Kaçış. Sayfaya git: 1, 2, Sonraki |
Yazar
Mesaj
Katılanlar: Yumi, Hisashi, Gamazashi, Wei
-Bu yazı editlenene kadar sonradan katılıma açıktır-
Her biri kendi maceralarına yelken açmıştı fakat göremedikleri bir dokumacı tarafından kaderlerinin iplikleri birleşiyordu, kötü bir noktada birleşiyor olması ise onların şanssızlığıydı.
*Gazete Küpürü*
Aziz Charloss Kızgın!
Balıkadam adasında edindiği kötü tecrübelerden sonra Doğu Mavi'nin sakin sularındaki bir Denizci adasına yerleşen Aziz Charloss yıllardır özenle oluşturduğu köle koleksiyonunu tek gecede kaybetti. Birçoğu azılı korsanlardan oluşan-söylentilere göre bazıları tamamen masum köylülerdi- bu kölelerin nasıl olup da iyi korunan bu adadan kaçabildikleri şimdilik muamma, tek bilinen Denizcilere ait bir gemiyi alıkoyup ortadan yok oldukları.
*Alıkoyulan Denizci Gemisi*
(Nasıl kaçtığınızı bilmiyorsunuz, tek bildiğiniz gece uyumanız için size ayrılan bölmenin kapısının biri tarafından açılıp sizi esir tutan tasmaların anahtarının içeri atıldığı, bu anahtarı Yönetme Yeteneği en yüksek kişi-Gamazashi- alıp önce kendini ve ardından diğer herkesi serbest bırakıyor ve gemiyi ele geçirmeniz için sizi örgütlüyor. Gemi şu an sizde, 4 kişi değilsiniz gemide birçok kişi var ve bu kişilerin neredeyse hepsi uzaklardaki evlerine dönmek istiyor ve durmaksızın sızlanıyorlar fakat içinde macera ruhu taşıyan kişiler sessizce ufku izliyor, ufukta bir ada görülüyor-gören kişi Wei- ve adanın görüldüğü duyuruluyor. Gemiden inmek isteyenler için bu güzel bir fırsat fakat oraya gidip gitmeyeceğinize kendi aranızda karar vereceksiniz. Rpg başlasın.)
Npc korsanlar: "Heey duydunuz mu ada görünmüş!"
"Lanet olasıca evime dönmek istiyorum!"
"5 senedir güzel bir içki içmeye hasrettim!"
vs vs.
Not: marijoes'deki kölelerin aksine sizin vücutlarınızda köle damgası yok, bu yüzden rahat olabilirsiniz.
-Bu yazı editlenene kadar sonradan katılıma açıktır-
Her biri kendi maceralarına yelken açmıştı fakat göremedikleri bir dokumacı tarafından kaderlerinin iplikleri birleşiyordu, kötü bir noktada birleşiyor olması ise onların şanssızlığıydı.
*Gazete Küpürü*
Aziz Charloss Kızgın!
Balıkadam adasında edindiği kötü tecrübelerden sonra Doğu Mavi'nin sakin sularındaki bir Denizci adasına yerleşen Aziz Charloss yıllardır özenle oluşturduğu köle koleksiyonunu tek gecede kaybetti. Birçoğu azılı korsanlardan oluşan-söylentilere göre bazıları tamamen masum köylülerdi- bu kölelerin nasıl olup da iyi korunan bu adadan kaçabildikleri şimdilik muamma, tek bilinen Denizcilere ait bir gemiyi alıkoyup ortadan yok oldukları.
*Alıkoyulan Denizci Gemisi*
(Nasıl kaçtığınızı bilmiyorsunuz, tek bildiğiniz gece uyumanız için size ayrılan bölmenin kapısının biri tarafından açılıp sizi esir tutan tasmaların anahtarının içeri atıldığı, bu anahtarı Yönetme Yeteneği en yüksek kişi-Gamazashi- alıp önce kendini ve ardından diğer herkesi serbest bırakıyor ve gemiyi ele geçirmeniz için sizi örgütlüyor. Gemi şu an sizde, 4 kişi değilsiniz gemide birçok kişi var ve bu kişilerin neredeyse hepsi uzaklardaki evlerine dönmek istiyor ve durmaksızın sızlanıyorlar fakat içinde macera ruhu taşıyan kişiler sessizce ufku izliyor, ufukta bir ada görülüyor-gören kişi Wei- ve adanın görüldüğü duyuruluyor. Gemiden inmek isteyenler için bu güzel bir fırsat fakat oraya gidip gitmeyeceğinize kendi aranızda karar vereceksiniz. Rpg başlasın.)
Npc korsanlar: "Heey duydunuz mu ada görünmüş!"
"Lanet olasıca evime dönmek istiyorum!"
"5 senedir güzel bir içki içmeye hasrettim!"
vs vs.
Not: marijoes'deki kölelerin aksine sizin vücutlarınızda köle damgası yok, bu yüzden rahat olabilirsiniz.
Yumi gözlerini açtı. Uyandığında her zaman yaptığı gibi tepkisizce boşluğa baktı. Hafifçe sağ tarafına döndü. Etrafı pek umursamadan altında yastık sandığı şeye daha bir sokuldu ve uyumaya devam etmeye çalıştı.
Fakat Yumi'nin dikkatini bir şey çekmişti. Evet, etrafına dikkatlice bakmamasına rağmen odada bir şeylerin değiştiği açıktı!
Yumi gözlerini aniden açtı ve hemen olduğu yerden fırladı. İşte oradaydı. Tam önünde bir anahtar duruyordu.
Bu anahtar nereden de geldi acaba diye düşünürken, odanın demirliklerinden sızan loş ışıkta bir gölge belirdi.
Yumi başını gölgenin sahibinin olduğu yere doğru çevirdi. Güler yüzlü ve dostani bir surat ona bakıyordu. Sonradan öğreneceği üzere bu gelecekteki tayfasının kaptanı Gamazashi'ydi. Fakat şu an sadece iki yabancıydılar.
Fakat Yumi'nin dikkatini bir şey çekmişti. Evet, etrafına dikkatlice bakmamasına rağmen odada bir şeylerin değiştiği açıktı!
Yumi gözlerini aniden açtı ve hemen olduğu yerden fırladı. İşte oradaydı. Tam önünde bir anahtar duruyordu.
Bu anahtar nereden de geldi acaba diye düşünürken, odanın demirliklerinden sızan loş ışıkta bir gölge belirdi.
Yumi başını gölgenin sahibinin olduğu yere doğru çevirdi. Güler yüzlü ve dostani bir surat ona bakıyordu. Sonradan öğreneceği üzere bu gelecekteki tayfasının kaptanı Gamazashi'ydi. Fakat şu an sadece iki yabancıydılar.
Gamazashi'yi o gece de uyku tutmamıştı. Her zaman olduğu gibi her fısıltıya önem verir, zira hepsi gerçekleşecekmiş gibi düşüncelere kapılmazdı. Fakat bu seferki olası ihtimal bir durumdu, bu nedenle sırtını duvara yasladı, zamanın sessiz ilerleyişine ayak uydurmaya çalışarak gözlerini kapattı.
İtiş kakış seslerini duyan Gamazashi bulunduğu pozisyonu terketmedi, ama güzel şeyler olacağını hissediyordu. Hızlıca önüne atılan anahtarları görünce bu hissin gerçek bir umuda dönüşünü gerçekleştirebileceğini kavradı ve kafesi açtı. Hemen ardından orada muhabbetinin olduğu birkaç kardeşine yöneldi, diğerleri de umrundaydı elbette. Fakat neredeyse bütün zindanların açıldığını görünce kendisinin yapacağı pek bir şey kalmadığını anlamıştı.
"Fazla vaktimizin olduğunu sanmıyorum, bir an önce kaçmalıyız bu adadan!" diyerek ve denizcilik vasfını öne sürerek kaçmalarında kullanacakları gemide üstünlüğünü sağladı. Uzun yıllardır burada biçare kalmış, eski zamanlarda şanlarını duyurmuş ve ateşlerinin bir kibrit seviyesinde yanmakta olan bir çok güçlü korsan görüyordu. Onun genç ve vakur oluşuna şimdilik kimse karşı çıkmamıştı, rotanın belirlenmesini bizzat emir vererek en yakın karaya ayak basmak zorundaydılar. Buradaki birçok insanın hayatı şu an onun ufak ve güzel ellerinin arasındaydı.
"not:bayanlar tarafından dümen tutuşu beğenilen bir denizciydi Gamazashi"
Güverteden gemidekilere sesli bir şekilde: "Arkamızdan muhtemelen paralı bir tayfa geliyordur. Bu kadar büyük zayiatı varken o yaşlı kaçmamıza asla göz yumamaz! Karaya yaklaştığımızda sallarla isteyen herkes gidebilir, geriye kalanlar bizimle denizde kalmaya devam etsin!" dedi gün doğarken.
İtiş kakış seslerini duyan Gamazashi bulunduğu pozisyonu terketmedi, ama güzel şeyler olacağını hissediyordu. Hızlıca önüne atılan anahtarları görünce bu hissin gerçek bir umuda dönüşünü gerçekleştirebileceğini kavradı ve kafesi açtı. Hemen ardından orada muhabbetinin olduğu birkaç kardeşine yöneldi, diğerleri de umrundaydı elbette. Fakat neredeyse bütün zindanların açıldığını görünce kendisinin yapacağı pek bir şey kalmadığını anlamıştı.
"Fazla vaktimizin olduğunu sanmıyorum, bir an önce kaçmalıyız bu adadan!" diyerek ve denizcilik vasfını öne sürerek kaçmalarında kullanacakları gemide üstünlüğünü sağladı. Uzun yıllardır burada biçare kalmış, eski zamanlarda şanlarını duyurmuş ve ateşlerinin bir kibrit seviyesinde yanmakta olan bir çok güçlü korsan görüyordu. Onun genç ve vakur oluşuna şimdilik kimse karşı çıkmamıştı, rotanın belirlenmesini bizzat emir vererek en yakın karaya ayak basmak zorundaydılar. Buradaki birçok insanın hayatı şu an onun ufak ve güzel ellerinin arasındaydı.
"not:bayanlar tarafından dümen tutuşu beğenilen bir denizciydi Gamazashi"
Güverteden gemidekilere sesli bir şekilde: "Arkamızdan muhtemelen paralı bir tayfa geliyordur. Bu kadar büyük zayiatı varken o yaşlı kaçmamıza asla göz yumamaz! Karaya yaklaştığımızda sallarla isteyen herkes gidebilir, geriye kalanlar bizimle denizde kalmaya devam etsin!" dedi gün doğarken.
Spoiler:
Ay ışığı ile aydınlanan hücresinde Hisashi her akşam aksatmadan devam ettiği egzersizlerini yapıyordu. O küçük, iğrenç adadan şişko bir balık adamın kölesi olmak için kaçmamıştı. Hisashi'nin bir hayali vardı ve hayallarinin önüne duvar çekmeye çalışanları asla affetmezdi.
Bu gecelik yeterince çalıştığına karar verdikten sonra hücresinin en kuru köşesine oturduktan sonra bir tualet deliğini anımsatan hücre pencerisinden ayı izlemeye başladı. Dışarıda kocaman bir dolunay vardı ve Hisashi dolunayın kendisine hep şans getirdiğine inanamıştı. Ama bu geceninde diğer gecelerden farkı yok gibi duruyordu. İşte bir geceyi daha özgürce denizlere açılmak varken bu kokuşmuş hücrede geçiriyordu. Hisashi biran sinirine hakim olmadı ve tüm gücü ile hücresinin yosun tutmuş duvarına sağlam bir yumruk geçirdi. Yumrukla beraber hücrenin içinde demirin taşa vurma sesi yankılandı. Hisashi telaşla sesin kaynağını aramaya başladı. İşte orada duruyor ve ay ışığında zarif bir pırlanta gibi parlıyordu özgürlüğünün anahtarı.
..........
Nemli deniz havasını tüm gücüyle içine çekti. Ciğerleri içini dolduran hava ile adeta bayram etmişti. Hisashi bir çocuk gibi mutluydu, arada kendi kendine havaya sıçrayıp geminin tırabzanlarına tırmanıyordu. Hisashi çayırlardaki kuzular gibi geminin güvertesinde bir o yana bir bu yana sıçrarken dümenin başından birinin onlara seslendiğini duydu.
Kaptan, en azından kaçışlarını sağlayan kaptan, peşlerinde paralı tayfaların geldiğinden ve isteyenlerin kaçabileceklerinden bahsediyordu. Hisashi hızla geminin ucuna koşarak yumruğunu tüm gücüyle sıktı ve ileri doğru haykırdı.
"Gelsinlerde birkaç kişinin kıçını tekmeleyelim!"
Bu gecelik yeterince çalıştığına karar verdikten sonra hücresinin en kuru köşesine oturduktan sonra bir tualet deliğini anımsatan hücre pencerisinden ayı izlemeye başladı. Dışarıda kocaman bir dolunay vardı ve Hisashi dolunayın kendisine hep şans getirdiğine inanamıştı. Ama bu geceninde diğer gecelerden farkı yok gibi duruyordu. İşte bir geceyi daha özgürce denizlere açılmak varken bu kokuşmuş hücrede geçiriyordu. Hisashi biran sinirine hakim olmadı ve tüm gücü ile hücresinin yosun tutmuş duvarına sağlam bir yumruk geçirdi. Yumrukla beraber hücrenin içinde demirin taşa vurma sesi yankılandı. Hisashi telaşla sesin kaynağını aramaya başladı. İşte orada duruyor ve ay ışığında zarif bir pırlanta gibi parlıyordu özgürlüğünün anahtarı.
..........
Nemli deniz havasını tüm gücüyle içine çekti. Ciğerleri içini dolduran hava ile adeta bayram etmişti. Hisashi bir çocuk gibi mutluydu, arada kendi kendine havaya sıçrayıp geminin tırabzanlarına tırmanıyordu. Hisashi çayırlardaki kuzular gibi geminin güvertesinde bir o yana bir bu yana sıçrarken dümenin başından birinin onlara seslendiğini duydu.
Kaptan, en azından kaçışlarını sağlayan kaptan, peşlerinde paralı tayfaların geldiğinden ve isteyenlerin kaçabileceklerinden bahsediyordu. Hisashi hızla geminin ucuna koşarak yumruğunu tüm gücüyle sıktı ve ileri doğru haykırdı.
"Gelsinlerde birkaç kişinin kıçını tekmeleyelim!"
Spoiler:
Gamazashi, Hisashi'yi her zaman takdir etmiştir ve imrenmiştir. Kendisi de oldukça güçlü görünmesine rağmen aralarındaki farkı onun ilk işindeki performansından anlamıştı. Bu yüzden ileride birbirlerine muhtaç olacakları düşüncesine kapıldı, ve şimdi ise esaretten kaçmıştılar ve aynı gemide bulunmaktalardı.
İlk öne çıkanın Hisashi olmasına şaşırmamıştı bu nedenle, güzel bir tebessümle karşılık verdi onun kararına. Ve karaya yaklaşmışlardı, ufak bir kargaşa veryansın etti. Hızlıca emirler veren Gamazashi; gemiden inenlerin sayısının bu kadar fazla olacağını düşünmüyordu. Fakat hiç kimseyi esir alamazdı, tüm insanlar hür doğmuştu ve hür yaşamalıydı. Gemide kalıp fikrini beyan edecek yüzler aradı, filikalar kıyıdaki denize inerken.
İlk öne çıkanın Hisashi olmasına şaşırmamıştı bu nedenle, güzel bir tebessümle karşılık verdi onun kararına. Ve karaya yaklaşmışlardı, ufak bir kargaşa veryansın etti. Hızlıca emirler veren Gamazashi; gemiden inenlerin sayısının bu kadar fazla olacağını düşünmüyordu. Fakat hiç kimseyi esir alamazdı, tüm insanlar hür doğmuştu ve hür yaşamalıydı. Gemide kalıp fikrini beyan edecek yüzler aradı, filikalar kıyıdaki denize inerken.
Spoiler:
Yumi odasından çıkmıştı. Bir an olduğu yerde kalakaldı. Etraf curcunaya dönmüştü. Özgürlüğüne kavuşmuş tüm köleler kendilerini kaybetmişçesine etrafta koşuşturuyorlardı.
Yumi kaşlarını çattı. Kafası bulanmıştı. Neler oluyordu? Herşey çok hızlı gelişmişti. Neredeydi? Bunu bile hatırlamıyordu. Uzaktan bir kaptanın sesini duyuyordu. Kaptan emirler yağdırmaya başlamıştı bile. Yumi etrafa bakındı. Çok yalnız hissediyordu. Düşünmeye vakti olmadığını anlayacak kadar aklı vardı. Direk rotacılık kabiliyetinden yararlanarak kolları sıvadı. Yumi yan cebini kolladı. Her zaman yanında taşıdığı eski bir harita vardı. Onu çıkardı.
Yumi kendine sakin bir köşe aramaya başladı. Kafasını toplaması gerekiyordu. Düşünmemek olmazdı. Düşünmeyenler her zaman gereksiz detaylarda kendilerini kaybederlerdi.
Yumi önce sakinleşmesi gerektiğine karar verdi. Derin bir nefes aldı. Gözlerini kapadı. O esnada kuzey tarafından esen bir rüzgar bedenini okşadı. Yumi gözlerini açtı. İçi huzur dolmuştu. Artık hazırdı.
Yuminin kaşları artık çatmıyordu. Denizin ve rüzgarın o derin sakinliği tüm bedenini gevşetmişti.
Yumi sesini yükseltti: 'Lütfen bana ses verin. Rüzgar güney yönünden esmekte. Rüzgarı arkamıza alarak gitmeye devam ettiğimiz takdirde kuzey batı yönündeki Rushka adasına ulaşacağız. Bu ada çok büyük bir ada. Bitki örtüsü ise sık ormanlık. Aslına bakarsanız çok yağmur alan bir ada olacak gibi gözüküyor. Yer yer şimşeğe de rastlayabiliriz. Evet, çok kolay olmayacak bizim için. Fakat eminim kendimize barınaklar bulabiliriz'
Yumi kendinden emin bir şekilde konuşmasını tamamladıktan sonra kendisine çevrilmiş 2 çift göz dikkatini çekti. İlgiyi üzerine çektiği için kalbi biraz daha hızlı atmaya başladı ve biraz utandı.
Yumi bu 2 çift gözden bir çiftini hatırlıyordu sanki. Heh, tamam diye düşündü. O anahtarı kendisine atan yabancıydı. Ve o bir kaptandı. Görünüşe bakılırsa verdiği bilgileri onaylamışa benziyordu. Yumi gülümsedi ve kaptan da öyle.
Yelkenleri açtılar. Rushka adası görünmeye başlamıştı bile!
Yumi kaşlarını çattı. Kafası bulanmıştı. Neler oluyordu? Herşey çok hızlı gelişmişti. Neredeydi? Bunu bile hatırlamıyordu. Uzaktan bir kaptanın sesini duyuyordu. Kaptan emirler yağdırmaya başlamıştı bile. Yumi etrafa bakındı. Çok yalnız hissediyordu. Düşünmeye vakti olmadığını anlayacak kadar aklı vardı. Direk rotacılık kabiliyetinden yararlanarak kolları sıvadı. Yumi yan cebini kolladı. Her zaman yanında taşıdığı eski bir harita vardı. Onu çıkardı.
Yumi kendine sakin bir köşe aramaya başladı. Kafasını toplaması gerekiyordu. Düşünmemek olmazdı. Düşünmeyenler her zaman gereksiz detaylarda kendilerini kaybederlerdi.
Yumi önce sakinleşmesi gerektiğine karar verdi. Derin bir nefes aldı. Gözlerini kapadı. O esnada kuzey tarafından esen bir rüzgar bedenini okşadı. Yumi gözlerini açtı. İçi huzur dolmuştu. Artık hazırdı.
Yuminin kaşları artık çatmıyordu. Denizin ve rüzgarın o derin sakinliği tüm bedenini gevşetmişti.
Yumi sesini yükseltti: 'Lütfen bana ses verin. Rüzgar güney yönünden esmekte. Rüzgarı arkamıza alarak gitmeye devam ettiğimiz takdirde kuzey batı yönündeki Rushka adasına ulaşacağız. Bu ada çok büyük bir ada. Bitki örtüsü ise sık ormanlık. Aslına bakarsanız çok yağmur alan bir ada olacak gibi gözüküyor. Yer yer şimşeğe de rastlayabiliriz. Evet, çok kolay olmayacak bizim için. Fakat eminim kendimize barınaklar bulabiliriz'
Yumi kendinden emin bir şekilde konuşmasını tamamladıktan sonra kendisine çevrilmiş 2 çift göz dikkatini çekti. İlgiyi üzerine çektiği için kalbi biraz daha hızlı atmaya başladı ve biraz utandı.
Yumi bu 2 çift gözden bir çiftini hatırlıyordu sanki. Heh, tamam diye düşündü. O anahtarı kendisine atan yabancıydı. Ve o bir kaptandı. Görünüşe bakılırsa verdiği bilgileri onaylamışa benziyordu. Yumi gülümsedi ve kaptan da öyle.
Yelkenleri açtılar. Rushka adası görünmeye başlamıştı bile!
Hisashi gemiden ayrılan filika dolusu insanları görünce sinirlendi. Hepside batan gemiyi terke eden sıçanlar gibi kaçışıyorlardı. İnsanların bu kadar korkak olması her zaman sinirini bozmuştu. Hisashi filikaların olduğu tarafa doğru koşarak sesisinin çıktığınca arkalarından haykırdı;
"Kaçın bakalım sizi korkak sıçanlar ama bir daha sakın karşıma çıkayım demeyin!"
Hisashi pek zeki sayılmazdı, o daha çok gücünü cesaretinden ve düşünmeden hareket etmesinden alırdı. Tabiki düşünmeden hareket etmesi yüzünden burnu b*oktan hiç çıkmıyordu ama o hayatından gayet memnundu, heleki şuan denize açılan bir gemide yer aldığı için.
Hisashi kaçanların arkasından haykırarak ve havayı sert yumruklarla dövdükten sonra sinirini biraz yatıştırmıştı. Suratında memnunsuz bir ifade ile geminin içerisinde kalanları aramaya başladı. kaptanları gayet sakin bir şekilde dümenin başında görevini yapıyordu. Hisashi kaptana sırıtarak selam verdikten sonra gözü haritalar ile boğuşan telaşlı kişiye takıldı. Gemilerinde bir rotacı vardı anlaşılan. Hisashi rotacılıkta ne kadar kötü olduğunu ve salı ile denizde kaybolduğu günleri hatırladı. Başta biraz içi ürperdi ve tüyleri diken diken oldu ama sonra kahkahıyı bastı. Bir rotacıları vardı. Hayran gözler ile Rotacının yaptıklarına ve söylediklerine pür dikkat kesildi.
"Kaçın bakalım sizi korkak sıçanlar ama bir daha sakın karşıma çıkayım demeyin!"
Hisashi pek zeki sayılmazdı, o daha çok gücünü cesaretinden ve düşünmeden hareket etmesinden alırdı. Tabiki düşünmeden hareket etmesi yüzünden burnu b*oktan hiç çıkmıyordu ama o hayatından gayet memnundu, heleki şuan denize açılan bir gemide yer aldığı için.
Hisashi kaçanların arkasından haykırarak ve havayı sert yumruklarla dövdükten sonra sinirini biraz yatıştırmıştı. Suratında memnunsuz bir ifade ile geminin içerisinde kalanları aramaya başladı. kaptanları gayet sakin bir şekilde dümenin başında görevini yapıyordu. Hisashi kaptana sırıtarak selam verdikten sonra gözü haritalar ile boğuşan telaşlı kişiye takıldı. Gemilerinde bir rotacı vardı anlaşılan. Hisashi rotacılıkta ne kadar kötü olduğunu ve salı ile denizde kaybolduğu günleri hatırladı. Başta biraz içi ürperdi ve tüyleri diken diken oldu ama sonra kahkahıyı bastı. Bir rotacıları vardı. Hayran gözler ile Rotacının yaptıklarına ve söylediklerine pür dikkat kesildi.
Spoiler:
*Geminin tabanı Calm Belt'de gezinen deniz krallarının algılayamaması için kairouseki(deniztaşı) ile kaplıydı, bunun fark edilmesi üzerine korsanlar kölelerin gemiden ayrılmasını bekleyip hemen ardından Grand Line'a doğru-Yumi'nin tavsiye ettiği yöne- yelken açarlar, peşlerinde her kim varsa Doğu Mavi'den daha iyi bir kalkan olacaktı onlara karşı Grand Line'ın korsan gemileriyle dolu suları. Gemide pek fazla kişi kalmamıştı yine de yelkenleri idare edebilecek, gözcülük yapabilecek, dümeni tutabilecek kişiler mevcuttu. Bir Denizci gemisinde her zaman için yedek bir Log Pose bulunurdu ve seyir için gerekli haritalar da mevcut olurdu, ayrıca bir adadan diğerine gitmelerine yetecek kadar ve biraz daha fazla yiyecek de vardı. Log pose'un gösterdiği istikamette ilerleyen Korsanlar ilk adayı gördüklerinde kölelerin salınmasından bu yana dört gün geçmişti.
Elinizdeki Malzemeler; Bir adet denden mushi, Bir adet dürbün, Denizci Kıyafetleri, Birer tüfek, Bir adet çakaralmaz-kaptanların kullandığı bir çeşit tabanca-, Piyade kılıçları. Erzağınız tükendi ve bu adada durmanız gerekiyor, gemide bir şeyler satın alabilmeniz için herhangi bir para yok. Şu an ada göründü ve burası kanunsuz bir ada değil, limanda birçok ticaret gemisi görüyorsunuz fakat hiç korsan gemisi yok.*
Elinizdeki Malzemeler; Bir adet denden mushi, Bir adet dürbün, Denizci Kıyafetleri, Birer tüfek, Bir adet çakaralmaz-kaptanların kullandığı bir çeşit tabanca-, Piyade kılıçları. Erzağınız tükendi ve bu adada durmanız gerekiyor, gemide bir şeyler satın alabilmeniz için herhangi bir para yok. Şu an ada göründü ve burası kanunsuz bir ada değil, limanda birçok ticaret gemisi görüyorsunuz fakat hiç korsan gemisi yok.*
Geçen dört gün ile hiç erzakları kalmamıştı tayfanın. Yumi'nin talimatlarıyla sonunda ufukta bir kara parçası görünmüştü. Bunun haberini alan Gamazashi, geminin hızını azalttı ve kafasında kurguladığı planını anlatmaya başladı.
"Nakamalarım, 4 gündür yol alıyoruz ve nihayetinde karaya yaklaştık. Bildiğiniz gibi Grand Line'dayız ve ada hakkında pek bir fikrim yok. Fakat görünen o ki sakin bir kıyı kasabası burası, çünkü etrafta hiçbir korsan gemisi yok. Bizim gemimizin sıradan bir görünümde olması ise lehimize işliyor bu konuda."
Küçük bir tebessümün ardından sakince anlatmaya devam etti.
"Herkes denizci kıyafetlerini giysin, kendilerini savunabilecek silahları üzerilerinde temin etsin. -çakaralmazı daha öncesinde kendisine almıştır- Bunun sebebi hem huzursuzluk çıkaracak bir görünüme sahip olmamamızı istemeyişim hem de herhangi bir sorunda kendimizi koruyabilecek durumda olmamızdır. Denizcilik bilgilerime göre Log Pose'n bize yeni bir adayı göstermesi için en az 3 gün o adada durmak zorundayız. Ve peşimizdekilerden bir ize rastlayamadık, ama bunun için rahatlamamamız gerek, henüz erken. Sonuçta bizler birer kaçağız 5 gündür ve aranıyoruz! Yeterli miktarda erzak temin etmek için kısa süreli bir iş bakınmalıyız, vakit yeteri kadar geçince buradan ayrılmamız gerekecek. O nedenle benden habersiz bir işe kalkışmayın." dedi.
Sahilde bacası tüten gemiler artık çok yakınlarındaydı. Yumi ve Hisashi ile gözgöze geldi.
"Nakamalarım, 4 gündür yol alıyoruz ve nihayetinde karaya yaklaştık. Bildiğiniz gibi Grand Line'dayız ve ada hakkında pek bir fikrim yok. Fakat görünen o ki sakin bir kıyı kasabası burası, çünkü etrafta hiçbir korsan gemisi yok. Bizim gemimizin sıradan bir görünümde olması ise lehimize işliyor bu konuda."
Küçük bir tebessümün ardından sakince anlatmaya devam etti.
"Herkes denizci kıyafetlerini giysin, kendilerini savunabilecek silahları üzerilerinde temin etsin. -çakaralmazı daha öncesinde kendisine almıştır- Bunun sebebi hem huzursuzluk çıkaracak bir görünüme sahip olmamamızı istemeyişim hem de herhangi bir sorunda kendimizi koruyabilecek durumda olmamızdır. Denizcilik bilgilerime göre Log Pose'n bize yeni bir adayı göstermesi için en az 3 gün o adada durmak zorundayız. Ve peşimizdekilerden bir ize rastlayamadık, ama bunun için rahatlamamamız gerek, henüz erken. Sonuçta bizler birer kaçağız 5 gündür ve aranıyoruz! Yeterli miktarda erzak temin etmek için kısa süreli bir iş bakınmalıyız, vakit yeteri kadar geçince buradan ayrılmamız gerekecek. O nedenle benden habersiz bir işe kalkışmayın." dedi.
Sahilde bacası tüten gemiler artık çok yakınlarındaydı. Yumi ve Hisashi ile gözgöze geldi.
Spoiler:
*Gemi iskeleye yanaştığında köyden iki tane muhafız tipli insan geliyor ve yüzlerinde herhangi birinin rahatça anlayabileceği bir rahatlama ifadesi var. Gemiye yaklaştıktan sonra biri diğerine bağırmaya başlıyor, "Denizciler geldi bak gördün mü, sonunda geleceklerini biliyordum."
Gemiden aşağı indiğinizde, muhafızlardan diğerine bağıran elini en önde yürüyen Gamazashi'ye uzatıp "Hoş geldiniz, mesajlarımızı aldınız mı ha? Söyleyin, uzun zamandır gözümüz ufku tarıyor."
Gemiden aşağı indiğinizde, muhafızlardan diğerine bağıran elini en önde yürüyen Gamazashi'ye uzatıp "Hoş geldiniz, mesajlarımızı aldınız mı ha? Söyleyin, uzun zamandır gözümüz ufku tarıyor."
1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [ 13 mesaj ] |
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız |