Sweet Dreams: Big Mistakes, New Starts(10.Bölüm) Final! Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 ... 7, 8, 9, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Bölüm 3
~ Unutabilir miyim? ~
Yu bağırıyordu: Geleceğini biliyordum Melodie! Biliyordum!
Gülümsedim. Yu’da gülümsüyordu. Mutluydu. Gözlerindeki hüzün yok olmuştu.
Melodie: Sakin ol Yu. Bağırma.
Yu: Gelmeyeceğin için çok üzülüyordum! Çok!Çok!Çok!
Bir an durdu. Derin bir nefes aldı.
Yu: Diğerlerini çıkartabilir misiniz?
Görevli: Tabiî ki de.
Yu: Sizde çıkın. Kapıyı da dışarıdan kapatın.
Görevli: Peki efendim.
Şimdi sadece Cinema Bizarre ve ben vardım. Yu’nun niçin görevliyi ve kızları çıkarttığını anlamıyorum.
Yu: Bize bir 5 dakika izin verir misiniz?
Hepsi birlikte: Olurrrrr
Yu şimdi iki elimi tutmuştu. Beni bir sandalyeye oturtmuştu. Kendisi ise yanıma bir sandalye çekmişti. Yalnızdık... Korkuyordum...
Melodie: Yu? Diğerlerini niçin çıkarttın?
Yu: Melodie... Seni...
Yu bana yaklaştı. Yavaşça...
Geri çekildim. Bunu bekleyemiyordum. Earvin’den sonra ilk kez bir başka bir erkekle öpüşüyordum. Bunu hatırlayınca gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Yu ağladığımı görünce tedirgin olmuştu.
Melodie: Söylesene... Unutabilir Miyim? Yaşadıklarımı... Geçmişi... Her şeyi unutabilir miyim? Her şeye rağmen yeniden başlayabilir miyiz? Hannes? Söylesene... Lütfen cevap ver!
Yu bana tekrardan sarılmıştı. Bu sefer o benim saçlarımı okşuyordu. Arada bir “Tamam tamam” diyordu. Ona sırrımı söyleyebilecek miyim? Söyleyebilecek miyim?
I'm not gonna live forever
Said - I'm not gonna live forever
Better make it now or never
E-ever, e-ever
I'm not gonna live forever
Said - I'm not gonna live forever
Gotta make it now or never
Forever or never
(Sonsuza dek yaşamayacağım
Söyledim, sonsuza dek yaşamayacağım
Bunu daha iyi yap, ya şimdi ya da asla
Birlikte, sonsuza dek
Sonsuza dek yaşamayacağım
Söyledim, sonsuza dek yaşamayacağım
Bunu ya şimdi yap ya da asla
Sonsuza dek yada asla)
En ön sıradaydım. Strify şarkı söylerken yine kendisinde değildi. Yu’da her zamanki gibi Strify ile kovalamaca oynuyordu.
___
Reklam arası!
Ben size şimdi niçin kovalamaca saklambaç oynuyordu dediğimi söylemeyeceğim. Sadece Yu’nun Strify’den kaçtığını söyleyeyim. Başka bir şey söylemeyeceğim!
Aklımda hiçbir fikir yok. Aslında var ama... Bu bölümde olmayacak bir fikir... Ne yapacağımı bilmiyorum. Ama bu sezon pek fazla uzun olmayacağa benziyor. Ama durun daha 3.sezon da var! İşte size güzel bir haber!
Reklam sonu...
Hikayeye devam edelim!
Yu kovalamaca oynamaya geri dön. Yuki sende yine piskopatlıklarını yapmaya devam et! Kiro sende Yu gibi kaç! Öyle yerinde durma!
Aaa olmaz ki canım!
___
Ama birden durdum. Kendimi garip hissetmiştim. Başıma bir ağrı saplanmıştı. Bu ağrıyla duramazdım. Kulise doğru gitmeye başladım. Kulis deki iki kişilik koltuğa uzandım. Gözlerimi kapattım. Biraz kestirsem hiçbir şey olmazdı herhalde...
[Aşkıma geçiyoruz(Hannes’a yani(Yu))]
Yu: Melodie nerede? Konserin ortasında kayboldu.
Yuki:Tekrardan seni terk etti Yu.
Shin: Kulisdedir. Yuki sende Yu ile uğraşmayı kessene bak Yu’nun gözleri doldu.
Gerçektende gözlerim dolmuştu. Yuki’nin bu şakası hoşuma gitmemişti. Evet kulise ilk ben girdim. Melodie’nin koltukta uyuya kaldığını gördüm.
Strify: Yu Bu Melodie-
Yu: Şşş dedim ve Melodie’nin koltukta uyuduğunu gösterdim.
Kiro: Eee tabi insan senin şarkı söylemeni duydukça uykusu gelir dedi ve Kiro sırıtmaya başladı. Strify’de sopasını alıp Kiro’nun kafasına geçirdi.
Yu: Melodie’nin ev adresini bilen?
Hepsi birlikte sırıtmaya başlayınca Melodie’yi kucağıma aldım.
Yu: Sanırım bugün misafirimiz olacak.
Kiro: Ama Yu-
Kulisten çıkarken Shin’in Yuki’ye fısıldadığını duydum. Zaten arkamdan geliyorlardı. Duymamam imkansızdı.
Shin: Bu gece bizde kalsana?
Yuki: Olmaz Shin.
Shin: Hadi ama hem sizin de misafiriniz olacak. O ıssız evde tek başıma kalmak istemiyorum. Lütfen Hellen…
Yuki: Olmaz.
Shin: Beni yalnız bırakma…
Yuki: Ama Shin,Yu-
Shin: Hellen lütfen. Yu bir şey yapmaz. Hem sizde Kiro ve Strify’de var. Zaten Luminor’da Jetsam’a gidecekmiş.
Yuki: Tamam.
Yuki bana: Yu bu gece Shinlerde kalacağım olur mu?
Yu: İstediğini yap.
Yuki Shin’e fısıldadı: Bu gece her şeye evet der bende nende soruyorsam.
Daireye geldiğimizde direk odama doğru giderken Strify önümü kesti.
Strify: Yu sakın bir hata yapayım deme!
Yu: Bunu asla yapmam Strify. Şimdi çekilebilir misin?
Strify: Peki.
Odaya gidip çift kişilik yatağa Melodie’yi yatırdıktan sonra kapıyı kapatıp,kilitledim. Çekmecemden bir defter çıkardım.Okumaya başladım. Bu defteri Melodie yokken yazmıştım. Onun için. Şimdi her şeyi ona teker teker okumuştum. Defter bittiğinde Melodie’nin yanına uzandım. Onu seyrettim. Benim de gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.
*ZIRRRRRRRR*
Telefon sesiyle uyandım. Saate baktım. Gecenin üçüydü. Bakmak için kalktım. Salona gittim. Ben gidene kadar ses susmuştu. Tam geri dönecekken ağzımdan akan bir sıvı hissettim. Başımda dönemeye başlamıştı. Duvara dayandım. ağzımın ucuna dokundum. Ve ellerime bakınca gözlerim dehşetle açılmıştı.
KAN!
[Bana geçeyim mi?(Melodie)]
Sabah kalktığımda hiç bilmediğim bir odada bulunca endişendim. Yataktan kalkıp,odadan çıkmıştım ki kapı çaldı. Kapıyı açtım. Shin ve Yuki gelmişti.
Yuki: Günaydın! Diğerleri nerede?
Melodie: Bilmiyorum.
Endişelenmiştim. Yuki birde bilmiyorum dedikten sonra mutfağa fırlayınca olduğum yerde kaldım. Az sonra Yuki yaşlı gözlerle elinde küçük bir kağıtla yanımıza geldi. Kağıdı bana uzattı.
“… Hastanesindeyiz.”
~3.Bölüm Sonu~
~ Unutabilir miyim? ~
Yu bağırıyordu: Geleceğini biliyordum Melodie! Biliyordum!
Gülümsedim. Yu’da gülümsüyordu. Mutluydu. Gözlerindeki hüzün yok olmuştu.
Melodie: Sakin ol Yu. Bağırma.
Yu: Gelmeyeceğin için çok üzülüyordum! Çok!Çok!Çok!
Bir an durdu. Derin bir nefes aldı.
Yu: Diğerlerini çıkartabilir misiniz?
Görevli: Tabiî ki de.
Yu: Sizde çıkın. Kapıyı da dışarıdan kapatın.
Görevli: Peki efendim.
Şimdi sadece Cinema Bizarre ve ben vardım. Yu’nun niçin görevliyi ve kızları çıkarttığını anlamıyorum.
Yu: Bize bir 5 dakika izin verir misiniz?
Hepsi birlikte: Olurrrrr
Yu şimdi iki elimi tutmuştu. Beni bir sandalyeye oturtmuştu. Kendisi ise yanıma bir sandalye çekmişti. Yalnızdık... Korkuyordum...
Melodie: Yu? Diğerlerini niçin çıkarttın?
Yu: Melodie... Seni...
Yu bana yaklaştı. Yavaşça...
Geri çekildim. Bunu bekleyemiyordum. Earvin’den sonra ilk kez bir başka bir erkekle öpüşüyordum. Bunu hatırlayınca gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Yu ağladığımı görünce tedirgin olmuştu.
Melodie: Söylesene... Unutabilir Miyim? Yaşadıklarımı... Geçmişi... Her şeyi unutabilir miyim? Her şeye rağmen yeniden başlayabilir miyiz? Hannes? Söylesene... Lütfen cevap ver!
Yu bana tekrardan sarılmıştı. Bu sefer o benim saçlarımı okşuyordu. Arada bir “Tamam tamam” diyordu. Ona sırrımı söyleyebilecek miyim? Söyleyebilecek miyim?
I'm not gonna live forever
Said - I'm not gonna live forever
Better make it now or never
E-ever, e-ever
I'm not gonna live forever
Said - I'm not gonna live forever
Gotta make it now or never
Forever or never
(Sonsuza dek yaşamayacağım
Söyledim, sonsuza dek yaşamayacağım
Bunu daha iyi yap, ya şimdi ya da asla
Birlikte, sonsuza dek
Sonsuza dek yaşamayacağım
Söyledim, sonsuza dek yaşamayacağım
Bunu ya şimdi yap ya da asla
Sonsuza dek yada asla)
En ön sıradaydım. Strify şarkı söylerken yine kendisinde değildi. Yu’da her zamanki gibi Strify ile kovalamaca oynuyordu.
___
Reklam arası!
Ben size şimdi niçin kovalamaca saklambaç oynuyordu dediğimi söylemeyeceğim. Sadece Yu’nun Strify’den kaçtığını söyleyeyim. Başka bir şey söylemeyeceğim!
Aklımda hiçbir fikir yok. Aslında var ama... Bu bölümde olmayacak bir fikir... Ne yapacağımı bilmiyorum. Ama bu sezon pek fazla uzun olmayacağa benziyor. Ama durun daha 3.sezon da var! İşte size güzel bir haber!
Reklam sonu...
Hikayeye devam edelim!
Yu kovalamaca oynamaya geri dön. Yuki sende yine piskopatlıklarını yapmaya devam et! Kiro sende Yu gibi kaç! Öyle yerinde durma!
Aaa olmaz ki canım!
___
Ama birden durdum. Kendimi garip hissetmiştim. Başıma bir ağrı saplanmıştı. Bu ağrıyla duramazdım. Kulise doğru gitmeye başladım. Kulis deki iki kişilik koltuğa uzandım. Gözlerimi kapattım. Biraz kestirsem hiçbir şey olmazdı herhalde...
[Aşkıma geçiyoruz(Hannes’a yani(Yu))]
Yu: Melodie nerede? Konserin ortasında kayboldu.
Yuki:Tekrardan seni terk etti Yu.
Shin: Kulisdedir. Yuki sende Yu ile uğraşmayı kessene bak Yu’nun gözleri doldu.
Gerçektende gözlerim dolmuştu. Yuki’nin bu şakası hoşuma gitmemişti. Evet kulise ilk ben girdim. Melodie’nin koltukta uyuya kaldığını gördüm.
Strify: Yu Bu Melodie-
Yu: Şşş dedim ve Melodie’nin koltukta uyuduğunu gösterdim.
Kiro: Eee tabi insan senin şarkı söylemeni duydukça uykusu gelir dedi ve Kiro sırıtmaya başladı. Strify’de sopasını alıp Kiro’nun kafasına geçirdi.
Yu: Melodie’nin ev adresini bilen?
Hepsi birlikte sırıtmaya başlayınca Melodie’yi kucağıma aldım.
Yu: Sanırım bugün misafirimiz olacak.
Kiro: Ama Yu-
Kulisten çıkarken Shin’in Yuki’ye fısıldadığını duydum. Zaten arkamdan geliyorlardı. Duymamam imkansızdı.
Shin: Bu gece bizde kalsana?
Yuki: Olmaz Shin.
Shin: Hadi ama hem sizin de misafiriniz olacak. O ıssız evde tek başıma kalmak istemiyorum. Lütfen Hellen…
Yuki: Olmaz.
Shin: Beni yalnız bırakma…
Yuki: Ama Shin,Yu-
Shin: Hellen lütfen. Yu bir şey yapmaz. Hem sizde Kiro ve Strify’de var. Zaten Luminor’da Jetsam’a gidecekmiş.
Yuki: Tamam.
Yuki bana: Yu bu gece Shinlerde kalacağım olur mu?
Yu: İstediğini yap.
Yuki Shin’e fısıldadı: Bu gece her şeye evet der bende nende soruyorsam.
Daireye geldiğimizde direk odama doğru giderken Strify önümü kesti.
Strify: Yu sakın bir hata yapayım deme!
Yu: Bunu asla yapmam Strify. Şimdi çekilebilir misin?
Strify: Peki.
Odaya gidip çift kişilik yatağa Melodie’yi yatırdıktan sonra kapıyı kapatıp,kilitledim. Çekmecemden bir defter çıkardım.Okumaya başladım. Bu defteri Melodie yokken yazmıştım. Onun için. Şimdi her şeyi ona teker teker okumuştum. Defter bittiğinde Melodie’nin yanına uzandım. Onu seyrettim. Benim de gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.
*ZIRRRRRRRR*
Telefon sesiyle uyandım. Saate baktım. Gecenin üçüydü. Bakmak için kalktım. Salona gittim. Ben gidene kadar ses susmuştu. Tam geri dönecekken ağzımdan akan bir sıvı hissettim. Başımda dönemeye başlamıştı. Duvara dayandım. ağzımın ucuna dokundum. Ve ellerime bakınca gözlerim dehşetle açılmıştı.
KAN!
[Bana geçeyim mi?(Melodie)]
Sabah kalktığımda hiç bilmediğim bir odada bulunca endişendim. Yataktan kalkıp,odadan çıkmıştım ki kapı çaldı. Kapıyı açtım. Shin ve Yuki gelmişti.
Yuki: Günaydın! Diğerleri nerede?
Melodie: Bilmiyorum.
Endişelenmiştim. Yuki birde bilmiyorum dedikten sonra mutfağa fırlayınca olduğum yerde kaldım. Az sonra Yuki yaşlı gözlerle elinde küçük bir kağıtla yanımıza geldi. Kağıdı bana uzattı.
“… Hastanesindeyiz.”
~3.Bölüm Sonu~
Eee,resim nerede hocam.
Sayın Kyo Kusanagi'ye teşekkürlerimi iletiriz.
[Bağlantı] Forumumuz tekrar aktiftir.Nerde kalmıştık?
Usagi_Maron yazmış:
Sen başkasına aşık olursan ne olur bir düşünelim..
Yu delirir, psikopatlaşır, intihar eder..
O ölünce Yuki önce seni öldürür sonra kendi ölür..
Yuki Ölünce Shin ölür..
Al sana sen başkasına aşık olursan olacaklar! xP [ Bizim yaptığımız Silent Hill'e benzedi xD Önce Shin ve ben gideriz Silent Hill'e, sonra Yu gelir, sonra sen gelirsin.. Site halkı da gelince Slient Hill ıssız bir kasaba olmaktan çıkar xD Ezgii, onu bulursan buraya yaz olur mu Maymun Charlie 2'm =)
Ve Ezgi, 3. bölüm hakkında..
Süpersin Maymun Charlie 2'm =)
De.. Şimdi bu Yu yine hastanelik oldu.. Ayy yazık onlara.. Bak ne diycem, Yuki yine psikopatlaşsın mı? xD Hani olmuştu ya birinci hikayede xD Süperdi o xD Hadi bi' daha öyle olsun lütfen lütfen lütfeeen! xD
Phoenix_Of_Hope yazmış:
Bende sana o kısımları yazdığımı şu an Mina ile Strify'nin hastanedeki konuşmasını yazdığımı söylüyorum. Acaba Earvin gelince ne olacak? Valla o zaman Yu'yla sevgili olmayacağım için yani ayrılcağım için olabilir^^
~4.Bölüm~
“Hayallerimi asla mahvedemeyeceksiniz…”
Hastaneydik… Yuki doktorlar konuşuyordu. Kan kanserinden bahsediyorlardı. Demek ki Yu kan kanseriydi. Yuki’nin ağlamaktan gözü şişmişti. Diğerleri de perişan haldeydi. Luminor hastane kayıt işlemlerini yapmak için gitmişti. Strify gözlerini cama dikmişti. İçeride yatan Yu’ya gözlerini dikmişti. Ben ve Kiro da köşedeki banklardan birine oturmuştuk. Kiro’ya başımı çevirdim. Gözlerini yere dikmişti. Öylece bakıyordu. Shin’de Yuki’nin yanında doktorlar konuşuyordu. Az sonra yanımıza gelmişlerdi. Yuki konuşacak durumda olmadığı için Shin konuşmaya başlamıştı.
Shin: İlik alınması gerekiyormuş… İlk Yuki’den alınacak. Eğer onun uymazsa… Bizden… Alınacak.
Yuki: Benim iliğim uyar değil mi Robert?
Shin: Tabiki de Hell.
Yuki: Ya uymazsa…
Yuki Kiro’nun yanına oturdu. Shin’de diz çöküp,Yuki’nin elerlini tuttu.
Shin: Bak Hell. Elbet senin,bizim yada başkalarının iliği Hannes’a uyacaktır. Er yada geç ona ilik bulunacak. Bulunmaması imkansız değil Hell.
Yuki: Ama Hannes… Bir şey olmaz değil mi?
Shin: Tabiki de olmaz.
Yuki: Hannes… iyileşecek.
Shin: İyileşecek bir tanem…
Yuki alaylı bir gülümsemeyle: Bizimle olacak… Hep… Değil mi?
Shin: Evet hep bizimle olacak. Ama bir iyileşsin.
Yuki: Yine bana kızacak değil mi? Yine beni kıskanacak değil mi?
Shin: Evet Yuki…
2 Gün Sonra…Öğlen…
Yuki’nin iliği maalesef Yu’ya uymamıştı. Benim iliğim uymuştu. İliği Yu’ya ben verdim. Şimdi her ikimizde iyiyiz. Fakat Yu ilaçlar nedeniyle hala kendinde değil. Şu an herkes burada… Romeo ve Jetsam bile gelmiş. Kiro kanepede uyuyor. Yu çok şanslı. Odası çok büyük. Buraya 3 yatak daha sığar. Diğer kanepede Jetsam ve Luminor vardı. Luminor Jetsam’ın bacağına başını koymuş daha sonradan da uyuya kalmıştı. Yuki ve Shin Yu’nun başucunda sandalye çekmiş oraya oturmuştu. Romeo’da diğer başucuna geçmişti. Strify’de kafeteryadaydı.Bende pencere kenarında oturuyordum. Deri kahverengi bir koltuktu. Dışarı bakıyordum. Oturduğum yerden kalktım. Luminor ve Jetsam’ın yanına gittim.
Melodie: Jetsam,Luminor ve Kiro’yu al eve git. Onların uykuları var. Biz kalırız.
Jetsam:Ama-
Melodie: Onlar 3 gündür burada. 3 gündür uyumuyorlar. Eve gidip dinlensinler. Çok istiyorlarsa gece gelirler.
Jetsam: Peki… Luminor… Canım uyan...
Luminor,Jetsam,Kiro gittikten sonra geri koltuğa oturdum. Akşam üstüne doğru kapıdan içeri siyah saçlı aralarında çok az beyaz olan,açık mavi gözlü bir kadın girmişti. Ben bu kadını tanıyordum… Annemdi… Arkasından da Camella içeri girmişti.
Annem: Meraba sevgili kızım-
Melodie: Sizin gibi fahişelerin burada ne işi var? Yoksa bir av mı bulmaya geldiniz? Bir kahkaha atıp devam ettim. Ama hastanede sizin tipinize uyan tipler olacağını sanmıyorum.
Camella: Asıl sen kendine bak! Acınacak haldesin!
Melodie: Ben mi?
Camella: Evet şu anda bulunduğun konum açınacak halde! Yu’nun benden çocuğu olacak ve sende ortada kalacaksın!
Melodie: Yalancı…
Bana bir kağıt uzandı.Kağıdı elime aldım. Gerçektende sonuç olumluydu. Anneme ve Camella’ya baktım. Gülümsedim. Onlara inanmıyordum… Yu'ya güveniyordum...
Melodie: Hayallerimi asla mahvedemeyeceksiniz… Siz ikiniz-
Birden birisi gelip beni geriye itti. Chris’ti. Ama buraya nasıl gelmişti? Nasıl burada olduğumuzu öğrenmişti?
Chris: SİZİ SÜRTÜKLER! NASIL BURAYA GELMEYE CESARET EDİYORSUNUZ! YİNE UĞURSUZLUK MU DAĞITACAKSINIZ? YİNE Mİ HUZURUMUZU KAÇIRACAKSIN!
Bir an durdu. Nefes aldı. Daha sonradan tekrardan bağırmaya başladı.
Chris: ODADAN ÇIKIN! ÇABUK!
Annem: Sen nasıl oluyordu bizi kovabil-
Chris tam konuşmaya başlıyordu ki arkamdan Karlens’ın sesini duydum.
Karlens: Bayanlar terk etmezseniz güvenliği çağıracağım.
Arkama döndüm. Karlens doktor kıyafetlerini giymişti. Demek ki bu hastaneye gelmişti. Karlens’ın uyarısından sonra Camella ve Uğursuz Kadın çıkmak zorunda kaldılar. Onlar çıktıktan sonra direk koşup Karlens’a sarıldım.
Fısıldayarak: Kurtarıcım benim… Seni gördüğüme çok sevindim Karl.
Karlens: Bende Melodie. Arkadaşımdan öğrendim. Yu’nun burada olduğunu.
Karlens’dan ayrılıp Chris’e döndüm.
Chris: Bana bakma! Karlens aradı!
Melodie: Siz ikinizde komplo kurmaya devam edin bakalım!
Gülümsüyordum. Tabi bu sahte bir gülüştü. İçim ağlıyordu… İçim….
2 Saat Sonra..
Chris gitmişti… Bende kahve almak için odanda çıkmıştım ki dış kapının yanında duran kahverengi saçlı,yeşil gözleri olan bir kız vardı. Kız duvara dayanmıştı. Kızın gözleri kaplıydı. Belki burada olduğumun farkında bile değildi… Kızın kulağında mp3 olduğunu fark ettim. Biraz yaklaştım. Escape To The Stars’ı dinliyordu. Kızın kulağından kulaklıkların çıkarttım.
Melodie(İngilizce): Benimle gel…
Kız ne olduğunu anlamamıştı. Ama yinede beni takip ediyordu. Kafeteryaya vardığımda göz ucuyla Strify’yi aradım. Kafeteryanın köşesinde bir masaya oturmuştu. Telefonla konuşuyordu.
Melodie(İngilizce): Beni takip et. Ve dediklerimi zorunlu olmadığı sürece yanıtlama.
Kız(İngilizce):Ama…
Ama dediğini duymazlıktan gelerek Strify’nin yanına gittim. Arkamdan dan o kız gelmişti. Strify bizi görünce telefonu kapatmıştı.
Strify(İngilizce): kendine geldi mi?
Melodie(İngilizce): Hayır,Strify bu benim arkadaşım…
Kız(İngilizce): Mina…
Melodie(İngilizce): Onunla ilgilenir misin Strify? Benim biraz işim var.
Strify(İngilizce): Olur.
Melodie(İngilizce): Çok teşekkür ederim Strify.
[Mina]
Ah çok teşekkür ederim… Hoş kim olduğunu bilmiyorum ama olsun. Bir yerden hatırlayacağım ben bu kızı ama nerden? Neyse şimdi boş veriyim. Strify karşımda….
Strify: Niçin Fransa’dasın Mina?
Mina: Konseriniz için…
Strify gülümsüyordu. Karşımda durmuş gülümsüyordu….
Strify gülerek: İmza ister misin?
Mina: Evet.
Hemen çantamdan bir kağıt ve kalem çıkardım. Strify imzaladıktan sonra kağıdı ve kalemi çantam geri koydum.
Strify: Kaç yaşındasın?
Mina: Şubatta 21 yaşıma girdim.
Strify: Okuyor musun?
Mina: Evet…
Strify: Nerede yaşıyorsun?
Mina: Berlin’de…
Strify: Ailenle mi?
Mina: Babamla…
Strify: Sırf konser için mi geldin?
Mina: Evet.
Strify: Vay be!
Mina: Gelemez miyim?
Strify: Gelirsin de cesaret ister… Bir de babanla yaşıyormuşsun…
Mina: Babam seyahatte.
Strify. Yani olsa gelmezdim.
Mina: Gelirdim!
Strify: Kimin fanısın?
Mina: Iıı… Senin…
Strify: Şimdi anladım! Melodie’nin ne yaptığını…
Evet kızın adı Melodie’ydi…. Yu sitesinde resmini koymuştu. Oradan hatırlıyordum…
Strify: Sonra görüşmek üzere Mina.
Strify gittikten sonra imzaladığı kağıdı tekrardan elime aldım. Elimde çevirirken arkasında telefon numarasını yazdığını gördüm. Gülümsedim.
~4.Bölüm Sonu~
“Hayallerimi asla mahvedemeyeceksiniz…”
Hastaneydik… Yuki doktorlar konuşuyordu. Kan kanserinden bahsediyorlardı. Demek ki Yu kan kanseriydi. Yuki’nin ağlamaktan gözü şişmişti. Diğerleri de perişan haldeydi. Luminor hastane kayıt işlemlerini yapmak için gitmişti. Strify gözlerini cama dikmişti. İçeride yatan Yu’ya gözlerini dikmişti. Ben ve Kiro da köşedeki banklardan birine oturmuştuk. Kiro’ya başımı çevirdim. Gözlerini yere dikmişti. Öylece bakıyordu. Shin’de Yuki’nin yanında doktorlar konuşuyordu. Az sonra yanımıza gelmişlerdi. Yuki konuşacak durumda olmadığı için Shin konuşmaya başlamıştı.
Shin: İlik alınması gerekiyormuş… İlk Yuki’den alınacak. Eğer onun uymazsa… Bizden… Alınacak.
Yuki: Benim iliğim uyar değil mi Robert?
Shin: Tabiki de Hell.
Yuki: Ya uymazsa…
Yuki Kiro’nun yanına oturdu. Shin’de diz çöküp,Yuki’nin elerlini tuttu.
Shin: Bak Hell. Elbet senin,bizim yada başkalarının iliği Hannes’a uyacaktır. Er yada geç ona ilik bulunacak. Bulunmaması imkansız değil Hell.
Yuki: Ama Hannes… Bir şey olmaz değil mi?
Shin: Tabiki de olmaz.
Yuki: Hannes… iyileşecek.
Shin: İyileşecek bir tanem…
Yuki alaylı bir gülümsemeyle: Bizimle olacak… Hep… Değil mi?
Shin: Evet hep bizimle olacak. Ama bir iyileşsin.
Yuki: Yine bana kızacak değil mi? Yine beni kıskanacak değil mi?
Shin: Evet Yuki…
2 Gün Sonra…Öğlen…
Yuki’nin iliği maalesef Yu’ya uymamıştı. Benim iliğim uymuştu. İliği Yu’ya ben verdim. Şimdi her ikimizde iyiyiz. Fakat Yu ilaçlar nedeniyle hala kendinde değil. Şu an herkes burada… Romeo ve Jetsam bile gelmiş. Kiro kanepede uyuyor. Yu çok şanslı. Odası çok büyük. Buraya 3 yatak daha sığar. Diğer kanepede Jetsam ve Luminor vardı. Luminor Jetsam’ın bacağına başını koymuş daha sonradan da uyuya kalmıştı. Yuki ve Shin Yu’nun başucunda sandalye çekmiş oraya oturmuştu. Romeo’da diğer başucuna geçmişti. Strify’de kafeteryadaydı.Bende pencere kenarında oturuyordum. Deri kahverengi bir koltuktu. Dışarı bakıyordum. Oturduğum yerden kalktım. Luminor ve Jetsam’ın yanına gittim.
Melodie: Jetsam,Luminor ve Kiro’yu al eve git. Onların uykuları var. Biz kalırız.
Jetsam:Ama-
Melodie: Onlar 3 gündür burada. 3 gündür uyumuyorlar. Eve gidip dinlensinler. Çok istiyorlarsa gece gelirler.
Jetsam: Peki… Luminor… Canım uyan...
Luminor,Jetsam,Kiro gittikten sonra geri koltuğa oturdum. Akşam üstüne doğru kapıdan içeri siyah saçlı aralarında çok az beyaz olan,açık mavi gözlü bir kadın girmişti. Ben bu kadını tanıyordum… Annemdi… Arkasından da Camella içeri girmişti.
Annem: Meraba sevgili kızım-
Melodie: Sizin gibi fahişelerin burada ne işi var? Yoksa bir av mı bulmaya geldiniz? Bir kahkaha atıp devam ettim. Ama hastanede sizin tipinize uyan tipler olacağını sanmıyorum.
Camella: Asıl sen kendine bak! Acınacak haldesin!
Melodie: Ben mi?
Camella: Evet şu anda bulunduğun konum açınacak halde! Yu’nun benden çocuğu olacak ve sende ortada kalacaksın!
Melodie: Yalancı…
Bana bir kağıt uzandı.Kağıdı elime aldım. Gerçektende sonuç olumluydu. Anneme ve Camella’ya baktım. Gülümsedim. Onlara inanmıyordum… Yu'ya güveniyordum...
Melodie: Hayallerimi asla mahvedemeyeceksiniz… Siz ikiniz-
Birden birisi gelip beni geriye itti. Chris’ti. Ama buraya nasıl gelmişti? Nasıl burada olduğumuzu öğrenmişti?
Chris: SİZİ SÜRTÜKLER! NASIL BURAYA GELMEYE CESARET EDİYORSUNUZ! YİNE UĞURSUZLUK MU DAĞITACAKSINIZ? YİNE Mİ HUZURUMUZU KAÇIRACAKSIN!
Bir an durdu. Nefes aldı. Daha sonradan tekrardan bağırmaya başladı.
Chris: ODADAN ÇIKIN! ÇABUK!
Annem: Sen nasıl oluyordu bizi kovabil-
Chris tam konuşmaya başlıyordu ki arkamdan Karlens’ın sesini duydum.
Karlens: Bayanlar terk etmezseniz güvenliği çağıracağım.
Arkama döndüm. Karlens doktor kıyafetlerini giymişti. Demek ki bu hastaneye gelmişti. Karlens’ın uyarısından sonra Camella ve Uğursuz Kadın çıkmak zorunda kaldılar. Onlar çıktıktan sonra direk koşup Karlens’a sarıldım.
Fısıldayarak: Kurtarıcım benim… Seni gördüğüme çok sevindim Karl.
Karlens: Bende Melodie. Arkadaşımdan öğrendim. Yu’nun burada olduğunu.
Karlens’dan ayrılıp Chris’e döndüm.
Chris: Bana bakma! Karlens aradı!
Melodie: Siz ikinizde komplo kurmaya devam edin bakalım!
Gülümsüyordum. Tabi bu sahte bir gülüştü. İçim ağlıyordu… İçim….
2 Saat Sonra..
Chris gitmişti… Bende kahve almak için odanda çıkmıştım ki dış kapının yanında duran kahverengi saçlı,yeşil gözleri olan bir kız vardı. Kız duvara dayanmıştı. Kızın gözleri kaplıydı. Belki burada olduğumun farkında bile değildi… Kızın kulağında mp3 olduğunu fark ettim. Biraz yaklaştım. Escape To The Stars’ı dinliyordu. Kızın kulağından kulaklıkların çıkarttım.
Melodie(İngilizce): Benimle gel…
Kız ne olduğunu anlamamıştı. Ama yinede beni takip ediyordu. Kafeteryaya vardığımda göz ucuyla Strify’yi aradım. Kafeteryanın köşesinde bir masaya oturmuştu. Telefonla konuşuyordu.
Melodie(İngilizce): Beni takip et. Ve dediklerimi zorunlu olmadığı sürece yanıtlama.
Kız(İngilizce):Ama…
Ama dediğini duymazlıktan gelerek Strify’nin yanına gittim. Arkamdan dan o kız gelmişti. Strify bizi görünce telefonu kapatmıştı.
Strify(İngilizce): kendine geldi mi?
Melodie(İngilizce): Hayır,Strify bu benim arkadaşım…
Kız(İngilizce): Mina…
Melodie(İngilizce): Onunla ilgilenir misin Strify? Benim biraz işim var.
Strify(İngilizce): Olur.
Melodie(İngilizce): Çok teşekkür ederim Strify.
[Mina]
Ah çok teşekkür ederim… Hoş kim olduğunu bilmiyorum ama olsun. Bir yerden hatırlayacağım ben bu kızı ama nerden? Neyse şimdi boş veriyim. Strify karşımda….
Strify: Niçin Fransa’dasın Mina?
Mina: Konseriniz için…
Strify gülümsüyordu. Karşımda durmuş gülümsüyordu….
Strify gülerek: İmza ister misin?
Mina: Evet.
Hemen çantamdan bir kağıt ve kalem çıkardım. Strify imzaladıktan sonra kağıdı ve kalemi çantam geri koydum.
Strify: Kaç yaşındasın?
Mina: Şubatta 21 yaşıma girdim.
Strify: Okuyor musun?
Mina: Evet…
Strify: Nerede yaşıyorsun?
Mina: Berlin’de…
Strify: Ailenle mi?
Mina: Babamla…
Strify: Sırf konser için mi geldin?
Mina: Evet.
Strify: Vay be!
Mina: Gelemez miyim?
Strify: Gelirsin de cesaret ister… Bir de babanla yaşıyormuşsun…
Mina: Babam seyahatte.
Strify. Yani olsa gelmezdim.
Mina: Gelirdim!
Strify: Kimin fanısın?
Mina: Iıı… Senin…
Strify: Şimdi anladım! Melodie’nin ne yaptığını…
Evet kızın adı Melodie’ydi…. Yu sitesinde resmini koymuştu. Oradan hatırlıyordum…
Strify: Sonra görüşmek üzere Mina.
Strify gittikten sonra imzaladığı kağıdı tekrardan elime aldım. Elimde çevirirken arkasında telefon numarasını yazdığını gördüm. Gülümsedim.
~4.Bölüm Sonu~
4. sayfa (Toplam 9 sayfa) [ 87 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |