(serena) bir fen lisesi öyküsü(21. bölüm)--YENİ-- Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 ... 11, 12, 13, Sonraki |
Yazar
Mesaj
xxxx yazmış:
Serenacım yeni gördüm mesajını afedersin hemen cvp yazamadım ..
Tatlım bende izmirliyim ...
yani aydın manisa izmir güzel bir üçgen ....ve hepside birbirine çok yakın ...
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
BÖLÜM 7)))
“Yani illa ki anlaşmak zorunda değiliz değil mi? Seninle iyi geçinmem gerekmiyor sonuçta.”
“Doğru” dedi Yiğit. Aslında bu ani ruh değişimine şaşırmıştı. Daha doğrusu anlayamamıştı. “Tabii ki değilsin. Ama iyi geçiniyor olsak… Ne bileyim daha iyi olurdu herhalde.”
Yiğit biraz bozulmuş gibiydi. Alev’in cevap vermesini beklemeden:
“Neyse gitmem gerek beni bekliyorlar” dedi. Arkası dönük yürürken “Bir ara kendimi affettiririm” diyerek adımlarını sıklaştırdı ve hızla binaya girdi.
Alev onun ardından bir süre baktı ve daha sonra bakışlarını başka bir yöne çevirdi. Galiba bir anda bu kadar samimi olmak istememişti. Umursamaz bir tavırla omuz silkti. Çok da mühim değildi…
Yiğit pansiyondaki odasına girince Enes’in pencereden bakıyor olduğunu gördü. Elleri cebinde, omzunun biri duvara yaslanmış dışarıya bakıyordu.
“Ne o Elif’e mi bakıyorsun?” diye güldü Yiğit. Enes hinlik dolu bakışlarını Yiğit’e çevirdi ve o bilindik sırıtışıyla:
“Hayır size bakıyordum” diye cevapladı.
“Biz mi?” diye afalladı Yiğit. ““Biz” derken?”
“Evet siz,” dedi Enes çatlak bir ses tonu ile. “Alev ve sen.”
“İsmini bildiğini bilmiyordum” dedi Yiğit konuyu biraz olsun saptırmaya çalışarak.
“Elif’in oda arkadaşı” ddi Enes çabucak. Ve ekledi. “Ee siz ne konuşuyordunuz?”
“Şey, bilirsin… Özür dilemeye çalışıyordum…”
“Özür mü!?” dedi Enes şaşkın şaşkın.”Özür mü diliyordun? Ne için?”
“Nasıl ‘ne için’? Kızın fotoğraflarını izinsiz çekip tüm ülkenin okuduğu bir dergiye yolladım daha ne olacak?”
“Sayende meşhur oldu daha ne istiyormuş?” dedi Enes donuk bir suratla.
“E orası ayrı. Herkes sen gibi meşhur olmak istemeyebilir sonuçta.”
“E yani öylesine de salak denir.”
“Ne dersen de işte” dedi Yiğit yavaşça.
“Affetti mi bari?” diye güldü Enes dalga geçercesine.
“Etti galiba..” dedi Yiğit tereddütle. “Ödülün yarısını teklif ettim…”
“Ne?!” diye bağırdı Enes elinde olmadan. Gözleri kocaman olmuştu. “Yarısı mı? 500 liradan baksediyorsun di mi?”
“Evet.”
“Abi sözümü geri alıyorum, salak olan sensin.”
“Çok sağol yani. Hiç tanımadığım biri tarafından hakarete maruz kalmak atlatılabilir bi durum ama en yakın arkadaşımdan duymak hiç de öyle değil.”
“Dost acı söyler ama” dedi Enes kendini aklamaya çalışır gibi.
“Biliyorum da bu kadar acı olması gerekmez.”
“Sen bu kadar alıngan değildin”
“Demek ki ara sıra olabiliyorum”
Aslında Enes’e kızdığı falan yoktu. Alev’e bozulduğu için herşey karşık geliyordu.
Enes onun düşünceli bakışlarını yakaldığında bir durum olduğunu anladı.
“Senin canın birşeye mi sıkıldı?”
“Çok mu belli?” diye sordu Yiğit kaşlarını kaldırıp oturduğu yerden endişe ile Enes’e bakarak.
“Eh..” dedi Enes kafasını sallayarak. “Anlatsana”
Yiğit derin bir nefes aldı. Ağzını açıp birkaç saniye duraksadı.
“Nerden başlayayım?”
“Benden o kadar çok sey mi saklıyorsun?” diye sordu Enes kaşlarını çatarak.
“Hayır. Yani şu son saatte çok şey oldu aslında..”
“Haa şu mesele” dedi Enes gülüp keyifle Yiğit’in yanına oturarak. “Bak şimdi daha çok merak ettim.”
“Pencereden izlediysen senin merak edeceğin tarzda bir şey olmadığını da görmüş olman gerek” diye güldü Yiğit.
“Belli mi olur gözden kaçırdığım noktalar vardır belki.”
Yiğit biraz neşelenmiş gibiydi. Gülerek anlatmaya başladı. Sesini alçak tutmaya ve odada kimsenin olmadığına emin olmaya çalışıyordu. Enes’in gülümsemesi konus,şma ilerledikçe daha da belirgin bir hal alıyordu ve bittiğinde kahkahalarla gülmekten kendini alamadı.
“Ne?” dedi Yiğit. “Fıkra mı anlatırum ben sana?”
“Hayır ama…”
“Ama ne?”
“Duymak istemezsin”
“Söyle şunu.”
“Söylemesem daha iyi”
“Bence bu kadar konuştuktan sonra söylesen çok daha iyi.”
“Hayatımı riske atamam” diye güldü Enes.
“Emin ol bu şekilde daha çok risk alıyorsun.”
“Tamam ama kızmak yok.”
“Yok yok söyle.”
Enes sırıttı.
“Sen ondan hoşlanıyorsun”
“Yani illa ki anlaşmak zorunda değiliz değil mi? Seninle iyi geçinmem gerekmiyor sonuçta.”
“Doğru” dedi Yiğit. Aslında bu ani ruh değişimine şaşırmıştı. Daha doğrusu anlayamamıştı. “Tabii ki değilsin. Ama iyi geçiniyor olsak… Ne bileyim daha iyi olurdu herhalde.”
Yiğit biraz bozulmuş gibiydi. Alev’in cevap vermesini beklemeden:
“Neyse gitmem gerek beni bekliyorlar” dedi. Arkası dönük yürürken “Bir ara kendimi affettiririm” diyerek adımlarını sıklaştırdı ve hızla binaya girdi.
Alev onun ardından bir süre baktı ve daha sonra bakışlarını başka bir yöne çevirdi. Galiba bir anda bu kadar samimi olmak istememişti. Umursamaz bir tavırla omuz silkti. Çok da mühim değildi…
Yiğit pansiyondaki odasına girince Enes’in pencereden bakıyor olduğunu gördü. Elleri cebinde, omzunun biri duvara yaslanmış dışarıya bakıyordu.
“Ne o Elif’e mi bakıyorsun?” diye güldü Yiğit. Enes hinlik dolu bakışlarını Yiğit’e çevirdi ve o bilindik sırıtışıyla:
“Hayır size bakıyordum” diye cevapladı.
“Biz mi?” diye afalladı Yiğit. ““Biz” derken?”
“Evet siz,” dedi Enes çatlak bir ses tonu ile. “Alev ve sen.”
“İsmini bildiğini bilmiyordum” dedi Yiğit konuyu biraz olsun saptırmaya çalışarak.
“Elif’in oda arkadaşı” ddi Enes çabucak. Ve ekledi. “Ee siz ne konuşuyordunuz?”
“Şey, bilirsin… Özür dilemeye çalışıyordum…”
“Özür mü!?” dedi Enes şaşkın şaşkın.”Özür mü diliyordun? Ne için?”
“Nasıl ‘ne için’? Kızın fotoğraflarını izinsiz çekip tüm ülkenin okuduğu bir dergiye yolladım daha ne olacak?”
“Sayende meşhur oldu daha ne istiyormuş?” dedi Enes donuk bir suratla.
“E orası ayrı. Herkes sen gibi meşhur olmak istemeyebilir sonuçta.”
“E yani öylesine de salak denir.”
“Ne dersen de işte” dedi Yiğit yavaşça.
“Affetti mi bari?” diye güldü Enes dalga geçercesine.
“Etti galiba..” dedi Yiğit tereddütle. “Ödülün yarısını teklif ettim…”
“Ne?!” diye bağırdı Enes elinde olmadan. Gözleri kocaman olmuştu. “Yarısı mı? 500 liradan baksediyorsun di mi?”
“Evet.”
“Abi sözümü geri alıyorum, salak olan sensin.”
“Çok sağol yani. Hiç tanımadığım biri tarafından hakarete maruz kalmak atlatılabilir bi durum ama en yakın arkadaşımdan duymak hiç de öyle değil.”
“Dost acı söyler ama” dedi Enes kendini aklamaya çalışır gibi.
“Biliyorum da bu kadar acı olması gerekmez.”
“Sen bu kadar alıngan değildin”
“Demek ki ara sıra olabiliyorum”
Aslında Enes’e kızdığı falan yoktu. Alev’e bozulduğu için herşey karşık geliyordu.
Enes onun düşünceli bakışlarını yakaldığında bir durum olduğunu anladı.
“Senin canın birşeye mi sıkıldı?”
“Çok mu belli?” diye sordu Yiğit kaşlarını kaldırıp oturduğu yerden endişe ile Enes’e bakarak.
“Eh..” dedi Enes kafasını sallayarak. “Anlatsana”
Yiğit derin bir nefes aldı. Ağzını açıp birkaç saniye duraksadı.
“Nerden başlayayım?”
“Benden o kadar çok sey mi saklıyorsun?” diye sordu Enes kaşlarını çatarak.
“Hayır. Yani şu son saatte çok şey oldu aslında..”
“Haa şu mesele” dedi Enes gülüp keyifle Yiğit’in yanına oturarak. “Bak şimdi daha çok merak ettim.”
“Pencereden izlediysen senin merak edeceğin tarzda bir şey olmadığını da görmüş olman gerek” diye güldü Yiğit.
“Belli mi olur gözden kaçırdığım noktalar vardır belki.”
Yiğit biraz neşelenmiş gibiydi. Gülerek anlatmaya başladı. Sesini alçak tutmaya ve odada kimsenin olmadığına emin olmaya çalışıyordu. Enes’in gülümsemesi konus,şma ilerledikçe daha da belirgin bir hal alıyordu ve bittiğinde kahkahalarla gülmekten kendini alamadı.
“Ne?” dedi Yiğit. “Fıkra mı anlatırum ben sana?”
“Hayır ama…”
“Ama ne?”
“Duymak istemezsin”
“Söyle şunu.”
“Söylemesem daha iyi”
“Bence bu kadar konuştuktan sonra söylesen çok daha iyi.”
“Hayatımı riske atamam” diye güldü Enes.
“Emin ol bu şekilde daha çok risk alıyorsun.”
“Tamam ama kızmak yok.”
“Yok yok söyle.”
Enes sırıttı.
“Sen ondan hoşlanıyorsun”
Ammman tanrıım ;
Neler oluyor AŞK , AŞK, AŞK ....
Way yiğitim aşık mı oluyor? *__* Serenacım ya da oldu da ben mi yeni fark ediyorum??? ay kıyamam ben ona Balım ya ....
Hadi bakalım Enes neler yapacak ,_?
Alev bu işe nasıl bakacak ...
Alev yalnızdı neden yalnız acaba?Neden hayatında kimse yoktu ööle güzel ve akıllı bir kız ,yoksa vardı da ben mi göremedim??? ....
Soru yumagına döndüm ; çarçabuk yeni bölüm ....
Güzel bir tatil geçirmeni dilerim kuzu... ve hızla dön yep yeni bölümlerle özletme ...
Neler oluyor AŞK , AŞK, AŞK ....
Way yiğitim aşık mı oluyor? *__* Serenacım ya da oldu da ben mi yeni fark ediyorum??? ay kıyamam ben ona Balım ya ....
Hadi bakalım Enes neler yapacak ,_?
Alev bu işe nasıl bakacak ...
Alev yalnızdı neden yalnız acaba?Neden hayatında kimse yoktu ööle güzel ve akıllı bir kız ,yoksa vardı da ben mi göremedim??? ....
Soru yumagına döndüm ; çarçabuk yeni bölüm ....
Güzel bir tatil geçirmeni dilerim kuzu... ve hızla dön yep yeni bölümlerle özletme ...
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
BÖLÜM 8))
Enes sırıttı.
“Sen ondan hoşlanıyorsun”
Yiğit'in ağzı açık kalmıştı.
'Ne?'
"Evet"
"Saçmalama" dedi Yiğit çabucak ve tok bir sesle.
"Bence öyle."
"Bencelerini kendine saklamayı öğretmediler mi sana?"
"Hani kızmak yoktu?"
"Gerektiğinde var. Bu olağanüstü hal oluyo"
"Ben 'bence' dedim"
"Nereden vardın o fikre peki?"
"E, seninle samimi olmak istemeyişisi bu kadar takman normal mi?"
Yiğit kıvırmaya çalıştı.
"Bilmem, bence normal. Yani bunun hoşlanmakla falan alakası yok. Sadece böyle tepkilere alışkın değilim ve galiba fazla hassasım."
Enes Yiğit'e imalı imalı bakmaya devam etti. O garip gülümsemesi gene belirmişti.
Yiğit:
"Tamam en azından şu an için birşey yok"dedi.
"Zaten bıraksam üç dakika sonra aşığım diyeceksin." dedi Enes eğlenerek.
"Herneyse kapat artık bu konuyu" dedi Yiğit yataktan kalkarken.
"Hey, nereye gidiyorsun?!" diye seslendi Enes şaşkınlıkla.
Yiğit hızlı bir şekilde üzerindeki t-shirtü sıyırıp omzuna attı ve:
"Duşa" diye yanıtladı Enes'i banyonun kapısını kapatırken.
Aslında bu bir kaçıştan başka birşey değildi. Onu düşünmekten kaçış...Aceleyle suyu açtı. Suyun başından akıp gitmesiyle düşüncelerinin de beynini boşaltmasıydı dileği...
***
Ya biliyorum bu bölüm çok kısa oldu ama mecburum telefonda satır satır okutup deftere oradan buraya geçiriyorum çok zor oluyo... En kısa zamanda devamı gelicek...
Enes sırıttı.
“Sen ondan hoşlanıyorsun”
Yiğit'in ağzı açık kalmıştı.
'Ne?'
"Evet"
"Saçmalama" dedi Yiğit çabucak ve tok bir sesle.
"Bence öyle."
"Bencelerini kendine saklamayı öğretmediler mi sana?"
"Hani kızmak yoktu?"
"Gerektiğinde var. Bu olağanüstü hal oluyo"
"Ben 'bence' dedim"
"Nereden vardın o fikre peki?"
"E, seninle samimi olmak istemeyişisi bu kadar takman normal mi?"
Yiğit kıvırmaya çalıştı.
"Bilmem, bence normal. Yani bunun hoşlanmakla falan alakası yok. Sadece böyle tepkilere alışkın değilim ve galiba fazla hassasım."
Enes Yiğit'e imalı imalı bakmaya devam etti. O garip gülümsemesi gene belirmişti.
Yiğit:
"Tamam en azından şu an için birşey yok"dedi.
"Zaten bıraksam üç dakika sonra aşığım diyeceksin." dedi Enes eğlenerek.
"Herneyse kapat artık bu konuyu" dedi Yiğit yataktan kalkarken.
"Hey, nereye gidiyorsun?!" diye seslendi Enes şaşkınlıkla.
Yiğit hızlı bir şekilde üzerindeki t-shirtü sıyırıp omzuna attı ve:
"Duşa" diye yanıtladı Enes'i banyonun kapısını kapatırken.
Aslında bu bir kaçıştan başka birşey değildi. Onu düşünmekten kaçış...Aceleyle suyu açtı. Suyun başından akıp gitmesiyle düşüncelerinin de beynini boşaltmasıydı dileği...
***
Ya biliyorum bu bölüm çok kısa oldu ama mecburum telefonda satır satır okutup deftere oradan buraya geçiriyorum çok zor oluyo... En kısa zamanda devamı gelicek...
Takipteyim cici sere
Not: Seni eğer zora soktuysam çok özürdilerim kuzum. sen kendini ne zaman rahat hissedersen o zaman devam et olurmu. ben senı sıkıştırıp kıymetli vaktini, konturlerini filan harcatmak ya da derslerini aksatmak istemem üzülürsen üzülürüm bu nedenle seni sıkıştırıyor isem heyecanıma ve beğenime ver olurmu canım
not'yeni bölümü henüz okumadım sen yeni bölümü gönderene kadar okumayacağım da böylece de seni sıkıştırmamış olacağım. yani 1 bölüm geriden gideceğim ...
Not: Seni eğer zora soktuysam çok özürdilerim kuzum. sen kendini ne zaman rahat hissedersen o zaman devam et olurmu. ben senı sıkıştırıp kıymetli vaktini, konturlerini filan harcatmak ya da derslerini aksatmak istemem üzülürsen üzülürüm bu nedenle seni sıkıştırıyor isem heyecanıma ve beğenime ver olurmu canım
not'yeni bölümü henüz okumadım sen yeni bölümü gönderene kadar okumayacağım da böylece de seni sıkıştırmamış olacağım. yani 1 bölüm geriden gideceğim ...
Nemesis Divinaya sonsuz tesekkürlerimi sunarım ....cici kyo'm seviyorum seni...
_______________________
4. sayfa (Toplam 13 sayfa) [ 125 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |