The Sharpest Lives Episode 18 { Special Episode } Sayfaya git: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5 ... 8, 9, 10, Sonraki |
Yazar
Mesaj
wuu gittikçe gizemli hale geliyo açılış ve kapanış güzel ormanda çok gizemli açılışı daha çok sevdim acaba o siyah montlu adam kimdi adı değiştirdiğin iyi olmuş yaratıcı bi isim hem sınırsız bölüm yazabilirsin o zaman sonuç olarak: sınırsız toplu halay saldırısı
vuahh . süper yazıyosun artıkkk betimlemeyle daha da güzel caanım devam et ^^ şu orman da ne güzelmiş yav yarısında yağmur var yarısında yok konuşma cümlelerini ya tırnak işareti içinde ver ya da konuşma çizgisiyle öyle daha güzel olur
***VeRa TePeS***
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Eski Maron_Rei
Karin Axelsson
Episode 8
OP-http://www.newgrounds.com/audio/listen/76350
Havada oyalanarak geçirdikleri uzun yolculuk sona ermişti. O kadar yorulmuşlardı ki, kanatları yerlerinden çıkacak gibi oluyordu. Lilian evinin kapısını önünde birkaç saniye bekledi “ Evim… Güzel evim” diye mirıldandı ardından tahta merdivenlerden ikişer ikişer atlayarak çıktı ve anahtarıyla evinin kapısını açtı. Hep beraber eve girdiler. Lilian salonda kimsenin olmadığını görünce “Biz geldiiik !” diye haykırdı. İçerde bir tıkırtı dahi yoktu, yalnızca büyük saatin tik tak sesi ve açık camdan içeriye giren rüzgardan oraya buraya uçuşan perdelerin sesi vardı [Lucinda camı kapatmak için salona doğru yöneldi. Ilık rüzgâr suratını okşayıp geçti. Eh artık ilkbahar geliyordu. Bu soğuk havadan kurtulacaklardı. Lilian endişe içinde bütün katları dolaştıktan sonra merdivenlerden yavaş yavaş indi, 2. basamaktan atlayıp bordo tüylü halıya indi. Elinde bir not kâğıdı vardı. Seke seke salonun ortasına geldi ve durdu.
“ Hmm… Marienne evden kaçmış”
Miranda şaşırmıştı “Niye ?”
Lilian “Yazmamış, sadece *Bir dahaki hayatta görüşmek üzere* demiş.
Miranda birden kahkaha atmaya başladı “ Aman bize ne canım, doğru dürüst tanımıyorduk bile.”
Izzy bahçeden çamurlu ayakkabılarıyla içeri girer. İşin komiği onunda elinde bir mektup vardır.
Salonun en köşesindeki mor koltuğa kendini atar. Mektubu tırnağıyla açar ve bir kez okuduktan sonra arkasına yaslanır ve kısaca özetler “Yarın balo varmış… Ama bu mektup bize nasıl geldi?
Miranda “Gelirken Simy’ye evin adresini vermiştim” der.
Simy lanetli ormanın hemen yanında oturan bir elftir. Sapsarı uzun saçları ve zeytin yeşili gözleri vardır. Miranda’nın da en yakın arkadaşlarından biridir aynı zamanda.
Lucinda, Izzy'nin elinden kâğıdı hızlıca çeker ve onun parmağını keser. O da okuduktan sonra “ Pardon Izzy… Bu arada Balo saraydaymış” dedi .Lilian “Nerde olmasını bekliyordun ?” diye sordu .Lucinda “Ondan bahsetmiyorum nasıl gireceğiz?” Lilian biraz düşünür “Kılık değiştirerek” diye cevap verir.
Miranda ortaya atlar “ Ben saçlarımı boyarım sorun olmaz !”
Miranda hariç herkes maske takmaya karar verir. Miranda birkaç saat içinde saçlarını buz mavisine boyar. Izzy birden Miranda’nın arkasında belirir ve saçlarını okşamaya başlar “ Buz gibi olmuşun “ Miranda eliyle Izzy'nin ellerine vurur ve sinirli bir şekilde “ Ellerine hakim ol !” diye bağırır. Miranda arkasını döndüğünde Izzy'yi göremez “ Nereye gitti bu ?”
Lilian salonun ortasındaki büyük, hatta dev gibi olan halının üstünde oturmuştu “Yine o iğrenç ormandan geçeceğiz” diye söylendi.
Akşam herkes uyuduktan sonra Miranda uykusundan uyanır ve bahçeye doğru gider. Sanki onu çağıran bir şey vardır. Bir kaç metre ilerde başlayan ağaçlığa dalar. Yürür… Yürür… Sonunda ay ışığının aydınlattı bir açıklığa çıkar. Tam karşısında siyahlar içinde bir kız duruyordur.
“Beni hatırladın mı ?” diye fısıldar Alice Miranda istemeden onun yanına çekilmeye başlar. Zorlukla nefes alıyordur. Kızın önünde diz çöker. “Alice seni… seni pis cadı”
“Demek beni hatırladın aferin sana…*Onun yanına eğilir”
Alice bu sefer vampir olarak gelmiştir. Uzun kırmızı tırnaklarını Miranda’nın yanaklarında gezdirir. Ardından boynuna yaklaşıp onu ısırır. Miranda hareket edemiyordur. Daniel’ la bağlantı kurmaya çalışır fakat başaramaz.
Bir süre sonra gözleri kapanmaya başladı..yere yığıldı.Alice son damlaları içtikten sonra ayağa kalktı.Elinin tersiyle ağzının kenarına bulaşan kanları temizledi.O sırada ağaçların arasından koşa koşa Daniel çıktı.Kardeşini gördü..kalakaldı.Miranda onu çağıramasa da Alice pislik olsun diye Daniel ı çağırmıştı Alice siyah tüyler içinde yok olurken “Geri dönecek demişti…” .Demişti derken Izzy yi kastediyordu. Alice yok olmuştu. Daniel kardeşinin yanına koştu ve yanına diz çökerek ağlamaya başladı.Onu omzundan tutmuş uyansın diye sürekli sarsıyordu “Ölemezsin hayır..Ölemezsin.”
Onu tekrar canlandırabilirdi ama bir daha ölürse geri dönemezdi. Onu yerden kaldırıp kucağına aldı. Uzun, zımpara gibi çalıların arasından geçti ve tekrar ağaçlığa daldı. Kurumuş korkunç ağaçların arasından geçerek eve girdi. Miranda'yı yatağına yatırdı ve bağırdı “ Hemen buraya gelin !”
Herkes koşa koşa aşağıya indi. Miranda'nın ölü bedenini görüp şoka girdiler. Izzy'in gözünden
bir damla yaş çenesinden aşağıya süzüldü. Izzy dişlerini sıktı “Bunu kim yaptı hemen söyle”
Daniel kafasını kaldırdı “ Alice denen o adi yaratık…” Koşarak camın önüne gitti ve dışarı baktı.
Alice karşıdaki ağacın üstüne oturmuş Izzy ye bakıyordu. Ay ışığında gözlerinin kırmızısı parlıyordu. Izzy koşarak dışarı çıktı ve ağacın atına gitti. Alice orada yoktu. Arkasını dönüp giderken Alice'in ormanın içinden gelen gülüşünü duydu. Ama arkasını dönüp yürümeye devam etti.
OP-http://www.newgrounds.com/audio/listen/76350
Havada oyalanarak geçirdikleri uzun yolculuk sona ermişti. O kadar yorulmuşlardı ki, kanatları yerlerinden çıkacak gibi oluyordu. Lilian evinin kapısını önünde birkaç saniye bekledi “ Evim… Güzel evim” diye mirıldandı ardından tahta merdivenlerden ikişer ikişer atlayarak çıktı ve anahtarıyla evinin kapısını açtı. Hep beraber eve girdiler. Lilian salonda kimsenin olmadığını görünce “Biz geldiiik !” diye haykırdı. İçerde bir tıkırtı dahi yoktu, yalnızca büyük saatin tik tak sesi ve açık camdan içeriye giren rüzgardan oraya buraya uçuşan perdelerin sesi vardı [Lucinda camı kapatmak için salona doğru yöneldi. Ilık rüzgâr suratını okşayıp geçti. Eh artık ilkbahar geliyordu. Bu soğuk havadan kurtulacaklardı. Lilian endişe içinde bütün katları dolaştıktan sonra merdivenlerden yavaş yavaş indi, 2. basamaktan atlayıp bordo tüylü halıya indi. Elinde bir not kâğıdı vardı. Seke seke salonun ortasına geldi ve durdu.
“ Hmm… Marienne evden kaçmış”
Miranda şaşırmıştı “Niye ?”
Lilian “Yazmamış, sadece *Bir dahaki hayatta görüşmek üzere* demiş.
Miranda birden kahkaha atmaya başladı “ Aman bize ne canım, doğru dürüst tanımıyorduk bile.”
Izzy bahçeden çamurlu ayakkabılarıyla içeri girer. İşin komiği onunda elinde bir mektup vardır.
Salonun en köşesindeki mor koltuğa kendini atar. Mektubu tırnağıyla açar ve bir kez okuduktan sonra arkasına yaslanır ve kısaca özetler “Yarın balo varmış… Ama bu mektup bize nasıl geldi?
Miranda “Gelirken Simy’ye evin adresini vermiştim” der.
Simy lanetli ormanın hemen yanında oturan bir elftir. Sapsarı uzun saçları ve zeytin yeşili gözleri vardır. Miranda’nın da en yakın arkadaşlarından biridir aynı zamanda.
Lucinda, Izzy'nin elinden kâğıdı hızlıca çeker ve onun parmağını keser. O da okuduktan sonra “ Pardon Izzy… Bu arada Balo saraydaymış” dedi .Lilian “Nerde olmasını bekliyordun ?” diye sordu .Lucinda “Ondan bahsetmiyorum nasıl gireceğiz?” Lilian biraz düşünür “Kılık değiştirerek” diye cevap verir.
Miranda ortaya atlar “ Ben saçlarımı boyarım sorun olmaz !”
Miranda hariç herkes maske takmaya karar verir. Miranda birkaç saat içinde saçlarını buz mavisine boyar. Izzy birden Miranda’nın arkasında belirir ve saçlarını okşamaya başlar “ Buz gibi olmuşun “ Miranda eliyle Izzy'nin ellerine vurur ve sinirli bir şekilde “ Ellerine hakim ol !” diye bağırır. Miranda arkasını döndüğünde Izzy'yi göremez “ Nereye gitti bu ?”
Lilian salonun ortasındaki büyük, hatta dev gibi olan halının üstünde oturmuştu “Yine o iğrenç ormandan geçeceğiz” diye söylendi.
Akşam herkes uyuduktan sonra Miranda uykusundan uyanır ve bahçeye doğru gider. Sanki onu çağıran bir şey vardır. Bir kaç metre ilerde başlayan ağaçlığa dalar. Yürür… Yürür… Sonunda ay ışığının aydınlattı bir açıklığa çıkar. Tam karşısında siyahlar içinde bir kız duruyordur.
Spoiler:
“Beni hatırladın mı ?” diye fısıldar Alice Miranda istemeden onun yanına çekilmeye başlar. Zorlukla nefes alıyordur. Kızın önünde diz çöker. “Alice seni… seni pis cadı”
“Demek beni hatırladın aferin sana…*Onun yanına eğilir”
Alice bu sefer vampir olarak gelmiştir. Uzun kırmızı tırnaklarını Miranda’nın yanaklarında gezdirir. Ardından boynuna yaklaşıp onu ısırır. Miranda hareket edemiyordur. Daniel’ la bağlantı kurmaya çalışır fakat başaramaz.
Bir süre sonra gözleri kapanmaya başladı..yere yığıldı.Alice son damlaları içtikten sonra ayağa kalktı.Elinin tersiyle ağzının kenarına bulaşan kanları temizledi.O sırada ağaçların arasından koşa koşa Daniel çıktı.Kardeşini gördü..kalakaldı.Miranda onu çağıramasa da Alice pislik olsun diye Daniel ı çağırmıştı Alice siyah tüyler içinde yok olurken “Geri dönecek demişti…” .Demişti derken Izzy yi kastediyordu. Alice yok olmuştu. Daniel kardeşinin yanına koştu ve yanına diz çökerek ağlamaya başladı.Onu omzundan tutmuş uyansın diye sürekli sarsıyordu “Ölemezsin hayır..Ölemezsin.”
Onu tekrar canlandırabilirdi ama bir daha ölürse geri dönemezdi. Onu yerden kaldırıp kucağına aldı. Uzun, zımpara gibi çalıların arasından geçti ve tekrar ağaçlığa daldı. Kurumuş korkunç ağaçların arasından geçerek eve girdi. Miranda'yı yatağına yatırdı ve bağırdı “ Hemen buraya gelin !”
Herkes koşa koşa aşağıya indi. Miranda'nın ölü bedenini görüp şoka girdiler. Izzy'in gözünden
bir damla yaş çenesinden aşağıya süzüldü. Izzy dişlerini sıktı “Bunu kim yaptı hemen söyle”
Daniel kafasını kaldırdı “ Alice denen o adi yaratık…” Koşarak camın önüne gitti ve dışarı baktı.
Alice karşıdaki ağacın üstüne oturmuş Izzy ye bakıyordu. Ay ışığında gözlerinin kırmızısı parlıyordu. Izzy koşarak dışarı çıktı ve ağacın atına gitti. Alice orada yoktu. Arkasını dönüp giderken Alice'in ormanın içinden gelen gülüşünü duydu. Ama arkasını dönüp yürümeye devam etti.
By~ me -is back ~
Wuuu
Giderek daha iyiye gidiyoruz İnti-chan. Fakat hala küçük bir "hikaye hızlı ilerliyor" sorunumuz var. Biraz daha ağırdan alabilirsin. Mesela eve girer girmez balo mektubunu almayabilirler. Aradan bir-iki gün geçebilir.
Miranda hakkında spoiler istiyenler buraya
Giderek daha iyiye gidiyoruz İnti-chan. Fakat hala küçük bir "hikaye hızlı ilerliyor" sorunumuz var. Biraz daha ağırdan alabilirsin. Mesela eve girer girmez balo mektubunu almayabilirler. Aradan bir-iki gün geçebilir.
Miranda hakkında spoiler istiyenler buraya
Spoiler:
bliliodum inti yaa o spoiler ı biliyodum kesin dedim kesin olmaz diye XD nese cnm çok güzel olmuş kendini çok iyiy geliştiriyosun amma velakin kıman ın dediği gibi hız sorunu var onu düzeltirsen gerçekten güzel olur ^^
--Kamina-sama is love--
Deviantart: [Bağlantı]
Spoiler:
4. sayfa (Toplam 10 sayfa) [ 99 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |