SeSsİz ŞeYtAn **18. BöLüM GeLdİiİiİ!!! :D yehuUuUu!!!** Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3 ... 11, 12, 13 ... 21, 22, 23, Sonraki |
|
Yazar
Mesaj
çok saolunn
beendiinize çoooook sevindim yeni bölümü yazdım yarın koyca kesin





*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]


ewt 

*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]

*Soundtract : 3 Doors Down = Here Without You
Ken yatağına uzanıp gözlerini tavana dikmiş düşünüyordu. Son birkaç aydır gördüğü kâbuslar, Kenji deki değişimler… Dışardan izliyordu sanki her şeyi, işte bu yüzden sorunu çözmesi gereken kişi kendisiymiş gibi düşünüyordu. Bu doğruydu da…
Andrey’de bir gariplik vardı. Kenji’nin aurasını nasıl fark edebilmişti. O gece Kenji’yle dışarıda ne konuşmuşlardı. Kafasının içinde kuruyor, bunlar için ayrı ayrı endişeleniyordu. En önemli endişesi şuydu ki bunu aklından bile geçirmek istemiyordu yinede bu düşünce beyninin bir köşesini kemirip duruyordu. Ya Andrey onlardan biriyse… Her neye dönüşüyor olursa olsun kardeşinin öldürülmesine katlanamazdı, dayanamazdı buna. Kendi baş etmeye çalışmıştı, en başından beri biliyordu. Nasıl bilmezdi o biricik abisiydi, en yakınıydı. Gözlerindeki ateşi ilk fark ettiğinde odasında bütün gece ağlamıştı. Bunun dönüşü yoktu, biliyordu. Ama ne pahasına olursa olsun onu koruyacaktı. Çünkü biliyordu ki Kenji olsaydı aynısını yapardı. Günlerdir kendini yiyip duruyordu. Andrey… o neden buradaydı.
Bu arada odasında oturmuş kafasında kurup duran bir tek Ken değildi.
Kenji, Andrey ve Cori arasındaki ilişkiyi fark etmeye başlamıştı. Yumruklarını sıktı;
“sırf bana acı çektirmek için yapıyor onu sevdiğimi biliyor ve elimden almaya çalışıyor. Ama ben buna izin vermeyeceğim.”
2 gün sonra;
Cori bu gün psikiyatrdan döndüğünde eskisinden daha iyi görünüyordu. Fakat Kenshin hala endişeliydi. Kızının kabusları giderek artıyordu. Olmayan şeyler görmeye başlamıştı. Uykusunda bağırıyor, çağırıyor, yorganları parçalıyordu.
Bahçede Dmitry’le konuşurken;
“burada kalmak zorunda değilsin Mitya, kızımın rahatsızlığı beklenmeyen bir şeydi anlayamıyorum. Ama sıkıntılarımla seni de üzmek istemem.”
“yapma Kenshin tam tersi şuan yanında olmam gerek ayrıca rahatsız oluyor değilim Cori benimde kızım sayılır onun için bende endişeleniyorum.”
----
Gece saatin 3’üydü. Yuri bazen sırf eğlence olsun diye bütün gece uyumazdı. Gece boyunca kendine yapacak bir şeyler bulur onlarla vakit geçirirdi. Şimdi yine ayaktaydı ve kendini oyalamak için fal bakıyordu bunun için gecenin 3’ünü özellikle beklemişti. Böylece güçleri has safhaya ulaşacaktı ve belki de ataları gibi geleceği okuyabilecekti. Yuri’nin halasından aldığı birtakım medyumluk güçleri vardı. Fakat bu işlerle hiç uğraşmaz ve gücünü geliştirmeye de çalışmazdı. Bunu sırf eğlence olsun diye yapardı.
Kartları masaya dizdi. Aynı amcasının öğrettiği gibi ruh gücüne konsantre oldu. Bir zaman sonra mavi gözleri git gide griye dönmeye başladı bu onun transa geçtiği anlamına geliyordu. Fakat bu beklenmeyen bir şeydi. Etraftaki garip ve güçlü bir aura onu kendine doğru çekiyordu şuursuz bir şekilde ayağa kalktı ve odadan çıktı. Merdivenleri indi ve sokak kapısını açıp arka bahçeye gitti. Himuraların arka bahçelerinde çocukların küçüklüğünden kalma bir salıncak vardı. Salıncağın birinde Ken oturuyordu. Yanındaysa ayakta duran biri vardı. Adamın üzerinde simsiyah bir kıyafet vardı ve saçları upuzun alev kızılıydı. Yuri adamın yaydığı güce dayanamıyordu. Onun gibi saf bir ruh için bu dayanılmazdı. Sonra adam ona doğru baktı. Adamın simsiyah gözleriyle karşılaşan Yuri kendinden geçti.
Sabah başucunda Andrey’i buldu. Aniden doğruldu.
“Andrey saat sabahın 7’si burada ne arıyorsun?”
“iyi misin?”
“e… evet ama… bir rüya gördüm çok garipti. Etrafta dolaşan aurası çok güçlü biri var.”
“biliyorum. Senden bir şey isteyeceğim. Bana yardım edebilecek tek kişi sensin.”
“t… tabi ne istersen”
“öyleyse bu gece saat tam 3’te benimle arka bahçede buluş”
Ardından Andrey seri bir hareketle odadan çıktı. Yuri’ninse kulağında şu sözler yankılanıyordu.
“gece 3… arka bahçe..”
Öğlen yemeğine doğru Ken ve Kenji arkadaşlarının yeni barının akşam olacak açılışı için yapılan hazırlıklarına bakmaya gitmişlerdi. Yuri’ninse nerde olduğu belli değildi. Dmitry ve Kenshin arka bahçede çay keyfi yapıyordu. Ellysa alışverişe çıkmıştı ve Cori’yle Andrey de beraber televizyon izliyorlardı.
Aslında Andrey’le yalnız kalmak Cori’yi rahatsız ediyordu çünkü onun yanında ne yapacağını bilemiyordu. Andrey ise filme odaklanmış bir şekilde sakin, oturuyordu. İzledikleri bir komedi filmiydi. Esprilerden birinde Cori yüksek sesle gülmeye başladı ardından yanlış bir şey yapmış gibi birden durdu çünkü Andrey bir film eleştirmeni edasıyla sanki belgesel izliyormuş gibi ciddiyetle izliyordu filmi, hiçbir espride de gülmemişti. Fakat Andrey Cori’nin zannettiği şekilde tepki vermedi. Cori hala gülmesini tutmaya çalışırken ona doğru dönüp gülümsedi.
“bunu gizlememelisin çok güzel gülüyorsun.”
Cori yine kulaklarına kadar kızardı.
Tam o sırada hızlı bir kapı çarpma sesi duyuldu. Sonra birden duvarın arkasından Kenji bitiverdi. Suratında kocaman sinirli bir gülümsemeyle;
“aslında biliyor musun Andrey bende çok güzel gülerim… hatta dur bak sana bir güleyim. Benim kız kardeşimle kırıştırabileceğini düşündüğün için”
Sonra başını geriye atarak o meşhur kötü adam kahkahasını attı.
“muahhahahahahah……..”
Cori şimdi iyice kızarmıştı. Böyle bir şeyi duymasını en son isteyeceği kişi babasından bile önce Kenji’ydi.
Kenji ve Andrey birbirlerine müthiş bir öfkeyle bakıyorlardı. Andrey birden korkunç derecede öfkelenmişti ve Cori bunun nedenini anlayamamıştı. Sanki onlar iki ezeli düşmandı.
Neden öylece birbirlerine bakıyorlardı. Sonra ikisi birden yan gözle Cori ye baktılar ardından hızla dışarı çıktılar. Cori bir delilik yapacaklarını düşünerek arkalarından gitti ama onları orada buramadı. Bu kadar çabuk nasıl gitmişlerdi…
“bunu yapmana izin vermeyeceğim……..KEYAS”
“sana söylemiştim Asriel çok geç…”
“….”
“bana karşı duramazsın Asriel bu dünyada çok şey değişti. İnsanlar değişti. Bu beden sayesinde onlara yakın olacağım ve siz aptal cherubimlerin* etkisini kaldıracağım.”
“burada fazla dayanamazsın koruyucularım seni fark edecektir.”
“Asriel … asriel… beni sen kendi ellerinle koruyacaksın ölümlü sevgilin için….. zayıftın…. hala zayıfsın…”
Asriel birden durdu. Bu dedikleri doğruydu. Eğer Keyas ölürse Kenji de ölecek ve bu Cori’yi yıkacaktı. Üstelik Kenji’yi de kaybedemezdi o onun küçüklüğünden beri nerdeyse tek arkadaşı olmuştu.
“bunun bir çaresini bulacağım ne pahasına olursa olsun. Bu insanlara yaşattıklarının cezasını çekeceksin. Ve savaşımız devam edecek…”
*CHERUBIM : Cherubim Tanrı'nın sırlarını, bilgilerini tutar. İnsanoğlunun Eden Bahçe'sinden çıkarılması ve
İsa'nın peygamber ilan edilmesi gibi en büyük görevlerin verilerek yeryüzüne yollanan melekler Cherubim'
dir. Harmoni ruhları, yıldızların muhafızları, tutulan tarihçelerin koruyucularıdır. Cherubim'in Başmelekleri
Asriel,Ophaniel, Rikbiel, Zophiel ve -düşmesinden önce- Şeytan'dır.
walla yazarken hiç havamda değildim iğrenç oldu ama umarım beğenirsiniz
Ken yatağına uzanıp gözlerini tavana dikmiş düşünüyordu. Son birkaç aydır gördüğü kâbuslar, Kenji deki değişimler… Dışardan izliyordu sanki her şeyi, işte bu yüzden sorunu çözmesi gereken kişi kendisiymiş gibi düşünüyordu. Bu doğruydu da…
Andrey’de bir gariplik vardı. Kenji’nin aurasını nasıl fark edebilmişti. O gece Kenji’yle dışarıda ne konuşmuşlardı. Kafasının içinde kuruyor, bunlar için ayrı ayrı endişeleniyordu. En önemli endişesi şuydu ki bunu aklından bile geçirmek istemiyordu yinede bu düşünce beyninin bir köşesini kemirip duruyordu. Ya Andrey onlardan biriyse… Her neye dönüşüyor olursa olsun kardeşinin öldürülmesine katlanamazdı, dayanamazdı buna. Kendi baş etmeye çalışmıştı, en başından beri biliyordu. Nasıl bilmezdi o biricik abisiydi, en yakınıydı. Gözlerindeki ateşi ilk fark ettiğinde odasında bütün gece ağlamıştı. Bunun dönüşü yoktu, biliyordu. Ama ne pahasına olursa olsun onu koruyacaktı. Çünkü biliyordu ki Kenji olsaydı aynısını yapardı. Günlerdir kendini yiyip duruyordu. Andrey… o neden buradaydı.
Bu arada odasında oturmuş kafasında kurup duran bir tek Ken değildi.
Kenji, Andrey ve Cori arasındaki ilişkiyi fark etmeye başlamıştı. Yumruklarını sıktı;
“sırf bana acı çektirmek için yapıyor onu sevdiğimi biliyor ve elimden almaya çalışıyor. Ama ben buna izin vermeyeceğim.”
2 gün sonra;
Cori bu gün psikiyatrdan döndüğünde eskisinden daha iyi görünüyordu. Fakat Kenshin hala endişeliydi. Kızının kabusları giderek artıyordu. Olmayan şeyler görmeye başlamıştı. Uykusunda bağırıyor, çağırıyor, yorganları parçalıyordu.
Bahçede Dmitry’le konuşurken;
“burada kalmak zorunda değilsin Mitya, kızımın rahatsızlığı beklenmeyen bir şeydi anlayamıyorum. Ama sıkıntılarımla seni de üzmek istemem.”
“yapma Kenshin tam tersi şuan yanında olmam gerek ayrıca rahatsız oluyor değilim Cori benimde kızım sayılır onun için bende endişeleniyorum.”
----
Gece saatin 3’üydü. Yuri bazen sırf eğlence olsun diye bütün gece uyumazdı. Gece boyunca kendine yapacak bir şeyler bulur onlarla vakit geçirirdi. Şimdi yine ayaktaydı ve kendini oyalamak için fal bakıyordu bunun için gecenin 3’ünü özellikle beklemişti. Böylece güçleri has safhaya ulaşacaktı ve belki de ataları gibi geleceği okuyabilecekti. Yuri’nin halasından aldığı birtakım medyumluk güçleri vardı. Fakat bu işlerle hiç uğraşmaz ve gücünü geliştirmeye de çalışmazdı. Bunu sırf eğlence olsun diye yapardı.
Kartları masaya dizdi. Aynı amcasının öğrettiği gibi ruh gücüne konsantre oldu. Bir zaman sonra mavi gözleri git gide griye dönmeye başladı bu onun transa geçtiği anlamına geliyordu. Fakat bu beklenmeyen bir şeydi. Etraftaki garip ve güçlü bir aura onu kendine doğru çekiyordu şuursuz bir şekilde ayağa kalktı ve odadan çıktı. Merdivenleri indi ve sokak kapısını açıp arka bahçeye gitti. Himuraların arka bahçelerinde çocukların küçüklüğünden kalma bir salıncak vardı. Salıncağın birinde Ken oturuyordu. Yanındaysa ayakta duran biri vardı. Adamın üzerinde simsiyah bir kıyafet vardı ve saçları upuzun alev kızılıydı. Yuri adamın yaydığı güce dayanamıyordu. Onun gibi saf bir ruh için bu dayanılmazdı. Sonra adam ona doğru baktı. Adamın simsiyah gözleriyle karşılaşan Yuri kendinden geçti.
Sabah başucunda Andrey’i buldu. Aniden doğruldu.
“Andrey saat sabahın 7’si burada ne arıyorsun?”
“iyi misin?”
“e… evet ama… bir rüya gördüm çok garipti. Etrafta dolaşan aurası çok güçlü biri var.”
“biliyorum. Senden bir şey isteyeceğim. Bana yardım edebilecek tek kişi sensin.”
“t… tabi ne istersen”
“öyleyse bu gece saat tam 3’te benimle arka bahçede buluş”
Ardından Andrey seri bir hareketle odadan çıktı. Yuri’ninse kulağında şu sözler yankılanıyordu.
“gece 3… arka bahçe..”
Öğlen yemeğine doğru Ken ve Kenji arkadaşlarının yeni barının akşam olacak açılışı için yapılan hazırlıklarına bakmaya gitmişlerdi. Yuri’ninse nerde olduğu belli değildi. Dmitry ve Kenshin arka bahçede çay keyfi yapıyordu. Ellysa alışverişe çıkmıştı ve Cori’yle Andrey de beraber televizyon izliyorlardı.
Aslında Andrey’le yalnız kalmak Cori’yi rahatsız ediyordu çünkü onun yanında ne yapacağını bilemiyordu. Andrey ise filme odaklanmış bir şekilde sakin, oturuyordu. İzledikleri bir komedi filmiydi. Esprilerden birinde Cori yüksek sesle gülmeye başladı ardından yanlış bir şey yapmış gibi birden durdu çünkü Andrey bir film eleştirmeni edasıyla sanki belgesel izliyormuş gibi ciddiyetle izliyordu filmi, hiçbir espride de gülmemişti. Fakat Andrey Cori’nin zannettiği şekilde tepki vermedi. Cori hala gülmesini tutmaya çalışırken ona doğru dönüp gülümsedi.
“bunu gizlememelisin çok güzel gülüyorsun.”
Cori yine kulaklarına kadar kızardı.
Tam o sırada hızlı bir kapı çarpma sesi duyuldu. Sonra birden duvarın arkasından Kenji bitiverdi. Suratında kocaman sinirli bir gülümsemeyle;
“aslında biliyor musun Andrey bende çok güzel gülerim… hatta dur bak sana bir güleyim. Benim kız kardeşimle kırıştırabileceğini düşündüğün için”
Sonra başını geriye atarak o meşhur kötü adam kahkahasını attı.
“muahhahahahahah……..”
Cori şimdi iyice kızarmıştı. Böyle bir şeyi duymasını en son isteyeceği kişi babasından bile önce Kenji’ydi.
Kenji ve Andrey birbirlerine müthiş bir öfkeyle bakıyorlardı. Andrey birden korkunç derecede öfkelenmişti ve Cori bunun nedenini anlayamamıştı. Sanki onlar iki ezeli düşmandı.
Neden öylece birbirlerine bakıyorlardı. Sonra ikisi birden yan gözle Cori ye baktılar ardından hızla dışarı çıktılar. Cori bir delilik yapacaklarını düşünerek arkalarından gitti ama onları orada buramadı. Bu kadar çabuk nasıl gitmişlerdi…
“bunu yapmana izin vermeyeceğim……..KEYAS”
“sana söylemiştim Asriel çok geç…”
“….”
“bana karşı duramazsın Asriel bu dünyada çok şey değişti. İnsanlar değişti. Bu beden sayesinde onlara yakın olacağım ve siz aptal cherubimlerin* etkisini kaldıracağım.”
“burada fazla dayanamazsın koruyucularım seni fark edecektir.”
“Asriel … asriel… beni sen kendi ellerinle koruyacaksın ölümlü sevgilin için….. zayıftın…. hala zayıfsın…”
Asriel birden durdu. Bu dedikleri doğruydu. Eğer Keyas ölürse Kenji de ölecek ve bu Cori’yi yıkacaktı. Üstelik Kenji’yi de kaybedemezdi o onun küçüklüğünden beri nerdeyse tek arkadaşı olmuştu.
“bunun bir çaresini bulacağım ne pahasına olursa olsun. Bu insanlara yaşattıklarının cezasını çekeceksin. Ve savaşımız devam edecek…”
*CHERUBIM : Cherubim Tanrı'nın sırlarını, bilgilerini tutar. İnsanoğlunun Eden Bahçe'sinden çıkarılması ve
İsa'nın peygamber ilan edilmesi gibi en büyük görevlerin verilerek yeryüzüne yollanan melekler Cherubim'
dir. Harmoni ruhları, yıldızların muhafızları, tutulan tarihçelerin koruyucularıdır. Cherubim'in Başmelekleri
Asriel,Ophaniel, Rikbiel, Zophiel ve -düşmesinden önce- Şeytan'dır.
walla yazarken hiç havamda değildim iğrenç oldu ama umarım beğenirsiniz

*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]



NOT: ayrıca laflar tamamen gerçeğe dayanmaktadır isteyen googleden cherubim yazabilir


üstelik ilk maceranın sonuna çok az kaldı devamını getirip getirmeyeceğime sizin yorumlarınızla karar vericem aslında 50 bölüm yaparında sıkılırsınız die korkuyorum yok sa bunların başına daha neler gelio ooooooooo nese söyleyin bakalım devam ediyiimi

*TRUST&BETRAYAL*
[img]http://www.imgplace.com/[/img]
[img]http://www.imgplace.com/[/img]




Bu arada bana tavşanım falan diyorsun ya çok hoşuma gitti
Severim böyle iltifatları ama, pek yapan olmaz bana.Sen öyle dedikçe çok sevdiğim Hocam geliyo aklıma.Oda böyle kuzucum, kelebeğim, canım,cicim konuşur.Sende de biraz onun şirinliğini sezdim.
Teşekkür ederim



12. sayfa (Toplam 23 sayfa) [ 223 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |