Ölümün “si” sesidir bu kulağında çınlayan, zaferidir bu Azula’nın (orihime’nin) işittiği ses.
Kaybetmiştir aşk tanrısına ama kutluyordur bu yenilgiyi çünkü kazandığı ilk zaferidir
Kızı yanındadır prensesin , aslında 10 yıldır yanındadır
Verdiği emirleri aynen uygular kız, bekler vereceği son emirleri…
Son sözler ağızdan çıkmaya başlar Azuladan, kızıda can kulağıyla dinler annesini
-“ kızım sana söyleyeceklerim bir emir değil bir öğüt bir bildiri değil bir mirastır,
Annemin bana bıraktığı , benim de sana bırakacağım bir miras…
Hehehe şimdi anlıyorum annemin ne demek istediğini bu sözle
-“nedir bu söz anne”
-“unutma sakın kızım…..”
-------------------------------------------------------------------------------------
çocukluğunda kıskanç kavgacı biriydi Azula . gençliğinde ise herkesin korktuğu herkesin şeytan dediği derken yetişkinlik dönemine girdiğinde zulümkar, paragöz,gücü kuvveti hele ki o yumuşak ama kızdığındaki sesi insanı öldürebilecek kadar iyidi
halkına zülüm eder ama iş savaşa geldiğinde ise düşüncesizliği tutar binlerce insanın katledilmesini izlerdi Azula azda olsa seyrekte olsa evli çifleri kıskanır benimde bir eşim olsa deyip dururdu
ama azda olan bu duyguyu kibri yok eder yine hayatına devam ederdi…..
----------------------------------------------------------------------------------------------
Azulanın tutumundan hoşlanmayan halk tabakası arkasından konuşur ona ağıza alınmayacak kadar küfür hakaret eder dururlardı lakin gencin birisi Azulanın bu eziyetine hal ve davranışlarına aldırmaz ona sadece sevgi besler arkasından iyi güzel sözler söyleyip dururdu babası gence
-“sen Azula da ne buluyorsun oğlum bu kadar eziyet eden zülümkar birisi o oğul , yazık edersin kendine başın yerlerde gezer oğul bırak bu sevdayı…”
derdi genç ise bu söylenenlere aldırmaz hayatına devam ederdi
Vakit gelir babası gence yine aynı şeyleri söyler genç ise duruma dayanamaz cevap verir
-“ baba hiç sevgiyle baktın mı Azulaya tamam size göre zulümkar hırçın birisi anlıyorum ama Azula öyle birisi değil ki eziyet ederken bir kere bile yüzüne baktın mı yada baktınız mı hiç ? yüzündeki o hüzün, gözlerinin içindeki pişmanlık vicdani duyguları gördün mü yok elindeki o hafiften de olsa o titremeyi gördün mü yada gördünüz mü yok hayır korkudan başınızı..yok hayır öfkeden başınızı eğiyorsun ve eğiyorsunuz yüzünüzdeki o öfkeyi görmesini istemiyorsunuz hatta ve hatta korkuyorsunuz çünkü o öfke yüzünden başınızın yerlerde sürüneceğinden korkuyorsunuz”
Baba şoktadır ama öfkelidir de çünkü bu laflar ağır gelir artık kendisine oğlu (yani genç) devam eder sözlerine
-“ bu yüzden arkasından konuşmakla yetiniyorsunuz”
İhtiyar başını eğmiş ağlamaktadır içinden der ki
-“ kendi başının çaresine bak oğul , doğru diyorsun ama hiç bir şey bilmiyorsun bu kız neden böyle davranıyor niye böyle zulümkar davranıyor hiçbir bilgin yok” oğlu sözünü keser babasının
-“biliyorum anneside böyle biriydi ama Annesinin yüzünü göreniniz oldu mu öldükten sonra”
Baba sadece “yok hayır” demekle yetinir , sorar oğluna “nasıldı ki oğul”
-“Gülümsüyordu sadece gülümsüyordu yalnızca “ruhum sevgilisine kavuştu” ifadesi vardı yüzünde kadının” der
Tam o sırada Azula dükkana girer gencin babası başını öne eğer ama yüzünde aynı ifade vardır
-“yine geldi dükkanıma kuyu s...tüğü……” der babası içinden
Azula bunları duyuyordur aslında kendisi hakkında söylenen küfürleri hakaretleri ve terbiyesizce söylenen diğer sözleri umursamıyormuş gibi duruyordur ama aslı öyle değildir ki… Azulanın yüzü bir tuhaftır ilk defa kendisinin önünde ayakta duran birini görür ama pekte aldırış etmez bu duruma ….
-“ Ben bir kılıç yaptırmak istiyordum ama müsait değilsiniz galiba ben sonra geleyim”
Babası artık patlar Azulaya dayanamaz akıtır o pis sözlerini dışarı
-“senin gibi pislik bir kaltak liderimiz olacağına ölseydim daha iyi Annende senin gibiydi öldü kurtulduk yeni bir Azulia dönemi yaşıyorum be Annende borç yaptı ama benim kılıcım sayesinde öldü o sürtük pis o...” Genç artık dayanamaz
-“yeter artık p.çin evladı sus hakaret etmene izin vermem gül bahçeme…(-… aşk dolu sözler) öl artık üveyin giriştiği…”
Azula için hazırladığı , Aşk besleyerek dövdüğü kılıcı iyi bir amaca hizmet etmiştir gence göre ama Azula aldığı o bütün küfürlere rağmen dayanamaz yere yığılır. genç hemen davranır Azulayı tutar görmek istemediği bir şey görür o da Azulanın gözünden akan yaş….
---------------------------------------------------------------------------------------------
Azula uyanır hatırladığı tek şey yere yığılırken gencin onu tuttuğu gencin kendisine söylediği sözlerdir
Ama kafasına takılan bir soru vardır dükkanın dibindeyken kendisi için konuşan kendisine aşk besleyen kimdi onu merak eder. merak etmesinin sebebi ilk defa kendisi için söylenen gerçek ama güzel bir şey duyuyor olmasıydı ama bir o kadarda etkilendiydi
Azula (yani Orihime ) kılıç dükkanına gider kılıç siparişi ettirecektir yolda aynı geçen günler gibi hakaret ,küfür,ve diğer terbiyesiz sözler.. dükkanın önüne gelir yine o duyduğu ve etkilendiği sözleri duyar ve dükkanın önüne gelir ki duyduklarının yanı sıra gözlerinin gördüklerine inanamaz …
-“Azula aslında iyi biri. gaddar zulümkar olabilir onlara göre ama bana göre her zulüm ettiği insanda olduğu gibi pişmanlık akıyor gözlerinden . hafiften de titreme oluyor elinde kılıcı tutarken hoş bir şey bana göre o bir Kadın yani gönümde yeri tek olan bir kadın…..”
Bunları söyleyen kendisine Yardım eden çocuk olduğunu öğrenir ama gönlüde kaymıyor değildir Azula azda olsa mutlu olmuştur ama genç farkında değildir Azulayı…. (yani orhimeyi <3)mutlu ettiğine.
Azula kapıyı tıklatır genç dünyaya döner
Genç “buyrun” der ve gelene bakar ama bir tuhaf olur genç. Sebebi Azulanın yüzünde ilk defa aşk dolu bir yüz görür
Azula ( yani Orihime ) –“ ben bir kılıç yaptırmak istiyorum” der
-“peki yaparım yalnız malzemeleri topluyorum birazdan başlarım” der genç
Genç malzemeleri ayarlamaya çalışırken Azulanın gözü o kanlı kılıca kayar motifi aşırı incelikle işlenmiş kabzasında – Azula- yazar
Azula -“ yada neyse ben şu kılıcı alıyorum tatlım “ der
-“peki Azula’cım “ der ve Azula çıkar ama jetonlar yeni düşer ikisininde çünkü ikiside birbirine aşırı güzel sözler söylemişlerdir….
------------------------------------------------------------------------------------------------
Gün sonu Azula sarayına döner oradan odasına çıkar ama hergün olan şey yine tekrar eder,yine küfür yine hakaret ve ağır sözler … bunların verdiği acı Azulayı ağlatır artık…
Genç Azulanın kanlı kılıcı aldığını fark eder ve yeni yaptığı kılıçla değiştirmeye saraya gider sarayın kapısının önüne geldiğinde kapının açık olduğunu fark eder telaştan içeri dalar içeride gezinirken ağlama sesleri duyar yukarıdan , yukarı doğru hızlı adımlarla ilerler yukarı çıktığında hafif aralanmış bir kapı bulur hafif bir bakış atar kapı aralığından bakar ki Azula ağlıyor; sessizce yanına yaklaşır
Azula kendi kendine içini döktüğünü zanneder
-“ ölmek istiyorum artık ne bir sevenim var ne de sevdiğim var aslında yok değil sevenim ve sevdiğim o gencin kalbinden geçenleri duyduğumda içim , öyle bir rahatladı ki … ama merak etmiyorum değilim acaba onun bir sevdiği var mıdır benden başka ? bilmiyorum bilmek istiyorum….
Genç içinden –“ yok ki senden başka biri gönlümde Azula yok ki senden başka biri neden olsun ki….”
Azula odasında birinin ağladığını duyar bakar ki genç yanında;
-“niye buradasın Genc bir isteğin ya da bir diyeceğin mi var . varsa söyle yoksa git beni bu halde görmeni istemiyorum…”
-“evet var her ikiside ama şunu söylemek istiyorum en baştan benim kalbimde başka biri yok bunu bil lütfen ama öyle üzgün durma (gözlerini siler azulanın) beni dahi yıkıyorsun bu halinle… yalvarırım öyle ağlama bir daha …”
-“ diyeceğin bitti mi peki bitti ise…”
-“ hayır bitmedi Azula , sana yardım etmek istiyorum , sana ait olmak istiyorum , seninle olmak istiyorum kısacası ben seni…”
-“bende seni seviyorum , seviyorum , seviyorum, seviyorum (genç’te Azula’da ağlar mutluluktan)
Azula’nın gence sormaya unuttuğu bir soru vardır gence sorar
-“ bir ismin var mı senin genç ailenin sana verdiği bir isim”
Genç mahçup olmuş bir vaziyette ve ne diyeceği bilememektedir . Azula anlamıştır olayı
-“ peki bundan sonra senin adın Azazel olsun. eee düşündümde yakışıyor bu isimler birbirlerine
Azula ile Azazel . tamam buldum senin adın Azazel olsun
Genç (artık Azazel) bir ismi olduğuna sevnmiştir . Azula da bir sevgilisi olduğunada sevinmişir
Artık ikiside mutludur sonunda…
-----------------------------------------------------------------------------------------------
Günler günleri kovalar aylar ayları….Azazel mutluluktan havalara uçar ve işleri yolunda gider Azula ise melek olmuştur halkın sorunlarıyla ilgilenmekte ve halkın mutluluğunu istemektedir sebebi Azazel’e duyduğu aşktan Azazelin ise Azulaya duyduğu aşktan dolayı işleri yolunda gitmektedir
Halkın bir kısmı mutlu bir kısmı şüpheci bir kısmıda Azulanın mutlu olduğuna inanmamaktadır. Halkın Azulanın daha önceki yaptıklarını unutmayan bir gruptur bu son kısım ….
Zamanı geldiğini düşünür Azula sabırsızdır artık birlikte yaşamak ister Azazel ile… gizlice saraydan ayrılır Azazel’in evine gider bakar ki evde yok. Atölyeye gider orada da değildir meraklanır hatta telaşlanırda “acaba ne oldu başına bir iş mi geldi ki …” diye düşünür çünkü ilk ve tek aşkıdır ve meraklanmasıda doğal birşeydir
Azazel ise Azulanın sarayına yola çıkar Artık Azulayı beklemekten kalbi yarılacak gibi olur. Saraya vardıktan sonra kapıyı tıklatır ama kapı açılır kendiliğnden, Azulayı aramaya başlar Azazel içini merak sarmıştır “bir şey mi oldu” endişesi kaplamışır içini çünkü Azula onun ilk ve tek aşkıdır…
Saatlerce aramadan sonra Azula (yani orihime) sarayına döner artık yorgundur ve hüzünlüdür bulamamıştır sokaklarda sevdiğini .
Sarayına döndüğünde yüzündeki hüzün kaybolmuştur çünkü aradığını bulmuştur Azula hızla Azazel’e koşmaktadır sevgiyle,aşkla bir yandan da öfke ile koşmaktadır
Azazel ile Azula göz göze gelir Azazel sevinir ama birde tokat yer bu sevincin üstüne . Azazel şaşkın değildir bir sebebi olduğunu biliyordur bu yediği tokatın ama yinede sorar Azula ya
-“ ne oldu Azula”
(Azula sarılır)-”ya ölsedin ne olurdu biliyormusun yeni çıktığım zindan hayatına geri dönerdim ömrümün 50 yılını gitti seni kaybetmek korkusu yüzünden bana 50 yıl borçlusun Azazelim bana bunu nasıl ödemeyi düşünüyorsun ya azael
Azazel böyle bir soru geleceğini hiç düşünmüyordu ama vereceği cevap kaderinin son noktasını koyduğunun noktasıydı
-“ demek öyle ettim seni korkuttum seni üzdüm ama farkında bile değildim bunu yaptığımın. sana 50 yıl gibi bir borcum yok. Yer ve gök ikisi arasındakiler ,doğu ve batı rüzgarları şahidim olsun ki ben sana ömür boyu borçluyum ölsem dahi yanından ayrılmayacağım … Azula benimle evlenirmisin”
Azula öyle bir yeminin arkasındaki ruhani yüzü görünce ruhu kıvılcım almış, böyle bir teklifin geri çevrilmeyeceğini biliyordur ama emin olmak ister hemen Şaman’ı çağırttırır töreni yaptırır yüzükler takılır ve doğanın değişmeyen tekniği ile ritüele başlarlar……….