sehpahanın üstüne koyup önüme doğru ittirdi.. Neskafesinden bir yudum alarak 'Bence çok meraklısın' dedi.
-Sen olsan ne yapardın?
-Bilmiyorum. Ama şimdi sakin olup kendin için yararlı olanı seçmeye çalış..
'O zaman yardım et' dedim.. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Yüzü birşeylere endişelenirmiş gibi bir hal aldı. Kolunu uzatıp beni koynuna doğru çekti.
-Sen ne kadar sonra öleceksin?
-Bilmiyorum.
-Daha fazla yanlız kalmak istemiyorum.
'Sakin ol' dedi gülümseyerek. 'Ben yanında olucam.. En azından ölene kadar..'
Göğsüne yaslanmış kokusunu içime çekiyordum.. Tek koluyla beni bir güzel sarmıştı.. Vicudu sıcacıktı.
Uzun bir sessizlik oldu..
'Pekala' dedim gözyaşlarımı silerek
Kararımı vermiştim..
'Ne pahasına olursa olsun öğrenmek istiyorum.'
Oturdum. O da ayakta neskafe ısıtıyordu. Dakikalar boyunca süren, uzun bir sessizlik oldu.. Ardından kısık sesle 'Ne bilmek istiyorsun?' diye sordu bana..
'Herşeyi' dedim.. 'Herşeyi bilmek istiyorum. Beni neden takip ettiğini bilmek istiyorum. Bu kadar çok ölümün neden ve nasıl gerçekleştiğini bilmek istiyorum. Senin bu kadar şeyi nerden bildiğini bilmek istiyorum. Ve....' Mırıldanarak ekledim 'Senin kim olduğunu bilmek istiyorum.'
'Pekala' dedi bana.. 'Bunları öğrenmek için en fazla neyini feda ederdin?'
-Nasıl neyimi feda ederdim?
-Eğer sana bunların cevabını verirsem hayatındaki en dereğerli kişilerin ölebileceğini söylesem? Devam etmemi ister miydin?
Teyzemden bahsediyordu.. Bunu bakışlarından anlamıştım. Sesli düşünmeye başladım.
'Hayatım boyunca bir sürü ölüm gördüm ve hep bu ölümlerin nedenini merak ettim.. Eğer öğrenirsem ve engelleyebileceğim birşeyse.. Bir kişinin hayatına bin kişiyi değişmeyi tercih ederim..'
-Emin misin?
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.. Teyzemi seviyordum ve başına birşey gelmesini istemiyordum ama aynı zamanda da bu ölümlerin nedenini çok merak ediyordum..
-Ne kadar zaman var?
-Ne için?
-Vedalaşmak için.. Teyzemle..
-Hiç yok.. Büyük ihtimal söylediğim anda ölecek..
Büyük bir kararsızlık içinde kalmıştım.. Cüneyt'in ölümü zaten bir gün içinde yeterince canımı yakmıştı.. İkinci bir ölümü daha kaldıramazdım.. Hem de o kişi hayatmdaki en değerli kişiyse.. Ne yapacağımı bilmediğim için hüngür hüngür ağlamaya başladım..
Eline iki fincan alıp yanıma oturdu. Bir tanesini önümüzdeki sehpahanın üstüne koyup önüme doğru ittirdi.. Neskafesinden bir yudum alarak 'Bence çok meraklısın' dedi.
-Sen olsan ne yapardın?
-Bilmiyorum. Ama şimdi sakin olup kendin için yararlı olanı seçmeye çalış..
'O zaman yardım et' dedim.. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Yüzü birşeylere endişelenirmiş gibi bir hal aldı. Kolunu uzatıp beni koynuna doğru çekti.
-Sen ne kadar sonra öleceksin?
-Bilmiyorum.
-Daha fazla yanlız kalmak istemiyorum.
'Sakin ol' dedi gülümseyerek. 'Ben yanında olucam.. En azından ölene kadar..'
Göğsüne yaslanmış kokusunu içime çekiyordum.. Tek koluyla beni bir güzel sarmıştı.. Vicudu sıcacıktı.
Uzun bir sessizlik oldu..
'Pekala' dedim gözyaşlarımı silerek
Kararımı vermiştim..
'Ne pahasına olursa olsun öğrenmek istiyorum.'
Bu Fanfic =)
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:
xD
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:

xD


Derin bir nefes aldı ve söze başladı.. Bana bakmıyordu.. Karşıdaki pencereden deniz manzarasını seyrediyordu..
'2-3 bin yıl önce çok çok yanlız bir kız varmış.. Kabilesindeki kişiler falan sürekli onu dışlıyormuş.. Kız bir süre sonra psikopata bağlayıp intihar etmiş ama ruhu o kadar nefretle doluymuş ki intikam için insanların içine girerek onları öldürmeye devam etmiş.. Yani çok salakça bir özet oldu ama birazcık anlamışsındır heralde.. Bu ruha ölüm meleği adını takmışlar.. Ve şimdi de seni seçti.. Senin içinde ve insanları öldürmeye devam ediyor..'
Böyle bir hikaye için teyzemden olduğuma inanamıyordum.
'İçimde biri mi var?'
-Evet..
-Teyzemi neden şimdi öldürdü de daha önce öldürmedi o zaman?
-Çünkü herkesi aynı anda öldürürse psikolojin bozulurdu ve intihar edebilirdin o yüzden en az bir kişi bırakıyor.. Aslında tek neden bu değil.. Yeni bir bedene geçtiğinde gücünü toparlaması bir 20 yıl falan alıyor.. Geri kalan yıllarda da manyakça önüne geleni öldürüyor.. Yani daha yaklaşık 4 yılımız var.. (Gülümsedi)
-Peki beni neden izliyordun?
-Dikkatini dağıtmaya çalışıyordum.. İnsanların hayatını bu şekilde kurtarabilirdim.. Birileri ölücekken beni daha fazla görüyorsan nedeni bu.. Engel olmaya çalışıyordum.
-Beni nasıl buldun?
-Hatırlamıyorum.. Ama bir çeşit tesadüftü..
-Bu kadar şeyi nerden öğrendin?
-Saçma gelebilir ama dedem anlatırdı çocukken.. Masal niyetine.. Ama içlerinden birinin gerçek olduğunu kendi gözlerimle gördüm.. İçinde bir katil yatıyor ve bugünden sonra bıkmadan usanmadan daha çok çalışacağından emin olabilirsin..
'2-3 bin yıl önce çok çok yanlız bir kız varmış.. Kabilesindeki kişiler falan sürekli onu dışlıyormuş.. Kız bir süre sonra psikopata bağlayıp intihar etmiş ama ruhu o kadar nefretle doluymuş ki intikam için insanların içine girerek onları öldürmeye devam etmiş.. Yani çok salakça bir özet oldu ama birazcık anlamışsındır heralde.. Bu ruha ölüm meleği adını takmışlar.. Ve şimdi de seni seçti.. Senin içinde ve insanları öldürmeye devam ediyor..'
Böyle bir hikaye için teyzemden olduğuma inanamıyordum.
'İçimde biri mi var?'
-Evet..
-Teyzemi neden şimdi öldürdü de daha önce öldürmedi o zaman?
-Çünkü herkesi aynı anda öldürürse psikolojin bozulurdu ve intihar edebilirdin o yüzden en az bir kişi bırakıyor.. Aslında tek neden bu değil.. Yeni bir bedene geçtiğinde gücünü toparlaması bir 20 yıl falan alıyor.. Geri kalan yıllarda da manyakça önüne geleni öldürüyor.. Yani daha yaklaşık 4 yılımız var.. (Gülümsedi)
-Peki beni neden izliyordun?
-Dikkatini dağıtmaya çalışıyordum.. İnsanların hayatını bu şekilde kurtarabilirdim.. Birileri ölücekken beni daha fazla görüyorsan nedeni bu.. Engel olmaya çalışıyordum.
-Beni nasıl buldun?
-Hatırlamıyorum.. Ama bir çeşit tesadüftü..
-Bu kadar şeyi nerden öğrendin?
-Saçma gelebilir ama dedem anlatırdı çocukken.. Masal niyetine.. Ama içlerinden birinin gerçek olduğunu kendi gözlerimle gördüm.. İçinde bir katil yatıyor ve bugünden sonra bıkmadan usanmadan daha çok çalışacağından emin olabilirsin..
Bu Fanfic =)
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:
xD
Bu Fan Art =)
Bu da cynthia witthoft:

xD

4. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 85 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |